Yerel Haberler
Yozgat
28 Kasım 2024 Perşembe - 11:45 Erken yaşta kaybettikleri öğretmen arkadaşlarını, mangala turnuvası ile andılar Yozgat’ta geçtiğimiz ay vefat eden Öğretmen Yasin Çelik anısına öğretmen arkadaşları tarafından mangala turnuvası düzenledi. Sorgun İlçesinde Yeşilyurt İlkokulu’nda Müdür Yardımcısı olan Yasin Çelik, 29 Ekim’de geçirdiği kalp krizi sonucu genç yaşta vefat etmesi dolayısıyla herkesi derinden üzmüştü. Meslektaşları, genç öğretmenin ardından hatırasını yâd etmek için geleneksel Türk zeka oyunu olan mangala turnuvası düzenledi. Akıl ve Zeka Oyunları İl Koordinatörü olan ve etkinliğin düzenlenmesinde katkı sağlayan Halil İbrahim Kartal, “Sorgun ilçemizde yıllardır düzenlediğimiz turnuvalardan birisini bugün gerçekleştiriyoruz. Öğretmenler turnuvamızın ayrı bir önemi var. Yakın zamanda kaybetmiş olduğumuz Yeşilyurt İlkokulu Müdür Yardımcısı arkadaşımız Yasin Çelik öğretmenimizin anısına hem de 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlerimiz arasında mangala turnuvası düzenlemek istedik. Sağ olsun 30 öğretmenimiz de turnuvamıza katıldı. Turnuvamız aynı zamanda ödüllü bir turnuva. Sorgun Kaymakamlığı ve Sorgun İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü himayelerinde gerçekleştirdiğimiz bu turnuvanın düzenlenmesinde emeği geçen ve Yasin Çelik arkadaşımızı anmak adına burada bulunan arkadaşlarımıza da ayrıca teşekkür ederim ” ifadelerini kullandı. Turnuvaya çeşitli okullardan 30 tane öğretmen katıldı. 5 tur oynanan oyunda, katılımcılar bir program aracılığıyla oyunlarını oynadı sıralamaya girdi. Oyun 3 set üzerinden yapıldı. 2 set alan kişi o oyunu kazanmış oldu. Oyunun sonunda en çok tur kazanan birinci sayıldı. İlk dörde giren katılımcılara ödülleri verildi. Katılan herkese katılım belgesi takdim edildi.
Hayvanat bahçesi değil evinin bahçesi, adeta Ali Baba’nın çiftliği
29 Mayıs 2024 Çarşamba - 11:35 Hayvanat bahçesi değil evinin bahçesi, adeta Ali Baba’nın çiftliği İstanbul’da uzun yıllar yaşadıktan sonra memleketi Yozgat’ın Şefaatli ilçesine kesin dönüş yapan Hasan Şahan, hobi olarak evinin bahçesinde oluşturduğu kafeslerde farklı türlerde 100’e yakın kanatlı hayvanın yanı sıra barınak ve ahırda ise 1 at ve 8 kangal köpeği besliyor. İstanbul’da 15 yıl boyunca özel bir kreşte güvenlik amirliği yaptıktan sonra işini ve kurulu düzenini bozarak memleketi Yozgat’ın Şefaatli ilçesine yerleşme kararı alan Hasan Şahan, iki katlı evinin bahçesinde özlemini duyduğu hayvanları yetiştirme kararı aldı. Çocukluğundan beri özellikle kanatlı hayvanlara ilgi duyan Hasan Şahan, Şefaatli ilçesinde evinin bahçesine, hayvanları için 11 kafes, ahır ve barınak kurdu. Şahan kafeslerde hindiden tavuğa, ördekten kaza, tavus kuşundan güvercine kadar 15 çeşit kanatlı hayvanın yanı sıra 1 at ve 8 kangal köpeği yetiştiriyor. Vaktinin büyük bir kısmını hayvanlarının beslenmesi ve bakımı ile geçiren Şahan, hayvanlarıyla vakit geçirmenin mutluluğunu yaşıyor. “100 kanatlı, 1 at ve 8 kangal var” Memleket hasreti ve hayvan sevgisinin kendisini memleketine çektiğini söyleyen Hasan Şahan, “İstanbul’dan geldim, özel bir kolejde güvenlik amirliği yapıyordum. Memleket hasreti ve hayvan sevgisi bizi buraya çekti. Bu işi hobi amaçlı yapalım derken geçim kapımız oldu, para kazanmaya başladık. 15 çeşit, 100’e yakın kanatlı hayvanım var, 8 tane kangal köpeğimiz var, atımız, tavus kuşumuz var. Ben 6 senedir bu işle uğraşıyorum. Hayvanların hastalıklarını, hastalığa hangi ilaçların geleceğini çok iyi biliyorum. Onlarla özenle ilgileniyorum. Evimin bahçesini de hobi bahçesi yaptım, 11 tane kümes yaptım, 6 tane daha kümes yapacağım. Tüm ırkları ayrı ayrı kümeslere koydum orada bakıyorum. Hayvanları karışık kümeslerde tedavi etme şansınız olmuyor. Onun için ayrı ayrı kümeslerde bakıyorum” dedi. “Hayvanlarla ilgilenirken huzur buluyorum” Hayvanlarıyla ilgilenirken huzur bulduğunu da belirten Şahan, “Ben bu bahçede, hayvanların arasında huzur buluyorum, akşamları burada çayımı içiyorum. Hayvanlarımı besliyorum, bunları seyrediyorum. Burada bedensel ve zihinsel tüm yorgunluğumu bu hayvanlar alıyor. Ben bu hobim için İstanbul’daki düzenimi bozarak geldim. Geldiğime de çok mutluyum, dışarıyı görmeyen büyükşehrin zorluklarını görmeyen insanlar dışarıda daha çok imkan ve para olduğunu düşünüyorlar ama yanılıyorlar. Memleketinde kazanılan bir lira bile daha iyi, herkes memleketinin kıymetini bilsin. Büyükşehirlere imrenmesinler. O yüzden memleketlerini terk etmesinler” şeklinde konuştu.
