Yerel Haberler
İzmir
Gerçek dışı inançlara yönlenme nedenlerini araştırıyor
14 Nisan 2025 Pazartesi - 10:13 Gerçek dışı inançlara yönlenme nedenlerini araştırıyor Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Alper ve ekibi, insanların neden gerçek dışı inançlara yöneldiğini araştırıyor. İki ayrı TÜBİTAK projesi yürüten Doç. Dr. Alper, 2 buçuk yılda topladığı veriler sonucunda, kişilerin gerçekliği şüpheli inançlarının zamanla değişmediğini ortaya koydu. Proje ekibi, bilimsel akıl yürütme becerisini kazandırmayı amaçlayan bir eğitim hazırladı. Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Alper ve ekibi, insanların neden psikoloji alanında "gerçekliği şüpheli inançlar" olarak adlandırılan inançlara yöneldiğini araştırıyor. "Komplo Teorilerine Neden İnanırız ?" adlı bir kitabı da bulunan Doç. Dr. Alper, iki ayrı TÜBİTAK projesi ile bu inançlar kapsamında yer alan komplo teorileri, paranormal inançlar ve sahte bilim inançlarına odaklandı. Eğitim, gerçek dışı inançlara kısa vadede etkilemedi TÜBİTAK 1001 projesinde, aynı katılımcılar yaklaşık 2 buçuk yıl boyunca takip edilerek düzenli veri toplandı. Sonuçlar; kişilerin kişilik, dünya görüşü ve akıl yürütme yetenekleri gibi özellikleri zaman içinde değişirken, gerçek dışı inançlarının çok fazla değişmediğini ortaya koydu. TÜBİTAK 3501 projesinde ise ekip, bilimsel akıl yürütme becerisini kazandırmayı amaçlayan, çevrim içi ve video formatında bir eğitim hazırladı. Ancak bu eğitimin, katılımcıları kısa vadede söz konusu gerçek dışı inançlara karşı daha dirençli hale getirmediği görüldü. Araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre; komplo teorileri, paranormal inançlar ve sahte bilim gibi yanıltıcı inançların eğitimle veya zamanla pek değişmediği anlaşıldı. Konu hakkında daha fazla araştırma yapılmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Alper, "Bu tarz inançlar, bilgi sağlayan kurumlara olan güvensizlikle yakından ilişkili. İnsanları yanlış inançlardan uzaklaştırmak için onları eğitmekten çok, kurumlara olan güvenlerini artırmamız gerekiyor" dedi.
Karşıyaka Basketbol rahat bir nefes aldı
14 Nisan 2025 Pazartesi - 09:49 Karşıyaka Basketbol rahat bir nefes aldı Aliağa Petkimspor’u mağlup eden Karşıyaka Basketbol, Basketbol Süper Ligi’nde 10. galibiyetini elde ederek düşme tehlikesini büyük oranda atlatıp rahat bir nefes aldı. Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Karşıyaka, 25. hafta mücadelesinde oynanan İzmir derbisinde Aliağa Petkimspor’la karşı karşıya geldi. İzmir ekibi, kendisi gibi alt sıralarda bulunan ve düşme tehlikesi yaşayan rakibini uzatmalarda 93-90 mağlup etti. Bu sonuçla birlikte yeşil-kırmızılılar, galibiyet sayısını 10’a çıkararak düşme tehlikesini büyük oranda atlattı ve rahat bir nefes aldı. Karşıyaka Başantrenörü Ahmet Çakı da bu zorlu mücadeleye ve yeşil-kırmızılı ekibin mevcut durumuna dair önemli açıklamalarda bulundu. Karşıyaka’ya gelirken zorlu bir göreve geldiğinin farkında olduğunu belirten Çakı, "Ama bu durumun altından kalkabilecek bir kulüp varsa, o da Karşıyaka’dır. Bunun en büyük nedeni ise Karşıyaka taraftarıdır. Bu hafta boyunca en az 100 taraftarla karşılaştım. Hepsi bana, ’Koç, siz böyle oynayın yeter’ dedi. Hiçbirinin ağzından ’Bu maçı mutlaka kazanın’ gibi bir cümle duymadım. Bu yüzden bu galibiyeti Karşıyaka taraftarına armağan ediyorum" ifadelerini kullandı. "Takım karakter ortaya koydu" Takımını da gönülden tebrik eden Çakı, "Hakan maç sırasında sakatlandı, Mike zehirlendi, Roberto ise dün antrenmanda denendi ve bugün maça çıkarak elinden geleni yaptı. Takım, gerçek bir karakter ortaya koydu. Zaten bu taraftarla birlikte biz herkesten fazla mücadele edersek, kazanırız. Bugün de neredeyse iki yabancıyla oynadık ama mücadeleyi bırakmadık. En başında söylediğim gibi, bu galibiyet Karşıyaka taraftarına armağandır."
