Yerel Haberler
İstanbul
Kartal Belediyesi’nden Öğretmenler Günü’nde anlamlı konser 25 Kasım 2024 Pazartesi - 11:41:52 Kartal Belediyesi, Öğretmenler Günü’ne özel konser düzenledi. Sevilen sanatçı Özgür Doğan’ın şefliğini yaptığı Kartal Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu, halk müziğinin eşsiz eserlerini bu kez öğretmenler için icra etti. Soğanlık Kültür Merkezi’nde düzenlenen konsere Kartal Belediye Başkan Vekili Olcay Özgön, Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Adem Uçar ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Deniz Şahin, öğretmenler ve vatandaşlar katıldı. Yaklaşık 2 saat süren konserde Kartal Belediyesi Türk Halk Müziği Korosu birbirinden güzel türküler seslendirdi. Salonu dolduran müzikseverler, şef Özgür Doğan yönetimindeki koroya coşkuyla eşlik etti. Gecenin sonunda Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel adına sevilen sanatçı Özgür Doğan’a teşekkür plaketi takdim eden Başkan Vekili Olcay Özgön, “Öğretmenlerimiz, hayatlarımızda çok önemli bir yere sahip. Bugün burada onlara duyduğumuz saygıyı ve minneti türkülerimizle dile getirdik. Bu özel günde bizimle olan tüm sanatçılarımıza, koromuza ve etkinliğimize katılan kıymetli misafirlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Sanatla, kültürle dolu nice güzel etkinliklerde buluşmak dileğiyle" ifadelerini kullandı. Öğretmenler Günü dolayısıyla yapılan bir diğer program ise Kartal Belediyesi’ne bağlı kreşlerde gerçekleştirildi. Türkiye’nin en fazla kreşine sahip ilçe belediyesi olan Kartal Belediyesi, bu özel günde gelecek nesilleri yetiştiren öğretmenleri onurlandırdı. "Öğretmenlerimiz bizim için çok kıymetli" Kartal Belediyesi’nin 14 kreşinde eğitim alan yüzlerce minik öğrenci öğretmenleriyle birlikte 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlarken, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel adına etkinliklere katılan Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Dilek Kars ve Kreş Müdürü Hilal Kıraç öğretmenlerin heyecanına ortak oldu. Ziyaretlerde öğretmenlere hediyelerini takdim eden Başkan Yardımcısı Kars, Başkan Gökhan Yüksel’in sevgi ve tebriklerini iletti. Özverili çalışmaları için öğretmenlere teşekkür eden Kars, öğretmenlerin çocukların gelişimindeki rolüne dikkat çekerek, “Çocuklarımızın geleceği onların eğitimiyle şekillenecek. Bu yüzden kreş öğretmenlerimiz bizim için son derece kıymetli. Onların özverisi, bu ilçenin geleceğine yapılmış en değerli yatırımdır” dedi.
25 Kasım 2024 Pazartesi - 11:32 5. Esenler Film Festivali’nin jüri başkanı belli oldu Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 13-17 Aralık tarihleri arasında 5’incisi düzenlenecek olan Esenler Film Festivali’nin jüri başkanı, Türk sinemasının usta oyuncularından Fikret Kuşkan oldu. Ulusal ve uluslararası pek çok sinema profesyonelini İstanbul’da buluşturmaya hazırlanan 5. Esenler Film Festivali’nin ana jürisine, çok sayıda önemli filmde canlandırdığı karakterler ve unutulmaz performansları ile hafızalara kazınan usta oyuncu Fikret Kuşkan başkanlık edecek. Festivalin jürisi ise düzenlenecek basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşılacak. İlk kez jüri koltuğunda Kariyerine gişe rekorları kıran pek çok kült film, efsane olmuş diziler ve çok sayıda ödül sığdıran Kuşkan, ilk kez jüri koltuğuna oturacak. Kendine özgü tarzı ve başarılı oyunculuğuyla geniş kitlelerin beğenisini kazanan usta oyuncu, Esenler Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek Ustalık Sınıfı’na da konuk olarak tecrübelerini paylaşacak. Usta oyuncunun konuk olduğu söyleşinin moderatörlüğünü yönetmen ve yazar Prof. Dr. Cengis Asiltürk üstlenecek. Festivale rekor başvuru Bu yıl yurt içi ve yurt dışından çok sayıda önemli sinemacıyı İstanbul’da buluşturacak olan 5. Esenler Film Festivali’nin yarışma bölümlerine rekor düzeyde başvuru gerçekleşti. Festivalin kısa film yarışmasına 430 film başvururken, yapım destek yarışmasına ise 275 proje başvurdu. Toplamda 705 başvurunun yapıldığı iki kategoride de çeşitli film festivallerinden önemli başarılar elde eden yönetmenler dikkat çekti. Ulusal sinemaya büyük destek Kısa filmlere verdiği nakdi ve ayni yapım destek ödülleri ile sektöre önemli katkılarda bulunan 5. Esenler Film Festivali’nde beş gün boyunca; sinema profesyonelleri buluşmaları, söyleşiler, film galaları, ustalık sınıfları gibi pek çok etkinlik gerçekleşecek. Etkinliklere festivalin kısa film ve yapım destek kategorileri finalistlerinin yanı sıra sinema profesyonelleri ile sinemaseverler katılacak. Fikret Kuşkan Türk sinemasının en önemli ve etkili oyuncularından biri olan Fikret Kuşkan, 22 Nisan 1965’te İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünden mezun olduktan sonra, 1988 yılında Zülfü Livaneli’nin yönettiği “Sis” filmiyle oyunculuk kariyerine adım attı ve kısa sürede yeteneğiyle dikkat çekti. 