GÜNDEM - 30 Ekim 2024 Çarşamba 11:16

Muğla’da okul kantinlerinde gıda güvenliği denetimleri tamamlandı

A
A
A
Muğla’da okul kantinlerinde gıda güvenliği denetimleri tamamlandı

Muğla genelinde okul ve yurt kantinlerinde sunulan gıdaların güvenilir, sağlıklı ve besleyici olmasına yönelik denetimler devam ediyor.



Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yıl boyu süren rutin kontrollerin yanı sıra, Muğla il genelinde kantin ve yemekhaneler özel olarak denetlendi.


Muğla Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Gıda Kontrol ekipleri, iki hafta süren çalışma çerçevesinde toplam 193 denetim gerçekleştirdi. Yapılan incelemelerde, Türk Gıda Kodeksi’ne, üretim, taşıma ve saklama şartlarına uymadığı belirlenen bir işletmeye idari yaptırım uygulandı. Denetimlerin, öğrencilerin güvenli ve sağlıklı gıdalara erişimini sağlamak amacıyla devam edeceği bildirildi.



Muğla’da okul kantinlerinde gıda güvenliği denetimleri tamamlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Seferihisar’da cumhuriyet coşkusu ile fener alayı Cumhuriyet coşkusunun göz doldurduğu Seferihisar’da, Kent Belleği ve Anı Evi’nden başlayarak Cumhuriyet Meydanı’na kadar kortej yürüyüşü yapıldı. Binlerce vatandaşın büyük ilgiyle katılım gösterdiği fener alayında Türk bayrakları ve meşaleler eşliğinde alkışlar yükseldi. Seferihisar Belediye Bandosu’nun gösterisi ve açılan bayraklar ile devam edilen yürüyüşte Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, Cumhuriyet Halk Partisi ilçe yönetimi, siyasi partiler ve STK temsilcileri ile pek çok vatandaş yer aldı. Fener alayının ardından ‘’Cumhuriyet sayesinde tam 101 yıldır her gün, alnımız ak, başımız dik, gururla yaşıyoruz’’ diyerek konuşmasına başlayan Başkan Yetişkin’’, Mustafa Kemal Atatürk, bu milletin gözlerindeki ışığa, yüreğindeki cesarete inandı. Toprağı süren sizsiniz. Ülkeyi yöneten de siz olacaksınız dedi ve bizlere cumhuriyeti armağan etti. İşte bu yüzden cumhuriyet, sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda özgür, bağımsız ve kendi kendine yeten bir Türkiye idealidir. İşte bu yüzden Atamızın mirasına layık olmak için eğitimle, üretimle, sanatla, bilimle bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Yolumuzdan dönmeyeceğiz. Cumhuriyetimize de, vatanımıza da, Atamızın değerlerine de sahip çıkacağız." dedi. Seferihisar’da cumhuriyet’in 101. yıl kutlamaları Sinan Efe Aksoy konseri ile devam etti. Dinleyicilere keyifli bir müzik dinletisi ve anlar yaşatan şarkıcı büyük beğeni topladı.
Konya Karatay’ın çehresini değiştiren projeler sürüyor “Yeşil Karatay” sloganıyla hareket eden Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi, hem ilçenin kişi başına düşen yeşil alan miktarını daha da artırmak hem de vatandaşa yeni yaşam alanları sunmak için yoğun bir şekilde çalışıyor. Karatay Belediyesi, gelecek nesillere daha yeşil bir ilçe bırakma hedefiyle bugüne kadar pek çok önemli çalışmaya imza attı. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da ilçeye yeni park kazandırmanın yanı sıra, yeşil kuşak çalışması, çevre düzenleme ve ağaçlandırma projeleriyle Karatay’ın adeta çehresi değişmeye devam ediyor. Karatay Belediyesi’nden ilçeye 2 yeni park daha “Yeşil Karatay” hedefiyle ve yeşile olan hassasiyetiyle hareket eden Karatay Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri; Aslanlıkışla Alaaddin Kap Caddesi üzerinde, tarihi Aslanlı Kışla Camii’nin yanı başında 9 bin metrekarelik yeşil alan çalışması gerçekleştirdi ve söz konusu projesini tamamladı. Yine Karatay Belediyesi, Sakyatan Yolu Caddesi üzerinde de yapımını tamamladığı bir parkı daha tamamladı ve vatandaşın