Alarm sistemini devre dışı bıraktı, ses sistemini çaldı
14 Nisan 2025 Pazartesi - 09:42 Alarm sistemini devre dışı bıraktı, ses sistemini çaldı İzmir’in Bornova ilçesinde bir araçtan yaklaşık 200 bin TL değerindeki ses sistemini çalan hırsız, polis ekiplerinin çalışmasıyla kıskıvrak yakalandı. Hırsızın arabaya yüklü miktarda maddi hasar verdiğini belirten araç sahibi Emre Başer, "Ses sistemimi çalan hırsız her şeyi önceden planlamış gibi. Alarmın devrede olmadığını, yağmurun yağacağını, bu nedenle parmak izi çıkmayacağını, gök gürültüsünden dolayı seslerin duyulmayacağını bilen birisi. Hırsızın yakın çevremden biri olduğunu düşünüyorum" dedi. Olay, 11 Nisan günü sabaha karşı saat 04.20 sıralarında Bornova ilçesi Yeşilova Mahallesi 4027 Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Emre Başer’e (27) ait 09 DHP 254 plakalı aracı gözüne kestiren A.Y. isimli şüpheli, önce aracın kaputunu zorlayarak açtı. Arabanın kablolarını keserek elektrik sistemini devre dışı bırakan şüpheli, daha sonra tornavida ile ön kapısını zorlayarak içeri girdi. Araç içerisindeki oto teyp ve ön kısımdaki ses sistemini sökerek çalan A.Y., kısa bir süre sonra tekrar olay yerine dönerek arka koltukta bulunan bas sistemi ile bagaj kısmındaki hoparlörü de alarak kayıplara karıştı. Sabah erken saatlerde aracının kapılarını açık gören ve ses sisteminin çalındığını fark eden Emre Başer, durumu hemen polis ekiplerine bildirdi. 24 saat içinde kıskıvrak yakalandı İhbar üzerine olay yerine gelen Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık ve Yankesicilik Büro Amirliği ile Suç Analiz Büro Amirliği ekipleri, detaylı bir çalışma başlattı. Güvenlik kameraları ve saha incelemeleri sonucunda şüphelinin A.Y. olduğu tespit edildi. Kaldığı adresi belirleyen ekipler, düzenledikleri operasyonla A.Y.’yi çalınan ses sistemiyle birlikte kıskıvrak yakaladı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Komşumun çocuğu uyanmasın diye alarm sistemini kapattım" O gün, arabasında korumalı alarm sistemi olmasına rağmen, yan komşusunun bebeği olduğundan dolayı uykusuz kalmaması için alarm sistemini ilk defa devreye almadığını belirten Emre Başer, "Büyük ihtimalle bu kişi beni takip eden biriydi. O gün beni takip ettiği için fırsat kollayıp geldi ve kabloları keserek elektrik sistemini devre dışı bıraktı. Hırsız, aracın kaput kısmından girerek tüm elektrik tesisatını kesiyor, sistemi iptal ediyor. Ardından sol kapının kilidini kırarak ve zarar vererek içeri giriyor. Alarm devre dışı olduğu için biz de sesi duyamıyoruz. İlk olarak, dört parçalı hoparlör grubunu çalıyor. Bu parça vidalı olduğu için normalde sökülmesi zordur. Hırsız, bu parçaları çalıp karşıdaki tarlaya taşıyor. Sonrasında tekrar geliyor, bagajı zorlayarak içeri girip hoparlörü de alıp götürüyor" ifadelerini kullandı. 