Yerel Haberler
Sivas
Yapay zeka can aldı, uzmanı ebeveynleri uyardı
25 Ekim 2024 Cuma - 18:04 Yapay zeka can aldı, uzmanı ebeveynleri uyardı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sefer Darıcı, hızla yayılan yapay zeka konusunda ailelere uyarılarda bulundu. ABD’nin Florida eyaletinde yaşanan yapay zeka kaynaklı intihar olayını hatırlatan Darıcı, ebeveynler tarafından önlem alınmadığında intihar vakalarının artabileceğine dikkat çekti. Her geçen gün hızla gelişen ve ilerleyen yapay zekâ teknolojisi, beraberinde birçok tehlikeyi de getiriyor. Faydalarının yanı sıra zarara da neden olabilen yapay zekâ teknolojisi, birçok yaş grubu tarafından kullanılıyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, ABD’nin Florida eyaletinde geçtiğimiz günlerde gündeme gelen yapay zekâ kaynaklı intihar olayı ile ilgili açıklamalarda bulundu. 14 yaşındaki Sewell Setzer’ın yapay zeka tarafından üretilen karakter ile mesajlaştığını ve konuşmanın ardından intihar ettiğini ifade eden Doç. Dr. Darıcı, ailelere uyarılarda bulundu. Ebeveynlerin duygusal boşluğu doldurması gerektiğini ifade eden Darıcı, “Özellikle burada ailelere yönelik bir uyarıda bulunmak istiyorum. Çocukların duygusal ihtiyaçları, istekleri, aileleriyle kurmak istedikleri bağ çok farklı olabilir. Onlarla fiziksel olarak o bağı kurup, kuvvetlendirmek gerekiyor. Eğer aileler bu bağı kurmazsa, tamamen dijitale çocuklarını emanet ederse bir müddet sonra maalesef bu tarzda vakalar yaşanabiliyor” dedi. “Kamuoyunu da şoke eden bir olaydı” Doç. Dr. Darıcı, Amerikan kamuoyunda en son meydana gelen intihar vakasıyla birlikte yapay zekanın sıklıkla tartışılmaya başlandığını ifade ederek, ”Yapay zeka, Amerikan kamuoyunda en son meydana gelen intihar vakasıyla beraber sıklıkla tartışılmaya başlandı. Aslında kamuoyunu da şoke eden bir olaydı. Çünkü 14 yaşındaki bir çocuk, yapay zeka ile oluşturulmuş karakterle konuşmasının ardından ailesinin iddiası bu görüşmenin ardından intihar ettiği şeklindeydi. Özellikle psikolojik açıdan farklı istek ve arzuları olan veya psikolojik açıdan duygusallık seviyesi farklı olan ve psikolojik ihtiyaçları farklı olan bireylerde yapay zekanın karşısında sanki insan varmış gibi kendisiyle diyaloğa girmesi ve bunun ardından kendisini aslında farkında olmadan tetiklemesi de mümkün olabilir. Bu açıdan bakıldığında özellikle yapay zekanın çok büyük faydaları olduğu kadar zararlarını da görmekteyiz. İnsanlar özellikle birbirlerinden uzaklaştıkça, yalnızlık hissiyatı çok daha fazla ağır bastıkça, kendisine zarar vermeyeceğini düşündüğü bir yapay zeka uygulamasını tercih ederek psikolojik olarak farklı durumlardan veya cevaplardan etkilenebilir. İnsanlar, duygusal olarak fikri anlamda veya etrafında yaşamış olduklarında çeşitli uyaranlara maruz kalarak, bu onun fikri dünyasını, eylemlerini, davranışlarını tetikleyebilir. Bu durum aslında antropomorfizme etmek olarak ifade edilebiliyor. Yani karşımızdaki makineyi aslında bir nevi insanmış gibi düşünmemiz lazım. Bazı insanlar bunu hayvanlar için de yapabiliyor. Yani aynı insan gibi hareket ediyor veya insan gibi davranabiliyor. Bu durum yapay zeka içinde makinanın sanki gerçekten karşısında bir insan varmış gibi algılanması sonucunu doğurabilir. Çünkü sizinle sohbet eden, diyalog kuran, sorunlarını paylaşan, sanki kendisinin sorunları varmış gibi bunu paylaşabilen ve sizinle yazdıklarınız doğrultusunda irtibat kuran bir yapıdan bahsediyoruz. Algoritma aynı zamanda kişinin daha önceki gönderilerini, daha önceki yapay zekayla kurmuş olduğu iletişim biçimlerini de bildiği için karşıdaki kişiye ona göre cevaplar verebiliyor. Bazen duymasını istediği ve duymasını istediğini düşündüğü ama halüsinasyon yanıtlar da olabiliyor. Buna dikkat etmek lazım” dedi. “Çok daha büyük sıkıntılar doğurabilir” Yapay zekayla ilgili çok daha acı haberler duymamak için ailelerin küçük yaştaki çocuklarının bu etkileşimlerini kontrol etmesi gerektiğini söyleyen Darıcı, “Özellikle duygusal olarak açlığı olan insanlarda ve psikolojik olarak intihar durumlarına meyilli kişilerde bu durum çok daha büyük sıkıntılar doğurabilir. İnsanların günümüzde yalnızlaşması, çevresiyle olan diğer insanlarla olan bağlarını koparması, çeşitli problemlerden sosyal veya psikolojik problemlerden kaynaklanan nedenlerle insanların arasındaki fiziksel olarak etkileşimin azalması ve dijital teknolojiye etkileşimin çok daha fazla olmasının zararlarından bir tanesine de maalesef bu durum örnek verilebilir. Özellikle burada ailelere yönelik bir uyarıda bulunmak istiyorum. Çocukların duygusal ihtiyaçları, istekleri, aileleriyle kurmak istedikleri bağ çok farklı olabilir. Onlarla fiziksel olarak o bağı kurup, kuvvetlendirmek gerekiyor. Eğer aileler bu bağı kurmazsa, tamamen dijitale çocuklarını emanet ederse bir müddet sonra maalesef bu tarzdaki vakalar yaşanabiliyor. Özellikle yapay zeka algoritmalarının bazı sürümlerinin henüz daha test aşamasındayken kullanıma başlanması, bunu doğuran en büyük etkenlerden bir tanesidir. İlerleyen süreçte yapay zekayla ilgili çok daha acı haberler duymamak için aileler küçük yaştaki çocuklarının bu etkileşimlerini kontrol etmeli, herhangi bir sıkıntıda ve sorunda mutlaka uzmanlara başvurmalıdır” diye konuştu.
