Yerel Haberler
Tokat
Deprem tatbikatı gerçeğini aratmadı
19 Ekim 2024 Cumartesi - 09:28 Deprem tatbikatı gerçeğini aratmadı Tokat’ta 5,7 büyüklüğündeki Sivas-Yıldızeli merkezli depremin etkilerini simüle eden bir tatbikatla 300 kişilik UMKE, itfaiye ve hastane personeliyle hasta tahliyesi gerçekleştirdi. UMKE, itfaiye ve hastane personelinden oluşan 300 kişilik grup Zile İlçe Devlet hastanesinde deprem tatbikatı gerçekleştirdi. Senaryo gereği merkez üssü Sivas’ın Yıldızeli ilçesi olan 5,7’lik depremden Tokat’ın ilçeleri de etkilendi. Bu kapsamda Zile İlçe Hastanesinin C bloğu da hasar alarak hastalar tahliye edildi. Film sahnelerini aratmayan tatbikata personelin yanı sıra hasta ve hasta yakınları da katıldı. Tatbikat kapsamında Sivas’taki depremin ilçelerindeki hastaneyi de etkilediğini söyleyen Hap Başkanı Amine Hatun Ağırman, “Arkadaşlar öncelikle hepinize geçmiş olsun. Ülkemize ve ilçemize tekrardan geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Sivas’ın Yıldızeli ilçesi merkez üssü olan 5,7 depremden ilçemizde hasar gördü. Komşu köylerimizde de aldığımız bilgilere göre yıkımlar var ama henüz hastanemize getirilen hastamız olmadı. Hastanemizin de C bloğunda ağır tahribat var. Şu an için hastalarımızın kontrolünü bir şekilde tahliyesini gerçekleştirdik. Apandisit ameliyatı olan bir hastamız var. Doğum salonundan getirdiğimiz bir hastamız var. Yine deprem nedeniyle kalp krizi geçiren ne yazık ki kaybettiğimiz bir hastamız mevcut. Onun dışında şu an için hastanemiz tüm personelimizin ve hastalarımızın güvenli bir şekilde tahliyesini gerçekleştirmiş bulunmaktayız” dedi. “Tatbikatını gereği gibi yaşadık, inşallah gerçeğini yaşamayız” Tatbikat hakkında bilgiler veren Armağan, “2024 yılı hastane afet ve acil durum tatbikatını hep birlikte gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Hepinizin emeğine sağlık. Biliyorsunuz ülkemiz ne yazık ki deprem bölgesi. Bu konu hakkında hepimizin bilinçli bir birey olmasını istiyorum. Bundan sonra AFAD sorumlumuz Yılmaz Bey ve diğer arkadaşlarımızla birlikte tatbikatlar konusunda ve farklı projelerle vatandaşımız ve personelimizi bilinçlendirmek adına farklı projelerimiz olacak. Tatbikatını gerçeği gibi yaşadık. İnşallah gerçeğini yaşamayız” diye konuştu.
1960’ların Türkiye’sinde bisikletler, otomobil gibi denetleniyordu
18 Ekim 2024 Cuma - 15:02 1960’ların Türkiye’sinde bisikletler, otomobil gibi denetleniyordu Türkiye’de uzun yıllar bisikletler, tıpkı günümüz otomobilleri gibi ruhsatlı ve ehliyetle sürülen resmi ulaşım araçları olarak kullanılıyordu. Türkiye’de en yaygın ulaşım aracı 1960’lı yıllarda bisikletlerdi. O dönemde bisikletler ruhsatlı, plakalı ve ehliyetli olarak kullanılıyordu. Bisiklet sahipleri, neredeyse otomobil vergilerine denk vergiler ödüyor ve bisiklet sürmek için ehliyet sahibi olmaları gerekiyordu. Ehliyetsiz bisiklet kullanımı yasaktı. İlginç bir detay ise bisiklet kullanımının bir kişiyle sınırlandırılmış olmasıydı. Bu kural muhtemelen kazaları önlemek amacıyla getirilmişti. Ayrıca, bisikletler düzenli olarak muayeneye tabi tutuluyordu. 6 ayda bir fenni muayene, 4 ayda bir ise genel muayene yapılmaktaydı. Günümüzde özgürce ehliyetsiz kullanılan bisikletler, o dönemde ciddi bir ulaşım aracı olarak kabul ediliyor ve sıkı kurallarla denetleniyordu. “Günümüzde özgürce bindiğimiz bisikletler zamanında ulaşım aracı olduğu için ehliyetliydi” Bisiklet sahiplerinin 1960’lı yıllara kadar günümüzdeki otomobillere eş değer vergi ödediklerini söyleyen Tarih Araştırmacısı Aybike Gamze Gazioğlu; “Tokat Şehir Müzesini ziyaret ettiğim esnada plakalı bisiklete denk geldim ve bunun geçmişini araştırdım. 