200 bin TL değerinde Aracını 165 bin TL’ye aldığını, yaklaşık 200 bin TL değerinde ses sistemini ise 9 ayda, parça parça bir araya getirdiğini ekleyen Başer sözlerini şu şekilde noktaladı: "Olayın farkına sabah vardım. Uyandığımda bagaj açık haldeydi ve araca hırsız girdiğini anladım. Hemen emniyeti aradım. Sağ olsunlar, olay yeri inceleme ekipleri gelip parmak izi çalışması yaptı. Ardından beni karakola götürüp ifademi aldılar. Daha sonra Bozyaka Şube Müdürlüğü’nden ekipler gelerek hızlı bir şekilde çalışmalara başladı. Hepsine ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. Gerçekten çok ilgili davrandılar ve 24 saat bile geçmeden şahsı yakalayıp cihazlarımı da buldular. Her ne kadar cihazlar bulunmuş olsa da aracımda kaporta hasarları ve elektriksel arızalar gibi birçok maddi masraf oluştu."
Torun çekti, babaanne oynadı
14 Nisan 2025 Pazartesi - 09:30 Torun çekti, babaanne oynadı İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Sinema ve Dijital Medya Bölümü öğrencisi Yağmur Canpolat, 88 yaşındaki babaannesini oynattığı ‘Sevim’ adlı kısa filmiyle bu yıl 44’üncüsü düzenlenen İstanbul Film Festivali’nde finale kaldı. Yaşlı bir kadının, gençlik döneminde eşiyle birlikte gezdiği mekanları, hayat arkadaşını kaybettikten yıllar sonra bu kez tek başına ziyaret etmesini konu alan duygu yüklü film, festivalde birinciliğe aday gösterilen 11 film arasına girdi. Koşulsuz ve kalıcı sevgiyi işlediği filme, babaannesinin ismini de veren Canpolat, "Babaannem, yorulmasına rağmen filmin güzel olması için çok emek verdi. ‘Torunumun filminde oynamak nasip oldu’ diyerek hem sevindi hem duygulandı. Böylesine anlamlı bir filmle Türkiye’nin en iyileri arasında gösterilmek, tarifsiz bir mutluluk. Babaanneme çok şey borçluyum, onu çok seviyorum" diye konuştu. İEÜ İletişim Fakültesi Sinema ve Dijital Medya Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi Yağmur Canpolat, filmin çekimlerini İzmir’de gerçekleştirdi. Çekimleri 48 saat gibi kısa bir sürede tamamlayan Canpolat, senaryoyu da kendi oluşturdu. Canpolat’ın ‘Sevim’ adını verdiği film, İstanbul Film Festivali kapsamında 19 Nisan Cumartesi saat 16.00’da Kadıköy Sineması’nda, 21 Nisan Pazartesi günü saat 13.30’da ise Atlas Sineması’nda filmseverlerle buluşacak. Yarışmanın finalinde birinciliğe ulaşan film ise 22 Nisan’da açıklanacak. "Yıllar sonra ilk makyajım" Böylesine köklü, prestijli ve çok değerli profesyonellerin yer aldığı bir festivalde finale kalmanın önemli bir başarı olduğunu söyleyen Canpolat, "Filmde, yaşlı bir kadının, eşini kaybetse bile tükenmeyen, azalmayan, unutulmayan sevgisini işlemek istedim. ‘Bunu en iyi nasıl anlatabilirim?’ diye düşünürken, aklıma babaannemi kamera karşısına almak geldi. Bu sayede, çok sevdiğim babaannemle unutulmaz bir anım daha olur diye düşündüm. Babaannem de bu durumu sevinerek kabul etti. Film çekimlerini Göztepe ve Alsancak gibi farklı bölgelerde yaptık. Babaannem, çekimler sırasında zaman zaman yoruldu. Bol bol dinlenme ihtiyacı oldu. Ama film çekimi sırasında bir o kadar da mutluydu. Çekimler için ona sanat asistanımız tarafından makyaj yapıldığında, ‘Yıllar sonra ilk makyajım, ünlü olur muyum?’ diye espri de yaptı. Hep birlikte güldük. Babaannemle hayatım boyunca unutmayacağım bir süreç geçirdim. İyi ki böyle bir babaannem var" ifadelerini kullandı. "Başarılı olacağıma inanıyorum" Canpolat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Babaannemin ismi Sevim. Filmde de sevgi temasını işlediğim için Sevim isminin güzel olacağını düşündüm. Bu düşünceden hareketle filme de babaannemin adını verdim. İçime sinen bir çalışma oldu. İstanbul Film Festivali’ne, oldukça iyi ve iddialı filmler katılıyor. Başarılı olacağıma inanıyordum, finale kaldığımın bilgisi gelince de çok sevindim. İçim kıpır kıpır oldu. Finale kaldığım için gururluyum, umarım birinciliğe de ulaşırım." "Bize gurur yaşattı" İEÜ Sinema ve Dijital Medya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Gürata ise, öğrencisiyle gurur duyduğunu söyleyerek, "Yağmur, üniversitemizden arkadaşı Berna Oduncu ile birlikte çektiği ‘Yirmili Yaşlarımın Başında’ adlı belgeselle de geçen yıl Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde birinciliğe ulaşmıştı. Çok yetenekli, çalışkan, yaptığı işi seven ve mezun olduktan sonra da sinema sektöründe çok başarılı olacağına inandığım bir isim. İstanbul Film Festivali’nde finale kalarak başarılarına bir yenisini ekledi. Yağmur’u tebrik ediyorum. Bize yaşattığı gurur için teşekkür ediyorum" dedi.
Atatürk’ün Aliağa’ya gelişinin 91’inci yılı kutlandı
13 Nisan 2025 Pazar - 19:48 Atatürk’ün Aliağa’ya gelişinin 91’inci yılı kutlandı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’in Aliağa ilçesine gelişinin 91’inci yıl dönümü düzenlenen programla kutlandı. Aliağa Belediyesi tarafından Atatürk Hatıra Köşesi’nde gerçekleştirilen program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapıldı. Kutlama programında ilk konuşmayı Atatürk Düşünce Derneği (ADD) Aliağa Şube Başkanı Erol Çetinkaya yaptı. Çetinkaya, "Atatürk’ün Aliağa’ya gelişi 30 yıla yakın bir zamandır aynı yer ve saatte kutlanmaktadır. Bu kutlamalar eminim ki bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir. Aliağa halkı olarak şundan gurur duymalıyız, 91 yıl önce bir köy dahi olmayan Aliağa, bugün Türkiye’nin sayılı ilçelerinden biri haline gelmiştir. Bu büyük bir dönüşüm ve gelişimdir. Tüm ülkemizde de sağlanmasını dilerim" dedi. "Bugün Aliağa’nın bayramı" Aliağa Kent Belleği’nde katkıları olan ADD Yönetim Kurulu Üyesi Selim Erkmen ise, "Bugün Aliağa’nın bayramı. Atatürk 91 yıl önce Aliağa’dan geçti ve Aliağa halkı onu coşkuyla karşıladı. Ne mutlu ki ben onu canlı gören kişilerle tanıştım ve anılarını dinledim. Atatürk ilk olarak Bergama Şose’sine uğradı, daha sonra Atatürk İlkokulu’nda, o dönemki adıyla Aliağa İlk Mektebi’nde öğretmen ve öğrenciler tarafından karşılandı. Atatürk’ün Aliağa’da üçüncü durağı ise İskele Meydanı dediğimiz yer. Orada durup Kaptan Restoran’ın önünde balıkçılarla sohbet etti. Bu