SPOR - 30 Ekim 2024 Çarşamba 13:18

Galatasaraylılar Derneği Divan Kurulu’nun toplantısı gerçekleştirildi

A
A
A
Galatasaraylılar Derneği Divan Kurulu’nun toplantısı gerçekleştirildi

Galatasaraylılar Derneği Divan Kurulu, 26 Ekim 2024 tarihinde ’Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılı: Dünya Nereye Gidiyor’ başlıklı özel bir toplantı gerçekleştirdi.

Toplantının ev sahipliğini Galatasaraylılar Derneği Divan Kurulu Başkanı Reha Bilge, Divan Başkan Vekili Esat Tansev ve Raportör Mehtap Karacan üstlendi. Toplantıda, Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Ali Faik Demir, Fransa’nın Le Figaro Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Yves Threard ile Jeune Afrique Dergisi’nin Yazı İşleri Müdürü Josephine Dedet de görüşlerini paylaştı.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Reha Bilge, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına girilen bu dönemde dünya üzerindeki gelişmelerin ve değişimlerin önemini vurgulayarak "Bir yüzyılı geride bıraktık. Fakat bu ikinci yüzyılda dünya yeni gelişmelere, yeni değişimlere gebe. Bu toplantımızda bu değişimlerin ne yönde olduğunu tartıştık" dedi. Mustafa Kemal Atatürk’ün, ’Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesine atıfta bulunan Bilge, "Gördüğümüz kadarıyla dünyada yeni jeopolitik dengeler oluşurken, barıştan çok savaş ve çatışma egemen. Bu belirsizlik ortamında hayal ettiğimiz dünya ise barış içerisinde olmalıdır" şeklinde konuştu.

Josephine Dedet: "Türkiye artık Afrika’da varlık gösteriyor"

Türkiye, Fransa ve diğer büyük güçler arasında Afrika’nın yeni gündemi hakkındaki görüşlerini paylaşan Josephine Dedet, 1.5 milyarlık tüketici piyasası, yer altı zenginlikleri, doğal güzellikleriyle Afrika’nın önemini vurguladı. Türkiye’nin daha önce hiç olmadığı kadar bugün Afrika’da kendini gösterdiğine dikkat çeken Dedet, "Türkiye, Afrika’da politik, ekonomik ve insani anlamda varlık gösteriyor. 2002’de sadece 12 Büyükelçiliği bulunan Türkiye’nin Afrika’da faaliyet gösteren büyükelçilik sayısı 44’e yükseldi. Türk Hava Yolları 60 noktaya uçuyor. Güvenlik, askeri malzeme anlaşmaları yapılıyor. Afrika’da yeni oyuncu olan Türkiye’yi soft power dediğimiz TRT programlarıyla halklar da tanıyor. Sağlık için Afrikalılar, Türkiye’ye geliyor" ifadelerini kullandı.

Ali Faik Demir: "Türk dünyası coğrafyayla sınırlı değil"

Dünya’daki jeopolitik gelişmeler ve Türkiye’nin Türk dünyası ile ilişkileriyle ilgili bilgiler veren Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Ali Faik Demir ise Türk dünyasının geleceği hakkında, "Artık coğrafi bir sınırla kalmayacak. Çünkü karşımızda bir diaspora var. Milyonlarca Türk yaşıyor Avrupa’da, Amerika’da, Afrika’da. Örneğin Araplar birçok ülkeden gidiyor ama Türkler tek ülkeden giden milyonlar" açıklamasında bulundu. Eski Sovyet coğrafyasında da Rus etkisinin azaldığını kaydeden Demir, "Türk zirvelerinde bile aralarında Rusça konuştular ama artık bildikleri halde Rusça konuşmak istemiyorlar. Ortak alfabenin de kabulünden sonra Türk dünyasında kendine özgü bir model olması gerekiyor. Birbirine ihtiyacı olan, birbirinin eksiğini kapatan bir Türk dünyasından bahsediyoruz. Türk birliği, bir ırk ve etnik birlik anlamında değil, ortak bir dil ve ekonomik iş birliğini işaret etmektedir" diye konuştu.

