Yerel Haberler
İzmir
Dünya Robot Olimpiyatları başlıyor 26 Kasım 2024 Salı - 15:15:20 İzmir’de 90 ülkeden 3 bin 500 çocuk ve genci ağırlayacak Dünya Robot Olimpiyatları (World Robot Olympiad-WRO) için geri sayım başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZFAŞ ve Bilim Kahramanları Derneği iş birliğiyle 28 Kasım’da Fuar İzmir’de başlayacak Dünya Robot Olimpiyatı finali, 30 Kasım’a kadar devam edecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, İzmirlileri etkinliğe davet ederek, “28-30 Kasım’da bu etkinliği ziyaret edin. Genç arkadaşlarımızın projelerini dinleyin ve bunun dalga dalga ülkeye yayılması konusunda destek verin” dedi. Dünya Robot Olimpiyatı 2024 Türkiye Uluslararası Finali için sayılı günler kaldı. Dünyanın dört bir yanından bilim ve robotiğe meraklı çocuklar ve gençleri İzmir’de buluşturacak WRO 2024 Türkiye Uluslararası Finali’nde, katılımcılar, robotik teknolojilerle ilgili bilgilerini genişletirken aynı zamanda farklı yerlerden gelen yaşıtlarıyla tanışıp fikir alışverişinde bulunacak. 28 - 30 Kasım tarihleri arasında Fuar İzmir’de yapılacak, 90 ülkeden, 562 takım, 3 bin 500 katılımcıyı ağırlayacak WRO 2024 Türkiye Uluslararası Finali öncesinde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya; İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir, Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatma Bezek, World Robot Olympiad Association Genel Sekreteri Claus Ditlev Christensen, İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve basın temsilcileri katıldı. Tezcan: "Bu fırsat dalgasını kaçırmayalım" İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan, teknolojinin dünyayı, hatta İzmir’i ve Türkiye’yi daha iyi bir yer yapmak için en önemli etkenlerden biri olduğunu söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını aktaran Tezcan, “2019 yılından beri, bu göreve atanana kadar geçen sürede bir düşünce kuruluşunda ekonomik program, kalkınma programı ile ilgili bir takım politika önerileri geliştiriyordum. Bizimki gibi gelişmekte olan bir ülkenin kalkınmasındaki en önemli etkenlerden biri, teknolojiyi hızla kendi ekonomi mekanizmasına adapte etmek ve sıçrayarak kalkınmayı denemek olmalı. Bunu değişik dönemlerde, değişik ülkeler gerçekleştirmiş. Şimdi bir ekonomistin, Schumpeter’in teorisine bağlı olarak söylemek gerekirse altıncı fırsat dalgasının başındayız. 2020’lerin başında başlayan ama pandemi nedeniyle biraz ertelenmek zorunda kalan dijital ve yeşil teknolojilere odaklanmış altıncı fırsat dalgasının en başından yakalama imkanına sahip durumdayız. Eğer bu defa Türkiye bu fırsat dalgasını bu iki teknolojinin üretilmesi, her yerde kullanılmasına adapte edebilirse biz de küresel ekonomi içindeki rolümüzü ve payımızı önemli ölçüde değiştirebilir, geliştirebiliriz. Bunun yapılabilmesi için küresel rekabetçilikteki rolümüzün hızla gelişmesi lazım. Bu da bilim, veri ve yenilikçilik politikasının tam anlamıyla anlaşılması, tüm ekonomik mekanizmanın da bu teknolojilerle yoğrulmasıyla mümkün. Bunu son 6 yıldır mümkün görüyorum, her yerde önermeye gayret ediyorum. Yeni görevimde de belediyenin faaliyetlerinde aynı çabayı gösteriyorum, devam da edeceğim. Hem belediye hem şahsım adına böyle bir etkinliğin İzmir’de olması, belediyemizin ve İZFAŞ’ın katkı veriyor olmasından çok gurur duyuyorum. Umarım buna benzer çabalar devam eder ve ülkemiz de teknolojiyi üreten ve mümkünse ihraç eden ülke konumuna gelir. Lütfen 28-30 Kasım’da bu etkinliği ziyaret edin. Genç arkadaşlarımızın projelerini dinleyin ve bunun dalga dalga ülkeye yayılması konusunda destek verin” dedi. Demir: "Her çocuk mucit doğar" Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir, “Çok heyecanlıyız. Biz ’her çocuk mucit doğar’ diyoruz. Çocuklarımız, öğrencilerimiz geleceğimizdir. Bütün yatırımlarımız onlar için. Bu çalışmalarımızdan birisi de WRO. İzmir’de unutulmaz bir deneyim yaşamaları için hazırlandık. Bu etkinlik hem ülkemizin, hem güzel İzmir’imizin tanıtımı için fırsat oldu. Lütfen etkinliğe gelin, çocukların projelerini dinleyin. Robot maçlarını izleyin. Çocukların yüzlerindeki heyecanı, öğrenme ve paylaşma isteğini görün. İyi ki varsınız, iyi ki geleceksiniz” diye konuştu. Christensen: "Unutulmaz bir deneyim için zemin hazırlandı" WRO’nun temel amacının gençlerin problem çözme becerileri ve geleceğin inşasında kullanacakları teknik becerileri geliştirmelerine katkı sunmak olduğunu belirten World Robot Olympiad Association Genel Sekreteri Claus Ditlev Christensen, “Günümüzde yenilikler olağanüstü hızla ilerliyor. Yapay zeka, teknoloji hayatımızı, çalışma şekillerimizi ve problem çözme yöntemlerimizi yeniden şekillendiriyor. Gençlerin teknolojiyi korkulacak bir şey olarak değil, dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilmek için bir araç olarak görmelerini istiyoruz. İzmir’in desteğiyle sadece WRO’yu Türkiye’ye getirmekle kalmadık, aynı zamanda tüm dünyadan gençlere ulaşabilme fırsatı elde ettik. İzmir’in misafirperverliği, inovasyon ve eğitime olan bağlılığı ile unutulmaz bir deneyim için zemin hazırlandı. Birlikte sadece robotlar inşa etmiyoruz aynı zamanda yarının zorluklarıyla, yaratıcılık, iş birliği ve güvenle başa çıkmaya hazır bir nesil inşa ediyoruz” ifadelerini kullandı. Bezek: "İzmir’e çok etki ediyor" İzmir’in ev sahipliği sürecini anlatan Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatma Bezek, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne böyle bir etkinliği Türkiye’ye getirmemizi sağladığı için çok teşekkür ediyorum, İZFAŞ’a, bize yıllardır inandığı için, derneğimizi 2015’ten beri destekliyor. İzmir’de WRO’nun ulusal