Yerel Haberler
Hatay
Depremde ailesini ve kolunu kaybeden genç, kitap okumak için gittiği kütüphaneden ev umuduyla çıktı
10 Haziran 2024 Pazartesi - 09:04 Depremde ailesini ve kolunu kaybeden genç, kitap okumak için gittiği kütüphaneden ev umuduyla çıktı HATAY (İHA) – Hatay’da deprem sürecinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinde ailesini ve kolunu kaybeden Salih’e yeni bir yuva inşa edebilmek için çalışmalara başladı. Sağlıkçı Havva ve Salih’in kütüphanede başlayan sıcak yuva hikayesi, azimle gerçeğe dönüşüyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşların hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul ve kütüphane açtı, çok sayıda vatandaşı da kendi çabalarıyla sıcak yuva sahibi yaptı. Sağlıkçı Havva, bu defa da depremde; annesini, babasını, 2 kardeşini ve sağ kolunu kaybeden Salih Ersöz için kolları sıvadı. Tek başına yaşam mücadelesi veren Salih ve Havva’nın kütüphanede sohbet ile başlayan sıcak yuva hikayesi için ilk adım çaba ve gayretle atıldı. Salih’in evinin tamamlanması için destek arayışına giren sağlıkçı Havva, bölgeye 4. evi inşa ederek depremzede genci hayallerine kavuşturmak istiyor. Depremden bu yana 3 ev inşa ettiklerini belirten Havva Aydanur Ertuğrul, "Hatay’a depremin ilk günü sağlıkçı olarak gelmiştim. İlk önce çadır okulları ve kütüphaneler açılmasını sağladık daha sonra burslu öğrencilerimize ev yapmaya karar verdik. Biz daha önce 3 ev yaptık. 21 okul, 21 tane kütüphane kurduk. Biz diğer evleri kişilerin kendi arsalarına yapmıştık. Arsaları olup ama yapacak durumları olmayanlar için ev yaptık. Bu kez depremde annesini, babasını, kardeşlerini kaybeden çocuğumuzun arsası da yok. Bu kez hem arsa hem de ev yapabilme bütçesi arıyoruz. Biz Salih’in yaşadığı konteyner kentte kütüphane açmıştık. Kütüphaneye Salih kitap okumaya geldiğinde irtibat kurduk. Konteyner yönetimi bize Salih’in hikayesinden bahsetti o sırada bizde 4’üncü evimizi yapmayı düşünüyorduk biz o zaman bu kez de Salih’e sarılalım dedik" şeklinde konuştu. Depremde ailesini ve sağ kolunu kaybettiğini dile getiren Salih Ersöz, Sağlıkçı Havva ile kütüphanede tanıştıklarını belirterek, "6 Şubat depreminde o saatte uyuyordum. Babam beni uyandırdı, uyandırdığı zaman da beni kapının yanına getirdi. Babam sonra kardeşlerimi getirmeye gitti. Annem de o sırada mutfaktaydı. Ben enkazdan depremin 2’nci günü çıktım, ailem ise depremin 10’uncu gününde çıktı. Depremde annemi, babamı ve 2 kardeşimi kaybettim. Depremde kolum kolonun arasına sıkıştı ve kolum kesildi. Kitap okumaya kütüphaneye gittim, orada Havva ablayla tanıştım. Kendisi bana 4’üncü evi yapacak" dedi.
Evladının mezarına gidebilmek için 49 yaşında ehliyet ve araç alan vefakar annenin acısı yıllar geçse de dinmiyor
09 Haziran 2024 Pazar - 08:55 Evladının mezarına gidebilmek için 49 yaşında ehliyet ve araç alan vefakar annenin acısı yıllar geçse de dinmiyor Hatay’da trafik kazasında vefat eden evladının mezarına gidip, gelebilmek için ehliyet alan ve her cuma günü 50 kilometre yol katederek mezar ziyareti gerçekleştiren 61 yaşındaki Melek Gökçe, oğlunun vefatının üzerinden yıllar geçmesine rağmen acısını dindiremiyor. Hatay’ın Antakya ilçesi Kisecik Mahallesi’nde bulunan konteyner kentte yaşayan 61 yaşındaki Melek Gökçe, 1996 yılında Giresun’dan Hatay’a gelin geldi. Hatay’da yaşamaya başlayan kadının evliliğinden 3 kız ve 1 erkek evladı dünyaya geldi. Gökçe’nin oğlu olan Yusuf Özyıldırım, 13 Temmuz 2012 tarihinde henüz 15 yaşındayken yaşanan trafik kazasında hayatını kaybetti. Antakya’nın Akcaova Mahallesi Mezarlığına evladını defneden anne, oğlunun mezarına gidip gelebilmek için 49 yaşında ehliyet ve araç almaya karar verdi. Gökçe, 49 yaşında ehliyet sınavına girerek tek seferde sürücü belgesini almayı başardı. Ehliyetin ardından aracını da satın alan Gökçe, 2013 yılından bu yana her cuma günü 50 kilometre yol katederek evladının mezarına gidip geliyor. Oğlunu genç yaşta kaybeden acılı anne Gökçe’nin üzüntüsü yıllar geçmesine rağmen dinmiyor. “Oğlumun mezarına gelmek için ehliyet ve araba aldım” Oğlunun mezarına gitmek için ehliyet ve araç aldığını dile getiren Melek Gökçe, “1996 yılında Hatay’a geldim. Şu anda evli değilim. Benim 3 kız, 1 oğlum vardı. Oğlumu 2012 yılında trafik kazasında kaybettim. Çocuğumun mezarına gelmek için ehliyet aldım. Çocuğum amcasının oğlu ile 2012 yılında motosiklet kazasında vefat ettiler. Sürücü ehliyetini 49 yaşındayken aldım. Sadece çocuğumun mezarına gelmek için ehliyet ve araba aldım. Ehliyeti tek seferde aldım. Allah’ın izniyle her cuma oğlumun mezarındayım. Her hafta oğlumun mezarına geliyorum. İşimin durumuna göre geliyorum. Çocuğumun yanına gelmeden duramıyorum. Ben 2009 yılından beri aşçılık yapıyorum. Bizim ailemiz önceden çok kalabalıktı. Onlara yemek yapa yapa öğrendim. Oğlumun yanına her cuma sabah namazını kılar gelirim veya akşamüstü gelirim. Ne zaman fırsat bulursam çocuğumun yanına gelirim. Evde oturduğumda canım sıkıldığında çocuğumun yanına gelirim” ifadelerini kullandı.