SPOR - 10 Ekim 2024 Perşembe 14:06

Veysel Bilen: "Fenerbahçe maçını kazanmak, sadece bir maç kazanmak değil"

A
A
A
Veysel Bilen: "Fenerbahçe maçını kazanmak, sadece bir maç kazanmak değil"

Samsunspor Başkan Vekili ve İcra Kurulu Üyesi Veysel Bilen, ligde Fenerbahçe ile oynayacakları maçı için yaptığı açıklamada, "Fenerbahçe maçını kazanmanın sadece bir maç kazanmak anlamına gelmediğini biliyoruz. O zaman Samsunspor’u Türk futbol gündemine farklı taşıyacağımızı biliyoruz." dedi.


Trednyol Süper Lig’in ilk 8 hafta sonunda 2. sırada olan Samsunspor’da Başkan Vekili Veysel Bilen, Nuri Asan Tesisleri’nde basın toplantısı düzenledi. Kamuoyuna yansıyan konular ve takımın son durumu hakkında bilgiler aktaran Bilen, milli aradan sonra oynayacakları Fenerbahçe maçının önemi, milli takımlara gitmeyen oyuncular, transfer yasağı ve birçok konuya açıklık getirdi.



"Asla gevşemeye ve şımarmaya tahammülümüz yok"


Ligde bulundukları konum gereği şımarmaya ve gevşemeye tahammülleri olmadığının altını çizen Veysel Bilen, "Ligin ilk 8 haftası itibarıyla tüm futbol otoritelerinin takdirini kazanmış, oynadığı oyunla verdiği mücadele ve puan cetvelindeki sıralamasıyla şanlı mazisine tekrar geri dönme sinyali veren bir Samsunspor izlettirdiğimiz için çok mutlu ve gururluyuz. Geldiğimiz nokta sorumluluğumuzu bir kat daha arttırıyor. Asla gevşemeye ve şımarmaya tahammülümüz yok. Çünkü geride oynanmayan 30 maç var. Bu köprünün altından geçecek çok sular akacak. Sezonun ikinci yarısı çok daha zor geçiyor. Ara transferde birçok takım kadrosunu güçlendiriyor, eksiklerini kapatıyor. Bu nedenle biz alabildiğimiz kadar puanı almak için mücadele edeceğiz. Sonra da sıralamadaki yerimize bakacağız" dedi.



"Fenerbahçe maçını kazanmanın sadece bir maç kazanmak değil"


Ligin zorlu ekiplerinden Fenerbahçe’yi yenmelerinin yalnızca bir galibiyet olmadığına dikkat çeken Bilen, "Fenerbahçe - Samsunspor maçları her zaman zevkli, rekabetçi ve hafızalarda çok izleri olan maçlardır. 20 Ekim’de oynayacağımız maç da tam bir futbol şölenine dönüşecek. Oyuncu ve teknik ekibimiz bu maçı kafalarında oynamaya başladılar. Adana Demirspor maçının hemen ardından takım ara vermeden çalıştı. Pazartesi’den itibaren de hazırlıklar devam edecek. Fenerbahçe maçında sahada olanca gücüyle mücadele eden karakterli oyuncu gurubuyla kazanmak için sahaya çıkacağız. Tek düşüncemiz bu. Tüm camianın görüşü, bu maçı nasıl kazanırız diye. Fenerbahçe maçını kazanmanın sadece bir maç kazanmak anlamına gelmediğini biliyoruz. O zaman Samsunspor’u Türk futbol gündemine farklı taşıyacağımızı biliyoruz. O haftanın, ayın belki de sezonun konuşulacak maçlarından biri olacak. O nedenle bu maça taraftarların yoğun ilgisini görüyoruz. Hem kombine hem de bilet satışlarından stat tam dolu olacak. Bu ilgi ve iyi bir oyunla inşallah Fenerbahçe maçının ardından bunların olacağını görerek sohbet etmiş olacağız. Bu konuda da inancımız tam" diye konuştu.



