Yerel Haberler
Kayseri
26 Kasım 2024 Salı - 18:46 Kayseri’de kar nedeni ile eğitime 1 gün daha ara verildi Kayseri’de olumsuz hava şartları nedeniyle okullar yarın da tatil edildi. Kayseri Valiliği tarafından yapılan açıklamada, “İlimiz genelinde halen devam etmekte olan kar yağışının etkisini azaltacağı ancak kar yağışının durması ile birlikte hava sıcaklığının hissedilir derecede azalacağı, bunun da buzlanmaya sebebiyet vereceği değerlendirilmektedir. Buzlanmanın meydana getireceği muhtemel olumsuzlukları önlemek amacıyla; taşımalı eğitim, il merkezi ile ilçeler arasındaki kamu çalışanları ve öğrenci hareketliliği de dikkate alınarak il genelindeki, resmi - özel kreşler, anaokulları, ilkokullar, ortaokullar, liseler, mesleki eğitim merkezleri, yaygın eğitim kurumları, olgunlaşma enstitüleri, özel öğretim kursları, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde valiliğimiz kararıyla 27 Kasım 2024 Çarşamba günü bir 1 gün süreyle eğitime ara verilmiştir. Okullarda eğitime ara verilen günde; kreş, anaokulu ve ilkokula çocuğu devam eden kadın personel (sağlık, güvenlik ve 24 saat esasına göre hizmet veren birimlerde çalışan personelin durumu hizmetin gereği olarak ilgili birim amirleri tarafından değerlendirilecektir), malul, engelli, ağır kronik rahatsız ve hamile kamu çalışanları da idari izinli sayılacaktır. Valiliğimizin resmi sitesi, sosyal medya hesapları ve Valimiz Sayın Gökmen Çiçek’in sosyal medya hesapları dışında yayınlanan bilgilere itibar edilmemesini önemle rica ederiz” ifadelerine yer verildi.
26 Kasım 2024 Salı - 17:53 Başkan Gülsoy: “Faiz indirimi yapılırsa enflasyon önümüzdeki 3-4 ay tekrar artmaya başlayabilir” Kayseri Ticaret Odası (KTO) Kasım Ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, faiz indirimi yapılması durumunda enflasyon beklentilerinin tekrar artabileceğini söyleyerek, “Enflasyon önümüzdeki 3-4 ay tekrar artmaya başlayabilir” dedi. KTO Konferans Salonu’nda düzenlenen meclis toplantısına KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, TOBB Kayseri Kadın Girişimler Başkanı Tuğba İlgü, yönetim kurulu üyeleri ve meclis üyeleri katıldı. Konuşmasında enflasyon beklentilerinin yeniden artabileceğini söyleyen Başkan Gülsoy, “Jeopolitik riskler ve Orta Doğu’daki çatışmalar gibi uluslararası gelişmeler, ülkemiz ve dünya ekonomisi üzerinde belirsizlik oluşturmaya devam ediyor. Bu sebeple savaşların, jeopolitik gerilimlerin, enflasyonist baskıların olduğu ortamdan bir an önce ayrışmamız lazım. Hepinizin bildiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, politika faizini beklentilere paralel yüzde 50 seviyesinde sabit tuttu. Halihazırda yıllık enflasyonun politika faizinin altına gerilemiş olması ve gerilemeye devam etmesinin beklenmesi nedeniyle bir indirim sinyali görülüyor. Uzmanlarda aralık ayı için faiz indirimine kapının açık olduğunu ifade ediyorlar ama enflasyon dinamikleri aşağı gelmezse yapılacak olan bir faiz indirimi enflasyon beklentilerini tekrar artırabilir. Enflasyon önümüzdeki 3-4 ay tekrar artmaya başlayabilir. Bu da riskleri beraberinde getirebilir. Ülkemizdeki en temel sorun olan Enflasyon nedeniyle artan