1990’lı yıllarda Türk sinemasının önemli yapımlarında yer alan Kuşkan, “İki Başlı Dev” (1990), “Gizli Yüz” (1991), “Dönersen Islık Çal” (1993) ve “C Blok” (1994) filmlerdeki performanslarıyla geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. “Mustafa Hakkında Her Şey” (2003) filmine ismini veren karakterle unutulmazlar arasına giren aktör, 9 (2002) filmiyle Ankara Film Festivali’nde, Babam ve Oğlum’daki (2005) performansıyla İstanbul Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu seçildi ve SİYAD tarafından da bu kategoride üç kez ödüllendirildi. Özellikle “Babam ve Oğlum” filmindeki duygusal derinlik ve gerçekçilik, izleyicilerin hafızasında kalıcı bir iz bıraktı. Bu dönemde Kuşkan, yalnızca Türk sinemasının önemli bir figürü haline gelmekle kalmadı, aynı zamanda televizyon projelerinde de başarılı bir şekilde yer aldı. Televizyon kariyerinde, “Hanımın Çiftliği” (2010-2011) ve “Zalim İstanbul” (2019-2020) gibi dizilerle geniş bir kitlenin beğenisini kazandı. Bu projelerdeki karakterleriyle, farklı sosyo-ekonomik sınıflardan ve toplumsal kesimlerden gelen insanları başarılı bir şekilde canlandırarak geniş bir karakter yelpazesi sundu. Özellikle “Hanımın Çiftliği” dizindeki rolüyle, izleyiciye yalnızca dramatik bir karakteri değil, aynı zamanda dönemin ruhunu da etkili bir şekilde yansıttı. Fikret Kuşkan, sinema ve televizyon dünyasında çok yönlü bir oyunculuk sergileyerek, dramadan komediye, dönem filmlerinden güncel toplumsal yapıları ele alan projelere kadar birçok farklı karakterde başarılı performanslar sergiledi. Oyunculuğundaki çeşitlilik, yalnızca Türkiye’de değil, dünya çapında tanınmasını sağladı. 59 yaşındaki aktör hem televizyonda hem de sinemada başarılı performanslar sergilemeye devam etmekte ve bir duayen olarak saygı görmektedir.
25 Kasım 2024 Pazartesi - 11:31 Sürat Kargo 2025 yılında 125 elektrikli araca ulaşacak ‘Dünya Sürdürülebilir Taşımacılık Günü’ kapsamında açıklamalarda bulunan Sürat Kargo Genel Müdürü Cem Oğuz, “2025 yılında filomuzdaki elektrikli araç sayısı 125’e çıkacak. Bu araçlarla 3,8 milyon kargo teslim edilecek, 1,9 milyon kilometre yol yapılacak. Ayrıca bu sayede yıllık 975 bin ton karbon salımının önüne geçilecek ve 140 bin ağaca eş değer fayda sağlanacak” dedi. Sürdürülebilirlik konusunu bütünsel bir yaklaşımla ele alan ve sıfır atık projeleri, elektrikli araç yatırımları ve yeşil teknoloji kullanımı gibi bir dizi çalışma yürüten Sürat Kargo, 2025 yılında filosundaki elektrikli araç sayısını 125’e çıkaracak. Sürat Kargo Genel Müdürü Cem Oğuz, “Çevresel sorumluluk bilinciyle sürdürülebilirliği odak noktamız haline getiriyoruz. Sürdürülebilirlik dendiğinde ilk akla gelen elektrikli araçlar. Biz bu konuda yatırımlarımızı sürdürürken, onun öncesinde de planlamalarımızı en az kaynak tüketecek şekilde yapıyoruz” dedi. ’Dünya Sürdürülebilir Taşımacılık Günü’ kapsamında açıklamalarda bulunan Oğuz, “İklim değişikliği, enerji kıtlığı ve doğal kaynakların bilinçsiz tüketimi, gezegenimizin limitlerini her geçen gün zorluyor. Günde 600 binden fazla adrese ve milyonlarca müşteriye hizmet sunan Sürat Kargo olarak, doğa ile uyumlu bir gelecek oluşturmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Cem Oğuz, şirketin elektrikli araç yatırımlarıyla ilgili olarak da şu bilgileri verdi: "Birleşmiş Milletler’in (BM) belirlediği karbon azaltımı hedeflerine ulaşabilmemiz için 2.6 trilyon ağaç dikilmesi gerekiyor. 1 ton kargo kara yoluyla 1 kilometre mesafeye iletildiğinde yaklaşık 8 gram karbondioksit emisyonu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefini dikkate aldığımızda lojistik faaliyetleri kaynaklı emisyonların önemi daha da çok artıyor. Bu açıdan baktığımızda sektörümüzün üzerine büyük sorumluluklar düşüyor. Şirket olarak iş süreçlerimizi çevreye duyarlı ve gelecek nesillere karşı sorumluluk bilinciyle sürdürüyoruz. Türkiye genelinde hizmet verecek elektrikli araç filomuzu 2025 yılında 125 araca çıkararak bu hedef doğrultusunda önemli bir adım atmayı planlıyoruz." Kargo şubeleri şarj istasyonu olacak Ulusal kargo firmaları içinde Sıfır Atık belgesi alan tek firma olduklarının, 800 şube ve 8 bin personel ile Sıfır Atık Projesi’ni uyguladıklarının altını çizen Oğuz, şubelerinin aynı zamanda elektrikli araç şarj noktaları olacağını vurguladı. Cem Oğuz, “Sürat Kargo’nun yaklaşık 800’e yakın noktasının uygun olanlarının önüne elektrikli araç şarj istasyonları koyuyoruz. Gündüzleri müşterilerimiz orada araçlarını şarj edebilecek gece de biz kendi araçlarımızı şarj edeceğiz. Bir sonraki aşamada da aktarma merkezlerimizin uygun olanlarında güneş panelleri kurmaya başlayacağız” şeklinde konuştu. 140 bin ağaca eş değer fayda Yapılan açıklamaya göre, şirketin 2025 yılında devreye gidecek 125 elektrikli aracı ile 3,8 milyon kargo teslim edilecek, 1,9 milyon kilometre yol yapılacak (dünyanın etrafını 47 bin defa dolaşacak). Ayrıca bu sayede yıllık 975 bin ton karbon salımının önüne geçilecek ve 140 bin ağaca eş değer fayda sağlanacak.
