SPOR - 18 Mart 2024 Pazartesi 00:55

Abdullah Avcı: "Oyunu konuşamadığımız bir akşam daha yaşadık"

A
A
A

Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Fenerbahçe maçının ardından yaptığı açıklamada, oyunu konuşamadıkları bir akşam daha yaşadıklarını belirterek, hem sonuçtan dolayı hem de yaşananlardan dolayı üzüntülü olduğunu söyledi.

Trendyol Süper Lig'in 30. haftasında sahasında Fenerbahçe'ye 3-2 mağlup olan Trabzonspor'da Teknik Direktör Abdullah Avcı, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Avcı, "Oyunu değerlendirmek istiyorum. Sahanın dışına çıkmak istemiyorum. Bugün oyun planımız stratejimiz orta sahada Berat ve Mendy ile oynayıp önde şiddetli baskılar yapıp rakibin yaptığı hataları doğru bir şekilde kullanmak çalıştığımız organizasyonları iyi kullanmaktı. Oyunun ilk 15 dakikasında oyuna hakem olamadık. Baskıları doğru yapamadık. Merkez orta sahada daha sert daha agresif planladığımız rakibi geri döndürmek, püskürtmek durumunu oluşturamadık. Rakibin oyuncusu ceza sahası dışından şut attı gol oldu. Karşılamada sıkıntımız vardı. Bunlar oyunun içinde var. 2-0 içeriye girdik" dedi.

"Yediğimiz 3. golde ise iki tane faul var"

İkinci yarıya değişiklik yaparak başladıklarını belirten Avcı, "Oyunu domino ettik. Ortak olmaya başladık. Formasyonumuzu değiştirdik. Bardhi'nin attığı gol ve sonrasında penaltı golüyle skoru eşitledik. Pozisyon kırmızı kart mı bilmiyorum. Seyirci 2-1'den sonra bize verdiği destekle beraber önemli bir katkıları oldu. 2-2 durumdayken 3-2 yapabilirdik. Ama olmadı. Yediğimiz 3. golde ise iki tane faul var. Halil Umut Meler'le de bunu paylaştım. Kaçırabilir oyunun içinde ama VAR diye bir şey var artık. Ligde ve Avrupa'da iyi giden bir takıma karşı 2-0'dan gelip maçı kazanmak varken faul sonrası gol yiyoruz. Bu oyunu kaybettik. Bizim için olumlu tarafı geri dönüşler, vazgeçmeden devam etmek. Maç sonuyla ilgili üzüntülüyüm. Saha içinde kalan bir teknik adam olarak bunu söylüyorum. Konuşarak da bunu değiştiremeyeceğim. Uzak kalmaya çalışacağım. İsmail Hoca'ya da aynısını söyledim. Karşılıklı bir şey olmasın, geçmişte buna benzer çok şeyler yaşandı. Oyunun içinde kalalım dedim ve bana teşekkür etti" ifadelerini kullandı.

"Rakip de biz de zarar göreceğiz sanırım"

"PDFK bizimle ve rakiple ilgili olarak neler gördü. Nasıl bir sonuç çıkartacaklar merak ediyorum" diyen Avcı, "Rakip de biz de zarar göreceğiz sanırım. Yaşanmaması gereken Türk futbolunun artık tamamen kaos ile beslendiği, futbolun iyileştirme gücünü tamamen kullanamadığımız, daha sıkıntıya gittiği görülüyor. Bu bıraktığımız izler çok sağlıklı izler değil. Onun için üzüntülüyüm. Hem de maçı kaybettiğimden dolayı üzüntülüyüm. Hedeflerimiz doğrultusunda ilerliyoruz. Tribününde bizim de daha rahat olmamız gerekiyordu. Üçüncülük hedefimiz duruyor. Belki kupa kazanacağız. Belki sahamız kapanacak hiçbir şey bilmiyorum. Oyunu konuşmamız gereken yerde sahanın dışına çıktık, yine onun için üzüntülüyüm. Üslubumuzu değiştiremediğimiz sürece yüreğimizi ve kalbimizi de değiştiremeyiz" diyerek sözlerini tamamladı. 

Gökmen Şahin - Ozan Köse

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.