etkinliğini düzenliyoruz ve İzmir’e çok etki ediyor. WRO takımlarının çoğu bu bölgeden. Böyle bir desteğin topluma da etkisini çok iyi görüyoruz. Bu desteğin devamını diliyoruz” dedi. Cumalıoğlu: "İzmir her birinin gençlik anılarında önemli bir yer tutacak" İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, “Bu etkinlik sadece İzmir için değil, aynı zamanda ülkemiz için de çok önemli bir tanıtım fırsatı sunuyor. İnanıyorum ki dünyanın dört bir yanından gelecek gençler, hayal güçleri ve yaratıcılıklarıyla gezegenimizin geleceğine ışık tutacak, ilham verecekler. Güzel İzmir her birinin gençlik anılarında önemli bir yer tutacak” şeklinde konuştu. Yarışacak takımın projesi hakkında bilgi aldılar Basın toplantısının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ramazan Tezcan ve davetliler Dünya Robot Olimpiyatı 2024 Türkiye Uluslararası Finali’ne katılarak Robomision Senior kategorisinde yarışacak Özel Çakabey Okulları’ndan Artifusion takımının projesini inceledi ve öğrencilerden proje hakkında bilgi aldı. “EARTH ALLIES” teması altında düzenlenecek Bu yıl “EARTH ALLIES” teması altında düzenlenecek finalde, bir yandan gezegenimizin sınırlı kaynaklarının verimli ve adil kullanımına odaklanan katılımcılar, diğer yandan da doğal afetler yaşanmadan ve yaşandıktan sonra robotik çözümlerden nasıl faydalanabileceğimize dair önerilerini paylaşacak. Türkiye’de ilk kez düzenlenecek organizasyon, sadece bilimsel ve teknolojik gelişime katkı sağlamakla kalmayacak aynı zamanda kültürel çeşitlilik ve iş birliği bilincini de artıracak.
26 Kasım 2024 Salı - 11:58 Mesut Toros: “Var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” Aliağa FK Teknik Direktörü Mesut Toros, Osmaniye FK maçını değerlendirerek, oyun güçlerinin artmasına rağmen bunu skora yansıtamadıkları için üzgün olduklarını ve çalışmaya devam edeceklerini ifade etti. TFF 3. Lig 3. Grup ekiplerinden Aliağa FK, 12. hafta mücadelesinde Osmaniye FK ile deplasmanda karşı karşıya geldi. İzmir ekibi, rakibiyle golsüz berabere kaldı. Karşılaşmaya dair açıklamalarda bulunan Aliağa FK Teknik Direktörü Mesut Toros, skor üretemedikleri için üzgün olduklarını ve daha çok çalışacaklarını ifade etti. Hücum anlamındaki tercihlerine de değinen Toros, “Deplasmanda oynadığımız play-off hattındaki Osmaniye FK karşısındaki mücadele gücümüz üst düzey olsa da, hücum anlamındaki tercihlerimizin sonuç vermemesi maçın beraberlikle sonuçlanmasını sağladı. Rakibimizin diziliş olarak değişkenlik gösteren anlayışına karşı hazırlıklıydık. Özellikle ön alan baskısı ve takım savunması anlamında takımım elinden geleni yaptı. Oyun zaman zaman gidip gelse de, topa sahip olan ve daha fazla üretmeye çalışan taraf bizdik. Üçüncü bölgedeki etkinliğimizi karar anlarına doğru yansıtabilseydik sonuç kesinlikle farklı olurdu. Hedefe giden yolda oyun gücümüz her geçen gün artsa da, bu güçlü oyunun skora yansımaması ve sonuç olarak maçın berabere bitmesi bizler adına tatmin edici değildi. Var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
İlklere imza atan İzmirli yüzücü Bengisu Avcı, Başkan Tugay’la buluştu
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:51 İlklere imza atan İzmirli yüzücü Bengisu Avcı, Başkan Tugay’la buluştu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Okyanus Yedilisi adı verilen dünyanın en zorlu yedi kanalından beşini yüzerek geçen ilk Türk kadını Bengisu Avcı’yı başarılı Molokai geçişi sonrasında makamında ağırlayarak tebrik etti. Okyanus Yedilisi adı verilen dünyanın en zorlu yedi kanalından beşini yüzerek geçen ve uluslararası alanda da ses getiren İzmirli yüzücü Bengisu Avcı bu başarının mutluluğunu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’la paylaştı. Başkan Tugay, kalplerinin önümüzdeki yıl Kuzey Kanalı (İskoçya-İrlanda) ve Molaki’yi geçerek seriyi tamamlayacak Bengisu Avcı’yla birlikte atacağını belirterek “Okyanus Yedilisi’ni tamamlayan ilk Türk kadınının İzmirli olması çok değerli. Bir Cumhuriyet kadınının başarısında yanında olmayı ve son kulaçlarını atıp karaya ayak bastığında onu karşılamayı istiyorum” dedi. “Kılavuzluk edecek” İzmir’de spor alanında yapılacak çok işin olduğunu, bu projeleri ise başarılı sporcuların daha da değerli kılacağını belirten Başkan Tugay, “Bengisu Avcı, sadece yedi kanal geçmeyecek. Kendisinden sonra kulaç atacak insanlara da kılavuzluk edecek. Onun deneyimi, yaşadıkları ve fikirleri kendisinden sonra gelecekler için çok önemli. Bengisu Avcı, İzmir’deki spor projelerimin ivme kazanmasına da değerli katkılar sağlayacaktır” diye konuştu. Başkan Tugay’a teşekkür eden Bengisu Avcı ise şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler’in küresel amaçları arasında yer alan Sudaki Yaşam için yüzüyorum. İzmir, kilometrelerce uzanan uzun sahil şeridi, mavi bayraklı plajları, festivalleri ile tam bir su sporları kenti. İzmir’in spor projelerini desteklemek benim için de gururu verici olacaktır.” Tarihin en başarılısı İzmirli ultramaraton yüzücüsü Bengisu Avcı, bugüne kadar Manş Denizi, Cebelitarık, Cook Boğazı, Catalina ve Molokai’yi başarıyla geçti. Molakai’yi geçen ilk Türk yüzücü unvanını taşıyan Bengisu, 12 saat 10 dakikalık derecesiyle Avrupa’nın da en hızlısı oldu. Manş Denizi ve Cebelitarık’ı en hızlı geçen Türk, Catalina ve Molokai’yi geçen ilk Türk kadını unvanlarının sahibi olan İzmirli yüzücü aynı zamanda Manhattan Adası’nı da en hızlı geçen isim olarak Türk açık su yüzme tarihinin en başarılı sporcusu oldu. Bengisu Avcı eşi ve antrenörü Egor Tropeano’nun da yer aldığı ziyarette Başkan Tugay’a Molokai geçişi sırasında teknede kullandığı özel formayı imzalı olarak hediye etti.