İletişim Başkanı Altun, "İzzet Keribar Fotoğraf Sergisi" ve "Analogdan Dijitale Fotoğrafın Yolculuğu Sempozyumu"na katıldı
22 Kasım 2024 Cuma - 18:47 İletişim Başkanı Altun, "İzzet Keribar Fotoğraf Sergisi" ve "Analogdan Dijitale Fotoğrafın Yolculuğu Sempozyumu"na katıldı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "İzzet Keribar Fotoğraf Sergisi" ile "Analogdan Dijitale Fotoğrafın Yolculuğu Sempozyumu"na katıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İletişim Başkanlığınca düzenlenen "İzzet Keribar Fotoğraf Sergisi" ile "Analogdan Dijitale Fotoğrafın Yolculuğu Sempozyumu’na katıldı. İletişim Başkanı Altun, sempozyumdan önce sergiyi gezdi. Beyoğlu’ndaki bir otelde düzenlenen programa İletişim Başkanı Altun, İzzet Keribar, birçok fotoğraf sever ve basın mensupları katıldı. İzzet Keribar, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a hediye takdim etti. Program, saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başlarken İzzet Keribar’ın belgeseliyle devam etti. “Bugün artık büyük ve güçlü Türkiye var” Programda konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Bugünün Türkiye’sinde artık ne 60’larda kurumsal kimlik kazanan askeri ya da yargı vesayetine yer var, ne de o vesayeti savunanlara. Bugünün Türkiye’sinde artık ne 70’lerdeki istikrarsız siyaset ve ekonomiye yer var, ne de sağ-sol adı altında toplumsal alanı rehin alan radikalizme. Bugünün Türkiye’sinde artık ne 80’ler neslini topyekûn yok eden darbecilere yer var, ne de darbeye çanak tutan ideolojik müdahalelere, siyaset mühendislerine. Bugünün Türkiye’sinde artık ne 90’larda millete ’nerde bu devlet?’ dedirten derin ekonomik çöküntülere, siyasal kaoslara yer var, ne de siyaset alanına hükmeden bürokratik oligarşiye. Bugün bunlara yer yok. Bugün artık büyük ve güçlü Türkiye var” dedi. “İletişim Başkanlığı olarak, en büyük mücadelemizi ’hakikat’ krizine karşı veriyoruz” "Ülkemizde iletişim artık çok daha hızlı ve rahat kurulabilirken, bu oranın artması beraberinde ’dijital teröristlerin’ sayısını da artırmakta" diyen Altun, “Özellikle üzerinde durmak istediğim konulardan biri, sempozyuma da ismini veren ’analogdan dijitale yolculuk’ kavramı. Kavramın, fotoğraf sanatı adına ne anlam ifade ettiğini, birazdan başlayacak oturumlarda uzman isimlerden dinleyeceğiz. Ancak, kavramın yani ’analogdan - dijitale dönüşümün’ bizler için fırsatlar kadar krizleri de içinde barındırdığını bilmenizi isterim. İletişim Başkanlığı olarak, bilgiye ulaşmanın bu denli kolay olduğu “dijital dönüşüm” çağında, tüm çalışma arkadaşlarımla birlikte en büyük mücadelemizi “hakikat” krizine karşı veriyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonu doğrultusunda verdiğimiz bu “hakikat mücadelesinin”, Türkiye’yi eskiden olduğu gibi uluslararası bağımlılık düzenine mahkûm etmek isteyenlerin huzurunu bozduğu kesin. İşte huzuru bozulanlar, her gün yeni yeni yöntemlere başvuruyorlar. Bu yöntemlere örnek olarak; siber saldırıları, sanal âlemde yürütülen dezenformasyonları, kara propagandaları, beşinci kol ve terör örgütlerinin dijital faaliyetlerini verebilirim. Şurası net ki; giderek artan internet kullanım oranı sayesinde ülkemizde iletişim artık çok daha hızlı ve rahat kurulabilirken, bu oranın artması beraberinde “dijital teröristlerin” sayısını da artırmakta, hakikat krizini derinleştirmektedir. Durumun ciddiyetini aktarabilmek adına altını çizmeliyim ki; terörizm artık yeni formlar kazanmış durumda. Örgütler, yeni kurulan bu dijital medya düzenini; propaganda için, endoktrinasyon için, haberleşme için, militan ve sempatizan devşirmek için, eğitim için, hatta operasyonel kontrol ve sözde komuta için kullanıyor. Unutulmamalıdır ki içinde bulunduğumuz bu dijital dönüşüm çağında ismine ’dijital terörizm’ dediğimiz sorun da artık bir milli güvenlik meselesidir. Önümüzdeki dönemin en büyük mücadele alanlarından biri olan dijital dönüşümde, tüm kurumlarımıza, siyaset ve medya temsilcilerine hatta her bir vatandaşımıza büyük sorumluluklar düştüğünü bir kez daha hatırlatmak istiyorum” şeklinde konuştu. “İzzet Keribar Beyefendi, duruşuyla bize çok büyük dersler vermektedir” Sözlerine sanatçıya teşekkür ederek devam eden Altun, “Elinde fotoğraf makinesiyle 70’ten fazla ülke gezen ama en çok memleketini Türkiye’yi seven, en zor dönemlerde dahi asla vatanını terk etmeyi düşünmeyen büyük fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar Beyefendi, bu duruşuyla bize çok büyük dersler vermektedir. 88’inci yaşında hala ’Vatana nasıl faydalı olurum?’ sorusunun yanıtını arayan İzzet Keribar, bu bilinçle bizleri aydınlatmaktadır. Bizi bugün burada bir araya getiren, sanatın ve inceliğin peşinde bir ömür geçirmiş çınarımız sayın İzzet Keribar’a bize hatırlattıkları için tekraren şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. “Fotoğraf sanatı benim için sadece bir meslek değil” Programda açılış konuşmasını yapan Fotoğraf Sanatçısı İzzet Keribar ise, “Fotoğraf sanatı benim için sadece bir meslek değil. Aynı zamanda hayata dair duygularımı, düşüncelerimi ve gözlemlerimi ifade etmenin en güçlü yolu. Yaşam boyunca, her bir fotoğrafımda gerek farklı bir perspektiften görmeye çalıştım. Anların güzelliklerini, hayatın karmaşasını portrelerimde insan ruhunun derinliklerini yakalamaya gayret ettim. Bu akşam bana eşlik eden herkesle bu belgeseli izlemek benim için çok büyük bir onur. Bu belgesel film yalnızca benim değil benimle beraber çalışan, ilham veren, beni seven ve destekleyen tüm fotoğraf sanatçı dostlarım içindir. Türkiye’mizin fotoğraf ve sanat dünyasına bir armağandır. Sanatın gücüne inanan ve toplum üzerindeki etkisini önemseyen herkesin bu güzel ağırlık parçası olduğu biliyorum” diye konuştu.