Bir kez pişince kansere şifa ikincisinde kansere neden oluyor
25 Ekim 2024 Cuma - 09:39 Bir kez pişince kansere şifa ikincisinde kansere neden oluyor Diyetisyen Süheyla Subaşı Uçar, pekmezin 180 derece ısıyla temas etmesi halinde kanserojen madde üreterek şifadan çok zehir olabileceğini vurguladı. Soğuk havaların kendini hissettirmesiyle birlikte bağışıklık sistemini güçlendiren doğal gıdalara ilgi arttı. Geleneksel lezzetler arasında yer alan pekmez de bu dönemde sofraların vazgeçilmezi haline geldi. Özellikle bağışıklık sistemini destekleyici etkisiyle bilinen pekmez, kış aylarında sıkça tüketiliyor. Enerji verici özelliği sayesinde vücuda güç kazandıran pekmezin, soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı koruyucu etkisi bilinirken 180 derece ve üzeri ısıya maruz kaldığında ise sağlığa zararlı hale geliyor. Pekmezin, 180 derece ve üzerine ısıya maruz kalması halinde kanserojen bileşikler üretebileceği konusunda vatandaşları uyaran Uzman Diyetisyen Süheyla Subaşı Uçar, “Isıl işlem sırasında oluşan Akrilamid ve hidroksimetilfurfural (HMF) gibi zararlı maddeler, pekmezin faydalarını olumsuz etkileyerek sağlığa zararlı hale getirebilir. Bu nedenle yüksek derecede ısıda kullanımını doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı. Isı yüksekliği son derece önemli Yapılan tatlıları 180 derecenin üzerinde pişirilmemesine özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Uçar, “Kış aylarının gelmesiyle birlikte hastalıklar kapıya dayandı. Özellikle yeterli ve dengeli beslenme bu anlamda önem arz ediyor. Ancak beslenmenin yanında demir içeriğinden zengin pekmez gibi besinlerin de diyete eklenmesi gayet mantıklı. Eğer bir kişinin şeker hastalığı gibi kronik bir rahatsızlığı yoksa günlük beslenmesine bir yemek kaşığı kadar pekmez ekleyebilir. C vitamini emilimi arttığı içinde pekmezin içerisine ½ kaşık kadar portakal veya limon suyu ekleyerek demir emilimini artırarak bağışıklık sistemi desteklenebilir. Ancak bir konuda yanlış anlaşılma var. Bal ve pekmez gibi besinleri kurabiye veya kek yaparken sağlıklı hale getirebilmek adına şeker yerine ek olarak kullanılıyor. Bu besinler kullanıldığında kanserojen içerik olarak bilinen maddelerin oluşumu arttığı için biz yüksek derecede ısıda kullanımını istemiyoruz. Bunun yerine keklerde ya şeker kullanacağız ya da kuru meyvelerden yararlanabiliriz. Ancak burada da yine meyve şekeri olması sebebiyle kuru meyvelerden yaptığımız tatlıları 180 derecenin üzerinde pişirilmemesine özen göstermeliyiz. Bu şekilde de sağlıklı hale getirip porsiyonlara dikkat ederek tüketebiliriz” şeklinde konuştu. “Doğal besinler katkı sağlarken bir taraftan obeziteye neden olabilir” Günümüzde hareketsiz bir yaşam geçirdiğimizi belirten Uçar, “Yaşla birlikte metabolizma hızımız da yavaşlıyor. Eskinin hareket potansiyeli günümüzde yok. Maalesef günümüzde hareketsiz bir yaşam geçiriyoruz. Bu sebeple de ekstra kalori artışını dengelememek, bir taraftan demir içeriğinden dolayı katkı sağlarken bir taraftan obeziteye neden olabilir. Kaşık kaşık tüketim doğru değil. Kişinin hastalıklarına ve yaşına göre bir tatlı kaşığı veya bir yemek kaşığı arasında tüketim söz konusu olabilir ama bunu her gün tüketmek doğru olmayabilir. Bu noktada kişisel farklılıklar var. Bu anlamda uzman diyetisyenler kişinin hayatına özgü planlamalar yapmakta rol gösterir” dedi.