Yerel Haberler
Sivas
Sınıf öğretmeninin meslek aşkı: Emekli olmasına rağmen gönüllü olarak çalışmaya devam ediyor 23 Kasım 2024 Cumartesi - 11:30:00 Sivas’ta emekli olmasına rağmen öğrencilerinden kopamayan sınıf öğretmeni Ömer Uzundağ, gönüllü her gün okula giderek okulun tamirat ve tadilat işlerini kendi elleriyle yapıyor. Sivas’ta 40 yıllık meslek hayatının ardından emekliye ayrılan 70 yaşındaki sınıf öğretmeni Ömer Uzundağ, öğretmenlik sevgisini emeklilikte de sürdürüyor. 17 yıl görev yaptığı Mimar Sinan İlkokulunda öğrencilerinden ve okulundan kopamayan Uzundağ, her gün okula giderek tamirat ve tadilat işlerini kendi elleriyle yapıyor. Uzun yıllar hizmet verdiği okulun çatısından duvarlarına, sınıf mobilyalarından bahçe düzenlemesine kadar birçok işi gönüllü olarak üstlenen Ömer Uzundağ, çalışmalarıyla hem okul yönetiminin hem de velilerin takdirini kazanıyor. Sadece öğrencilerine emek vermediğini vurgulayan Uzundağ, “Okulun ihtiyacı oldukça hiçbir karşılık beklemeden ne gerekiyorsa yaptım. 11 tane torunum var. İkisi yan yana geldiği zaman evde gürültülerine tahammül edemiyorum. Fakat bu okula geldiğimde çocukların cıvıltıları bana huzur veriyor” dedi. “Okul bana huzur veriyor” Torunlarının sesine tahammül edemeyip okuldaki çocukların cıvıltısıyla huzur bulduğunu belirten Uzundağ, “2 yıl önce Mimar Sinan İlkokulundan emekli oldum. Emekli olmama rağmen okulumdan ayrılamadım. Bu okulda yaklaşık 17 yıla yakın görev yaptım. Ben sadece öğrencilerime emek vermedim. Öğrencilerim dışında okulun her türlü tadilat ve tamirat işleriyle uğraştım. Burada görünen malzemelerin neredeyse tümü bana aittir. Tek çivi tanesini bile atmadım. Bulduğum çivileri getirdim burada bir malzeme dolabı oluşturdum. Okulun ihtiyacı oldukça da hiçbir karşılık beklemeden ne gerekiyorsa yaptım. 11 tane torunum var benim. İkisi yan yana geldiği zaman evde gürültülerine tahammül edemiyorum. Fakat bu okula geldiğimde çocukların cıvıltıları bana huzur veriyor. Çoğu zaman okulu ben açarım. Öğretmen arkadaşlarım bana eksikleri söyler. Kapı kolları olsun, sıraların çıkan vidası olsun ne olursa gelir söylerler. Öğleden sonra çocukların dersi bitip gittiğinde benim mesaim o zaman başlar. Çocuklar gidince tamir görmesi gereken her şeyi yaparım. Gece 1’e kadar çalıştığımı bile biliyorum. Merdiven boşluğunu sınıf yaptım” ifadelerine yer verdi.