yaşam maliyetleri toplumumuzda huzursuzluk oluşturuyor. Daha hızlı ve daha kaliteli bir ekonomik büyüme, toplumsal refahın artışı, bürokratik engellerin azaltılması, ihracatımızın artması ve daha nitelikli bir kompozisyona kavuşması sadece iş dünyamızın değil bu ülkede yaşayan herkesin ortak dilek ve beklentisidir. Bunun yolu da özel sektörü destekleyecek uzun vadeli, bütüncül ve akıllı politikalardan geçmektedir. Ülkemizin en acil ekonomik sorunu haline gelen enflasyonla mücadele hala en güçlü birinci konumuz ve son aylarda enflasyonda bir düşüş eğilimi söz konusu. Bu süreçte bozulan fiyatlama davranışlarının ortadan kaldırılması da halkın fiyat algısının düzelmesi anlamında önemli. Bunun yanı sıra faiz, finansmana erişimdeki zorluklar, personel sıkıntısı da enflasyonla birlikte üretimi ve ticareti olumsuz etkilemeye devam ediyor. Her zaman söylediğim gibi üreten ve ihracat yapan, ticaret yapan kesimin desteklenmesi gerekiyor. Yeni yatırımlara yönelebilmek, mevcut pazarlarımızı koruyabilmek, istihdam kapasitelerimizi ve ticaret hacimlerimizi artırabilmek için uygun finansman olanaklarına ihtiyaç duymaktayız. Daha kapsayıcı, iş gücü piyasasının dengesini gözeten, iyi analiz edilmiş seçici kredilerin devreye alınmasını bekliyoruz. Çünkü, nakit akışına ve krediye her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyoruz. Çarkların dönmesi, ürettiklerimizin ekonomiye kazandırılması için bu elzem. İç piyasamıza yönelik can suyu niteliğinde yeni teşvik ve desteklerin devreye alınması gerektiğine inanıyoruz. Ekonomimizin tüm kesimlerinde finansman sorunlarının çözülmesi, istihdamın artırılması ve ticaretin canlanması için atılacak her adımı destekliyoruz. Türkiye’nin güçlü üretim kapasitesi ve dinamik iş gücüyle enflasyonla mücadele sürecinde başarıya ulaşacağına olan güvenimiz tamdır. Hiçbir olumsuz tablo, bizleri karamsarlığa ya da tedbirsizliğe sevk etmemeli. İş insanına karamsarlık yakışmaz. Karamsar olan ne üretebilir ne de ticaret yapabilir. Bizler Türk İş Dünyası olarak bu güne kadar birçok zorluğu birlikte aştık. Çünkü bu tecrübeye ve dinamizme sahibiz. Yeter ki kendimize güvenelim. Yeter ki birbirimizi ötekileştirmeyelim. Kamu, özel sektör el ele vererek bu zorlu günleri de atlatırız” dedi. Başkan Gülsoy, yenilikçi teknolojilere yatırım yapmanın çok önemli olduğunu söyleyerek, “Çok hızlı değişen ve gelişen acımasız bir rekabet dünyasında yaşıyoruz. Bu değişime ayak uydurmak, doğru stratejilerle ilerlemek hepimiz için bir zorunluluk haline gelmiştir. Artık, rekabetin giderek arttığı günümüzde, sürdürülebilir büyüme ve inovasyon konularına daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Hepimizin ortak hedefi, rekabet gücümüzü artırarak ulusal ve yerel ekonomimizi güçlendirmektir. İş dünyamızın daha güçlü bir yapıya kavuşması için yenilikçi teknolojilere yatırım yapmak, dijital dönüşümü hızlandırmak ve çevresel sürdürülebilirliği ön planda tutmak büyük önem taşıyor. Evlerimiz, ofislerimiz, fabrikalarımız ve halka açık alanlar tümüyle değişiyor. Hayatımıza sürekli yeni kavramlar, yeni oluşumlar, yeni icatlar giriyor. Tüm sektörlerde köklü bir değişiklik var. Hepinizin