POLİTİKA - 18 Mart 2024 Pazartesi 18:59

Meral Akşener: "Sayın Erdoğan emeklilere bu bayramda 7 bin lira ikramiye vereceksin"

A
A
A
Meral Akşener: "Sayın Erdoğan emeklilere bu bayramda 7 bin lira ikramiye vereceksin"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçim çalışmaları sırasında üç şey konuştuğunu belirterek, "Buradan Erdoğan’a diyorum ki; ‘Sayın Erdoğan emeklilere bu bayramda 7 bin lira ikramiye vereceksin. 11 bin lira emeklilere seyyanen zam vereceksin. En düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine çıkaracaksın. Seçime kaldı 13 gün, bunu yaptın yaptın. Şu 13 günde emekliyi rahat ettirirsen oylarını alabilirsin, ona diyecek bir şeyimiz yok’" dedi.


31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri kapsamında Trabzon’a gelen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Şalpazarı, Beşikdüzü ve Yomra ilçelerinde esnafı ziyaret ederek, partililerle buluştu. Beşikdüzü ilçesinde partililere hitap eden Akşener, “Bizim partimiz sizin sesinizi duyurmak için kuruldu ve bu sesi duyurmak için de elimizden geleni yaptık. Bize dediniz ki ’Sizi takip edeceğiz. Sizin göreviniz bizim sesimiz olmak’ ve iktidara da dediniz ki ’Sen de bize hizmet edeceksin.’ Yani hizmet etmen için seni tekrar seçtik. Şimdi biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Fakat bu ucube sistemin getirdiği ittifak sistemine mecbur kaldığımız için, muhalefet edenlerin güç kazanabilmesi için bu ittifak işlerinin birisine dahil olduk. 2018’de yapılan anketleri gördük ve 2019’a girerken hemşehriniz Koray Aydın geldi ve bana dedi ki ‘Bu seçmen umutsuz halde, yani bu ucube sistemi değiştirmeye yönelik yetersiz kaldığını hissediyor’. Ben de kendisine ‘Ne yapalım ağabey’ dedim, o da bana ‘Biz Cumhuriyet Halk Partisi’ne gidelim, belediye dahilinde bir ortaklaşmayı, ittifakı teklif edelim.’ Sonrasında Sayın Kılıçdaroğlu’ndan randevuyu bizzat ben aldım ve gitti görüştü. Allah’ım şahittir ki biz, ‘Bize İYİ Parti mi Türkiye mi?’ dendiğinde Türkiye’yi tercih ettik. Sonuç itibarıyla İstanbul ve Ankara kazanıldı. Sayın Erdoğan dedi ki ’İstanbul’u alan Türkiye’yi alır.’ Sonrasında 2023 seçimlerine giderken sözümüzü duyuramadık. O onu dedi, bu bunu dedi söylemlerinden yorulduk. Sonra İç Anadolu Mansur Bey’i istedi, Ege ve Marmara, sizler Ekrem İmamoğlu’nu istediniz derken bunlar aday olmadı ve sonuç itibarıyla biz bu sistemi değiştiremedik. Bu sistem yamuk bir sistem” şeklinde konuştu.



"Suriyelilere para buluyorsun da emekliye, öğretmene mi bulamıyorsun?"


İttifakın ardından partilerinin kuruluş felsefesine geri döndüklerini vurgulayan Akşener, “Sonra düşündük taşındık ve dedik ki ‘Biz kuruluş felsefemize geri dönmeliyiz.’ Nedir bu; hür ve müstakil olarak sadece sizi, esnafı, köylüyü, atanamayan öğretmenleri, dilenen çocukları, haksızlığa uğrayan gençleri, şiddet gören kadınları, sadece bu ülkede yaşayan insanların sesi olmayı öne koyalım dedik. Ben seçim çalışmaları sırasında üç şey konuşuyorum. Birincisi emekliler; 10 bin lira emekli maaşıyla 5 bin lira kira veren emekli geçinemez. Buradan Erdoğan’a diyorum ki; ‘Sayın Erdoğan emeklilere bu bayramda 7 bin lira ikramiye vereceksin. 11 bin lira emeklilere seyyanen zam vereceksin. En düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine çıkaracaksın. Seçime kaldı 13 gün, bunu yaptın yaptın. Şu 13 günde emekliyi rahat ettirirsen oylarını alabilirsin, ona diyecek bir şeyimiz yok.’ Sayın Erdoğan yapacak bunu, diyorlar ki Meral Akşener, Erdoğan’a oy istiyor. Ne alakası var kardeşim. Ama yapmadığı taktirde oylarınıza talibim. Verin elinizi tutun elimi, bu süreçte 2028’e kadar muhalefet nasıl yapılır size göstereyim. İkincisi olarak da 2024 seçimlerine giderken 100 bin öğretmen atayacaksın. Sayın Erdoğan atayacaksın. Atadığın taktirde o öğretmen kardeşlerimiz oylarını sana verir, o başka bir şey. Ben de talep ediyorum hepinizin oylarını o ayrı. Benim işim sizlerin derdini çözmek, çözdürmek. Atamıyorsa eğer öğretmenlerin oylarını istiyorum. Tutun elimi güç verin görün nasıl yapılırmış. Üçüncü olarak da mülakatın kaldırılacağını hepimiz söyledik. Kaldır kardeşim. Şimdi diyorlar ki para yok. Hadi oradan. Suriyelilere para buluyorsun da emekliye, öğretmene mi bulamıyorsun? Şimdi bu seçimde bütün adaylara başarılar diliyorum ve kendi adaylarımıza da oy istiyorum” ifadelerini kullandı.



Meral Akşener: "Sayın Erdoğan emeklilere bu bayramda 7 bin lira ikramiye vereceksin"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.