GÜNDEM - 05 Temmuz 2024 Cuma 12:28

Yarım asırdır arıcılık yapan çift, 5 çocuk büyütüp evlendirdi

A
A
A
Yarım asırdır arıcılık yapan çift, 5 çocuk büyütüp evlendirdi

Sivas’ta gezgin arıcılık yapan Ordulu Tomakin çifti, yaklaşık 200 kovan arıda bal üretimi yapıyor. Yaklaşık 50 yıldır arıcılıkla uğraşan Tomakin çifti, arıcılıktan elde ettikleri gelirle 5 çocuklarını büyütüp, okutup evlendirdi.


Ordu’da doğup büyüyen Halit Tomakin, dedesinden gördüğü arıcılık mesleğine çocuk yaşlarda merak saldı. 1974 yılında 10 yaşındayken arıcılığa başlayan Halit Tomakin, 20’li yaşlarda Emine Tomakin ile evlenerek hayatlarını birleştirdi. Zaman içerisinde birçok şehre giderek bal üreten evli çiftin son durağı Sivas oldu. Çiçek florası anlamında zengin olan Sivas’a yaklaşık 8 yıldır gelen Tomakin çifti, 200 kovan arı ile bal üretimini sürdürüyor. 50 yıldır arıcılık yaparak 5 çocuğunu büyüterek okuttuğunu söyleyen Halit Tomakin, “Çocuklarımızın kursağında arının ekmeği var. Arı olmasaydı ne okutabilirdik, ne de bir iş sahibi olabilirlerdi” dedi.



“Arıcılık bizde gelenekten geliyor”


Gezgin arıcılık yapmakta zorlandığını ifade eden Halit Tomakin, “Göç zorluyor, yaşlandıkça daha da zorlanıyoruz ama her şeye göğüs gerip yapıyoruz. Serüven; dededen babaya, babadan bize halinde. Arıcılık bizde gelenekten geliyor. İlk 1974 yılında yaylaya çıktım. Ondan bu yana arıların peşindeyiz. Yaşlandıkça zorlanıyoruz ama peşimizden gelecek yok. Kimse rağbet göstermiyor biz de zorlanıyoruz ama yapmaya çalışıyoruz. Bu ihtiyaçtan ziyade tutku. Çoluk çocuk herkes gitti ama biz oturup bir köşede ölümü bekleyemiyoruz. O yüzden böyle çalışıyoruz. Ordu’da çok arazimiz yok, doğa şartları bizi arıya zorluyor. Ben bir yıl sattım, duramadım Amasya’da tekrar arı yaptım. Çocuklarımızın kursağında arının ekmeği var. Arı olmasaydı ne okutabilirdik, ne de bir iş sahibi olabilirlerdi. Biz buraya bez çadırlarda geldik. Geceleyin çadırda rüzgâr sesinden uyuyamazdık. Çok şükür şu an konforumuz yerinde. 5 ile 7 arasında uyanıyoruz, gün boyu arılarla uğraşıyoruz” dedi.


Arı ile uğraşmaktan keyif aldığını söyleyen Emine Tomakin, “Arı ile uğraşmak çok iyiydi ama yaşlılık ve hastalık bıraktırıyor. Arı olmazsa olmaz, biz arı ile meydana geldik. Çok şükür Allah’a çocuklarımızı arı ile büyüttük. Çocuklar okudu, büyüdü, yürüdü gittiler biz de arılara sarıldık” ifadelerine yer verdi.



