Yerel Haberler
Rize
Rize’de heyelan nedeniyle tahliye edilen apartman sakinlerinin bekleyişi sürüyor 21 Kasım 2024 Perşembe - 09:29:27 Rize’nin Çayeli ilçesinde heyelan nedeniyle tahliye edilen apartmanların sakinlerinin evlerinin önündeki bekleyişi sürüyor. Rize’nin Çayeli ilçe merkezine bağlı Eskipazar Mahallesi’nde Pazartesi sabahı 6.30 sıralarında meydana gelen heyelanın ardında bölgede 64 haneden oluşan 6 bina tedbir amaçlı boşaltıldı. Boşaltılan binaların sakinleri ise daha güvenli alanlara nakledildi. Evlerinde eşyaları da bulunan bina sakinleri ise tahliye edilen bölgeye çekilen güvenlik şeridinin dışında Afet ve Acil Durum Daire Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenecek raporu beklemeye başladı. Rapora göre evlerinin akıbetini öğrenecek olan vatandaşlar rapor olumlu çıkması haline evlerine yerleşecekken çıkabilecek olumsuz bir raporla da evlerini boşaltmak zorunda kalacak. Heyelanın kendilerini mağdur ettiğini ve binalarına girebilmek için çıkacak afet raporunu beklediklerini dile getiren Asım Uzun isimli bina sakini “Hep birlikte çıkacak olan kararı bekliyoruz. Karar ne olacak henüz belli değil. Eve girmeyi bekliyoruz. Çoluk çocuk var dışarıda. Okuldan gelecek çocuklar var. Mağdur olduk yani” ifadelerini kullandı. Bölgede tahliye olan binaların bir diğer sakini İhsan Özkan ise “Bende arkadaşlar gibi kararı bekliyorum. Benimde 2. Kattaydı evim. Arka balkonlarda hasar var. Çocuklar 2 gündür okula gidemedi. Yetkililer bir karar verecek, bize söyleyecek. Bizde ona göre evimize girebilecek miyiz diye bakacağız. Elektrik yok evlerde. Doğalgaz falan kapalı. Elektronik eşyalardan bir umudumuz da yok artık, onlar da gitti. Yapacak bir şey yok. Bekliyoruz işte. Yetkililerimiz bir şey söyleyecek bizde yapacağız” şeklinde konuştu.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 17:19 "Aşağıyı görene kadar deprem oluyor sandık" Rize’nin Çayeli ilçesinde yaşanan heyelanın ardından ortaya çıkan yeni güvenlik kamerası görüntülerinde, heyelan gerçekleştiği esnada uyuduğu koltuktan panikle kalkmaya çalışan Abdullah Çermen o anları, ’Biz deprem oluyor sandık’ ifadeleriyle anlattı. Eskipazar Mahallesi’nde yaşanan ve Yakup Özcan Bayraktar’ın ölümü ile sonuçlanan heyelanın ardından, yan binada oturan Çermen ailesinin oturma odasında bulunan güvenlik kamerası da heyelanın olduğu dakikaları kaydetti. Kayıtlarda o sırada koltukta uyuyan 55 yaşındaki Abdullah Çermen, bir anda yüksek ses ile uyanarak koltuktan düşüyor. Ne yapacağını şaşıran Çermen, içeride bulunan babasının yanına gidiyor. Ardından telefona sarılan Çermen, tanıdıklarına ‘deprem olup olmadığını’ soruyor. O anlar ise odayı anbean kaydeden güvenlik kamerasına yansıyor. O anları anlatan Abdullah Çermen, ilk etapta uzun bir süre deprem oluyor sandıklarını ifade ederek, "Saat 6.35 sularında ani bir gürültüyle şok olduk. Biz ilk etapta deprem olduğunu zannettik çünkü 5 gün önce yine Rize’de bir deprem olmuştu. Onun da belki etkisi vardı. Hatta babam ‘Deprem oluyor’ diye yattığı odadan seslendi. Ben de kalktım ‘Sakin olun’ diyerek onları uyardım. Biz hala deprem olduğunu zannediyorduk, farkında değildik. Saate bakıyorum, hatta birilerini arıyorum ‘Sizde deprem oldu mu?’ diye. Onlar ‘Yok biz bir şey hissetmedik’ diyor. Ne zaman ki balkondan aşağıya