"Devre arasında transfer yapamıyoruz, transfer yasağımız gelecek sezon bitiyor"


Devre arası transfer tahtasının açılacağı söylemlerine de değinen Veysel Bilen, "Başkanımız Yüksel Yıldırım’ın demeçleri bazen cımbızlanarak farklı gündemler oluşturuluyor. Bizim net bu sezon için transfer yasağımız var. Ara transfer döneminde de transfer yapamıyoruz. Tahtamız bu sezon bitince 2025-2026 sezonu için açılacak. ’Şubat’ta transfer yapılacak’ söylemleri yapılıyor. Bu hakikat ile ölçüşmüyor. Temmuza kadar transfer yasağımız var. Söylenmek istenen şubat başına kadar oyuncuyla görüşmemiz söz konusu olamaz. Dünyada da böyle ocak-şubatta ara transfer dönemi biter, bittikten sonra yeni sezon kadro yapılanması için çalışmalara başlarsınız. Başkanımız, şubat sonrası yeni sezon için çalışmaların başlayacağını ifade ediyor. Gözlemciler 12 ay boyunca izleme yapıyor. Teknik heyet bu oyuncularla ilgili raporu yönetime veriyor. Bu çalışmalar yıl boyu devam ediyor. Şubattan sonra lig konumumuz şekillenmeye başlayınca sözleşmesi bitecek oyuncularla görüşebilirsiniz. Zaten bir futbolcuyla sözleşmesinin bitmesine 6 ay kalmadan önce görüşemiyorsunuz. Transfer diye bir şey söz konusu değil. Hazırlıklara, görüşmelere Şubat’tan itibaren başlanacağı ifade ediliyor" şeklinde konuştu.



"Okan Kocuk ve Oliver Ntcham sakat oldukları için milli takıma gitmedi"


Oliver Ntcham’ın Fenerbahçe maçını bahane ederek milli takımlarına gitmediği ve Okan Kocuk’un da A Milli Takımı’ndan davet edilmediği iddiaları için ise Bilen, "Okan Kocuk’un A Milli Takım’a çağrılması gereken formda olduğu ve sahip çıkmadığımız konuşuluyor. Üstelik maçın Samsun’da olması da vurgulanıyor. Kaleci Okan, Adana Demirspor maçında ısınmada sakatlandı. Fedakarlık yaparak doktor müdahalesi ile maçı tamamladı. Bugün hala tedavi oluyor. Fenerbahçe maçına yetişecek. Böyle bir pozisyonda Okan Kocuk nasıl milli takıma gitsin? Milli takım zaten Okan’ı davet etmek için aradı. Sağlık ekibimizin raporunu görünce de olmadı. Oliver Ntcham’ın Fenerbahçe maçı için Kamerun Milli Takım’ına gitmeyi reddettiği de söylendi. Ntcham’ın durumu da Okan’ın durumuna benzer. Ntcham çok yoğun tempoda maçlar oynadığı için onun da hafif bir sakatlığı var. Tedavi olmak durumunda, sağlık ekibi milli takıma giderse ’İyileşme süreci uzar’ raporu verdi. Ntcham da ’Benim için Fenerbahçe maçı son derece önemli, o maçta mutlak oynamak istiyorum, hem takımıma katkı vermek hem de böyle bir maçı yaşamak istiyorum’ dediği için milli takımının hocasını arayıp affını istemiştir. Bugün de Samsun’da tedavi olduktan sonra 4 gün dinlenip, salı gününden sonra da takımla çalışacak. Yani biri milli takıma çağrılmamış, biri de reddetmiş olgusu değil, beyan ettiğim sözler gerçektir" ifadelerini kullandı.