23 Kasım 2024 Cumartesi - 11:25 Sınıf öğretmenin meslek aşkı, emekli olmasına rağmen gönüllü olarak çalışmaya devam ediyor Sivas’ta emekli olmasına rağmen öğrencilerinden kopamayan sınıf öğretmeni Ömer Uzundağ, gönüllü her gün okula giderek okulun tamirat ve tadilat işlerini kendi elleriyle yapıyor. Sivas’ta 40 yıllık meslek hayatının ardından emekliye ayrılan 70 yaşındaki sınıf öğretmeni Ömer Uzundağ, öğretmenlik sevgisini emeklilikte de sürdürüyor. 17 yıl görev yaptığı Mimar Sinan İlkokulunda öğrencilerinden ve okulundan kopamayan Uzundağ, her gün okula giderek tamirat ve tadilat işlerini kendi elleriyle yapıyor. Uzun yıllar hizmet verdiği okulun çatısından duvarlarına, sınıf mobilyalarından bahçe düzenlemesine kadar birçok işi gönüllü olarak üstlenen Ömer Uzundağ, çalışmalarıyla hem okul yönetiminin hem de velilerin takdirini kazanıyor. Sadece öğrencilerine emek vermediğini vurgulayan Uzundağ, “Okulun ihtiyacı oldukça hiçbir karşılık beklemeden ne gerekiyorsa yaptım. 11 tane torunum var. İkisi yan yana geldiği zaman evde gürültülerine tahammül edemiyorum. Fakat bu okula geldiğimde çocukların cıvıltıları bana huzur veriyor” dedi. “Okul bana huzur veriyor” Torunlarının sesine tahammül edemeyip okuldaki çocukların cıvıltısıyla huzur bulduğunu belirten Uzundağ, “2 yıl önce Mimar Sinan İlkokulundan emekli oldum. Emekli olmama rağmen okulumdan ayrılamadım. Bu okulda yaklaşık 17 yıla yakın görev yaptım. Ben sadece öğrencilerime emek vermedim. Öğrencilerim dışında okulun her türlü tadilat ve tamirat işleriyle uğraştım. Burada görünen malzemelerin neredeyse tümü bana aittir. Tek çivi tanesini bile atmadım. Bulduğum çivileri getirdim burada bir malzeme dolabı oluşturdum. Okulun ihtiyacı oldukça da hiçbir karşılık beklemeden ne gerekiyorsa yaptım. 11 tane torunum var benim. İkisi yan yana geldiği zaman evde gürültülerine tahammül edemiyorum. Fakat bu okula geldiğimde çocukların cıvıltıları bana huzur veriyor. Çoğu zaman okulu ben açarım. Öğretmen arkadaşlarım bana eksikleri söyler. Kapı kolları olsun, sıraların çıkan vidası olsun ne olursa gelir söylerler. Öğleden sonra çocukların dersi bitip gittiğinde benim mesaim o zaman başlar. Çocuklar gidince tamir görmesi gereken her şeyi yaparım. Gece 1’e kadar çalıştığımı bile biliyorum. Merdiven boşluğunu sınıf yaptım” ifadelerine yer verdi.
23 Kasım 2024 Cumartesi - 10:48 Bu meyve kakao ve şeker yerine kullanılabilir Sivas Medicana Hastanesinde görevli Diyetisyen Cansu Arslan, kakao ve şeker yerine keçiboynuzu kullanılmasını önerdi. Doğal ve sağlıklı beslenme trendlerinin etkisiyle harnup meyvesi olarak da bilinen keçiboynuzu meyvesi yeniden popülerlik kazanıyor. Özellikle bağışıklık sistemini destekleyici özellikleriyle dikkat çeken bu doğal besin, hem geleneksel hem de modern tüketim yöntemleriyle sofralarda yerini alıyor. Zengin besin değerleri ve sağlık üzerindeki olumlu etkileriyle dikkatleri toplayan bu meyve; A, B ve E vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, demir ve magnezyum içeriyor. Keçiboynuzunun kemik erimesine karşı koruyucu bir rol oynadığını belirten Uzman Diyetsiyen Cansu Arslan, “Keçiboynuzu, yağ içermeyen yapısı ve kakaodan iki kat fazla kalsiyum içermesi nedeniyle sağlıklı bir çikolata alternatifi olarak tercih edilebilir. Çekilip öğütülen keçiboynuzu kek, kurabiye ve muhallebilerde kakao veya şeker yerinde kullanılabilir. Keçiboynuzunun astım ve bronşite; demir eksikliği anemisine iyi geldiği çalışmalarla desteklenmiştir” dedi. “Uzun tokluk süresi sağlar” Uzun tokluk süresi sağladığı için hastalara önerildiğini belirten Arslan, “Zengin çözünmez posa içeriğiyle sindirim sistemimizi olumlu etkiler, uzun tokluk süresi sağlar, bu özelliğiyle diyetlerde de sık tercih edilebilir. Kan şekerini dengeleyici, glisemik indeksi düşük bir besin olan keçiboynuzunu diyabet hastaları da ara öğünlerde tercih edebilir. LDL kolesterol seviyesini düşürdüğüne dair çalışmalar da mevcuttur. İçeriğindeki tanen bileşikleri sayesinde antikanserojenik özelliktedir yani kanser oluşumunu önleyen potansiyel bir etkiye sahiptir. Keçiboynuzunun tazesi direkt tüketilebilirken, kurutulmuş hali çekilip un haline getirilerek; şeker, çikolata yerine kurabiye, kek, muhallebilerde kullanılabilir. Keçiboynuzu pekmezi ise özellikle kış aylarında bağışıklığı güçlendirmek, vücudumuzu hastalıklara karşı korumak, öksürük ataklarımız varsa bunları önlemek için günlük 1-2 tatlı kaşığı tercih edilebilir” şeklinde konuştu.
