Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Ankara
İletişim Başkanı Altun: “Milli teknoloji hamlemiz gençlerimizin, genç beyinlerin ülkemize armağanıdır”
26 Kasım 2024 Salı - 13:26:00
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Milli teknoloji hamlemiz gençlerimizin, genç beyinlerin ülkemize armağanıdır” dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Stratcom Youth 2024 Küresel İletişimde Gençlik ve Teknoloji: Yeni Dönem" programına katıldı. Stratcom Gençlik Forumunun bu yılki temasının küresel iletişimde gençlik ve teknoloji olduğunu belirten Altun, İletişim Başkanlığı olarak küresel iletişim konusunu farklı boyutlarıyla ele aldıklarını söyledi. Altun, “Mesaj alışverişinden bahsediyoruz. Bu ilişki küresel alanda cereyan eden söz konusu etkileşim aslında eşitler arasında gerçekleşen, göz hizasında cereyan eden bir ilişkide değil bir anlamıyla hiyerarşik bir ilişki, asimetrik bir ilişki. Yani bir tarafta mesaj üreten ve onları dağıtan aktörler var diğer tarafta bu mesajlara muhatap olan onları tüketen geniş toplum kesimleri var. Bir yanda gür bir şekilde bağıra çağıra konuşan aktörler var öte yanda ise suskun, susturulmuş aktörler var. Kelimenin tam anlamıyla sessiz yığınlar var. Ne yazık ki bugün karşımızda küresel bağlamdaki sömürü ilişkileri meşrulaştıran bir küresel iletişim rejimi var. Nasıl ki karşımızda adaletsiz bir küresel düzen varsa aynı şekilde bu düzene dayanak oluşturan bir küresel iletim düzeni var. Biz bu adaletsiz iletim üzerinden gerçek anlamda adil bir iletişim düzenine geçmek için mücadele ediyoruz. Elbette bir yandan ülkemizin küresel itibarını marka değerini arttırmak için çabalıyoruz, daha da güçlendirmek için çabalıyoruz. Öte yanda hakikat odaklı iletişim anlayışını hakim kılmaya çalışıyoruz ve bu doğrultuda ülkemizin sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde sürdürdüğü küresel adalet mücadelesine katkı sunmaya gayret ediyoruz. Bu süreçte bizler gençlerimizin öncü bir rol oynadığına inanıyoruz. Bu nedenle küresel iletişim alanında yaşanan eşitsizlikleri, adaletsizlikleri, sorunları ve çözüm ödevlerini gençlerimizle birlikte konuşalım, müzakere edelim istiyoruz ve bu toplantıyı da tam da bunun için düzenliyoruz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhuriyetin 100’ncü yılında ’Türkiye Yüzyılı’ vizyon belgesinin yayınlandığını hatırlatan Altun, “Eğer bu belgeye bakacak olursanız bu belgede yer alan hedeflerin tümünde gençlerin genç toplum kesimlerinin gençliğin merkezi bir rolü olduğunu görebilirsiniz. Türkiye Yüzyılı vizyonunun merkezinde gençler yer alır; bilim, kalkınma sanayi, savunma, eğitim, teknoloji ve benzeri alanların tümünde. Gençler nesne değildir, öznedir. Türkiye’nin hem bugününde hem gelecek vizyonunda gençler kurucu aktörleridir. Gençler Türkiye’nin küresel iletişim süreçlerini etki etme bu süreçleri yönlendirme gayretlerinin de önde gelen aktörlerindendir. Gerek teknolojik yeniliklere gerek inovatif girişimlere bilimsel buluşları imza atma noktasında gerekse de yeni teknolojileri kullanmak ve onları dönüştürme süreçlerinde gençler toplumun önündedir. Elbette bu durumun ortaya çıkmasında her şeyden önce gençlerimizin özgüveni etkili gençlerimizin girişimciliği etkili” şeklinde konuştu. "2002 sonrasında, sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği hükümetlerin uyguladığı gençlik politikalarıyla gençlerin özgüveni, girişimci ruhu ve cesareti kökleşmiş ve bu doğrultuda toplumsal, kurumsal ve kültürel ortamlar inşa edildi" diyen Altun, şunları kaydetti: “Bu durumun ortaya çıkması, kıymetli genç kardeşlerimin her şeyden önce bir zihniyet değişimiyle ortaya çıkmıştır. Ne yazık ki bu ülkede yıllar yılı, biz yapamayız, biz geri kaldık, biz beceremeyiz diyerek bütün bir topluma bir adeta ezilmişlik psikolojisi aşılanarak, bir tür öğrenilmiş çaresizlik zerk edildi. Şükürler olsun ki, Türkiye büyüdükçe, genişlikçe, yeniliklere imza attıkça, bölgesinde ve dünyada iddialı, istikrarlaştırıcı bir güç olarak öne çıktıkça bu psikoloji aşılmaya başlandı. Bugün, Türkiye’nin öncülük ettiği ve gençlerimizin de içinde önemli roller üstlendiği teknolojik yeniliklerin, keşiflerin, inovasyonların arkasında bu öğrenilmiş çaresizliğin terk edilmiş olması gerekiyor. Her ne kadar söz konusu ezilmişlik psikolojisini, öğrenilmiş çaresizlik duygusunu aşamayan kesimler varsa da bunların giderek marjinelleştiğini, sayılarının giderek azaldığını, siyasal temsilcilerinin giderek daraldığını memnuniyetle görüyoruz” ifadelerini kullandı. “Tüketimcilik kültürünün faturasını gençlere yüklemek de en hafif tabirle vicdansızlıktır” 22 yılda zihniyet değişimi yaşadıkları başka bir konu olduğunu da ifade eden Altun, “O da gençliğe, gençlere, genç toplum kesimlerine yönelik egemen bakış açısında yaşanan değişimdir. Modern Türkiye