GÜNDEM - 14 Ekim 2024 Pazartesi 17:56

Nilüfer’de tarımsal kalkınma zirvesi

A
A
A
Nilüfer’de tarımsal kalkınma zirvesi

Nilüfer Belediyesi, NİLKOOP iş birliği ile tarımsal üretimin önemine dikkat çekmek ve sürdürülebilir tarım politikası geliştirmek hedefiyle “Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı”na ev sahipliği yapıyor. 3 gün sürecek çalıştaydan çıkan sonuçlar tarım ve kooperatifçilik çalışmalarında yol gösterici olacak.


Tarımsal kalkınma için çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, üretimi teşvik etmek, tarım alanlarının korunması ve kooperatifçiliğin geliştirilmesi için ‘Tarımsal Kalkınma ve Kooperatifçilik Çalıştayı’ gerçekleştiriyor. Nilüfer Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (NİLKOOP) iş birliğinde düzenlenen çalıştayda, ortak akılla Nilüfer’in tarım potansiyelini harekete geçirecek politikalar için yol haritası oluşturulması hedefleniyor.


Nilüfer Nikahevi’ndeki çalıştayın açılışına Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir’in yanı sıra CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa Milletvekilleri Orhan Sarıbal, Hasan Öztürk ve Kayıhan Pala, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Metin Tunçel, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, BUÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Turgut, NİLKOOP Başkanı Süleyman Ayyılmaz ile akademisyenler, meslek odaları temsilcileri, muhtarlar ve çiftçiler katıldı.


Programda konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir konuşmasında tarım alanlarının korunması ve kooperatifçiliğin desteklenmesi için yapılan çalışmalara vurgu yaptı. Nilüfer’de toprak analizlerinin gerçekleştirildiğini ve ne tür ürünlerin yetiştirilebileceğine dair analizlerin yapıldığını vurgulayan Başkan Şadi Özdemir, “Ayrıca Hasanağa Gıda Merkezi’nde gıda ürünlerinin üretimi, işlenmesi ve depolanması sağlanıyor. Kadın dernekleri de üretimlerini merkez sayesinde ekonomik değere dönüştürebiliyorlar” dedi.


’Kooperatifleşmeye destek’


Nilüfer’in Türkiye’nin en gelişmiş 8’inci ilçesi olduğunu hatırlatan Başkan Şadi Özdemir, “Kooperatifleşme modeliyle, satış güvencesi vererek, çiftçilerin üretimi doğru yapmalarını ve hatta bazı girdilerini ortak satın alma platformlarıyla daha ucuza temin etmelerini sağlayabiliriz. Arzumuz, kırsalda kooperatifler kurmak. Buna ‘hayır’ diyen bir kırsal mahalle görmedim; herkes sıcak yaklaşıyor. Ekiplerimiz bu konuda köylülerimizi desteklemeye çalışıyor. Kooperatifleşip ürünlerini bunun üzerinden pazarlamalarını, kendileri satamıyorlarsa, NİLKOOP üzerinden satın alarak onları harekete geçirmek istiyoruz. Bu potansiyel var; sadece üretmek ve ürettiğini doğru satmak gerekiyor” diye konuştu.


"Sürdürülebilir hayat tarımla mümkün"


Başkan Şadi Özdemir, ayrıca gençleri tarıma teşvik etmek istediklerini, sürdürülebilir bir yaşamın tarımla mümkün olacağını belirterek, “Gençlerimize tarımın gelecekte önemli bir geçim kaynağı olabileceğini göstermek ve köylerinde kalmalarını sağlamak istiyoruz. Bu yönde önemli adımlar atacağız” dedi.


Nilüfer’in köylüsü Nilüfer’in efendisi olsun anlayışı ile hareket ettiklerini dile getiren Başkan Şadi Özdemir, “Torunlarımız da bu toprakların o en muhteşem lezzetteki enginarını, incirini, biberini yiyebilsin. Onun için de tarımsal alanların korunması, sağlıklı gıdaya erişim için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.


Başkan Şadi Özdemir, Nilüfer’de tarım alanlarına yapılan kaçak yapılarla mücadelenin süreceğine, kararlı bir şekilde konunun üzerine gideceklerini sözlerine ekledi.


CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise, tarımsal hammadde üretiminde Türkiye’nin gelecekteki durumunun ortaya koyulması gerektiğine dikkat çekerek, “Bu tespitleri yıllardır yapıyoruz, şimdi yeniden inşa etme zamanı. Kırsal mahalleler boşalmış, ortalama çiftçi yaşı 56’ya gelmiş. Kırsal mahallelerde okullar kapatılmış, sosyal donatı alanları yok, genç insanların yaşama sevinci alabileceği herhangi bir mekan oluşturmadan, gençler tarıma dönsün diyerek bu meseleyi çözebilecek miyiz? O halde konunun ekonominin yanında, iktisadi, kültürel, politik, çok farklı çeşitleri var. İçinde bulunduğumuz bu yeni başlangıç döneminde, bu çalıştaydan faydalanalım, bu çıktılar bize ışık tutsun” dedi.


Nilüfer’in tarımsal potansiyelinin korunmasının önemine vurgu yapan CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk de, “Sanayileşme ve plansız yapılaşma bu potansiyeli tehdit ediyor. Belediye Başkanımız Şadi Özdemir’in tarımı yeniden canlandırma vizyonuna tam destek veriyoruz” diye konuştu.


CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala ise, “Hepimizin karar verme süreçlerine katılarak, tarım topraklarını korumayı, bundan sonra gıda güvencesi ve gıda güvensizliğini geri planda bırakacak bir adım atmayı başarabilirsek bu hepimiz için özellikle de çocuklarımız ve gelecek kuşaklar için çok büyük değer taşıyacak” dedi.


CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise konuşmasında tarımın ülke ekonomisi açısından taşıdığı öneme vurgu yaparak, “Çiftçi yoksa üretim de yok. Gıda hakkı, yaşam hakkından sonra en temel haktır. Çiftçiden çok tüketicilerin düşünmesi gereken bir alandır” diye konuştu.


NİLKOOP Başkanı Süleyman Ayyılmaz, tarımda adil ve kapsayıcı bir modeli hayata geçirmeyi istediklerini belirterek, “Bu çalıştayda elde edilecek bilgi ve öneriler, Nilüfer Belediyesi ve NilKOOP’un tarım ve kooperatifçilik politikalarına rehberlik edecektir” şeklinde konuştu.


"Türkiye’nin umudu tarımda"


Tarım Yazarı-Gazeteci Ali Ekber Yıldırım, tarımda bu yılın çok zor geçtiğini vurgulayarak, “Çiftçi hangi ürünü ekse maalesef zarar etti” dedi. Konuşmasında tarımın hiçbir zaman bitmeyeceğini dile getiren Yıldırım “Tarım, 10 bin yıldır devam ediyor. Tarımda mutlaka çıkış yolu olacak. Türkiye’nin her şeye rağmen umudu tarımda. Sıkıntılarımız olabilir. Ama bunları aşarak, tarımdan zenginlik üretebileceğimize her zaman inandım” ifade etti.


Açılışın ardından, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, “Nilüfer İlçesindeki Arazilerin Detaylı Toprak Etüdleri, Arazi Kullanım Planı ve Köy Bazlı Güncel Arazi Kullanım Haritaları”, BUÜ Ziraat Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Şule Turhan, Bursa İli Nilüfer İlçesi Sürdürülebilir Tarımsal Üretim Envanteri, Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sevinç Bahar Yenigül ise Tarımsal Kalkınmada Örgütlenme konularında sunumlar gerçekleştirdi.


Çalıştay boyunca “Ortak Akıl Masa Çalışmaları”nda yol haritası belirlenmeye çalışılacak. 3 gün sürecek çalıştayın son günü ise çalışma gruplarının sonuçları sunulacak ve beyannâme hazırlanacak.