Özdemir “Sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edeceğiz”
08 Kasım 2024 Cuma - 16:25 Özdemir “Sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edeceğiz” Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Kasım ayı meclis toplantısı yapıldı. Sivas Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Kasım ayı olağan Meclis toplantısı, Meclis Başkanı Osman Yıldırım başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıya, STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir, yönetim kurulu ve meclis üyeleri katıldı. STSO Kasım ayı toplantısının ana gündem maddeleri arasında Demirağ Organize Sanayi Bölgesi, 6. Bölge Teşvikleri, Ankara Sanayi Odası ile yapılan müşterek toplantılar, kadın istihdamı, ticaret ve yatırım ilişkileri ve Sivas Teknoloji Merkezi gibi stratejik konular yer aldı. Ayrıca, Başkan Zeki Özdemir’in önerisiyle Hamidiye Millet Bahçesinde fuarlarında yapılabileceği çok amaçlı etkinlik alanının oluşturulması, STSO eliyle köy okulunda kütüphane oluşturulması ve İzmir, Antalya ve yurtdışı uçak seferleri gibi bölgesel kalkınmaya yönelik konular ele alındı. “Üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğiz” Yönetim kurulunun Ekim ayı faaliyetlerine dair bilgi veren STSO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Özdemir, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ak Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ile Ankara’da gerçekleştirdikleri görüşmeye değindi. Görüşmede, sanayi, ticaret, turizm ve eğitim gibi Sivas’ı ilgilendiren birçok konuları ele aldıklarını belirten Özdemir, Demirağ OSB’nin teşvik süresinin uzatılması talebinde bulunduklarını vurgulayarak, "Sivas Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Sivas’ımızın ve ülkemizin gelişimi için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Başkan Özdemir’in konuşmasının ardından, toplantının dilek ve temenniler bölümünde söz alan meclis üyeleri sektör ve gündeme dair görüşlerini paylaştı.
Batarya tüketimini soğuk hava değil klima etkiliyor
08 Kasım 2024 Cuma - 14:01 Batarya tüketimini soğuk hava değil klima etkiliyor Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Ahmet Aksöz, soğuk havalarda elektrikli araçların pil tüketimine ilişkin açıklamalarda bulundu. Aksöz, “Soğuk havalar elektrikli araçlarda batarya tüketimini çok fazla etkilemiyor” dedi. Son yıllarda artan elektrikli araçların kullanımı, soğuk iklime sahip bölgelerde vatandaşların aklında soru işaretine neden oluyor. Soğuk havalarda batarya tüketiminde artış olduğunu söyleyen vatandaşlar, pil seviyesinde düşüşlerin olduğunu iddia ediyor. Sivas Cumhuriyet Üniversite Mühendislik Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Aksöz, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Araçların bataryaları ile ilgili bir önyargı olduğunu ifade eden Aksöz, “Soğuk havalardaki pil tüketim artışı sadece elektrikli araçlara özgü bir durum değil. Aslında içten yanmalı motora sahip araçlarda da benzer durum söz konusudur. Nasıl ki soğuk havalarda aracı önceden ısıtmanız gerekiyorsa elektrikli araçlarda da benzer durum söz konusu” dedi. Aracı önce ısıtmak gerekiyor Yerli