GÜNDEM - 01 Kasım 2024 Cuma 09:23

59 yaşındaki Türk, ultra maraton yüzücüsü olarak ilkler arasına girdi

A
A
A
59 yaşındaki Türk, ultra maraton yüzücüsü olarak ilkler arasına girdi

59 yaşındaki emekli İşletme Mühendisi Vural Tandoğan’ın spor ve hobi amaçlı başladığı yüzme hevesi ultra maraton yüzücüsüne dönüştü. Ekstrem sporlar arasında da yer alan bu yüzme branşında Tandoğan, son olarak 14 saat 59 dakikada Afrika’da, Marmara Denizi’nden kat kat büyük olan Malawi Gölü’nün 24 kilometrelik boğazında yüzerek, dünyadaki ilk 10 insandan birisi oldu.


Yıllar önce spor yapmak amacıyla yüzmeye başlayan 59 yaşındaki emekli İşletme Mühendisi Vural Tandoğan, İstanbul’dan dünyaya açıldı. Arkadaşlarının telkini ile İstanbul Boğazı’nı, Çanakkale Boğazı’nı ve ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Coronada Adası’nın etrafını 14 dereceye düşen soğuk suda yüzerek geçen Tandoğan, son olarak da Afrika Malawi’de sıcaklığı ve tehlikeli canlıları ile ünlenen dünyanın en büyük 9’uncu gölü Malawi’de yüzdü. Malawi’de Gölü’ndeki 24 kilometrelik boğazı 14 saat 59 dakika da yüzerek geçen Tandoğan, buradaki hava şartlarında yüzmeyi tamamlayan hem ilk Türk oldu hem de dünyadaki ilk 10 insandan birisi olma unvanını kazandı. Daha önce Manş Denizi’nden de yüzdüğünü kaydeden Tandoğan, hedefinin tüm dünya sularına açılmak olduğunu ifade etti.


Yüzmeye başlama sürecini anlatan Vural Tandoğan, “ Önce boğaz yarışlarına girdim, sonra Çanakkale’de yüzdüm. Madalyalar gelmeye başladı. Bunları yaparken soğuk suda da yüzebildiğimi uzun mesafe yüzebildiğimi de fark ettim. 2016 yılında Cebeli Tarık’ı daha sonra Manş’ı geçerek ultra maraton yüzmeye başladım” dedi.


Geçtiğimiz Ağustos ayında Amerika Coronada Adası’nın etrafında yüzen ilk Türk olma unvanını kazandığını kaydeden Tandoğan, “Burada su sıcaklığı 14 dereceydi. Bu da zorladı beni ama bitirdim. Daha sonra Ekim ayında çok sıcak olan yaklaşık 30 derece su sıcaklığı olan Afrika’ya gittim. Afrika’da Malavi Gölü’nde dünyanın 9’uncu büyük gölünde ki burası Marmara Denizi’nden daha büyük 560 kilometre uzunluğu var. Bunun 24 kilometrelik bir boğaz kısmında yüzdüm. Burada hava şartları benim aleyhime oldu. Ultra maraton yüzmede biraz doğaya bağlı kalıyorsunuz. Dalgalarla akıntılarla, sıcaklarla çok mücadele ettim. Hatta oradaki yetkililerin söylediklerine göre bugüne kadar ki en zor şartlarda yüzdüm ama başardık. Mehmet Erdoğan arkadaşımla birlikte başardık. Ekip olarak başardık Türkiye olarak başardık” diye konuştu.


Malavi Gölü’nde boğazda planlı olarak 10 saatte geçmeyi hedeflediğini ancak doğal şartlardan dolayı sürenin arttığını kaydeden Tandoğan, “Dalgalar akıntılar yüzünden 14 saat 59 dakikada bitirebildim. Sadece beslenme oldu o zamanda göl içinde size ipe karıştırıcı bağlayıp atıyorlar. Onun içinde su karbonat tozu atıyorlar. Sadece onu içerken dinleniyorsunuz. Ama Afrika o kadar sıcak bir yerde ki bana serinlemek için buzlarla dolu soğuk su atıyorlardı. 1992’den bu yana yapıyor bu solo geçiş. Şu ana kadar Malavi Gölünü geçen dünyadaki 10 sporcu arasındayım” ifadelerini kullandı.



