GÜNDEM - 16 Ekim 2024 Çarşamba 13:07

Keçiören’de "Şiddetle Mücadele Etmekten Korkma" konulu seminer düzenlendi

A
A
A
Keçiören’de "Şiddetle Mücadele Etmekten Korkma" konulu seminer düzenlendi

Keçiören Belediyesi, kadına yönelik şiddete karşı "Şiddetle Mücadele Etmekten Korkma" konulu seminer düzenledi.


Seminerde TED Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Deniz Okay, kadına yönelik şiddetin psikolojik etkilerini ve bu durumun kadınların yaşamındaki yansımalarını anlattı. Avukat Sevilay Uğurlu ise kadına şiddetin hukuki boyutlarını, mevcut yasaları ve kadınların haklarını koruma yolları konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemi ve kadınların toplumdaki statüsünün güçlendirilmesi gerektiğinin vurgulandığı seminerde, özellikle aile içi şiddetin önlenmesinde büyük önem taşıyan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun detaylı bir şekilde ele alındı. Bunun yanı sıra KADES (Kadına Acil Destek) uygulamasının tanıtımı, şiddet uygulayana yönelik önleyici ve koruyucu tedbir kararlarının uygulanma süreci ve şiddet mağdurlarının başvurabileceği kurumlar anlatıldı.



"Kadına yönelik şiddetin karşısında dimdik duracağız"


Açılış konuşmasını yapan Keçiören Belediye Başkan Vekili Tolga Turgut, kadına yönelik şiddetin sadece bir bireyin değil bütün toplumun sorunu olduğunu vurgulayarak, "Keçiören Belediyesi olarak şiddete maruz kalan kadınların her zaman yanındayız. Bilinsin ki haklı mücadelelerinde tüm kadınların yanında olacak, onların güvenliği için elimizden geleni yapacağız. Belediye Başkanımız Dr. Mesut Özarslan’ın da her fırsatta söylediği gibi kadına yönelik şiddetin karşısında dimdik duracağız" dedi.



"Kadınsız bir toplum özgürleşemez"


Kadına şiddet konusunu ele alıyor olmaktan büyük bir mahcubiyet duyduğunu belirten Keçiören Belediye Başkan Yardımcısı Emir Can Tunç, "Her yıl yüzlerce kadınımız şiddete maruz kalıyor, sokaklarda taciz ediliyor, cinsel saldırılara maruz kalıyor, uğradığı şiddetin neticesinde hayatlarını kaybediyor" dedi.


Konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk’ün ’Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın’ sözünü hatırlatarak devam eden Tunç, "Kadınsız bir toplum özgürleşemez, kadınsız bir toplum aydınlanamaz, cahilliğin kör karanlığından kendini kurtaramaz" dedi.


Başkan Tunç, kısa süre içerisinde Karargahtepe Mahallesi’nde bireysel terapi, çift ve aile terapisi, çocuk terapisi alanlarında psikolojik danışmanlık hizmetinin sunulacağı bir Aile Terapi Merkezi açacaklarını da belirtti.



"Şiddetle mücadele etmekten korkmayacağız"


Kadına şiddeti önlemek için toplumsal dayanışmanın artırılması gerektiğini belirten CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, "Kadın mücadelesi sadece kadının mücadelesiyle olacak bir şey değil. Toplumda kadını kendi eşiti olarak gören erkeklerin de mücadelesiyle birlikte olabilecek bir mücadeledir. Biz kadınlar olarak bugünkü toplantımızın konu başlığındaki gibi şiddetle mücadele etmekten korkmayacak ve yaşam hakkımızı sonuna kadar savunacağız. Bizler birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olduğumuz müddetçe kimse bizi yıkamayacak, kimse bizi katledemeyecektir" dedi.


Geniş bir katılımla gerçekleşen toplantının sonunda katılımcılar, uzmanlara merak ettikleri soruları yönelterek, kadına şiddeti önlemeye yönelik neler yapılabileceğine dair görüşlerini paylaştı.


Belediye meclis salonunda gerçekleştirilen toplantıya CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Figen Gündoğdu, CHP Keçiören İlçe Kadın Kolları Başkanı Firdevs Soy, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan’ı temsilen Başkan Vekili Tolga Turgut, Belediye Başkan Yardımcıları Emir Can Tunç ve Selçuk Karadağ, meclis üyeleri, muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.