baktığımızda yan blok dibine yolun ortasında bir toprak yıkıntısı gördük. Acaba dedim bina mı çöktü deprem nedeniyle. Hala biz olayı deprem zannediyoruz. Hemen akabinde, bir 10 dakika sonra aşağıya inerek anladık ki heyelandan dolayı bu olay gerçekleşmiş” şeklinde konuştu. Aşağıya indiğinde arabasını kurtarmaya çalışanlar olduğunu gördüğünü dile getiren Çermen, "7 katta oturuyorum. O gecede hiç uyumamıştım. Şiddetli bir yağmur devam ediyordu. Ben ara ara kalkıp dereye bakıyordum. Bulunduğumuz alanda çok şiddetli bir yağmur vardı. Ben de kendi kendime dedim ki herhalde yukarılarda yağmur yok, dere kabarmıyor. Aşağıya inen ilk insanlardan bir tanesi bendim. Kimisi arabasını alıyordu, almaya çalışıyordu. O molozların altında acaba biri var mı yok mu diye merak ediyorduk. Bakıyorduk, sesleniyorduk. Sonrasında işte yetkililer geldi, olaya müdahale etti” dedi.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 11:26 Prof. Dr. Ayberk Kaya: “Depremlerin meydana getirdiği titreşimler heyelana neden olmakta” Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Heyelan Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayberk Kaya, “Bilindiği üzere bölgemizdeki heyelanların ana tetikleyici unsuru her ne kadar yağmurlar, yağışlar ve aşırı kar erimeleri olsa da depremlerin meydana getirdiği titreşimler de heyelanlar oluşmasına neden olmaktadır” dedi. Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Eskipazar Mahallesi’nde 1 vatandaşın hayatını kaybettiği heyelana ilişkin konuşan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Heyelan Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayberk Kaya, bölgede geçtiğimiz günlerde yaşanan iki depreme dikkat çekerek, sarsıntıların heyelana neden olduğunu kaydetti. Heyelandan önce bölgeye 1 haftada yaklaşık metrekare başına 600 kilogram yağmur düştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, “Tabii öncesinde bir hafta boyunca sahada toplamda metrekareye 600 kilogramlık düşen bir yağmur olayı meydana gelmişti. Bu yağmur olay sonucunda ise yamaçlarda yoğun bir şekilde yük birikmesi olayı meydana geldi. Tabii geçen hafta cuma günü de merkezi Hemşin olan 4.7 büyüklüğünde bir depremde Rize kenti sarsıldı. Bu olaydan önce buradan yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta merkez üssü Güneysu olan 2.3 büyüklüğünde başka bir deprem olayı da meydana gelmişti. Bilindiği üzere bölgemizdeki heyelanların ana tetikleyici unsuru her ne kadar yağmurlar, yağışlar ve aşırı kar erimeleri olsa da depremlerin meydana getirdiği titreşimler de heyelanlar oluşmasına neden olmaktadır. Bu iki tetikleyici unsur üst üste geldiğinde maalesef böyle bir acı olayla karşılaştık. Heyelan olayı akabinde afete dönüşerek hem can hem de mal kaybı olayına neden olmuş oldu” ifadelerini kullandı. “Bu tip olaylar heyelan dediğimiz olayların habercisi konumundadır” Bölgede yaşayan herkesi daha dikkatli olması konusunda uyaran Kaya, “Bundan sonraki süreçte bu tip eğimli arazilerde ikamet eden vatandaşlarımızın daha fazla dikkat etmesi gerekmektedir. Çünkü hem yağışlarla hem de titreşimle arazideki toprakların üzerine birde ek yük daha binmiş oldu. Vatandaşlarımızın arazilerini daha fazla dikkatli bir şekilde kontrol etmeleri gerekmektedir. Arazilerinde gerilme, çatlakları var mı? Bunun