tarihine baktığımızda gençlerin farklı kesimler tarafından ya tepeden inme bir modernleşme anlayışıyla endoktrinasyon nesnesi olarak ele alındığını görüyoruz. Ya bir toplumsal ya da siyasi hareketin ideolojik yakısı yahut bildirilmiş kıtası olarak ele alındığını görebiliriz. Yahut da tüketim toplumunun, tüketimcilik kültürünün bir unsuru, bir bileşimi, bir nesnesi olarak telakki edildiğini görebiliriz. Bu yaklaşım esas itibariyle farklı şekillerde karşımıza çıkmıştır ve buna uygun olarak gençlerimizin ya hedonizmle ya radikalizmle özdeşleştirilmeye çalışıldığını yine görüyoruz. Gençlerin nesneleştirildiği asit tüketimler olarak ele alındığı, toplumda konumlandırıldığı bir paradigmadır bu paradigma. Ne mutlu ki değerli arkadaşlar, yeni Türkiye’de bu paradigmaya yer yok. Yeni Türkiye’de gençler toplumun kurucu aktörleridir. Gençler hiçbir siyasi hareketin bildirilmiş kıtası yahut ideolojik yakıtı değildir olmamalıdır. Gençler endoktrinasyon nesnesi de değildir ve tüketimcilik kültürünün faturasını gençlere yüklemek de en hafif tabirle vicdansızlıktır. Bu nedenle siyasette, bilimde, teknolojide toplumun her alanında önce olmaları gereken bir toplum kesimidir. Biz gençlere, gençliğe, toplumun diğer kesimleri gibi ortak iyi için çalışan ve ferdiyetinin yüceliği anlayışını özümsemiş kesimler olarak bakan bir paradigmanın içinden konuşuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlık ettiği mevcut siyasi irade gençlere her zaman ve her koşulda tam da bu inanç ve özgüvenle destekleme sözü vermekte. Gençlerin anlaşılması, sorunlarını çözüme kavuşturması için bu duygu ile çabalamaktadır” değerlendirmelerinde bulundu. Türkiye Yüzyılı vizyonunun sınırlarının uzay vatana ulaştığını vurgulayan Altun, “Her iki astronotumuzun sağladığı bu önemli başarı Türkiye’nin uzay sektörüne dönüp artan ilgisini pekiştirdi ve Türkiye’nin günümüz küresel uzay yarışındaki atılımını kanıtladı. Uzay bugün hem sivil hem de askeri amaçlar için kullanılabilir durumda ve çeşitlenen bu amaçlar bizi bir yol ayrımına getirdi. Ya bu alanda yatırım yapıp yenilikleri fırsatları kavrayacağız, bunların peşinden koşacağız ya da diğer uluslararası aktörlere bağımlı kalacağız. Türkiye bu yol ayrımında kararını verdi ve fırsatları yakalayan öncü ülke olmayı tercih etti” ifadelerini kullandı. 2018 yılında Türkiye’nin uzay çalışmalarını koordinat etmek üzere Türkiye Uzay Ajansı kurduklarını belirten Altun, “2021 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan Milli Uzay Programı, ülkemizin uzay politikaları alanındaki güçlü iddialarını yansıtan bir stratejik çerçeve ortaya koydu. Öte yandan, Türkiye’nin biriktiği uydu projeleri, ülkemizin uluslararası rekabet gücünün arttırılması, yerli ve milli teknoloji kapasitesinin daha da geliştirilmesi ve savunma alanında öncü bir aktör olabilmemiz adına önemli kazananlar sağladı. Yine bu bağlamda ülkemiz uzay çalışmaları alanında pek çok uluslararası iş birliğine imza aldı. Uzay teknolojileri alanında bağımsız, güçlü bir aktör olma hedefimiz çerçevesinde yürüttüğümüz bu çalışmalar içerisinde gençlerin hep önemli bir payı olduğu olmaya da devam ediyor. Gençlerimiz mutlulukla, memnuniyetle görüyoruz ki günden güne uzay çalışmaları alanına daha fazla ilgi gösteriyor, daha fazla varlık gösteriyor bu çalışmalar” diye konuştu. “Milli teknoloji hamlemiz genç beyinlerin ülkemize armağanıdır” Altun sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Milli teknoloji hamlemiz gençlerimizin, genç beyinlerin ülkemize armağanıdır. Genç mühendislerimiz, genç bilim insanlarımız sayesinde bu hamle başarılı sonuçlar üretmiştir. İnsansız otonom araçlar alanındaki derlemeler ve savunma sanayimizde gelinen yüksek teknolojik düzey, yerli otomobilimizin, yerli uygularımızın imalatı gibi kilometre taşları, az önce de altını çizdiğim uzay yolculuğumuz gibi başarılar ve elbette TÜBİTAK başta olmak üzere kurumlarımızın ilk öğretimden doktora düzeyine kadar verdiği proje destekleri, Türkiye’nin milli teknoloji hamlesinin somut tezahürleridir.” "Teknofest markasının bu yıl 1 milyon 630 bin yarışmacının başvurusuna kucak açmış olması da Türkiye’nin gelecek nesillere verdiği değeri, gençlerimizin dinamizminin somut göstergeleridir" diyen Altun, “Evet sizler karşımızdaki gençlik çok şükür özgüvenlidir ve sınırlarının aşılabildiği nedeni farkındalığa sahiptir. Bu ülkenin gençliği için gökyüzü artık sınır değil sadece başlangıçtır. Ülkemiz merkezinde gençlerin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini bilim ve teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisindedir. Bunların yanında uzay çalışmaları ve Milli Teknoloji hamlesi yanında bir diğer başlık da günlük yaşantımızın bir parçası haline gelen, dünyamızı ve bütün sektörleri hızla dönüştüren yapay zeka araçlarıdır. Bugün yapay zeka