Bozkırda kurduğu serada 1 milyon fide üretip 12 kişiye istihdam sağladı
28 Mayıs 2024 Salı - 10:19 Bozkırda kurduğu serada 1 milyon fide üretip 12 kişiye istihdam sağladı Yozgat’ta yaşayan Nihat Künbetli, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun(TKDK) sağladığı destekle yılda 20 milyon fide üretilebilen ve 12 kişiye istihdam sağlayan modern bir sera kurdu. Tarım ve hayvancılığın önemli merkezlerinden biri olan Yozgat’ta seracılık üretimi de giderek yaygınlaşıyor. Devlet destekli verilen üretim projeleri sayesinde hem üretici hem de tüketici kazanıyor. Yozgat’ın Sorgun ilçesinde devlet desteği ile kurulan serada 12 ay boyunca Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun sağladığı yüzde 65 oranındaki hibe desteği ile ilçeye bağlı İkikara köyü mevkiinde girişimci Nihat Künbetli tarafından kurulan 20 milyon kapasiteli 6 bin 500 metrekarelik serada fide üretiliyor. 12 kişinin istihdam edildiği serada yıl boyunca domates, biber, salatalık, kavun, karpuz, fasulye ve diğer fide çeşitleri olmak üzere 30’a yakın fide üretimi yapılıyor. Dört mevsim üretimin yapılabildiği serada ilk yıl itibariyle 1 milyon fide üretilerek Yozgat ve çevre illere gönderimi yapıldı. “Türkiye’nin dört bir yanına fide gönderiyoruz” Serada fide üretiminde çalışan Şakire Metin, “Biz burada fide işi yapıyoruz. Salatalık, domates, patlıcan, biber üretiyoruz. Bu ürettiğimiz fideler Türkiye’nin dört bir yanına gidiyor. Biz de burada çalışarak ailemize destek oluyoruz. Cep harçlığımızı çıkartıyoruz. Çalışmak isteyen tüm bayanlara burayı öneriyorum.” dedi. “Aile bütçemize katkı sunuyoruz” Çalışanlardan Ayşegül Ünal ise, “Burada bozkır serası olarak tohumlama ve fide üretimi yapıyoruz. Evimizin geçimini sağlamak için burada fide üretiyoruz. Fidelerimiz büyüdükten sonra da vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Burada şu an 8’i bayan olmak üzere 12 kişi çalışıyoruz. Aile bütçemize katkı sunuyoruz.” şeklinde konuştu. “12 kişiye istihdam sağlıyor” İlk yıl olmalarına rağmen 20 milyon kapasiteli serada 1 milyon sebze fidesi üretimi gerçekleştirdiklerini söyleyen girişimci Nihat Künbetli, “Burası 6 bin 500 metrekare alan üzerine kurulmuş bir sera, içerisinde fide üretimi yapıyoruz. TKDK’nin de destekleriyle ilk yılımız olmasına rağmen bu serada şu an için 1 milyon fide üretimimiz oldu. Taleplere yetişemedik, daha fazla yapabilirdik ama temkinli başladık bu işe. Şu an seramızda 12 kişi çalışanımız var. Türkiye’nin her tarafına fidelerimizi gönderiyoruz. Antalya, Kayseri, Ankara, Konya, Edirne ve tokat gibi illere fidelerimizi gönderdik. İlçe halkımız da bize yoğun ilgi gösterdi, seramızı duyan Yozgat halkı da fide almak için geldi. İç Anadolu da böyle bir tesis ilk defa Sorgun’da kuruldu. Çünkü seramızın her şeyi otomasyon sistemle çalışıyor.” ifadelerine yer verdi.
