EĞİTİM - 18 Ekim 2024 Cuma 11:27

Kütahya Belediyesi’nden eğitim faaliyeti

A
A
A
Kütahya Belediyesi’nden eğitim faaliyeti

Kütahya Belediyesi ve Kütahya Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen Mahallede Aile Atölyesi Projesi, Hezar Dinari Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliklerle devam ediyor.


75.Yıl, Dumlupınar, Yunusemre, Zafertepe, 100. Yıl ve Hacıazizler mahallelerinden katılan vatandaşlarımızın ilgisiyle gerçekleşen programda, uzman eğitmenler aile yaşam becerileri üzerine önemli bilgiler sundu.


Günlük hayatta karşılaşılan sorunlara yönelik çözüm önerilerinin paylaşıldığı eğitimler, katılımcıların merak ettiği sorulara yanıt bulmasına imkan sağladı.


Mahalle muhtarlarının da etkinlikte yer aldığı programda, çocuklar için düzenlenen eğlenceli aktiviteler ve sürpriz hediyeler büyük ilgi gördü. İkramlar eşliğinde, çocuklar keyifli vakit geçirirken aileler de faydalı bilgiler edinme fırsatı yakaladı.



Kütahya Belediyesi’nden eğitim faaliyeti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Menopoz döneminde kemik erimesine dikkat Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşe Dişli Gürler; menopoz dönemindeki kadınlarda en sık görülen şikayetlerden birinin kemik erimesi olduğunu ifade ederek; hormon replasman tedavisiyle şikayetlerinin önüne geçildiğini söyledi. Menopozun her ne kadar fizyolojik bir süreç olsa da menopoza girmiş kadınlarda bazı şikayetlerin meydana geldiğini aktaran Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşe Dişli Gürler, "Menopoz kadınlarda yumurtalıkların artık hormon üretmeyi bırakması halidir. Menopozun Türkiye’de yaş ortalaması takriben 47 civarında olan bir durum. 45 ila 50 yaş arasında menopoza girmiş bir kadın için bu süreci normal karşılamak lazım. Her ne kadar fizyolojik bir süreç olduğunu söylesek de menopozda kadınların yaşadığı ateş basması, duygu ve durum bozuklukları, uyku bozuklukları, kemik erimesi gibi durumları hastaların kaldırması açıkçası zor olmakta. Bu dönemde hastanın bu tarz şikayetlerine karşın bir takım önlemler almaktayız. Özellikle yeni menopoza girmiş ve bu şikayetlerle bize başvuran hastalarda hormon replasman tedavisi yaparak hastaların bu şikayetlerden kurtulmasını sağlıyoruz. Bununla beraber bazen hormon replasman tedavisini başlayamadığımız durumlar olmakta, çünkü her hastaya hormon replasman tedavisi vermek doğru değil. Bu tedaviyi veremediğimiz durumlarda da yine bu hormonlara benzer bir takım bitkisel tedaviler düzenliyoruz. Fakat hormon replasman tedavisinin işe yaradığı kemik erimesi gibi bir durumu diğer başladığımız bitkisel tedavilerle maalesef önüne geçemiyoruz. Çünkü biliyoruz ki menopoz döneminde bizim gördüğümüz en sık durumlardan bir tanesi kemik erimesi durumu. Tabi ki bu durumun önüne sadece tedaviyle değil hastanın hayatında gerçekleştirecek bir takım değişikliklerle de geçmek lazım. Bunlardan bir tanesi, hayatımıza egzersiz dahil etmek. Yine beslenme noktasında günlük süt, yoğurt tüketimini artırarak kalsiyum ve D vitamininden zengin beslenmek. Yine güneşten daha çok faydalanmalarını sağlamak kemik erimesinden korunmak noktasında menopoz hastalarına önerdiğimiz yöntemlerden birkaçı. Bununla beraber hastalarımızın bazen beslenme önerileri ile önüne geçemedikleri kalsiyum ve D vitamini eksikliklerini takviye olarak başlayarak tamamlayabiliyoruz" dedi. "Meme tarama ve momografi çok önemli" Doktorların uyguladığı tedavilerin yanı sıra hastaların da bu dönemi önemseyerek yaşamalarının