kaynaklı algoritmaların siyaset, bilim, finans, iletişim ve benzeri pek çok alanda kullanıldığına hepimiz şahitlik ediyoruz. Yapay zeka araçları bir yandan yeni imkanları sunarken öte yandan ciddi meydan okumaları da elbette beraberinde geçiliyor. Biz bu meydan okumalarının farkında olarak ihtiyatlı ve fakat cesur bir yaklaşımla yapay zeka teknolojilerine yaklaşıyoruz. Bu doğrultuda Türkiye Milli Teknoloji ve Dijital Türkiye hedefleri doğrultusunda ulusal yapay zeka stratejisini oluşturmuş durumdadır. Bu çerçevede ulusal yapay zeka stratejisi eylem planı ortaya çıkmıştır” ifadelerini kullandı. Gençlerin bugün insanlığı ilgilendiren vicdani tutumu olduğunu aktaran Altun, “Gençlerimizin vicdani tutumu, gençlerimizin, ülkemizin, bölgemizin, insanlığın bugünle ve geleceğine ilişkin sahici tavırlarıdır. Biz bu tavrı çok farklı şekillerde görüyoruz. Fakat bu tavrı özellikle nerede gördük? 15 Temmuz 2016 tarihinde gördük. Gençlerimiz 15 Temmuz’da hain bir terör örgütü aracılığıyla hayatı geçirmeye çalışılan darbe görünümlü işgal planına karşı şanlı bir direniş ortaya koydu. Birçok genç kardeşimiz şehit düştü. Tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyoruz. Birçok kardeşimiz gazi oldu. Gazilerimize de sıhhat içerisinde, afiyet içerisinde, uzun ömürler diliyoruz. Gençlerimiz darbecilere, işgalcilere ağır bir ders verdi. Dünya tarihine geçecek nitelikte ağır bir ders verdi” dedi. Gazze’de İsrail hükümetinin yürüttüğü soykırım girişimlerine karşı gençlerin sadece Türkiye’de değil, küresel alanda mücadele verdiğini bildiren Altun, “Küresel iletişim platformlarında bütün engellemelere, sansür girişimlerine rağmen gençlerimizin Filistinli mazlumlarla nasıl dayanıştığını görüyoruz. Onlara ses olmaya çalıştıklarını görüyoruz ve her biriyle gerçekten gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
26 Kasım 2024 Salı - 13:21
Ankara Stadyumunun kapasitesi arttırılması hedefleniyor
Yapımı devam eden Ankara Stadyumu’nda kapasitenin artırılması için çalışmalar devam ediyor. Çürük raporu açıklanan 82 yıllık tarihi Ankara 19 Mayıs Stadyumu’nun yerine yeni yapılan stadyumun yapımı devam ediyor. Stadyumun yapım aşaması ise dron ile görüntülendi. ASL Yıldızlar Ortak Girişimi Ankara Stadyumu Proje Müdürü Cem Saraçlar, İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, kapasitenin 50 bin kişiye çıkarılmasının hedeflendiğini belirterek, “Kapasiteyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Büyük bir ihtimalle 45 bin kişi kapasiteler stadının kapasitesi 50 bin kişiye çıkartılması hedefleniyor. Bu da çok kısa süre içinde neticeye varacak. Kaba inşaatla ilgili çalışmalarımız zaten şu anda yüzde 95 seviyelerinde. Fakat çelik imalatına paralel olarak beklettiğiniz bazı küçük akslarımız var. Açıklığımız var. Onlara paralel o işlerde tamamlanacak. İnşaat işleriyle ilgili şu anda programda ve aksama görülmüyor” dedi. Dünya çapında ilk üç mühendislik arasında Stadyum projesinin 2025-2026 futbol sezonuna yetiştirilmesi planlanırken, Cem Saraçlar da 285 metre açıklığıyla projenin dünya çapında ilk üç mühendislik çalışması arasında yer alacağını söyledi. Saraçlar, “Yoğun bir şekilde çelik imalatlarımız devam ediyor. Şu anda Ankara’nın birçok yerinden de görülebildiği gibi birçok ciddi bir çelik imalatımız var burada. Yaklaşık 285 metre açıklık geçiyoruz ve bu dünya niteliğinde sıralamalara giriyor. Çalışmalarımızı önümüzdeki sene sezona yetiştirmeye çalışıyoruz. Diğer branşlarda da mekanik, elektrik ve tüm branşlarda çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor” şeklinde konuştu. 700 işçi vardiyalı çalışıyor Şantiyedeki iş gücüne dair bilgi veren Saraçlar, “Şu anda 700 işçiden oluşan bir ekiple vardiyalı olarak 7/24 çalışıyoruz. Özellikle çelik yapılarda 24 saat çalışıyor ekiplerimiz. Yaklaşık 17 bin ton ağırlığında bir çelik çatı inşa ediyoruz. Bu çelik çatı sekiz tane ayak üzerine oturuyor ve bu stat yapısının üzerinde bir adeta kapak gibi üzerine kapatmakta. Zor ve dünya literatüründe sayılı çelik imalatlarından biri oluyor” ifadelerini kullandı. Modern bir spor kompleksi Depreme dayanıklı şekilde inşa edilen yeni Ankara Stadyumu, UEFA kriterlerine uygun olacak. Çevresindeki ulaşım olanaklarıyla taraftarın stadyuma erişimini kolaylaştırması planlanan kompleks, ticari alanlar, mağazalar, restoranlar, müze ve konferans salonları gibi birimlere ev sahipliği yapacak. Ayrıca, stadyumda okçuluk, tekvando, boks, eskrim, dans, atıcılık, karate, judo, masa tenisi, kick boks ve muay thai gibi farklı branşlar için de alanlar bulunacak. Otopark ve teknolojik donanımlar Stadyumda 695 açık otopark ile 460 kapalı otopark kapasitesi yer alacak. Zeminin kötüleşmesini engelleyen teknolojik özelliklerle donatılacak stadyum, hem taraftarların hem de sporcuların konforu için en üst düzeyde tasarlanıyor.
