DÜNYA - 18 Kasım 2024 Pazartesi 23:55 | Son Güncelleme : 18 Kasım 2024 Pazartesi 23:57

Gürcistan Cumhurbaşkanı Zurabişvili'den yeniden seçim çağrısı

A
A
A

Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, 26 Ekim'de düzenlenen parlamento seçimlerinin yeniden düzenlenmesi çağrısında bulunarak, “Bu seçimlerin en kısa sürede tekrarlanması zorunludur” dedi.

Gürcistan'da 26 Ekim'de düzenlenen parlamento seçimlerinin ardından siyasi kriz ve protestolar devam ediyor. Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, Orbeliani Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlediği özel basın toplantısında kameralar karşısına geçerek, ülkede yeniden seçim yapılması çağrısında bulundu. Zurabişvili, "Bu derin, tehlikeli ve kaçınılmaz gibi görünen krizden çıkış yolunu birlikte bulmalıyız. Topluma, siyasi güçlere, ortaklarımıza ve mevcut hükümete, bana göre tek istikrarlı ve barışçıl çözüm yolunu sunmak istiyorum. Peki, plan nedir, ne öneriyorum? Açıkça yeni seçimlerin yapılmasıdır. Bu seçimlerin en kısa sürede tekrarlanması zorunludur. Ancak bu süre bazı meselelerin çözülmesine bağlıdır. Bu meseleler çözülmeden yeni seçim yapmanın bir anlamı yok. İlk olarak uluslararası bir soruşturma gereklidir. Bu, uluslararası ortaklarımızın herkesin zaten bildiği bir gerçeği, yani seçimlerin gerçekleşmediğini ve hileli olduğunu söylemesi için değil, bu seçimlerdeki sistematik hataları ortaya çıkarmak ve ispatlamak için gereklidir. Bu hatalar düzeltilmeden, adil, özgür ve hilesiz bir seçim mümkün değildir. Uluslararası destekle yeni bir seçim yönetimi oluşturulmalı, seçim kanunu, zamanında AGİT/ODİHR tarafından talep edilen değişikliklere uygun şekilde yenilenmeli, yurtdışındaki seçim sandıklarının açılması gibi prosedürler düzenlenmelidir. Ayrıca seçim davaları için özel bir mahkeme kurulmalıdır. Tüm yeni mekanizmalarda uluslararası ortaklarımızın doğrudan yer alması arzu edilir ve mümkündür” dedi.

"Ülke ciddi tehditlerle karşı karşıya"
Ülkenin ekonomik ve finansal krizle karşı karşıya olduğunu ve bunun kapıda beklediğini, ancak kendisinin ülkenin cumhurbaşkanı olarak buna izin vermeyeceğini vurgulayan Zurabişvili, "Bu durumdan dolayı ülke çok ciddi bir durumda ve daha fazlasını söyleyebilirim, ülke ciddi tehditlerle karşı karşıya. Bu tehditlerden biri, iki başlı bir yönetimin ve artan kutuplaşmanın yol açabileceği bir istikrarsızlıktır. Günbegün son derece saldırgan bir hükümetin ve onun destekçilerinin organize propagandasıyla bunun körüklendiğini görüyoruz. Ayrıca siyasi istikrarsızlık, dış faktörlerden kaynaklanan dış istikrarsızlığa yol açabilir. Bu tür bir istikrarsızlık tehlikesi artıyor. Çünkü ülke ortaklarıyla yakın ilişkiler kurmak yerine izolasyonu seçiyor; bu mevcut hükümetin karakteristik özelliğidir. Aynı zamanda ekonomik ve finansal kriz, her ölçüte göre kapımızda bekliyor. Bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak buna izin verme hakkım yok ve buna izin vermeyeceğim" dedi.

Cumhurbaşkanı Zurabişvili Anayasa Mahkemesi'ne başvuracak
Cumhurbaşkanı Zurabişvili, Gürcistan Anayasa Mahkemesi'nde 26 Ekim'deki parlamento seçimlerinin gizliliği ve evrenselliği ilkelerinin ihlali nedeniyle dava açacağını belirterek, "Yarın sabah, tam da gizlilik ve evrensellik olarak adlandırılan iki anayasal ilkenin ihlali nedeniyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açıyorum. Bu, Anayasa Mahkemesi'ne inandığım için değil. Hepimiz biliyoruz ki, bu ülkede hiçbir kurum artık bağımsız değil ve bunu defalarca kanıtladılar. Ancak bu, bu ülkede hiçbir hukuki davanın sonuna kadar mücadele edilmeden bırakılmaması gerektiğinin bir işareti olmalı. Davamın amacı, hakimlerin vicdanını sonuna kadar sınamak” ifadelerini kullandı.

Protestocular Tiflis'te çadır kurdu

Batı yanlısı muhalefet ise, 26 Ekim'deki parlamento seçimlerini tanımayarak protestolarını sürdürmeye devam ediyor. Muhalif gruplar dün başkent Tiflis'in Çavçavadze Caddesi'nde 24 saatlik bir protesto başlatmıştı. Bugün akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Zurabişvili'nin açıklamasının ardından protestocular gösterilerini Çavçavadze Caddesi'nde bir gün daha uzatacaklarını duyurdu. Şu anda Tiflis Devlet Üniversitesi'nin de bulunduğu bölgede göstericiler çadır sayılarını artırırken, çöp konteynerleri ve sandalyelerle barikatlar kurdu. Gösteri organizatörleri ise protestoculara yiyecek, çadırda kalabilmeleri için yorgan ve battaniye gibi malzemeler temin ediyor. Muhalefet liderleri mücadelenin sonuna kadar devam edeceğini belirterek, seçimlerin yeniden yapılmasını talep ediyor.

Gürcistan'da muhalefet seçimleri tanımamıştı

Gürcistan'da 26 Ekim'de ilk kez nispi temsil ve elektronik oylama ile yapılan seçimleri iktidardaki Gürcü Hayali Partisi yüzde 53,93 ile kazanmıştı. Yüzde 5'lik barajı aşarak parlamentoya 3 muhalefet bloğu ve bir muhalefet partisi daha girmişti. Cumhurbaşkanı Zurabişvili ve muhalefet partileri seçimlere hile karıştırıldığını belirterek, seçim sonuçlarını tanımadıklarını açıklamıştı.

İlkin Hüseynov

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.