bildiği gibi her şeyin internet olduğu zamandayız. Bu sebeple şirketlerimiz; değişen iş yapış şekilleriyle yeni dünyada, nerede ve nasıl konumlanacaklarına karar vermeli, strateji ve yatırımlarını o yönde yapmalıdır. Artık yapay zeka hayatımızda. Sadece teknoloji meraklıları için değil, her sektör ve meslek grubu için büyük fırsatlar sunuyor. Bu fırsatları doğru şekilde değerlendirmek, sizlerin de iş süreçlerinizi daha verimli hale getirebilir ve rekabet gücünüzü artırabilir. Bunu en verimli şekilde kullanmak tabi ki sizlerin elinizde. Bu teknolojiyi benimsemek, iş süreçlerinizi modernize etmek ve geleceğin ticaret dünyasında yerinizi almak için harekete geçmenizi tavsiye ediyorum. Unutmayın, geleceği bugünden inşa edenler, yarının kazananları olacaktır. Kayseri Ticaret Odası olarak dijitalleşmede, yeşil dönüşümde olduğu gibi yapay zeka ile ilgili de eğitimler, konferans ve çalıştaylar düzenleyerek sizlerin bilgi ve deneyiminizi arttırmaya devam edeceğiz. İşletmelerde yapay zeka teknolojilerinden faydalanmasını sağlayarak, her zaman sizlerin yanınızda olacağız” ifadelerini kullandı. “Kuantum bilgisayar teknolojisinin gururunu yaşıyoruz” Dünyada kuantum bilgisayar teknolojisine sahip olan ülkelerden olmanın haklı gururunu yaşadıklarını söyleyen Ömer Gülsoy, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Geleceğin dünyasında robotik sistemler, kuantum bilgisayarlar var. Robotların çağının başladığını ifade etmiştim. Şimdi de başarı hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Ülkemizin teknolojik dönüşümüne öncülük eden TOBB ve TOBB ETÜ tarafından Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı QuanT’ın tanıtımı gerçekleştirildi. Dünyada kuantum bilgisayar teknolojisine sahip yalnızca 15 ülke bulunuyor ve biz bu teknolojiye sahip olan az sayıdaki ülkeden biri olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bu gurur, TOBB ve Oda-Borsalarımızın üniversite-sanayi iş birliğine verdiği desteğin bir meyvesidir. QuanT, genç araştırmacılarımız, girişimcilerimiz ve akademisyenlerimiz için bir ilham kaynağıdır. Teknoloji üretiminin sadece büyük ülkelerin tekelinde olmadığını, Türkiye’nin de bu yarışta güçlü bir oyuncu olduğunu dünyaya göstermektedir. QuanT, Türkiye’nin teknoloji bağımsızlığını güçlendiren ve ‘Yapamazsınız’ diyenlere verilmiş en güçlü cevaptır. Kuantum teknolojilerinin Girişimcilerimize ve KOBİ’lerimize yeni ufuklar açacağına da inancımız tamdır. Büyük başarıların büyük hayallerle öz güvenle başladığını hiç unutmamamız gerekiyor. Bizlere dünyada kuantum bilgisayar teknolojisine sahip olan az sayıdaki ülkeden biri olmanın haklı gururunu yaşatan başta TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu olmak üzere; QuanT’ın hayata geçmesinde büyük emekleri olan TOBB ETÜ Rektörümüz Prof. Dr. Yusuf Sarınay’a, Prof. Dr. Ali Bozbey ile Prof. Dr. Mehmet Ünlü hocalarımıza ve araştırma ekiplerine teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.” Konuşmaların ardından Başkan Gülsoy ve TOBB Kayseri Kadın Girişimler Başkanı Tuğba İlgü tarafından Sürdürülebilirlik ve Kadın temalı proje yarışmasında dereceye girenlere ödülleri takdim edildi.
