EKONOMİ - 15 Ekim 2024 Salı 13:07

Başkan Çolakbayrakdar: "Üretimin kalbi burada atıyor"

A
A
A
Başkan Çolakbayrakdar: "Üretimin kalbi burada atıyor"

Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar; Makina İkmal Bakım ve Onarım Merkezi’nin büyük bir sanayi sitesi gibi çalıştığını belirterek; "Atölyelerimizde belediyemizin ihtiyaçlarını karşılayarak, şehrimizin ve ülkemizin ekonomisine büyük katkı sağlıyoruz” dedi.


Belediye bünyesindeki Park ve Bahçeler Şefliği ile Makine İkmal Bakım ve Onarım Merkezi’nde; elektrik, boya, marangoz, kaynak, yağlama ve motor gibi bölümlerin bulunduğu alanın önemine değinen Başkan Çolakbayrakdar, birçok atölyenin bir arada bulunduğu bakım merkezi sayesinde çalışmaların daha hızlı, daha kaliteli, daha verimli ve ekonomik hale getirildiğini vurguladı. Tesislerin büyük bir sanayi sitesi gibi çalıştığına dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar; "Kocasinan bölgesinde yaşayan vatandaşlarımıza en iyi hizmeti verebilmek için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bu çerçevede atölyelerimizde belediyemizin ihtiyaçlarını karşılıyor ve bazı ürünlerin üretimini yapıyoruz. Özellikle burada istihdam sağlayarak ülkemize hizmet ediyoruz. Elektrik, boya, marangoz, kaynak, yıkama, yağlama ve motor atölyeleriyle araçların bakımını yapıyoruz. Araç-gereç ve iş makinelerinin periyodik bakım ve onarımlarını gerçekleştiriyoruz. Atölyemizde parklar, bahçeler ve kamusal alanlarda kullanılmak üzere oturma bankları, kamelyalar ve birçok başka ürünü onarıp yeniliyoruz. Ayrıca çöp konteynırlarını tamir ediyor, boyuyor ve yeniden kullanıma sunuyoruz. Bunun yanı sıra, araçların yağ, fren ve şanzıman bakımları, kaporta tamiratı, boya işlemleri, motor yenileme işlemleri ile yazlık ve kışlık lastik değişimleri de tesislerimizde yapılıyor. Bu sayede önemli ölçüde tasarruf sağlıyoruz ve belediyemizin ihtiyaçlarını karşılayarak ekonomiye büyük katkı sağlıyoruz. Titiz ve özverili bir şekilde çalışan işçilerimize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.


Başkan Çolakbayrakdar, Kayserililere en iyi hizmeti sunmak için çalışmaların artarak devam edeceğini de sözlerine ekledi.