seyahatin amacı devrimlerin halk arasında yerleşip yerleşmediğini görmek ve askeri birlikleri denetlemekti" ifadelerini kullandı. Konuşmalar, Araştırmacı Eğitimci Yazar Cevat Yıldırım, Atatürk’ün Aliağa’ya gelişi hakkındaki hatıralarından ve dönemin önemli kişilerinden bahsetmesiyle devam etti. Aliağa’nın yerel şairi Bahri Ar ’Atatürk’üm Neredesin’ isimli şiirini okudu. Kutlama programı, halk oyunları yarışmasında İzmir birincisi seçilen Aliağa Belediyesi Halk Oyunları Ekibi’nin gösterisiyle sona erdi. Programa Aliağa Belediye Başkan Yardımcısı Mesut Öztürk, Aliağa Belediyesi Personel Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmedali Özkurt, Aliağa Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Serdar Berk, ADD Aliağa Şubesi Başkanı Erol Çetinkaya, ADD yönetim kurulu ve üyeleri, Eğitimci Yazar Cevat Yıldırım, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri, siyasi partilerin temsilcileri, vatandaşlar, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
ALDER 8. Genel Kurulunda yeni başkan Serkan Karpuzoğlu oldu
13 Nisan 2025 Pazar - 19:39 ALDER 8. Genel Kurulunda yeni başkan Serkan Karpuzoğlu oldu İzmir’in Aliağa ilçesinde faaliyet gösteren Aliağa Amatör Balıkçılar ve Deniz Sporları Derneği (ALDER), 8. Olağan Genel Kurulunu gerçekleştirdi. Serkan Karpuzoğlu, 125 üyenin oyunu alarak yeni başkan seçildi. Aliağa Ticaret Odası’nda düzenlenen Genel Kurulda denetleme ve faaliyet raporları okunarak, Naci Biçer yönetiminin son üç yıllık çalışmaları ile denetleme raporları oy birliğiyle kabul edildi. Divan Başkanlığı’nı Ziya Yıldız’ın üstlendiği kongrede, divan üyeliklerini ise Ajlan Akdoğan ve Feyami Esen yaptı. 150 üyesi bulunan derneğin genel kuruluna 25 üye katılmazken, başkanlık seçiminde tek liste ile yarışan Serkan Karpuzoğlu kullanılan 125 oyun tamamını alarak başkan seçildi. Seçim sonuçlarına göre yeni yönetim kurulu asıl üyeleri Serkan Karpuzoğlu, Mustafa Ayaydın Ergun Kırımlı, Mustafa Özdağ, Rasim Sönmez Erkan Sezgin Oktay Deniz’den oluştu. Denetleme Kurulu asıl üyeliklerine Mehmet Sağlam, Ömer Dağlı, Ajdan Akdoğan, Disiplin Kurulu asıl üyeliklerine ise Elvan Durak, Bilgi Sağlam ve Berkcan Timurhan seçildi. Kongrede bir konuşma yapan Serkan Karpuzoğlu, derneğin amatör balıkçılık ve deniz sporlarının yanı sıra dostluk, paylaşım ve deniz kültürünü gelecek nesillere aktarma misyonuna vurgu yaptı. Karpuzoğlu, "Bu dernek, sadece bir topluluk değil, aynı zamanda bir ailedir. Yeni dönemde, sosyal etkinliklerle derneğimizi daha da canlandırmayı, gençlerimizi denizle tanıştırmayı ve doğa koruma bilincini yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. ‘Ben’ değil, ‘biz’ anlayışıyla çalışacağımıza söz veriyorum" dedi. Genel Kurula Aliağa Belediye Başkan Yardımcısı Mesut Öztürk, Aliağa Personel A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Özkurt, Aliağa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Serdar Berk ve dernek üyeleri katıldı.
