EĞİTİM - 30 Ekim 2024 Çarşamba 13:43

Milas’ta miniklere polislik mesleği tanıtıldı

A
A
A
Milas’ta miniklere polislik mesleği tanıtıldı

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Kıyılama mevkiinde bulunan Şehit Murat İnci İlköğretim Okulu Anaokulu bölümü, Meslek Tanıtım Günleri kapsamında polislik mesleğine ev sahipliği yaptı.



Milas İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte, minik öğrencilere polislik mesleği hakkında bilgi verilirken ekip araçları da tanıtıldı. Anaokulu öğrencilerine polislik mesleğinin temel görev ve sorumlulukları eğlenceli bir dille anlatılarak, çocukların mesleğe olan ilgisi artırılmaya çalışıldı. Emniyet ekipleri, miniklere polislerin toplum güvenliği için üstlendiği rolleri örneklerle açıklarken, aynı zamanda ekip araçlarını da yakından tanıttı.



Eğlenceli ve öğretici geçen etkinlikte çocukların polis araçlarına ve polislik mesleğine büyük ilgi gösterdiği gözlendi. Polislik mesleğinin önemini küçük yaşta çocuklara aktarmanın hedeflendiği bu tanıtım gününde, çocukların soruları da yanıtlanarak onlarla birebir etkileşim kuruldu. Etkinlik sonunda öğrencilere, polis ekipleriyle birlikte hatıra fotoğrafı çektirildi.



Milas’ta miniklere polislik mesleği tanıtıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum İzmir’de silahlı saldırıda vefat eden polis memuru memleketi Erzurum’da toprağa verildi İzmir’in Çiğli ilçesinde bir markete gerçekleşen silahlı saldırıda, istirahatli olan polis memuru Mehmet Sıddık Temel vurularak hayatını kaybetmişti. Polis Memuru Mehmet Sıddık Temel, memleketi Erzurum’da toprağa verildi. İzmir Emniyet Müdürlüğü Karşıyaka İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli Polis Memuru Mehmet Sıddık Temel; 28 Ekim 2024 tarihinde istirahatliyken saat 21.24 sıralarında bir markette alışveriş yaptığı esnada çıkan tartışma silahlı eyleme dönüşmüş, polis memur sol kolunda bir giriş ve çıkış, sırtında bir giriş olmak üzere yaralanmış ve 112 vasıtasıyla tedavisi için Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesine intikal ettirilmişti. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen polis memuru kurtarılamayarak vefat etmişti. Polis Memuru Mehmet Sıddık Temel cenazesi bugün ikindi namazını müteakip Narmanlı Camiinde kılınan cenaze namazı sonrası meslektaşlarının omuzunda cenaze aracına alındı ve daha sonra Asri Mezarlığı’na defnedildi. Cenaze namazında polis memuru Mehmet Sıddık Temel’in eşi Sibel Temel, eşinin Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılarak gözyaşlarına boğuldu, eşini öldürenlerin cezasını bulmasını istedi. Cenazeye polis memuru Mehmet Sıddık Temel’in üç oğlu, ailesi ve meslektaşları katıldı. Polis memuru nasıl vurulmuştu Polis Memuru Mehmet Sıddık Temel’in yaşamını kaybettiği olay önceki gün İzmir’de 21.30 sıralarında İnönü Mahallesi 9501 Sokakta bulunan markette meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ü.Ö.’nün işlettiği markete, kendisini daha önce de defalarca rahatsız ettiği iddia edilen kalabalık bir grup geldi. Market sahibi ile grup arasında çıkan tartışmaya bu sırada markette olan ve istirahatli olduğu öğrenilen polis memuru Mehmet Sıddık Temel (50) de dahil oldu. Tabancayla 5 el ateş edilen markette bulunan Mehmet Sıddık Temel sırtına isabet eden mermilerle ağır yaralanırken şüpheliler geldikleri otomobillere kaçtı. Silah sesini duyanlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrollerde ağır yaralanan 3 çocuk babası polis memuru Mehmet Sıddık Temel, kaldırıldığı Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hayatını kaybetti. Olayın ardından geniş çaplı çalışma yürüten polis, çevredeki güvenlik kameraları ve görgü şahitlerinin ifadeleri doğrultusunda takip başlatmıştı. Polisin yaptığı çalışmada olay yerinden kaçan şüphelilerin kullandıkları otomobiller ile Bayraklı ilçesinde bulunan bir oto galeriye geldiği ve araçları galeriye bırakıp kaçtıkları öğrenildi. Şehir kameralarının yanı sıra birçok güvenlik kamerasını da inceleyen polis, olaya karıştığı belirlenen 7 şüpheliyi yakaladı. Yapılan üst aramasında olayda kullanıldığı tahmin edilen tabanca da ele geçirilmişti.