Başkan Çolakbayrakdar: "Üretimin kalbi burada atıyor"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi’nin kan donduran telefon görüşmeleri ortaya çıktı Yenidoğan bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan çetenin telefon görüşmeleri ortaya çıktı. Fezlekede adı geçen özel hastanelerden birinde hemşire olarak görev yapan şüpheli Mehtap S. ile örgüt üyesi şüpheli Hasan Basri G. arasında yapılan görüşmede “Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur” “yav ak öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani” şeklinde kayıtların olduğu tespit edilirken, hastaneye yapılan denetim esnasında ise şüpheli Hasan Basri G.’nin bir çalışanı arayarak “Denetim gelmiş alanı toplayın ne var ne yok hepsini kaldırın dosya mosya hiçbir şey kalmasın” dediği tespit edildi. İstanbul’da bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak kasten ölmelerine neden olan çete hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak fezleke hazırlanmıştı. Hazırlanan fezlekede yer alan telefon görüşmeleri ortaya çıktı. “Çocuğu öldür” Fezlekede adı geçen özel hastanelerden birinde hemşire olarak görev yapan şüpheli Mehtap S. ile örgüt üyesi şüpheli Hasan Basri G. arasında yapılan görüşmede, bebek hastanın tedavisini uygun olmayan şartlarda yaptıkları ve konuşma içeriklerinde “Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur” “yav ak öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani” şeklinde kayıtların olduğu tespit edildi. Fazla hasta aldıkları telefon görüşmeleri ile tespit edildi Örgüt lideri olan doktor Fırat S. ile şüpheli Ceren Hatice K. arasında yapılan görüşmede ise İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden denetime gelindiği bir gün yapılan telefon konuşmaları fezlekede açıklandı. Konuşmada Ceren Hatice K.’nın “Hocam bakanlıktan denetime geldiler. Bastılar öyle bildiğiniz şu an basamakları masamakları her şeyi kontrol ediyorlar ve benim 28 hastam var. Yani 23 normalde ya buranın hasta sayısı o yüzden” dediği Fırat S.’nin ise “Tamam taburcuların var zaten bugün taburcu edeceğin 3 hastan yok mu? Taburculukları ayarla” dediği belirtildi. “Haberlere çıkacağız vesikalık fotoğraflarımızla gözlerimize şerit çekecekler” Soruşturma kapsamında adı geçen 11 hastanenin hasta takip işini yapan hemşire Hakan Doğukan T. ile Hasan Basri G. arasında yapılan telefon görüşmeleri de fezlekede yer aldı. Konuşmalarda Hakan Doğukan T.’nin “Haberlere çıkacağız vesikalık fotoğraflarımızla gözlerimize şerit çekecekler siyah” dediği Hasan Basri G.’nin ise “Bu sefer hakikaten alacaklar bizi” şeklinde cevap verdiği belirtildi. “Bizim laboratuvardaki kanların sonucuna güvenmeyin illa ki onu mu söyleyeyim ortalıkta” Hemşire Hasan Basri G.’nin Funda S. isimli kişiyle yaptığı görüşmede ise “O kadar dün bebek yattı Funda onların hepsi b.. gibiydi nasıl topladı o çocuk ben anlamadım. Onların kan sonuçları gerçekten temiz mi?” dediği, Funda S.’nin “Gerçekten temiz” demesi üzerine Hasan Basri G.’nin “Funda hepsi çekiliyordu inliyordu o en son doğan maymun gibi” dediği belirtildi. Funda S.’nin ise “Hasan bizim laboratuvardaki kanların sonucuna güvenmeyin illa ki onu mu söyleyeyim ortalıkta” dediği belirtildi. “Bize ne bırak bebek ölsün” Bir bebeğin ölümünün ardından hemşire Hakan Doğukan T. ile şüpheli Hüseyin G. arasında yapılan telefon görüşmelerine de fezlekede yer verildi. Kayıtlarda Hüseyin G.’nin “Bize ne bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edelim” dediği Hakan Doğukan T.’nin ise “Kanka yazık ya çocuk gözümün önünde öldü ya” şeklinde cevap verdiği kaydedildi. Konuşmanın devamında Hakan Doğukan T.’nin “Ne tdp takmışlar ne inotrop başlamışlar ne kavid yapmışlar ne curosorf yapmışlar” demesi üzerine Hüseyin G.’nin “Hiçbir şey yapmamışlar ölsün demişler” şeklinde cevap verdiği görüldü. Hemşire Hakan Doğukan T. ile Hasan Basri G. arasında yapılan bir diğer telefon görüşmesinde ise soruşturmada adı geçen hastaneleri denetlemeye gelen görevlilerin hasta dosyalarını incelemek için istemeleri üzerine konuştukları görüldü. Hakan Doğukan T. “Hasan tamam s et ver öyle gitsin acil isteyip duruyorlar ya” demesi üzerine Hasan Basri G.’nin “Doğukan bu böyle giderse bizi öldürürler. Bu çok yanlış” dediği, Hakan Doğukan T.’nin ise “Ya bir şey olmaz ver ver” şeklinde cevap verdiği kayıtlara yansıdı. “Denetim gelmiş alanı toplayın ne var ne yok hepsini kaldırın hiçbir şey kalmasın” Şüpheli Hasan Basri G.’nin denetim yapıldığı gün Z.N.