hizmetine sundu. Her iki projenin yanı sıra bugüne kadar yüzlerce parkı ilçeye kazandıran ve bu sayede Karatay’da kişi başına düşen yeşil miktarını her geçen gün artıran Karatay Belediyesi, böylece ilçenin çehresini değiştirmeye önemli katkılar sunmuş oldu. “Geleceğe çok güzel bir Karatay bırakmak için emek veriyoruz” Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; daha yaşanabilir bir dünya, temiz ve yeşil bir çevre ile temiz suyun bütün dünyanın ortak endişesi olduğunun altını çizerek, söz konusu değerlerin korunması ve geleceğe miras olarak bırakılması adına yoğun bir gayretin içerisinde olduklarını belirtti. Karatay Belediyesi olarak bu alanlarda pek çok projeyi hayata geçirdiklerinin altını çizen Başkan Kılca, “Karatay’ımızın yeşil ve sosyal alanlarıyla çok daha güzel bir noktaya gelebilmesi adına belediye olarak kendimize önemli bir hedef belirledik. Bu çerçevede park ve bahçeler müdürlüğümüzün büyük bir çabası var. Göreve geldiğimiz günden bu yana ilçemize yüzlerce yeni park, bahçe, yeşil kuşaklar ve çevre düzenleme projeleri kazandırdık, kazandırmaya devam ediyoruz. Yine ilçemiz genelinde büyük bir ağaçlandırma ve yeşillendirme seferberliği de başlattık. Kazandırdığımız parkların yanında bugüne kadar ilçemizin dört bir yanında on binlerce fidan ve bitkiyi toprakla buluşturduk. Amacımız, ilçemizde kişi başına düşen yeşil alan miktarını daha da yukarılara çıkarmak. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yeşil alan miktarını planlı bir şekilde daha da artırarak hemşehrilerimizin huzur içinde vakit geçirebileceği bir Karatay sunmaya devam edeceğiz” dedi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi ilaç üretimi yapacak Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Erzurum medya mensupları ile bir araya gelerek değerlendirmelerde bulundu. Atatürk Üniversitesi’nin güçlü bir alt yapıya sahip olduğunu ifade eden Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, yeniden yapılanma çerçevesinde; bin 600 öğretim üyesinden her 300 öğretim üyesinin bağlı olduğu bir bölge oluşturduklarını belirterek, “Beş rektör yardımcımız bulunuyor. Ben yaşım kadar Erzurum’dayım. On beş günlükken gelmişim Erzurum’a. Hayatımın hepsi burada geçti. Babam da öğretim üyesiydi. Burada benim tanımadığım kimse yok. Aileleriyle, çocuklarıyla hepsini tanıyorum. Dolayısıyla bana yakınlık derecesine bakarak, rektör yardımcısı ataması yapmış olsam belki on beş tane koltuk vermiş olmamız gerekiyordu. Hiçbir şekilde yakınlık üzerinden gitmedik. Tamamen liyakat esasına göre devam ettik ve 300 kişilik gruptan en değerli olduğunu, kriterlerimize göre düşündüğümüz kişiyi atadık. Dekanlar için de aynı şey söz konusu. Elimizden geldiği ölçüde bunu uygulamaya çalıştık. Az sayıda atamamız kaldı. Onları da tamamlamaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu. “Öğretim üyelerine “geri dön” çağrısı yaptık” Öğretim üyeleri üzerinde yapmak istedikleri temel değişiklikleri de anlatan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, “Erzurum’da çok değerli bir öğretim üyesi kitlesi var. Bin 600 civarına yakın bu öğretim üyeleri yani doktor öğretim üyesi. Bunların üç yüz yakını hastanemizde görev yapıyor. Bunları kaybetmememiz gerekiyor. Kaybettiklerimizin de bir kısmını geri kazanmamız lazım. Bunun üzerine kurulu bir sistemimiz var ve bu anlamda çok sayıda kişiye davet gönderdik. Geri alabilmek için. Çünkü yetişmiş elemanın geri alınması bizim için çok değerli, kaybedilmesi de Erzurum için çok büyük kayıp. Özellikle doğu üniversitelerinde bu var. Kaybedileni de geri almak çok zor. O yüzden kaybetmemek üstüne de önemli çalışmalar yapmak