DÜNYA - 03 Ağustos 2023 Perşembe 22:55 | Son Güncelleme : 03 Ağustos 2023 Perşembe 22:57

Lübnan’daki Filistin mülteci kampında ölü sayısı 13’e yükseldi

A
A
A

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), Lübnan’daki Filistin mülteci kampında geçtiğimiz cumartesi günü başlayan çatışmalarda hayatını kaybedenlerin sayısının 13’e yükseldiğini açıkladı.

Lübnan’daki en büyük Filistin mülteci kampı Ain Al Hilweh kampında iki grup arasında geçtiğimiz cumartesi günü başlayan çatışmalar dün ateşkes ilan edilmesine rağmen aralıklarla devam ediyor. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) tarafından yapılan açıklamada, kamptaki çatışmalarda hayatını kaybedenlerin sayısının 13’e, yaralıların sayısının 60’a yükseldiğini aktararak, binlerce kişinin hasar gören veya yıkılan evlerini terk etmek zorunda kaldığı ifade edildi.

Geçtiğimiz cumartesi günü kamptaki radikal bir grubun liderine düzenlenen başarısız suikast girişiminin ardından kampta çatışmalar patlak vermiş, çatışmalarda El Fetih hareketinin komutanlarından Ebu Eşref El Armuşi ve 4 arkadaşı hayatını kaybetmişti.

Öte yandan, Lübnan'daki 12 Filistin mülteci kampında yaklaşık 400 bin mülteci yaşıyor. Ain Al Hilweh mülteci kampında ise 54 binden fazla kayıtlı Filistinli bulunuyor.