Ç isimli bir kişiyi arayarak “Denetim gelmiş alanı toplayın ne var ne yok hepsini kaldırın dosya mosya hiçbir şey kalmasın” dediği Z.N.Ç. isimli kişinin ise “Tamam da tekim ben biri gelsin yardım etsin. Ne dosyası ne denetimi evrakları mı kaldıralım?” şeklinde cevap verdiği kayıtlara yansıdı. Fezlekeden Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan fezlekede, doktor Fırat S. ve İ.G hakkında özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini tedavi dışında maddi menfaat sağlamak amacıyla kullandıkları iddiasına ilişkin dinleme ve teknik izleme yapıldığı aktarıldı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan fezlekede, şüpheli doktorlar F.S ile İlker G.’nin Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde davrandığı kaydedildi. Fezlekede şüphelilerin kullanmadıkları ilaçları kullanılmış gibi göstererek SGK’ya fatura ettiği ve haksız kazanç elde ettiği açıklandı. Örgüt üyelerinin birbiri arasında internet bankacılığı üzerinden para hareketinin bulunduğu da fezlekede belirtildi. Fezlekede şüpheli Fırat S.’nin İstanbul’da çok sayıda özel hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesini işlettiği ve bu ünitelere birlikte hareket ettiği sağlık çalışanlarını yerleştirdiği belirtildi. Fırat S. ile İlker G.‘nin diğer şüpheliler aracılığı ile devlet ya da özel hastanelerde doğup, tedavisi yoğunluk nedeniyle başka hastanelerde yapılması uygun görülen bebek hastaları anlaşmalı oldukları hastanelere naklettikleri belirtildi. Soruşturma kapsamında şüphelilerin bebeklerin hastanede uzun süre kalmasını sağladıkları ve SGK’dan yüksek meblağlarda ödeme alarak kamu kurumunu zarara uğrattıkları açıklandı. Şüphelilerin uygun tedavi yöntemleriyle tedavi olamayan bebeklerin ölmesine neden olduğu da belirtilen fezlekede, ambulans şoförü G.M.Ö., sevk işlemlerini yapan R.K, F.A ve S.Y’nin sevk olması gereken bebek hastaları öğrenerek örgüt lideri Fırat S. ya da İlker G’ye ilettikleri aktarıldı. Hazırlanan fezleke kapsamında örgüt lideri olduğu aktarılan şüpheliler Fırat S. ve İlker G’nin ayrı ayrı 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 273 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Fezlekede diğer şüpheliler hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istendi. Öte yandan fezlekede yer alan hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi de talep edildi. Fezleke, iddianame düzenlenmesi amacıyla Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
Sivas Türkiye’nin en lezzetli patatesleri bu topraklarda yetişiyor Türkiye’de yemeklik ve tohumluk patates üretiminde ilk sıralarda yer alan Sivas’ta, 2024 yılı itibariyle yaklaşık 700 bin ton patates üretiminin yapılması bekleniyor. Sivas’ın Merkez Aşağı Yıldızlı köyünde “Patates Hasadı Tarla Günü” gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinliğe Sivas İl Tarım Müdürü Seyit Yıldız, Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ, Şube Müdürleri ve çiftçiler katılım gösterdi. Patatesin yemeklik ve sanayilik kullanım alanları olan karbonhidrat, nişasta, vitamin ve mineralce zengin önemli bir endüstri bitkisi olduğunu vurgulayan Yıldız, “Dünyada ve son yıllarda ülkemizde sertifikalı tohumluk kullanımı ile hastalıktan ari, verim ve kalitesi yüksek patates üretimi artmıştır. Patateste genel olarak verimi kısıtlayan ana faktör