Yerel Haberler
Sivas
25 Kasım 2024 Pazartesi - 16:22 Sivas’ta Mobil Kanser Tarama Aracı hizmete girdi Sivas Valiliği himayelerinde 2024 yılının başında hayata geçen ŞİFA Projesi kapsamında Mobil Kanser Tarama Aracı hizmete girdi. Sivas’ın geniş yüzölçümü ve uzak ilçelere ulaşım zorlukları göz önünde bulundurularak hazırlanan araç, 40-69 yaş arasındaki kadınlara ücretsiz kanser tarama hizmeti sunmayı hedefliyor. 13,5 metrekare iç kabin kapasitesine sahip olan araç, NDK (Nükleer Düzenleme Kurumu) tarafından lisanslanan Amulet Innovality model 3 boyutlu tomosentez kapasiteli mobil dijital mamografi cihazıyla donatıldı. Atatürk Kongre Müzesi bahçesinde gerçekleşen tanıtım etkinliğine Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Sivas Milletvekili Rukiye Toy ve il protokolü katıldı. Kanserle daha etkin mücadele edilecek Kanser ile daha etkili bir mücadele yürütüleceğini ifade eden Vali Şimşek “ Bugüne kadar kanser ve ağız diş taramaları başta olmak üzere bağımlılık ve obezite gibi birçok alanda yaptığımız bilgilendirmelerle kırsalda yaşayan on binlerce vatandaşımıza ulaşmış durumdayız. Projenin en önemli bileşenlerinden biri olan kanser taramaları konusunda köylerimizden vatandaşlarımızı Kanser Tarama Merkezlerimize taşıyarak hizmet vermeyi sürdürüyorduk. Bugün Şifa Projesi kapsamında hizmete aldığımız Mobil Kanser Tarama Aracımızla artık ilçelerimize, köylerimize kadar bu hizmeti götürebilecek ve kanser ile daha etkili bir mücadele yürütebileceğiz” dedi. Sivas’a şifa olsun Aracın kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür eden Vali Şimşek , “Son teknoloji Mamografi cihazının entegre edildiği Mobil Kanser Tarama Aracımız şehrimize hayırlı olsun. Bu aracın ilimize kazandırılması noktasında başta Sağlık Bakanlığımıza, İl Özel İdaremize, emeği geçen tüm kurumlarımıza ve hayırseverlerimize sonsuz teşekkür ediyorum. Hayata geçirdiğimiz her projede bizleri destekleyen Grup Başkanımız Sayın Abdullah Güler Bey’e ve tüm milletvekillerimize de ayrıca teşekkür ediyorum. ŞİFA Projesi ile hekimlerimizin şifalı elleri Sivas’a şifa dağıtmaya devam edecek. Bir kez daha Şifa Mobil Kanser Tarama Aracımızın şehrimiz için hayırlı olmasını temenni ediyor, tüm vatandaşlarımıza saygılarımı sunuyorum. Sivas’a şifa olsun” şeklinde konuştu.
SCÜ’nün yeni hastanesi 2025’te tamamlanacak
01 Ekim 2024 Salı - 14:25 SCÜ’nün yeni hastanesi 2025’te tamamlanacak Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Şengönül, inşaatı devam eden yeni üniversite hastanenin 2025 yılında tamamlanarak hizmete açılacağını söyledi. Son yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Rektörü olarak atanan Prof. Dr. Ahmet Şengönül, Sivas’ta görev yapan basın mensupları ile bir araya geldi. SCÜ Mihmandar Uygulama Oteli’nde düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplayan Rektör Şengönül, liyakatli bir yönetim anlayışı sergileyeceklerini belirtti. “İç Anadolu Bölgesi’nde bir sağlık üssü olmasını istiyoruz” Kampüs içerisinde inşaatı devam eden 1071 yatak kapasiteli yeni hastane ile ilgili bilgeler veren Prof. Dr. Ahmet Şengönül, “Aldığımız ilk bilgilere göre 2025 yılının sonlarına doğru tamamlanmasını hedefliyoruz. Daha sonrasında ise taşınma işlemleri ile halkımıza bir an önce hizmet vermeye çalışacağız. Bu konu üzerinde hassas olarak duruyoruz. Burada sadece hastanemizin yeniliği önemli olmakla birlikte, hastanemizin alet, edevat ve tüm ekipmanlarının en kalitelisini temin ettik. Bu hastanenin İç Anadolu Bölgesi’nde bir sağlık üssü olmasını istiyoruz. Bu hedefimizi Sağlık Bakanımıza ilettik. Hastane binası toplam 191 bin metrekare alana inşa edildi. İnşaatın yüzde 70’lik kısmı tamamlanmış bulunuyor. Geri kalan kısmı için de ödeneklerin alındığını öğrendik. İnşallah 2025’in ortalarında veya sonlarına doğru inşaatın bitmesi hedefleniyor” şeklinde konuştu.