Yozgat’ta İsrail’in saldırıları protesto edildi
27 Mayıs 2024 Pazartesi - 22:21 Yozgat’ta İsrail’in saldırıları protesto edildi Yozgat’ta vatandaşlar, İsrail’in Refah kentinde yerinden edilen Filistinlilerin kampına düzenlediği saldırıyı protesto etti. Yozgat’ta öğrenciler, vatandaşlar ve Yedi Hilal Derneği, Filistin’e destek yürüyüşü düzenledi. Akşam namazı sonrası Çapanoğlu Camii’nde bir araya gelen çok sayıda vatandaş, Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında vatandaşlar, “Kahrolsun İsrail, kahrolsun Amerika”, “Nehirden denize özgür Filistin” ve “Yozgat’tan Gazze’ye direnişe bin selam” sloganları atarak tekbir getirdi. Cumhuriyet Meydanı’nda grup adına açıklama yapan Yozgat Bozok Üniversitesi 3. sınıf Tıp Fakültesi öğrencisi Şule Meryem Abak, “Katil siyonistler güvenli bölgeleri vurarak insanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir katliam gerçekleştiriyor. İzzetli Aksa Tufanı mücadelesinin başarılı operasyonları ile azgınlaşan İsrail rejimi, 2 milyon insanın sıkıştığı Refah topraklarına yeni bir katliam için girdi. Soykırım amacıyla sivil Filistin halkını küçük bir bölgeye sıkıştırdı. İşgalci İsrail, insanlık tarihi boyunca görülen en aşağılık terör yapılanması olduğunu bir kez daha ifşa etmiştir. Terör devleti İsrail, cephede mücahit Hamas’a karşı alamadığı zaferi evlerini yıktığı ve çadırlarda kalmalarına sebep olduğu sivil Filistin halkına zulmederek göstereceğini zannetmektedir. Lanetli İsrail cepheden kaçıp sivilleri hedef alıyor. Lanetli İsrail, firavunu kıskandıracak bir arsızlıkla çocukları hedef alıyor” dedi. Abak, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Sesimizi her geçen gün daha da yükseltelim. Alışmayalım, eylemleri artıralım. Boykotu sürdürelim. Zalimin yanında duranları ve hatta susanları hep beraber ifşa edelim. Gündemimizi değiştirmeyelim, Filistin’i her ortamda temsil edelim. Rabbimizden af dileyip, onun göndereceği görünen-görünmeyen tüm ebabiller için dua edelim.”
Maziyi “Diorama” sanatıyla günümüze taşıyor
27 Mayıs 2024 Pazartesi - 09:21 Maziyi “Diorama” sanatıyla günümüze taşıyor Yozgat’ta “Diorama" adı verilen üç boyutlu minyatür çalışması yapan Ayşe Yaşar, 1900’lü yıllarda Anadolu’da evlerde kullanılan mutfak ve odaların minyatürünü duvar panoları haline getirerek geçmişten günümüze bağ kuruyor. Yozgat merkezde Grafik ve Fotoğraf Öğretmenliği yapan 53 yaşındaki Ayşe Yaşar, okuldan arta kalan vaktinin büyük bir bölümünü evinde kurduğu atölyede diorama adı verilen 3 boyutlu minyatür çalışması yaparak geçiriyor. 4 yıl önce arkadaşı Ayşe Şimşek’in tavsiyesi ve yönlendirmesiyle hobi olarak diorama sanatına başlayan Yaşar, kurduğu atölyede en İnce ayrıntısına kadar düşünülmüş işçilik ve gerçeklikteki minyatürlere sanatsal dokunuşlar yaparak birbirinden güzel eserleri ortaya çıkarıyor. Anadolu’da eski dönemlerde evlerin mutfak ve odalarında kullanılan araç ve gereçlerin üç boyutlu minyatürlerini tablolara işleyen Yaşar, duvar panosu, anahtarlık ve havluluk oluşturarak geçmiş kültürü günümüz nesillerine aktarıyor. Atık malzemeleri de değerlendiren Yaşar’ın diorama sanatıyla birleştirip tasarladığı üç boyutlu objeleri büyük beğeni topluyor. “4 yıl önce hobi amaçlı başladım” Diorama’yı “Gerçek ya da kurgu olan bir olayın, bir hikayenin ışık oyunlarından da yararlanılarak üç boyutlu yüzeylerde tablo şeklinde oluşturulmasıdır” diye tanımlayan Yaşar, diorama sanatına 4 yıl önce hobi amaçlı başladığını söyledi. Yaşar, “Ayşe Şimşek isimli arkadaşımın merakı ve ilgi sayesinde bu sanatla uğraşmaya başladım. Pek çok araştırma yaptık, özellikle kültürel araştırmanın içerisine girdik. Geçmişte büyüklerimizin kullandığı mutfaklardan yola çıkarak kültürümüze lanse edilecek şekilde duvar panoları oluşturmaya başladık. Bununla birlikte dikiş odaları, oturma odaları yapmaya başladık. Eskiye dair geçmişte büyüklerimizin kullandığı güzellikleri şimdiki nesle aktarabilmek adına duvar panoları, anahtarlıklar ve havluluklar oluşturmaya başladık.” dedi. “Atık malzemeleri de değerlendiriyorum” Üç boyutlu tabloları oluştururken atık malzemeleri de değerlendirdiğini söyleyen Yaşar, “Diorama sanatında alçı tozu ve silikon kalıplardan yararlanıyoruz, kumaşlarımız oluyor, cns makinesini kullanıyoruz. Bununla birlikte ahşap ve metal malzemelerimiz var. Bunları piyasadan rahatlıkla temin edebiliyoruz. Tablonun büyüklüğüne ve içinde kullandığımız malzemeye göre 15 günden başlayıp 6 aya kadar değişen zaman içerisinde çalışmalarımızı tamamlıyoruz. Biraz zahmetli emek ve zaman isteyen bir çalışma. Bu tabloları sipariş olursa satış amaçlı yapıyoruz ya da hediyelik olarakta bunları oluşturuyorum” şeklinde konuştu. “Terapi gibi geliyor” Diorama sanatının kendisine terapi gibi geldiğini de hatırlatan Yaşar, “Evde genelde verimli zaman geçirmek açısından biraz da mesleğim gereği bu işle uğraşmayı seviyorum. Özellikle eski kültürümüzü yansıtmak üzerine çalışıyorum. Meslek gruplarıyla objeleri özdeşleştirip onlara şekil veriyorum. Bu sanat bana ilaç niyetine, terapi şeklinde çok güzel bir uğraş oluyor.” ifadelerine yer verdi.