İstanbul TFF: "Yapılan açıklamalar üzerinden camiaları karşı karşıya getirmek kimseye fayda sağlamamaktadır" Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), kulüplerin yaptığı açıklamaların kimseye fayda sağlamadığını belirterek, "Kamuoyu önünde yapılan bu kısır tartışmalar ve çekişmeler, oluşturulmak istenen kardeşlik iklimine zarar vermektedir" ifadelerini kullandı. TFF’nin resmi internet sitesinden konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Seçildiğimiz günden bu yana, futbol ailesinin tüm üyeleriyle iletişimde olup, futbol ortamında adalet ve kardeşlik iklimini oluşturmak için hassasiyetle çalışıyoruz. Bizler Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu olarak futbolun sorunlarını çözmek adına iyi niyetle yaklaştıkça, bu iyi niyetimize karşı zaman zaman uyumsuz ve destekleyici olmayan tutumlarla karşılaştığımızı görüyoruz. Ne yazık ki; futbolun temel sorunlarını unutturup, yüzeysel çekişmelerle futbolun marka değerini layık olduğu yere koyamayacağımızı defalarca dile getirdik. Kulüp başkanlarıyla gerçekleştirdiğimiz toplantılarda ortak kararlar alsak da bu kararların uygulanmadığını ve ortaya koyulan ilkelere sadık kalınmadığını üzülerek gözlemliyoruz. Türk futbolunun lokomotifi olan bu kulüpler, kendi taraftarlarını ve camialarını rahatlatmak adına sorumluluğu farklı yerlere yükleyerek futboldaki kardeşlik iklimine zarar vermektedir. Özellikle vurgulamak isteriz ki; kamuoyu önünde yapılan açıklamalarla belli kazanımlar elde etmenin ya da yön vermeye çalışmanın herhangi bir fayda sağlamayacağını birçok kez ifade ettik. Bilinsin ki; bu dönem kapanmış ve geçmişte kalmıştır. Artık yeni ve temiz bir sayfa açılmıştır. Mevcut TFF yönetimi, futbolun içinden gelen ve futbolun temel sorunlarını bilen ve bu sorunlarla bizzat uzun yıllar boyunca mücadele etmiş bir yönetimdir. Futbol ailesinin teveccühüyle seçilmiş bir yönetim olarak bu temel sorunları çözecek güçlü ve kararlı bir iradeye sahip olduğumuzun altını çizmek isteriz. Yılların birikimiyle oluşan sorunların çözüleceğine ilişkin var olan inanç ve umut, toplumda ve tüm spor camiasında ilk defa bu dönemde bu kadar yeşermişken, kamuoyu önünde yapılan bu kısır tartışmalar ve çekişmeler, oluşturulmak istenen bu kardeşlik iklimine zarar vermektedir. Çeşitli platformlar aracılığıyla yapılan açıklamalar ve paylaşımlar üzerinden camiaları karşı karşıya getirmek, aşağılamak ya da kötülemek kimseye fayda sağlamamaktadır. Unutulmamalıdır ki; kişiler gelip geçicidir ancak kulüpler ve futbol ailesi kalıcıdır. Kulüpler, birbiriyle rekabet ederken bu kalıcı değerleri dikkate alarak hareket etmesi ve kendilerine yakışır tavır içinde olması önem arz etmektedir. Yola çıkarken Türk futbolunda adil, şeffaf ve herkese eşit mesafede bir yönetim olacağımızı ve tüm gücümüzle bunun için samimiyetle çalışacağımızı söyledik. Bizler bu yolu yürümekte kararlıyız. Ancak bu yolu yürürken tek başımıza değil, tüm futbol ailesinin paydaşlarıyla el ele vererek sorumluluk ve yükümlülük bilinci içerisinde yürümemiz gerektiğine inanıyoruz."