Uzmanından alerji uyarısı: "Tedavinin ilk adımı; alerjenden kaçınmaktır"
13 Nisan 2025 Pazar - 13:41 Uzmanından alerji uyarısı: "Tedavinin ilk adımı; alerjenden kaçınmaktır" Bahar mevsiminin beraberinde alerji riskini getirdiğini hatırlatan Pediatrist Özlem Çakmak Yılmaz, alerjik hastalıklardaki artışın "hijyen hipotezi" ile açıklandığını söyledi. Bu hipotezin hijyen şartlarının iyileşmesinden doğal yaşamdan uzaklaşmaya, beslenme alışkanlıklarının değişmesine kadar yaşamdaki pek çok değişimin bağışıklık sistemimizde aşırı yanıt reaksiyonuna yol açtığını belirten Uzm. Dr. Yılmaz, "Yapılan son çalışmalara göre ülkemizde her 10 çocuktan birinde astım, her 4 çocuktan birinde ise alerjik rinit görülmektedir. Alerjenden kaçınmak tedavinin ilk adımıdır" dedi. Hava sıcaklıklarının önümüzdeki günlerde tekrar artışa geçmesi beklenirken, Acıbadem Kent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Çakmak Yılmaz havaların ısınması, çiçeklerin açması ve ağaçların yeşermesi ile birlikte alerji şikayetlerinin görülmeye başlayacağını söyledi. Alerjinin normalde zararlı olmayan ev tozu akarları, polenler, besinler gibi maddelere karşı vücudun verdiği abartılı cevap olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Yılmaz, "Bu abartılı cevap bazen tüm vücutta, bazen vücudun bir kısmında olabilir. Gözde olursa alerjik konjonktivit, üst solunum yollarında olursa alerjik rinit (saman nezlesi), akciğerlerde olursa astım, ciltte olursa ürtiker, egzama ya da kontak dermatit olarak adlandırılır" diye konuştu. "Her 10 çocuktan birinde astım, her 4 çocuktan birinde ise alerjik rinit görülmektedir" Alerjik hastalıkların son yıllarda giderek artan sıklığının "hijyen hipotezi" ile açıklanmaya çalışıldığını kaydeden Uzm. Dr. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu hipoteze göre sosyal ve ekonomik gelişime paralel olarak hijyen standartlarının iyileşmesi, doğal yaşamdan uzaklaşılması, beslenme alışkanlıklarının değişimi, çekirdek aile yaşamı, hava kirliliği, tütün dumanına maruz kalınması gibi değişiklikler bağışıklık sistemimizde aşırı yanıt reaksiyonuna sebep olmaktadır. Yapılan son çalışmalara göre ülkemizde her 10 çocuktan birinde astım, her 4 çocuktan birinde ise alerjik rinit görülmektedir. Ebeveynlerden birisi alerjikse çocukta alerji gelişme riski yaklaşık yüzde 30’dur, her iki ebeveyn alerjikse bu ihtimal yüzde 60’ın üzerine çıkmaktadır" dedi. Uzm. Dr. Yılmaz, belirtileri sıraladı Bahar alerjisinin nedenin çoğunlukla ağaçlar ve çimenlerden yayılan polenler olduğunu, polenlerin havadan burun, göz ve boğazımıza yapışarak biriktiğini vurgulayan Uzm. Dr. Yılmaz, "Bahar aylarında görülen burun akıntısı, hapşırık, göz kaşıntısı gibi belirtiler halk arasında saman nezlesi (alerjik rinit) olarak biliniyor" ifadelerini kullandı. Çocukların kaşıntı ve akıntı nedeniyle burunlarını avuç içleri ile sıklıkla yukarı kaldırdığını, bu hareketin burun sırtında yatay çizgilenme meydana getirebileceğini