Ali Çamlı: "Kalbini kırdığım tüm taraftarlarımızdan özür diliyorum"
06 Kasım 2024 Çarşamba - 09:51 Ali Çamlı: "Kalbini kırdığım tüm taraftarlarımızdan özür diliyorum" Kayserispor Başkanı Ali Çamlı, Adana Demirspor maçının ardından yaşanan olaylarla ilgili, "Kalbini kırdığım tüm taraftarlarımızdan özür diliyorum" dedi. Kayserispor Başkanı Ali Çamlı, Trendyol Süper Lig’in 11. haftasında oynanan ve golsüz beraberlikle biten Adana Demirspor maçı sonrası yaşanan olaylar sebebiyle kulübün sosyal medya hesaplarından yazılı açıklama yaptı. Başkan Ali Çamlı, “Değerli Kayseri halkı, gönüllerimizi birleştiren kulübümüzde yıllardır sevinçleri ve üzüntüleri beraber paylaştığımız kıymetli Kayserispor ailesi. Biraz mahcup ve bir hayli de üzüntülü olarak sizinle dertleşmek için bu açıklamayı yapmayı zaruri gördüm. Süper Lig’in 11. haftasında sahamızda karşılaştığımız ve golsüz berabere kaldığımız Adana Demirspor maçı sonrası hepimizi derinden üzen talihsiz olaylar yaşadık. Maçın bitmesine yakın ve maç bittikten sonra gerek tribünlerde gerekse stadyum dışında dilimizi karşılıklı adeta kılıç gibi kullandığımız olayların muhatabı olduk. Sürekli kazanmayı arzulayan taraftarlarımızdan bazıları sinirlerine hakim olamayarak, şahsımızı ve ailemizi kötü sözlerle muhatap edince, Kayserispor’a yıllardır fedakarca hizmet etmenin ve bir aile babası olmanın duygu ve düşüncesinde, ’Kem söz sahibi bağlar’ demeden maalesef ben de karşılık verdim. Kayseri’de bilinen ‘Ali Hoca’ kimliğime, taşıdığım sorumluluğa yakışmayan tamamen tahrik altında ve onların kötü sözlerine reaksiyon göstermiş olsam da böyle bir davranış sergilediğim için öncelikle hiçbir zaman desteğini bizlerden esirgemeyen Kayseri halkından ve bireysel manada kalbini kırdığım tüm taraftarlarımızdan özür diliyorum. İnanıyorum ki yıllardır Kayserispor’un başarısı için fedakarca mücadele eden ne şahsım ne saygıdeğer yönetimimiz ne de aynı fedakarlıkla bu mücadelemizi destekleyen taraftarlarımız böyle bir muameleyi asla hak etmedik” ifadelerini kullandı. "Fırtınalı süreçleri aşarak bu noktalara geldik" Herkesi taşın altına elini değil, gövdesini koymaya davet ettiğini belirten Başkan Çamlı, “Hepiniz şahitsiniz, önce Allah’ın yardımı sonra sizlerin sonsuz destekleriyle fırtınalı süreçleri aşarak bu noktaya geldik. Sizinle beraber yürüdüğümüz yollarda bazen hedeflerimize ulaşamadık. Sizler nasıl üzüldüyseniz, bizler de o duyguların en yoğun halini yaşadık. Bugüne kadar Kayserispor adına bazen iyi niyetle attığımız adımlarımızın bazen de şartların elverdiği ölçüde aldığımız kararlarımızın sonuçları gösteriyor ki; bizi istediğimiz seviyeye taşıyamamıştır. Fakat bir gün olsun başınızı ve başımızı öne eğdirecek hale düşmedik. Her adımımızda Kayserispor’un başarısını düşündük ve hiçbir zaman Kayserispor’a olan sevdamızı lekeletmedik. İçimizdeki o sevdayı günün her anında yaşadık ve yaşattık. Sizler de bu sevda birlikteliğimizde daha büyük başarılar ve zaferler umduğunuzu, beklediğinizi biliyoruz. Zaman kalpleri kırmanın, gönülleri yaralamanın vakti değildir. Vakit, sevdamız Kayserispor’a sahip çıkma ve ona zaferler getirme vaktidir. Kayserispor ailesi olarak Kayseri halkıyla bütünleşerek ligimizde başarılı bir çizgiye gelmek ve üst sıralara çıkmak zorundayız. Bu hepimizin sorumluluğunda olan bir görevdir. Yaşanan talihsiz ve gönül kırıcı olayların üzüntüsünü tekrar vurgulayarak, Kayserispor sevdasında ve başarısında herkesi taşın altına elini değil, gövdesini koymaya davet ediyorum. Çok değerli Kayseri halkına ve kalbi her daim bizimle atan Kayserispor taraftarlarına saygı ve sevgilerimi sunuyorum" diye konuştu.