Keçiören’de "Şiddetle Mücadele Etmekten Korkma" konulu seminer düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 17’nci İstanbul Hazır Giyim Konferansı başladı Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği tarafından düzenlenen 17’nci İstanbul Hazır Giyim Konferansı’nın açılışını yapan TGSD Başkanı Ramazan Kaya, ’’Sektörün yeniden yükselişe geçmesi için krizlerin içindeki fırsatlara odaklanılması gerekir. Yakından tedarik ve güvenli tedarik, jeopolitik gelişmeler nedeniyle bir fırsat penceresidir ve bu süreçte Türkiye’nin önemi giderek artmaktadır’’ dedi. Hazır giyim sektörünün kapsayıcılığı en yüksek sivil toplum kuruluşlarından olan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) tarafından düzenlenen 17’nci İstanbul Hazır Giyim Konferansı başladı. Redefine, Realign, Refashion (Yeniden Tanımla, Hizalan, Şekillendir) temasıyla düzenlenen iki günlük konferansın ilk gününde Türkiye’den ve yurt dışından toplam 32 konuşmacı, 17 oturumda bir araya gelerek sektörün gündemindeki konuları ele aldı. “Birlikte çalışarak maliyetleri optimize edebiliriz” Jeopolitik ve ekonomik krizler nedeniyle Türkiye’de olduğu gibi dünya genelinde de sektörün son iki yıldır daralma sürecinde olduğunu aktaran TGSD Başkanı Ramazan Kaya, “Özellikle üreticiler olarak karlılıklarımızı giderek kaybediyoruz. Sermayemiz ve enerjimiz de son derece sınırlı. Bu nedenle kaynaklarımızı daha doğru ve pozitif kullanmamız gereken bir dönemdeyiz. Bununla birlikte sektörümüzün yeniden yükselişe geçmesi için krizlerin içindeki fırsatlara odaklanılması gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de artık ‘benim başarım’ değil, ‘bizim başarımız’ demeli, stratejik iş birlikleri geliştirmeliyiz. Bu iş birlikleri, tedarik zincirimizin dayanıklılığını artırırken aynı zamanda inovasyon ve sürdürülebilirlik alanlarında da güçlenmemizi sağlayacaktır. Birlikte çalışarak hem maliyetleri optimize edebilir hem de üretim süreçlerimizi daha verimli hale getirebiliriz” dedi. “Son dakikada gelen siparişler Türk hazır giyim sektörünü zorluyor” Orta Doğu ve Avrupa’daki savaş ile Güneydoğu Asya’da yaşanan doğal afetlerin tedariki olumsuz etkilediğine dikkat çeken Kaya, “Özellikle Uzak Doğu’dan Avrupa’ya uzanan tedarik zincirinde ciddi aksamalar yaşanıyor. Bu noktada da yakından ve güvenli tedarikin, dolayısıyla da Türkiye’nin önemi giderek artıyor. Ancak bu süreçte Türk hazır giyim sanayicileri olarak son dakika gelen siparişler nedeniyle zorluk yaşıyoruz. Mevcut kapasitelerimizi daha verimli kullanabilmek için alım grupları ile daha planlı çalışmamız gerekiyor. Birlikte yapacağımız doğru planlamalar, verimliliği ve rekabetçiliğimizi de artırır" diye konuştu. “Sorumlu bir üretim anlayışını benimsemek zorundayız” Global çaptaki iş birliklerinin sektörün sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için de büyük önem taşıdığını ifade eden Kaya şöyle devam etti: “Gerek dünyamızın gerekse sektörümüzün geleceği için sorumlu bir üretim anlayışını benimsemek zorundayız. Döngüsel ekonomi yaklaşımıyla kaynaklarımızı daha verimli kullanmalı, atıklarımızı minimize etmeli, sürdürülebilir tasarım ilkelerini benimseyerek, çevresel etkileri en aza indiren koleksiyonlar oluşturmalıyız. Geri dönüşüm ve yeniden kullanım süreçlerine yatırım yaparak, bu dönüşümün öncüsü olmalıyız. Dijitalleşme alanında da birlikte adım atarak dijital platformlarda daha güçlü bir varlık oluşturabilir, tedarik zincirimizi daha şeffaf ve izlenebilir hale getirebiliriz. Sürdürülebilir moda, yalnızca ürünlerin etiketinde değil, her aşamada benimsenmesi