Küresel ısınma Kangalları sararttı
01 Ekim 2024 Salı - 09:20 Küresel ısınma Kangalları sararttı Küresel ısınmayla birlikte artan hava sıcakları boz porselen rengi ile bilinen dünyaca ünlü Kangal köpeklerinin renginin sararmasına neden oldu. Küresel ısınmanın olumsuz etkileri yalnızca doğal ekosistemlerde değil, hayvanların fiziksel yapılarında da kendini göstermeye başladı. Dünyaca ünlü Kangal köpekleri, dayanıklılıkları ve sadakatleriyle bilinirken, son zamanlarda iklim değişikliği nedeniyle tüy yapılarında gözle görülür değişiklikler meydana geldi. Sıcaklık artışlarına bağlı olarak Kangal köpeklerinin kalın ve sert tüylerinde incelmelerin yanında sararmalar gözlemlendi. Uzman Kangal Köpeği Yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, soğuk havalarda kalın kürkleriyle kendilerini koruyan Kangal köpeklerinin tüy oranlarının incelmeye başladığını söyledi. “Koruma bariyeri tamamen düştü” Uzman Kangal Köpeği Yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, Kangal köpeklerinin tüylerinin zayıflamasıyla koruma bariyerinin düştüğünü ifade ederek, “Küresel ısınma nasıl insanda bir değişime neden olduysa hayvanda daha fazla değişeme neden oldu. Tüy oranları çok daha fazla seyrek olmaya başladı. Bunların doku altında yağ tabakaları çok fazla olduğu için o sıkılık, koruma bariyeri tamamen düştü. Yalıtım olarak düştü. İnce bir tüy oranı olmaya başladı. Yaklaşık 1-1.5 santim kadar. Sanki Afrika’da yaşıyormuş gibi bir tüy oranı bir doku oranı oluşmaya başladı. Kangallarda tamamen zayıf bir tüy oranı görmeye başladık” dedi. Renkleri sarardı Sıcak havalarla birlikte Kangal köpeklerinin renklerinin sarardığını ifade eden Yıldız, “Her dağın rengi iklime göre değişir. Kangalların da renkleri sararmaya başladı. Isıya ve iklime göre renkleri sarıya dönmeye başladı. Kangalların ırk özelliklerinde değişim olmaz. Onlar da yaşama bilincini ona göre şekillendiriyorlar. Bu ırklarda şöyle bir özellik var; doğanın en zekisi. Kendi bilincini doğa içinde uyum haline getiren, ırk özelliğini tamamen doğanın lehine değil doğayı kendi lehine çevirebilen bir yapıya sahip. Dolayısıyla sıcakta daha lova düştüler. Daha az hareketlilik başladı. Sıvı tüketimleri arttı. Daha serin ve kuytu yerlere girdiler. Yeme ihtiyaçları düştü. Bu bilinçle yaşadıkları için eforu azalttılar daha çok sığınmayı çoğalttılar. Tüm hayvanlar yaşadıkları iklime, coğrafyaya göre tüy yapılarını şekillendirirler” şeklinde konuştu.