Muhammed Rabah

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali sinemaseverleri selamlamaya hazırlanıyor Bu yıl 5-12 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, dopdolu bir programla merhaba demeye hazırlanıyor. Coşkulu bir heyecana sahne olacak festival, sinemanın tüm renklerini kuşatan bir programla sinemaseverleri selamlayacak. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, 5-12 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek. Sinemaseverlere dopdolu bir program ile selamlamaya havırlanan festivalde. Yönetmen Jannis Alexander Kiefer’in anlamlı ve etkili bir görsel dil kullanarak zenginleştirdiği, küçük bir topluluğun hikayesi üzerinden Almanya tarihine trajikomik bir bakış sunduğu “Another German Tank Story / Başka Bir Alman Tankı Hikayesi”, İngiliz yönetmen Mike Leigh’in Oscar adayı Marianne Jean-Baptiste (Secrets & Lies) ile yeniden bir araya gelerek modern aile yaşamına dair cesur ve derinlemesine bir bakış sunduğu ve dünya prömiyerini Toronto Film Festivali’nde yapan “Hard Truths / Acı Gerçekler”, Paolo Sorrentino’nun özgürlüğe, Napoli’ye ve aşkın tüm yüzlerine, doyumsuz bir tutkuyla dolu bir kadının destanını anlattığı ve dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yapan “Parthenope / Parthenope” sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. Yarışma dışı seçki filmleri Ayrıca Vahid Vakilifar’ın bir zamanlar tiyatroda kısa süreli bir başarı elde etmiş, ancak o parlak günleri geride kalmış bir oyuncu olan Elias’ın yaşadığı sağlık sorunlarını anlattığı “Rhinoceros Conquered The Middle East / Gergedanlar Orta Doğu’yu Fethetti”, Koen Mortier’in Geert Taghon’un romanından uyarladığı ve şiddetin hakim olduğu ailesinin evinden alınan Liam’ın travmatik hikayesi anlatan “Skunk / Porsuk”, Coralie Fargeat’ın Hollywood yıldızı ikonunu tersyüz eden ve dünya prömiyerini 77. Cannes Film Festivali’nde yaparak “En İyi Senaryo Ödülü” alan “The Substance, / Cevher” ve Greg Kwedar’in Toronto Film Festivali’nde görücüye çıkan ve sanatın gücünü beklenmedik bir açıdan, estetik ve gerçekçi bir dille anlattığı “Sing Sing” filmleri festivalin yarışma dışı seçkisinde yer alacaklar. Dalva, Megalopolis ve Kör Nokta özel gösterimde Özel gösterimiyle seyirciyi selamlayacak olan filmler arasında ise bu yıl; Fransız yönetmen Emmanuelle Nicot’un babasının etkisi altında büyüyen bir çocuğun tekrar sevmeyi öğrenme ihtiyacını irdelediği, bol ödüllü ilk uzun metrajı “Dalva / Dalva” Francis Ford Coppola’nın; Yeni Roma şehrinin yeniden inşası için çalışan, yetenekli mimar ile onun fikirlerine karşı çıkan belediye başkanının çatışmasını hikâye eden ve dünya prömiyerini 77. Cannes Film Festivali’nin ana yarışma bölümünde yapan “Megalopolis / Megalopolis” ve ve Ayşe Polat’ın karmaşık bir komplo, paranoya ve kuşaklar arası travma ağını odağına aldığı ve dünya prömiyerini Berlinale’nin Panaroma bölümünde yaptığı son filmi “Im Toten Winkel / Kör Noktada” bulunuyor. Sınırlardan Sınırsızlığa: Ufkun Ötesinde (Beyond the Horizon) Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu bölüm ile sinemanın gücünü ve toplumsal meselelere ışık tutma kapasitesini bir kez daha ortaya koyuyor. Farklı coğrafyalardan gelen yapımlar ile ortak sorunlara tarafsız bir bakış açısıyla yaklaşarak, izleyicilere evrensel bir insanlık deneyimi sunmayı hedefleyen festival, insanın sınırlarla çevrili ve bu sınırların ötesine geçme çabasını anlattığı filmlerle sinefellere “Sinemanın sınırları nerede sona erer?” cevabını arayacak. Giovanni C. Lorusso’nun “Song of All Ends / Tüm Sonların Şarkısı”, Abbas Amini’nin “Endless Borders / Sonsuz Sınırlar”, Dmytro Moiseiev’in “Grey Bees /Boz Arılar” Ali Kerem Gülermen’in “Yakamoz / Yakamoz”, Omar Elemawi’nin “Is Anyone Alive? / Sesimi Duyan Var Mı?” Agnieszka Holland’ın “Green Border / Yeşil Hudut”, Hany Abu-Assad’ın “Omar/Omar” fimleri sinemaseverleri festivalin her bir karesinde başka bir insanın gözünden dünyayı görmeye davet ediyor.
