ASAYİŞ - 11 Eylül 2024 Çarşamba 14:15

Çatalca’da fabrika yangın paniği

A
A
A
Çatalca’da fabrika yangın paniği

İstanbul Çatalca’da bir fabrikada elektrik aksamından kaynaklanan yangın çıktı. Çıkan yangın çok sayıda itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürülürken, ölen yada yaralanan olmadı. Fabrika sahibi İbrahim Yavuz, “ İçeride elektrik sorunuyla uğraşırken bir anda alev almaya başladı. İçeride yangın tüpleri vardı ben söndürmeye çalıştım ama çalışanlar panik yapıp kaçmaya başladı. İçeride bulunan polyester eldivenler alev alınca hızla büyüdü"dedi.

Yangın saat 12.20 sıralarında Nakkaş Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 1000 metrekare üzerine kurulu olan eldiven fabrikada elektrik arızası çalışmaları sırasında yangın çıktı. Yangın hızla büyüyerek tüm fabrikayı sardı. Yapılan ihbar üzerine olay yerinde çok sayıda itfaiye, jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. yangın olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından söndürülürken, fabrika sahibi İbrahim Yavuz hafif yaralandı. abrika sahibi İbrahim Yavuz, “ İçeride elektrik sorunuyla uğraşırken bir anda alev almaya başladı. İçeride yangın tüpleri vardı ben söndürmeye çalıştım ama çalışanlar panik yapıp kaçmaya başladı. İçeride bulunan polyester eldivenler alev alınca hızla büyüdü. İçeride kimse yok hepsi kaçtı. Yaralı yok sadece benim yüzüm yandı biraz” dedi.

Şaban Tektaş - Ozan Erturan

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Çorum sanayiinde kadın eli iş birliği protokolü imzalandı Çorum Valiliği, Ticaret ve Sanayi Odası ile Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) iş birliğinde hayata geçirilecek "Çorum Sanayiinde Kadın Eli" projesi kapsamında iş birliği protokolü imzalandı. Çorum Valiliği’nde gerçekleştirilen törende, protokol Çorum Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, Çorum Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Başaranhıncal ve OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle tarafından imzalandı. Törene ayrıca OKA Çorum Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü Tuğba Purtul Kılıç da katıldı. ’Kadınlar iş dünyasında güçleniyor’ Protokol, Çorum’da kadın girişimciliğini ve kadın istihdamını güçlendirmeye yönelik faaliyetlerin hayata geçirilmesi ile yeni iş birliklerinin geliştirilmesi amacıyla koordinasyonu sağlamayı hedefliyor. İş birliği protokolüyle birlikte Çorum’da sanayiye kadın eli değecek. Kadınların mesleki beceriler kazanarak iş dünyasında daha aktif roller üstlenmesi ve ekonomide güçlü bir yer edinmesi için atılan bu adım, Çorum’un ekonomik kalkınmasına büyük bir ivme kazandıracak. ’CNC operatörlüğü ile kadınlar sanayide güçleniyor’ Protokol kapsamında yürütülecek çalışmaların ilki ihracata dayalı üretim yapan Çorum’da “CNC Operatörlüğü Eğitimi” olacak. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) İşgücü Piyasası Araştırma Raporu ve OKA Çorum Yatırım Destek Ofisi’nin saha ziyaretleri ışığında planlanan bu eğitim, Eylül ayında kadınlara yönelik olarak başlayacak. CNC Operatörlüğü Eğitimi ile hem Çorum sanayisinin nitelikli eleman ihtiyacı karşılanacak hem de kadınların kayıtlı istihdam oranının artırılması hedefleniyor. ’Kadın girişimciliği ve kadın istihdamı teması’ Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü, kadınların iş gücüne daha aktif katılımını sağlamak ve iş dünyasında liderliklerini desteklemek amacıyla 2024 ve 2025 yılı çalışma temasını “Kadın Girişimciliği/Kadın İstihdamı” olarak belirledi. Kalkınma Ajansları, bu tema çerçevesinde sağladıkları proje destekleri ve danışmanlık hizmetleriyle kadınların iş gücündeki, toplumsal yaşamda ve girişimcilik ekosistemindeki rollerini güçlendirmeyi hedefliyor. ’Kadın istihdamında Çorum’un yükselen başarısı’ 2012 yılında Çorum’da yüzde 21 olan kayıtlı kadın istihdamı, 2023 yılında yüzde 37’ye yükseldi. Bu artış, Çorum’u Türkiye genelinde kadın istihdamında 37. sıradan 26. sıraya taşıdı. On İkinci Kalkınma Planı doğrultusunda, 2028 yılına kadar kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 40’a, kadın istihdam oranının ise yüzde 36’ya ulaşması hedefleniyor. Bu hedef doğrultusunda, kadınların ihtiyaç duyulan alanlarda mesleki beceri kazanmaları ve iş gücüne daha fazla katılım sağlamaları kritik öneme sahip.