1963 yılında en yaygın ulaşım aracı bisikletti. O dönemdeki bisikletler hem ruhsatlı hem plakalı hem de ehliyetli kullanılıyordu. Yani mevcut günümüzdeki otomobil vergileriyle neredeyse eş değer vergiler ödüyorlardı. İnsanlar ulaşım aracını kullanabilmek için ehliyete sahiptir ve bu ehliyetleriyle bisiklete binebiliyorlardı. Ehliyet yoksa o bisikleti kullanamıyordu. Belgelerde bir de bir kişiyle sınırlandırıldığı dikkatimi çekti. Muhtemelen o dönemde insanlar birden fazla bisiklete biniyordu. Bu da kazaya sebep olmuş olabilir. Bunun neticesinde de bu bir kanunen bir kişiyle sınırlandırılmış. Yani o dönemde bisiklete binme hakkı bir kişiyle sınırlıymış. Plakalı bisikletlerin bir de muayeneleri oluyordu. Muayeneleri 6 ayda bir fenni muayene, 4 ayda bir de normal muayene yapılıyordu. Buradan da şunu anlıyoruz. Bisikletler günümüz otomobil muayeneleriyle neredeyse eş değer muamele görüyordu. Yani bu dönemde mesela nasıl otomobilleri muayene ettiriyoruz? Belli bir süreçleri ve periyotları var. Aynı şekilde o dönemlerde de bisikletler muayene ettiriliyordu. Şu anda ehliyetsiz özgürce bindiğimiz bisikletler zamanında ulaşım aracı olduğu için ehliyetliydi. Belki gelecek zamanda da şu anda vergi ödediğimiz otomobiller ücretsiz olur. Biz bambaşka araçlara vergi ödüyor oluruz” dedi.
1 kişinin öldüğü, 5’i asker 6 kişinin yaralandığı olayda sanık "Ben yapmadım" dedi
18 Ekim 2024 Cuma - 13:42 1 kişinin öldüğü, 5’i asker 6 kişinin yaralandığı olayda sanık "Ben yapmadım" dedi Tokat’ta 18 Mayıs tarihinde bir bağ evine tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 1 kişi ölmüş, 5’i asker 6 kişi yaralanmıştı. Olayın bir numaralı şüphelisi hakim karşısında, "Ben yapmadım" dedi. 18 Mayıs tarihinde Tokat’ın Erbaa ilçesine bağlı Karayaka beldesi Hürmüzlü köyünde bulunan bir bağ evinde, jandarma ekipleri eve girdikleri sırada patlama meydana geldi. Patlama sonrası bağ evinin sahibi Ahmet Karaçoban’ın oğlu Sefa Can Karaçoban hayatını kaybederken, Ahmet Karaçoban ile birlikte Uzman Çavuş M.A. (25), Jandarma Astsubay M.E. (32), Uzman Çavuş B.M. (30), Uzman Çavuş A.S. (28) ve Uzman Çavuş S.E. (28) ağır yaralanmıştı. Bir kişinin öldüğü, 5’i asker 6 kişinin yaralandığı olayın duruşması Tokat Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Sanık T.Ö. tutuklu bulunduğu Erzincan’dan Tokat’a getirildi. Sanık İ.G. ise video bağlantı sistemi ile duruşmaya katıldı. Duruşmada iddianamenin açıklanmasının ardından sanıklar, iddianamede yer alan suçlamaları kabul etmedi. Hakim, İ.G.’ye Samsun’daki ortağı T.Ö. ile ortak olduğu işletmesi otel inşaatındaki 33 demir parçasının patlamanın olduğu evdeki malzemelerle benzerlik gösterdiği ve inşaattaki tüpün olay yerindeki tüple benzerlik gösterdiğini söylemesi üzerine, İ.G. olayı kendisinin işlemediğini ve bu malzemenin nereden geldiğini bilmediğini iddia etti. Eşiyle gönül ilişkisi var diye boşandı Öte yandan İ.G., eski eşi Keziban N. ile patlamanın yaşandığı evin oğlu olan ve olay sonrası hayatını kaybeden Sefa Can Karaçoban ile gönül ilişkisi yaşadıklarını öğrendikten sonra eşini darp ettiğini, bu sebeple 1 ay hapis yattıktan sonra serbest bırakıldığını söyledi. Serbest kaldıktan sonra boşanma davası açtığını belirten İ.G. olayı kendisinin gerçekleştirmediğini iddia edip, suçlamaları kabul etmedi. T.Ö. ise İ.G. ile ortak olduğunu, olay gününden bir gün önce ortağının moralinin bozuk olması nedeniyle Erbaa’ya gittiğini söylemesi üzerine kendisinin de ona destek verip konuşmak için gittiğini söyledi. Duruşmaya katılan iki sanığın avukatları da müvekillerinin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını talep etti. Mahkeme başkanı ise sanıkların tutukluluklarının devamına karar verip, T.Ö.’nün HTS kayıtlarının kontrol edilmesine ve yeni tanıkların dinlenmesi gerekçesiyle duruşmayı 8 Ocak 2024 tarihine erteledi.