Nilüfer’de tarımsal kalkınma zirvesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara Sanayi Odası 61. kuruluş yıl dönümünü kutladı Ankara Sanayi Odası (ASO), kuruluşunun 61’nci yıl dönümünü ASO üyelerinin bir araya geldiği etkinlikle kutladı. Davetin açılış konuşmasını yapan ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, Ankara Sanayi Odası’nın Başkent’in gelişmiş sanayi kentlerinden birine dönüşmesinde mihenk taşı olduğunu vurgulayarak, “Yaşadığımız tüm zorluklara rağmen başarılarla dolu 61 yılı geride bırakırken geleceğimize de güvenle ve umutla bakıyoruz” dedi. Başkent Ankara’nın marka değerine en büyük katkıyı sağlayan kurumlardan olan Ankara Sanayi Odası’nın kuruluşunun 61’nci yıl dönümü Ankaralı sanayicilerin bir araya geldiği bir davetle kutlandı. ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç ve Meclis Başkanı Celal Koloğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe, ASO Yönetim Kurulu, Meclis ve Komite, Yüksek İstişare Kurulu. Disiplin Kurulu Üyeleri, Ankara’daki Organize Sanayi Bölgelerinin Başkanları, TOBB Ankara Kadın Girişimciler Kurulu Üyeleri ile Genç Girişimciler Kurulu Üyeleri ve ASO Üyesi sanayiciler katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasında Ankaralı sanayicilere hitap eden ASO Başkanı Seyit Ardıç, sözlerine, “25 yıldır bu değerli ailenin mensubu olmanın gururu ile Odamızın 61. kuruluş yıl dönümünü kutlamanın heyecanı ve mutluluğunu yaşıyorum” ifadeleriyle başladı. “Geleceğimizden umutluyuz” Ankara Sanayi Odası’nın bozkır Ankara’nın gelişmiş sanayi kentlerinden birine dönüşmesinde mihenk taşı olduğunu vurgulayan Başkan Ardıç, “Zor günlerden geçiyoruz. Ama yaşadığımız tüm zorluklara rağmen başarılarla dolu 61 yılı geride bırakırken geleceğimize de güvenle ve umutla bakıyoruz. Geleceğimizden umutluyuz, çünkü her kuruluş yıl dönümümüzde olduğu gibi Ankara Sanayi Odası Ailesi olarak Anıtkabir’i ziyaret ettik ve Ulu Önderimiz Atatürk’e verdiğimiz sözü bir kez daha dile getirdik: Emanetin emanetimizdir, kurduğun Cumhuriyeti senin ilkelerin ve devrimlerin ışığında daha da ileriye taşıyacağız. Geleceğimizden umutluyuz, çünkü verdiğimiz sözü yerine getirmek için azimle çalışmaya kararlıyız. Geçen yıl Mart ayında Meclis Toplantımızı, Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı Ulus’taki tarihi Meclis Binamızda yaptık; o günkü mücadele ruhuna bugün de aynı inanç ve kararlılıkla sahip olduğumuzu vurguladık. Geleceğimizden umutluyuz, çünkü 61 yıl önce bugün, Ankara Sanayi Odamızın temellerini atan kurucularımızın değerlerinden hiç sapmadık, sapmayacağız. Üretim ve yatırım yaparak, ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunma misyonumuzdan hiç vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Ve şunu da çok iyi biliyoruz; birlik ve beraberlik içinde olduğumuz sürece hiçbir güç bizi yolumuzdan döndüremez, döndüremeyecek” diye konuştu. “Dijital çağı çok iyi kavramak, yüksek teknolojili üretime geçmek zorundayız” Dünyadaki değişim ve gelişmelere dikkat çeken ASO Başkanı Ardıç, “Dijital çağı çok iyi kavramak, yüksek teknolojili üretime geçmek zorundayız” dedi. Sanayicilerin talep ve sorunlarını devletin en üst makamlarına çözüm önerileriyle birlikte aktaran ASO’nun, üyelerinin küresel gelişmelere hızla uyum sağlayabilmesi için pek çok proje de yürüttüğünü belirten Başkan Ardıç, “Sanayicilerimizin rekabet gücünü artırmasına ve yüksek katma değerli üretime geçişlerine destek olmak için yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Teknoloji, inovasyon ve girişimcilik, öncelikli stratejik alanlarımız arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı. Başkan Ardıç, ASO’nun hazırladığı çok kapsamlı çalışma raporlarıyla durum tespiti yaptığına ve karar vericilere politika önerileri sunduğunu vurguladı. Ankara’nın Dış Ticaret Analizi ve Teknolojik Boyut Çalışma Raporu’nda, Ankara’nın yüksek teknoloji