Eskişehir Serdar Denktaş’tan Türk birliği kurulması çağrısı KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın 100. doğum yılı ve KKTC’nin 50’inci kuruluş yılı anısına Eskişehir’de düzenlenen özel sergiye katılan eski KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, "Dünya hakikaten belli ki Kıbrıs’ta bir çözüm istemiyor. Biz de çözüm olmasa bile, bugüne kadar Kıbrıslı Türk’e verilen sözler yerine getirilmemiş olsa bile diyoruz ki, ’Biz yaşamaya devam edeceğiz. Türk devletleri bizimle daha sıkı iş birliği kursa, bir Türk birliği kurulsa dünya bir yana biz bir yana çok daha iyi bir yaşam içinde yolumuza devam ederiz" dedi. ’Fotoğraflarla Rauf R. Denktaş Sergisi’nin açılış programı gerçekleştirildi. Eskişehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Güzel Sanatlar Galerisi’nde saat 15.30’da programa Rauf R. Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş da katılım sağladı. Denktaş, ilk olarak protokol mensuplarının eşliğinde sergiyi gezdi. Ardından açılış kurdelesinin kesilmesiyle birlikte saat 16.00’da Denktaş’ın konuşmacısı olduğu bir panel düzenlendi. "Bizden ’Türkçe konuşan Kıbrıslılarız’ diyen yeni bir nesil yetişiyor" Panelde konuşan Serdar Denktaş, "Şimdi bütün dünya Kıbrıslı dendiğinde adanın Helen adası olduğunu düşünerek hareket ediyor. Rum tarafına ’Adanın tek hakimi sensin’ diyor. Rum tarafına ’Tek muhatap sensin’ deniyor. Böylesi bir ortamda dış güçlerin de baskısıyla ve bizim kendi iç yanlışlarımızla. Çünkü çocuklarımıza geçmişimizi ders olarak vermiyoruz. Bizden ’Türkçe konuşan Kıbrıslılarız’ diyen yeni bir nesil yetişiyor. Bunu önlemenin tek yolu var. Hem Türkiye’de hem Kuzey Kıbrıs’ta, nasıl ki biz Türkiye tarihi derslerini okuyorsak, Kıbrıs-Türk tarihi derslerini orada da burada okutmak. Birbirimizle lise çağlarında, ortaokul çağlarında daha sıkı bir araya gelmek, Denktaş’ın aklında olan o Türkiye ana vatan, yavru vatan gücünün o güçlü bağını daha da güçlendirmeyi başarmak zorundayız" dedi. "Şimdi artık farklı bir yola girilmek isteniyor, ’iki devlet bir çözüm’ deniyor" Denktaş, Kıbrıs’tan geleceğe yönelik kararlar alırken bu kararların Türkiye’siz hedefe götürülemeyeceğini, yıllardır devam eden hedefsizlikten kurtulup yeni bir hedefe yönelmeleri gerektiğini birlikte karara bağlayıp Ankara’yla dünyaya duyurmak zorunda olduklarını vurguladı. Serdar Denktaş, "Bir yere varmak için 2 toplumlu kesimli federasyonla 50 yıldır görüşüyoruz. Bu anlaşıldı. Eskiden Denktaş’ı suçlarlardı ’Mr. No’ diye ama Annan planında da, hemen ardından gelen Crans-Montana sürecinde de anlaşıldı ki, biz değildik çözümün önündeki engel. Türkiye değildi çözümün önündeki engel. Çözümün önündeki en büyük engel Rumlara, ’Adanın sahibi sensin’ diyen Birleşmiş Milletler ve şımarıklıkla kendisini Kıbrıslı olarak addedip bizi azınlık sayan Kıbrıslı Rumlar. Avrupa’nın şımarık çocukları. Şimdi artık farklı bir yola girilmek isteniyor, ’İki devlet bir çözüm’ deniyor. Hedef doğru, yürüdüğümüz yol yanlış. Şu anda yürüdüğümüz yolla o hedefe varmak çok mümkün görünmüyor. Dolayısıyla yolumuzdan düzenlemeler yapmak durumundayız ama hedeften şaşmadan. Çünkü adada artık başka bir çare yok" şeklinde konuştu. "Türk askerinin varlığı adada istikrarı sağlamıştır" Ayrıca 1960 Cumhuriyeti’ni kurarken eşit ortak olduklarına da dikkat çeken Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Nüfus emsaliyeti 70’e 30’du, ama eşit ortaktık. Adanın tüm varlıkları, tüm zenginlikleri yüzde 50, 50 iki toplum arasında paylaşılmıştı. Egemenlikte eşitlik, sahiplilik de eşitlik. Rum bunu işgal etmeye kalktı 63’te, direndik. 