Ankara YÖK’ten Umman ile eğitimde iş birliği Yükseköğretim Kurulu (YÖK), uluslararasılaşma yolunda yeni bir adım attı. YÖK ile Umman Yükseköğretim, Araştırma ve İnovasyon Bakanlığı arasında “Yükseköğretimde İş Birliği Mutabakat Zaptı” imzalandı. Umman Yükseköğretim, Araştırma ve İnovasyon Bakanı Rahma bint Ibrahim Al Mahrooqi ve beraberindeki heyet, Yükseköğretim Kurulunu (YÖK) ziyaret etti. Baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından YÖK ile Umman Yükseköğretim, Araştırma ve İnovasyon Bakanlığı arasında “Yükseköğretimde İş Birliği Mutabakat Zaptı” imzalandı. İmza töreninin ardından bir konuşma yapan YÖK Başkanı Erol Özvar, “Türk dünyasındaki önemli iş birliklerimizin ardından Umman’da da yükseköğretimimizin uluslararasılaşmasına yönelik adımlar atacağız. Umman’da bir devlet üniversitemizin şube açmasını istiyoruz. Umman’da bir üniversitede Türk dili bölümü açılacak ve Türkiye’den göndereceğimiz hocalarımızla orada Türkçe öğreteceğiz. Türkiye ve Umman üniversiteleri ortak diploma programları oluşturacak. Ummanlı öğrenciler ve öğretim elemanları bilimsel araştırmalar yapmak üzere ülkemiz üniversitelerine gelecek” diye konuştu. İmzalanan mutabakat zaptı hakkında bilgi veren Özvar, “Türkiye ve Umman üniversiteleri ortak diploma programları oluşturacak. Ummanlı öğrenciler ve öğretim elemanları bilimsel araştırmalar yapmak üzere ülkemiz üniversitelerine gelecek. Öncelikli alanlarda Türk ve Umman üniversiteleri ortak bilimsel projeler geliştirecek. Ayrıca iş birliğimizi artırmak üzere iki ülke üniversiteleri rektörleri bir araya gelecek” açıklamasında bulundu. “Umman’dan daha fazla öğrenci bekliyoruz” Türkiye’deki üniversitelerin başarısına değinen Özvar, Umman’dan da öğrenci beklediklerini belirterek şöyle devam etti: “2024 yılı itibarıyla Türkiye, Avrupa Yükseköğretim Alanında Bologna karnesine göre en başarılı ülkelerden birisidir. Sağlık ve mühendislik alanları başta olmak üzere pek çok alanda oldukça nitelikli yükseköğretim imkânı sunan ve 350 bini aşkın uluslararası öğrencisiyle dünyanın en çok uluslararası öğrenciye sahip 10 ülkesi arasındadır. 198 ülkeden öğrenci ülkemizde eğitim görmektedir. Umman’dan da daha fazla öğrenci bekliyoruz. Özellikle de Umman hükümeti burslusu öğrencilerin ülkemizdeki üniversitelerde eğitim almaları iki ülke arasındaki ilişkilerde ihtiyaç duyduğumuz insan kaynağının yetiştirilmesine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Umman’dan kamu görevlileri de Umman hükümeti burslusu olarak lisansüstü eğitimlerini ülkemizde tamamlayabilecekler.” “Yükseköğretim sistemimizi bütün dünyaya açıyoruz” Özvar, Türkiye’nin Asya ve Avrupa arasında sadece coğrafi olarak değil, kültürel, siyasi ve sosyal olarak da bir köprü görevi gördüğüne dikkat çekerek, “Türkiye, geleneksel ile modernin, eski ile yeninin, Doğu ile Batı’nın bir arada harmanlandığı eşsiz bir ülkedir. Ülkemizin çok kültürlü yapısı, dünyanın birçok yerinden farklı öğrencilerin kendi medeniyetlerinden izler bulmasına imkân sağlamış ve Türk yükseköğretiminde kaydedilen