26 Kasım 2024 Salı - 13:19
Danimarka’dan tarihi iade: Boubon Antik Kenti’ne ait heykel başı 60 yıl sonra yurda dönüyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yoğun diplomatik ve bilimsel çalışmaları sonucu, Burdur Boubon Antik Kenti kökenli Septimius Severus heykel başı, Danimarka’nın NY Carlsberg Glyptotek Müzesi tarafından Türkiye’ye iade ediliyor. Burdur Boubon Antik Kenti kökenli Septimius Severus heykel başı, Danimarka’nın NY Carlsberg Glyptotek Müzesi tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yoğun, diplomatik ve bilimsel çalışmaları sonucu, Türkiye’ye iade ediliyor. 60 yıl aradan sonra ait olduğu topraklara dönen bu eser, Anadolu’nun kadim kültürel mirasının korunmasında öne çıkıyor. Boubon Antik Kenti ve heykel başının hikayesi Burdur’da yer alan Boubon Antik Kenti, Roma İmparatorluğu döneminin görkemli yapılarından izler taşıyan önemli bir merkez. MS 193-211 yılları arasında hüküm süren Roma İmparatoru Septimius Severus’a ait bronz heykel başı, 1960’lı yıllarda Boubon Antik Kenti’nde gerçekleştirilen yasa dışı kazılar sırasında yurtdışına çıkarıldı. 1970 yılında sanat simsarı Robert Hecht Jr. tarafından Danimarka’daki Glyptotek Müzesi’ne satılan eser, 1979’da müzede bulunan gövdesiyle birleştirildi. Türk bilim insanı Prof. Dr. Jale İnan’ın 1970’li yıllarda yaptığı araştırmalar ve yayımladığı bilimsel çalışmalar, eserin kökeninin belirlenmesinde ve iadesinde temel bir kaynak oluşturdu. Heykel başı, Roma sanatının detaylara verdiği önemi ve dönemin liderlik sembollerini yansıtan nadir eserlerden biri olarak kabul ediliyor. ABD’den daha önce getirilen eserler Boubon Antik Kenti’nden kaçırılan eserlerin yalnızca Avrupa değil, Amerika Birleşik Devletleri’ne de gönderildiği biliniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Manhattan Bölge Savcılığı ile yaptığı iş birliğiyle, geçtiğimiz yıllarda Boubon kökenli Lucius Verus, Septimius Severus, Genç İmparator ve Giyimli Kadın heykellerinin yanı sıra İmparator Caracalla’ya atfedilen iki büst ve dönemin önemli şahsiyetlerine ait beş baş ile bir bronz kadın büstünün ABD’den Türkiye’ye iadesini sağladı. Danimarka’dan gelen son iade, Boubon Antik Kenti’nin kültürel zenginliklerinin bütünlüğünü sağlama adına bir başka önemli adım olarak değerlendiriliyor. Diplomatik ve etik çözümler Septimius Severus heykel başının iade süreci, Kopenhag Türkiye Büyükelçiliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığının sunduğu belgeler ve bilimsel kanıtlar doğrultusunda, Glyptotek Müzesi’nin etik değerlere dayalı kararıyla sonuçlandı. Müze Müdürü Gertrud Hvidberg-Hansen, “Kaçak kazılarla elde edilen bu eserin ait olduğu topraklara dönmesi, müzecilik ilkeleri ve etik değerler açısından önemli bir adımdır” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Boubon kökenli eserlerle birlikte, Pisidia Bölgesi’ne ait Düver pişmiş toprak levhalarının iadesine de karar verildi. Boubon Antik Kenti’nden yaklaşık 60 yıl önce kaçırılan Septimius Severus heykel başı, kısa süre içinde Türkiye’de sergilenmeye başlanacak. 2024 yılı içerisinde Türkiye’ye iadesi sağlanan eser sayısı bu heykel başıyla birlikte 94’e ulaşırken, 2018-2024 yılları arasında toplamda 7 bin 898 eser ve 2002-2024 yılları arasında ise toplam 12 bin 213 eser yurt dışından ülkemize kazandırıldı.
26 Kasım 2024 Salı - 13:06
MHP Genel Başkanı Bahçeli:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ahmet Türk ile görüşüp görüşmeyeceklerine ilişkin soruya, “Ahmet Türk Güneydoğu’da değerli bir şahsiyet, ağırlık vasfına sahip bir insan. Görüşme talebi bize intikal etmedi ama görüşme arzusu taşırsa her zaman görüşebiliriz” dedi. Bahçeli, Ahmet Türk ile görüşmeye ilişkin soruya, “Ahmet Türk Güneydoğu’da değerli bir şahsiyet, ağırlık vasfına sahip bir insan. Görüşme talebi bize intikal etmedi ama görüşme arzusu taşırsa her zaman görüşebiliriz. Ağırlığın bazı vasıfları vardır. Ağların kapısı açık olur, aşı da bol olur. Onun için birileri ziyaret gittiği zaman 40 davar kesmesi gerekir” dedi.
22 Kasım 2024 Cuma - 22:34
Dışişleri Sözcüsü Keçeli: “Irak Türkmenlerinin yanında duruyor, hak ve menfaatlerini gözetiyoruz”
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Irak’taki nüfus sayımı bağlamında Kerkük’e yönelik gerçekleşen nüfus hareketliliğine ilişkin, “Türkiye olarak, tüm kurumlarımızla, Irak Türkmenlerinin yanında duruyor, hak ve menfaatlerini gözetiyoruz” dedi. Dışişleri Sözcüsü Keçeli, sosyal paylaşım sitesi X hesabından yaptığı paylaşımda, “Türkiye olarak, tüm kurumlarımızla, Irak Türkmenlerinin yanında duruyor, hak ve menfaatlerini gözetiyoruz. Bu çerçevede, Irak’la aramızda dostluk köprüsü teşkil eden ve Kerkük’te yoğun bir nüfusa sahip olan Türkmen soydaşlarımızın huzur ve güvenlikleri, bu ülkeyle ikili ilişkilerimizdeki temel önceliklerimizdendir. Irak’ta uzun yıllar sonra yapılmakta olan nüfus sayımı için IKB’deki Kürtlerin Kerkük’e yoğun şekilde intikallerine dair kamuoyuna da yansıyan gelişmeler yakından takip edilmiştir” ifadesini kullandı. Keçeli, “Söz konusu nüfus sayımında etnik kökene dair veri toplanmamış olsa da yoğun nüfus hareketliliği Iraklı Türkmen ve Arap kesimleri haklı olarak endişeye sevk etmiştir. Bu usulsüzlüğün, aslında Kerküklü olmayan kitlelerin oldubittiyle Kerkük nüfusuna dahil edilmesi sonucunu doğuracağı ve bunun ileride yapılacak seçimlere de etki edeceği açıktır. Irak yetkili makamlarının, son yüzyıldır sayısız katliam ve zulme maruz kalmış Türkmen soydaşlarımızın, nüfus sayımı kapsamında yaşanan bu son gelişmeler nedeniyle bir kez daha mağdur edilmesine müsaade etmemesini bekliyoruz. Kerkük’teki temel beklenti ve hassasiyetimiz, vilayette tarih boyunca oluşan demografik yapıyla oynanmaması ve Kerkük halkının, vilayetin asli bileşenlerinin üzerinde mutabık kaldığı biçimde yaşamaya devam etmesidir” ifadelerine yer verdi.