haricinde arazide bulunan ağaçlarda ya da elektrik direklerine ya da çiftlerde düşeyde sapma dediğimiz eğilmeler var mı? Bahçe duvarlarında çatlaklar binalarının duvarlarında çatlaklar, pencere kapı kasalarında kapanma gibi sorunlar yaşıyorsa, vatandaşlarımızın ivedilikle ilgili kurumlara haber vermeleri gerekmektedir. Bu tip olaylar heyelan dediğimiz olayların habercisi konumundadır” dedi. “Vatandaşlarımızın üst derecede dikkat etmeleri gerekmektedir” Herkesin kendisinin de önlem alabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, “Vatandaşlarımız da kendileri bireysel olarak önlemlerini alabilir. Örneğin çay bahçelerindeki drenaj amaçlı yapılan kanalların sürekli açık bulundurulması ve temizlenmesi gerekmektedir. Yine heyelana hassas lokasyonda bulunan vatandaşlarımızın bireysel olarak topraktaki suyu emme kapasitesine sahip okaliptüs ve kızılağaç dediğimiz ağaçlarla bireysel olarak kendileri rehabilite yapma durumları olabilir. Arazilerde yine mühendislik hizmeti almadan, ilgili kurumları bilgilendirmeden temel kazısı ve yol kazısı işlemlerinin yapılmaması gerekmektedir. Vatandaşlarımızın bu konulara üst derecede dikkat etmeleri gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Kenevir ekimi ile kaybolmaya yüz tutan el sanatları yeniden gün yüzüne çıktı
13 Kasım 2024 Çarşamba - 08:46 Kenevir ekimi ile kaybolmaya yüz tutan el sanatları yeniden gün yüzüne çıktı Kenevir ekiminin 2019 yılında serbest kalması Rizeli kadınlar için gelir kapısı olurken, şehrin unutulmaya yüz tutan el sanatları da yeniden gün yüzüne çıktı. Rize Valiliği himayesinde hayata geçirilen ‘Topraktan Tezgaha Kenevir İpinin Serüveni Projesi’ çerçevesinde Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (DOKAP) ve Azal Kültür Sanat ve Turizm Derneği tarafından Rize’nin Çayeli ilçesinde kurulan feretiko atölyesi ile yöre kadınları unutulmaya yüz tutmuş desenleri nakış nakış işleyerek hem aile ekonomisine katkıda bulunuyor hem de kültürlerini gün yüzüne çıkarıyor. Çataklıhoca Mahallesi’ndeki eski köy okulunun tadilatılyla triko atölyesine dönen binada çalışan kadınlar sandıklarda kalan desenleri, kültürü ve yörenin tarzını yeniden günümüze uyarlıyor. Hırka, çarık, peşkir, çanta gibi ürünlerin çıkartıldığı atölyede sandıktan çıkan 100 yıllık kenevir ipleriyle ceketler de yapılıyor. Yöre kadınları kendi elleriyle diktikleri bir ceketi bir zamanlar Rize’nin geçim kaynağı olan kenevirin ekimini yeniden serbest bırakan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da hediye etti. DOKAP projesi çerçevesinde kurdukları atölye ile tamamen yöre kadınlarına istihdam sağlamak ve yöresel el sanatlarını gün yüzüne çıkarmayı hedeflediklerini dile getiren Azal Kültür Sanat ve Turizm Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yücel Bayraktar, “Projemize 2021 yılında başladık. DOKAP projesi ile tamamen kadınlarımıza istihdam sağlamak, yöresel el sanatlarımızı gün yüzüne çıkarmak amacıyla başlamış olduğumuz projemizle üretimlere başladık. Projemizi Çataklıhoca’daki okulumuzu tadilat yaparak yeniden hayata geçirdik. Kumaşlar üretip, kıyafetler ve özel tek tasarımlar yaptık. Aynı zamanda yöremize ait yöresel desenlerimizi de tezgah üzerinde uygulayarak örtüler, masa örtüleri ve kıyafetler tasarladık” dedi. “Kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarımızı yeniden gün yüzüne çıkarmayı hedefledik” 2019 yılının Ocak ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "İnşallah Tarım Bakanlığımız bir çalışmanın içerisine giriyor ve bu adımları atacağız. Yeniden bunu üreteceğiz" açıklamalarının ardından harekete geçtiklerini kaydeden Bayraktar, “Yöremizin kadınlarına istihdam sağlayıp kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarımızı yeniden gün yüzüne çıkarmayı hedefledik. Kenevir ipliği 2019 yılında serbest bırakıldıktan sonra Reyhan hocamızın tarlasında proje kapsamında başlatmış olduğumuz kenevir ekimini gerçekleştirdik. Eylül ayında hasat yaptık, hasat yaptıktan sonra kenevir bitkimizi elde ettik. Sonrasında lif haline getirdik ve lifleri de eski usullerle eğerek iplik haline getirdik. İplik haline getirdiğimiz ürünlerimizi elde dokuma tezgahlarında dokuyarak kumaş haline getirdik ve tasarım haline getirdik” ifadelerini kullandı. “Tek ve özel tasarımlar yaptık” Kenevir ipinden birçok ürün üretildiğinin altını çizen Bayraktar, “Birçok ürün çıkıyor, yöremizin yöresel desenlerini kullanarak yine peşkirler falan öğrettik. Bizim en büyük amacımız kumaş haline getirmek. Çünkü kumaşımız yöremizden kaynaklı ter çekme özelliğine sahip olması, bakteri üretmemesi, doğal klima olarak adlandırılması açısından değerli. Özel tasarımlar, gömlek, ceket, kadın kıyafetleri ve tek ve özel tasarımlar yaptık” şeklinde konuştu. “Bir yeleğimizi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a hediye ettik” Proje kapsamında eğitim veren Giyim Öğretmeni Mukaddes Kuk ise, sandıklarda 100 yılı aşkın süredir saklanan kenevir ipleriyle özel tasarım ürünler üretildiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da bu yıllanmış iplerden yapılan özel tasarım el dokuması bir yelek hediye edildiğini ifade etti. Kuk, “Bu proje kapsamında tezgahtan çıkan kumaşlar çeşitli kıyafetlere, kostümlere dönüştürülüyor. Bu kostümler Halk Eğitimi Merkezi Talip Kahraman El Sanatları Atölyesi Konfeksiyon Atölyesi’nde öğrenciler tarafından tasarlanıp üretiliyor. Mesela kumaşımızın mukavemeti çok fazla. Yıllarca ipliğimizi de kumaşımızı da saklayabiliyoruz. Örneğin sandıklardan çıkan 100 küsur senelik iplikler var. Bu ipliklerden de özel tasarımlar yaptık. Yaptığımız özel tasarım yeleklerimiz yine sandıktan çıkma bir iplikten üretildi. Tezgahta dokundu ve el dikimi ile üretildi. Hatta özel tasarım olan el dokuması bir yeleğimizi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a hediye ettik” şeklinde konuştu.
49 yıllık hatıralarını okulun müzesine hediye etti
12 Kasım 2024 Salı - 09:44 49 yıllık hatıralarını okulun müzesine hediye etti 49 yıl önce mezun olduğu okula müze açıldığını duyan 68 yaşındaki emekli eğitimci mezun olduğu yılın anı defterini vakit kaybetmeden okula hediye etti. 1975-1976 Eğitim Öğretim Yılı’nda Rize’nin Çayeli ilçesinde bulunan Çayeli Lisesi’nden mezun olan 68 yaşındaki Fethi Karadeniz, eğitim öğretim hayatının ardından camiayı terk etmedi. 