istiyoruz. Onları burada mutlu etmek ve Atatürk Üniversitesi’ne aidiyetlerini arttırmak istiyoruz. Bu noktada yaptığımız, attığımız adımlara o doğrultuda devam edeceğiz.” dedi. “Bilimi toplum için yapanları daha fazla destekleyeceğiz” “Bizler bilimin içinden gelen insanlarız. İşin mutfağını bilen insanlarız” diyen Rektör Hacımüftüoğlu, akademisyenlerin iki tarz çalışma içinde olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü “Bilimi bilim için çalışan bilim adamları var. Bir de bilimi toplum için çalışanlar var. Biz ikinci grubu önceliyoruz. Yani bilimi artık kendi istekleri doğrultusunda değil de toplumun önceliğini dikkate alarak, Erzurum’un sorunları, bölgenin sorunları ve ülkemizin sorunlarına katkı verilecek, bilimsel çalışmalara daha fazla eğilecek tarzda öğretim üyelerinin, bu bin 600 çok önemli gücün çalışmasını istiyoruz. Buna yönelik çalışanları destekleyeceğiz. Kendi iç kaynaklarımızı buna yönelik olarak vereceğiz Bu şekilde yaparak öğretim üyelerinin kademe kademe bu tarafa doğru, Erzurum problemlerine dönmesi, ülkenin problemlerine yönelik çalışmaları için gayret göstereceğiz. Burada bir başka nokta var. Mevcut öğretim üyelerinin de kendi içerisinde Türkiye’de önemli noktalara gelebilmeleri için bunların yurt içi ve yurt dışı gidişlerini kolaylaştıracağız. Ve Türkiye çapında o alandaki en iyi öğretim üyelerinin Erzurum’da hem tıp fakültesinde hem diğer bölümlerde hepsi için söylüyorum. Olabilmesi için insana yatırımı arttıracağız. İnsana olan yatırımı artırıma düşüncemiz var. Bu noktada da girişimlerimiz başladı.” “Atatürk Üniversitesi’nin büyük sorumlulukları var” Atatürk Üniversitesi’nin büyük bir üniversite olduğunu, Ankara’nın doğusundaki en büyük kurum olduğunu anlatan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, “Bu bize ciddi bir sorumluluk veriyor. Bunun Erzurum’da olması büyük bir avantaj, çok büyük bir katkısı var. Fakat bunun güçlü olarak sürdürülmesi ve devam ettirilmesi lazım. Atatürk Üniversitesi bu konumunu arttırarak devam etmesi lazım. Şu anda yetmiş bine yakın örgün öğretimli öğrencimiz var. Açık öğretimle birlikte toplam öğrenci sayımız 655 bin. Bu sayı Türkiye’nin ikinci sırasında olan bir üniversiteyi gösteriyor aslında. Sayı itibariyle Türkiye’de ikinci büyüklükte bir üniversite. 8 bin personel, bin 600 akademisyen, hep birlikte burayı organize edip, güçlü bir şekilde devam etmemiz lazım.” dedi. “Hastanede köklü değişimler olacak” Atatürk Üniversitesi bünyesinde önemli bir hastanenin bulunduğunu ve 13 şehre çok ciddi derecede hizmet ettiğini anlatan Hacımüftüoğlu, “Devletimiz bunun önemini biliyor. Ve bu noktada gereken katkıyı yapmaya çalışıyor. Çünkü burada eğer sorunlar, doğunun sorunları Erzurum’da çözülmediği zaman Ankara ve İstanbul’da birikim oluyor. Dolayısıyla Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’nin çok önemli bir konumu var. Ve hastaların batıya doğru gitmesini engelleyen bir noktada. Bizim açımızdan da şöyle; şehir nüfusunu tutar, hastaların burada çözüm alabilmeleri noktasında çözüm aldıkları için şehir nüfusunu tutabilen bir konumu var. Fakat buradaki bir zayıflama her şekilde nüfus kaybına da neden oluyor. Çok ciddi sonuçlar olabilecek bir konuma dönüşmeye başlıyor. Hastanemizde bazı işler kabul edilebilir noktada değil ve biz bunun farkındayız. Yani günlerin 6 ay, 1-2 yıla uzaması kabul edilemez. Ben o idealini söylüyorum. Bir haftanın ardına bir radyoloji bölümünde gün verilmemesi lazım. Burayla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Ekonomik göstergelerle ilgili hastanede çok hızlı bir revizyon yaptık. Oradaki tüm yönetim kademesi yüzde 90 oranında