1 kişi ölmüş 5’i asker 6 kişi yaralanmıştı, bir numaralı sanık "ben yapmadım" dedi
18 Ekim 2024 Cuma - 13:38 1 kişi ölmüş 5’i asker 6 kişi yaralanmıştı, bir numaralı sanık "ben yapmadım" dedi 18 Mayıs tarihinde Tokat’ta bir bağ evine tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 1 kişi ölmüş, 5’i asker 6 kişi yaralanmıştı. Olayın bir numaralı şüphelisi hakim karşısında, "Ben yapmadım" dedi. 18 Mayıs tarihinde Tokat’ın Erbaa ilçesine bağlı Karayaka beldesi Hürmüzlü köyünde bulunan bir bağ evinde, jandarma ekiplerinin eve girdilerdi sırada patlama meydana geldi. Patlama sonrası bağ evinin sahibi Ahmet Karaçoban’nın oğlu Sefa Can Karaçoban hayatını kaybederken Ahmet Karaçoban ile birlikte Uzman Çavuş M. A. (25), Jandarma Astsubay M. E. (32), Uzman Çavuş B. M. (30), Uzman Çavuş A. S. (28) ve Uzman Çavuş S. E. (28) ağır yaralanmıştı. Bir kişinin öldüğü, 5’i asker 6 kişinin yaralandığı olayın duruşması Tokat Adliyesi 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Sanık T.Ö. tutuklu bulunduğu Erzincan’dan Tokat’a getirildi. Sanık İ.G. ise video bağlantı sistemi ile duruşmaya katıldı. Duruşmada İddianamenin açıklanmasının ardından sanıklar iddianamede yer alan suçlamaları kabul etmedi. Duruşmada hakim İ. G’ye Samsun’daki ortağı T.Ö. ile ortak olduğu işletmesi otel inşaatındaki 33 demir parçasının patlamanın olduğu evdeki malzemelerle benzerlik gösterdiği ve inşaattaki tüpün olay yerindeki tüple benzerlik gösterdiğini söylemesi üzerine, İ. G. olayı kendisinin işlemediği ve bu malzemenin nereden geldiğini bilmediğini iddia etti. Eşiyle gönül ilişkisi var diye boşandı Öte yandan İ. G, eski eşi Keziban N. ile patlamanın yaşandığı evin oğlu olan ve olay sonrası hayatını kaybeden Sefa Can Karaçoban ile gönül ilişkisi yaşadıklarını öğrendikten sonra eşini darp ettiğini, bu sebeple 1 ay hapis yattıktan sonra serbest bırakıldığını söyledi. Serbest kaldıktan sonra boşanma davası açtığını belirten İ. G. olayı kendisinin gerçekleştirmediğini iddia edip suçlamaları kabul etmedi. T. Ö. ise İ. G. ile ortak olduğunu, olay gününden bir gün önce ortağının moralinin bozuk olması nedeniyle Erbaa’ya gittiğini söylemesi üzerine kendisinin de ona destek verip konuşmak için gittiğini söyledi. Duruşmaya katılan iki sanığın avukatları da müştekilerinin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını talep etti. Mahkeme başkanı ise sanıklarının tutukluluklarının devamına karar verip, T. Ö’nün HTS kayıtlarının kontrol edilmesine ve yeni tanıkların dinlenmesi gerekçesiyle duruşmayı 8 Ocak 2024 tarihine erteledi. (YK-GF-