Yves Threard: "Batı, geçmişi özlüyor"

Yves Threard ise Fransa’yı "Kolay heyecanlanan, ayaklanan, büyümekte zorlanan ve sürekli bir ergenlik dönemi yaşayan bir ülke" olarak tanımlarken, ülkesinin insan haklarına saygısı, sanat ve edebiyattaki gücü ve 400 milyondan fazla kişi tarafından konuşulan Fransızcanın yaygınlığı gibi güçlü özelliklerini de vurguladı. Fransa’nın geçmişteki parlak dönemine değinen ancak bugün geçmişe özlem duyulduğunu söyleyen, "Dünya şu an değişmekte. Fransa dahil birçok batılı güç bunu anlamadı ve kabul etmiyorlar. Bugün geçmişlerinin özlemini yaşıyorlar. Fransa, geçmişini, büyüklüğünü özlüyor. Bu dünya, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra parçalanıyor, değişiyor, sorgulanıyor. Fransa 3. yolun ülkesi olmak ne doğuda ne batıda olmak istiyordu. Ancak herkesin dostu olarak gözükmek isterken kimsenin dostu olamıyoruz" diye belirtti.

Eski Paris Büyükelçisi ve dış politika yorumcusu Uluç Özülker de toplantıda 21. yüzyılda dünyanın yeni dinamikleriyle ilgili görüşlerini paylaştı. Amerika’nın artık eski gücünde olmadığını kaydeden Özülker, ABD’nin dünya hakimiyetini yitirme noktasına geldiğini ve gerileme sürecine girdiğini ancak bunu kabullenemediğini söyledi. Ukrayna-Rusya Savaşı, Çin-Tayvan sorunu ve Orta Doğu’daki savaşa ve güncel gelişmelere değinen Özülker, konuşmasında Cumhuriyet’in 101. yılında Türkiye’nin geleceği, önündeki fırsatlar ve riskler hakkında da bilgiler verdi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya AK Parti Kütahya Merkez İlçe Murat Afşarünal mazbatasını alarak görevine başladı AK Parti Kütahya Merkez İlçe Murat Afşarünal, 8. Olağan Kongre sonrası mazbatasını alarak görevine başladı. Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte İlçe Seçim Kurulu’na gelen Afşarünal, mazbatasını İlçe Seçim Kurulu Müdürü Mehmet Aydın’ın elinden aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Genel Merkez Teşkilatı Başkanlığı’nın tensipleriyle görevlendirildiklerini belirten Afşanünal, "Bilindiği gibi, AK Parti Kütahya Merkez İlçe Başkanı olarak şahsıma görev tevdi edilmişti. Daha sonra kongre sürecimizi tamamladık” dedi. Kütahya’da güçlü bir teşkilatın mensubu olduklarına dikkat çeken Başkan Murat Afşarünal, "Bu meyanda, nitelikli arkadaşlardan oluşan genç ve dinamik bir ekiple harmanlayarak çok güzel bir ekip oluşturduğumuzu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Tevazu, samimiyet ve gayretle yola devam edeceklerini vurgulayan Afşarünal, Kütahya halkının gönlünü kazanacaklarına inandığını söyledi. Başkan Afşarünal, "Bundan sonraki büyüklerimizin, başkanlarımızın da kazandığı gibi 22 yıldır iktidarda olan partimizi, 2028 seçimlerinde yeniden başarıya taşımak için elimizden geleni yapacağız. Sorumluluğumuzun bilincindeyiz, gücümüzün de bilincindeyiz. O çerçevede çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Allah utandırmasın, Allah mahcup etmesin. Hayırlı uğurlu olsun. Tüm Kütahya halkının desteklerini bekliyoruz" diye konuştu.