Başkan Sengel, ’Atatürk Evi’ çağrısını yineledi: "Yeter ki yok olmasın"
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:27 Başkan Sengel, ’Atatürk Evi’ çağrısını yineledi: "Yeter ki yok olmasın" Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, Çamlık’ta bulunan Atatürk Evi’nin restorasyonu ile ilgili bir kez daha çağrıda bulundu. Atatürk Evi’nin, çevresinde bulunan TCDD Tren Müzesi ve karşısında bulunan TCDD Lojmanları ile bir üçleme içerisinde yer aldığını belirten Başkan Ceritoğlu Sengel; “Restorasyonu kimin yaptığı önemli değil sadece bu yapı yok olmasın diyor ve Çamlık’a, Gökçealan’a, Havutçulu’ya hatta Selçuk’a yepyeni bir turizm lokasyonu kazandırmak istiyoruz” dedi. Selçuk’a bağlı Çamlık köyünde bulunan Atatürk Evi’nin restorasyonuna dair 2019 yılında başlayan süreci anlatan Başkan Ceritoğlu Sengel, “Çamlık’tan Gökçealan’a dönen, diğer tarafta Aydın’a giden, Çamlık’ın tam karayolu üzerinde olan aslında çok güzel bir üçlemede yer alan Atatürk Evi var. 2019 yılında göreve geldiğim zaman en büyük hayalim bu üçlemenin hayat bulur hale gelmesiydi. Tren Müzesi çok fazla sayıda ziyaretçi alan bir yerdir aynı şekilde bu noktada da Atatürk Evi’nin ve diğer yapıların tamamlanması en büyük isteğimizdir. Bu yüzden Devlet Demir Yolları’ndan lojmanı da talep ettik. ’Restorasyon çalışmasını yapalım kiralayalım’ dedik. Nitekim 2019 yılının Temmuz ayı itibariyle Milli Emlak Müdürlüğüne gönderdiğimiz bir yazı vardı. Restoratörler YİKOB’tan geldiler. Ölçtüler, kontrol ettiler. Aradan zaman geçince burayı bize vermeleri için talebimizi yaptık. Dönemin valisi ’Biz buraya bir bakalım’ dedi ve o dönemde restoratörler geldi. Sonra vali değişti. Yeni vali göreve geldiğinde kendisine de bire bir anlattık. Aradan zaman geçip hala yapılmadığını fark edince 2022’de tekrar yazı yazdık. Burayı yapacaksanız siz yapın ama eğer yapılmayacaksa burası gerçekten zarar görüyor bize yetki verin biz yapalım dedik” diye konuştu. Atatürk Evi’nin restorasyonuyla Selçuk’ta Çamlık, Gökçealan ve Havutçulu’nu kapsayan yepyeni bir destinasyon alanı kazandıracaklarını belirten Başkan Ceritoğlu Sengel, “Yanlış algılar oluyor ama Selçuk bizim, burada yaşayanların. Biz burada doğduk, burada öleceğiz. O yüzden tekrar söylüyorum; kimin yaptığı hiç önemli değil sadece yok olmasın, bizim için bu çok kıymetli. Çamlık’a, Gökçealan’a, Havutçulu’ya hatta Efes Selçuk’a yepyeni bir turizm lokasyonu oluşturacağız” diye konuştu. 1937 yılında Atatürk’ün Ege Manevralarına katılmak için trenle geldiği Selçuk’ta kaldığı yapının restorasyonu için geçtiğimiz günlerde Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, Çamlık Mahallesi Muhtarı Talat Ünlü ile birlikte bir çağrı yapmıştı.
İranlı meme kanseri hastası İzmir’de sağlığına kavuştu
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:27 İranlı meme kanseri hastası İzmir’de sağlığına kavuştu İran’da meme kanseri teşhisi konan Fatemeh Ashrafı Najafabad, kuzeninin de tavsiyesiyle Türkiye’ye gelerek tedavisini İzmir’de sürdürdü. Akıllı ilaç tedavisiyle sağlığına kavuşan ve artık İzmir’de yaşamaya başlayan Najafabad, “Şifayı nerede bulursan orası senin vatanındır. Türkiye de bana ikinci vatan oldu” dedi. İran’ın Urmiye şehrinde yaşayan 49 yaşındaki Fatemeh Ashrafı Najafabad, 3 yıl önce kendisini elle muayene ederken göğsünde bir kitle hissetti. Bunun üzerine Tahran’da bir hastaneye başvuran Najafabad’a yapılan tetkiklerde, sağ memesinde kitle olduğu tespit edildi ve meme kanseri teşhisi konuldu. 3 çocuk annesi Najafabad o süreçte önce 1 yıl boyunca kemoterapi, ardından da ışın tedavisi gördü. Bir yıllık tedavi süreci sonrası talihsiz kadın, yapılan check up’ta bu sefer kanserin akciğer metastazı yaptığını öğrendi. Avrupa yerine Türkiye’yi tercih etti Metastaz fazlalaşınca pozitron emisyon tomografisi (PET-CT) çekilen ve kanserin beyin metastazı yaptığı tespit edilen Najafabad’ın 2 yılın sonunda gözleri görmemeye başladı. Hastalığına çare arayan kadına doktorlar tarafından akıllı ilaç tedavisi önerildi ve ‘ilaç tedavisine başladığı taktirde 4 ile 6 ay daha fazla yaşayabileceği’ söylendi. Tedavi süreci için çeşitli Avrupa ülkelerinde hastane aramaya başlayan Najafabad, kuzeni Morteza Jahanbakhsh Hesar’ın önerisi ve Türkiye’nin sağlık sistemine güvenmesi sonucu eşi Mohammed Najafabad ile birlikte 8 ay önce İzmir’e gelmeye karar verdi. Najafabad burada, Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi’ne başvurdu ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü’nün takibine girdi. 