Yenidoğan Çetesi davası 5. gününde devam ediyor: Örgüt yöneticisi savunma yapıyor
22 Kasım 2024 Cuma - 18:38 Yenidoğan Çetesi davası 5. gününde devam ediyor: Örgüt yöneticisi savunma yapıyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine beşinci gününde devam ediyor. Duruşmada örgüt yöneticilerinden İlker Gönen savunmasında, "Herkesin suçu olabilir. Suçum olabilir ama bebek katilliği ile kimse beni yaftalayamaz" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava beşinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, örgüt yöneticisi İlker Gönen savunma yaptı. “Aileler galeyana getirildi, kim bize sahip çıkacak?” Medisense şirketinde doktor olarak görev yapan ve iddianamede bebekler Kadan, Ayaz Karaduman, Öykü Helvacı, Havanur Karakoç ve Kerem Muhammed Tokluoğlu’nun ihmali davranış nedeniyle ölümüne sebep olma suçunu işlediği tespit edilen sanık Gönen savunma yaptı. Sanık Gönen savunmasında, “Karakoç bebeğin bağırsaklarında sorun vardı. Bebek Yalova’dan geldi. Bebeğin durumu kötüleşti. Bağcılar’da ameliyat oldu. Sonra sevk oldu. 64 gün sonra bebek vefat etti. Beni hemşireler 64 gün boyunca aradı. Bebeğe mama veriyorduk ağzından geliyordu. Ben bebeğin beslenemediği için ölmesiyle suçlanıyorum. Bebek Karakoç vefat ettikten sonra polis geldi bütün dosyalara el koydu ve bebeği Adli Tıp Kurumu morguna götürdü. Bebeğe otopsi yapıldı. Rapora göre bu bebeğin ölümü beslenememe değil, bağırsakların yırtılması. Masumiyet karinem varken, her şeyde gizlilik kararı varken, nasıl oluyor da haberlerde kanallarda sayfa sayfa çarşaf çarşaf yayınlanıyor bu iddialar ama benim avukatım ulaşamıyor. Bu Allahtan reva mıdır? Aileler galeyana getirildi. Kim bize sahip çıkacak?” dedi. “Medyada benim daha avukatım bana dosyayı getirmeden bakın ötenazi yapmışlar deniliyor” Sanık Gönen savunmasının devamında, “2. bebek Tokluoğlu, ben bu hastada kalp masajı yaptırmama yani Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa ötenazi yaptırmak ile suçlanıyorum. Çocuk oksijensiz kalarak doğuyor. Çocuğa yaklaşık 2 saat müdahale ediliyor. İnsanların sinir ucuna dokunacak kelimeler buluyorlar ‘pasif ötenazi’ gibi. Medyada benim daha avukatım bana dosyayı getirmeden bakın ötenazi yapmışlar deniliyor. İnsanların duyguları ile oynanıyor. Sağlıkta şiddet artıyor. Benim yüzümden 47 kişi bebek katilliği ile suçlanıyor. Bunun hesabını kim verecek?” şeklinde konuştu. “Suçum olabilir ama bebek katilliği ile kimse beni yaftalayamaz” İlker Gönen, “Herkesin suçu olabilir. Suçum olabilir ama bebek katilliği ile kimse beni yaftalayamaz. Bebek Kadan doğduğunda filmini bana attılar. Bana gönderdikleri filmde bir şey anlaşılmıyordu. Beni Fırat Sarı aradı 1 gün sonra bebek vefat edince. Bana bebeğin ölüm sebebi ile ilgili bir şey olabileceğini söyledi. Ben de bebeğin hayatını kaybettiğini, üzerinden 1 gün geçtiğini söyledim. Ben olmayan bir akciğer patlamasını görüp söylememekle, katillikle suçlanıyorum. Bu kadar iftira, yalan, işgüzarlık kolay mı? Benim bu iftiraya maruz kalma nedenim ne? Bu amaç ne? Medyaya bu kadar vermenin amacı ne? Kimi zor durumda bırakmak istiyorsunuz? Bu uzman görüşünü yazan kişiler iddialarda bulundular, bu uzman görüşünün kimse nasıl hazırlandığını sormadı. Ben burada bebek katilliği ile suçlanıyorum. Kimse bizim yanımızda duramadı. Medyada öyle bir baskı oluşturuldu ki. Yani biz ne yaptık?” şeklinde savunma yaptı. “Bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya vurdu” Sanık Gönen, “Bebek Helvacı olayında ben bebeğe katil ruhla, adrenalin yaptırmamakla suçlanıyorum. 2 aydır ben ne cezaevinde kalabiliyorum ne başka yerde yatabiliyorum. Sabahtan akşama kadar tapeler sayfa sayfa geziyor. Kim geri getirebilecek bizim itibarımızı? Ben 5 tane ölümle suçlanarak karşınızda duruyorum. Bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya vurdu. Biz kimseye tek kelime anlatamadık. Biz bir kere yaftayı yedik” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Yunan Bakan Stilyanidis ile bir araya geldi
22 Kasım 2024 Cuma - 18:35 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Yunan Bakan Stilyanidis ile bir araya geldi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı Hristos Stilyanidis ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nde bir araya geldi. Görüşmede iki ülke arasındaki ulaştırma projeleri ve deniz ticareti hakkında konular ele alındı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı Hristos Stilyanidis ile Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nde bir araya geldi. "Denizcilik konusunda adil ve rekabet edilebilirlik üzerine çok yararlı görüşmeler gerçekleştirdik" Basın açıklamasında konuşan Bakan Uraloğlu, "Denizcilik konusunda adil ve rekabet edilebilirlik üzerine çok yararlı görüşmeler gerçekleştirdik ve özel