Doğal terapi, hem geziyorlar hem stres atıyorlar
26 Mayıs 2024 Pazar - 12:27 Doğal terapi, hem geziyorlar hem stres atıyorlar Yozgat’ta Uzman Psikolojik Danışman-Psikoterapist Levent Tanman öncülüğünde düzenlenen ekoterapi etkinliğine katılan vatandaşlar hem doğanın iyileştirici gücü ile huzura erişiyor hem de kentin tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini keşfetme imkanı buluyor. Yozgat’ta doğa ile iç içe zaman geçirmek ve stresle gelebilecek olumsuzlukları önlemek isteyen vatandaşlar doğal yaşam terapilerine yöneliyor. Zihin ve ruh sağlığı için iyileştirici bir etkiye sahip olan ekoterapi etkinliğine ilgi gösteren vatandaşlar, Yozgat’ta 2 yıldır Psikoterapist Levent Tanman tarafından düzenlenen ekoterapi etkinliğine katılıyor. Psikoterapist Tanman eşliğinde kentin tarihi, doğal ve kültürel güzelliklerini gezerek keşfetme imkanı bulan vatandaşlar ayrıca ekoterapi etkinliğiyle de doğa ile baş başa bir yaşam sürmenin keyfini çıkartıyorlar. Hayatı daha iyi anlayıp, kendilerini hayata karşı daha mutlu ve pozitif hissetmek isteyen yaklaşık 40 kişilik gönüllü grubu, hafta sonu gelin kayası ve cehrilik bölgesinde düzenlenen eko terapi etkinliğine katıldı. Doğa yürüyüşü eşliğinde terapiye başlanılan etkinlikte Psikoterapist Tanman, katılımcılara uzmanlık alanıyla ilgili aydınlatıcı bilgiler vererek yol gösterici bazı önerilerde bulundu. Zihin ve ruh sağlığı için iyileştirici bir etkiye sahip olan ekoterapi etkinliği ile katılımcıların, depresyon ve anksiyet başta olmak üzere günlük yaşamın insanlara yaşatmış olduğu birtakım problemlerin üstesinden gelebilmeleri sağlanmış oldu. “İnsanlar doğadan kopunca birtakım psikolojik sorunlar ortaya çıkıyor” Yozgat’ta 2 yıldır ekoterapi etkinliği düzenlediklerini belirten Uzman Psikolojik Danışman-Psikoterapist Levent Tanman, “Bugün etkinliğimizin beşincisini gelinkayası ve cehrilik lalesi bölgesinde düzenledik. Meslek hayatım boyunca hep şunu gördüm, insanlar doğadan kopunca depresyon ve anksiyet başta olmak üzere birtakım psikolojik problemleri yaşamaları artıyor. Amacımız insanları doğa ile bütünleştirip iki eski dost olan insan ve doğayı bir araya getirip insanlarda hem doğa farkındalığı oluşturmak hem ilimizin güzelliklerini insanlara tanıtmak hem de doğa ve terapiyi birleştirip ekoterapi etkinliği yapmaktır. Başka bir amacımız da insanların anda kalmasını, duygulara odaklanabilmesini sağlamak ve modern yaşamın insanlarda yaşatmış olduğu dikkat dağınıklığı gibi bazı problemlerin üstesinden gelebilmektir. Bu amaçla bugün ekoterapi etkinliğimizin beşincisini düzenledik. İnsanların çok yoğun bir talebi var, biz burada 40 kişi ile sayıyı sabitlemiştik ama 50’nin üzerinde bir talep oldu. Sayı fazla olunca bir grup arkadaşımızı da daha sonraki faaliyete bırakmak zorunda kaldık. Her ay elimizden geldiğince işlerin yoğunluğuna göre ekoterapi etkinliği yapmaya çalışacağız” dedi. “Ekoterapi ruhumuza katkıda bulunuyor” Ekoterapi etkinliğine katılan vatandaşlardan Ferda Der ise “Yozgat’a geleli 2 ay oldu. Yozgat’ı ve çevresini tanımak için oldukça hevesliydim. Bu terapi grubunu buldum ve ilk defa onlara katıldım. Bana bu etkinliğin çok güzel katkıları oldu. Doğayla iç içe, doğanın sesini duyarak ve hocamızın tavsiyesini dinlemek bana çok iyi geldi. İlerleyen dönemlerde de bu etkinliğe katılmayı düşünüyorum. Burada hem Yozgat’ın güzelliklerini görüyoruz hem de ekoterapi ruhumuza katkıda bulunuyor, çok güzeldi.” şeklinde konuştu.