14 seans ışık tedavisi ve ardından kemoterapi tedavisi aldı. Tedavisi başarıyla tamamlandıktan sonra İzmir’de yaşamaya başlayan ve kontrollerini aksatmadan sürdüren Fatemeh Ashrafı Najafabad, “Şifayı nerede bulursan orası senin vatanındır. Türkiye de bana ikinci vatan oldu” diye konuştu. “Çok zor günler geçirdim” Hastalık sürecini anlatan Fatemeh Ashrafı Najafabad, “Meme kanseri olduğumu öğrendim. Urmiye’den Tahrana gittim ve ameliyat oldum. Daha sonra 7 ay tedavi gördüm. Doktorlar, kanserin akciğerime sıçradığını söyledi. Onun için de tedavi gördüm. İlerleyen süreçte gözlerim görmemeye başladı. Tedavi için Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Uçak bulamayınca bir taksi tuttuk ve yaklaşık 25 saatlik yolculuğun ardından İzmir’e ulaştık. Burada çok zor günler geçirdim. Tedavimi sürdürdüm ve sağlığıma kavuştum. Şu an daha iyiyim. Kuzenime ve doktoruma minnettarım. Bana çok yardımcı oldular” ifadelerini kullandı. “Türkiye’yi tavsiye ettim” Hollanda’da yaşayan kuzeni Morteza Jahanbakhsh Hesar ise ilacı tedarik etmek için Avrupa ülkelerinde araştırmalara başladığını belirtti. Sözlerini sürdüren Hesar, şunları kaydetti: “En son Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Benim de İzmir’de sağlık alanında geçmişim var. O yüzden direkt Türkiye’yi tavsiye ettim. Kuzenim ve eşi taksiyle İran’dan İzmir’e geldi. Biz de annemle birlikte hastaneye giderek işlemleri başlattık. Gelir gelmez hemen hastaneye yatırdılar ve bir sürü tahlil yaptılar. Sonra akıllı ilaçlarla tedavi süreci başladı.” “Akıllı ilacın uygun olduğuna karar verdik” Tedavi sürecine dair bilgiler aktaran Doç. Dr. Gürbüz Görümlü de “Hastamız dördüncü evre beyin ve akciğer metastazlı bir hasta. Meme kanseri sonucu beyin ve akciğerlerinde yaygın hastalığıyla bize başvurdu. Yurt dışında tedavisi bugüne kadar devam etmiş. Orada tedavi seçeneklerinin tükendiği ile ilgili bilgi verilmesi ve ulaşamadıkları bir ilaçtan bahsedilmesi üzerine, ikinci görüş almak üzere bize başvurdular. Biz de tetkiklerini yaptık. Hastamızın meme kanserinin son derece agresif türüne sahip olduğunu, tedavi seçeneklerini birkaç basamak olarak kullandığını ve hastalığın son derece ileri bir aşamaya geldiğini gördük. Hasta, solunum yetmezliği tablosuna yakın bir tabloda gittiği akciğer şikayetleriyle bize başvurmuştu. Beyin metastazına bağlı görme problemleri ve ayakta duramaz bir pozisyondaydı. Yaptığımız genetik test ve incelemelerden sonra bu hastada, yakın dönemde kullanıma giren akıllı ilaç ve kemoterapinin bir araya getirilmesiyle oluşan yüksek teknoloji ürünü yeni bir ilacın uygun seçenek olduğuna karar verdik. İlacın getirtilmesini takiben tedaviye başladık ve hastamız şu an son derece iyi. İlk uygulamanın ardından üç hafta içerisinde klinik şikayetlerinde düzelmeyi gözlemledik. Şu anda aktif bir şekilde tedaviye devam ediyoruz. Son kontrollerinde akciğer, radyolojik ve klinik şikayetlerinde de belirgin rahatlama olduğunu gördük. Beyin metastazlarında da yapılmış bir tedaviyle gerileme olduğunu keşfettik” şeklinde konuştu. “Hastamız aktif hayatına devam edebilir” Bundan sonraki süreçte hastanın doktoru ile yakın ilişkisine devam etmesini, düzenli tedavi ve takiplerini sürdürmesini öneren Görümlü, “Bu tedaviler bazı hasta grubunda son derece etkili, uzun dönem faydalar sağlayabilmekte. Hastamız, aktif hayatına devam edebilir pozisyona geldi. Umarım bundan sonra bu tedaviyi güzel bir şekilde devam ettirebilecek” diye vurguladı.
NEET Gençler İzmir Araştırma Raporu tanıtıldı
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:23 NEET Gençler İzmir Araştırma Raporu tanıtıldı EGİAD tarafından hazırlanan "Birlikte Çözüm Arayışı-Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan (NEET) Gençler İzmir Araştırma Raporu" tanıtım toplantısında, ne eğitimde ne istihdamda olan (NEET) gençlerin istihdama katılabilmesi için yapılması gerekenler ele alındı. Günümüzde genç işsizliği sorunu hem dünyanın hem de Türkiye’nin en temel problemlerinden birisi olarak kabul edilmiş ve bu alanda pek çok politika uygulanmaya başlanmıştır. EGİAD olarak bu önemli soruna yerel düzeyde politika önerileri geliştirmek ve etkili çözümler sunmak hedefiyle, kamuoyunda “Ev Genci” olarak ifade edilen Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan (NEET) Gençlerin istihdama katılabilmesi için yapılması gerekenleri Kentimiz İzmir Derneği ile ele alan EGİAD-Ege Genç İş İnsanları Derneği, bir rapor hazırlayarak kamuoyunun dikkatine sundu. İzmir Kent Değerlerini Koruma ve Geliştirme Derneği olarak Doç. Dr. Işıl Kurnaz tarafından hazırlanan 98 sayfalık rapor, İzmir’deki NEET gençlerinin işgücü piyasasına katılımını teşvik etmeye yönelik politika önerileri ile dikkat çekti. EGİAD olarak, ulusal ve bölgesel sorunlara yönelik doğru politikalar izlenmesini sağlamak amacıyla stratejiler oluşturma hedefi ile oluşturulan