74’ten sonra da doğuştan gelen hakkımızı kendimiz olarak kurtardığımız topraklardan kendi devletimizi, kendi evimizi kurduk. Aynı yolda 2 iyi komşu olarak yaşayabiliriz, yaşamalıyız da. Öylesi bir şeyi başarmanın tek yolu da adada Türk askeri varlığının devamıdır. Türk askerinin varlığı adada istikrarı sağlamıştır. Rum için de, bizim için de. 74 öncesinde Rum’un 2 bin dolar fert başına düşen milli geliri vardı. Asker oradadır diye Rum yatırımcı kendi ağızlarından kullandığı ifadeyle söylüyorum. ’Türk askeri buradadır, bizim deliler bir şey yapamaz artık’ diyerek yatırımlarını başlattılar. Uluslararası kredilere ulaşımları var. Yatırımlarını geliştirdiler. Şimdi 24-25 bin dolar fert başına düşen milli gelirleri var. Askerin varlığı sayesinde." "Türkiye’yle Kıbrıs arasındaki ilişkilerde 2 kardeş devlet ilişkisini bütün dünyanın gözüne sokmalıyız" Güney-Kuzey arasında geçişler artık serbestleştiğini ve gidiş geliş olduğunu belirten Serdar Denktaş, "Rum geçerken asker var, ’Yasalara uygun davranayım’ diyerek geçiyor Türk geçerken asker var, ’Rum’un aklı sıkmaz, bana bir şey yapsın’ diyerek güvenle geçiyor ve hakikaten bugüne kadar ciddi bir sorun yaşanmadı. Bu askerin varlığının devam etmesinin yolu adada, iş birliği ile çalışmaya başlayacak 2 ayrı devletin oluşmasıyla mümkün olacaktır. Oraya varmak için önce kendi insanımıza devlet gibi bir devlet olduğumuzu hissettirmek zorundayız. Birbirimizle, Türkiye’yle Kıbrıs arasındaki ilişkilerde 2 kardeş devlet ilişkisini bütün dünyanın gözüne sokmalıyız. Rum tarafına çok daha güçlü bir ekonomik sesle cevap verebilmeliyiz. Attıkları her adıma hem hukuken hem siyaseten hem ekonomik açıdan. Denktaş’ın bizden beklediği budur diye düşünüyorum. Bütün dünyaya eşit olduğumuzu hem hissetmek hem hissettirmek hem kabul ettirmek. Zaman alacak mı? Alacak. Ölmeyiz. Siyaseten tanınmama ısrarı devam edecek mi dünyada? Edecek. Tanımasalar da biz varız. Birçoğumuzu bugün ilk defa görüyorum, ama ben sizi ilk defa görüyorum diye yok sayılmazsınız. Varsınız, isminiz ve cisminizle her şeyinizle varsınız. Dünya görmek istemese de tüm eksik ve yanlışlarımıza rağmen biz de varız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti, 20’nci yüzyılda bir mücadele sonrası kurulmuş 2’nci bağımsız Türk devleti. Bu Türk devletini de yaşatmak boynumuzun borcu" ifadelerini kullandı. "Dünya hakikaten belli ki Kıbrıs’ta bir çözüm istemiyor" Serdar Denktaş, "Dünya hakikaten belli ki Kıbrıs’ta bir çözüm istemiyor. Biz de çözüm olmasa bile, bugüne kadar Kıbrıslı Türk’e verilen sözler yerine getirilmemiş olsa bile diyoruz ki, ’Biz yaşamaya devam edeceğiz.’ Bunun için de Türkiye’nin öncülüğünde olan aslında o Türk devletleri var ya hani Rusya dağılınca devlet olarak çıktılar ortaya. O Türk devletleri bizimle daha sıkı iş birliği kursa, bir Türk birliği kurulsa dünya bir yana biz bir yana çok daha iyi bir yaşam içinde yolumuza devam ederiz. İnşallah o günleri de biz görmesek de çocuklarımız görecektir" diye konuştu. Programa, KKTC’nin kurucusu Rauf Denktaş’ın oğlu eski KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın yanı sıra Vali Yardımcısı Okan Leblebici, Vali Yardımcısı Oğuz Şenlik, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Erhan Demir, Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, İl Kültür ve Turizm Müdürü Bülent Avnamak, diğer protokol mensupları, gaziler ve sanatseverler katılım sağladı.