gereken bir kültür olmalıdır.” “Konferansın teması sektörün başarısı için gerekli olan üç temel adımı vurguluyor” Konferansın bu yılki teması hakkında da bilgi veren Kaya, “Sektörümüz özellikle son iki yıldır zorlu bir mücadele veriyor olsa da aslında oyunun kuralları 2015 yılında açıklanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile birlikte yeniden yazılmaya başlandı. Tüketim alışkanlıkları değişirken, ekonomik koşullar rekabetçiliği zorlaştırırken, bizim de bu yeni süreci kabul edip, çevikliğin ve esnekliğin yanına hizalanmayı da eklemekten başka şansımız yok. Son aşamada ise koleksiyonlarımızı ve ürünlerimizi yeniden şekillendirecek, üretici, yenilikçi ve değerli tasarımlarla yolumuzu çizeceğiz. Yani bu yılki temamız Redefine, Realign, Refashion ile hızla değişen trendler, teknolojik yenilikler ve sürdürülebilirlik talepleri ile sürekli bir dönüşüm içerisinde olan sektörümüzün başarılı olması için gerekli olduğuna inandığımız üç temel adımı vurguladık” şeklinde konuştu.
İstanbul Zeytinburnu’nda her yıl 5 bin ilkokul öğrencisi doğru el yıkama alışkanlığı kazanacak Zeytinburnu Belediyesi tarafından ‘15 Ekim Dünya El Yıkama’ çerçevesinde hayata geçirilen ‘Sağlık Elde Başlar Projesi’nde 5 binden fazla ilkokul öğrencisine doğru el yıkama alışkanlığı kazandırılacak. Zeytinburnu Belediyesi, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Koç Üniversitesi Hastanesi işbirliğiyle, “Dünya El Yıkama Günü” kapsamında hayata geçirilen “Sağlık Elde Başlar Projesi” 8’inci yılında da bilinçlendirme çalışmalarına devam ediyor. Zeytinburnu Gazipaşa İlköğretim Okul’unda ilki gerçekleştirilen, doğru el yıkama tekniklerinin uygulamalı olarak anlatıldığı ‘Sağlık Elde Başlar’ eğitimine Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Çetinkaya, Koç Üniversitesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Özgür Gözer ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Alhan katıldı. Dr. Özlem Alhan, öğrencilere uygulamalı olarak göstererek doğru el yıkama tekniklerini anlattı. “40 bin ilkokul 1. sınıf öğrencisine ulaşıyoruz” Zeytinburnu’ndaki ilkokul 1. Sınıf öğrencilerine bu yıl 8’inci kez doğru el yıkama tekniklerini uygulamalı anlatmak için Gazipaşa İlkokulu’nda bir araya geldiklerini dile getiren Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, “Bu gördüğünüz hareketli lavaboda uzmanlar bize gerçekten hijyenik olan, el yıkama tekniğinin nasıl uygulanacağını detaylı olarak anlatıyorlar. Biraz önce de söylediğim gibi bu yıl 8’incisini düzenlediğimiz ‘Sağlık Elde Başlar’ projemizle bu güne kadar 35 bin ilkokul 1. Sınıf öğrencisine ulaşmışız. Bu rakamın üzerine bu yıl 5 bin daha eklemiş olacağız. Çocuklarımıza sınıflarında bir uzmanımız eşliğinde doğru el yıkamayı öğreteceğiz ve bir de belediyemizin hediyesi olan hijyen kiti dağıtımını yapacağız. Biz bu projenin önemini salgın sırasında çok daha fazla fark ettik. Asıl hastalığa bulaşmamanın, sağlıklı olarak kalmanın önce elden başladığı meselesi büyük salgında daha çok ortaya çıktı. Bu projenin yürümesinde işbirlikleri için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’müze, Okul Müdürlerimize ve tabii ki Koç Üniversitesi Hastanesi’ne çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. En küçükten en büyüğe doğru hijyen şuuru Zeytinburnu ilçesindeki 15 ilkokulda yaklaşık 5 bin 1. Sınıf öğrencisine ulaşması hedeflenen projede, çocuklara erken yaşta el ve tırnak temizliği ve doğru el yıkama alışkanlığının kazandırılması amaçlanıyor. Söz konusu proje kapsamında 2017’den günümüze 35 bin ilkokul 1. Sınıf öğrencisine ulaşıldı.