Küresel ısınma kangalları sararttı
01 Ekim 2024 Salı - 09:18 Küresel ısınma kangalları sararttı Küresel ısınmayla birlikte artan hava sıcakları boz porselen rengi ile bilinen dünyaca ünlü Kangal köpeklerinin renginin sararmasına neden oldu. Küresel ısınmanın olumsuz etkileri yalnızca doğal ekosistemlerde değil, hayvanların fiziksel yapılarında da kendini göstermeye başladı. Dünyaca ünlü Kangal köpekleri, dayanıklılıkları ve sadakatleriyle bilinirken, son zamanlarda iklim değişikliği nedeniyle tüy yapılarında gözle görülür değişiklikler meydana geldi. Sıcaklık artışlarına bağlı olarak Kangal köpeklerinin kalın ve sert tüylerinde incelmelerin yanında sararmalar gözlemlendi. Uzman Kangal Köpeği Yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, soğuk havalarda kalın kürkleriyle kendilerini koruyan Kangal köpeklerinin tüy oranlarının incelmeye başladığını söyledi. “Koruma bariyeri tamamen düştü” Uzman Kangal Köpeği Yetiştiricisi Hüseyin Yıldız, Kangal köpeklerinin tüylerinin zayıflamasıyla koruma bariyerinin düştüğünü ifade ederek, “Küresel ısınma nasıl insanda bir değişime neden olduysa hayvanda daha fazla değişeme neden oldu. Tüy oranları çok daha fazla seyrek olmaya başladı. Bunların doku altında yağ tabakaları çok fazla olduğu için o sıkılık, koruma bariyeri tamamen düştü. Yalıtım olarak düştü. İnce bir tüy oranı olmaya başladı. Yaklaşık 1-1.5 santim kadar. Sanki Afrika’da yaşıyormuş gibi bir tüy oranı bir doku oranı oluşmaya başladı. Kangallar da tamamen zayıf bir tüy oranı görmeye başladık” dedi. Renkleri sarardı Sıcak havalarla birlikte Kangal köpeklerinin renklerinin sarardığını ifade eden Yıldız, “Her dağın rengi iklime göre değişir. Kangalların da renkleri sararmaya başladı. Isıya ve iklime göre renkleri sarıya dönmeye başladı. Kangalların ırk özelliklerinde değişim olmaz. Onlar da yaşama bilincini ona göre şekillendiriyorlar. Bu ırklarda şöyle bir özellik var. Doğanın en zekisi. Kendi bilincini doğa içinde uyum haline getiren, ırk özelliğini tamamen doğanın lehine değil doğayı kendi lehine çevirebilen bir yapıya sahip. Dolayısıyla sıcakta daha lova düştüler. Daha az hareketlilik başladı. Sıvı tüketimleri arttı. Daha serin ve kuytu yerlere girdiler. Yeme ihtiyaçları düştü. Bu bilinçle yaşadıkları için eforu azalttılar daha çok sığınmayı çoğalttılar. Tüm hayvanlar yasadıkları iklime coğrafyaya göre tüy yapılarını şekillendireler ” şeklinde konuştu. (OE-GF-
Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda şampiyon olan Kadın Golbol Milli Takımı, Sivas’ta
30 Eylül 2024 Pazartesi - 15:54 Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda şampiyon olan Kadın Golbol Milli Takımı, Sivas’ta Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu tarafından düzenlenen Golbol Kadınlar 1. ve 2. Lig müsabakaları Sivas’ta başladı. Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda şampiyon olan Golbol Kadın Milli Takım oyuncuları da organizasyona katıldı. Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu’nun 2024 yılı faaliyet programında yer alan Golbol Kadınlar 1. ve 2. Lig müsabakaları Sivas’ın ev sahipliğinde başladı. Taha Akgül Spor Salonu’nda düzenlenen müsabakaların açılış seremonisini Sivas Vali Yardımcısı İhsan Maskar, Sivas Gençlik ve Spor İl Müdürü Erdoğan Tunç ve Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Ayhan Yıldırım gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor İl Müdürü Erdoğan Tunç, Sivas’ta böyle bir müsabakaya ev sahipliği yapmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade etti. Ayhan Yıldırım: "Şampiyon olmak kolay ama şampiyonluğu korumak çok çok daha zor" Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Ayhan Yıldırım ise Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda şampiyon olan Golbol Kadın Milli Takım oyuncularının da takımlarıyla mücadele edeceği müsabakalara Sivas’ın ev sahipliği yapmasından dolayı mutlu olduklarını söyledi. Yıldırım, “Biz daha önce söz vermiştik Paris’te şampiyon olacağız diye. Kadın Golbol Milli Takımımız 2016’da şampiyon olmuştu, 2020 Tokyo’da şampiyon olmuştu. Bu doğal olarak bizlerde çok büyük streslere neden oldu. Şampiyon olmak kolay