Veysel Bilen: "Fenerbahçe maçını kazanmak, sadece bir maç kazanmak değil"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Büyükşehir’den ‘Estetik Bursa’ mesaisi Kenti daha estetik ve yaşanabilir hale getirmek için çalışmalarını sürdüren Bursa Büyükşehir Belediyesi, Şehit Cüneyt Yıldız Caddesi’nde yönetmeliğe uymayan tabela, afiş ve totemleri kaldırdı. Daha estetik, temiz ve yaşanılabilir bir Bursa hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, ana arterlerde ve meydanlardaki görüntü kirliliğinin önüne geçmek için çalışmalarını sürdürüyor. Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı Kent Estetiği Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan denetimlerle, Büyükşehir Belediyesi sorumluluğundaki alanlarda İlan ve Reklam Uygulama Yönetmeliğine uymayan tabela, afiş ve totemler kaldırılıyor. Kent Estetiği Reklam Yönetimi ekipleri, son olarak Şehit Cüneyt Yıldız Caddesi’nde zabıta ekipleriyle birlikte çevreye ve kent estetiğine uygun olmayan izinsiz tabela ve totemlerle ilgili çalışma yaptı. Denetimler sonucunda 79 adet totem ve tabela kaldırılarak Cüneyt Yıldız Caddesi görsel olarak daha estetik ve temiz hale getirildi. Büyükşehir Belediyesi ekipleri, tabela kaldırma çalışmalarının yanında tüm ana arterlerde denetim ve tebligat çalışmalarını da sürdürüyor. 24 saat boyunca köprülü kavşaklar, meydanlar, tarihi ve turistik bölgelerdeki izinsiz afişleri de temizleyen ekipler, daha estetik bir Bursa için duvar yazılarını ve kâğıt afişleri de ortadan kaldırıyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentli ile birlikte kenti de gülümsetme hedefiyle benzer çalışmaları sürdürecek.
Ankara Uyuşturucu bağımlısı gencin bıçakladığı komşularına silah çektiği anlar kamerada Ankara’da madde bağımlısı olduğu ileri sürülen bir kişi, kendisiyle konuşmak isteyen komşularını bıçakla yaraladı. Kaçan komşularının ardından pompalı tüfekle ateş açan saldırganın o anları binanın güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, 29 Eylül’de Altındağ ilçesi Başpınar Mahallesi’ndeki bir apartmanda meydana geldi. Uyuşturucu bağımlısı olduğu iddia edilen E.K.’nın (23) annesi, komşusu Ahmet Öksüz’den (68) oğlu ile konuşmasını istedi. Annenin ricasını kırmayan Öksüz, E.K.’nın yanına giderek uyarılarda bulunmak istedi. Bu sırada Öksüz’ün bağırma seslerini duyan oğlu Yunus Öksüz (43), babasının yanına gitti. İçeride babasının E.K. tarafından bacağından bıçakladığını gören Öksüz, kendisini saldırganın üzerine atarak babasını kurtarmaya çalışırken kendisi de elinden bıçaklandı. Kargaşadan yaralanarak odasına kaçan E.K.’nın silahlı saldırıda bulunacağını anlayan Öksüz, babasını da alarak evden çıktı. Saniyeler sonra elindeki pompalı tüfekle dairenin kapısına çıkan E.K., etrafa rastgele ateş açarak tehdit ve hakaretlerde bulundu. Çevredekilerin ihbarı üzerine adrese çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Yaralı baba ve oğlu hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edilirken, gözaltına alınan E.K.’nın serbest bırakıldığı öğrenildi. “Can güvenliğimizden endişeliyiz” Olayla ilgili konuşan Yunus Öksüz, “Saldırganın annesi babamı aramış, ‘Oğlumla konuşur musun?’ demiş. Babam da kabul etmiş ve yanına gitmiş. O sırada ben de babamın arkasından gittim, çünkü olay çıkarabileceğini düşündüm. Tam o sırada sesleri duydum. Saldırgan babama bıçak çekmiş. Olayın olduğu evin anahtarı kapının dışında kalmıştı. Kapıyı açıp içeriye girdim. Babam, kendisine saldıran kişinin elinden bıçağı almış. Komşumuzun oğlu annesine telefonda, ‘Sakın eve gelme seni öldüreceğim’ demiş. Arbede sırasında saldırgan diğer bıçağını çıkarmış. İçeriye girdiğimde babamı bacağından bıçaklanmış halde gördüm. İkinci darbe babamın karnına geleceği esnada araya ben girdim ve elimden bıçaklandım. O anda bıçağı elinden aldım. Benden kurtulup odasına kaçtı, kapıyı kilitledi. O sırada silah sesi duydum ve babama kaçmamız gerektiğini söyledim. Arkamızdan 9 el ateş etti. Komşularımıza sığındık. Madde bağımlısı olduğu için böyle yapıyor. Bina sakinleri olarak can güvenliğimizden endişeliyiz. Sürekli bu olaylar yaşanıyor” dedi.