ve milli Togg’un ülkemizde başarı hikayesi yazdığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Aksöz, “Satış rakamları ülkemizde elektrikli araçlara ilginin daha da arttığını gösteriyor. Bununla beraber Amerika, Avrupa ve özellikle Uzak Doğu menşeli araçların da piyasaya girmesiyle beraber elektrikli araçların kullanımı daha da artmış durumda. Araçların pili ile ilgili yanlış bir önyargı var. Soğuk havalardaki pil tüketim artışı sadece elektrikli araçlara özgü bir durum değil. Aslında içten yanmalı motora sahip araçlarda da benzer durum söz konusudur. Nasıl ki soğuk havalarda aracı önceden ısıtmanız gerekiyorsa elektrikli araçlarda da benzer durum söz konusu. Burada ön hazırlığın yapıldığı zaman yani araç sistemlerinin, motorunun veya aracın bataryası ön ısıtmaya tabi olduktan sonra kullanılmaya başlanması hem batarya verimini hem de araç içi entegre sistemlerin verimini artırır. Ortaya çıkabilecek tasarrufsuz durumların önüne geçilmiş olur” diye konuştu. Klimaya bağlı hem yazın hem de kışın tüketim artıyor Yaz aylarında kullanılan klimanın elektrik tüketimini doğrudan etkilediğini ifade eden Aksöz, “Elektrikli ve diğer araçlarda da hem yaz aylarında hem de kış aylarında tüketime bağlı olarak batarya veya yakıt performansında farklılıklar görülebilir. Yaz aylarında nasıl klima kullandıkça yakıt tüketimi artıyorsa elektrikli araçlarda da batarya tüketimi artacaktır. Kış aylarında da klima kullanımından dolayı aynı şekilde daha fazla yakıt veya batarya tüketimi olacaktır. Bu soğuk havalarda beklenen bir durumdur. Elektrikli araçlarda lityum iyon bataryalarla birlikte ek bir batarya modülü kullanılır. Araca en başta elektrik sağlanır, kontaktan sonra benzin deposu devreye girer ve aracın motorunu çalıştırmaya başlar. Elektrikli araçlarda da benzer bir durum söz konusudur. Lityum iyon batarya devreye girmeden önce ek batarya devreye girerek sistemin hazırlanması ve ısıtılmasını sağlar. Lityum iyon batarya daha sonra devreye girer. Lityum iyon bataryanın 0 derece altında çalışması beklenmeyen bir durumdur” ifadelerine yer verdi. “Soğuk havalar elektrikli araçlarda batarya tüketimini çok fazla etkilemiyor” Lityum iyon bataryalar dışında bir proje üzerinde çalıştıklarını ifade eden Ahmet Aksöz, şu ifadelere yer verdi: “Soğuk havalar elektrikli araçlarda batarya tüketimini çok fazla etkilemiyor diyebiliriz. Nasıl ki içten yanmalı motorlu araçlarda soğuk hava yakıt tüketimine etki ediyorsa elektrikli araçlarda da aynı şekilde soğuk havaya bağlı olarak ısıtma sistemleri daha fazla enerji tüketimine sebep oluyor. Soğuk havaya sahip olan bölgelerde daha fazla elektrik tüketimi ve şarj operasyonu ihtiyacı duymaktadır. Bizler devam eden Avrupa Birliği projelerimizde Solid S bataryalar çalışıyoruz. Solid S bataryalar soğuktan daha az etkilenen, ısı değişimlerinden daha az etkilenen bundan dolayı soğuk havalarda daha performanslı çalışabilecek ve daha uzun menziller kat edebilecek özel bataryalardır. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi olarak bu konuda çözüm üretmek adına batarya yönetim sistemlerinde hem yapay zekâ çözümlerinde güzel projelerimiz var.”