ilerlemelerle ülkemizi cazibe merkezi haline getirmiştir” şeklinde konuştu. Dünyada son yıllarda yaşanan olayların yükseköğretim alanı karşısında önemli bir sınama haline geldiğine dikkat çeken Özvar, “Yakın coğrafyamızda gerçekleşen ve etkilerini yoğun bir şekilde hissettiğimiz savaşlar, düzensiz göçler, doğal afetler ve bu zorluklar sonucu ortaya çıkan finansal riskler sebebiyle tüm dünya değişim ve dönüşüm sürecine girmiş bulunmaktadır. Bütün dünyada olduğu gibi ülkelerimizde de yükseköğretim sistemleri bu önemli sınamalarla karşı karşıyadır. Türk Yükseköğretim Kurulu olarak bu testler karşısında yeniliğe dayalı çözümlerle yükseköğretim sistemimizi bütün dünyaya açıyoruz” ifadelerine yer verdi. Umman Yükseköğretim, Araştırma ve İnovasyon Bakanı Al Mahrooqi ise, Türkiye ile yükseköğretim alanında iş birliğini geliştirmeyi hedeflediklerini belirterek, hâlihazırda Sultan Kabus Üniversitesinde devam eden ortaklıkların tüm üniversiteleri kapsayacak şekilde genişletilmesini arzu ettiklerini söyledi. Mutabakat zaptı Yükseköğretim ve bilimsel araştırma ile ilgili alanlarda iş birliğini kolaylaştırmayı, yükseköğretim kurumları arasında akademik ve bilimsel değişimleri organize etmeyi amaçlayan mutabakat zaptı kapsamında iki ülke yükseköğretim kurumları arasında öğrenci, akademik personel ve araştırmacı eğitim ve staj hareketliliği teşvik edilecek. İki ülke yükseköğretim, bilimsel araştırma ve yenilikçilik kanunları, düzenlemeleri, yapıları ve sistemleri hakkında bilgi alışverişi sağlanacak. Kısa dönemli araştırma programlarına katılım teşvik edilecek. Karşılıklı eğitim kursları, seminerler, sempozyumlar, çalıştaylar, konferanslar ve forumlar düzenlenecek. Yükseköğretim kurumları arasında lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde ortak diploma programları oluşturulacak.
İzmir İZKİTAP okurları yazarlarla buluşturmaya devam ediyor İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ ve TACT Fuarcılık iş birliğiyle “Sinema ve Edebiyat” temasıyla düzenlenen İZKİTAP-4. İzmir Kitap Fuarı, 3 Kasım’a kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam ederken, yazar ve şair Ahmet Ümit ile oyuncu, yönetmen ve yazar Ahmet Mümtaz Taylan İzmirlilerle bir araya geldi. İZKİTAP-4. İzmir Kitap Fuarı’nda önemli isimler, kitapseverlerle buluşmaya devam ediyor. Ülkemizde polisiye roman denince ilk akla gelen isimlerden Ahmet Ümit, İZKİTAP’ta okuyucusu ile buluştu. Başkomiser Nevzat’ın hikayelerini anlatan yeni romanı Yırtıcı Kuşlar Zamanı’nı okurlarla buluşturan Ahmet Ümit, bir sonraki romanı hakkında da ipuçları verdi. Yırtıcı Kuşlar Zamanı’ndaki Nevzat karakterinin çok sevildiğini ve artık bizden biri ve bir kahraman olduğunu ifade eden Ahmet Ümit, roman kahramanlarını öldürmediğini, Nevzat’ı da hiç öldürmeyeceğini söyledi. Ümit, “Başkomiser Nevzat zamansız, yaşlanmayacak, emekli olmayacak, o devam ediyor. Romanın zamanı, gündelik hayatın zamanı değil, o nedenle Nevzat devam edecek. Her kitabımda Başkomiser Nevzat olmayacak, çünkü aynı karakteri yazmak sıkıyor, bir