ama şampiyonluğu korumak çok çok daha zor. Biz bu inançla teknik ekibimize, sporcularımızla yılın 12 ayı boyunca Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bize vermiş desteklerle en iyi şekilde süreci yürütmeye çalıştık. Çok şükür Paris’te de takım sporlarında bir ilki gerçekleştirmiş olduk. Takımımız çok iyi bir sonuçta hem de finalde İsrail’i mağlup ederek altın madalyayı almayı başardı. Ben sporcularımızla, teknik ekibimizle gurur duyuyorum. Burada camiamızın bizlere vermiş olduğu emekler çok büyüktür. Kulüplerine ben teşekkür ediyorum. Ama en büyük etken burada Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bize vermiş olduğu destekler ve imkanlar. Bizler de bu destekleri, imkanları yerinde ve zamanda kullanarak çok şükür hedefimiz olan şampiyonluğu üçüncü kez taçlandırarak ülkemize bu mutluluğu kazandırmış olduk” dedi. “Golbol bizler için çok önemli bir branş” Golbol sporunun kendileri açısından öneminden bahseden Yıldırım, “Biz, turnuvalara gitmeden önce Kadın Golbol Milli Takımımız dünyaca favori olarak gösterilen bir takımımızın şampiyon olacağı inancıyla paralimpiklerden sonra Golbol Kadınlar 1. Lig ve 2. Lig turnuvamızı, asrın güreşçisi ve Sivaslı olan Gençlik ve Spor Bakan Yardımcımız Hamza Yerlikaya’nın memleketinde yapmayı uygun gördük. Çok şükür bu bize nasip oldu. Bugün burada Taha Akgül Spor Salonu’nda bir açılış töreni yapacağız. Burada da sporcularımızı onurlandıracağız. Çok mutluyuz. Hedef koymuştuk, ümit etmiştik, hayal etmiştik nasip oldu bize. Bundan dolayı da çok mutluyuz. Burada 1. Lig ve 2. Lig müsabakalarımız var. 1. Lig’de 10 takımımız var. 2. Lig’de de 20 takım burada mücadele edecek. Bu 1. devresi, 2. devresi de önümüzdeki günlerde farklı bir ilde sonuçlandırmış olacağız. Golbol bizler için çok önemli bir branş. Sadece görme engellinin yaptığı bir branş olduğu için bizler de bu branşımıza gerekli ilgiyi gösteriyoruz. İnşallah sporcularımız da burada kazasız, sakatlık olmadan turnuvayı bitirmiş olacaklar. Katılım da çok yüksek” diye konuştu. Milli takıma çiçek takdim edildi Konuşmaların ardından Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda şampiyon olan Golbol Kadın Milli Takımı’na çiçek ve çeşitli hediyeler takdim edildi. Müsabakalar 4 Ekim Cuma günü oynanacak final maçlarıyla sona erecek.
Arkadaşlarını kurtarırken şehit olmuştu, adı oluşturulan köşede yaşatılıyor
30 Eylül 2024 Pazartesi - 12:01 Arkadaşlarını kurtarırken şehit olmuştu, adı oluşturulan köşede yaşatılıyor Sivas’ta 1978 yılında meydana gelen yangında arkadaşlarını kurtarmak isterken şehit olan İtfaiyeci Hüseyin Demir’in ismi ve kahramanlık dolu hikayesi oluşturulan köşede yaşatılıyor. 1978 yılında Sivas Hükümet Konağı’nda çıkan yangında, arkadaşlarını kurtarmak istediği esnada göçük altında kalarak şehit düşen Hüseyin Demir’in hikayesi, bir araştırma sonucunda tekrar gün yüzüne çıkarıldı. Sivas İtfaiyesinde görevli İtfaiye Çavuşu Hüseyin Yurt, adaşı olan Şehit İtfaiye Eri Hüseyin Demir’in adını yaşatmak için kolları sıvadı. Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun’un da desteğini alan Yurt, dönemin gazete haberleri dahil Demir’in ailesine ve arkadaşlarına ulaştı. Yaklaşık 2.5 aylık süren çalışmanın ardından Yurt, Şehit İtfaiye Eri Demir’in hikayesini oluşturularak tablo haline getirdi. Tablo haline getirilen şehidin adı ve kahramanlık hikayesi İtfaiye Müdürlüğünde oluşturulan köşede yaşatılıyor. Öte yandan Türkiye genelinde şehit düşen 120 itfaiyecinin de fotoğraflarının olduğu tablo görenlerin ilgisini çekiyor. "Şehitlerimizin unutulmaması gerektiğini düşünüyorum" İtfaiye Çavuşu Hüseyin Yurt, şehitlerin unutulmaması gerektiğini ifade ederek, "Sivas İtfaiyesinin ilk şehidi Hüseyin Demir. Şehidimizin hikayesini eski personellerden dinlemiştim. Aklıma gelen ilk şey neden şehidimizin adının yaşatılmadığı. Şehitlerimizin unutulmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu kapsamda çalışmalarıma ailesiyle iletişine geçerek başladım. Şehidimizin torunu ile iletişime geçtim. Ailesinden şehidimizin fotoğrafını aldım. Dönemin gazete arşivlerine ulaşmaya çalıştım. 