Doğal terapi... Hem geziyorlar hem de stres atıyorlar
26 Mayıs 2024 Pazar - 12:22 Doğal terapi... Hem geziyorlar hem de stres atıyorlar Yozgat’ta Uzman Psikolojik Danışman-Psikoterapist Levent Tanman öncülüğünde düzenlenen ekoterapi etkinliğine katılan vatandaşlar hem doğanın iyileştirici gücü ile huzura erişiyor hem de kentin tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini keşfetme imkanı buluyor. Yozgat’ta doğa ile iç içe zaman geçirmek ve stresle gelebilecek olumsuzlukları önlemek isteyen vatandaşlar doğal yaşam terapilerine yöneliyor. Zihin ve ruh sağlığı için iyileştirici bir etkiye sahip olan ekoterapi etkinliğine ilgi gösteren vatandaşlar, Yozgat’ta 2 yıldır Psikoterapist Levent Tanman tarafından düzenlenen ekoterapi etkinliğine katılıyor. Psikoterapist Tanman eşliğinde kentin tarihi, doğal ve kültürel güzelliklerini gezerek keşfetme imkanı bulan vatandaşlar ayrıca ekoterapi etkinliğiyle de doğa ile baş başa bir yaşam sürmenin keyfini çıkartıyorlar. Hayatı daha iyi anlayıp, kendilerini hayata karşı daha mutlu ve pozitif hissetmek isteyen yaklaşık 40 kişilik gönüllü grubu, hafta sonu gelin kayası ve cehrilik bölgesinde düzenlenen eko terapi etkinliğine katıldı. Doğa yürüyüşü eşliğinde terapiye başlanılan etkinlikte Psikoterapist Tanman, katılımcılara uzmanlık alanıyla ilgili aydınlatıcı bilgiler vererek yol gösterici bazı önerilerde bulundu. Zihin ve ruh sağlığı için iyileştirici bir etkiye sahip olan ekoterapi etkinliği ile katılımcıların, depresyon ve anksiyet başta olmak üzere günlük yaşamın insanlara yaşatmış olduğu birtakım problemlerin üstesinden gelebilmeleri sağlanmış oldu. “İnsanlar doğadan kopunca birtakım psikolojik sorunlar ortaya çıkıyor” Yozgat’ta 2 yıldır ekoterapi etkinliği düzenlediklerini belirten Uzman Psikolojik Danışman-Psikoterapist Levent Tanman, “Bugün etkinliğimizin beşincisini gelinkayası ve cehrilik lalesi bölgesinde düzenledik. Meslek hayatım boyunca hep şunu gördüm, insanlar doğadan kopunca depresyon ve anksiyet başta olmak üzere birtakım psikolojik problemleri yaşamaları artıyor. Amacımız insanları doğa ile bütünleştirip iki eski dost olan insan ve doğayı bir araya getirip insanlarda hem doğa farkındalığı oluşturmak hem ilimizin güzelliklerini insanlara tanıtmak hem de doğa ve terapiyi birleştirip ekoterapi etkinliği yapmaktır. Başka bir amacımız da insanların anda kalmasını, duygulara odaklanabilmesini sağlamak ve modern yaşamın insanlarda yaşatmış olduğu dikkat dağınıklığı gibi bazı problemlerin üstesinden gelebilmektir. Bu amaçla bugün ekoterapi etkinliğimizin beşincisini düzenledik. İnsanların çok yoğun bir talebi var, biz burada 40 kişi ile sayıyı sabitlemiştik ama 50’nin üzerinde bir talep oldu. Sayı fazla olunca bir grup arkadaşımızı da daha sonraki faaliyete bırakmak zorunda kaldık. Her ay elimizden geldiğince işlerin yoğunluğuna göre ekoterapi etkinliği yapmaya çalışacağız” dedi. “Ekoterapi ruhumuza katkıda bulunuyor” Ekoterapi etkinliğine katılan vatandaşlardan Ferda Der ise, “Yozgat’a geleli 2 ay oldu. Yozgat’ı ve çevresini tanımak için oldukça hevesliydim. Bu terapi grubunu buldum ve ilk defa onlara katıldım. Bana bu etkinliğin çok güzel katkıları oldu. Doğayla iç içe, doğanın sesini duyarak ve hocamızın tavsiyesini dinlemek bana çok iyi geldi. İlerleyen dönemlerde de bu etkinliğe katılmayı düşünüyorum. Burada hem Yozgat’ın güzelliklerini görüyoruz hem de ekoterapi ruhumuza katkıda bulunuyor, çok güzeldi.” şeklinde konuştu.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, “İnşallah yerelde adil düzeni, adaletli ve ahlaklı belediyeciliği hakim kılacağız”
