ÇEVRE - 21 Ekim 2024 Pazartesi 12:17

Tokat’ın ’Titanik’i kuraklıkla yeniden gün yüzüne çıktı

A
A
A
Tokat’ın ’Titanik’i kuraklıkla yeniden gün yüzüne çıktı

Kuraklık, Tokat’ın Almus Barajı’ndaki yıllar önce batan "Titanik" gemisini tamamen gün yüzüne çıkardı.


Yetersiz yağışlar ve yanlış sulama yöntemleri, Tokat’taki birçok baraj ve gölde su seviyesinin kritik seviyelere düşmesine neden oldu. Tokat’ın Almus ilçesinde yer alan Almus Barajı da, kuraklıktan nasibini aldı. Su seviyesinde büyük bir düşüş yaşanan barajda geçtiğimiz yıllarda fırtına nedeniyle batan ve "Tokat’ın Titanik’i" olarak anılan gemi yeniden gün yüzüne çıktı. Almus Barajı’na kafa dinleyeme gelenler tamamen gün yüzüne çıkan Titanik’le fotoğraf çekilerek anı ölümsüzleştirmeyi ihmal etmedi.



“Haritaya göre gölün içerisinde bulunuyoruz”


Barajı ziyaret eden Mehmet Eren Yaşaran, "Haritada gölün içinde olmamıza rağmen suların çok çekildiği bariz bir şekilde görünüyor" dedi.