Sivas’ta 2 bin yıllık olduğu tahmin edilen mezar steli bulundu
07 Kasım 2024 Perşembe - 12:43 Sivas’ta 2 bin yıllık olduğu tahmin edilen mezar steli bulundu Sivas’ta 2019 yılında arkeolojik kazı çalışmalarının başladığı Sivas Kalesi, kentin geçmişine ışık tutuyor. Bölgedeki kazılarda yaklaşık 2 bin yıllık olduğu değerlendirilen Roma dönemine ait mezar steli bulundu. Tarih boyunca Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetlerin önemli kentlerinden biri olan Sivas’ın çeşitli noktalarında arkeolojik kazılar sürüyor. Kent merkezindeki Sivas Kalesi’nde 2019 yılında başlayan arkeolojik kazılar da devam ediyor. Kazıların başladığı günden bu yana birçok tarihi buluntunun elde edildiği alanda Roma dönemine ait mezar steli bulundu. Yaklaşık 2 bin yıllık olduğu değerlendirilen stel, bulunduğu yerden çıkarılarak envantere kaydedildi. “Roma dönemine ait çok ciddi bir buluntumuz var” Sivas Kalesi’ndeki kazılar hakkında bilgi veren Uzman Sanat Tarihçisi Onur Aydın, “Alan 3’üncü dereceden arkeolojik sit alanı. Uzun yıllardır burada kazı çalışmaları yapıyoruz. Bu sene Selçuklu dönemine ait yoğun buluntular gelmeye başladı. Artık Selçuklu dönemine ait mekanlar bulmaya başladık. Mekanların dışında duvarlar, zeminler, tandırlar çok yoğun bir şekilde geliyor. Bizi en çok mutlu eden detaylardan birisi de Selçuklu dönemine ait alçı buluntularımız. Bunların içerisinde hayvan, insan figürlü, bitkisel, geometrik bezemeli alçılarımız var. Bunlar da bize Selçuklu yaşantısının bölgede yoğun olduğunu göstermekte. Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemine ait buluntular gelmekte. Erken Tunç Dönemi’ne ait iki tane figür bulduk. Bunlar bu alan için önemli. Daha önce de çıkmıştı ama bu sene çıkanlar daha net bir şekilde o döneme ait olduğunu göstermekte. Ayrıca Roma dönemine ait çok ciddi bir buluntumuz var. O da Roma dönemine ait bir mezar steli. Bir insan gövdesi var ama ne yazık ki baş kısmı tahrip olmuş. Kıyafetleri, eli ve gövdesi belli. Çalışmalar hava şartlarına göre bir ay daha devam edecek. Önümüzdeki yıl ise mart veya nisan ayı gibi çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. “Selçuklu Sarayı’nın izlerini ortaya çıkarmayı planlıyoruz” Erken Tunç Çağı’ndan itibaren dönemlere ait birçok parça bulduklarını ifade eden Uzman Sanat Tarihçisi Hüseyin Çil ise, “Buluntularımız az olmakla birlikte veri anlamında önem teşkil ediyor. Alanda genel olarak baktığımızda tam bir tabakalaşma göremiyoruz. Alan sürekli tahrip edilmiş. Alt ve üst tabaka birbiri ile yer değiştirmiş. Burada yoğun bir Bizans, Selçuklu ve Osmanlı buluntuları görüyoruz. Günümüze yakın olması hasebiyle Selçuklu ve Osmanlı dönemini daha net okuyabiliyoruz. Kazı çalışmalarımız ilerleyen noktada devam edecek. Mevsimsel şartlardan dolayı tam ilerleyemedik ancak önümüzdeki kazı sezonunda bu verileri tamamen açığa çıkararak, özellikle Selçuklu Sarayı’nın izlerini ortaya çıkarmayı planlıyoruz” diye konuştu. “Selçuklu dönemine ait saray malzemeleri de varlığını sürdürüyor” Selçuklu yaşantısının bölgede yoğun olduğuna dikkat çeken Uzman Sanat Tarihçisi Buğrahan Karaman, “Küçük eserler ve diğer seramik kaplar olmak üzere birçok eserin varlığıyla karşılaştık. Benim de en çok dikkatimi çeken kandillerin varlığı. Kandiller, Antik Çağ’dan itibaren günümüze aydınlatma aracı olarak geliyor. Burada en çok karşılaştığımız kandil tipi yonca ağızlı kandil dediğimiz Selçukluya ait kandil tipi. Daha sonra Bizans dönemine ait kandil tipleri de bulunuyor. Onlar da değişik form ve tipolojilerde bulunuyor. Sırlı ve sırsız olmak üzere kandil tiplerimiz var. Sikkeler, haçlar ve Selçuklu dönemine ait saray malzemeleri de varlığını sürdürüyor. İlerleyen dönemde bir bütünlük arz etmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.