59 yaşındaki Türk, ultra maraton yüzücüsü olarak ilkler arasına girdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da ana yola çıkan kamyonet ile tırın çarpışma anı araç kamerasına yansıdı Antalya’da 4 aracın karıştığı zincirleme kazada 3 kişi yaralandı. Kamyonetten yola saçılan zeytinyağı nedeniyle kayganlaşan yolda ekipler yeni bir kazanın yaşanmaması için çaba sarf etti. Antalya’nın Manavgat ilçesi Taşağıl Mahallesi’nde meydana gelen trafik kazasında Antalya istikametine seyir halindeki Ramazan Küçükkara’nın kullandığı 07 VG 640 plaka 07 BVY 04 dorse plakalı asfalt yüklü tır, Güvercinlik Ağaç Deposu kavşağına geldiğinde Murat Bozkurt’un kullandığı 07 LPY 92 plakalı kamyonete çarptı. Savrulan kamyonet çarpmanın şiddetiyle sürüklenerek kavşak sisteminde dönmek için bekleyen Hasan Topçuoğlu’nun kullandığı 07 C 74279 plakalı okul servisine, ardından da Fatihcan Sarıaydın’ın kullandığı 28 NA 555 plakalı otomobile çarptı. Kaza anı araç kamerasında Kazada; kamyonet sürücüsü Murat Bozkurt ve yolcu olarak bulunan Yeter Bozkurt ile servis aracında yolcu olarak bulunan 13 yaşındaki Yağız E.A. yaralandı. 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalelerinin ardından ambulansla Serik Devlet Hastanesine sevk edilen yaralıların hayati tehlikelerinin olmadığı bildirildi. Kaza anı D-400 kara yolunda seyir halindeki bir aracın kamerasına saniye saniyesine yansıdı. Görüntüde, yolda araç yoğunluğu olduğu bir sırada Tepeköy mevkisinde kamyonetin dikkatsiz bir şekilde yola çıktığı, kara yollarına ait tırın duramayarak kamyonete yandan çarptığı görüldü. Zeytinyağları kara yoluna saçıldı Kaza yapan kamyonetin Belenköy mevkisindeki zeytinyağı fabrikasında sıktırdığı zeytinyağlarını evine götürdüğü öğrenilirken, çarpışma sırasında yola saçılan zeytinyağı nedeniyle yolda büyük tehlike oluştu. Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Manavgat Birimi, Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Taşağıl Jandarma Karakolu ve Manavgat Bölge Trafik İstasyon Amirliği ekiplerinin aldığı olduğu önlem sayesinde yeni bir kazanın yaşanmasının önüne geçildi. İtfaiye görevlileri kürekle kumlama yaparak zeytinyağının yola yayılmasının önüne geçerken, kaza yapan araçlar kaldırılarak, ASAT’a ait iş makinesi ve Karayolları ekipleri tarafından yolda geniş çaplı kumlama çalışması yapılmasının ardından trafik akışı normale döndü.
Aydın Aydın’ın kuru inciri 100’den fazla ülkede ağızları tatlandırıyor Aydın inciri dünya pazarında dikkat çekmeye devam ediyor. Yüksek standartlarda işlenen kuru incir hem iç hem de dış pazarda talep görürken, TARİŞ İncir İşletmesi Fabrika Müdürü Mehmet Ali Tu, "İncirin ihracatında 100’den fazla ülke ile iş yapıyoruz. İç piyasada da geçen sene 120 liraya aldığımız incirleri bu yıl 200 liraya alıyoruz. Ancak bu fiyat artışı satışlarımızı etkilemedi, satışlarımız gayet iyi" dedi. TARiŞ Kooperatif ortakları aracılığıyla temin edilen incirlerin yüksek standartlar ve detaylı kontrollerle işlenmesi hem iç hem de dış pazarda büyük bir talep oluşturuyor. Geçen yıla göre fiyat artışları yaşanmasına rağmen, satışların arttığını vurgulayan TARİŞ İncir İşletmesi Fabrika Müdürü Mehmet Ali Tu, özellikle Uzak Doğu ve Avrupa pazarlarına yönelik ihracatın fazla olduğunu belirterek, Türkiye’nin kuru incir ihracatındaki potansiyeline dikkat çekti. İncirlerin alım sürecinin detaylarına değinen Tu, "İncirlerimizi kooperatif ortaklarımızdan alıyoruz. Yaklaşık 12 kooperatifimiz ve 4 bin civarında ortağımız var. Ortaklarımız, kooperatiflere teslim ettikleri incirleri biz de kooperatiflerden