ihracatı payının yüzde 13 ile, yüzde 3,8 olan Türkiye ortalamasından ve diğer 5 büyük sanayi ilinden yüksek çıktığına dikkat çeken Ardıç, “Yüksek teknolojiye geçişin temel göstergelerinden olan Ar-Ge harcamalarına ilişkin TÜİK’in açıkladığı veriler de raporumuzu teyit etti. Ar-Ge harcamalarında Ankara’mız Türkiye birincisi oldu. Ankara, 2024 yılının ilk 10 ayında 11,4 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşarak, İzmir’i de geride bıraktı ve 4’üncü sıraya yükseldi” dedi. Ardıç, bu başarıda büyük katkısı olan Ankaralı sanayicileri tebrik etti. “İllerin teknolojik gelişmişlik endeksini ASO açıklayacak” ASO’nun hedefinin Başkent Ankara’yı sanayi ve teknolojide lider bir kent yapmak olduğunu hatırlatan Başkan Ardıç, Türkiye’nin üretime dayalı en büyük teknoloji üssünü kurmak için çalışmalara başladıklarını belirtti. Ardıç, “ASO Ankara Teknoloji Üssü; sosyal, kültürel ve ekonomik tüm ihtiyaçların karşılanacağız, tam donanımlı, Ar-Ge’ye dayalı bir üretim merkezi olacak. Teknolojide lider bir kentin Sanayi Odasına, bu ünvanına uygun bir endeks yayınlamak yakışırdı. Biz de yakışanı yapacağız. İllerin Teknolojik Gelişmişlik Endeksi’ni yayınlayacağız. TEPAV ile ortaklaşa yürüttüğümüz çalışmayı Aralık ayında Meslek Komiteleri Ortak Toplantımızda kamuoyu ile paylaşacağız. İllerimizin Teknolojik Gelişmişlik Endeksini bundan böyle her yıl Ankara Sanayi Odası açıklayacak. Başkan Ardıç, ASO üyelerinin faydalanacağı tam donanımlı ASO İncek Sosyal Tesisleri projesini de hayata geçireceklerini belirtti. Ankara Sanayi Odası’nın kuruluşundan bugüne görev yapan tüm yöneticilerine ve kadrolarına teşekkürlerini sunan Başkan Ardıç, “Bizler de devraldığımız bayrağı, siz sanayici yol arkadaşlarımın ve büyüklerimin vizyonuyla, Meclisimiz ve 40 Meslek Komitemizin faaliyetlerinden aldığımız güçle ileriye taşımak için yılmadan, engel tanımadan daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz” dedi.
İstanbul Kuzey Kıbrıs’ta yeni bir gece kelebeği türü keşfedildi Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, Kuzey Kıbrıs’ta Girne Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinde “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek keşfetti. Literatüre geçen gece kelebeğinin, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrıldığı belirtildi. Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları keşiflerine bir yenisini daha ekledi. Daha önce, literatüre “Günsel” adı ile giren Kıbrıs’a özgü bir örümcek türü keşfeden üniversite araştırmacıları, bu defa tanımlanmamış yeni bir gece kelebeği türünü Kuzey Kıbrıs’ta keşfetti. Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ve proje ortağı Avusturyalı Entomolog Dr. Peter Huemer’ın imzasını taşıyan yeni keşif, bilimsel dergilerden “Zootaxa”ta da yayımlandı. Dünya genelinde, iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin etkisiyle biyolojik çeşitlilik hızla azalırken, yeni keşifler biyoçeşitliliği koruma açısından büyük bir önem taşıyor. Yapılan son araştırmalar, 1970 yılından bu yana yaban hayatı popülasyonlarının ortalama yüzde 73 oranında azaldığını gösterirken, bilim insanları, biyolojik çeşitliliği korumanın hayati önemde olduğunu vurguluyor. Yakın Doğu Üniversitesi’nde yapılan bu önemli keşif ise; Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğine ışık tutarken, bilim dünyasına da yeni bir tür kazandırdı. Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer; Girne, Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinden topladıkları örnekler üzerine yaptıkları çalışmalarda; dünya için yeni bir tür olduğu keşfedilen canlının “Gelechiidae” güve familyasına ait “Scrobipalpa chardonnayi” isminde bir güve türü olduğunu ortaya çıkardı. Bir güve cinsi olan ve dünya çapında 300’den fazla türü bulunan “Scrobipalpa” cinsinin üyelerinden olduğu belirtilen “Scrobipalpa chardonnayi” türü, Kıbrıs’a özgü yeni bir türün varlığını ortaya koydu. Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli Yeni keşfedilen “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrılıyor. Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli ve Gnorimoschemini güve ailesine özgü üç siyah nokta taşıyan bu tür, özellikle erkek ve dişi genital yapılarındaki farklarla dikkat çekiyor. Yapılan DNA analizleri, bu kelebeğin daha önce tanımlanmış türlerden, yaklaşık yüzde 6 genetik farklılık gösterdiğini de ortaya koydu. Makale, Zootaxa dergisinde yayımlandı Dünya literatürüne geçen bu önemli keşfin detayları, Zootaxa dergisinde yayımlandı. Hayvan taksonomisi ve sistematik üzerine dünyaca tanınan saygın bir akademik dergi olan Zootaxa, bu çalışmayı; alandaki bilimsel gelişmelere katkı sağlayacak önemli bir kaynak olarak literatüre kazandırdı. Kıbrıs’ın doğa tarihi kayıt altına alınmaya devam ediyor “Araştırmacılarımızın Kıbrıs’ın doğal zenginliklerini dünya bilimine kazandıracak araştırmalara öncülük etmesi bizim için büyük bir gurur kaynağı” ifadesini kullanan Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Pof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Daha önce keşfettiğimiz ve literatüre ‘Günsel’ adıyla geçen örümcek türünün ardından, şimdi de ‘Scrobipalpa chardonnayi’ adlı yeni bir gece kelebeği türünün keşfiyle Kuzey Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğini bilim dünyasına tanıtmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünün 20 yılı aşkın bilimsel bir çalışmanın sonucunda oluşturulan Kıbrıs Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi’ne de ev sahipliği yaptığını hatırlatan Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Müzemizde, tarihi 250 milyon yıl öncesine kadar giden Kıbrıs’ın jeolojik materyallerinin yanı sıra 20 binden fazla bitki ve canlı örneği sergileniyor. Keşfini yaptığımız yeni kelebek türü ile Kıbrıs’ın doğa tarihini kayıt altına almaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Prof. Dr. Günsel, “Bu önemli keşfi yapan araştırmacılarımızı tebrik ediyor, bu tür çalışmaların artarak devam etmesini temenni ediyorum” diye konuştu. Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarının bilimsel çalışmaları ile dünya bilim literatürüne katkı sağlamayı sürdürdüğünü söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ise “Kuzey Kıbrıs’ın eşsiz biyolojik çeşitliliğine ışık tutan bu yeni keşif, üniversitemizin bilimsel kapasitesinin bir göstergesidir. Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer’ın yürüttüğü bu uluslararası iş birliği, akademik çalışmaların sınırları aşan etkisini bir kez daha ortaya koymuştur. Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde yapılan bu keşif, biyolojik çeşitliliği koruma çabalarına önemli bir katkıdır. Bu başarıda emeği geçen tüm araştırmacılarımızı yürekten kutluyorum” dedi. Prof. Dr. Özge Özden: “Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde bu keşif çok değerli” Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden keşfettikleri yeni gece kelebeği türünü “Kuzey Kıbrıs’ın kireçtaşı dağlarında tanımladığımız yeni keşif, genellikle dar, saçaklı kanatları olan küçük bir güve türü” sözleri ile tanımladı. “Yapılan araştırmalar, dünya genelinde hızlı şekilde türlerin kaybolduğu yönünde bulgular ortaya koyuyor” diyen Prof. Dr. Özden, “Böyle bir dönemde yeni bir tür keşfetmek ülke ve dünya bilimi için çok değerli” ifadelerini kullandı. Uluslararası iş birlikleri yaparak biyoçeşitlilik alanında bilimsel araştırmalar yürüttüklerini hatırlatan Prof. Dr. Özden, “Yaptığımız yeni gece kelebeği keşfi de Avusturyalı Entomolog Peter Huemer ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ortak bir projenin sonucu” dedi. Prof. Dr. Özden, “Desteklerini her zaman yanımızda hissettiğimiz üniversitemiz yönetimine ve manevi desteğini esirgemeyen Çevre Koruma Dairesi’ne de teşekkür ediyorum” dedi.