SPOR - 10 Ekim 2024 Perşembe 13:55

Altınordu’nun genç oyuncusu kupa tarihine geçti

A
A
A
Altınordu’nun genç oyuncusu kupa tarihine geçti

Altınordu’nun akademi takımlarında forma giyen Mustafa Duru, Türkiye Kupası’nda Küçükçekmece Sinopspor’a attığı golle tarihe geçti.


Altınordu’nun akademi takımlarında forma giyen Mustafa Duru, Türkiye Kupası’nda attığı golle tarihe geçti. Altınordu U17 Takımı’nın yanı sıra U16 Milli Takımı’nda da forma giyen genç oyuncu (15 yaş 4 ay), 9 takım arkadaşı ile birlikte Küçükçekmece Sinopspor ile oynanan maçın kamp kadrosuna alınmıştı. Karşılaşmanın 46. dakikasında oyuna giren Mustafa Duru, 86. dakikada takımı adına bir gole imza attı.


Mustafa Duru, atmış olduğu bu golle Türkiye Kupası tarihinin en genç golcüsü oldu.



Gençler göz doldurdu


Türkiye Kupası’nda genç oyunculardan oluşan bir kadrosu ile mücadele eden İzmir ekibinde kamp kadrosuna dahil edilen Altınordu U17 Takımı’nda forma giyen oyuncular forma şansı buldukları süre içinde göz doldurdu. Kadroya dahil edilen oyuncuların yaş ortalamasının ise 16 olduğu belirtildi. Altınordu Teknik Direktörü Olcay Şahan, Altınordu U17 Takımı’nda Bilal Demirağ, Ömer Yiğit Tiryakigil, Emre İnal, Eren Kaya, Mustafa Duru, Baran Yolaçan, Ata Gür, Adem Ali Barkın ve Sarp Kaçar’ı kupa maçının kadrosuna dahil etmişti. Altınordu’nun gençlerinden Mustafa Duru, Ömer Yiğit Tiryakigil, Adem Ali Barkın, Eren Kaya, Baran Yolaçan ise kupada forma şansı bulan isimler oldu.



Kastamonuspor hazırlıkları başladı


Öte yandan Altınordu, TFF 2. Lig’de hafta sonu Torbalı Metin Oktay Yerleşkesi’nde lider Kastamonuspor ile oynayacağı karşılaşmanın hazırlıklarına ara vermeden başladı. Pazar günü 15.30’da oynanacak müsabaka Altınordu’nun YouTube kanalından naklen yayınlanacak. İzmir ekibi, lideri devirerek 3 puana ulaşmayı hedefliyor.