11 Temmuz sayılı Anadolu gazetesinde şehidimizin şehit olduğu haberine ulaştım. Yangına dair 5 fotoğraf buldum. Bu şekilde şehidimizin hikayesi oluştu. Mesai arkadaşlarına ulaşmaya çalıştım. Nasıl şehit olduğu konusunda bilgiler topladım ve şehidimizin hikayesini oluşturdum" diye konuştu. Göçük altında kalarak şehit oldu Yurt, Şehit İtfaiyeci Hüseyin Demir’in göçük altında kalarak şehit olduğunu söyleyerek, "Şehidimi 1978 yılında Sivas Hükümet Konağı’nın çatı katında bir yangın çıkıyor. Bu yangına müdahale esnasında itfaiye şehidimiz Hüseyin Demir, içeride kalan arkadaşlarını kurtarmak için yangının olduğu bölgeye girdiği sırada göçük altına kalıyor. Dışarıdan su işlenmeye devam ettiği için sıcak suyla haşlanarak maalesef hayatını kaybediyor. Belediye Başkanımız da şehidimizin ismini ailesinin yaşadığı sokağa verecek. Türkiye genelinde şehit olmuş 120 itfaiyecimizin tablosu var. Bu Türkiye’deki bütün itfaiye teşkilatları arasında bir ilk çalışma" dedi.
Konserve açarken elinizden olmayın
29 Eylül 2024 Pazar - 12:29 Konserve açarken elinizden olmayın Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Neşe Kurt Özkaya, konserve açarken meydana gelen kesiklerin hafife alınmaması gerektiğini vurgulayarak vatandaşları uyardı. Mutfakta sıklıkla karşılaşılan bir durum olan konserve açarken meydana gelen kesikler, bazı sağlık risklerini beraberinde getirebiliyor. Sivas Medicana Hastanesi Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Neşe Kurt Özkaya, meydana gelen kesiklerin boyutu küçükte olsa bu kesiklerin hafife alınmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle mutfakta sıkça karşılaşılan bu durumun, ciddiye alınmasının gerektiğini belirten Özkaya, kesiklerin enfeksiyon riski taşıyabileceğini ve yanlış bakım durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. Konserve açarken kullanılan aletlerin keskin olduğuna dikkat çeken Özkaya, "Kesikler genellikle yüzeysel gibi görünse de, derin yaralar oluşabilir. Bu tür yaralar, eğer doğru bir şekilde temizlenmez ve bakım yapılmazsa enfeksiyon kapma riski taşır" dedi. Özkaya, kesiklerin temizlenmesi, antiseptik uygulanması ve gerekirse bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi. Ayrıca, mutfakta dikkatli olunması ve doğru aletlerin kullanılması gerektiğinin altını çizdi. “Çok dikkatli olunması gerekir” Çocukların yetişkinlere göre daha çok risk altında olduğunu söyleyen Özkaya, “Yeme alışkanlıklarımızın değişmesiyle konserve kullanımı günlük hayatımızın artık bir parçası haline geldi. Eskiden konserveler daha çok pişirmeye hazır gıdalarken şimdi yeme ve içmeye hazır balık, mısır, garnitür gibi ürünler içermekte. Bu ürünler genelde cam veya metal kutularda saklanmaktadır. Kutuların kenarlarındaki demir metal kısımları açarken kişilerin değişik yöntemler kullanması veya dikkatsizce davranmalarıyla ev ve iş kazaları meydana gelebiliyor. El, parmak, el bileği kesikleri olmakla birlikte sadece yüzeysel cilt kesiği olabildiği gibi parmakları, eli hareket ettiren tendonların kesilmesine veya sinir damar yaralanmalarına hatta eklem hasarlarına da sebep olabiliyor. Çalışan ebeveynler olarak pratik olması açısından çocuklarımıza bu ürünleri evde kullanmalarına izin veriyoruz. Fakat çok dikkatli olunması gerekir çünkü çocuklar yetişkinlere göre daha risk altında olabilir” dedi. “Geç onarım başarı şansını düşürüyor” Bu vakaların hafife alınmaması gerektiğini vurgulayan Özkaya, “Bu vakalarla eskiden de karşılaşıyorduk fakat bugünlerde görülme sıklığı arttı. Bu tür kesiklerde ilk yardım çok önemli. Daha sonra iyi bir muayene ve müdahale gerekmekte. Bazı kesikler küçük gibi görünüp hafife alınsa da daha sonra bunun ciddiyetinin farkına varabiliyorlar. Tendon kesiği olduğunda acıyla hareket kısıklığını fark etmiyorlar. Zaman geçtikçe ellerini rahat kullanamadıklarını fark ediyorlar. O zaman çok daha aksi durumlar ortaya çıkıyor. Geç onarım başarı şansını daha çok düşürüyor. Bu yönden de hastalarımız risk altında oluyor. Bu vakalar kesinlikle hafife alınmamalı. Kesiğin boyutu kişiye göre küçükte olsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna gidilmeli. Tetanos aşısı ve antibiyotik tedavisi uygulanmalı” şeklinde konuştu.
