Yerel Haberler
Tunceli
Dünyada her yıl yaklaşık 59 bin kişi kuduz nedeniyle hayatını kaybediyor
09 Temmuz 2024 Salı - 13:06 Dünyada her yıl yaklaşık 59 bin kişi kuduz nedeniyle hayatını kaybediyor Tunceli İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Merkez Toplum Sağlığı Merkezinde görevli Uzm. Dr. Gülnaz Ulusoy, dünyada her yıl yaklaşık 59 bin kişinin kuduz nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Dr. Ulusoy, herhangi riskli bir hayvan teması sonrası hemen hastaneye gidilmesini gerektiğini belirtti. Tunceli Merkez Toplum Sağlığı Merkezinde görevli Uzm. Dr. Gülnaz Ulusoy, kedi, köpek ısırıkları, kuduz hastalığı ve kuduz aşısı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Kuduzun insanlık tarihinin en eski hastalıklarından biri olduğunu ifade eden Uzman Dr. Ulusoy, “Ülkemizde kuduza yakalanmak ihtimali olan hayvan türleri kedi, köpek, sığır, koyun, keçi, at, eşek gibi evcil hayvanlar ile birlikte kurt, tilki, çakal, domuz, ayı, sansar, kokarca, gelincik gibi yaban hayvanlarıdır. Türkiye’de hayvan türlerine göre 1997 ile 2017 yılları arasında tespit edilen kuduz vakaları en fazla sırasıyla köpek, tilki, sığır, koyun, keçi ve kedilerde görülmüştür. Vakaların çoğu Asya ve Afrika ülkelerinde görülmektedir. Ülkemizde yılda ortalama bir veya iki kuduz vakası görülmektedir. Kuduz riskli teması olanlara temas sonrası aşı uygulanmalıdır. Erken ve önerilere göre uygulanan temas sonrası aşı yüzde yüz etkilidir. Kuduza yakalanma ihtimali olan hayvanların ısırıkları yeri ne olursa olsun kuduz için risk oluşturur. İnsan vücudun herhangi bir yerinde bulunan açık yaranın salya ile teması ve hayvanın tırmalaması kuduz riskli temas olarak kabul edilir. Temas sonrası aşılamaya olabildiğince erken başlanmalıdır. Aşılamada, temasın olduğu ilk gün sıfırıncı gün olarak kabul edilmektedir. Sıfırıncı, üçüncü ve yedinci günde bir doz ile 14 ile 28. günler arasında birer doz olmak üzere toplam 4 doz aşı uygulanır. Ya da yine sıfırıncı günde 2 doz, 7 ve 21. günlerde birer doz olmak üzere 4 doz aşı uygulanır. Önceden aşılanmış olanlar için tekrar kuduz riskli teması olursa daha önce herhangi bir nedenle tam doz aşılaması yapılan sağlıklı kişilere geçen süreye bakılmaksızın belgeyle kanıtlanmış kuduz antikor titresi yeterli bulunanlara; daha önceden en az iki aralıklı doz yapılmış olan ve bunu belgeleyen immün sistemi normal bireylere sıfır ve üçüncü günde olmak üzere topam2 doz aşı yapılır’’ dedi. ’’İyi yara bakımı önemli’’ Temas sonrası kuduz aşısı gerektirmeyen durumlardan da bahseden Uzm. Dr. Ulusoy, ’’Ülkemizde ve dünyada güncel verilerle fare, sıçan, sincap, hamster, kobay, tavşan, yabani tavşan ısırıklarında insana kuduz geçişi gösterilmemiştir. Bu nedenle hayvan sağlığı ile ilgili kurumlar özel bir veri bildirmedikçe bu tür hayvan ısırıklarında aşı gerekmez. Yine güncel verilerle ülkemizde eve giren yarasaların ısırığı veya evde yarasa bulunması durumunda yine soğukkanlı hayvanlar olan yılan, kertenkele, kaplumbağa gibi hayvanlar tarafından ısırılma ile kümes hayvanı ısırıklarında aşı gerektirmez. Sağlam derinin yalanması, hayvana dokunma veya besleme aşı gerektirmez. Bilinen ve halen sağlam bir kedi veya köpek tarafından on günden daha önce ısırılma veya temas durumunda aşı gerekmez. Daha sonra kuduz olduğu anlaşılan bir hayvanı beslemiş olmak, sağlam derinin hayvanın kan, süt, idrar veya dışkısıyla