önemli olduğunu ifade edem Op. Dr. Gürler; "Yine menopozdaki hastamız için, özellikle hormon replasman tedavisi kullandırdığımız hastalarımız için meme tarama programını mutlaka öneriyoruz. Meme tarama programı, menopozdaki hastalar için gerçekten çok önemli. Yıllık bir şekilde takiplerini yaptırmaları, 2 yılda bir momografi tetkiklerini yaptırmalarını çok önemsiyoruz. Yine kemik erimesi için de yıllık kemik taraması yaptırmak menopoz hastalarına önerdiğimiz başlıca önlemlerden birkaçı. İşin özünde menopozu hayatımızın bir dönemi olarak görüp bunu biraz da kabullenerek yaşamak belki psikolojik olarak da bu dönemi rahat atlatmak noktasında çok önemli. Bu fizyolojik dönemde hastaların yaşadığı sıkıntıların önüne geçmek için tabi ki yardımcı oluyoruz ama, onların psikolojik açıdan bu dönemi önemseyerek yaşamaları bizim gösterdiğimiz çabalara büyük katkı sağlamakta" ifadelerini kullandı.
Isparta Eğirdir Gölü’ne motorlu kayıkla açılan 4 kişi gölün ortasında çamura saplandı Eğirdir Gölü Barla mevkisinden, gölün karşı tarafına motorlu kayıkla geçmek isteyen 4 kişi kayıkla kıyıdan 700 metre ileriye açıldığında çamura saplandı. Yaşananları cep telefonu kamerası ile kayıt altına alındı. Türkiye’nin en büyük tatlı su göllerinden biri olan ve Isparta’nın da içme suyunun bir kısmının karşılandığı Eğirdir Gölü’nde su seviyesi ciddi oranda azaldı. Eğirdir Gölü Barla mevkisinden Hoyran bölgesine motorlu kayıkla geçmek isteyen Balıkçı Salih Gülyiğit, İl Genel Meclisi üyesi Abdurrahman Sinap, Yeşilada sakini Emin Kılınç ve gazeteci Abdullah Sinan’ın aralarında bulunduğu 4 kişi kayıkla kıyıdan 700 metre ileriye açıldığında çamura saplandı. Yaşananları cep telefonu ile kayıt altına alan vatandaşlar, göldeki çekilmeye dikkat çekerek, "Buraya kadar ot temizliği yaparak gelebildik, ama burada tekne çamura saplandı. Gölün tam ortasındayız, en derin yerindeyiz. Buranın derinliği önceden 5 metreydi, şu an yarım metre bile yok" dedi. Eğirdir Gölü ortasında tekne ile çamura saplanan kayıkta bulunan Isparta İl Genel Meclis üyesi Abdurrrahman Sinap ise Eğirdir Gölü’nün kalp krizi geçirdiğini söyledi. Yetkililerin yerinde inceleme yaparak acilen önlem alınması gerektiğini vurgulayan Sinap, “Burayı çok merek ettiğimiz için geldik ve gördük ki gölün durumu gerçekten vahim. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan eylem planı inşallah bir an önce faaliyete geçer. Eğirdir Gölü’müz can çekişiyor. Gölün etrafına bataklık kuşları gelmiş durumda. Eğirdir Gölü bataklık durumda. Burası içme suyu havzası, gölün etrafında bulunan tarım arazilerinin sulaması buradan sağlanıyor. Gölün bu seviyeye gelmesinin etkilerinden birisi küresel ısınma ama bunun yanı sıra vahşi sulama da var ve bu vahşi sulamanın önüne geçilmesi gerekiyor. Vahşi sulama tamamen bitmezse Eğirdir Gölü bitiyor. Buna bir çare bulmak gerekiyor. Gölü bu halde görünce çok üzüldüm” şeklinde konuştu. Bölgede yıllardır balıkçılık yapan Balıkçı Salih Gülyiğit ise bulunduğu noktanın 5 metre olduğunu söyleyerek suların çekilmesiyle balık ve ıstakoz gibi su canlılarını artık avlayamadıklarını belirtti. Teknesinde bulunan odun çubukla gölün orta kısmının derinliğini ölçerek yaklaşık 50 santimetre olduğunu gösterdi. Gölde çamura saplanarak mahsur kalanlar başka bir su botu ile kurtarıldı. O anlar cep telefonu kamerasına yansıdı. Ayrıca kaydedilen görüntülerde Eğirdir Gölü Boyalı mevkisinde su seviyesinin giderek azaldığı ve bölgede bulunan düdenlerin giderek kıyıya yaklaştığını belirtti.