22 Kasım 2024 Cuma - 22:10
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: “Formula 1’i İstanbul’umuza kazandırmak istiyoruz”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bizim Formula 1 Kurumu ile ilgili görüşmelerin süreci firmayla birlikte devam ediyor. İnşallah biz bu süreci başarıyla tamamlayıp Formula 1’i İstanbul’umuza kazandırmak istiyoruz” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Ersoy, Kültür Yolu Festivali’ndeki sanatçılar ile ilgili ayrım yapılıp yapılmamasına ilişkin yöneltilen soruya, "Bakın bu seneki kültür yolu festivalinde görev almış büyük konser dediğiniz 87 tane sanatçı listesi burada var. Size veririm. Sanatçı listesini görürseniz de kriterimizin çok çeşitli olduğunu görürsünüz. Herhangi bir ideolojik yaklaşım ile yaklaşmadığımızda çok net bir şekilde görürsünüz. Zaten Google’de arattığınızda bizim sanatçılarımızı orada görebiliyorsunuz. Bu konuda herkesin için rahat olsun” ifadelerini kullandı. “2005 yılında ihaleye çıkmış” Ersoy, kendisine ait olan bir otelin kazandığı ihale iddialarına ilişkin soruya, şu yanıtı verdi: “Gelen bilgi eksik ve yanlış. Maalesef geçen son dönemde de karşıma çıktı ve her seferinde anlattım. İlgili başkan vekillerine de kopyalarını verdim belgelerin. Bu sene de demek ki devam edilecek algıya. Ben net bir şekilde anlatayım. 2005 yılında ihaleye çıkmış Kültür ve Turizm bakanlığı. 2005 yılında ihaleye en yüksek teklifleri benim firmam verdiği için bende kalmış. 2006 yılında ihale bittikten sonra biz ön izin talebini yapmışız. Bize de 2006 tarihinde ön izi belgesini vermişler. Yani konunun günümüzle uzaktan yakından alakası yok. Benim makamım olmadan yaklaşık 20 yıl önceki konudan bahsediyoruz. Belgesi burada.” “Kamuoyuna yansıyan rakamların 20’de birine denk geliyor” Kültür Yolu Festivali’nin yüksek maliyetler ile ilgili yapıldığı iddialarını da yanıtlayan Bakan Ersoy, “Kültür Yolu çok geniş kapsamlı bir etkinlik. 7 aylık bir sürede 16 şehirde 9’ar gün festival olarak hesap ederseniz. 144 festival gününde 6 bin 700 etkinlik içeriyor. Zaten bütün illerin talep etmesinin arkasında bu var. Şimdi büyük sanatçı konserlerinize gelelim. Büyük konserlerin konser başı maliyeti kamuoyuna yansıyan belediye sahnelerinin, çok daha kapsamlı bir sahne artı teknik kısmını söylüyorum. Sadece kamuoyuna yansıyan rakamların 20’de birine denk geliyor. Maliyetler açısından uçurum var ikisinin arasında. Ekranda gördüğümüzün 20’de birine denk geliyor” dedi. “Formula 1’i İstanbul’umuza kazandırmak istiyoruz” İstanbul Park ihalesine ilişkin yöneltilen soruları da yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, şunları kaydetti: “Eğer konu teminatsa 4 milyar değil. Orada bir yanlışlar vardır. Yaklaşık maliyeti teminatın 270 milyon lira. Söz konusu rakam 4 milyar değil. İkincisi, eski firmayla devam ediyor olsaydık şu an da aylık 730 bin lira kira alıyor olacaktık. Şu anda aylık 300 bin dolar kira alıyoruz. Şimdi ayrıca bu firmanın verdiği teminat da şu an da Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün mevzuatına uygun. Kira ödemelerini düzenli yapmaya devam ediyor. Burada bir ayrıntıya girmek istiyorum. Firmanın bir tanesi evrakları yeterli olmadığı için elendi. Zaten açık ihale yapılmıştır biliyorsunuz. İki firma başvurmuş. Firmanın bir tanesi evrakları yeterli olmadığı için elendi. Zaten biz o bir tane firma ile o süreci yürütüyoruz. Bizim rakamlarımızı kabul ediyorsa olabilir. Şimdi esas oradaki konu ne? İhalenin ana konusu neydi derseniz; orada yatırım şartları var. Bak gelirleri artıyor ama esas İstanbul’a Formula 1’i tekrar geri getirilebilir. Bizim aslında bu çalışmayı yapmamızın arkasındaki hepimiz İstanbul’a Formula 1 geri gelsin isteriz değil mi? Hepimiz isteriz. Biz Formula birden bakın biz tek başımıza talip değil. Dünyadaki birçok şehir şu anda Formula 1 almak için İstanbul’la birlikte yarışıyor. Bizim Formula 1 Kurumu ile ilgili görüşmelerin süreci firmayla birlikte devam ediyor. İnşallah biz bu süreci başarıyla tamamlayıp Formula 1’i İstanbul’umuza kazandırmak istiyoruz.” TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili kuruluşlarının 2025 yılı bütçesi 53 milyar 202 milyon 392 bin lira şeklinde kabul edildi.