Tokat’ın ’Titanik’i kuraklıkla yeniden gün yüzüne çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 15 Temmuz şehidinin ağabeyi Fuat Yavuz: “Fethullah Gülen Amerikan ajanıydı” Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen’in ölümü üzerine konuşan şehit Fahrettin Yavuz’un ağabeyi Fuat Yavuz, “Fethullah Gülen Amerika’nın bir numaralı ajanıydı. Yani Türkiye’nin başına koymuş olduğu bir ajandı. Fethullah Gülen bir piyondu. Böyle vahşi bir yaratığı toprak bile kabul etmez. Geberdi gitti. Asıl mücadele bundan sonra başlıyor" dedi. Fahrettin Yavuz, 15 Temmuz gecesi TRT Harbiye binası önünde darbecilere karşı koyarken şehit olmuştu. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşısı Fethullah Gülen’in hayatını kaybetmesinin ardından 15 Temmuz gecesi şehit düşen Fahrettin Yavuz’un ağabeyi Fuat Yavuz açıklamalarda bulundu. Yavuz, kardeşinin 15 Temmuz gecesi Türk bayrağı ve tekbirlerle sokağa çıkıp şehit düştüğünü söyledi. Fethullah Gülen’i toprağın bile kabul etmeyeceğini söyleyen Yavuz, Gülen için Amerika’nın bir numaralı ajanı olduğunu ifade etti. “15 Temmuz gecesi Türk bayrağı ve tekbirlerle sokağa çıktık” Fahrettin Yavuz’un ağabey Fuat Yavuz, “15 Temmuz’da Fethullahçı Terörist Örgütü bu ülkeyi bölüp parçalamak istedi. Ve çok planları vardı. Her yeri işgal etmek istediler. Biz çok büyük bir badire atlattık. 15 Temmuz bizim için bir varoluş gecesiydi. Allah bizlere güç verdi. İnsanlara ateş ettiler. Bizim elimizde hiçbir şey yoktu. Türk bayrağı, tekbirleriyle sokağa çıktık. Biz o gece Harbiye’de şehidimizi verdik. Harbiye’ye nasıl gittiğimizi bilmiyoruz. 3 tane şehidimiz var orada ve kardeşim o gece orada şehit düştü. Bunlar çok büyük bir cani. Teröristte bile biraz yani insaf olur. Bunlarda insanlıktan kalma hiçbir şey yok. Bunlar acımasız, duygusuz insanları öldürmek için bahane arayan bir örgüt” diye konuştu. “Bunlar geberdi gitti, asıl mücadele bundan sonra başlıyor” FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen’in ölümüyle ilgili konuşan Yavuz, “Ona öldü demeyelim de geberdi diyelim ahlaksız terörist. İnsanlar ölür, bunlar geberdiler. Bunların ateşi bol olsun. Şimdi ben inanıyorum ki onları toprak bile kabul etmeyecek. Böyle vahşi bir yaratığı toprak bile kabul etmez. Bunlar geberdi gittiler. Asıl mücadele bundan sonra başlıyor. Fethullah Gülen bir piyondu. CIA ile beraber Türkiye Cumhuriyeti’ni bölüp başa geçmek için için başa getirilen biriydi. Dini kullanarak insanları kandırdı. Bu örgüt 15 Temmuz’da başarılı olsaydı da inanın çok büyük şeyler olacaktı. Bu ülkeyi tamamen bölüp parçalayacaklardı. Ondan sonra da Amerika istediği gibi yönetecekti. Cumhurbaşkanımız 22 senedir ülkenin başında Allah da başımızdan eksik etmesin. O geldikten sonra artık diş geçiremiyorlar. Onlar ne diyorsa biz aksini iddia ediyoruz. Ve başarılı olamadıkları için şu an CIA de bitmiş vaziyette. Amerika’da bitmiş vaziyette” ifadelerini kullandı. “Fethullah Gülen Amerika’nın bir numaralı ajanıydı” FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in Amerika’nın ajanı olduğunu söyleyen Yavuz, “Fethullah Gülen Amerika’nın bir numaralı ajanıydı. Yani Türkiye’nin başına koymuş olduğu bir ajandı. Fethullah Gülen 15 Temmuz’da başarılı olabilseydi CIA bu işi tamamen ele alacaktı ve Fethullah Gülen yönetmeyecekti bizi. CIA bu işi tamamen ele alacaktı. Yine CIA yöneticisi yönetecekti. Yine Amerika yönetecekti bizi. Amerika’nın bir numaralı uşağı Fethullah Gülen” dedi. (ŞK-RU
Erzurum Erzurum Fenerbahçeliler Derneği’nden ’Kadın ve Çocuğa Dokunma’ tepkisi Kadınlara ve çocuklara yönelik artan şiddet olaylarına Erzurum Fenerbahçeliler Derneği (ERFEDER) Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında ’Kadına ve Çocuğa Dokunma’, Korumak Değil Yaşatmak İstiyoruz’ temasıyla kurulan stantta kadınlar ve çocuklara uygulanan toplumsal şiddete karşı tepki gösterdi. Son dönemde artan kadın ve çocuklara yönelik şiddet olaylarına karşı Erzurum Fenerbahçeliler Derneği (ERFEDER) Erzurum AVM’de kurulan stantta ’Kadına ve Çocuğa Dokunma’, Korumak Değil Yaşatmak İstiyoruz’ pankartları ile tepki göstererek