Başkan Özdoğan: "Ortaseki’nin cazibesini artırıyoruz"
06 Kasım 2024 Çarşamba - 09:45 Başkan Özdoğan: "Ortaseki’nin cazibesini artırıyoruz" Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, Erciyes Dağı eteklerinde doğal güzellikleriyle dikkat çeken Ortaseki Ormanları’na içme suyu hattı çekildiğini duyurdu. Başkan Özdoğan, konuyla ilgili “Yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biri haline gelen Ortaseki Ormanları’nda altyapı çalışmalarımız hız kesmeden devam ediyor” dedi. "Ortaseki Ormanları dört mevsim cazibesini koruyor" Başkan Özdoğan, dört mevsim farklı güzellikler sunan Ortaseki Ormanları’nın doğa yürüyüşü, kamp ve fotoğrafçılık için ideal bir alan olduğunu belirtti. Başkan Özdoğan, "Ortaseki; gerek sonbahar, gerekse yaz aylarında bambaşka bir doğa deneyimi sunuyor. Hacılar Belediyesi olarak bu eşsiz güzelliğin cazibesini artırmak için çeşitli projeler yürütüyoruz" ifadelerini kullandı. Ortaseki Ormanları’nın yeni projeler ile bölgenin turistik çekim merkezi haline geleceğini söyleyen Başkan Özdoğan, "Ortaseki Karavan Kamp Alanı ve Kilitli Parke Yolu projelerimizle, doğa ve kamp tutkunlarına bir dizi yeni fırsat sunmayı amaçlıyoruz. Hem doğaseverler hem de kampçılar için Ortaseki’nin cazibesini artıracak adımlar atıyoruz" diye konuştu. KASKİ’den 1.2 kilometrelik içme suyu hattı desteği Ortaseki Ormanları’na gelen ziyaretçiler ve bölgede hayvancılık yapan vatandaşlar için yürütülen altyapı çalışmaları değinen Başkan Özdoğan, "KASKİ tarafından 1200 metrelik bir içme suyu hattı çekiliyor. Bu çalışma sayesinde alana içme suyu ulaştırmış olacağız. KASKİ Genel Müdürlüğü’ne ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum" dedi. Başkan Özdoğan, Ortaseki Ormanları’nın Kayseri ve Türkiye için önemli bir doğal alan olduğunu vurgulayarak, "Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bu doğa harikasını herkesin görmesini tavsiye ediyorum" ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
Erşan’dan ’organ nakli’ için seferberlik çağrısı
05 Kasım 2024 Salı - 17:07 Erşan’dan ’organ nakli’ için seferberlik çağrısı İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Erşan; Kayseri’de organ bağışı konusunda yol alamadıklarını söyleyerek, "Bir takım bilgi eksiklikleri, yanlış inanışlar ve ön yargılar sebebiyle organ bağışı noktasında arzu ettiğimiz seviyelerde değiliz" dedi. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası dolayısıyla farkındalık oluşturmak için program düzenlendi. Kayseri Şehir Hastanesi’nde düzenlenen programda konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Erşan; Kayseri’de organ bağışı konusunda yol alamadıklarını söyleyerek, "Sahada görev yapan arkadaşlarımız gayret gösteriyorlar ama maalesef bir takım bilgi eksiklikleri, yanlış inanışlar ve ön yargılar sebebiyle organ bağışı noktasında arzu ettiğimiz seviyelerde değiliz. Bunu gidermek adına sahada bütün arkadaşlarımız gayret gösteriyor ama maalesef vatandaşlarımızda, sağlık çalışanları da dahil olmak üzere bu duyarlılık yok. Gönlümüzden geçen şu. Tıpkı dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi donörle ilgili canlıdan değil de kadavradan daha çok bu bağışlar olsun istiyoruz ama yanlış inanışların önüne geçemiyoruz. Belki de yöntem değişikliğine gitmek gerekiyor aktarıyoruz, anlatıyoruz ama 2024 yılı içerisinde biz şu ana kadar ilimizde sadece 71 kişiden bağış alabilmişiz. Çok düşük bir sayı. Kayseri nüfusu 1 milyon 445 bin. Toplamda yaşayan 1.5 milyonun üzerinde yaşayan insan var ama bağış anlamında 1 yılda bu kadar bir sayıya ulaşabilmişiz. Sadece kamuda 13 bin civarında sağlık çalışanı var ve ilk duyarlılığı göstermesi gereken gruplarda bizleriz. Burada tabi ki tek tek sorgulamayacağız ama kendi içerimize de baksak aramızda kaç