Yarım asırdır arıcılık yapan çift, 5 çocuk büyütüp evlendirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çocuğunuza konserve kutu gıdaları verirken dikkatli olun: Erken ergenliğe neden olabilir Günlük hayatta yaygın olan konserve kutu gıdalar, plastik saklama kapları ve damacanalarla ilgili uyarıda bulunan Doç. Dr. Mustafa Temizel, bu maddelerin uzun vadeli kullanımında tehlikeli olabileceğine işaret etti. Bazılarının içinde bulunan BPA’nın östrojen hormonunu taklit ettiğini belirten Doç. Dr. Temizel, “Çocuğunuzun erken ergenliğe girmesine neden olabilir. Ayrıca erkeklerde kısırlık da yapabilir” dedi. Bisfenol A (BPA), plastik ürünlerin temel malzemesi ve polikarbonattır. Kaba plastik ürünlerin yapımında kullanılmaktadır. Günlük hayatta birçok farklı alanda karşımıza çıkmaktadır. Doğrudan yiyecek içeceklerde bulunmasa da insan sağlığına dokunabilecek alanlarda kullanılabilir. Yani damacanaların iç kaplamasında, bebek biberon yapımında, ilaç şuruplarının ölçü kaşıklarında, sporcu mataralarının iç kısmında, plastik saklama kaplarında ve konserve kutuların iç kaplamasında da kullanılmaktadır. Bu maddenin uzun vadeli etkilerini açıklayan Medicana International İstanbul Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Temizel, çeşitli uyarılarda bulundu. “Meme kanseri riskini artırıyor” Doç. Dr. Mustafa Temizel, BPA’nın östrojen hormonunu taklit eden, onunla benzerlik gösteren bir madde olduğunu ifade ederek, “Dolayısıyla sürekli maruziyet halinde östrojen seviyelerini yükseltebiliyor. Östrojen seviyesinin yükselmesiyle hem yetişkinlerde hem çocuklarda hem de gebelikte ceninde farklı sorunlara yol açabiliyor. Özellikle kadınlarda östrojen seviyesinin yükselmesi, meme kanseri riskini artırıyor. Hormonal denge bozulmasına, obeziteye ya da kalp damar hastalıklarını da tetikleyebiliyor. Çocuklarda cinsel gelişimin erken yaşanmasını da tetikleyebilir. Eğer anne karnındayken maruziyet söz konusuysa bebek gelişimini etkileyebilir. Erkeklerde de kısırlığı tetikleyebilir” açıklamasında bulundu. “3, 6 ve 7 numaralar içerikte sorun olabileceğini gösterir” “Türkiye’de de dünyada da bu konuda yasaklar var” diyen Doç. Dr. Temizel, “Biberon üretiminde BPA yasaklanmıştır. Üretimdeki sağlık koşullarını denetlemek açısından damacanalarda, pet şişelerde numaralanmaya gidilmiştir. 1, 2, 4, 5 numara sağlıklı olduğunu işaret eder. 3,6 ve 7 numaralar içerikte sorun olabileceğini gösterir” dedi. “Pet şişe düzgün muhafaza edilmelidir” Özellikle bu sıcak havalarda pet şişe su tüketimine dikkat etmek gerektiği konusuna da değinen Doç. Dr. Temizel şunları söyledi: “Pet şişedeki su, düzgün koşullarda muhafaza edilip kullanılırsa suda bir sıkıntı olmaz. Ancak pet şişenin yapımı sırasında içinde kullanılan bazı maddelerin suya geçme tehlikesi vardır. Pet şişelerin yapımında polietilen maddesi kullanılmaktadır. Dolayısıyla pet şişelerde, üretimden kaynaklanan plastik maddelerinin sıvıya geçişi mümkündür. Ancak bunun için suyun sıcak ortamda uzun süre bekletilmesi, uzun süre depolanması madde geçişlerine neden olur. Pet şişe yapımında baskın olan madde antimon trioksittir ve bu kanserojendir.” “Bu sıcak havalarda pet şişedeki suyu arabanızda bırakmayın” “Hem FDA, hem Avrupa Birliği mevzuatında antimon troksitin belli bir oranı geçmeme zorunluluğu vardır” diyen Doç. Dr. Temizel sözlerini, “Pet şişedeki suların sahipsiz ve dikkatsiz bırakılması kesinlikle tüketici için sorun oluşturur. Özellikle sürücüler, bu yüksek sıcaklıklarda araçlarına pet şişe sularını bırakıyorlar. Dışarıda ısı 30 derece olduğunda, araç içindeki ısı bunun iki katına çıkabiliyor. Bunlar da toksik maddelerin suya geçişini kolaylaştırıyor. Ancak bu geçiş çok yüksek miktarlarda değildir. Uzun vadede de olsa pet şişeden geçebilen toksik maddelerin kanserojen etkileri vardır. Bu nedenle plastik şişeler yerine cam şişe ve paslanmaz çelik kapların kullanımı daha sağlıklıdır” şeklinde sonlandırdı.