sektörün gelişimi ve yaygınlaşması noktasında hemfikir olduk. IMO’da Uluslararası Denizcilik Örgütü’nde çok güzel bir işbirliğimiz var onu mutlaka daha da geliştirmemiz noktasında mutabık kaldık. Yine karbonsuzlaştırma ve yeşil enerji konusunda nasıl işbirliği yapabileceğimizi konuştuk. Küresel olayların, savaşların denizcilik sektöründeki etkilerinin neler olduğu noktasında görüş alışverişinde bulunduk. Özellikle Ukrayna ve Filistin’de süren savaşın bu anlamdaki sektöre etkilerini yine karşılıklı değerlendirdik. Arayı fazla açmadan Yunanistan’da bu toplantının devamını yapmamız gerektiğini kendileri ifade etti, bizde en kısa zamanda inşallah Yunanistan’a gideceğiz ve ben bu vesile ile ülkemize ziyaretinden dolayı tekrar çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Yunanistan ve Türkiye sadece komşu iki ülke değil aynı zamanda iki partner ve iki ortak ülke" Yunan Bakan Hristos Stilyanidis ise, "Öncelikle sayın Bakan Uraloğlu’na nazik daveti için teşekkürlerimi sunmak istiyorum, bu güzel İstanbul şehrinde bizleri ağırladılar, bana ve beraberimdeki heyete gösterdikleri sıcak karşılama ve konukseverlikten ötürü kendisinde şükranlarımı sunuyorum. Burada olmak benim içim büyük bir mutluluk. İlk defa resmi olarak kendisi ile bir araya gelmiş olduk ve ben inanıyorum ki burada bizim yapmış olduğumuz bu toplantı Türkiye ile Yunanistan’ın denizcilik gibi önemli bir alandaki işbirliğinin daha da güncelleştirilmiş ve daha da kuvvetlendirilmiş halini temsil ediyor. Yunanistan ve Türkiye sadece komşu iki ülke değil aynı zamanda iki partner ve iki ortak ülke özelliklede söz konusu denizcilik sektörü olduğunda böylesi iki ülkenin işbirliği yapması zaten doğanın bir gereği" dedi. Basın açıklamasının ardından iki bakan görüşmeyi sonlandırarak ayrıldı.
Omsan Logistics’e ’Uluslararası Deniz Taşıması Firmaları’ ödülü
22 Kasım 2024 Cuma - 17:25 Omsan Logistics’e ’Uluslararası Deniz Taşıması Firmaları’ ödülü OYAK Şirketlerinden Omsan Logistics, bu yıl 15’inci kez düzenlenen Atlas Lojistik Ödülleri’nde, ‘Uluslararası Deniz Taşıması Firmaları (Gemi Sahipleri) Ödülü’ne layık görüldü. Ödüller, şirketin de katılımcıları arasında yer aldığı Logitrans Fuarı’nın ev sahipliği yaptığı törende takdim edildi. Lojistik sektörünün en prestijli organizasyonlarından Atlas Lojistik Ödülleri, Logitrans Fuarı’nda gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. Omsan Logistics, Türkiye lojistik sektörü medyasının ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle 15’inci kez gerçekleştirilen Atlas Lojistik Ödülleri’nde, ‘Uluslararası Deniz Taşıması Firmaları (Gemi Sahipleri) Ödülü’nün sahibi oldu. Yapılan açıklamaya göre, Özmal ve uzun dönem kiralamalarla birlikte toplam 14 gemiye sahip filosuyla şirket, ‘Yeşil Taşımacılık’ hedefleri doğrultusunda deniz yolu taşımacılığının ağırlığını her geçen gün artırıyor. Tahıl, cevher, çimento ve demir çelik başta olmak üzere farklı sektörlere dökme ve genel kargo yüklerinin taşınmasında lojistik ve liman hizmetleri sunan Omsan Logistics, proje bazlı parsiyel açık yük taşımalarını da gerçekleştiriyor. Akdeniz, Karadeniz, Avrupa, ABD, Brezilya ve Uzak Doğu limanlarına taşımalar gerçekleştiren şirket, Türk limanları arasında yapılan dökme yük taşımacılığında ‘taşıma hacmi en büyük firma’ unvanını da koruyor. Geniş hizmet yelpazesine sahip Türkiye lojistik sektörünün önde gelen şirketlerinden Omsan Logistics 46 yıllık tecrübesiyle; kara yolu, deniz yolu, hava yolu, demir yolu, intermodal taşımacılığı, serbest ve gümrüklü depolama, mikro dağıtım, otomotiv lojistiği, enerji lojistiği, proje taşımacılığı, ev ve ofis lojistiği, gümrükleme ve sigorta gibi geniş bir yelpazeyle yurt içi ve yurt dışında hizmetler sunuyor. Uçtan uca hizmet verme prensibi ve multimodal taşımacılık yetkinliğiyle yenilikçi ve alternatif çözümler geliştiren şirket, iş ortaklarının taleplerine uygun olarak hava, deniz, kara ve demir yolu taşımacılığı kombinasyonuyla multimodal hizmetler sunarak optimal bir hizmet ağı oluşturuyor. Daha yeşil bir dünya için çalışıyor Demir yolu tren işletmeciliği yetki belgesine sahip özel tren işletmecisi olan şirket, daha yeşil bir dünya için sürdürülebilirlik alanında somut adımlar atıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ‘Kombine Taşımacılık Yönetmeliği’ kapsamında Yeşil Lojistik Belgesi’nin de sahibi olan şirket, sürdürülebilirlik uygulamalarını tüm iş süreçlerinde yaygınlaştırıyor. ‘Yeşil Taşımacılık’ olarak da nitelendirilen deniz yolu ve demir yolu taşımacılığında fark oluşturan hizmetler sunan şirket, deniz yolu taşımalarının portföyündeki ağırlığını düzenli olarak artırıyor. Şirket, büyüme stratejisinin merkezinde yer alan çevreci yaklaşımı ve sunduğu hizmetlerle karbon salımının azaltılmasına da katkıda bulunuyor.