Antalya Alanya Belediyesi Başkan Danışmanı Açıkalın’a Avrupa Konseyi’nde önemli görev Alanya Belediyesi Başkan Danışmanı ve CHP’li Meclis Üyesi Abdurrahman Açıkalın, Türkiye’yi, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde temsil edecek ulusal heyete, Yerel Meclis Üyesi olarak seçildi. Uluslararası anlamda büyük önem taşıyan Kongre’de, Açıkalın ile Alanya Belediyesi ilk kez temsil edilmiş olacak. Ulusal ve uluslararası organizasyonlardaki başarısıyla adından söz ettiren Alanya Belediye Başkan Danışmanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belediye Meclis Üyesi Abdurrahman Açıkalın’a önemli bir görev daha verildi. Bu anlamda, Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin yerel ve bölgesel yönetimlerini temsil eden temel organlardan biri olan Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (YBYK) üye seçimleri yapıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın onayıyla YBYK Yerel Meclis Üyesi olarak seçilen Abdurrahman Açıkalın, 2024-2026 yılları arasında Türkiye’yi Akdeniz ölçeğinde temsil etmek için ulusal heyette yer alacak. Alanya Belediyesi kongrede ilk defa temsil edilmiş olacak Öte yandan 46 ülkenin üye olduğu ve 1949 yılında kurulan Avrupa Konseyi’nin Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde Alanya Belediyesi ilk defa temsil edilecek. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi, hukuk devleti ve çoğulcu demokrasi ilkelerine saygının sağlanmasını hedefleyen bir kuruluş olan Avrupa Konseyi’nin YBYK Kongresi ise, yerel ve bölgesel politikanın tüm yönleri ile ilgili olarak Bakanlar Komitesi ve Parlamenter Meclisi’ne danışmanlık yapıyor. Başkan Özçelik: “Gücümüze güç katacak” Söz konusu temsilin önemine dikkat çeken Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, "Göreve geldiğimiz günden beri tüm ekibimizle birlikte Alanya’nın değerine değer katmak için çalışmalarımızı hassasiyetle sürdürüyoruz. Yaşanan gelişmeler gücümüze güç katıyor. Özellikle Avrupa entegrasyonu sürecinde yürütülen çalışmalarımızda elimiz güçlenecek. Abdurrahman Bey’i tebrik ediyor ve kutluyorum" diye konuştu. Açıkalın: “Büyük gurur verici” Başkan Danışmanı Abdurrahman Açıkalın konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Ülkemizi Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde temsil edecek olmak, gerçekten çok değerli ve gurur verici bir gelişme. Hele ki güzel kentimiz Alanya’nın ilk kez bu düzeyde bir temsile katılacak olması ayrıca önemli bir unsur ve çok önemli bir gelişmedir. Ekibinin bir üyesi olmaktan gurur duyduğum Belediye Başkanımız Sayın Osman Tarık Özçelik ve böylesi önemli bir kongreye seçilmemizde bizi öneren Akdeniz Belediyeler Birliği Başkanı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Muhittin Böcek’e çok teşekkür ederim. Ülkemiz, bölgemiz ve kentimiz için hayırlı olmasını dilerim” dedi.
Samsun Geleneksel ayakkabıcılık yok olma tehlikesi altında SAMSUN (İHA) – Samsun’da geleneksel kundura imalatı yapan ustalar, mesleğin giderek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirtti. 1970’lerin ve 1980’lerin meşhur ayakkabısı kunduralar bugünlerde yok denecek kadar az kullanılıyor. 1986’dan beri Samsun’un İlkadım ilçesinde baba mesleğini yürüten Yaşar Güleryüz, özellikle gençlerin bu mesleğe ilgi göstermemesi ve ekonomik sıkıntıların işlerini zorlaştırdığını ifade etti. “Yeni nesil geleneksel ayakkabıları tercih etmiyor” Güleryüz, ayakkabıya olan ilginin geçmişe göre büyük değişiklik gösterdiğini dile getirerek, “Şimdiki insanların ayakkabıya bakış açısı değişti. Eskiden olduğu gibi artık ayakkabı alıp vermek, tamir ettirmek yok. Yeni nesil, farklı modelleri tercih ediyor. Özellikle sivri burunlu Çarşamba ayakkabıları rağbet görüyor ama yumurta topuklu ayakkabılara talep kalmadı. 1986’dan beri bu işi yapıyorum. O zamanlar çıraklar vardı ama maalesef geçim sıkıntısından dolayı bıraktılar. Eğer dükkan benim olmasaydı ben de büyük ihtimalle bırakırdım. Gençler artık garanti meslekler arıyor, bu meslek ölüyor” dedi. “Mesleğin geleceğinden büyük endişe duyuyoruz” Geleneksel ayakkabı üretiminin el emeği ve ustalık gerektirdiğini ifade eden Güleryüz, “Bizim yaptığımız işte bir emek var, alın teri var. Ayakkabıyı ilmek ilmek işliyoruz, büyük mağazalarda ise o kadar uğraş yok. El emeği ürünlerin yerini sanayi tipi seri üretimler aldı. Ayakkabıcılık zanaatı yaşatılması gereken bir meslek. Mesleğin geleceğinden büyük endişe duyuyoruz” diye konuştu.