İstanbul Yurtta hava durumu Yapılan son değerlendirmelere göre, yurdun kuzey, iç ve doğu kesimlerinin parçalı yer yer çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Bolu, Samsun, Amasya, Ordu, Tokat ve Sivas çevrelerinin yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre yağışların; Doğu Karadeniz ile Samsun’un doğusu, Ordu, Erzurum, Kars, Ağrı ve Ardahan çevrelerinde yerel kuvvetli olması bekleniyor. Rüzgarın; Marmara’nın güneybatısı, Kuzey Ege kıyıları, İç Anadolu’nun doğusu ile Orta Karadeniz’de kuzeyli yönlerden kuvvetli (40-60 kilometre/saat) olarak esmesi bekleniyor. Hava sıcaklıklarının batı, güney ve iç kesimlerde 1 ila 4 derece artarak mevsim normallerinin üzerinde, Doğu Anadolu’nun doğusunda 2-4 derece azalarak mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın ise genellikle kuzeyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara’nın güneybatısı, Kuzey Ege kıyıları, İç Anadolu’nun doğusu ile Orta Karadeniz’in iç kesimlerinde kuzeyli yönlerden kuvvetli (40-60 kilometre/saat) olarak esmesi bekleniyor. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve az bulutlu 35 İstanbul: Az bulutlu ve açık 32 İzmir: Az bulutlu ve açık 36 Adana: Az bulutlu ve açık 38 Antalya: Az bulutlu ve açık 43 Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, doğu ilçeleri yerel kuvvetli olmak üzere, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 31 Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, yerel kuvvetli olmak üzere, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 27 Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinde yerel kuvvetli olmak üzere, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 26 Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 40
Hatay Muz ağaçlarını tekmeleyerek parçalayan dövüşçü performansıyla ilgi odağı oldu Hatay’da fitness antrenörlüğü yapan Ali Erdoğmuş’un muz ağaçlarını tekme darbeleriyle kırdığı anlar sosyal medyada ilgi odağı oldu. Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yaşayan Ali Erdoğmuş, bir fitness salonunda antrenörlük yapıyor. 22 yıldır dövüş sporlarıyla ilgilenen Erdoğmuş, arkadaşının serasında muz ağaçlarını kestikleri esnada sosyal medyada izlediği bir görüntünün benzerini çekmek istedi. Kesimi gerçekleştirilen muz ağaçlarını tekmeleyerek kıran dövüş antrenörü Erdoğmuş, performansıyla görüntüsünü izlediği Taylandlı sporcuya taş çıkardı. Bu anları sosyal medyada paylaşan Erdoğmuş’un muz ağaçları üzerindeki performansı ilgi odağı oldu. “Tekmeyle ağaç kırınca öyle bir video ortaya çıktı” Sosyal medyada tekmeyle ağaçları kıran Taylandlı sporcunun görüntüsü üzerine böyle bir video hazırladığını dile getiren antrenör Ali Erdoğmuş, “İnternette dolaşırken bir tane reels videosu gördüm. Taylandlı bir dövüşçünün muz ağacı veya normal kavak ağacını tekme atarak kırdığını gösteren bir videoydu. Ben de daha önce böyle bir video çektim. Bu muz ağaçlarına vurarak kırmışlığım vardı. Bu videoyu bununla uyarlayıp remixleyip o şekilde paylaşayım dedim. Bir arkadaşımızın muz bahçesi vardı ve zarar görmüştü. Ağaçlar çürümüştü ve kesilmesi gerekiyordu. Muz ağaçlarını keserken eğlencesine ve sporcu olduğum için içimden geldi. Kesileceği için dedim ki acaba ayağımla kırabilir miyim dedim. Normal bir tanesini kırdım. Kalın bir tanesini denedim ve onu da iki vuruşla kırdım. Tekmeyle ağaç kırınca öyle bir video ortaya çıktı. Tesadüfen karşıma böyle bir ağaç çıkınca ben de bu videoyu remixleyip o şekilde paylaşmak istedim” dedi. “Bu şekilde denemiş olduk ama kimsenin denemesini tavsiye etmiyoruz” Tekmeyle ağaç kırılmasını izleyenlere tavsiye etmediğini ifade eden antrenör Ali Erdoğmuş, “Şimdi alıştığın, sürekli antrenmanlı ve bu konuda artık belli bir olgunluğa ulaştığın için doğru vuruş tekniğini kullandığın zaman aşırı bir zorluğu kalmıyor. Tabii ki yapmaları sakıncalıdır ve yapmalarını tavsiye etmiyoruz. Çünkü ben yaklaşık 22 yıllık bir sporcuyum. Bunca zaman içerisinde yaptığım antrenmanlardan dolayı ve idmanlardan kaynaklı artık bacaklarımız normal insan bacağından çok farklı bir hal almış. Sürekli çalışmaktan dolayı artık bazı acı hislerimiz de kaybolmuş olabiliyor. Bundan dolayı biz de bu şekilde denemiş olduk. Kimsenin denemesini tavsiye etmiyoruz” ifadelerini kullandı.