Üsküdar’da okula gitmek artık daha “Güvenli”
22 Kasım 2024 Cuma - 17:19 Üsküdar’da okula gitmek artık daha “Güvenli” Üsküdar Belediyesi tarafından hayata geçirilen “Güvenli Okul Sokakları” projesiyle okulların çevresindeki yaya yollarında güvenliği artırmak ve yaya konforu sağlamak amacıyla çalışma başlatıldı. Üsküdar Belediyesi, hayata geçirdiği "Güvenli Okul Sokakları" projesi ile okulların çevresindeki yaya yollarında güvenliği artırmak ve yaya konforunu sağlamak için yenilikçi bir planlama yapıyor. Proje kapsamında ilk olarak Yavuztürk İlkokulu çevresinde ilk pilot çalışma tamamlandı. Yapılan çalışmalar sonucunda okul çevresinde yapılan düzenlemelerle, öğrenciler kentteki günlük aktivitelerini daha keyifli ve güvenli bir şekilde deneyimlemeye başladı. Eski araç işgallerinin yerini, ebeveynlerimizin çocuklarını beklerken dinlenebileceği ve sosyalleşebileceği oturma alanları aldı. “Daha yaşanabilir ve çocuk dostu Üsküdar için adım atmaya devam ediliyor” Daha yaşanabilir ve çocuk dostu Üsküdar için adımlar atmaya devam eden Üsküdar Belediyesi proje ile okulların çevresindeki yaya yollarında güvenliği artırmak ve yaya konforunu sağlamak için yenilikçi bir planlama yaklaşımını benimsedi. İlk olarak Yavuztürk İlkokulu ile başlayan proje Altunizade Mahallesi’ndeki Ata Ortaokulu ve Kirazlıtepe Mahallesi’ndeki Şehit Salih Alışkan İlkokulu ile devam edecek. Taktiksel şehircilik kapsamında yapılan güvenli okul sokakları projesi yoğun ve yapılaşmış kent merkezlerinde hızlı ve esnek tasarım çözümleri üretmeyi amaçlıyor. Öğrencilerden Kerem Güler, daha önce okul önlerinin tehlikeli olduğunu dile getirerek, “Çocuklar artık burada oynayabiliyor. Artık böyle daha iyi oldu, kimseye araba çarpmaz.” dedi. Züleyha Çalışkan da yapılan uygulamadan ötürü memnuniyetini belirterek, “Artık annem beni merak etmiyor, çünkü buradan rahatlıkla geçebiliyorum.” şeklinde konuştu.
Yenidoğan Çetesi sanığının avukatı: “Basın mensupları müvekkilim dahil herkesi bebek katili yapmıştır”
22 Kasım 2024 Cuma - 17:16 Yenidoğan Çetesi sanığının avukatı: “Basın mensupları müvekkilim dahil herkesi bebek katili yapmıştır” İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine beşinci gününde devam ediyor. Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yeni doğan yoğun bakım sorumlu doktoru olarak çalışan ve 4 bebeğin ölümünde sorumluluğu olduğu iddianamede belirtilen Dursun Eryılmaz’ın savunması ile duruşma devam ediyor. Duruşmada sanık Eryılmaz savunma yaparken avukatı “Mahkemenin bir hükmü kalmamıştır, basın mensupları müvekkilim dahil herkesi bebek katili yapmıştır” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava beşinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yeni doğan yoğun bakım sorumlu doktoru olan; ayrıca Melek Süleymanoğlu, Öykü Helvacı, Havanur Karakoç ve Ayaz Karaduman bebeğin ölümünde sorumluluğu olduğu iddianamede belirtilen Dursun Eryılmaz savunma yaptı. “Fırat Sarı ile çalışırken 1 buçuk yıl içerisinde 800 bin lira para aldım” Fırat Sarı’yla ilgili konuşan Dursun Eryılmaz, “Fırat Sarı’yı çocuk pediatrisi olarak tanıyorum. Ben onun yanında çalışmadım. Benim çalıştığım hastaneyi Fırat Sarı satın aldı. Fırat Sarı ile çalışırken 1 buçuk yıl içerisinde 800 bin lira para aldım. Bebeklerin yoğun bakımlara transfer edileceğini biliyorduk. Ayaz bebeği hastaneden zorla almadım. Ailenin akraba evliliği olduğu söyleniyordu” ifadelerini kullandı. Sanık savunma yaptığı sırada söz alan müşteki avukatı, Ayaz bebeğin akraba evliliği olmadığının raporlandığını aktardı. Savunmasına devam eden sanık Eryılmaz, “Ayaz bebeğin ölüm haberini İlker Bey verdi ama aradan bir yıl geçti tam olarak emin değilim. Klavye bilgim çok az olduğu için epikrizler konusunda sekreter ve hemşirelerden klavye için destek aldığım zamanlar olmuştur” şeklinde konuştu. Duruşmada, sanık avukatı, basın mensuplarına tepki göstererek, “Mahkemenin bir hükmü kalmamıştır, basın mensupları müvekkilim dahil herkesi bebek katili yapmıştır” dedi. Duruşma, verilen aranın ardından sanık savunmaları ile devam edecek.