25 Mayıs 2024 Cumartesi - 15:43 Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, “İnşallah yerelde adil düzeni, adaletli ve ahlaklı belediyeciliği hakim kılacağız” Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, Milli Görüş ile ahlaklı belediyecilik döneminin başladığına işaret ederek, “İnşallah yerelde adil düzeni, adaletli ve ahlaklı belediyeciliği hakim kılacağız.” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, 31 Mart seçimlerinde kazanmış oldukları ilçe ve beldeleri ziyaret etmek için Yozgat’a geldi. İlk olarak Yozgat Belediye Başkanı Kazım Arslan’ı ziyaret ederek başarı dileyen Erbakan, burada partililerle buluştu. “Yozgat’ta dertlere derman olacak” Ziyareti sırasında yaptığı basın açıklamasında seçilen başkanların adaletli ve ahlaklı bir şekilde yönetim sergileyeceklerini ifade eden Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, “Teşekkür ve tebrik ziyaretlerimizi yapmak üzere bugün Yozgat’ta bulunuyoruz. Öncelikle kıymetli Belediye Başkanımız Kazım Arslan’ı tebrik ediyoruz. Seçim dönemi ve sonrasındaki sürede Yozgat için yaptığı çalışmalar dolayısıyla kendisine teşekkür ediyoruz. Kendisi, sizlerin de bildiği gibi son derece tecrübeli bir belediye başkanı. Daha önce de Yozgat’ı hayırlı hizmetlerle buluşturan Yozgat’ın Yozgatlının derdini bilen, derdiyle dertlenen tecrübeli ve Yozgat’ın has evladı olan bir başkanımız. Bu nedenle yeni dönemde de inşallah Milli Görüş belediyeciliğiyle, ahlaklı belediyecilikle Yozgat’ta dertlere derman olacağına inancımız tam.” dedi. “Ahlaklı belediyecilik her şeyden önce adalet demektir” Ahlaklı belediyecilik konusuna da değinen Erbakan, “Ahlaklı belediyecilik her şeyden önce adalet demektir. Adaletin iki boyutu var. Bir tanesi işin ehline verilmesi, adam kayırmanın, torpilin, adaletsizliğin ortadan kaldırılması. Diğeri de hizmetlerin adil bir şekilde, en öncelikli, en çok ihtiyaç duyan yerden başlamak üzere bütün bir şehre iletilmesidir. İnşallah bu adaleti başkanımız burada tesis edecek. Bununla beraber ahlaklı belediyecilik demek bereket demek. Bereket demek de borcun ve faizin olmadığı denk bütçenin gerçekleştirildiği bir belediye demektir. Milli görüş belediyeciliği ahlaklı belediyecilik bunu gerektirir. İnşallah Yozgat’ta bunu da başkanımızın hayata geçireceğine inanıyoruz. Bu yönde çalışmalarına hızlı bir şekilde başladı. Ve tabii ki ahlaklı belediyecilik demek. Bu belediye hizmetinin ibadet olarak yapılması demektir. Yani rüşvetin yolsuzluğun, haksız zenginleşmenin olmadığı, hırsızlığın olmadığı bir belediyecilik anlayışı bu belediye başkanlığı makamlarının ticaret makamı olarak değil ibadet makamı olarak görüldüğü bir belediyecilik anlayışı. İnşallah bunu da kendisi hayata geçirecek. Ahlaklı belediyecilik demek, Milli Görüş belediyeciliği demek, adalet, bereket, ibadet aşkıyla hizmet edilmesi ve aynı zamanda da hizmet demektir.” şeklinde konuştu. “Yozgat’ta yeni bir dönem başladı” Erbakan konuşmalarını şu ifadelerle sürdürdü: “Başkanımız Yozgat için hem konuk projesini hayata geçiriyor. Hem şehrin batısında Ankara’dan gelirken sağ tarafta galericiler, otomobilciler sitesini hayata geçiriyor. Sokak hayvanlarının korunması, kurtarılması ve vatandaşın, halkın sağlığının, canının güvence altına alınması için sokak hayvanlarının barınacağı en iyi şartlarda Evcil Kent Projesini hayata geçiriyor. İnşallah bu hizmetlerin devamı da gelecek ve bu Yozgat halkının teveccühüne, güvenine inşallah başkanımız yapacağı en hayırlı hizmetlerle layık olacak. Buna inancımız tamdır. İnşallah Yozgat’ta yeni bir dönem başladı, Milli Görüş Belediyeciliği dönemi, ahlaklı belediyecilik dönemi başladı. İnşallah yerelde adil düzeni adaletli belediyeciliği, ahlaklı belediyeciliği hakim kılacağız. Ve inşallah Yozgat’ı layık olduğu yere hep birlikte taşıyacağız.” Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan konuşmanın ardından kentte esnaf ziyareti gerçekleştirerek Sorgun ilçesine bağlı Araplı Beldesine ve Kadışehri ilçesine hareket etti.