tohumluktur. Seçilen çeşit ne kadar yüksek verim potansiyeline sahip olursa olsun, kullanılacak tohumluk sağlıklı ve istenilen özelliklere sahip değilse hedeflenen başarıya ulaşmak mümkün olmayacaktır” şeklinde konuştu. “Tohumluk ve yemeklik patates üretimi artarak devam ediyor” Sivas’ta üretilen patatesin kalite ve lezzet anlamında Türkiye’nin en iyisi olduğunu belirten Yıldız, “İlimiz toprakları bakir ve Patates Hastalık - Zararlıları yönünde temiz olduğu için, patates üretimini cazip kılıyor. Sivas’ta rakım bin 300 metre yüksek olduğundan üretilen patateslerin kuru madde oranı yüksek olmakta, buda depoda dayanıklılığı artırmakta. Gece gündüz sıcaklık farkından dolayı, ilimizde üretilen patates kalite ve lezzet anlamında Türkiye’nin en iyisidir. Bu sebeplerden dolayı tohumluk ve yemeklik patates üretimi yapan birçok firma, İlimize gelerek arazi kiralamakta ve üretim yapmaktadır. İlimiz tohumluk ve yemeklik patates üretimi her geçen gün artarak devam etmektedir. 2023 yılında ilimiz tohumluk patates üretiminde Türkiye de ilk sırada yer almıştır. Toplam patates üretiminde ise Türkiye’de 6. Sırada yer almaktadır. 2024 yılında ise 18 bin da alanda tohumluk patates, 122 bin da alanda yemeklik patates ekimi yapılmış olup toplam 140 bin da alanda patates üretimi yapılmış ve yaklaşık 700 bin ton patates üretimi yapılması beklenmektedir. Ülkemizin tohumluk patatesinin büyük bir kısmı ilimiz tarafından karşılanmaktadır. Tohumluk patates hasadının hayır ve bereket getirmesini diliyorum” dedi.
Gaziantep Yıldırım’dan 15 Ekim Dünya Beyaz Baston Görme Engelliler Günü mesajı Körleri Eğitim ve Kalkındırma Derneği Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Yıldırım, ’15 Ekim Dünya Beyaz Baston Görme Engelliler Günü’nde erişilebilir bir gelecek için birlikte hareket ettiklerini söyledi. Körleri Eğitim ve Kalkındırma Derneği Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Yıldırım, ’15 Ekim Dünya Beyaz Baston Görme Engelliler Günü ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yıldırım, her yıl 15 Ekim Dünya Beyaz Baston Görme Engelliler Günü’nün görme engelli bireylerin bağımsız yaşamlarını sürdürebilmeleri ve topluma tam katılımlarını sağlamak amacıyla önemli bir farkındalık günü olarak anıldığını söyledi. Bu önemli gün ve yaptıkları çalışmalarla ilgili konuşan Mehmet Yıldırım, "Beyaz baston, sadece bir yardımcı araç değil, aynı zamanda görme engelli bireylerin özgürlüğünü ve sosyal yaşama katılımını simgeler. Bu özel günde, Körleri Eğitim ve Kalkındırma Derneği Gaziantep Şubesi olarak görme engellilerin eğitim, istihdam ve sosyal yaşamdaki haklarına dikkat çekmek ve bu alandaki çalışmalarımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Dernek olarak, görme engelli bireylerin eğitim imkanlarına erişimini artırmak ve toplumsal farkındalığı yükseltmek için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Beyaz bastonun anlamını ve önemini toplumun her kesimine anlatmak, engelleri aşmak adına atılması gereken önemli bir adımdır. Tüm bireylerin eşit ve erişilebilir bir ortamda yaşama hakkı olduğu bilinciyle, çalışmalarımızı sürdürüyor ve daha kapsayıcı bir toplum inşa etmek için çaba sarf ediyoruz. Bu vesileyle, görme engelli bireylerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları engellerin aşılması adına herkesi duyarlılığa davet ediyoruz. Kurumlar, yerel yönetimler ve toplumun tüm kesimlerinden, erişilebilirlik ve eşitlik adına atılacak her adımda bizimle birlikte olmalarını bekliyoruz. Toplumsal farkındalığı artırmak ve görme engelli bireylerin yaşam kalitesini yükseltmek için desteğinize ihtiyaç duyuyoruz. Unutmayalım ki, beyaz baston sadece bir sembol değil, aynı zamanda hepimizin daha eşit bir dünya inşa etme sorumluluğunu hatırlatan bir araçtır. Bu sorumluluğu paylaşarak, engelleri aşabilir ve herkes için erişilebilir bir gelecek oluşturabiliriz" ifadelerini kullandı.