EGİAD Think Tank olarak geçmiş yıllarda pek çok ekonomi ve kent raporu hazırlama fırsatı yakalayan kurum, son olarak kamuoyunda “Ev Genci” şeklinde yaygın olarak dillendirilen soruna ilişkin önemli bir Araştırma Raporu oluşturdu. “Ne Eğitimde Ne de İstihdamda Olan Gençler” veya kısa ismiyle “NEET Gençler” terminolojisiyle ifade edilen kavrama dikkat çeken EGİAD, bu sorunun çözümü için ise, ülke ve bölge düzeyinde olmak üzere, her ölçekte akılcı politikalara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. EGİAD Think Tank çalışmaları kapsamında "Birlikte Çözüm Arayışı - Ne Eğitimde Ne İstihdam Olan (NEET) Gençler İzmir Araştırma Raporu" başlığıyla hazırlan rapor ile Bakanlıklar ve Yerel Yönetimlere ulaşma hedefinde olan STK, karar alıcı ve uygulayıcı tüm paydaşlarla çözümün bir parçası olabilmeyi hedeflemekte. Raporun lansmanında iş dünyası ve basın mensuplarını Dernek Merkezinde buluşturan lansmana, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer ev sahipliği yaparken, Kentimiz İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce ve Doç. Dr. Işıl Kurnaz, İZPA-İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu da katılım sağladı. "Karşılık bulabileceğini düşünüyoruz" Lansmanla ilgili açıklama yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, "Ülkemiz maalesef OECD ülkeleri arasında yüzde 28 ile ev gençleri sıralamasında en üstte. Sürekli övündüğümüz genç nüfusu evlere mahkum etmemiz hem iş dünyası hem de toplum için bir problem olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden de aslında bir çözüm arayışı içerisindeyiz. Bu raporumuzun da bu yüzden çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Dünyadaki iyi örnekleri içeren, Türkiye’nin durum tespitini yapan, İzmir’in durum tespitini yapan ve İzmir için politika önerileri içeren bir rapor olduğu için oldukça değerli. Yerel yönetimimiz ve merkezi hükümetimizde de karşılık bulabileceğini düşünüyoruz" açıklamasına yer verdi. Toplantıda sunum gerçekleştiren Doç. Dr. Işıl Kurnaz ise, "Bizim ilk kez birincil olarak ele aldığımız bir konu ve NEET gençler ulusal istihdam stratejimizde de bir başlık haline geldi. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençler bir ülke için atalet problemi. Türkiye de bu yönde önemli bir mücadele sürdürüyor. Ancak uluslararası düzeyde karşılaştığımız zaman hala oranlarımız yüksek. Bugün de bunu bir sivil toplum kuruluşu bakışıyla ele almaya çalışacağız" dedi.
İzmir Kordon’da taşkınlara karşı kurulan beton bariyerlerin yüzde 60’ı tamam
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:21 İzmir Kordon’da taşkınlara karşı kurulan beton bariyerlerin yüzde 60’ı tamam İzmir Kordon’da, deniz taşkınlarına karşı önlem amaçlı kurulmaya başlanan beton bariyer projesinin yüzde 60’ı tamamlanırken, toplam bin 700 metrelik projenin 1 kilometrelik kısmının bitmesiyle peyzaj çalışmalarına geçildi. İzmir’in kalbi Alsancak Kordon’da, geçtiğimiz yıl sağanak yağmur ve fırtınayla birlikte yaşanan deniz taşkını, onlarca ev ve iş yerini sular altında bırakmıştı. Milyonlarca liralık hasar sonrası İzmir Büyükşehir Belediyesi, taşkınların önüne geçmek için “Kordon Acil Eylem Paketi” hazırlamıştı. Gündoğdu Meydanı’na kadar beton bariyerlerin kurulumu bitti, peyzaj başladı Bu kapsamda, Alsancak Limanı’ndan itibaren sahil şeridine beton bariyerler kurulurken, İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı ile Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı çalışmaları hızlandırdı. Gündoğdu Meydanı’na kadar bariyer kurulumu tamamlanırken, bin 700 metrelik projenin yaklaşık 1 kilometrelik kısmı bitti. Betonarme imalatların büyük bölümünün tamamlanmasıyla alanda peyzaj düzenlemelerine geçildi. Yüzde 60 oranında ilerleme sağlayan projenin geri kalan yüzde 40’lık kısmının ise yıl sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. 22 adet sel kapısı Kurulan bariyerler sayesinde deniz suyu, mıhtemel taşkınlarda mümkün olduğunca kıyı hattında kalacak. Proje kapsamında alanda bulunan asfalt yüzeyler geçirgen yüzey haline dönüştürülecek. Böylece suyun drenajı sağlanmış olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesinin Kordon Acil Eylem Paketi çalışmaları, 3 ana düzenlemeyle hayata geçecek. Güzergâh boyunca oluşturulacak 22 adet sel kapısı, acil durum uyarılarında kapatılarak denizden gelen suyun kara tarafına geçişi engellenecek. Dalganın en çok etki gösterdiği ve can güvenliğini tehdit eden Cumhuriyet Meydanı kıyısında da önlem alınacak. Bu noktada denizden gelen dalganın aşma etkisini azaltmak amacıyla kıyı hattına kronman duvarı monte edilecek. Böylelikle hava şartlarının olumsuzlaştığı dönemlerde dalganın tehdit oluşturması engellenecek.