Erzurum İzmir’de silahlı saldırıda vefat eden polis memuru memleketi Erzurum’da toprağa verildi İzmir’in Çiğli ilçesinde bir markete gerçekleşen silahlı saldırıda, istirahatli olan polis memuru Mehmet Sıddık Temel vurularak hayatını kaybetmişti. Polis Memuru Mehmet Sıddık Temel, memleketi Erzurum’da toprağa verildi. İzmir Emniyet Müdürlüğü Karşıyaka İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli Polis Memuru Mehmet Sıddık Temel; 28 Ekim 2024 tarihinde istirahatliyken saat 21.24 sıralarında bir markette alışveriş yaptığı esnada çıkan tartışma silahlı eyleme dönüşmüş, polis memur sol kolunda bir giriş ve çıkış, sırtında bir giriş olmak üzere yaralanmış ve 112 vasıtasıyla tedavisi için Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesine intikal ettirilmişti. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen polis memuru kurtarılamayarak vefat etmişti. Polis Memuru Mehmet Sıddık Temel cenazesi bugün ikindi namazını müteakip Narmanlı Camiinde kılınan cenaze namazı sonrası meslektaşlarının omuzunda cenaze aracına alındı ve daha sonra Asri Mezarlığı’na defnedildi. Cenaze namazında polis memuru Mehmet Sıddık Temel’in eşi Sibel Temel, eşinin Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılarak gözyaşlarına boğuldu, eşini öldürenlerin cezasını bulmasını istedi. Cenazeye polis memuru Mehmet Sıddık Temel’in üç oğlu, ailesi ve meslektaşları katıldı. Polis memuru nasıl vurulmuştu Polis Memuru Mehmet Sıddık Temel’in yaşamını kaybettiği olay önceki gün İzmir’de 21.30 sıralarında İnönü Mahallesi 9501 Sokakta bulunan markette meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ü.Ö.’nün işlettiği markete, kendisini daha önce de defalarca rahatsız ettiği iddia edilen kalabalık bir grup geldi. Market sahibi ile grup arasında çıkan tartışmaya bu sırada markette olan ve istirahatli olduğu öğrenilen polis memuru Mehmet Sıddık Temel (50) de dahil oldu. Tabancayla 5 el ateş edilen markette bulunan Mehmet Sıddık Temel sırtına isabet eden mermilerle ağır yaralanırken şüpheliler geldikleri otomobillere kaçtı. Silah sesini duyanlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrollerde ağır yaralanan 3 çocuk babası polis memuru Mehmet Sıddık Temel, kaldırıldığı Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hayatını kaybetti. Olayın ardından geniş çaplı çalışma yürüten polis, çevredeki güvenlik kameraları ve görgü şahitlerinin ifadeleri doğrultusunda takip başlatmıştı. Polisin yaptığı çalışmada olay yerinden kaçan şüphelilerin kullandıkları otomobiller ile Bayraklı ilçesinde bulunan bir oto galeriye geldiği ve araçları galeriye bırakıp kaçtıkları öğrenildi. Şehir kameralarının yanı sıra birçok güvenlik kamerasını da inceleyen polis, olaya karıştığı belirlenen 7 şüpheliyi yakaladı. Yapılan üst aramasında olayda kullanıldığı tahmin edilen tabanca da ele geçirilmişti.
İstanbul TFF: "Yapılan açıklamalar üzerinden camiaları karşı karşıya getirmek kimseye fayda sağlamamaktadır" Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), kulüplerin yaptığı açıklamaların kimseye fayda sağlamadığını belirterek, "Kamuoyu önünde yapılan bu kısır tartışmalar ve çekişmeler, oluşturulmak istenen kardeşlik iklimine zarar vermektedir" ifadelerini kullandı. TFF’nin resmi internet sitesinden konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Seçildiğimiz günden bu yana, futbol ailesinin tüm üyeleriyle iletişimde olup, futbol ortamında adalet ve kardeşlik iklimini oluşturmak için hassasiyetle çalışıyoruz. Bizler Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu olarak futbolun sorunlarını çözmek adına iyi niyetle yaklaştıkça, bu iyi niyetimize karşı zaman zaman uyumsuz ve destekleyici olmayan tutumlarla karşılaştığımızı görüyoruz. Ne yazık ki; futbolun temel sorunlarını unutturup, yüzeysel çekişmelerle futbolun marka değerini layık olduğu yere koyamayacağımızı defalarca dile getirdik. Kulüp başkanlarıyla