Konserve açarken elinizden olmayın
29 Eylül 2024 Pazar - 12:19 Konserve açarken elinizden olmayın Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Neşe Kurt Özkaya, konserve açarken meydana gelen kesiklerin hafife alınmaması gerektiğini vurgulayarak vatandaşları uyardı. Mutfakta sıklıkla karşılaşılan bir durum olan konserve açarken meydana gelen kesikler, bazı sağlık risklerini beraberinde getirebiliyor. Sivas Medicana Hastanesi Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Neşe Kurt Özkaya, meydana gelen kesiklerin boyutu küçükte olsa bu kesiklerin hafife alınmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle mutfakta sıkça karşılaşılan bu durumun, ciddiye alınmasının gerektiğini belirten Özkaya, kesiklerin enfeksiyon riski taşıyabileceğini ve yanlış bakım durumunda ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. Konserve açarken kullanılan aletlerin keskin olduğuna dikkat çeken Özkaya, "Kesikler genellikle yüzeysel gibi görünse de, derin yaralar oluşabilir. Bu tür yaralar, eğer doğru bir şekilde temizlenmez ve bakım yapılmazsa enfeksiyon kapma riski taşır" dedi. Özkaya, kesiklerin temizlenmesi, antiseptik uygulanması ve gerekirse bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini de sözlerine ekledi. Ayrıca, mutfakta dikkatli olunması ve doğru aletlerin kullanılması gerektiğinin altını çizdi. “Çok dikkatli olunması gerekir” Çocukların yetişkinlere göre daha çok risk altında olduğunu söyleyen Özkaya, “Yeme alışkanlıklarımızın değişmesiyle konserve kullanımı günlük hayatımızın artık bir parçası haline geldi. Eskiden konserveler daha çok pişirmeye hazır gıdalarken şimdi yeme ve içmeye hazır balık, mısır, garnitür gibi ürünler içermekte. Bu ürünler genelde cam veya metal kutularda saklanmaktadır. Kutuların kenarlarındaki demir metal kısımları açarken kişilerin değişik yöntemler kullanması veya dikkatsizce davranmalarıyla ev ve iş kazaları meydana gelebiliyor. El, parmak, el bileği kesikleri olmakla birlikte sadece yüzeysel cilt kesiği olabildiği gibi parmakları, eli hareket ettiren tendonların kesilmesine veya sinir damar yaralanmalarına hatta eklem hasarlarına da sebep olabiliyor. Çalışan ebeveynler olarak pratik olması açısından çocuklarımıza bu ürünleri evde kullanmalarına izin veriyoruz. Fakat çok dikkatli olunması gerekir çünkü çocuklar yetişkinlere göre daha risk altında olabilir” dedi. “Geç onarım başarı şansını düşürüyor” Bu vakaların hafife alınmaması gerektiğini vurgulayan Özkaya, “Bu vakalarla eskiden de karşılaşıyorduk fakat bugünlerde görülme sıklığı arttı. Bu tür kesiklerde ilk yardım çok önemli. Daha sonra iyi bir muayene ve müdahale gerekmekte. Bazı kesikler küçük gibi görünüp hafife alınsa da daha sonra bunun ciddiyetinin farkına varabiliyorlar. Tendon kesiği olduğunda acıyla hareket kısıklığını fark etmiyorlar. Zaman geçtikçe ellerini rahat kullanamadıklarını fark ediyorlar. O zaman çok daha aksi durumlar ortaya çıkıyor. Geç onarım başarı şansını daha çok düşürüyor. Bu yönden de hastalarımız risk altında oluyor. Bu vakalar kesinlikle hafife alınmamalı. Kesiğin boyutu kişiye göre küçükte olsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna gidilmeli. Tetanos aşısı ve antibiyotik tedavisi uygulanmalı” şeklinde konuştu. (FA-