alıyoruz. İncirler ilk geldiğinde öncelikle ekspertizini yapıyoruz. Alım standartlarımıza uygunsa malı kabul ediyoruz. Fumigasyon işlemlerinin ardından kalburlama ve boylama işlemleriyle alfatoksin kontrollerini gerçekleştiriyoruz. Sipariş geldiğinde, hangi kaliteden üretim isteniyorsa depomuzdan çekip, alfatoksin kontrolüne tabi tutarak, tuzlu su ile yıkayıp şekil vererek müşterilerimize gönderiyoruz" dedi. Tu, geçen yıla göre yüzde yüze yakın bir fiyat artışı olduğuna dikkat çekerek, "Bu durum satışlarımızı etkileyebilir endişesi taşıyorduk. Ancak çok şükür, satışlarımız geçen yıla göre hem miktar hem de fiyat endeksli olarak oldukça iyi. Yüzde 80’lere varan bir fiyat artışı gözlemliyoruz" ifadelerini kullandı. İncirin ihracatında 100’den fazla ülke ile iş yaptıklarını belirten Tu, "Ancak esas alan ülkeler 30-35 ülke civarında. Özellikle Uzak Doğu’da Çin, Kore ve Japonya başta geliyor. Avrupa’da ise Almanya, Fransa ve İtalya yüksek miktarda kuru incir talep ediyor" dedi. Birleşik Arap Emirlikleri’ne giden ürünlerin lüks kalite olduğunu vurgulayan Tu, "Elit kesime hitap ediyoruz. Ayrıca, pakete kullanamadığımız incirleri ekmek sanayinde ve pastacılık sektöründe değerlendiriyoruz" diye ekledi. Son olarak, dolar bazında ortalama satış fiyatlarının geçen yıl 5 buçuk 6 dolarlardayken bu yıl 7 buçuk 8 dolarlara çıktığını ve bu durumun cari açığı kapatmada önemli rol oynayacağını belirten Tu, "İç piyasada da geçen sene 120 liraya aldığımız incirleri bu yıl 200 liraya alıyoruz. Ancak bu fiyat artışı satışlarımızı etkilemedi, satışlarımız gayet iyi" diyerek sözlerini tamamladı.
Sivas Bir asırlık Fatma nine: “ Yeniden doğsam aynı hayatı yaşamak isterdim” Sivas’ta yaşayan 1924 doğumlu Fatma Ulucan, bir asırlık yaşıyla görenlerin dikkatini çekiyor. Vefat eden eşini çok özlediğini söyleyen Fatma nine, bu yaşa kadar yaşamanın güzel bir şey olduğunu ifade etti. Sivas kent merkezi Kaleardı Mahallesi’nde yaşayan 1924 doğumlu Fatma nine, ilerleyen yaşıyla görenleri hayrete düşürüyor. Hayatının bir kısmı köyünde yaylalarda dolaşıp inek sağmayla geçiren Ulucan, evlendikten sonra kent merkezine taşınarak yeni bir hayat kurdu. Burada yaşamaya başlayan Ulucan, yıllar önce çok sevdiğini eşini kaybetti. Çok sevdiği eşinin vefatıyla büyük bir üzüntü yaşayan 2 çocuk sahibi 100 yaşındaki Fatma nineye, evladı Muharrem Ulucan bakmaya başladı. Annesine gözü gibi bakan Muharrem Ulucan, Fatma ninenin yemeğini yediriyor dışarı çıkartıp gezdiriyor. “Geçmişe dönsem hiçbir şeyi değiştirmek istemezdim” Fatma Ulucan, geçmişindeki hiçbir şeyi değiştirmek istemediğini ifade ederek, “Eskiden yaylalarda gezer eğlenirdim. Hayvanlarımız vardı inek sağardım. Eskiden köyde yaşardım. Gelin olana kadar köyde yaşardım. Evlendikten sonra eşim beni Sivas’a getirdi. Eşim beni çok severdi ben de onu severdim. En mutlu olduğum hatıralarımda hep eşim var. Onu çok özlüyorum. Şimdi oğlumla beraber yaşıyoruz. Bana çok iyi bakıyor. Şimdi hiçbir iş yapamıyorum. Eğilip doğrulamıyorum bile. Çorbayı çok severim. Geçmişe dönsem hiçbir şeyi değiştirmek istemezdim” dedi. En büyük destekçisi oğlu “Oğlum olmasa bana kim bakardı” diyen Ulucan, “ Eskiden zorluklar çekerdim. Şimdi çocuklarım bana bakıyor. Oğlum beni dışarı çıkartıyor. Gençlere iyiliği tavsiye ederim. Kalplerinden kötülüğü atmalarını tavsiye ederim. Geçtiğimiz günlerde Sivas Valisi Yılmaz Şimşek geldi. Bana çiçek getirdi. Kapımı açtı. Allah ondan razı olsun. Bu yaşa kadar yaşamak güzel bir şey. Çocuklarımın olması çok güzel bir şey. Oğlum olmasa bana kim bakardı? Allah ondan razı olsun” diye konuştu.