süre başka şeyler yazmak gerekiyor. Özlediğim zaman, eski bir dost, akraba gibi Nevzat ile tekrar bir araya geliyoruz. Bir roman yayımlandıktan sonra yeni bir roman düşünmeniz gerekiyor ve aklımda bir şey var” dedi. Yeni romanda Başkomiser Yıldız Karasu hikâyesi anlatacağım Yeni romanında asıl karakterin, Kayıp Tanrılar Ülkesi kitabındaki karakterlerden, Berlin Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan Başkomiser Yıldız Karasu olmasını planladığını söyleyen Ahmet Ümit, “Yıldız Karasu, Berlin’de yaşayan bir başkomiser. İki kere ayrımcılığa uğruyor, Türk ve kadın olduğu için. Şimdi yeni romanda bir Yıldız Karasu yazalım mı? Anadolu, Berlin, Roma arasında geçen, kaçırılan tarihi eserler olsa. Bu kadın polisi yazmak istiyorum. Kadın yüzyılı ve kadınlar uyanıyor, varız diyorlar, biz artık ikinci sınıf vatandaş olmayacağız, sadece anne değiliz, biz insanız, diyorlar. Erkekler neyi yapıyorsa onu yapıyoruz diyorlar. O yüzden Yıldız Karasu’nun olduğu bir karakter yazmayı düşünüyordum, siz de olur diyorsunuz” diye konuştu. Ümit, okurları için kitaplarını da imzaladı. Ahmet Mümtaz Taylan Ara Toplam kitabını anlattı Ünlü oyuncu, yönetmen ve yazar Ahmet Mümtaz Taylan da İZKİTAP’ta okuyucu ve okurlarıyla bir araya geldi. “Ara Toplam” isimli kitabını pandemi döneminde yazdığını söyleyen Taylan, “Bugüne kadar meslekte, aile hayatımda ne yaptım, arkadaş, dost, evlat, baba, yurttaş olarak bugüne kadar nasıl geldim, işte bunları anlattığım bir kitap. Önceki yıllarda dergicilik yaptım, Radikal ve Hürriyet’te yazılar yazdım. Her zaman yazıyla ilişkim oldu. Konservatuvar yıllarından bu yana kağıt kalemle aramızdaki ilişki hiç kopmadı ve Ara Toplam onun bir hediyesi, geniş kitlelere ulaştı. Güzel bir şey, bir de bu yolla iletişim kurmak çok keyifli. Kendim için bir şans olarak görüyorum” dedi. Dizilerin uzunluğu için 45 dakika ideal Soruları da yanıtlayan Ahmet Mümtaz Taylan, “Dijital platformlar ve beyazperde ayrımını nasıl buluyorsunuz” sorusuna “Sinemaya mani bir şey olduğunu düşünmüyorum. Sinema bambaşka bir alan. Dijital belki TV’yi baltalayabilir, zorlayabilir. Zaten bu televizyon anlayışının gerçekten bitmesi lazım. Saat 20.00’de özetle başlayan 24.00’te biten dizileri üretmek de çok zor. Dünyada 45 dakika ideal, bizde 140 dakikaya kadar çıkıyor. Umarım bu anlayış biter” dedi. Nuri Bilge Ceylan’ın Bir Zamanlar Anadolu’da filmiyle ilgili de konuşan Taylan, “Dünyanın birçok sinema eleştirmeni tarafından, gelmiş geçmiş en iyi 10 filmden biri olarak gösteriliyor. Nuri Bilge’ye çok şey borçluyuz” ifadelerini kullandı. Taylan, Hakan Günday’ın Daha adlı romanının beyazperde uyarlaması olan, yönetmenliğini Onur Saylak’ın yaptığı Daha filmiyle ilgili olarak da “Daha filmi, içinde olmaktan çok mutlu olduğum, gurur duyduğum bir iş. Hakan Günday harika bir romancı. Bir romanı perdeye taşımak neredeyse imkansız bir şeydir, o kadar güçlü bir romandı ki onun perdeye taşınmasını önemsedik. Onur Saylak ile yüzümüzü kızartmayacak, Hakan’ın da onayladığı bir film ortaya çıktı” diye konuştu.