Kuraklık çiftçiyi vurdu, sararıp kuruyan ekinler hayvanlara yem olacak
24 Mayıs 2024 Cuma - 18:29 Kuraklık çiftçiyi vurdu, sararıp kuruyan ekinler hayvanlara yem olacak Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Yozgat’ta etkisini gösteren kuraklık, hububat üreticilerini olumsuz etkiledi. Üründen umudunu kesen çiftçiler, arazide sararıp kuruyan ekinleri hayvanlarına yem olarak kullanacak. İlkbahar aylarında beklenen yağışın olmaması nedeniyle ortaya çıkan kuraklık, ülke genelinde olduğu gibi Yozgat’ta da çiftçiyi olumsuz etkiledi. Yağış yetersizliği nedeniyle birçok bölgede ekili hububat alanları sararıp kurudu. Yerköy ilçesine bağlı Kömüşören köyünde hububat tarlalarında kuraklık had safhaya ulaştı. Ekinler başağa dönüşmeden sararıp kururken çiftçiler, mağduriyetlerinin giderilmesi için yardım bekliyor. Mahsulün tarlada kaldığı Kömüşören köyünde çiftçiler, arpa ve buğday ekili tarlalarını sürülerine saman yapmak için kullanılacaklarını da sözlerine ekledi. "Hububat alanlarına biçer girmeyecek" Köylerinde yüzde 90 oranında hububat ekili tarlalarda kuraklık yaşandığını söyleyen Kömüşören köyü muhtarı İbrahim Karataş, "İnanın çoğu tarlaya biçer girmeyecek arazilerimiz var. Burada hayvanlar yayılacak. Bu da vatandaşı çok zor duruma sokacak. Gerçekten çok zor durumdayız, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Kuraklık sigortası pahalı olduğu için yaptıramamıştık. Zarar tamamen köylüden çıkacak. Devletimizin bizi gözetmesi lazım, zor durumdayız ama şu an yapacağımız bir şey yok. Devletimizin yardımını bekliyoruz. Benim 60 dönüm hububat alanımın tamamı kurumuş, hayvanları kuruyan tarlaya getirdim otlattım. Kesinlikle biçer girmeyecek buraya. 60 dönüm alana ben 100 bin lira para harcadım. Zararımız büyük" dedi. "Kıraç tarlalardan verim alamayacağım" Kömüşören köyü çiftçilerinden Sefa Çağlar ise, "Normal sigortamızı yaptırdık ama kuraklık sigortamızı primi yüksek olduğu için yaptıramadık. Kuraklık nedeniyle hububat sararıp kurudu. Artık burada ancak hayvanlar yayılır. Ben 200 dönüm alana buğday ekmiştim, sulayabildiğim tarladan verim alacağım kıraç tarladan verim almayacağım. Buralar hayvanlara yem bile olmayacak kadar kötü durumda" şeklinde konuştu. "Borç parayla tarlamızı ekmiştik" Zararlarının büyük olduğunu belirten Hacı Bozkurt ise, "Tarlalarımızın büyük kısmını borç parayla ektik. Ben Tarım Kredi Kooperatifinden tohum ve gübreyi borçla aldım, herkes borçlu. Çiftçi büyük sıkıntıda, devletimizin yardımını bekliyoruz. Özellikle bilinçli tohum, toprak analizi ve gübre, su konusunda çiftçiye yardımcı olması lazım" ifadelerine yer verdi.