kadınlara ve çocuklara özel hazırlanan ’sarı-lacivert’ çiçek vererek bu önemli toplumsal soruna karşı mesaj verdiler. Etkinliğe, Dernek Başkanı Av. Türker Özkara, Başkan Yardımcısı Alper Kızıl, Genel Sekreter Cem Bahadır Çığgın, As Başkan Emre Cizmelioğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Yunus İnce, Eyüp Bozkurt, Aileler ve çocukları katıldı. Erzurum Fenerbahçeliler Dernek Başkanı Av. Türker Özkara, artan şiddet olaylarına karşı topluma seslerini duyurmak için böyle bir proje hazırladıklarını ifade eden Erzurum Fenerbahçeliler Dernek Başkanı Özkara, şunları söyledi: ’Kadının olduğu, durduğu yer o ülkenin ve o toplumun aynasıdır.’ "Kadına şiddet ve kadın ölümleri son bulsun diye, kadınlar ve kız çocuklarının hakları korunsun diye Erzurum Fenerbahçeliler Derneği olarak üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Artık duyduğumuz ses bir annenin feryadı, bir çocuğun yardım çığlığı, bir genç kızın haykırışı olmasın. Dayanışma için yükselen sesimiz olsun!’, ’Kadına ve Çocuğa Dokunma’, Korumak Değil Yaşatmak İstiyoruz’ mesajımızla Erzurum’dan destek verdik. Daha iyi bir toplum, daha iyi bir gelecek ve aydınlık yarınlar için kadın ve erkek “birlikte eşitiz” diyerek çıktığımız yolda, ana mesajımız ve temennimiz; hayatın her anında ve toplumun her bir ucunda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, kadınlar ve kız çocuklarının haklarına saygı duyulması ve tabi ki kadınlara yönelik şiddetin artık son bulmasıdır. Bu haksız ölümlere, bu adaletsizliğe, kadına karşı şiddete bir nebze olsun engel olmak adına atılan her adım gibi bu toplantımız bu anlamda çok değerli. Bir ülkede Kadının olduğu, durduğu yer o ülkenin ve o toplumun aynasıdır. Türkiye’mizi gelişmiş, modern, hak ettiği şekilde görebilmek için kadınıyla erkeğiyle bunun farkında olmalıyız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dile getirdiği gibi “Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir’. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Umuyorum hep birlikte bu yolda kararlılıkla çalışacağız” diye konuştu. Fenerbahçeliler Derneği Genel Sekreteri Cem Bahadır Çığgın ise, ’Bu gün burada bir çatı altında toplumsal şiddete karşı ortak tepkimizle önemli ve bir o kadar anlamlı bir mesaj verdik. Bu gibi farkındalık projelerimizi sürdüreceğiz. Burada, kulübümüze gelir oluşturmanın ötesinde, Fenerbahçe’mizin yine bir sosyal sorumluluk projesinde yer aldığını herkese göstermek ve Fenerbahçeli çocuklarımızın palyaçolarımızın moral desteği ile birlikte Fenerbahçe standını görünce gülen yüzlerini görmek en büyük amacımızdır.” ifadelerini kullandı. Etkinlikte, çocuklara neşeli dakikalar geçiren Palyaçolar, çocukların yüzlerini boyarken, Fenerbahçeli taraftarlar ise stantta çocuklara ’Fenerbahçe Tablosu’ hediye etti.
Kocaeli Prof. Dr. Genç, "Filistin’de ne işimiz var?" diyenleri bu sözlerle uyardı Prof. Dr. Nurullah Genç, "Filistin’de ne işimiz var?" diyenleri uyararak, "Dünyanın neresinde bir zulüm varsa, o bizim bayrağımızdır" vurgusunu yaptı. Genç, "Biz veren elin milletiyiz, alan değil. Onun için bileceğiz ki, dünyanın her yerindeki her hadise bizi ilgilendiriyor" dedi. Gebze Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Gebze Kitap Fuarı, kitapseverleri ağırlamaya devam ediyor. 27 Ekim’e kadar sürecek olan fuarda, 200’den fazla yazar ve düşünür seminerler veriyor, imza günleri düzenliyor. Fuar kapsamında düzenlenen etkinliklerden biri de Prof. Dr. Nurullah Genç’in "Bir Coğrafya Bin Direniş; Filistin’in Mücadelesi" başlıklı konferansı oldu. "Biz hep o fotoğrafı gördük ve acı duyduk" Konuşmasında, Müslümanların birbiriyle uğraşmayı bırakması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Genç, "Dünyada bizimle ciddi anlamda uğraşanlar var. Meselenin yüzlerce yıllık geçmişine baktığımızda göreceğiz ki bugün İsrail’de olanlar aslında milattan önceki ve milattan sonraki 67, 115 ve 132 yıllarına, Bar Kohba İsyanı’na kadar gidiyor. Bu fotoğrafın arkasında devasa bir geçmiş var. Eğer o geçmişi bilmezsek bugünkü İsrail’i ve Yahudilerin yaptıklarını anlayamayız. Amerika’yı