değiştirdik, pozisyonu dengeledik, pozitife geçirdik. Artan parayla üç ultrason satın aldık. Bir de bilgisayar tomografi satın aldık. Dolayısıyla şimdi buradaki gün kaymalarının altında yatan biraz da maddi sebepler. Elde ettiğimiz avantajları da buraya yatırım yaparak kullanıyoruz. Gelecek hafta içerisinde ultrasonları teslim alacağız. Bilgisayarlı tomografinin teslimi biraz daha sürebilir. Bunlar yeterli olmayacaktır muhakkak. Oradaki bu işlerin hızlı olabilmesi için sınırın bir ayın altına, bir haftanın altına inmesi tüm için söylüyorum. Bu hedefe ulaşmak için de ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Ve adımlarımız o doğrultuda atıyoruz. Fakat bunların görünür olabilmesi bazen zaman alabilir. Hastaneyle ilgili dijital randevu sisteminde gördüğümüz eksikliklerden bir tanesi. Çok büyük yoğunlukların olması ve bunların dijitale geçirmek istiyoruz. Şu anda o çalışmalar başladı. Dolayısıyla bu büyük kalabalıkların artık oralarda çok fazla gözükmeyecek. Ve randevu saatleriyle gelecekler. Randevu saatlerinde işlerini bitirecekler. Bu randevu sisteminde kısa sürede oturacağız. ” şeklinde konuştu. “Atatürk Üniversitesi ilaç üretimi yapacak” Önemli hedeflerinden birisinin de ülkenin bir problemin en azından Atatürk Üniversitesi olarak çözebilmek olduğunu vurgulayan Hacımüftüoğlu, “Bu problemi de yani bir savaş durumunda ilaçların Türkiye’de olmaması, ilaç sıkıntısını çekilmesi. Bu noktada da Atatürk Üniversitesi’nden güçlü tarafı, ilaç konusu, hem farmakoloji, hem de organik kimya. Kimya bölümünde Türkiye’de birinci sırada. Atatürk Üniversitesi kimyada ODTÜ’yle yarışıyor. Farmakoloji de kimseyle yarışmıyor. Birinci sırada açık ara. Dünya yüz seksen altıncısı. Ve en yakın rakibi Hacettepe tıp 310. sırada. Dolayısıyla bu ikisinin ortak mamulüdür ilaç. Dolayısıyla bu işi Türkiye’de bizlerden daha iyi kimse yapamaz. Ve bu noktada da gerekli destek ve yatırımları alacağız. Sağlık Bakanlığı’yla iletişim halindeyiz. Ve bu işleri burada başlamak için şu anda gruplarımız belli. Dokuz grupla çalışacağız. 45 öğretim üyesi ve asistan bu işin içerisinde, çalışmalar başladı. İlk ilaç ismi de belli oldu. Hangi ilacı üreteceğimizle ilgili? Bunlar da tabii zamanla her üretildikten sonra bunları da İstanbul’daki 50 civarında ilaç şirketi, hiçbirisini de dışlamadan belki her bir ilacı da bir daha şirketiyle ortaklaşarak paslaşarak bu işi birlikte yürütme yoluna gideceğiz.” dedi. “Erzurum Sorunları Araştırma Projeleri geliyor” İlk kez üniversite kaynaklarının Erzurum’un sorunlarını çözmek için ayırdıklarını anlatan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, “Daha önce böyle bir şey yapılmadı. Biz buna ESAP diyoruz. Erzurum Sorunları Araştırma Projeleri şeklinde bir proje vereceğiz hocalarımıza. Eğer Erzurum’un sorunlarıyla ilgili çalışıyorlarsa o proje kaynaklarına ulaşabilecekler. Dolayısıyla ister istemez onlar da bundan sonra yapacakları projeleri Erzurum’un problemleri için çalışacaklar, çalışmış olacaklar. Bölge üniversitelerinin, Erzurum’un güçlü olabilmesi için çevredeki illeri de bırakmak istemiyoruz. Yani bir Bayburt’un, Karsın, Ağrı’nın gibi 13 ili de Atatürk Üniversitesi o üniversiteleri de tutacak. Onlara yönelik olarak da bazı destekleri birlikte, onlarla birlikte, onların bilim adamlarıyla birlikte yapacağız. Zaten burada bizim gibi kırk milyon dolarlık bir altyapı var. Onu tüm Doğu Anadolu kullanıyor. Dolayısıyla bunların kullanımlarını da kolaylaştıracağız. Biz de o oralardan geldiğimiz için bunları nasıl kolaylaştıracağımızı da onlarla paylaşacağız.” diye konuştu. "Yüksek irtifa Erzurum için ciddi bir kazanım" Bir futbolsever, taraftar