DÜNYA - 12 Nisan 2012 Perşembe 14:40

ZOKORA FENERBAHÇE MAÇINI BEKLİYOR

A
A
A
ZOKORA FENERBAHÇE MAÇINI BEKLİYOR

Trabzonspor`un sezon başında İspanya`nın Sevilla takımından transfer ettiği Didier Zokora, teknik direktör Şenol Güneş`in görev vermesi halinde bu sezon ilk kez Fenerbahçe maçında forma giyecek olmanın heyecanını yaşıyor.
Bu sezon Spor Toto Süper Lig`de oynanan 34 maçında 21`inde forma giyen Didier Zokora, Afrika Kupası maçları nedeniyle de bordo-mavili takımdan uzak kalmıştı. Bir çok maçta forma giyemeyen Zokora`nın Türkiye`de bulunmasına rağmen forma giyemediği maçlar arasında Fenerbahçe maçı ilk sırada yer alıyor. Sarı-lacivertli takımla İstanbul`da oynayacakları Süper Final maçını bekleyen Fildişili oyuncuyu farklı bir heyecan sardı.
Ligin ilk yarısında Galatasaray`ın 3-0 kazandığı maçın 55. dakikasında kırmızı kart gören Zokora, 16. haftada Kadıköy`de takımını yalnız bırakmıştı. Didier Zokora`dan yoksun Fenerbahçe karşısına çıkan Trabzonspor, mücadeleyi 1-0 kaybetmişti. Fildişili futbolcu ligin 32. haftasında yine Galatasaray maçının 10. dakikasında Emmanuel Eboue`ye yaptığı faul sonrasında sarı kart gördü ve cezalı duruma düştü. Tecrübeli futbolcu Süper Lig`in 33. haftasında oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşmasında sahadaki yerini alamadı. Zokora`nın forma giymediği maç ise 1-1`lık skorla sonuçlanmıştı.
"KAZANMAK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAОIZ"
Süper Lig`in ilk yarısında ve ikinci yarısında Fenerbahçe maçlarında cezalı duruma düştüğü için oynayamayan Trabzonspor`un orta sahadaki yıldızı Didier Zokora, bu sezon Fenerebahçe maçlarında forma giyememenin üzüntüsünü yaşadığını belirterek, "Fenerbahçe maçlarının Trabzonspor için ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. O maçlarda oynamamak beni gerçekten üzmüştü. Hocam görev vermesi halinde Süper Final maçında Fenerbahçe karşısında forma giyebileceğim. Arkadaşlarımla birlikte elimizden geleni yapıp maçtan galibiyetle ayrılacağımıza inanıyorum" dedi
HAMİ`DEN BURAK YILMAZ`A NASİHAT
Bu arada Trabzonspor`un efsane futbolcusu Hami Mandıralı, bordo-mavili takımın golcü oyuncusu Burak Yılmaz`a nasihat etti. Eski futbolcu Trabzonspor`un bütünüyle özel bir takım olduğunu belirterek, " Başka şehirli olup da Trabzonlu`dan çok Trabzonspor`u sevenler vardır. Böyle bir camianın bir üyesi olacaksın ve bu tavırlar içinde olacaksın. Burak Yılmaz 32 gol atmıştır. Allah ondan razı olsun Trabzonspor yerli oyuncuların sayesinde bu duruma gelmiştir, hepsine şapka çıkartıyoruz. Ama Burak Yılmaz sahada vurdum duymaz davranamaz. Orduspor maçından sonra verdiği beyanat benim çok hoşuma gitmedi. ``˜Fizik olarak bitmişim, yorulmuşum` gibi ifadeler olmadı. Messi de yılda neredeyse 70 maç oynuyor. Gazozuna maç oynarken bile yırtıyor ortalığı hiç bir gün ben yoruldum bitmişim demiyor" ifadesini kullandı.
"BURAK SAОLAM KARAKTERLİ BİR İNSAN"
"Bir insan yaptığı işe saygı duymuyorsa, ona ciddi yaklaşmıyorsa yarın o işi ona ihanet eder" diyen Hami, "Ondan sonra kafayı duvarlara vurursun. Bu taraftarın bakışı birden değişir. O zaman nerde olduğunu unutursun. Sana bu değeri veren camia için biraz daha koşmalısın. Attığı golleri bir kenara koyuyorum. Burak sezon başında 15 tane koşuyordu. 15 tane ofsayta düşüyordu. Bunun üzerine 15 daha koşuyordu. Şimdi 2 tane koşmuyor. Ben olduğum dediğin an senin bittiğin andır. 32 golü Burak`a takım arkadaşları attırdı. Benim için önce Trabzonspor`un menfaatleri gelir oyuncuların değil. Trabzonspor başarılı olacak 5 tane gol atacak ondan sonra herkes keyfini yapacak. Burak Yılmaz`ı ben çok seviyorum. Karakterli sağlam bir arkadaşımız. Bu başka bir şey, ben bu eleştirilerimi onun daha iyi olması için yapıyorum" dedi.
YABANCILARA GÖZ DAОI
Öte yandan bu sezon yabancı oyuncularından istediği verimi alamayan Trabzonspor, gelecek sezon için elindeki yabancıların bir çoğu ile yollarını ayırmayı planlıyor. Teknik direktör Şenol Güneş`in takımda kalmasını istediği yabancılar dışında diğerlerin teklif gelmesi halinde bordo-mavili kulübün bu oyuncularla yollarını ayırmayı planladığı belirtildi.
TRABZONSPOR`DA BÜLENT YILDIRIM ENDİŞESİ
Süper Final`in ilk maçında İstanbul`da oynanacak olan Fenerbahçe-Trabzonspor maçını yönetecek olan Bülent Yıldırım ismi bordo-mavili kulübü endişelendirdi. Trabzonspor`un geçtiğimiz sezon oynadığı maçlarda düdük çalan ve verdiği kararlarla Trabzonspor`a şampiyonluk yolunda büyük bir yara aldıran Yıldırım`ın, İstanbul`daki maçta düdük çalacak olması Trabzonspor`un keyfini kaçırdı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.