belirten Yılmaz, "Buna ’’alerjik selam’’ denir. Gözaltlarında çizgilenme ve morarma şeklinde renk değişikliği görülebilir" dedi. "Tedavinin ilk adımı; alerjenden kaçınmaktır" Alerjenden kaçınmanın alerji tedavisinin olmazsa olmaz ilk basamağı olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Yılmaz, korunma önerilerinde bulundu, şöyle konuştu: "Maruziyetin tamamen engellenmesi pek mümkün değildir ancak polenlerin havada en yoğun olarak bulunduğu gün içinde ve mevsim dönemlerinde duyarlılığı olan kişilere bazı önlemler alabilir. Koruyucu önlemler; rüzgarlı havalarda dışarı çıkılmaması, pencerelerin kapalı tutulması, dışarıdan gelince elbiselerin değiştirilmesi ve banyo yapılması, gün içinde 10-16 saatleri arasında dış ortam aktivitesinin sınırlandırılması, ev ve araba pencerelerinin kapalı tutulması, mümkünse polenleri tutabilen filtrelerin takıldığı havalandırma sisteminin evde ya da arabada kullanılması, evin düzenli ıslak biçimde silinmesi olarak sıralanabilir. Dışarı çıkmak zorunlu ise yüz maskesi ve gözlük takmak yararlı olabilir. Tüm bu önlemlere rağmen şikayetlerinde gerileme olmayan kişilere ise ilaç tedavisi başlanması gerekebilmektedir." Öte yandan Uzm. Dr. Yılmaz, günümüzde havada bulunan polen ve sporların m3 havadaki miktarları volumetrik yöntemle tespit edilebildiğini söyledi. İzmir’de günlük polen durumunun Ege Üniversitesi ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen "İzmir Polen Alerji Bülteni" sitesinden İzmir ili ve çevresi için, atmosferdeki baskın polen türlerini ve meteorolojik hava durumu tahminlerine göre düzeltmesi yapılmış günlük ve saatlik polen maruziyetlerinin izlenebileceğini kaydetti.
Engelleri şiirle aştı: Ali Ayhan’ın duygu yüklü video sunumu izleyenleri mest etti
13 Nisan 2025 Pazar - 12:32 Engelleri şiirle aştı: Ali Ayhan’ın duygu yüklü video sunumu izleyenleri mest etti Çeşme’nin yakından tanıdığı isimlerden biri olan Ali Ayhan, engelleri şiirleriyle aşarak gönülleri fethetti. Ayhan’ın 23 şiirinden oluşan video sunumu, dün Aya Haralambos Kilisesi’nde izleyiciyle buluştu. Çeşme Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen etkinlikte, Ali Ayhan’ın duygularla örülü şiirleri, seslendirme sanatçısı Kemal Kazandı’nın sesiyle hayat buldu. Ayhan’ın 23 şiirinden oluşan video sunumu, 12 Nisan Cumartesi günü tarihi Aya Haralambos Kilisesi’nde izleyiciyle buluştu. Etkinliğe Çeşme Belediye Başkan Yardımcısı Banu Ayhan, belediye meclis üyeleri, Ayhan’ın ailesi ve sevenleri katıldı. Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli ise İzmir’deki önemli bir toplantı nedeniyle etkinliğe katılamazken, gönderdiği özel mesajla Ali Ayhan’ı kutladı. Kemal Kazandı, sunum öncesi yaptığı konuşmada, "Ali Ayhan’ın çok özel şiirleri var. Onları seslendirmek benim için büyük bir keyifti. Her biri sosyal mesajlar içeriyor ve izleyicilerin de çok beğeneceğinden eminim" ifadelerini kullandı. Şiirlerle dolu bir yolculuk "Mutluluk", "Mavi", "Narin", "Bir