temas etmiş olması; pişmiş etini yemek, kaynatılmış veya pastörize edilmiş sütünü içmek veya bu sütle yapılan süt ürünlerini tüketmek aşı gerektirmez. Kuduz hastasına rutin bakım yapan, riskli teması olmayan sağlık personeline aşı gerekmez. Kedi temaslarında çıplak derinin hafifçe sıyrılması yani deri altına geçmeyen yaralanmalar, kanama olmadan küçük tırmalama veya zedelenme şeklinde yaralanmaya sebep olan durumlarda aşı gerekmez. Son 6 ay içinde tam doz kuduz aşısı uygulanmış kişilerde aşı gerekmez. İyi bir yara bakımı kuduz virüsü geçişini azaltmadaki en etkili yöntemdir. Mümkün olan en kısa sürede yapılmalıdır. Tam yaralanmalarda yara yeri derhal bol akan bir su ve sabunla iyice yıkanmalıdır’’ diye konuştu. Dr. Ulusoy, herhangi bir riskli hayvan ile temas sonrası hastaneye gidilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Dr. Karataş, yılan ve akrep sokmasında yapılması gerekenleri anlattı
05 Temmuz 2024 Cuma - 15:09 Dr. Karataş, yılan ve akrep sokmasında yapılması gerekenleri anlattı Tunceli Devlet Hastanesi acil hekimi Dr. Celal Oktay Karataş, yılan ve akrep sokmasında yapılması ve yapılmaması gerekenler hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Tunceli Devlet Hastanesinde görevli acil hekimi Dr. Celal Oktay Karataş, özellikle yaz aylarında artan yılan ısırıkları ve akrep sokmalarında yapılması gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu. Yılan ve akrep zehrinin etkilerinin türlerine, etkilenen bölgenin konumu ve kişinin metabolik yapısına göre değişiklik gösterdiğini belirten Dr. Karataş, ’’Yılan ısırığına ve akrep sokmasına maruz kaldığımızda öncelikli olarak panik yapmamalı, nabzımızı hızlandıracak aktivitelerden kaçınmalıyız. Bu yapacağımız aktiviteler nabzı hızlandıracağından dolayı zehrin etkisinin daha çabuk görülmesine neden olabilecektir. Yılan ısırığı ve akrep sokmasından etkilenen bölgenin kalp seviyesinin alt kısmında tutularak su ve sabunla yıkanması gerekir. Etkilenen bölgeyi 8-10 santim yüksekliğindeki bölgeden bandaj uygulaması yapmalıyız. Bu yaptığımız bandaj uygulaması dolaşımı tamamıyla kesmemeli. Yapılan yanlışlardan biri dolaşımı tamamıyla etkileyecek şekilde turnike uygulaması yapılmasıdır. Bu yapılan uygulama etkilenen bölgenin alt kısmındaki dokunun nekrozuna neden olmaktadır. Bu yüzden aşırı sıkacak şekilde olmayacak şekilde bandaj uygulaması yeterli olacaktır’’ dedi. Zehirlenen bölgenin emilmesi veya kesilmesinin sakıncalarına vurgu yapan Dr. Celal Oktay Karataş, “Sıklıkla yapılan bir başka hataya değinecek olursak zehirlenen bölgenin emilerek o zehri çıkarma işlemi ve kesilerek o bölgeden zehri atma işlemi. Bu işlemlerden öncelikli olarak zehri emerek bir diğer kişinin çıkarmaya çalışması kişinin ağzında minimal da olsa bir yara varsa o kişinin de zehirlenmesine yol açacaktır. Diğer yanlış ise kesilen bölgenin temizlenmeye çalışılması, kesim bölgesinden sonra zehrin dolaşıma daha hızlı katacak ve kişinin zehirlenme sürecini hızlandıracaktır. Bu hataları yapmamayı öneriyoruz’’ diye konuştu. Bandaj uygulamasının ardından yapılması gerekenler hakkında bilgi veren Dr. Karataş, “Son olarak bandaj uygulaması yapıldıktan sonra bölgede kalan 8-10 santimlik kısma buz uygulamasının yapılması dolaşımı biraz daha yavaşlatacaktır. Bu işlemleri yaptıktan sonra 112 ile irtibata geçip en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız” ifadelerini kullandı.