Ankara AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: "İsrail’in şımarıklığının Orta Doğu’yu ateşe atma ihtimalini değerlendiriyoruz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, "İsrail’in şımarıklığının Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta Doğu coğrafyasını ateşe atma ihtimalini değerlendiriyoruz. Türkiye olarak özgüvenliyiz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, AK Parti Genel Merkezi’nde basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı görevinde 1. yılını geride bıraktığını ve bu zamana kadar önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Yalçın, hazırladıkları "Hazırlık ve Katılım Süreci Açısından Yeni Anayasa" raporunda anayasanın içeriğine ilişkin bir değerlendirmenin olmadığını vurguladı. Demokratik bir olgunluk içinde anayasa hazırlık sürecinin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğine dair bir rapor oluşturduklarını bildiren Yalçın, "Türkiye’de sivil ve demokratik bir anayasayı yazma ve kabul etme olgunluğu gösterebilirsek, partimizin insan hakları başkanlığı olarak topluma söylemek istediğimiz siyasi pozisyonumuzu bu raporda ortaya koyduk” dedi. Dijital dünyanın insan hakları ve siyasete etkisine ilişkin bir rapor hazırladıklarına dikkati çeken Yalçın, raporu en kısa sürede açıklayacaklarını söyledi. Yalçın, "Sosyal medya mecraları ve dijital dünyada yaşanan gelişmelerin Türkiye’deki insan hakları meselesini nasıl etkilediği ve bu meseleye dair nasıl bir pozisyon alınması, siyaset ve hukuki düzen üretilmesi gerektiğini ele alan bir raporumuz var” ifadelerini kullandı. İsrail’in Filistin’deki soykırımı Filistin’de yaşananların insanlığın son yıllarda gördüğü en büyük katliamlardan birine dönüştüğünü söyleyen Yalçın, "İnsan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan Batılı iktidarlar, Gazze konusunda İsrail’e karşı bırakın herhangi bir tutum almayı, sonuna kadar onları destekleyen bir tavır içine girdiler. AK Parti olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Batılı devletlerin veya İslam dünyasının tutumu ne olursa olsun son derece ilkeli bir duruş sergiledik. İsrail meselesinin maalesef daha da büyüme ihtimali hepimizin malumu. İsrail’in şımarıklığının Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta Doğu coğrafyasını ateşe atma ihtimalini değerlendiriyoruz. Türkiye olarak özgüvenliyiz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz. İsrail’in oluşturduğu kaosun sonuçlarına savunma bakımından hazırlıklı olmak ayrı şey ama toplumsal bilinçlenmeyi artırma ve siyasetin dilinin ülkenin ulusal çıkarını önceleyen zemine gelmesini her fırsatta dile getirmek istiyoruz. Siyasetteki yumuşama, el sıkışma ve benzeri meseleleri hep bu çerçevede okumak gerektiği kanaatine sahibim” ifadelerini kullandı. Kadın cinayetleri ve cinsel istismar olayları Yalçın, son günlerde meydana gelen kadın cinayetleri ve cinsel istismar olaylarının da birim olarak öncelikli çalıştıkları konular olduğunu belirtti. Arka arkaya bazı olaylarla karşı karşıya kalındığını ve toplumun korktuğunu ifade eden Yalçın, "Bu olayların nasıl önleneceğiyle ilgili tartışma yapılıyor ama bu tartışmalar ne kadar sağlıklı yapılıyor? Mesela Türkiye’de suç oranlarının arttığı söyleniyor. Bu gerçekten öyle mi? Hırsızlık olaylarında yüzde 30 azalma var ama dolandırıcılıkta yüzde 11 artış var. Bunları bilmeden tekil olaylar üzerinden yapılacak değerlendirmeler bizi yanlış yerlere götürebilir. Dolandırıcılık kısmında dijital dünya, dünyanın ve teknolojinin gelişmesiyle yeni suç türleri ortaya çıkıyor. Türkiye’de seri katil hikayeleri çıkmaz. Türkiye’de asayiş olaylarında bilinen suç tipleri var. İnsanlar artık sanal dünyanın etkisiyle yeni bir öğrenme biçimi ediniyor. Başka dünyaların, başka suç türlerinin ithal edilme riskleri var. Bu sosyal gerçekliği algılamadan güncel olaylar üzerinden yapılan değerlendirmelerin eksik kalacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu. Bu olayları en aza indirmek için yapılması gereken çok şeyin olduğunu herkesin öngörebildiğini anlatan Yalçın, "Mahkemelerimizin bu tür konularda karar alma biçimleri toplumu doyurucu nitelikte mi, bunu gerçek bir zeminde konuşmamız gerekiyor" dedi. Sosyal medya mecraları Erişim engeli getirilen iletişim platformu Discord’a değinen Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu: "İçerisinde bir gencin, çocuğun kişisel gelişimini bozabilecek, satanist örgütlenmelere üye olmasını sağlayabilecek, nasıl katliam yapabileceğine dair uygulamalı dersler alabileceği yayın mecraları var. Çocuklarımız bu mecralara sınırsızca erişebilmeli mi başta bunu konuşmalıyız. 18 yaşına kadar ehliyet vermediğimiz çocukları sosyal medya trafiğinin içine sınırsızca atabilmeli miyiz? Özgürlük alanları nerede başlıyor, nerede kapanıyor? Bu yayın mecralarının birçoğunun ülkemizde merkezi yok. Devlet bunu bir şekilde düzenleyebilir. Toplumsal olarak mutabakat üreterek gerçek dünyayı nasıl bir hukuk düzeni haline getirdiysek sanal dünyayı da hukuk düzeni haline getirme şansına sahibiz ama bu mesele tartışmaya açıldığında nedense tartışmaya açılamaz bir özgürlük alanı gibi konuşuluyor."