22 Kasım 2024 Cuma - 20:23
İçişleri Bakanlığı: "Tunceli ve Ovacık belediye başkanları görevden uzaklaştırıldı"
İçişleri Bakanlığı, Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarının görevden uzaklaştırıldığını açıkladı.
22 Kasım 2024 Cuma - 18:59
MİT, özel koleksiyonunda istihbarat raporlarını paylaştı
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), internet sitesinde "Özel Koleksiyon" bölümü içerisinde “100 Yıllık” adı altında, Teşkilat tarihinin alıntıların yer aldığı bir çalışma yayımladı.
22 Kasım 2024 Cuma - 17:29
AFAD: “Antalya genelinde 403 vatandaşımız mahsur kaldığı bölgelerden tahliye edildi"
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Antalya’da meydana gelen selde 403 vatandaşın mahsur kaldığı bölgelerden kurtarıldığını bildirdi. AFAD’dan yapılan açıklamada, “Antalya ilimiz için yapılan turuncu yağış uyarısı sonrasında ekiplerimizin bölgedeki çalışmaları aralıksız devam ediyor. Antalya genelinde 403 vatandaşımız mahsur kaldığı bölgelerden tahliye edildi. An itibarıyla il genelinde toplam 89 ihbar alınmış olup, tüm ihbarlara hızla müdahale edilmektedir. Antalya ilimizde aşırı yağışlarla mücadele kapsamında 2 bin 389 personel, 692 araç, 155 iş makinesi, 6 bot, 71 motopomp ve 40 dalgıç pompa görevlendirilmiştir. Yağışların yarın öğle saatlerine kadar devam etmesi beklenmektedir" ifadeleri yer aldı.
22 Kasım 2024 Cuma - 17:11
Bakan Kurum: "Deprem bölgesinde yıl sonuna kadar 200 bin konutu teslim edeceğiz"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Deprem bölgesinde yıl sonuna kadar 200 bin konutu, 2025 yılı sonunda ise 453 bin konutu depremzede vatandaşlarımıza teslim edeceğiz” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Malta Sosyal ve Ekonomik Barınma Bakanı Roderick Galdes ile Bakanlık’ta bir araya geldi. Bakan Kurum, deprem bölgesindeki yeniden inşa ve Türkiye genelindeki kentsel dönüşüm seferberliği ile ilgili bilgiler verdi. Konuk Bakan ise Türkiye’nin deprem bölgesindeki çalışmalarından övgüyle bahsetti. Bakan Yardımcısı Ömer Bulut ve Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü İsmail Tüzgen’in de katıldığı görüşmede, iki ülke arasındaki iş birliği konuları ve Türkiye’nin 2026 yılında gerçekleşecek COP31 başkanlığına adaylığı ele alındı. “Deprem bölgesinde yıl sonuna kadar 200 bin konutu teslim edeceğiz” Malta’ya 6 Şubat depremleri sonrası gösterdiği dayanışma için teşekkür eden Bakan Kurum, “Deprem bölgesinde yıl sonuna kadar 200 bin konutu, 2025 yılı sonunda ise 453 bin konutu depremzede vatandaşlarımıza teslim edeceğiz” diye konuştu. Türkiye’nin “Her Yerinde Kentsel Dönüşüm Seferberliği” kapsamında 12 yılda yaklaşık 2 milyon bağımsız bölümde yaşayan 8 milyonu aşkın kişinin güvenli konutlara kavuştuğunu belirten Bakan Kurum, çalışmalar kapsamında yaklaşık 2,3 milyon yeni bağımsız bölümün inşa edildiğini, 400 bin bağımsız bölümün de dönüşüm sürecinin devam ettiğini kaydetti. Bakan Kurum, dar gelirli vatandaşların ev sahibi olmasını sağlayan “Planlı Kentleşme ve Konut Üretimi Seferberliği” kapsamında ise 21 yılda yaklaşık 1,5 milyon konutun teslim edildiğini dile getirdi. Bakan Galdes’in depremde zarar gören Gaziantep’in Nurdağı ilçesine yaptığı ziyarete değinen Bakan Murat Kurum, Türkiye’nin planlı kentleşme çalışmaları ile ilgili bilgiler paylaştı. Maltalı Bakan Galdes: “İnsanlar kısa sürede evlerine taşınmış” Malta Sosyal ve Ekonomik Barınma Bakanı Roderick Galdes ise Türkiye’de çok iyi ağırlandığını belirterek Bakan Kurum’u ülkesine davet etti. Galdes, deprem bölgesindeki yeniden inşa çalışmalarından övgüyle bahsederek, “Gaziantep’e gittik. Evler bitmiş. Türkiye hükümeti sayesinde insanlar kısa sürede evlerine taşınmış. Yeni evlerin daha iyi bir yaşam kalitesi sunduğunu gördüm” açıklamasında bulundu. “Türkiye’nin tecrübelerinden faydalanmak isteriz” Türkiye’nin tecrübelerinden faydalanmak istediklerini dile getiren Galdes, “Bizim de konut projemiz var. Afet müdahale planı hazırlıyoruz. Bu konuda Türkiye’nin bilgi birikiminden yararlanmak isteriz” şeklinde konuştu. Bakan Galdes, Türkiye’nin COP31 Başkanlığına adaylığı için destek vereceklerini beyan etti. Bakan Kurum da ziyaret için Bakan Galdes’e teşekkür ederek, Türkiye’nin her alanda iş birliğine hazır olduğunu belirtti. “Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet” Bakan Galdes 2 gün önce ziyaret ettiği Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde deprem konutlarını yerinde görüp Türkiye’den övgü ile bahsederek, “Bizim için muazzam bir tecrübe oldu. Bu kadar yıkıcı bir doğal afetin, depremin akabinde, bu kadar kısa bir süre içerisinde kalıcı konutların tamamlanmış ve hak sahiplerine teslim edilmiş olabilmesi bir yıl gibi çok kısa bir zamanda, ortaya konulan dayanışma, seferberlik ruhu, Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük bir devlet olduğunu gösteriyor. Böyle zor zamanlarda vatandaşının dertlerine çare olabilme refleksinin çok yüksek olduğunu gösteriyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin yetkililerini, Toplu Konut İdaresi’ni bu yaptıkları çok kaliteli iş için tebrik etmek isterim” ifadelerini kullandı.