kişi organ bağışı yapmıştır. Dediğim gibi bir yöntem değişikliğine gitmemiz lazım. Vatandaşlara bu konuda çok daha iyi bir şekilde bilgilendirmek icap ediyor. Onların zihinlerindeki bu yanlış inanışları, bilgi eksiklerini gidermek için bizim sağlık çalışanları olarak daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor. Bu durumu geriye çevirmek adına çok daha fazla çalışmamız icap eder ama çok da kötümser olmayalım" diye konuştu. Kayseri’de 743 kişinin böbrek, 48 kişinin kemik iliği ve 20 vatandaşında kornea nakli için beklediğini kaydeden Erşan; "Kayseri özelinde birkaç rakam paylaşmak istiyorum. Organ nakli için bekleyen vatandaşlarımız var. Tüm dünyada olduğu gibi Kayseri’de de böbrek nakli bekleyen 743 vatandaşımız var. Onun dışında kornea, kemik iliği için bekleyen vatandaşlarımız da var. Kemik iliği için 48, kornea için 20 civarında vatandaşımız beklemektedir. Güzel işler de yapılıyor. Öncelikle üniversitemizi bu manada tebrik etmek lazım. Nakil konusunda ilimize öncülük yapan alandır. 2022 yılında da böbrek nakli ile ilgili süreçleri başlatmış olduk. Çok şükür nakli gerçekleştiren vatandaşlarımızın durumu iyi. Biz ölüp gittikten sonra toprak olacak organlarımızı sırf bu yanlış inanışlardan dolayı birçok insanın hayatını kurtarabilecekken yada daha konforlu bir yaşam sağlayacakken o insanlara biz bu şansı tanımıyoruz. Elimizde bir imkan var ve bunu kullanabiliriz ama kullanmıyoruz. İnsan buna üzülüyor. Kendimizde böyle bir şey olduğu zaman acaba ister miydik. Ömrümüzün sonuna kadar bir diyaliz cihazına mahkum mu olmalıyız, yoksa kısa zamanda bir organ çıkıp da bizi hayatımıza döndürebilir mi. Bunu kendimize sormalıyız ve seferberliği öncelikle kendimizden başlatmalıyız. Bu hemen olmayacak ama bu sorumluluğu hissedersek etrafımıza yaygınlaştırabiliriz" ifadelerini kullandı.
Kadavradan beklerken babası böbreğini verdi
05 Kasım 2024 Salı - 16:23 Kadavradan beklerken babası böbreğini verdi Kayseri’de doğuştan böbrek hastası olan ve 6 senedir diyalize girerek kadavradan nakil bekleyen 16 yaşındaki Tolgacan, babasının bağışladığı böbrek ile yeniden hayata tutundu. Kayseri’de 16 yaşındaki doğuştan böbrek hastası Tolgacan Yüksel, 6 senedir kadavradan nakil olabilmek için sıra bekliyordu. Babasının böbreğini bağışlayacağını söylemesi üzerine umutları yeşeren Tolgacan, hayallerine kavuştu. Yapılan tetkiklerde babası 50 yaşındaki Dursun Yüksel’in böbreği uyumlu çıkınca Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde nakil yapıldı. Babasının böbreği ile yeniden hayata tutunan Tolgacan, diyalizden önceki hayatına yeniden döndü. Yaşadığı süreci anlatan Tolgacan Yüksek; "6 senedir diyalize giriyorum. Nakil süreci zordu. Şimdi nakil oldum ve eskisi gibi hayatıma devam ediyorum. kadavradan nakil için bekledik ama çıkmadı. En son babam böbreğini verdi. Nakil için ameliyat oldum ve 2 ay bu süreç sürdü. Hiç beklemediğim anda oldu. Şimdi durumum iyi. İstediğim gibi gezebiliyorum, oynayabiliyorum. Diyaliz vücudu bitiriyor. Şimdi eskisi gibi iyiyim. Eski hayatıma devam ediyorum. Eğitimim de yarı da kalmıştı. Devam etmeyi düşünüyorum. İnsanlar da organ bağışlarlarsa iyi olur. O kadar kişi bekliyor. Hayatlarını kurtarabilirler. İnsanlar dua da kazanır" ifadelerini kullandı. Baba Dursun Yüksel de; "Tolgacan’ı 16 senedir hastaneye götürüp getiriyorduk. Nakil için sıraya yazılmıştık. 