7 yıl öğretmenlik, 8 yıl okul idareciliği yapan Karadeniz sonrasında 17 yılda Milli Eğitim Müfettişliği görevini yürüttü. Emekliliğin tadını çıkaran Karadeniz mezun olduğu yılki adı ile Çayeli Lisesi, şimdiki adıyla ise Çayeli Anadolu Lisesi’nde bir müze kurulduğunu öğrendi. Okul Müdürü Dilek Kantarcı’nın çağrısına kulak veren Karadeniz 49 yıldır gözü gibi sakladığı anı defterini alarak Rize’ye geldi. ’49 yıl ben sakladım, şimdi sıra sizde’ diyen Karadeniz anı defterini müzesinde sergilemek üzere okula hediye etti. Yeni nesillere bir örnek olması, ışık tutması için 49 yıl önce tuttuğu hatıra defterini okulun yeni açılan müzesine hediye ettiğine vurgu yapan Karadeniz “1975-1976 yılında okulumuz öğrencileri, öğretmenleri ile ilgili bir hatıra defter tutmuştum. Bundan 49 sene önce o tuttuğum hatıra defterini okulda bir müzeye açıldığını öğrenince gelip okula hediye ettim. Yalnız bende kalmasın herkes faydalansın, herkes görsün. Herkes kendini görsün. Alttan gelen nesiller de onlara da bir ışık tutsun diye düşündüm” dedi. “Hepsiyle can ciğerdik” Bazı arkadaşlarıyla halen irtibatta olduklarını ve anı defterinin yazıldığı 1975 yılına geri dönüp baktığında hiç kötü bir anısının olmadığını dile getiren Karadeniz “Hepsiyle görüşemiyorum da 5 - 6 tanesiyle çok yakinen görüşüyorum. Vallahi hepsiyle çok güzel hatıralarımız var. Hiç kötü anımız yok. Hepsiyle can ciğerdik, o zamanlar iyiydik. Defterde öğretmenlerimiz var, okul müdürümüz var, okul müdür başyardımcımız var, felsefe öğretmenimiz var. Felsefe öğretmeni deyince; benim derslerim çok iyiydi hep 10 alırdım. Felsefe öğretmenim de bana o kadar güvenirdi ki yazılı yapınca ‘Kağıtları sen oku’ derdi. Cevap anahtarı verirdi, ona göre yapardım. Derdi ki ‘Bak benden iyi not veriyorsun’. Hatta ben biraz da fazla verirdim arkadaşlarıma. Öyle bir anı var yani” ifadelerini kullandı. “49 sene sonra geldim, çok duygulandım” 49 yıl sonra mezun olduğu okula adım atmanın kendisini duygulandırdığının ve okulda çok iyi ağırlandığının altını çizen Karadeniz “Çok duygulandım. Yani kendi mezun olduğun okulda tekrar geri gelmek çok değişik bir duygu yani. 49 sene sonra geldim. Hele yeni müdürümüz Dilek Hanım. Sağ olsun. Çok iyi davrandılar. Çok iyi karşıladılar. O bakımdan çok memnunum yani” şeklinde konuştu. Okul müdürü: “Kuruluş yılını duyunca ‘Bana buradan malzeme çıkar’ dedim” Okulun eski mezunlarından belgeler istediklerinde gelen belgelere çok şaşırdıklarını dile getiren Çayeli Anadolu Lisesi Müdürü Dilek Kantarcı “Ben zaten idarecilikten önce tarih öğretmeniydim. Buraya geldiğimde okulun 1970 yılında kurulduğunu öğrendim. ‘Tamam’ dedim. ‘Bana buradan malzeme çıkar’. Arşivleri seviyorum. Bu tarz belgeleri biriktirmeyi seviyorum. Benden önceki müdür tarafından küçük bir arşiv oluşturulmuştu. Onu toparladık. Daha sonra eski mezunlardan belge istedik. Gelen belgeleri bir araya getirdik. Bizi bile çok şaşırtan belgeler geldi” ifadelerini kullandı. “1970’li yıllarda basılmış üniversite kitapçığı” Gelen materyaller arasında kendisini en çok Fethi Karadeniz’in hediye ettiği anı defteri ve bir başka mezunun getirdiği 1970’li yılların Üniversite Seçme Sınavı (ÜSS) yani bu zamanın ÖSYM kitapçığının şaşırttığını sözlerine ekleyen Kantarcı “Fethi Bey’in anı defteri, ya da 1970’li yıllarda basılmış üniversite kitapçığı, çok farklı belgeler geldi. Eski fotoğraflar var içerisinde. Eski gazete kupürleri var. Vefat etmiş öğretmenlerin, öğrencilerin yazıları var. Gerçi artık öğrenci diyemiyorum. Şu an hepsi 70 yaş üstü, 65 yaş üstü büyüğümüz. Hepsi iyi yerlere gelmiş insanlar” dedi.