İstanbul İş Bankası’ndan “Dünya Çiftçi Kadınlar Günü”nde ilham veren hikayeler İSTANBUL (İHA) – Türkiye İş Bankası, 15 Ekim Dünya Çiftçi Kadınlar Günü’nde ülkemizin farklı bölgelerinde tarımsal üretime katkıda bulunan girişimci ve çiftçi kadınları “Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” etkinliğinde bir araya getirdi. Türkiye İş Bankası, 15 Ekim Dünya Çiftçi Kadınlar Günü’nde ülkemizin farklı bölgelerinde tarımsal üretime katkıda bulunan girişimci ve çiftçi kadınları “Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” etkinliğinde bir araya getirdi. Bu yıl ikincisinin gerçekleştirdiği etkinlikte, kadınların tarımdaki önemli rolü, sektördeki zorluklar ve çözüm önerileri ele alınırken, çiftçi kadınlar ilham verici hikâyelerini paylaştı. Birleşmiş Milletler, çiftçi kadınların tarımsal üretimde, kırsal kalkınmada ve gıda güvenliğinin sağlanmasında üstlendiği kritik rolünü görünür kılmak amacıyla 2008 yılı itibarıyla 15 Ekim’i Dünya Çiftçi Kadınlar Günü ilan etti. “Kadınların tarımsal üretime katılmasında fırsat eşitliğinin sağlanması kritik” İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, açılışta yaptığı konuşmada, tüm dünyada kadınların tarımdaki emeğinin görünür olmadığına işaret ederek, “Dünyada tarımda çalışanların ortalama yüzde 40’ını, ülkemizde 5 milyon tarım işçisinin 2 milyonunu kadınlar oluşturuyor. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) kayıtlı kadın sayısı ise 300 binin biraz üzerinde. Kadınlar aile işletmelerinde neredeyse her işi yapıyor ama sektörde doğrudan görünürlüğe sahip değil. Yoksullukla mücadele, su tasarrufu, sürdürülebilir tarım gibi dünyanın geleceğini ilgilendiren hususlarda ilerleme kaydetmek için kadınların tarımsal üretime daha fazla katılması büyük önem taşıyor. Bunun için fırsat eşitliğinin sağlanması kritik” dedi. “Çiftçi kadınların marka oluşturması, kırsal kalkınmaya katkı sağlıyor” TARİŞ’in, Türk Şeker Fabrikaları’nın kuruluşunda öncü rol oynayan İş Bankası’nın kuruluş yıllarından itibaren tarımı destekleyen çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Yılmaz, “Bugün de tarımı milli bir mesele olarak görüyoruz. Çiftçi Kadın Buluşmaları düzenleyerek kadınlara bilgisayar, internet kullanımı, dijital pazarlama, markalaşma, finansal okuryazarlık gibi eğitimler sunuyoruz. Çiftçi kadınların ve kadın kooperatiflerinin İş Bankası iştiraklerinden çevrimiçi alışveriş platformu Pazarama aracılığıyla komisyon ve kargo ücreti ödemeden ürünlerini satabiliyorlar. Kadınların üretimde ön planda oldukları, kooperatifleşmeyi başardıkları bölgelerde, ürünler katma değerli hale geliyor ve o bölgenin ekonomisi canlanmaya başlıyor. Markalaşmak son derece kritik bir öneme sahip. Kadınların