NEET Gençler İzmir Araştırma Raporu tanıtıldı
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:20 NEET Gençler İzmir Araştırma Raporu tanıtıldı EGİAD tarafından hazırlanan "Birlikte Çözüm Arayışı-Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan (NEET) Gençler İzmir Araştırma Raporu" tanıtım toplantısında, ne eğitimde ne istihdamda olan (NEET) gençlerin istihdama katılabilmesi için yapılması gerekenler ele alındı. Günümüzde genç işsizliği sorunu hem dünyanın hem de Türkiye’nin en temel problemlerinden birisi olarak kabul edilmiş ve bu alanda pek çok politika uygulanmaya başlanmıştır. EGİAD olarak bu önemli soruna yerel düzeyde politika önerileri geliştirmek ve etkili çözümler sunmak hedefiyle, kamuoyunda “Ev Genci” olarak ifade edilen Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan (NEET) Gençlerin istihdama katılabilmesi için yapılması gerekenleri Kentimiz İzmir Derneği ile ele alan EGİAD-Ege Genç İş İnsanları Derneği, bir rapor hazırlayarak kamuoyunun dikkatine sundu. İzmir Kent Değerlerini Koruma ve Geliştirme Derneği olarak Doç. Dr. Işıl Kurnaz tarafından hazırlanan 98 sayfalık rapor, İzmir’deki NEET gençlerinin işgücü piyasasına katılımını teşvik etmeye yönelik politika önerileri ile dikkat çekti. EGİAD olarak, ulusal ve bölgesel sorunlara yönelik doğru politikalar izlenmesini sağlamak amacıyla stratejiler oluşturma hedefi ile oluşturulan EGİAD Think Tank olarak geçmiş yıllarda pek çok ekonomi ve kent raporu hazırlama fırsatı yakalayan kurum, son olarak kamuoyunda “Ev Genci” şeklinde yaygın olarak dillendirilen soruna ilişkin önemli bir Araştırma Raporu oluşturdu. “Ne Eğitimde Ne de İstihdamda Olan Gençler” veya kısa ismiyle “NEET Gençler” terminolojisiyle ifade edilen kavrama dikkat çeken EGİAD, bu sorunun çözümü için ise, ülke ve bölge düzeyinde olmak üzere, her ölçekte akılcı politikalara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. EGİAD Think Tank çalışmaları kapsamında "Birlikte Çözüm Arayışı - Ne Eğitimde Ne İstihdam Olan (NEET) Gençler İzmir Araştırma Raporu" başlığıyla hazırlan rapor ile Bakanlıklar ve Yerel Yönetimlere ulaşma hedefinde olan STK, karar alıcı ve uygulayıcı tüm paydaşlarla çözümün bir parçası olabilmeyi hedeflemekte. Raporun lansmanında iş dünyası ve basın mensuplarını Dernek Merkezinde buluşturan lansmana, EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer ev sahipliği yaparken, Kentimiz İzmir Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yüce ve Doç. Dr. Işıl Kurnaz, İZPA-İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu da katılım sağladı. "Karşılık bulabileceğini düşünüyoruz" Lansmanla ilgili açıklama yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, "Ülkemiz maalesef OECD ülkeleri arasında yüzde 28 ile ev gençleri sıralamasında en üstte. Sürekli övündüğümüz genç nüfusu evlere mahkum etmemiz hem iş dünyası hem de toplum için bir problem olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden de aslında bir çözüm arayışı içerisindeyiz. Bu raporumuzun da bu yüzden çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Dünyadaki iyi örnekleri içeren, Türkiye’nin durum tespitini yapan, İzmir’in durum tespitini yapan ve İzmir için politika önerileri içeren bir rapor olduğu için oldukça değerli. Yerel yönetimimiz ve merkezi hükümetimizde de karşılık bulabileceğini düşünüyoruz" açıklamasına yer verdi. Toplantıda sunum gerçekleştiren Doç. Dr. Işıl Kurnaz ise, "Bizim ilk kez birincil olarak ele aldığımız bir konu ve NEET gençler ulusal istihdam stratejimizde de bir başlık haline geldi. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençler bir ülke için atalet problemi. Türkiye de bu yönde önemli bir mücadele sürdürüyor. Ancak uluslararası düzeyde karşılaştığımız zaman hala oranlarımız yüksek. Bugün de bunu bir sivil toplum kuruluşu bakışıyla ele almaya çalışacağız" dedi.
İranlı meme kanseri hastası İzmir’de sağlığına kavuştu
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:19 İranlı meme kanseri hastası İzmir’de sağlığına kavuştu İran’da ‘beyin ve akciğer metastazı yapmış dördündü evde meme kanseri’ teşhisi alan Fatemeh Ashrafı Najafabad, kuzeninin de tavsiyesiyle Türkiye’ye gelerek tedavisini İzmir’de sürdürmeyi tercih etti. Akıllı ilaç tedavisiyle sağlığına kavuşan ve artık İzmir’de yaşamaya başlayan Najafabad, “Şifayı nerede bulursan orası senin vatanındır. Türkiye de bana ikinci vatan oldu” dedi. İran’ın Urmiye şehrinde yaşayan 49 yaşındaki Fatemeh Ashrafı Najafabad, 3 yıl önce kendisini elle muayene ederken göğsünde bir kitle hissetti. Bunun üzerine Tahran’da bir hastaneye başvuran Najafabad’a yapılan tetkikler sonucu, sağ memesinde kitle olduğu tespit edildi ve meme kanseri teşhisi konuldu. 3 çocuk annesi Najafabad o süreçte önce 1 yıl boyunca kemoterapi, ardından da ışın tedavisi gördü. Geçen 1 yılın ardından kontroller için tekrar hastanenin yolunu tuttu. Talihsiz kadın, orada yapılan check up’ta bu sefer kanserin akciğer metastazı yaptığını öğrendi. Avrupa yerine Türkiye’yi tercih etti Metastaz fazlalaşınca Pozitron Emisyon Tomografisi (PET-CT) çekilen ve kanserin beyin metastazı yaptığı tespit edilen Najafabad’ın 2 yılın sonunda gözleri görmemeye başladı. Hastalığına çare arayan kadına doktorlar tarafından akıllı ilaç tedavisi önerildi ve ‘ilaç tedavisine başladığı taktirde 4 ile 6 ay daha fazla yaşayabileceği’ söylendi. Tedavi süreci için çeşitli Avrupa ülkelerinde hastane aramaya başlayan Najafabad, kuzeni Morteza Jahanbakhsh Hesar’ın önerisi ve Türkiye’nin sağlık sistemine güvenmesi sonucu eşi Mohammed Najafabad ile birlikte 8 ay önce İzmir’e gelmeye karar verdi. Najafabad burada, Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi’ne başvurdu ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürbüz Görümlü’nün takibine girdi. 14 seans ışık tedavisi ve ardından kemoterapi tedavisi aldı. Tedavisi başarıyla tamamlandıktan sonra İzmir’de yaşamaya başlayan ve kontrollerini aksatmadan sürdüren Fatemeh Ashrafı Najafabad, “Şifayı nerede bulursan orası senin vatanındır. Türkiye de bana ikinci vatan oldu” diye konuştu. “Çok zor günler geçirdim” Hastalık sürecini anlatan Fatemeh Ashrafı Najafabad, “Meme kanseri olduğumu öğrendim. Urmiye’den Tahrana gittim ve ameliyat oldum. Daha sonra 7 ay tedavi gördüm. Doktorlar, kanserin akciğerime sıçradığını söyledi. Onun için de tedavi gördüm. İlerleyen süreçte gözlerim görmemeye başladı. Tedavi için Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Uçak bulamayınca bir taksi tuttuk ve yaklaşık 25 saatlik yolculuğun ardından İzmir’e ulaştık. Burada çok zor günler geçirdim. Tedavimi sürdürdüm ve sağlığıma kavuştum. Şu an daha iyiyim. Kuzenime ve doktoruma minnettarım. Bana çok yardımcı oldular” ifadelerini kullandı. “Türkiye’yi tavsiye ettim” Hollanda’da yaşayan kuzeni Morteza Jahanbakhsh Hesar ise ilacı tedarik etmek için Avrupa ülkelerinde araştırmalara başladığını belirtti. Sözlerini sürdüren Hesar, şunları kaydetti: “En son Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Benim de İzmir’de sağlık alanında geçmişim var. O yüzden direkt Türkiye’yi tavsiye ettim. Kuzenim ve eşi taksiyle İran’dan İzmir’e geldi. Biz de annemle birlikte hastaneye giderek işlemleri başlattık. Gelir gelmez hemen hastaneye yatırdılar ve bir sürü tahlil yaptılar. Sonra akıllı ilaçlarla tedavi süreci başladı.” “Akıllı ilacın uygun olduğuna karar verdik” Tedavi sürecine dair bilgiler aktaran Doç. Dr. Gürbüz Görümlü de “Hastamız dördüncü evre beyin ve akciğer metastazlı bir hasta. Meme kanseri sonucu beyin ve akciğerlerinde yaygın hastalığıyla bize başvurdu. Yurt dışında tedavisi bugüne kadar devam etmiş. Orada tedavi seçeneklerinin tükendiği ile ilgili bilgi verilmesi ve ulaşamadıkları bir ilaçtan bahsedilmesi üzerine, ikinci görüş almak üzere bize başvurdular. Biz de tetkiklerini yaptık. Hastamızın meme kanserinin son derece agresif türüne sahip olduğunu, tedavi seçeneklerini birkaç basamak olarak kullandığını ve hastalığın son derece ileri bir aşamaya geldiğini gördük. Hasta, solunum yetmezliği tablosuna yakın bir tabloda gittiği akciğer şikayetleriyle bize başvurmuştu. Beyin metastazına bağlı görme problemleri ve ayakta duramaz bir pozisyondaydı. Yaptığımız genetik test ve incelemelerden sonra bu hastada, yakın dönemde kullanıma giren akıllı ilaç ve kemoterapinin bir araya getirilmesiyle oluşan yüksek teknoloji ürünü yeni bir ilacın uygun seçenek olduğuna karar verdik. İlacın getirtilmesini takiben tedaviye başladık ve hastamız şu an son derece iyi. İlk uygulamanın ardından üç hafta içerisinde klinik şikayetlerinde düzelmeyi gözlemledik. Şu anda aktif bir şekilde tedaviye devam ediyoruz. Son kontrollerinde akciğer, radyolojik ve klinik şikayetlerinde de belirgin rahatlama olduğunu gördük. Beyin metastazlarında da yapılmış bir tedaviyle gerileme olduğunu keşfettik” şeklinde konuştu. “Hastamız aktif hayatına devam edebilir” Bundan sonraki süreçte hastanın doktoru ile yakın ilişkisine devam etmesini, düzenli tedavi ve takiplerini sürdürmesini öneren Görümlü, “Bu tedaviler bazı hasta grubunda son derece etkili, uzun dönem faydalar sağlayabilmekte. Hastamız, aktif hayatına devam edebilir pozisyona geldi. Umarım bundan sonra bu tedaviyi güzel bir şekilde devam ettirebilecek” diye vurguladı.
İEÜ’lü profesöre ‘uluslararası’ gurur
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:16 İEÜ’lü profesöre ‘uluslararası’ gurur İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Akdoğan, uluslararası alanda önemli bir göreve seçildi. Prof. Dr. Akdoğan, 42 ülkeden üyelerin yer aldığı Avrupa Biyotıp ve Sağlık Bilimleri Alanında Doktora Topluluğu’nun (ORPHEUS) akreditasyon komisyonu başkanlığına getirildi. Prof. Dr. Akdoğan, uluslararası alanda doktora eğitiminin kalitesini artırmak, profesyonel eğitim yoluyla lisansüstü okullar, fakülteler, departmanlar, araştırma öğrencileri ve danışmanlara destek sağlamak amacıyla çalışmalar yapacak. İEÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı ve Temel Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gül Akdoğan’a, başarılı çalışmaları dolayısıyla Rektör Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ve Dekan Prof. Dr. İlgi Şemin tarafından tebrik plaketi verildi. Lisans ve lisansüstü eğitim ile ilgili Avrupa’nın değişik ülkelerinde 50’den fazla eğitim toplantısı/çalıştay düzenleyen, yaklaşık 100 uluslararası yayına imza atan Prof. Dr. Akdoğan, bilgi ve deneyimiyle ülkemizi en iyi şekilde temsil edecek. Eğitimde mükemmellik ORPHEUS’un çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Akdoğan, “ORPHEUS’a, sağlık alanında doktora eğitimi veren kuruluşlar üye olabiliyor. Temel amaç, Avrupa ülkelerinde sağlık bilimleri ve biyotıp alanında doktora eğitimini mükemmelleştirerek, yarışmalı ortamda genç araştırıcılara parlak bir gelecek sağlamak. ORPHEUS; Avrupa Tıp Fakülteleri Derneği (AMSE) ve Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu (WFME) ile iş birliği içinde hareket eden, daha önce doktora eğitimi için ‘İyi Uygulamalar Kılavuzu’nu geliştiren bir topluluk. ORPHEUS Akreditasyon (Etiket) Komisyonu, Avrupa’da biyomedikal ve sağlık bilimleri doktora eğitimi veren kuruluşların, kendi doktora eğitim programları üzerine İyi Uygulamalar Kılavuzu çerçevesinde düşünmelerine yardımcı olmayı; bu süreçte kuruluşlara kapsamlı ve esnek bir prosedür sunarak öz değerlendirme sürecine destek sağlamayı hedefliyor. Komisyonda; Belçika, İsveç, Danimarka, İrlanda, Fransa, Hırvatistan ve Portekiz üniversitelerinden birer üye de bulunuyor” diye konuştu. Prof. Dr. Akdoğan, böylesine anlamlı ve önemli bir görevde bulunacağı için mutlu ve gururlu olduğunu belirterek, fark oluşturan nitelikli çalışmalara imza atmak istediğini sözlerine ekledi.
Seferihisar Belediyesi Ürkmez Doğanbey hizmet noktası yenilendi
06 Kasım 2024 Çarşamba - 10:10 Seferihisar Belediyesi Ürkmez Doğanbey hizmet noktası yenilendi Seferihisar Ürkmez ve Doğanbey’de ikamet eden vatandaşların belediye işlemleri için ilçe merkezine gitmesine gerek duymadan 5 yıldır hizmet alabildiği Ürkmez’deki hizmet noktası, fiziki olarak büyütülerek hizmet standartları yükseltildi. Yenilenen hizmet binasının açılış törenine Seferihisar Belediye Başkan Vekili Gökhan Pehlivan, başkan yardımcıları İnanç Karabulut, Nuriye Hepterlikçi, belediye meclis üyeleri ile vatandaşlar katıldı. Belediye Başkanvekili Gökhan Pehlivan, Ürkmez’e uzun seneler hizmet etmiş eski belediye başkanları Şerafettin Yeşilçayır, Halil Küçükkural, Osman Ürkmez ve Doğanbey’in eski belediye başkanı Halil Çadır’a teşekkür plaketlerini takdim etti. Pehlivan, "2019 yılında göreve geldiğimizde başkanımız sayın İsmail Yetişkin ile birlikte Ürkmez’e acilen bir hizmet binası kazandırmamız gerektiğini söylemiştik ve hiç zaman kaybetmeden bunu hayata geçirdik. Ürkmez’in daha kapsamlı ve modern bir hizmet binasına ihtiyacı olduğunu gördük. Bu nedenle bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz binayı tadilata alarak, Ürkmez-Doğanbey Hizmet Binası olarak vatandaşımızın hizmetine hazır hale getirdik. Bu bina, Ürkmez halkı için ayrı bir anlam taşıyor. Geçmişte Ürkmez Belediyesi hizmet binası olarak kullanılan, ardından gençlik merkezi olarak birçok etkinlik ve kursa ev sahipliği yapan bu yapı, şimdi hem belediye hizmetlerini hem de kurs faaliyetlerini barındıran bir merkez haline geldi. Burada belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra sosyal destek, psikolojik danışmanlık, sanat ve spor aktiviteleri, çocuklara yönelik eğitim kursları gibi birçok farklı hizmet verilebilecek. Bu mekan, Ürkmez’in neşesi ve huzurunu yansıtan, yaşayan bir merkez olacak’’ diye konuştu. Ürkmez Caddesi’nin güzergahında bulunan bina, başkanlık, vezne, emlak servisi, evde sağlık, sosyal işler, müzik, resim, çini seramik, cam kumlama, dikiş, özel eğitim, psikolojik danışmanlık, etüd dersleri faaliyetlerini kapsayacak şekilde vatandaşların ihtiyaçlarına olanak sağlayacak. Bu arada, zamandan tasarruf sağlayarak hizmetlere kolayca ulaşabilmenin avantajı ile çıkılan yolda Seferihisar Belediyesinin vatandaşa her koşulda ulaşmak için tüm imkanlarını sarf ettiği ve her koşulda desteğinin devam edeceğinin güvencesi olduğu belirtildi. Öte yandan, bir ilk gerçekleşerek Seferihisar Belediyesi’nin meclis toplantısı bu kez yeni hizmet binasında yapıldı.
Türkiye ve Özbekistan halkı bu projeyle birbirini yakından tanıyacak
06 Kasım 2024 Çarşamba - 09:43 Türkiye ve Özbekistan halkı bu projeyle birbirini yakından tanıyacak Türkiye ile Özbekistan arasındaki ilişkilerin gelişmesini artırmak, iki ülkenin; bayramı, etkinliği, ortak günleri, anma programlarının araştırılması ve karşılaştırılması amacıyla başlayan proje kapsamında Özbekistan heyeti İzmir’e geldi. Araştırmanın, dünyada giderek artan bayram ve festival turizmine de katkıda bulunması, iki ülkenin ekonomisine de katkı sağlaması hedefleniyor. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Özbekistan Kalkınma Bakanlığı, iki ülkenin yükseköğretim kurumlarına yönelik proje çağrısı yaptı. Desteklenmeye layık görülen “Özbekçe ve Türkçe Geortonimlerin Dilsel-Kültürel ve Etno-Dilsel İncelemesi” isimli sosyal bilimler projesinin Türkiye tarafındaki yürütücüsü, Ege Üniversitesi (EÜ) Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Dili ve Lehçeleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Şahin oldu. Ortak projede Özbekistan tarafının yürütücüsü olarak ise Namangan Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi Özbek Dili ve Edebiyatı Bölümünden Prof. Dr. Nasircan Ulukov görevlendirildi. İki ülkenin bayramı ve şöleni karşılaştırılacak, iş birliği geliştirilecek Proje kapsamında, iki ülkenin; bayramı, şöleni, festivali, kandili ve anma günleri karşılaştırılacak. Yine tarih, sosyoloji, etnoloji, turizm, folklor ve hatta ilahiyat alanlarını da çeşitli noktalardan ilgilendiren bu konuların araştırılması, iki ülkenin iş birliğine katkı sağlayacak. İki halkın sevinçlerini ve acılarını da yakından tanımalarına katkı sağlayacak proje, 2 yıl boyunca devam edecek. İki ülkenin turizmine katkı sağlaması hedefleniyor Araştırmaların sonunda Özbekistan-Türkiye arasındaki benzerlikler (ortak günler, bayramlar, anmalar vs.) ve farklılıklarda tespit edilecek ve kitaplaştırılacak. Yine projenin dünyada giderek artan bayram ve festival turizmine de katkıda bulunması, bu sayede iki ülkenin ekonomisine katkı sağlaması hedefleniyor. Prof. Dr. Nasircan Ulukov öncülüğündeki Özbekistan heyeti de, proje kapsamında İzmir Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’ne geldi. Düzenlenen törende iş birliğinin artırılması için çalışmaların devam etmesi gerektiği vurgulandı. Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, projenin önemine dikkat çekerek, “Türkiye’de genelde dil çalışmaları, bir gramatik boyutta ya da herhangi bir metni tahlil etme boyutunda el alınıyor. Oysa bu projeyle, sadece gramatik olarak ele alınmıyor. Türk dilinin dünya tasavvurundaki ortak adlandırmayı bulduğumuz zaman, ortak kültürel aklı tespit etmiş olacağız. Hocalarımızın yapmak istediği şey budur. Bunun tanıtılması iki ülkeye katkı sağlayacaktır” dedi. Karşılıklı hediye takdiminin ardından tören son bulurken, Türkiye’den bir heyette önümüzdeki aylarda Özbekistan’a gidecek.