6 senedir diyalize giriyordu. Çıkmayınca ben böbreğimi verdim. Bu şekilde hayatımızı sürdürüyoruz. Çok güzel duygu. Böbreğimi verdim ama aynı hayatıma devam ediyorum. Herkesin de bağış yapmasını isterim" dedi. "Hayatının önemli bir kısmını sıkıntıyla geçirdi" Erciyes Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Pediatri Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Yel de, “Tolgacan 1 yaşındayken kemik eğrilikleri ve kanında düşüklük gibi böbrek hastalığının belirtileri ile bize başvurmuştu. Çok erken yaşta böbrek yetmezliği geliştiği için hayatının önemli bir dönemini çeşitli sıkıntılar ile geçirdi. Son 6 yılda da çocuklarda kullandığımız karnına katater koyarak günlük karnına su verip alma şeklinde diyaliz yapıyorduk. Bunun da hastayı zorlayan tarafları var. Özellikle hastanın sosyal yönünü çok etkiliyor. Bu şekilde süreç geçirdikten sonra babasından böbrek nakli şansını yaşadık. Doku uyumu sağlandı ve çeşitli testlerden geçerek yakın zamanda nakil oldu. Ortak bir çalışma ve emekle Tolga’nın nakli gerçekleşti ve nakil sonrasında da çeşitli sıkıntılar açısından izlendi. Halen de takibimiz altında. Böbrek yetmezliğinde olan ve son döneme gelmiş olan hastaların tedavi şekilleri hemodiyaliz veya periton diyalizidir. Hiçbir diyaliz modalitesinin gerçek bir böbrek dokusunun yaptığı işi yaparak tam bir üre kreatinin temizliği sağlamayacağını da akıllarımızda bulundurmamız gerekir" şeklinde konuştu. "Organ bağışını vasiyet edin" Nakli gerçekleştiren uzmanlardan Erciyes Üniversitesi Genel Cerrahi Uzmanı ve Organ Nakil Cerrahı Doç. Dr. Tutkun Talih da, organ bağışını yaygınlaştırmak için bağışın vasiyet edilmesi gerektiğini söyleyerek; "Genel Cerrahi ve Bu durum Tolgacan için iyi bir şey. Babasının böbreği uydu ve taktık. Babası canından canını bağışladığı ama herkes Tolgacan gibi şanslı değil. Ülkemizde 30 bine yakın insan organ bekliyor. Ailelerinden birinin organı tutsun verir. O kişilerde beklemez ama olmayınca olmuyor. Bizim en büyük hedefimiz kadavralardan nakilleri artırmak. Birçok beyin ölümü oluyor ama bu hastaların birçoğu organ bağışında bulunmuyor. Bunu vasiyet etmemiz lazım. “Bir şey olursa organlarımı bağışlıyorum. Birileri benim organlarımla hayatını sürdürsünler. Onlar top oynarken, yürürken, işini yaparken onda beni görün” diye vasiyet edelim. Ben bunun denenmesi gerektiğine inanıyorum. Tolgacan’a da keşke babasından değil de kadavradan çıksaydı. Bu büyük bir emek. Çok büyük bir organizasyon" diye konuştu.
Aile hekimleri 3 gün iş bırakacak
05 Kasım 2024 Salı - 15:15 Aile hekimleri 3 gün iş bırakacak Kayseri’de aile sağlığı merkezlerindeki hekimler; aile hekimliği yönetmeliğinin geri çekilmesi ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi talepleri sebebiyle 5-6-7 Kasım’da iş bırakacaklarını duyurdu. Kayseri’de bazı sendika üyesi hekimler; Tabip Odası önünde basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklama yapan Kayseri Aile Hekimleri Derneği Başkanı Arzu Öztürk; yönetmeliğin hekimlerle hastaları karşı karşıya getireceğini, performans ve ödeme yönetmeliğine değil, iyi çalışan bir sağlık sistemine ihtiyaç olduğunu vurguladı. Öztürk açıklamasında; "Bizler, her gün yüzbinlerce vatandaşımızı sağlığına kavuşturmak, hastalanmalarını önlemek için aile sağlığı merkezlerinde aralıksız çalışan hekimlerin, sağlık çalışanlarının örgütleri olarak; sağlık sisteminde yaşanan ve yenidoğan skandalı ile görünür hale gelen büyük sorunları görüyor biliyoruz. Henüz yenidoğan skandalı ortaya çıkmadan önce 14 Ekim’de bakanlığın hazırlamakta olduğu Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği’nin bu sorunlara çözüm olmayacağını, ’sorunlar yumağına dönüşmüş sağlık sisteminin düzeltilebilmesinin yolunun birinci basamak sağlık hizmetlerinin ve koruyucu hekimlik uygulamalarının güçlendirilmesi’ olduğunu hem her kademeden bakanlık yetkililerine hem kamuoyuna duyurmuştuk. Yönetmeliğin eksik, hatalı yönlerini ve çözüm önerilerimizi bakanlık yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde iletmiş ve 19 Ekim’de Ankara’da düzenlediğimiz mitingle taleplerimiz konusunda kararlılığımızı ifade etmiştik. Ancak bakanlık tüm uyarı, öneri ve eleştirilerimizi duymazdan gelip bugün 1 Kasım itibariyle yönetmeliği yürürlüğe soktu. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık alanında yaşanan ciddi sorunları çözmek için birinci basamak sağlık hizmetlerini ve koruyucu hekimlik uygulamalarını güçlendirecek yapısal düzenlemeler yapmak yerine; ’Performans ve Ödeme Yönetmeliği’ ile ödeme üzerinden değişiklikler yapmaya çalışması sorunların büyüklüğünün kavranamamış olduğunu göstermektedir. Yürürlüğe giren bu yönetmelik halkın sağlığına ve hekimlerin, sağlık emekçilerinin haklarına bir katkı sağlamayacaktır. Zira bu yönetmelik; koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik gerekli düzenlemeleri içermemektedir. Hastalara ve koruyucu hekimlik uygulamalarına yeterli zaman ayrılabilmesine fırsat vermemektedir. Kendi içinde taşıdığı çelişkili uygulamalar ile hekimlerle hastaları karşı karşıya getirerek şiddete zemin hazırlamaktadır. İlaç gruplarının reçetelenmesi ve sevkleri sınırlayarak hekim bağımsızlığına müdahale etmektedir. Karmaşık hesaplamalar ile ulaşılması mümkün olmayan, ulaşılsa bile halk sağlığı için faydasız performans kriterleri içermektedir. Yapılan işin kalitesine değil sayısına değer vermektedir. Hekimlerin ve aile sağlığı emekçilerinin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırmaktadır. Aile sağlığı merkezinde mevcut ebe ve hemşire eksikliğini gidermek şöyle dursun artacak olan istifalar ile pek çok birimin geçici görevlendirmeler ile hizmete devam etmek zorunda almasına yol açacaktır. Özetle bu yönetmelik, çalışma şartlarını eziyete dönüştürecek bir yönetmeliktir. Halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma şartlarını iyileştirmek bir yana yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştirecektir" ifadelerini kullandı. Taleplerini sıralayan Öztürk; "Halkın sağlığını koruyan, geliştiren, hekimlerin ve tüm sağlık emekçilerinin mesleki bağımsızlığının olacağı ve istekle çalışacağı, ülkemizin ihtiyacı olan bir birinci basamak sağlık hizmeti programını hayata geçirmek için yapılması gerekenler bellidir. Sağlık Bakanlığından ’Performans ve Ödeme’nin karmaşık hesapları ile uğraşmak yerine aşağıdaki taleplerimizi yerine getirmesini istiyoruz. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve imkan sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Kadrolu ve güvenceli istihdam modeli ile yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan emekçiler (gruplandırma elemanları) kadroya geçirilmelidir. Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Gelire katkısı yüzde 20’yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulamasına geçilmelidir. Taleplerimizin karşılanabilir olduğunu ve randevu bulunamamasından şiddete kadar sağlık sistemindeki pek çok sorunu çözebileceğini biliyoruz. Birinci basamak sağlık hizmetini sunan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının örgütleri olarak bir araya gelen bizler, halkımıza ve meslektaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereği olarak, hekimlere ve sağlık emekçilerine maddi kayıplar ve iş güvencesizliği getiren, halkın sağlığına katkısı olmayan yönetmelik geri çekilerek yukarıda yer alan 5 maddelik taleplerimiz yerine getirilene kadar her türlü hukuksal mücadele ve eylemliliği hep birlikte hayata geçirme konusunda kararlı olduğumuzu bildiriyoruz. Kararlılığımızın göstergesi olarak ilk etapta 5-7 Kasım 2024’te Salı-Çarşamba-Perşembe) üç gün süreyle iş bırakıyoruz. Sonraki haftalarda sağlık meslek örgütleri ile birlikte gerçekleştireceğimiz çeşitli eylem ve etkinliklerle halkımızın sağlığı ve haklarımız için sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceğimizi, sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiriyoruz" dedi.