Bakan Uraloğlu: “Kalkınma Yolu projesi bitme noktasına geldi”
22 Kasım 2024 Cuma - 17:11 Bakan Uraloğlu: “Kalkınma Yolu projesi bitme noktasına geldi” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Turkuvaz Medya tarafından düzenlenen “Türkiye Yüzyılında Sürdürülebilir Ulaşım Zirvesi”ne katıldı. Kalkınma Yolu projesinin bitme noktasına geldiğini belirten Bakan Uraloğlu, "Gelecek sene içerisinde yapıma başlayabilir miyiz gayreti içerisindeyiz. Projede ilerliyoruz" dedi. Turkuvaz Medya Merkezi’nde düzenlenen zirvede havacılıktan karayollarına, denizcilikten demiryollarına ulaşım sektörü A’dan Z’ye masaya yatırıldı. Turkuvaz Medya Marka ve Pazarlama Grup Başkanı Sinan Köksal’ın açılış konuşmasıyla başlayan ‘Türkiye Yüzyılında Sürdürülebilir Ulaşım Zirvesi’nin ilk özel oturumunda Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Köşe Yazarı Okan Müderrisoğlu ve Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nu konuk etti. Ulaşımda Merkez Ülke Türkiye Oluyor Zirvede konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Orta Koridor üzerinden Bakü-Tiflis-Kars demiryolu ile Çin’den ülkemize ulaşan yükleri Marmaray ile Avrupa’ya ulaştırıyoruz. Bugüne kadar Orta Koridor’un geliştirilmesi kapsamında; Avrasya Tüneli, Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi mega projeleri hayata geçirdik ve yenilerine de devam ediyoruz. Azerbaycan ile ülkemiz arasındaki mesafeleri kısaltacak Zengezur Yolu, Bakü Limanı’nı doğrudan ülkemize bağlayacak. Çin, Doğu Asya ve Hindistan’dan gelen yükleri Basra Körfezi üzerinden Avrupa’ya taşıyacak Kalkınma Yolu projesinde de uluslararası iş birliği çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi. Kalkınma Yolu 20 gün kısaltır Kalkınma Yolu kapsamında Türkiye’den geçen 2 bin 94 km demiryolu bağlantısı için 727 kilometre yeni hat yaptıklarını, bin 923 kilometre karayolu koridoru içinse 331 km yeni otoyol yatırımı planladıklarını belirten Bakan Uraloğlu, “Yeni İpek Yolu olarak nitelendirdiğimiz Kalkınma Yolu Projesi ile ülkemizin ekonomik ve jeopolitik statüsünü daha da güçlendireceğiz. Bu projenin hayata geçmesiyle Asya ile Avrupa arasındaki seyahat süresini Türkiye üzerinden önemli ölçüde azaltacağız. Şu anda Kalkınma Yolu’nun alternatifi olarak kullanılan Süveyş Kanalı bağlantılı uluslararası Güney Koridor üzerinden Çin ile Avrupa arasındaki taşımacılık 35 gün 7 saat sürüyor. Ancak 2023’ten itibaren Süveyş Kanalı’nda ticari gemi geçişleri sıkıntıya girdi. Bu güzergah artık küresel denizcilik şirketleri tarafından tercih edilmemeye başladı ve bunun yerine Ümit Burnu’na yöneldiler. Çin’den kalkıp Ümit Burnu’na dönen gemiler de 35 günde ulaştıkları Londra’ya yaklaşık 45 gün 22 saatte ulaşıyor. Dolayısıyla biz bugün Kalkınma Yolu Koridoru’nu bitirmiş olsaydık 45 günlük süre 25 güne düşerek maliyetleri de düşürecekti” diye konuştu. Bakan Uraloğlu, Kalkınma Yolu Projesi’nde Katar, BAE, Irak ve Türkiye’nin olduğunu, projenin bitme aşamasına geldiğini, ülkelerin finansmanı konuştuğunu, önümüzdeki yıl içinde başlama gayreti içinde olduklarını vurguladı. Yolları 2026’da akıllandırıyoruz Son 22 yılda karayollarına yapılan yatırımların günümüzdeki değeri 280.6 milyar dolara ulaştığını söyleyen Bakan Uraloğlu, “2002’de 6 bin 101 km uzunluğundaki bölünmüş yol ağımızı 29 bin 653 km’ye çıkardık. Sadece 6 il birbirine bölünmüş yolla bağlı iken, 77 ili birbirine bölünmüş yolla bağladık. 8.5 milyon araç trafiği 30.5 milyona çıktı. ‘Bunları yapmasak ne olurdu’ diye düşünmek istemiyoruz. Bin 714 km olan otoyol uzunluğumuzu 3 bin 796 kilometreye yükselttik. 2028’de de bölünmüş yol ağımızı 31 bin 250 km’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Bugün bölünmüş yollarımız sayesinde seyahat konforunu arttırarak yollarımızdaki ortalama hızı 40 km‘den 88 km’ye yükselttik” dedi. Yola yerleşecek sensörler, kameralarla beraber aracın araçla ve yolla bağlantısını sağlayacaklarını anlatan Bakan Uraloğlu, “Güney Kore ve ABD’de modeller var. Biz kendi modelimizi yapıyoruz. TÜRKSAT, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Aselsan çalışıyor. Hasdal-İstanbul Havalimanı arasında 30 kilometrelik bölümde deneme sürecini başlatıyoruz. 