Sorgun’da 3. Kitap Fuarı törenle açıldı
24 Mayıs 2024 Cuma - 16:36 Sorgun’da 3. Kitap Fuarı törenle açıldı Yozgat’ın Sorgun ilçesinde Belediye tarafından düzenlenen 3 .Kitap Fuarı kitapseverlerin ziyaretine açıldı. Şakir Efendi Şehir Meydanı’nda düzenlenen ve 24 Mayıs - 2 Haziran tarihleri arasında açık kalacak olan kitap fuarı, yazarları ve okurları ağırlayacak. Açılış töreninde konuşan Vali Mehmet Ali Özkan, " Kentler sadece coğrafyaya yapılan yatırımlarla, sadece ticaretle büyümez, kentleri değiştiren insanların düşüncesi, insanların fikriyatıdır" dedi. Bu tip etkinliklerin Anadolu’yu yeşertmek, gönüllerde taht kurmak için vesile olan günler olduğunun altını çizen Özkan “Belediyemiz de ticaretiyle gelişen, öne çıkan Sorgun ilçemizi, aynı zamanda gönüllerde yeşertmek, insanlarımızı Türk Milleti’nin özü, üslubu, gönlüyle buluşturmak için bu etkinliklere devam ediyor. Kentler sadece coğrafyaya yapılan yatırımlarla, sadece ticaretle büyümez, kentleri değiştiren insanların düşüncesi, insanların fikriyatıdır. İşte bu organizasyonlarda hem düşüncelere hem de gönüllere yapılan yatırımlar olarak gönlümüzde yer tutmaya devam edecektir” şeklinde konuştu. Sorgun Belediye Başkanı Mustafa Erkut Ekinci de, belediye olarak kültürel faaliyetlere büyük önem verdiklerini, bu yıl üçüncüsü düzenlenen Kitap Fuarı’na katılımın çok iyi olduğunu söyledi. Ekinci, Kitap Fuarı’na 75’e yakın yayınevi ve çok sayıda yazar katıldığını ve 10 gün açık kalacağını vurguladı. Sorgun Belediyesi olarak şehirleşmeyle ilgili yatırımların yanı sıra aynı zamanda toplumun imarıyla ilgili de bir işler yapmaya çalıştıklarını ifade eden Ekinci “Yani sadece şehirleri imar etmek yetmiyor. Aynı zamanda toplumu da imar etmek gerekiyor. İşte kitap fuarı da bu imar için önemli unsurlardan bir fuarımızın ilkini düzenlediğimizde ki coşku, üçüncüsünde de var. Sosyal faaliyetler, sportif faaliyetler toplumları kucaklayan, bütünleştiren ve toplumun imarına da fayda sağlayacak etkinliklerdir. Bunları yapmak ta belediye olarak bizim görevimizdir. İnşallah bundan sonraki süreçte de aynı hızla devam ederiz” diye konuştu. Ekinci, panel, söyleşi, imza günleri ve etkinliklerle dolu kitap fuarını 100 binden fazla kişinin ziyaret etmesini beklediklerini sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından kitap fuarının açılışı gerçekleştirildi.
Kuraklık çiftçiyi vurdu, sararıp kuruyan ekinler hayvanlara yem olacak
24 Mayıs 2024 Cuma - 11:40 Kuraklık çiftçiyi vurdu, sararıp kuruyan ekinler hayvanlara yem olacak Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Yozgat’ta etkisini gösteren kuraklık, hububat üreticilerini olumsuz etkiledi. Üründen umudunu kesen çiftçiler, arazide sararıp kuruyan ekinleri hayvanlarına yem olarak kullanacak. İlkbahar aylarında beklenen yağışın olmaması nedeniyle ortaya çıkan kuraklık, ülke genelinde olduğu gibi Yozgat’ta da çiftçiyi olumsuz etkiledi. Yağış yetersizliği nedeniyle birçok bölgede ekili hububat alanları sararıp kurudu. Yerköy ilçesine bağlı Kömüşören köyünde hububat tarlalarında kuraklık hat safhaya ulaştı. Ekinler başağa dönüşmeden sararıp kururken çiftçiler, mağduriyetlerinin giderilmesi için yardım bekliyor. Mahsulün tarlada kaldığı Kömüşören köyünde çiftçiler, arpa ve buğday ekili tarlalarını sürülerine saman yapmak için kullanılacaklarını da sözlerine ekledi. “Hububat alanlarına biçer girmeyecek” Köylerinde yüzde 90 oranında hububat ekili tarlalarda kuraklık yaşandığını söyleyen Kömüşören köyü muhtarı İbrahim Karataş, “İnanın çoğu tarlaya biçer girmeyecek arazilerimiz var. Burada hayvanlar yayılacak. Bu da vatandaşı çok zor duruma sokacak. Gerçekten çok zor durumdayız, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Kuraklık sigortası pahalı olduğu için yaptıramamıştık. Zarar tamamen köylüden çıkacak. Devletimizin bizi gözetmesi lazım, zor durumdayız ama şu an yapacağımız bir şey yok. Devletimizin yardımını bekliyoruz. Benim 60 dönüm hububat alanımın tamamı kurumuş, hayvanları kuruyan tarlaya getirdim otlattım. Kesinlikle biçer girmeyecek buraya. 60 dönüm alana ben 100 bin lira para harcadım. Zararımız büyük.” dedi. “Kıraç tarlalardan verim alamayacağım” Kömüşören köyü çiftçilerinden Sefa Çağlar ise “Normal sigortamızı yaptırdık ama kuraklık sigortamızı primi yüksek olduğu için yaptıramadık. Kuraklık nedeniyle hububat sararıp kurudu. Artık burada ancak hayvanlar yayılır. Ben 200 dönüm alana buğday ekmiştim, sulayabildiğim tarladan verim alacağım kıraç tarladan verim almayacağım. Buralar hayvanlara yem bile olmayacak kadar kötü durumda.” şeklinde konuştu. “Borç parayla tarlamızı ekmiştik” Zararlarının büyük olduğunu belirten Hacı Bozkurt ise, “Tarlalarımızın büük kısmını borç parayla ektik. Ben Tarım Kredi Kooperatifinden tohum ve gübreyi borçla aldım, herkes borçlu. Çiftçi büyük sıkıntıda devletimizin yardımını bekliyoruz. Özellikle bilinçli tohum, toprak analizi ve gübre, su konusunda çiftçiye yardımcı olması lazım.” ifadelerine yer verdi. (BMG-GF-