Altınordu’nun genç oyuncusu kupa tarihine geçti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: "İsrail’in şımarıklığının Orta Doğu’yu ateşe atma ihtimalini değerlendiriyoruz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, "İsrail’in şımarıklığının Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta Doğu coğrafyasını ateşe atma ihtimalini değerlendiriyoruz. Türkiye olarak özgüvenliyiz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, AK Parti Genel Merkezi’nde basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı görevinde 1. yılını geride bıraktığını ve bu zamana kadar önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Yalçın, hazırladıkları "Hazırlık ve Katılım Süreci Açısından Yeni Anayasa" raporunda anayasanın içeriğine ilişkin bir değerlendirmenin olmadığını vurguladı. Demokratik bir olgunluk içinde anayasa hazırlık sürecinin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğine dair bir rapor oluşturduklarını bildiren Yalçın, "Türkiye’de sivil ve demokratik bir anayasayı yazma ve kabul etme olgunluğu gösterebilirsek, partimizin insan hakları başkanlığı olarak topluma söylemek istediğimiz siyasi pozisyonumuzu bu raporda ortaya koyduk” dedi. Dijital dünyanın insan hakları ve siyasete etkisine ilişkin bir rapor hazırladıklarına dikkati çeken Yalçın, raporu en kısa sürede açıklayacaklarını söyledi. Yalçın, "Sosyal medya mecraları ve dijital dünyada yaşanan gelişmelerin Türkiye’deki insan hakları meselesini nasıl etkilediği ve bu meseleye dair nasıl bir pozisyon alınması, siyaset ve hukuki düzen üretilmesi gerektiğini ele alan bir raporumuz var” ifadelerini kullandı. İsrail’in Filistin’deki soykırımı Filistin’de yaşananların insanlığın son yıllarda gördüğü en büyük katliamlardan birine dönüştüğünü söyleyen Yalçın, "İnsan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan Batılı iktidarlar, Gazze konusunda İsrail’e karşı bırakın herhangi bir tutum almayı, sonuna kadar onları destekleyen bir tavır içine girdiler. AK Parti olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Batılı devletlerin veya İslam dünyasının tutumu ne olursa olsun son derece ilkeli bir duruş sergiledik. İsrail meselesinin maalesef daha da büyüme ihtimali hepimizin malumu. İsrail’in şımarıklığının Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta Doğu coğrafyasını ateşe atma ihtimalini değerlendiriyoruz. Türkiye olarak özgüvenliyiz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz. İsrail’in oluşturduğu kaosun sonuçlarına savunma bakımından hazırlıklı olmak ayrı şey ama toplumsal bilinçlenmeyi artırma ve siyasetin dilinin ülkenin ulusal çıkarını önceleyen zemine gelmesini her fırsatta dile getirmek istiyoruz. Siyasetteki yumuşama, el sıkışma ve benzeri meseleleri hep bu çerçevede okumak gerektiği kanaatine sahibim” ifadelerini kullandı. Kadın cinayetleri ve cinsel istismar olayları Yalçın, son günlerde meydana gelen kadın cinayetleri ve cinsel istismar olaylarının da birim olarak öncelikli çalıştıkları konular olduğunu belirtti. Arka arkaya bazı olaylarla karşı karşıya kalındığını ve toplumun korktuğunu ifade eden Yalçın, "Bu olayların nasıl önleneceğiyle ilgili tartışma yapılıyor ama bu tartışmalar ne kadar sağlıklı yapılıyor? Mesela Türkiye’de suç oranlarının arttığı söyleniyor. Bu gerçekten öyle mi? Hırsızlık olaylarında yüzde 30 azalma var ama dolandırıcılıkta yüzde 11 artış var. Bunları bilmeden tekil olaylar üzerinden yapılacak değerlendirmeler bizi yanlış yerlere götürebilir. Dolandırıcılık kısmında dijital dünya, dünyanın ve teknolojinin gelişmesiyle yeni suç türleri ortaya çıkıyor. Türkiye’de seri katil hikayeleri çıkmaz. Türkiye’de asayiş olaylarında bilinen suç tipleri var. İnsanlar artık sanal dünyanın etkisiyle yeni bir öğrenme biçimi ediniyor. Başka dünyaların, başka suç türlerinin ithal edilme riskleri var. Bu sosyal gerçekliği algılamadan güncel olaylar üzerinden yapılan değerlendirmelerin eksik kalacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu. Bu olayları en aza indirmek için yapılması gereken çok şeyin olduğunu herkesin öngörebildiğini anlatan Yalçın, "Mahkemelerimizin bu tür konularda karar alma biçimleri toplumu doyurucu nitelikte mi, bunu gerçek bir zeminde konuşmamız gerekiyor" dedi. Sosyal medya mecraları Erişim engeli getirilen iletişim platformu Discord’a değinen Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu: "İçerisinde bir gencin, çocuğun kişisel gelişimini bozabilecek, satanist örgütlenmelere üye olmasını sağlayabilecek, nasıl katliam yapabileceğine dair uygulamalı dersler alabileceği yayın mecraları var. Çocuklarımız bu mecralara sınırsızca erişebilmeli mi başta bunu konuşmalıyız. 18 yaşına kadar ehliyet vermediğimiz çocukları sosyal medya trafiğinin içine sınırsızca atabilmeli miyiz? Özgürlük alanları nerede başlıyor, nerede kapanıyor? Bu yayın mecralarının birçoğunun ülkemizde merkezi yok. Devlet bunu bir şekilde düzenleyebilir. Toplumsal olarak mutabakat üreterek gerçek dünyayı nasıl bir hukuk düzeni haline getirdiysek sanal dünyayı da hukuk düzeni haline getirme şansına sahibiz ama bu mesele tartışmaya açıldığında nedense tartışmaya açılamaz bir özgürlük alanı gibi konuşuluyor."