2026’da uygulamaya girer. Yollarımıza toplam 15 bin km karayolu ağına fiber kablo tesis edilmesi için çalışmalarımızı aşama aşama sürdürüyoruz” açıklamasında bulundu. Yavuz Sultan Selim’e demiryolu ihalesi seneye 2023’te 13 bin 919 km olan demiryolu ağını 2028’de 17 bin 287 km’ye, 2053’te ise 28 bin 590 km’ye çıkarmayı hedeflediklerini anlatan Bakan Uraloğlu, “Ankara - İstanbul Süper Hızlı Tren Projesi 344 km olup, saatte 350 kilometre hıza ulaşacak trenlerimizle seyahat süresini 80 dakikaya indireceğiz. Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanları, yüksek standartlı bir demiryolu hattı ile birbirine bağlanacak. Samsun-Sarp Hızlı Tren Hattı için de proje çalışmalarına başladık. Ankara-İzmir treni 2026’nın sonunda bitecek. Mersin, Adana, Osmaniye ve Gaziantep’i tamamlayacağız. Şanlıurfa-Mardin-Ovaköy’e kadar olan bölümü bitireceğiz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinde düşünülen çift demiryolu hattının finansmanıyla ilgili Dünya Bankası ile belirli bir noktaya geldik. Oranın ihalesini de önümüzdeki yıl yapacağız” dedi. Ülke genelindeki 1.015 km’lik şehir içi raylı sistem hattının 434 km’sinin bakanlık tarafından yapıldığını anlatan Uraloğlu, “Şu anda İstanbul’da bin km metro gerekiyor. Şu anda yapılan 400 kilometre. Bunun da 170 km’sini bakanlık olarak biz yapmışız. Sorumluluk belediyelerin kendilerinde. Yapılması gereken birçok iş var. Halkalı - Başakşehir - Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metrosu 2. Etabı 2025 yılı içerisinde hizmete açacağız. Altunizade - Çamlıca - Bosna Bulvarı Metrosu, Kocaeli Gebze Sahil - Darıca OSB Metrosu, Başkentray‘ın devamı niteliğindeki Sincan OSB - Yenikent-Kazan Soda Demiryolu’nu ve Konyaray’ı 2026 yılı içerisinde, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kuzey Hafif Raylı Sistem Hattını ise 2028 yılı sonunda tamamlayarak hizmete almayı hedefliyoruz” mesajı verdi. 17 Nisan’da üç pistte operasyon başlıyor Hava yolcu sayısının bu yıl 230 milyona çıkacağını, 2028’de hedefin 258 milyon olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, şunları anlattı: “Bunlar durduk yere olmuyor. 26 tane havalimanını 58’e çıkardık. 32 tane yeni havalimanı yaptık. 15 tane sıfırdan havalimanı yaptık. 1.5 yılda bir havalimanı demek bu Geri kalanını da yeniledik. İç hatlarda 58 noktaya, dış hatlarda 131 ülkede 347 farklı noktaya havayoluyla ulaşıyoruz. Bu senenin sonunda dış hatlardaki sayımızı 349 uçuş noktasına çıkaracağız. 22 yılın sonunda Hava Ulaştırma Anlaşması yaptığımız ülke sayısını da 81’den 175’e ulaştırdık. İstanbul Havalimanımız Avrupa’da ikinci, dünyada yedinci sırada” dedi. Dünyada paralel üç pistte aynı anda operasyonun sadece ABD’de olduğunu, İstanbul Havalimanı’nda da bunu gerçekleştireceklerini söyleyen Uraloğlu, “17 Nisan’da İstanbul Havalimanı’nda bunu uygulamaya geçireceğiz” mesajı verdi. Karadeniz’e lojistik liman geliyor 2002’de 152 olan liman tesisi sayısını, 217’ye ulaştırdıklarını, 2028’de bu rakamı 220’ye çıkarmayı planladıklarını anlatan Bakan Uraloğlu, “Ambarlı, Kocaeli, Mersin ve Tekirdağ, limanlarında bulunan konteyner limanlarımız dünyada ilk 100 liman arasına girmeyi başardı. 2003’te 8 bin 500 yat bağlama kapasitemiz varken, 2024’te bu sayı 25 bin 038’e ulaştırdık. 208 yat bağlama kapasiteli Gazipaşa Yat Limanımızın yapım çalışmalarını da bitirdik ve çok yakında hizmete açmayı planlıyoruz. Karadeniz’deki ticareti güçlendirecek Rize İyidere Lojistik Limanı’nın yapımına devam ediyoruz. Aydıncık Yat Limanı’nın altyapı çalışmalarını da 2025 yılında tamamlamayı hedefliyoruz. Demre Yat Limanını üstyapı çalışmalarının ardından 2026’da hizmete almayı planlıyoruz. Filyos Limanı’nı doğalgaz bulacağız diye yapmadık. Orayı özel sektöre açacağız” açıklamasında bulundu. X’te 119 Fetö hesabını kapattırdık 5G’ye daha çok yerli ve milli üretim yaparak geçmek istediklerini anlatan Bakan Uraloğlu, “Önümüzdeki günlerde net takvimi açıklarız. 2025 ilk çeyreğinde ihalesini yapmak, 2026’da ilk sinyali vermek gayretindeyiz. 30 tesiste 5G lisansı verildi. Buralarda deneyimleme şansınız var şu anda” dedi. Sosyal medyada 75 milyon kullanıcı olduğunu, bu alanda birçok düzenleme yaptıklarını anlatan Bakan Uraloğlu, “Şirketler ‘bizim kurallarımız var’ diyor. Ama Türkiye’nin kendi kuralları var. Her istediğimizi almadık ama bir aşamaya geldik. Bütün sosyal medya platformları ‘İşimizi düzgün yapmazsak, Türkiye kapatabilir, ayağımızı denk alalım’ noktasına geldi. X’te 119 tane FETÖ’cü hesabını kapattırdık. Biz yasakçı zihniyette olmak istemiyoruz. Esasında yasakçı zihniyette olan bu platformlar, paylaşımınızı yasaklıyor” dedi.