gerçekleştirdiğimiz toplantılarda ortak kararlar alsak da bu kararların uygulanmadığını ve ortaya koyulan ilkelere sadık kalınmadığını üzülerek gözlemliyoruz. Türk futbolunun lokomotifi olan bu kulüpler, kendi taraftarlarını ve camialarını rahatlatmak adına sorumluluğu farklı yerlere yükleyerek futboldaki kardeşlik iklimine zarar vermektedir. Özellikle vurgulamak isteriz ki; kamuoyu önünde yapılan açıklamalarla belli kazanımlar elde etmenin ya da yön vermeye çalışmanın herhangi bir fayda sağlamayacağını birçok kez ifade ettik. Bilinsin ki; bu dönem kapanmış ve geçmişte kalmıştır. Artık yeni ve temiz bir sayfa açılmıştır. Mevcut TFF yönetimi, futbolun içinden gelen ve futbolun temel sorunlarını bilen ve bu sorunlarla bizzat uzun yıllar boyunca mücadele etmiş bir yönetimdir. Futbol ailesinin teveccühüyle seçilmiş bir yönetim olarak bu temel sorunları çözecek güçlü ve kararlı bir iradeye sahip olduğumuzun altını çizmek isteriz. Yılların birikimiyle oluşan sorunların çözüleceğine ilişkin var olan inanç ve umut, toplumda ve tüm spor camiasında ilk defa bu dönemde bu kadar yeşermişken, kamuoyu önünde yapılan bu kısır tartışmalar ve çekişmeler, oluşturulmak istenen bu kardeşlik iklimine zarar vermektedir. Çeşitli platformlar aracılığıyla yapılan açıklamalar ve paylaşımlar üzerinden camiaları karşı karşıya getirmek, aşağılamak ya da kötülemek kimseye fayda sağlamamaktadır. Unutulmamalıdır ki; kişiler gelip geçicidir ancak kulüpler ve futbol ailesi kalıcıdır. Kulüpler, birbiriyle rekabet ederken bu kalıcı değerleri dikkate alarak hareket etmesi ve kendilerine yakışır tavır içinde olması önem arz etmektedir. Yola çıkarken Türk futbolunda adil, şeffaf ve herkese eşit mesafede bir yönetim olacağımızı ve tüm gücümüzle bunun için samimiyetle çalışacağımızı söyledik. Bizler bu yolu yürümekte kararlıyız. Ancak bu yolu yürürken tek başımıza değil, tüm futbol ailesinin paydaşlarıyla el ele vererek sorumluluk ve yükümlülük bilinci içerisinde yürümemiz gerektiğine inanıyoruz."
Ankara YÖK’ten Umman ile eğitimde iş birliği Yükseköğretim Kurulu (YÖK), uluslararasılaşma yolunda yeni bir adım attı. YÖK ile Umman Yükseköğretim, Araştırma ve İnovasyon Bakanlığı arasında “Yükseköğretimde İş Birliği Mutabakat Zaptı” imzalandı. Umman Yükseköğretim, Araştırma ve İnovasyon Bakanı Rahma bint Ibrahim Al Mahrooqi ve beraberindeki heyet, Yükseköğretim Kurulunu (YÖK) ziyaret etti. Baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından YÖK ile Umman Yükseköğretim, Araştırma ve İnovasyon Bakanlığı arasında “Yükseköğretimde İş Birliği Mutabakat Zaptı” imzalandı. İmza töreninin ardından bir konuşma yapan YÖK Başkanı Erol Özvar, “Türk dünyasındaki önemli iş birliklerimizin ardından Umman’da da yükseköğretimimizin uluslararasılaşmasına yönelik adımlar atacağız. Umman’da bir devlet üniversitemizin şube açmasını istiyoruz. Umman’da bir üniversitede Türk dili bölümü açılacak ve Türkiye’den göndereceğimiz hocalarımızla orada Türkçe öğreteceğiz. Türkiye ve Umman üniversiteleri ortak diploma programları oluşturacak. Ummanlı öğrenciler ve öğretim elemanları bilimsel araştırmalar yapmak üzere ülkemiz üniversitelerine gelecek” diye konuştu. İmzalanan mutabakat zaptı hakkında bilgi veren Özvar, “Türkiye ve Umman üniversiteleri ortak diploma programları oluşturacak. Ummanlı öğrenciler ve öğretim elemanları bilimsel araştırmalar yapmak üzere ülkemiz üniversitelerine gelecek. Öncelikli alanlarda