anlayamayız. Tıpkı Kevin Carter’ın Pulitzer ödülü aldığı ve sonunda intihar ettiği, akbabanın başında beklediği çocuk fotoğrafı gibi. Biz hep o fotoğrafı gördük ve acı duyduk. Ama fotoğrafın arka planını düşünemedik. O çocuk oraya neden geldi? Neden dizlerinin üzerine çöktü? Onun arkasındaki yüzyılların anlamı neydi? Bunu bilemedik çünkü biz son 150-200-300 yıldır kelimelerimizi kaybettik, hafızamız boşaldı" dedi. "Dünyanın neresinde bir zulüm varsa o bizim bayrağımız" Kelimenin iki anlamı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Nurullah Genç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir lügat anlamı, bir de ıstılahi anlamı var. Istılahi anlam, kelimenin arka planını ve tarihi derinliğini ifade ediyor. Istılahi anlam, geçmişten bugüne o kelimenin hayatını anlatır. Bayrak kelimesinin ıstılahi anlamına gittiğimizde neden Filistin’in de bayrağı olduğunu anlarız. Çünkü bizim bayrağımızın rengindeki kırmızı, şehidin kanından, 1. Kosova Savaşı’ndan bize doğru gelir. Bayraktaki hilal, yarım ay Hazreti Peygamber’i sembolize eder. Çünkü Efendimiz Hz. Muhammed’in (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) Medine’ye hicretinde ufuktan göründüğü an söylemler olmuştur ve ayın ilk 2-3 günü hilaldir. Peygamber Efendimizin de (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) Medine’ye ilk girişi olduğu için hilale benzetilmiştir. Ama o peygamber (Sallallahü teala aleyhi ve sellem), kendisini hilale benzetenler için de ’Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine tabi olursanız kurtuluşa erersiniz’ demiştir. Bizim yıldızımız da onu sembolize ediyor. İşte bu manada, alemlere rahmet olarak indirilen Efendimizin (Sallallahü teala aleyhi ve sellem), onun ashabının ve onların bize getirdikleri merhamet, medeniyetinin bayrağı Filistin’in de bayrağıdır. Onun için dünyanın herhangi bir yerindeki bir mazlumun da bayrağıdır. ’Bizim Filistin’de ne işimiz var’ diyenler bunu bilmedikleri ve bu arka plana sahip olamadıkları için kendilerini meseleden uzak zannediyorlar. Dünyanın neresinde bir zulüm varsa, o bizim bayrağımızdır. İşte bu manaya nüfuz edebilmek için kelimelerimizi yeniden kazanmamız gerekiyor" "Biz veren elin milletiyiz, alan değil" "Bizim medeniyetimiz veren elin alan elden üstün olduğunu söyleyen medeniyettir" diyen Genç, "Filistin’e yardım elimiz olmalı. Çünkü biz böyle bir inanca sahibiz. Boşnak tarihçinin bize anlattığına göre; Fatih Sultan Mehmet, bütün Bosna’yı fethettikten sonra karşısına aldığı yaklaşık 20 bin Bosnalı’ya, ’Benden ne istiyorsunuz?’ diye sormuş. Buna şahit olanlar ’Acaba sultan yanlış mı söyledi?’ diyorlar. Tekrar dönüp soruyorlar. Sultan, ’Hayır, biz sizden bir şey almaya gelmedik. Biz size ne verelim? Ne istiyorsunuz bizden?’ diye soruyor. Tekrar aralarında konuşuyorlar, yumruklarını sıkarak ayağa kalkıyorlar, ’Hakanımız olun yeter, başka bir şey istemiyoruz’ diyorlar ve Boşnakların büyük kısmı o zaman Müslüman oluyor. Ali İzzet Begoviç, ölümünden önce Cumhurbaşkanımıza ’Bosna Size emanet’ derken bunu söylemeye çalışıyordu. Yani ’Siz bizim Hakanımızsınız’ demeye çalışıyordu. Biz böyleyiz. Biz veren elin milletiyiz, alan değil. Onun için bileceğiz ki dünyanın her yerindeki her hadise bizi ilgilendiriyor" ifadelerini kullandı. "200’e aşkın yazar ve düşünürün seminer ve konferans düzenleyecek" Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz ise Gebze’nin sanata ve okuma kültürüne değer veren bir ilçe olduğunu ifade ederek, " Bu sene 200’e aşkın yazar ve düşünürün seminerler, konferanslar verdiği, imza günü düzenlediği çalışma var. Diğer taraftan binlerce kitabın yer aldığı fuar çalışması var. Ayrıca biz fuarın bir köşesinde GESMEK kurslarımıza ait resim sergisini açtık. Meclis kararı ile 2024 yılını Çoban Mustafa Paşa yılı olarak ilan ettik. Bu fuarın ana teması Çoban Mustafa Paşa yılına atfen tasarlanmış oldu. Biz hem Çoban Mustafa Paşa’yı anmak, hem yılını idrak etmek hem de Gebzeli hemşehrilerimizi kitapla buluşturmak, çocuklarımıza okuma alışkanlığını kazandırma konusunda azami gayret ve çabamızı devam ettiriyoruz" dedi.