olarak Erzurumspor’un kırmızı çizgileri olduğunu hatırlayan Rektör Hacımüftüoğlu, daha sonra şöyle dedi, “Dolayısıyla ona yönelik olarak ne istiyorlarsa hemen karşılamaya çalışıyoruz. Statla ilgili sorun oldu. Hemen stadımızı verelim dedik. Kabul ederlerse vereceğiz stadımızı geçici olarak kullanmak istiyorlarsa biz bunu verdiğimizi söyledik. Eğer kabul ederlerse, şartlar uygunsa tüm ona göre dizaynları da yaparız. Bununla ilgili de Erzurumspor’a tüm imkanlarımızı vereceğiz. Yüksek irtifanın da Erzurum’un geleceğiyle çok ilgili çok çok önemli bir konu. Deniz seviyesinde 400 metre koşan deney hayvanı Erzurum’da kaldıktan sonra belli bir süre, iki haftadan fazla kalırsa Erzurum’da, döndüğü zaman 700 yüz metre kadar koşabiliyor. Yani bunu biz gözümüzle gördük. Dolayısıyla şimdi bu durumu Erzurum’un elinde aslında bir altın yumurtlayan tavuk olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bu gücü de hep beraber yani burayı b da pozitife nasıl dönüştürebiliriz. Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarını biliyoruz. Bu konudaki yapmış olduğu yatırımları biliyoruz. Biz de üniversite olarak bunun bilimsel tarafını eğilerek, bunların yayına dönüşmesi, önemli yerlerde yayınlanması ve sonrasında da yurt dışı özellikle Şampiyonlar Ligi takımlarının buraya gelmesi ilgili girişimlerde biz de destek olacağız. Burada da üstümüze düşen görev yapacağız. Bununla ilgili Yüksek İrtifa Araştırma Merkezi’nde kısa süre sonra kuracağız. Yani ilk etapta tabii ilaç çok kritik ve stratejik olduğu için ilaç, onu yoluna soktuktan sonra yüksek irtifa ile ilgili bu çok önemli olduğunu düşündüğümüz projeyi de devreye sokmayı düşünüyoruz. Erzurum 2025 turizm başkentiyle ilgili Atatürk Üniversitesi Gastronomi Bölümü ve İletişim Fakültesi çok aktif devrede. Bununla ilgili biz de her türlü desteği tüm akademisyenlerimizle ne yapabiliriz, buradan başarıyla nasıl çıkabiliriz noktasında destek sağlamaya çalışacağız.”
Eskişehir Eskişehir’de 297 dilenciden sadece 4’ü yardıma muhtaç Eskişehir’de valilik tarafından yetişkin dilencilere yönelik 1 yılda toplam 2 bin 641 uygulama gerçekleştirildi. 297 dilenciye işlem yapılırken bu şahısların sadece 4’ünün yardıma ihtiyacı olduğu, diğer dilencilerin maddi durumunun iyi olduğu belirlendi. Eskişehir Valiliğinin kentte dilencilik yapan şahıslara yönelik uygulamaları devam ediyor. Vali Hüseyin Aksoy, yetişkin dilencilere yönelik yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Vali Aksoy, 1 yılda 2 bin 641 uygulama gerçekleştirilip 297 dilenciye işlem yapıldığını aktardı. Aksoy, işlem yapılan dilencilerin yüzde 20’sinin farklı illerden kente geldiğine değinirken, dilencilikten elde edilen 62 bin 129 liraya ise el konulduğunu bildirdi. Çalışmalar sonucunda Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün incelemeleri ve 160 hane ziyareti sonucunda sadece 4 kişiye bir defaya mahsus destek verildiğini aktaran Vali Hüseyin Aksoy, dilencilerin maddi durumlarının genel manada iyi olduğu bilgisinin altını çizdi. “Dilencilikle elde edilen 62 bin 129 liraya el konulmuştur" Son 1 yıl içerisinde yapılan çalışmalarla ilgili bilgi paylaşan Vali Aksoy, "Toplam itibariyle baktığımızda 2 bin 641 uygulama gerçekleştirilmiştir. Vatandaşlarımızın da dilencilikle mücadele konusunda bizlere destek olmalarını talep etmiştik. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne de 226 ihbar gelmiştir. İhbarda bulunan bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu çalışmayı yaparken bunu başarma noktasında vatandaşlarımızın desteği bizler için oldukça kıymetli. Bu anlamda destek olan katkı sağlayan bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Son 1 yıl içerisinde yapmış olduğumuz çalışmalarda toplam 297 dilenciye işlem yaptık. Bu dilenen kişilerin yaklaşık yüzde 65’i kadın, yüzde 35’inin erkek olduğunu görüyoruz. Yaş aralığına da baktığımızda 18-25 arası yaklaşık yüzde olarak 30, 26-40 yaş arası yüzde 25, 41-60 yaş arası yüzde 30 ve 61 yaş üstü de yüzde 15 gibi bir oranla karşımızda duruyor. Bu dilenen kişilere yönelik olarak özellikle yaptığımız işlem sayısına baktığımızda da 247 kişiye idari para cezası uygulamışız. İdari para cezalarını uyguladığımız kişilere baktığımızda 148 kişinin ayrıca gelirine el koymuşuz. Uygulamaya başladığımız tarihten itibaren bugüne kadar dilencilikle elde edilen 62 bin 129 liraya el konulmuştur" şeklinde konuştu. “4 kişiye ekonomik yönden 1 defaya mahsus destek verilmesi yönünde bir karar alındı” Dilencilikle ilgili tespit ettikleri kişilerin Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nce incelendiğini aktaran Vali Aksoy, sözlerine şöyle devam etti: "Sosyal inceleme yapıldıktan sonra gerçekten ekonomik ihtiyaçları olup olmadığına bakıyoruz. Özellikle 160 hane ziyareti gerçekleşti. Bu hanelerin içerisinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na da bunları iletiyoruz ve vakfa, ’yardıma muhtaç olabilir mi’ diye bakmaları için gönderdiğimiz 42 kişiyle ilgili kriterlere uygun olmadığını gördük. Bu ne demek? Demek ki gelir düzeyi oldukça iyi ancak dilenmeyi meslek haline getiren kişilerin var olduğunu görüyoruz. Bu çerçevede, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüz 160 hane ziyareti gerçekleştirdi. Sadece geçici olarak 4 kişiye ekonomik yönden 1 defaya mahsus destek verilmesi yönünde bir karar alındı. Özellikle dilenen kişilere baktığımızda bunların bir kısmının il dışından geldiğini görüyoruz. Bu anlamda il dışından gelen kişilere de baktığımızda onların da sayılarının yaklaşık yüzde 20 civarında olduğunu ifade edebiliriz." “96 kişinin sağlık taraması yapıldı” Dilencilikle mücadele konusuna hassasiyetle yaklaştıklarını belirten Vali Aksoy, "Bugüne kadar yürüttüğümüz çalışmalarda önemli mesafeler aldık. Eskişehir’de dilenciliği tamamen ortadan kaldırmak adına kararlı bir tutum içerisindeyiz. Bu çalışmalarımızda özellikle emniyet, güvenlik birimlerimiz, jandarma birimlerimiz, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüzün birimleri, büyükşehir ve ilçe belediyelerimizin zabıtaları aktif olarak görev yapmışlar. Ben görev yapan tüm arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Basınımızın bu konuda duyarlılığı oldukça önemli. Bu duyarlılığı daha da yaygınlaştırarak dilenciliğin bir meslek halinde olmamasını oldukça önemsiyoruz. Özellikle dilenen kişilerin sağlık taramalarını da biz İl Sağlık Müdürlüğümüze yaptırıyoruz. Bu çerçevede, 96 kişinin sağlık taraması yapılmış ve çeşitli sağlık hizmetlerinin verilmesi konusunda ilgili birimlerimizce çalışmalar ortaya konmuştur. Ben özellikle vatandaşlarımızdan dilenen kişilere yardım yapmamalarını istiyor ve istirham ediyorum. Gerçekten ihtiyacı olanlara biz Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarımız aracılığıyla gereken desteği veriyoruz. ’Benim etrafımda tanıdığım veya bildiğim yardım yapacak kimse yok ancak yardım yapmak istiyorum’ diyen vatandaşlarımız varsa da bu yardım yapacakları miktarları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfımıza yatırmaları durumunda biz onları gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştıracağız. Bu bir topyekûn mücadeleyi gerektiriyor. Bu anlamda bu çalışmalarımıza katkı sağlayan bütün kişi ve kurumlara teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.