Çankırı KOAH hastaları Hititlerden kalan tuz mağarasında şifa bulacak Çankırı’da hayata geçirilecek olan projede KOAH hastaları, Hititlerden kalan tuz mağarasında tedavi edilecek. Çankırı’da hayata geçirilecek olan ‘Daha Güçlü Bir Nefes Projesi’ protokol imza töreni ve basın toplantısı yapıldı. Çankırı Valiliği, Çankırı Belediyesi, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Çankırı İl Sağlık Müdürlüğü, Çankırı Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Çankırı Özel Karatekin Hastanesi, Tuz Rehabilitasyon ve Sağlık Turizmi Derneği ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti Çankırı Şubesinin işbirliği ile gerçekleştirilecek proje çerçevesinde Çankırı’da Hititler döneminden kalan ve yerin 150 metre altında bulunan ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan tuz mağarasında, KOAH hastalarına yönelik farklı sosyal, kültürel ve sağlık etkinlikleri gerçekleştirilerek mağara içerisinde nefes darlığı çeken hastalara tuz ortamındaki havaya maruz kalmaları ve etkin zaman geçirmeleri sağlanacak. İlk programı, 24 Eylül- 8 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan projede, seramik atölyesi, ebru sanatları atölyesi, müzikal etkinlikler, drama etkinlikleri, sinema ve şiir etkinlikleri, sağlıklı spor etkinlikleri, fiziksel egzersiz etkinlikleri ve uzman görüşleri gibi çeşitli etkinlikler düzenlenecek. "Yeraltı tuz şehirde yapılan tedavinin önemini somut olarak göreceğimize inanıyoruz" Tuz mağarasında yapılan projenin olumlu geçeceğine inandığını belirten Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, “Projeye katılan hastalarımız, ilk geldikleri ve seansı bitirdikleri zaman aralığında çok ciddi manada testlere tabii tutulacaklar. 15’inci günün ardından çıkan sonuçlarda yeraltı tuz şehirde yapılan tedavinin önemini somut olarak göreceğimize inanıyoruz” dedi. Projenin 15 seanstan oluştuğunu kaydeden Yeşilay Çankırı Şube Başkanı İsmail Özcan ise, “Bu projede, KOAH hastalarının yeraltı tuz şehrinde uzun zaman ve etkin bir süre geçirmelerini sağlanarak solunum fonksiyonlarındaki olumlu değişimleri tespit edilecek. kan ve solunum testleri ile bu durumun desteklenmesi, aynı zamanda Çankırı’nın sağlık turizminin tanıtımı potansiyelinin artırılması amaçlanmaktadır. Proje kapsamında Türkiye’nin farklı şehirlerinden Türkiye Yeşilay Cemiyeti Şube Başkanlıkları aracılığıyla KOAH hastaları yer altı tuz şehrine davet edilecektir. “Daha Güçlü Bir Nefes” Projesindeki paydaşlarımızın destekleri ve katkılarıyla tuz mağarasında 15 gün süresince 09.30-15.30 saatleri arasında ilgili uzmanlar ve gönüller aracılığıyla KOAH hastalarımıza yönelik farklı sosyal, kültürel ve sağlık etkinlikleri gerçekleştirilerek mağara içerisinde KOAH hastalarının tuz ortamındaki havaya maruz kalmaları ve etkin zaman geçirmeleri sağlanacaktır” diye konuştu. Projenin amacı, hastaların tuz mağarasında tedavi görmesi olduğunu söyleyen Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, “Buradaki tüm amacımız, hastalarımızın yeraltı tuz şehrinde fayda görmesidir. Türkiye genelindeki tüm hastalarımızın, Çankırı’da tedavi olmalarını sağlayan emeği geçen herkese teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.