22 Kasım 2024 Cuma - 17:06
Kılıçdaroğlu hakim karşısında
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hakaret davasında hakim karşısına çıktı.CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şikayeti üzerine açılan hakaret davasında yargılanacağı duruşmaya katılmak üzere Ankara Adliyesine geldi. Eski CHP lideri, 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 11 yıl 8 aya kadar hapis ve siyasi yasak talebiyle yargılanıyor. Duruşmayı izlemek üzere CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu’nun eşi, çocukları ve Ayşe Ateş de adliyeye geldi.
22 Kasım 2024 Cuma - 17:04
Göç İdaresi Başkanlığı’ndan Suriyelilerin sayısıyla ilgili iddialar hakkında açıklama
Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyeli sayısıyla ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, ülkedeki yabancı sayısının şeffaf bir şekilde internet sitesinden paylaşıldığını bildirdi. Göç İdaresi Başkanlığı tarafından geçici koruma altındaki Suriyeli sayısıyla ilgili iddialara ilişkin yapılan açıklamada, “Ülkemizde geçici koruma altında bulunan Suriyeli sayısıyla ilgili ortaya atılan gerçek dışı iddialar hakkında açıklama yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Göç İdaresi Başkanlığımızca yürütülen tüm iş ve işlemler 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlara uygun olarak yapılmaktadır. Geçici koruma kapsamındaki yabancıların kayıt işlemleri de Geçici Koruma Yönetmeliği’nin 21. maddesi kapsamında gerçekleştirilmektedir. Bahse konu maddede geçici korumadan yararlananların Türkiye’de doğan çocuklarının geçici koruma kayıtlarının en kısa sürede yapılması hüküm altına alınmaktadır. Bu kapsamda İl Göç İdaresi Müdürlükleri tarafından hastaneden alınan doğum bildirim formu ve ilgili diğer evraklar ile birlikte yeni doğan çocuğun kaydı, tüm bilgileri içerecek şekilde GöçNet veri tabanı sistemine işlenmekte ve söz konusu çocuklara yabancı kimlik numarasını içeren Geçici Koruma Kimlik Belgesi düzenlenmektedir. Yukarıdaki açıklamadan anlaşılacağı üzere ülkemizdeki geçici koruma altında bulunan 2 milyon 935 bin 742 Suriyeli sayısının içerisinde geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin Türkiye’de doğan çocukları da yer almaktadır. Başkanlığımız tarafından şeffaf bir şekilde internet sitesinden paylaşılan ve her hafta düzenli olarak güncellenen ülkemizdeki yabancı sayılarının dışında kamuoyu ile paylaşılan sayıların tamamı gerçek dışıdır ve hiçbir dayanağı yoktur” ifadeleri yer aldı.
22 Kasım 2024 Cuma - 16:38
TİKA, Nijer’de balıkçılığı destekliyor
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Nijer’de balıkçılığı destekleyen bir projeyle balık yemi üretim ünitesi kurdu. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Nijer Çevre ve Su İşleri Bakanlığının tatlı su ve havuz balıkçılığını yaygınlaştırmak ve mevcut üretim ortamlarını desteklemek amacıyla ülke genelinde yürüttüğü “Guiche Unique 3A” projesi kapsamında kuluçkahane ve balık yemi üretim ünitesi kurdu. Tarım ve hayvancılığın yaygın olduğu Nijer’de, hükümet tarafından desteklenen havuz balıkçılığı, tatlı su balıkçılığı ve alternatif üretim tesisleri, modern bütünleşmiş üretim politikalarının bir parçası haline geliyor. Nijer Çevre ve Su İşleri Bakanlığı’nın, balık çiftliklerinin yavru balık, yem ve teknik destek ihtiyaçlarını karşılayarak öz yeterlilik sağlamayı hedeflediği ve çeşitli bölgelerde farklı müesseselerin marifetiyle yürüttüğü “Guiché Unique 3A” modeli, ithalata bağımlılığı azaltıp balıkçılık faaliyetlerini geliştirmek açısından önem taşıyor. Bu kapsamda TİKA, Maradi’deki “Guiché Unique 3A” inisiyatifini yürüten ve çevredeki balık üreticilerine yavru balık, yem ve teknik destek sağlayan Maradi Dan Dicko Dankoulodo Üniversitesi Çevre Bilimleri ve Ziraat Fakültesine bir kuluçkahane ve balık yemi üretim ünitesi kurdu. Kurulan birimler, üretim ve eğitim ekipmanlarıyla donatılarak yavru balık üretim altyapısı güçlendirildi; anaç balıklar, balık yemi, yumurtlama hormonu, sağlık kitleri, su arıtma cihazı, oksijen ünitesi, analiz cihazları ve diğer tamamlayıcı ekipmanlar TİKA tarafından temin edildi. Modern ekipmanlarla donatılan üretim birimleri, Üniversite Rektörü, Bölüm Başkanları, TİKA Temsilcileri ve fakülte öğrencilerinin katılımıyla Maradi Dan Dicko Dankoulodo Üniversitesine teslim edildi. Proje, Nijer’de balık çiftliklerinin temel ihtiyaçlarını karşılayarak balık üretimini artırmayı, tüketimi yaygınlaştırmayı, hayvansal üretim kapasitesini ve gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi, ayrıca balıkçılık tekniklerini geliştirmek için AR-GE çalışmalarını ve akademik araştırmaları desteklemeyi hedefliyor.