49 yıllık hatıralarını okulun müzesine hediye etti
12 Kasım 2024 Salı - 09:36 49 yıllık hatıralarını okulun müzesine hediye etti 49 yıl önce mezun olduğu okula müze açıldığını duyan 68 yaşındaki emekli eğitimci mezun olduğu yılın anı defterini vakit kaybetmeden okula hediye etti. 1975-1976 Eğitim Öğretim Yılı’nda Rize’nin Çayeli ilçesinde bulunan Çayeli Lisesi’nden mezun olan 68 yaşındaki Fethi Karadeniz, eğitim öğretim hayatının ardından camiayı terk etmedi. 7 yıl öğretmenlik, 8 yıllık okul idareciliği yapan Karadeniz sonrasında 17 yılda Milli Eğitim Müfettişliği görevini yürüttü. Emekliliğin tadını çıkaran Karadeniz mezun olduğu yılki adı ile Çayeli Lisesi, şimdiki adıyla ise Çayeli Anadolu Lisesi’nde bir müze kurulduğunu öğrendi. Okul Müdürü Dilek Kantarcı’nın çağrısına kulak veren Karadeniz 49 yıldır gözü gibi sakladığı anı defterini alarak Rize’ye geldi. ’49 yıl ben sakladım, şimdi sıra sizde’ diyen Karadeniz anı defterini müzesinde sergilemek üzere okula hediye etti. Yeni nesillere bir örnek olması, ışık tutması için 49 yıl önce tuttuğu hatıra defterini okulun yeni açılan müzesine hediye ettiğine vurgu yapan Karadeniz “1975-1976 yılında okulumuz öğrencileri, öğretmenleri ile ilgili bir hatıra defter tutmuştum. Bundan 49 sene önce o tuttuğum hatıra defterini okulda bir müzeye açıldığını öğrenince gelip okula hediye ettim. Yalnız bende kalmasın herkes faydalansın, herkes görsün. Herkes kendini görsün. Alttan gelen nesiller de onlara da bir ışık tutsun diye düşündüm” dedi. “Hepsiyle can ciğerdik” Bazı arkadaşlarıyla halen irtibatta olduklarını ve anı defterinin yazıldığı 1975 yılına geri dönüp baktığında hiç kötü bir anısının olmadığını dile getiren Karadeniz “Hepsiyle görüşemiyorum da 5 - 6 tanesiyle çok yakinen görüşüyorum. Vallahi hepsiyle çok güzel anılarımız var. Hiç kötü anımız yok. Hepsiyle can ciğerdik, o zamanlar iyiydik. Defterde öğretmenlerimiz var, okul müdürümüz var, okul müdür başyardımcımız var, felsefe öğretmenimiz var. Felsefe öğretmeni deyince; benim derslerim çok iyiydi hep 10 alırdım. Felsefe öğretmenim de bana o kadar güvenirdi ki yazılı yapınca ‘Kağıtları sen oku’ derdi. Cevap anahtarı verirdi, ona göre yapardım. Derdi ki ‘Bak benden iyi not veriyorsun’. Hatta ben biraz da fazla verirdim arkadaşlarıma. Öyle bir anı var yani” ifadelerini kullandı. “49 sene sonra geldim. Çok duygulandım” 49 yıl sonra mezun olduğu okula adım atmanın kendisini duygulandırdığının ve okulda çok iyi ağırlandığının altını çizen Karadeniz “Çok duygulandım. Yani Kendi mezun olduğun okulda tekrar geri gelmek çok değişik bir duygu yani. 49 sene sonra geldim. Hele yeni müdürümüz Dilek Hanım. Sağ olsun. Çok iyi davrandılar. Çok iyi karşıladılar. O bakımdan çok memnunum yani” şeklinde konuştu. Okul müdürü: “Kuruluş yılını duyunca ‘Bana buradan malzeme çıkar’ dedim” Okulun eski mezunlarından belgeler istediklerinde gelen belgelere çok şaşırdıklarını dile getiren Çayeli Anadolu Lisesi Müdürü Dilek Kantarcı “Ben zaten idarecilikten önce tarih öğretmeniydim. Buraya geldiğinde okulun 1970 yılında kurulduğunu öğrendim. ‘Tamam’ dedim. ‘Bana buradan malzeme çıkar’. Arşivleri seviyorum. Bu tarz belgeleri biriktirmeyi seviyorum. Benden önceki müdür tarafından küçük bir arşiv oluşturulmuştu. Onu toparladık. Daha sonra eski mezunlardan belge istedik. Gelen belgeleri bir araya getirdik. Bizi bile çok şaşırtan belgeler geldi” ifadelerini kullandı. “1970’li yıllarda basılmış üniversite kitapçığı” Gelen materyaller arasında kendisini en çok Fethi Karadeniz’in hediye ettiği anı defteri ve bir başka mezunun getirdiği 1970’li yılların Üniversite Seçme Sınavı (ÜSS) yani bu zamanın ÖSYM kitapçığının şaşırttığını sözlerine ekleyen Kantarcı “Fethi Bey’in anı defteri, ya da 1970’li yıllarda basılmış üniversite kitapçığı, çok farklı belgeler geldi. Eski fotoğraflar var içerisinde. Eski gazete kupürleri var. Vefat etmiş öğretmenlerin, öğrencilerin yazıları var. Gerçi artık öğrenci diyemiyorum. Şu an hepsi 70 yaş üstü, 65 yaş üstü büyüğümüz. Hepsi iyi yerlere gelmiş insanlar” dedi. (HFD-EK