Gülüştü Sadece", "Anne", "An" "Fısıltı", "Beni Çok Sevme", "Yangın", "Korktum", "Kırkından Sonra", "Dün Gibi", "Dedemin Radyosu", "Doğum Günüm", "Uyuyor musun", "Hayat", "Martı", "Yunus", "Çınar Ağacı", "Müjgan" ve "Nursel" adlı şiirlerin yer aldığı video gösterimi, izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. Duygu dolu dakikaların ardından izleyiciler, Ali Ayhan’ı uzun süre ayakta alkışladı. Belediye Başkan Yardımcısı Banu Ayhan, gösterim sonrasında Ali Ayhan ve Kemal Kazandı’ya çiçek takdim ederek, "Duygu yüklü şiirlerini bizimle paylaştığı için, bize güzel anlar yaşattığı için çok teşekkür ediyorum. Bu kadar güzel dizelerin üzerine söylenecek söz yok. Kemal Kazandı’ya da Ali Ayhan’ın sesi olduğu için ve duygu yüklü şiirleri bize yansıttığı için teşekkür ederim. Belediye Başkanımız Lal Denizli de Ali Ayhan’ın şiirlerinin herkese paylaşılmasını istedi ve bu güzel ortam ortaya çıktı. Başkanımız bir koordinasyon toplantısı için İzmir’de olduğu için bu güzel sunuma katılamadı. Ama Ali Ayhan’a özel bir mesaj gönderdi. Başkanımız daha önce Ali Ayhan’dan bu şiirleri dinlemişti ve çok duygulanmıştı. Başkanımız sizlere de selamlarını iletti" dedi. "İyi ki varsınız, iyi ki yanımdasınız" Sunumun ardından duygularını paylaşan Ali Ayhan, "Yeniden yaşama dönmek... Kalbindeki hüzünlerin, sevinçlerin buluşması... Emeğin adı yalnızlık, paylaşmaksa gökyüzüne bulut olur" sözleriyle başladığı konuşmasında teşekkürlerini iletti. "Bana bu imkanı veren Çeşme Belediye Başkanımız Lal Denizli’ye, hazırlık sürecinde bize destek olan sevgili Banu Ayhan’a, Cengiz Şenaylar’a ve sevincimi paylaşan, mavinin peşinden koşan güzel insanlara çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız, iyi ki yanımdasınız" diyen Ayhan, "Elbette bilmediğimiz, edebiyat konusunda, sanat konusunda yetenekli birçok insanımız var. Daha güzel bakan, daha güzelini gören gençlerimiz var. Belki de ben onlar için bu maviliklere bir parça güneş olabilirim" dedi. Ayhan, "Hayat" adlı şiirinden "Bir çocuk gülümserse, dünya yüzünü asmaya utanır" dizesiyle sözlerini sonlandırdı. Ali Ayhan kimdir? 29 Ekim 1971 tarihinde İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Reisdere köyünde doğdu. Sağlıklı bir çocukken, beş yaşında ateşli bir rahatsızlığı nedeniyle yapılan iğne, beynindeki bazı hücrelerin ölümüne neden oldu. Giderek hareketleri kısıtlanmaya başlayan Ali Ayhan’a, çocuk felci, epilepsi gibi tanıların ardından, 2017 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde gerçek tanı olan distoni konulur. Distoni, vücudun tamamı veya bir kısmındaki kasların istemsiz olarak kasıldığı, tekrarlayan bir hareket bozukluğudur. Rahatsızlığına rağmen liseyi bitiren Ayhan üniversiteye gidemez ancak yılmayarak kendini geliştirir. 1992 yılından beri Çeşme’de pansiyon işletmeciliği yaparak turizme hizmet ediyor. Aynı zamanda elektronik devre tasarımı gibi birçok alanda da hobi olarak çalışmalarını sürdürüyor.