22 Kasım 2024 Cuma - 15:47
ABB’den öğrencilere ücretsiz yemek
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), öğrenciler için yeni hizmete açılan Gençlik Sofraları’nda ücretsiz yemek uygulamasını hayata geçiriyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi, öğrenci dostu uygulamalarına bir yenisini daha ekledi. “Üniversite Ankara’da okunur” sloganıyla eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla pek çok uygulamayı hayata geçiren Ankara Büyükşehir Belediyesi, şimdi de yeni hizmete açılan Gençlik Sofraları’nda öğrencilere ücretsiz yemek uygulamasını başlatıyor. “Öğrencilerimize hem sıcak bir yemek hem de bir umut sunuyoruz” Öğrenciler için hayata geçirilecek uygulamayı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, sosyal medya hesaplarından, “Başkentte geleceğin mimarları gençlerimiz için bir destek daha. Ücretsiz yemek sofralarımızla öğrencilerimize hem sıcak bir yemek hem de bir umut sunuyoruz. 25 Kasım Pazartesi’den itibaren hafta içi her gün 18.00-20.00 saatleri arasında buluşalım. Soframızda yeriniz hazır” notuyla paylaştı. 25 Kasım Pazartesi günü başlayacak olan uygulamada öğrenciler, T.C. kimlik kartı ve öğrenci kimlikleriyle karekod sistemi üzerinden öğrenci olduklarını teyit ederek bu hizmetten yararlanabilecek.
22 Kasım 2024 Cuma - 15:46
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılması stratejik önceliğimiz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski’yi kabul etti. Görüşmede, bölgesel ve küresel meselelerin yanı sıra Türkiye-AB ilişkileri ve üyelik süreci ele alındı. Yılmaz, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Türkiye-AB iş birliğinin daha güçlü hale getirilmesinin önemine vurgu yaparak, “Bölgesel krizlerin ve küresel belirsizliklerin arttığı bir dönemde, Türkiye ve AB’nin güvenlik, göç yönetimi, ekonomi ve iklim değişikliği gibi alanlarda daha güçlü iş birliği geliştirmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi. Cevdet Yılmaz, Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılması için atılması gereken adımlara dikkat çekti: “Türkiye-AB ilişkilerinin genişletilmesi ve stratejik önceliğimiz olan üyelik sürecimizin net şekilde desteklenmesi gerekiyor. Gümrük Birliği’nin modernizasyonu, vize serbestisi ve yapısal diyalog mekanizmalarının devreye alınması şarttır.” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye’nin AB üyeliğinin yalnızca Türkiye ve AB için değil, bölgesel ve küresel barış ile uluslararası sistem açısından da önemli faydalar sağlayacağını belirtti. Ayrıca, Türkiye’nin üyeliğinin AB’nin küresel etkisini artıracağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, görüşme sonunda Büyükelçi Thomas Ossowski’ye ziyaretleri için teşekkür ederek, Türkiye-AB iş birliğinin artarak devam edeceğini temenni etti. Görüşme, Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlandırılmasına yönelik çabaların önemli bir parçası olarak değerlendirildi.
22 Kasım 2024 Cuma - 15:33
QCAR Mobilite Ankara’da üç yeni şubeyle hizmet ağını genişletiyor
QCAR Mobilite, Ankara’da üç yeni şubenin açılışını gerçekleştirdi. QCAR Mobilite, ikisi franchise olmak üzere Ankara’da üç yeni şubenin açılışını gerçekleştirdi. Franchise şubelerinin sahibi ise Quick Sigorta’nın Ankara Yenimahalle acentesi Muhsin Önder oldu. Mayıs 2023’te faaliyetlerine başlayan ve Maher Holding’in en dinamik iştiraklerinden biri olan QCAR Mobilite, Esenboğa Havalimanı ile başlayan Ankara yolculuğuna üç yeni lokasyon daha ekledi. 21 Kasım’da Ankara’da gerçekleşen yeni şube açılışlarına Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, QCAR Mobilite Genel Müdürü Barış Sezen ve Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran katılım sağladı. Çok sayıda Quick Sigorta acentesinin de katılım gösterdiği açılışlarda QCAR Mobilite ve Quick Sigorta’nın yönetim ekibi de tam kadro yer aldı. Konuşmasına önceki gün hayatını kaybeden Ankara’nın önde gelen sigortacılarından Başkent Sigorta Kurucusu merhum Recai Rençberoğlu’na rahmet dileyerek başlayan Yaşar, “Ankara’da ilk QCAR ofisini Esenboğa Havaalanı’nda açmıştık. Bugün üç ayrı lokasyonda daha QCAR şubesi açtık ve Türkiye genelinde 12. QCAR ofisine ulaştık. Yıl sonuna kadar bu sayı 20’yi bulacak. Önder SM Sigorta’nın sahibi Muhsin Önder’in bu yeni franchise şubeleri ise Maher Holding Sigorta Grubu’nun finansal market ekosisteminin işlerliğini ortaya koyuyor” dedi. Türkiye genelindeki genişleme adımları sürüyor QCAR Mobilite Genel Müdürü Barış Sezen, açılışta yaptığı konuşmada “QCAR Mobilite olarak araç kiralamanın ötesinde hizmetler sunma yolculuğumuz, her yeni şubeyle daha da büyüyor. Türkiye genelindeki genişleme adımlarımız, hizmet kalitemizi daha fazla kişiye ulaştırma amacımızın bir göstergesi. Ankara’da açtığımız yeni şubelerimizden olan YHT, ücretsiz cafe ve çalışma alanı hizmetleriyle QCAR’ın gücünü ve kullanıcılarımızın ihtiyaçlarına olan bağlılığımızı bir kez daha ortaya koyuyor. Aynı zamanda şunu da söylemeliyim ki büyüyen finansal ekosistemimizin Quick Sigorta acenteleriyle de QCAR aracılığı sayesinde geliştiğini görmek gurur verici” açıklamasında bulundu. Yeni şubeler de yolda QCAR Mobilite’nin büyüme rotası Adapazarı, Mardin Havalimanı, Midyat, Konya Yüksek Hızlı Tren Garı, Diyarbakır, Denizli, Adana, Hatay, İskenderun, Ordu, Büyükçekmece, Antalya ve Mersin gibi birçok şehirdeki açılışlarla devam edecek.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder