EKONOMİ - 03 Kasım 2024 Pazar 10:19

EİB ihracatında ekim bereketi

A
A
A
EİB ihracatında ekim bereketi

Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), ekim ayında 1 milyar 619 milyon dolarlık ihracata imza attı. EİB, 2023 yılı ekim ayındaki 1 milyar 466 milyon dolarlık ihracatını yüzde 10 artırmayı başardı.


Ekim ayında Türkiye’nin ihracatıysa yüzde 3,6’lık artışla 22,8 milyar dolardan 23,6 milyar dolara yükseldi. EİB’nin ekim ayındaki 1 milyar 619 milyon dolarlık ihracat seviyesi, 2024 yılının geride kalan 10 aylık diliminde aylık bazda rekor olarak kayıtlara geçti. EİB, 2024 yılının 10 aylık diliminde yüzde 1’lik artışla 15 milyar 233 milyon dolarlık ihracatı hanesine yazdırdı.



9 birlik ihracatını artırdı, 6 birlik 100 milyon dolar barajını aştı


EİB çatısı altındaki 12 ihracatçı birliğinin 9 tanesi 2023 yılı ekim ayına göre ihracatlarını artırmayı başarırken, 3 ihracatçı birliği 2023 yılı ekim ayı performansının gerisinde kaldı. 12 birliğin 6 tanesi ihracatta 100 milyon dolar barajını geçmeyi başardı. Ege İhracatçı Birlikleri, ekim ayında sanayi ürünleri ihracatını yüzde 4’lük artışla 756 milyon dolardan 786 milyon dolara taşırken, tarım sektörlerinin ihracatı yüzde 14’lük artışla 627 milyon dolardan 716 milyon dolara ilerledi. Egeli madenciler, 2024 yılındaki başarılı performanslarını ekim ayında da sürdürdüler ve yüzde 41’lik ihracat artışıyla Türkiye’ye kazandırdıkları döviz tutarını 82,8 milyon dolardan 116,6 milyon dolara taşıdılar.



Demir ve demirdışı metaller ihracatı zirvede yerini korudu


EİB bünyesinde uzun yıllardır ihracat şampiyonu olan Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği, ekim ayında ihracatını yüzde 3’lük artışla 179 milyon dolardan 184 milyon dolara çıkarırken, EİB çatısı altında zirvedeki yerini korudu.


Zeytin ve zeytinyağı ihracatı ihracat artış rekortmeni oldu


475 bin ton zeytinyağı ve 750 bin ton sofralık zeytin rekoltesiyle 2024/25 sezonuna giren Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği ekim ayında ihracatını yüzde 51’lik artışla 30 milyon dolardan 45,3 milyon dolara yükseltti. EZZİB bu performansıyla ekim ayında EİB bünyesinde hem ihracat artış rekortmeni oldu hem de önümüzdeki aylarda kıracağı yeni ihracat rekorlarının sinyalini verdi.



Gıda ihracatının lideri su ürünleri ve hayvansal mamuller


Su ürünleri, kanatlı eti, yumurta, süt ürünleri ve bal ihracatını bünyesinde barındıran Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ekim ayında ihracatını yüzde 21’lik artışla 128,7 milyon dolardan 156,4 milyon dolara taşıdı ve EİB bünyesinde zirve ortaklığını korudu.



Kuru meyve ihracatçıları vites artırdı


Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlıklı gıdalar listesinde yerini alan kuru meyveleri dünyanın dört bir tarafına ihraç eden Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incirde 2024/25 sezonunun başlamasıyla ihracatta yoğun bir dönem yaşıyor. EKMİB, ekim ayında ihracatta vites artırarak 122 milyon dolarlık ihracatı 144 milyon dolara çıkardı.



Yaş meyve sebze ve mamullerinde 129 milyon dolarlık ihracat


Ekim ayında satsuma mandalina ihraç sezonunu başlatan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, 2023 yılı ekim ayında 127 milyon dolar olan ihracatını 2024 yılı ekim ayında yüzde 2’lik artışla 129 milyon dolara yükseltti.



Ege Bölgesi’nin ihracatı 2 milyar 816 milyon dolar


Ege Bölgesi, 2024 yılı ekim ayında ihracatını yüzde 8’lik artışla 2 milyar 601 milyon dolardan 2 milyar 816 milyon dolara çıkarmayı başardı. İzmir, 1 milyar 488 milyon dolarlık ihracatla Ege Bölgesi’nin ihracatını domine etmeyi sürdürürken, Ege Bölgesi’ndeki iki serbest bölge İzmir’in ihracatına 288 milyon 80 bin dolarlık katkı sağladı.


Manisa, 515 milyon dolarlık ihracatını 522 milyon dolara çıkarırken, Denizli’nin ihracatı yüzde 16’lık artışla 334 milyon dolardan 386 milyon dolara yükseldi. Kuru incir üretiminin başkenti Aydın, ekim ayında 111,4 milyon dolarlık ihracat yapma başarısı gösterirken, Türkiye’nin su ürünleri ihracat lideri Muğla 104,5 milyon dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Muğla’yı 102,4 milyon dolarlık ihracatla Balıkesir izledi.



“İhracatçılar OVP’ye destek veriyor”


Türkiye’nin orta vadeli istikrar programında başarılı olabilmesi için ihracat hedeflerine ulaşmasının şart olduğunu dikkati çeken Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’nin ekim ayı ihracat performansının OVP’yi (Orta Vadeli Program) desteklediğine dikkat çekti.


“İhracatta daha başarılı bir tablo ortaya koyabilirdik” diyen Eskinazi, “Türk ihracatçısı dünya pazarlarında resesyonun yaşandığı bir dönemde ihracatta başarılı bir tablo ortaya koydu. Ege İhracatçı Birlikleri üyeleri olarak Türkiye ortalamasının da üzerine çıktık. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve ülkemizde 2025 yılında alınacak faiz indirim kararları Türk ihracatçısının finansmana erişimine olumlu katkı sağlayacak. 2025 yılının ikinci yarısında dünya genelinde ihracatçılarımız açısından daha uygun bir iklim oluşacağına inanıyoruz. OVP’de 2025 yılı için ortaya konulan 279,6 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için var gücümüzle çalışacağız. Gemileri yüzdürmek zorundayız” diye konuştu.



EİB ihracatında ekim bereketi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.