Türk ve Umman üniversiteleri ortak bilimsel projeler geliştirecek. Ayrıca iş birliğimizi artırmak üzere iki ülke üniversiteleri rektörleri bir araya gelecek” açıklamasında bulundu. “Umman’dan daha fazla öğrenci bekliyoruz” Türkiye’deki üniversitelerin başarısına değinen Özvar, Umman’dan da öğrenci beklediklerini belirterek şöyle devam etti: “2024 yılı itibarıyla Türkiye, Avrupa Yükseköğretim Alanında Bologna karnesine göre en başarılı ülkelerden birisidir. Sağlık ve mühendislik alanları başta olmak üzere pek çok alanda oldukça nitelikli yükseköğretim imkânı sunan ve 350 bini aşkın uluslararası öğrencisiyle dünyanın en çok uluslararası öğrenciye sahip 10 ülkesi arasındadır. 198 ülkeden öğrenci ülkemizde eğitim görmektedir. Umman’dan da daha fazla öğrenci bekliyoruz. Özellikle de Umman hükümeti burslusu öğrencilerin ülkemizdeki üniversitelerde eğitim almaları iki ülke arasındaki ilişkilerde ihtiyaç duyduğumuz insan kaynağının yetiştirilmesine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Umman’dan kamu görevlileri de Umman hükümeti burslusu olarak lisansüstü eğitimlerini ülkemizde tamamlayabilecekler.” “Yükseköğretim sistemimizi bütün dünyaya açıyoruz” Özvar, Türkiye’nin Asya ve Avrupa arasında sadece coğrafi olarak değil, kültürel, siyasi ve sosyal olarak da bir köprü görevi gördüğüne dikkat çekerek, “Türkiye, geleneksel ile modernin, eski ile yeninin, Doğu ile Batı’nın bir arada harmanlandığı eşsiz bir ülkedir. Ülkemizin çok kültürlü yapısı, dünyanın birçok yerinden farklı öğrencilerin kendi medeniyetlerinden izler bulmasına imkân sağlamış ve Türk yükseköğretiminde kaydedilen ilerlemelerle ülkemizi cazibe merkezi haline getirmiştir” şeklinde konuştu. Dünyada son yıllarda yaşanan olayların yükseköğretim alanı karşısında önemli bir sınama haline geldiğine dikkat çeken Özvar, “Yakın coğrafyamızda gerçekleşen ve etkilerini yoğun bir şekilde hissettiğimiz savaşlar, düzensiz göçler, doğal afetler ve bu zorluklar sonucu ortaya çıkan finansal riskler sebebiyle tüm dünya değişim ve dönüşüm sürecine girmiş bulunmaktadır. Bütün dünyada olduğu gibi ülkelerimizde de yükseköğretim sistemleri bu önemli sınamalarla karşı karşıyadır. Türk Yükseköğretim Kurulu olarak bu testler karşısında yeniliğe dayalı çözümlerle yükseköğretim sistemimizi bütün dünyaya açıyoruz” ifadelerine yer verdi. Umman Yükseköğretim, Araştırma ve İnovasyon Bakanı Al Mahrooqi ise, Türkiye ile yükseköğretim alanında iş birliğini geliştirmeyi hedeflediklerini belirterek, hâlihazırda Sultan Kabus Üniversitesinde devam eden ortaklıkların tüm üniversiteleri kapsayacak şekilde genişletilmesini arzu ettiklerini söyledi. Mutabakat zaptı Yükseköğretim ve bilimsel araştırma ile ilgili alanlarda iş birliğini kolaylaştırmayı, yükseköğretim kurumları arasında akademik ve bilimsel değişimleri organize etmeyi amaçlayan mutabakat zaptı kapsamında iki ülke yükseköğretim kurumları arasında öğrenci, akademik personel ve araştırmacı eğitim ve staj hareketliliği teşvik edilecek. İki ülke yükseköğretim, bilimsel araştırma ve yenilikçilik kanunları, düzenlemeleri, yapıları ve sistemleri hakkında bilgi alışverişi sağlanacak. Kısa dönemli araştırma programlarına katılım teşvik edilecek. Karşılıklı eğitim kursları, seminerler, sempozyumlar, çalıştaylar, konferanslar ve forumlar düzenlenecek. Yükseköğretim kurumları arasında lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde ortak diploma programları oluşturulacak.