bir marka oluşturması, kırsal kalkınmaya da katkı sağlıyor ve hatta tersine göçü artırıp, gelir adaletsizliğine kadar pek çok soruna çözüm olabilir. Çiftçi kadınlarımızla yaptığımız görüşmelerden de yola çıkarak kendimize altı ev ödevi çıkardık. Finansal okuryazarlık, geniş pazarlara erişim, güçlü iletişim, markalaşma, teknik bilgi, dijitalleşme ve teknoloji mutlaka geliştirilmesi ve bizim de destek vermemiz gereken konular. İş Bankası olarak tüm bu alanlarda ve kadın çiftçilerimizin hikayelerinde hep yanında olacağız” diyerek sözlerini tamamladı. Tarımın ilham veren kadınları “Kadının Gücü: Geleceğin Tarımı” etkinliğinde arıcılıktan balıkçılığa, çay üretiminden restoran işletmeciliğine tarımsal üretimin farklı alanlarında kendi hikayelerini yazan kadınlar yolculuklarını paylaştı. Kars’ta hayvancılık yapan Hilal Erben, üniversite eğitiminin ardından annesinin şehirde bir memurluk işine girmesini önermesine rağmen köyüne dönerek aile işi olan hayvancılığı büyütme hikayesini ve köyde bir dönüşüm oluşturmak için yürüttüğü çalışmaları anlattı. 30 yıllık aile işletmesi Adalılar Çiftliği’nde ata tohumu enginar üretimi yapan Halide Adalılar, zaman içinde pazarlama işini üstlenmesinin ardından ürettikleri enginarların tüketiciye ulaşması için yürüttüğü çalışmaları aktardı. Nuran Özyılmaz, ailesinin geçimini sağlamak üzere 1990’lı yıllardan itibaren ticaretle uğraşmaya başladığını belirterek, son olarak Kars’ta açtığı yöresel yemekler sunan “Kars Kaz Evi” restoranının ve köylerde kaz yetiştirici ailelere istihdam sağlamaya başlamasının hikayesini paylaştı. Rizeli çay üreticisi Fatma Saruhan ise çay üretimine nasıl başladığını anlatırken, gençlerin çay üretimine uzak olmasının nedenlerine değindi. Uludağ Üniversitesi Ekonometri bölümü mezunu olan Beyza Aydın, kurumsal yaşam yerine girişimciliği tercih etme kararının ardından üretici ve girişimci bir kadın olarak yaşadığı zorluklara rağmen Erdek’te kendi ektiği mahsulleri sunduğu bir kahvaltı salonunu hayata geçirme hikayesini anlattı. Poyrazköy’de balıkçılık yapan Gülhanım Kalafat, yaşadıkları köyde kadınların balıkçılık yapmasına yönelik önyargılara karşın eşiyle ve dört oğluyla birlikte balıkçılık işini nasıl büyüttüklerini paylaştı. Uludağ’ın eteklerindeki kırsal Yiğitali Mahallesi’nde kurulan kooperatifin başkanı Emine Örnek, Atatürk’ün talimatıyla kurulan ancak daha sonra atıl kalan okul binasının kooperatife dönüştürülme sürecini ve kooperatif çatısı altında yürütülen çalışmaları dile getirdi. Borçka ilçesinde UNESCO koruması altındaki Macahel’de 24 yıldır arıcılık yapan Melahat Gülbin, çocuklarını okutmak üzere TEMA’nın kırsal kalkınma projesine başvurmasıyla başlayan üretim yolculuğunu anlattı.