KÜLTÜR SANAT - 13 Mart 2025 Perşembe 12:46

Leblebiye adanmış bir ömür: 66 yıldır babasından öğrendiği yöntemle kavuruyor

A
A
A
00:00
00:00
HD

Türkiye’de "leblebi" denince akla ilk gelen yer olan Çorum’da 66 senedir leblebicilik yapan 74 yaşındaki yaşındaki Yaşar Bodur, babasından devraldığı mesleği şimdi oğluna miras bırakarak yaşatmak istiyor.

Çorum’da yaşayan 74 yaşındaki leblebi ustası Yaşar Bodur, babasından öğrendiği mesleğini 66 yıldır sürdürüyor. Babasının yanında çırak olarak çalışmaya başlayarak leblebi imalatını öğrenen Bodur, 66 yıldır geleneksel yöntemlerle leblebi üretiyor. Mesleğini sanat olarak tanımlayan Bodur, yıllardır geleneksel yöntemlerle yaptığı leblebilerle damakları şenlendiriyor. Mesleğini oğlu Osman Bodur’a miras bırakarak Çorum’un geleneksel zanaatını geleceğe taşımak istediğini ifade eden Bodur, leblebinin meşakkatli yapım sürecini anlattı.

Leblebiye adanmış bir ömür: 66 yıldır babasından öğrendiği yöntemle kavuruyor

"Kaliteli bir ürün elde edebilmek için o ürünün ham maddesinde çok özen göstermeliyiz"

Leblebeleri babasından öğrendiği şekilde, hiçbir değişiklik yapmadan yaptığını söyleyen Yaşar Bodur "Leblebicilik baba sanatı olmasından dolayı yaklaşık olarak 66 senedir bu sanatın içindeyim. Geçmişte nohudun leblebiye dönüşmesi için hangi işlemleri yapıyorsak gene günümüzde aynı işlemleri yapıyoruz. İlk başta Leblebi için en uygun nohudu temin etmemiz gerekiyor. Kaliteli bir ürün elde edebilmek için o ürünün ham maddesine çok özen göstermeliyiz. Biz de nohudun leblebiye dönüşmesi aşamasında en uygun ve kaliteli nohut türünü tercih ediyoruz. Nohudu 1 kez fırınlamamız gerekiyor. Fırınlama işlemi bittikten 5 ya da 6 gün sonra tekrar fırınlamamız gerekiyor. Eğer hasat döneminden hemen sonra nohut işlenirse 3. sefer fırınlama işlemi gerekebilir. Nohudun işlendikten sonra en az 20 gün ortalama 30 gün serilmesi gerekiyor. Leblebinin fırınlanma işlemindeki amaç nohut pişirilmesini ve iç hacminin küçülmesini sağlamaktır. Fırınlama işlemiyle birlikte nohut normal haline göre daha da sert bir hale gelir. Nohut fırınlanma işlemine hazırlanırken ortalama 2 saat ıslanmış kalması gerekir. Kabuk soyulma işleminde sanat hatası olmaması için ıslanmış nohudu 20 saat sonra eleme işleminden geçirmek gerekiyor. Nohudun leblebiye dönüşmesi için olmazsa olmaz ocağımızı yakarız ve böylelikle belirli bir kaloriye gelmesini sağlarız. Tavanın hacmine göre 5 ya da 6 kilogram nohut dökülür. Islanmış ve elenmiş nohut iyi bir şekilde ısınana kadar karıştırmak gerekiyor. Kavurma işlemini gerçekleştirdiğimiz tavanın iç kısmı keskiyle açılmış dişler sayesinde kabuğun soyulmasına ve zedelenmesine yardımcı olur. Bu yapılan işlem yaklaşık 8 veya 10 dakika sürer. Kızartma işlemi yapılırken tavanın içindeki dişler yanık çizgisi oluşturarak leblebinin üzerinde nokta nokta olmasını sağlıyor. Leblebinin içerisinde nem kalmazsa ve güzel bir paketlemeyle ortalama 1 yıl taze kalabilir. Leblebinin dönüşüm sürecinde hiçbir kimyasal madde kullanılmadığından dolayı birçok gıdaya hassasiyeti olan kişiler leblebiyi rahatlıkla tüketebilirler. Çeşitlilik olarak tuzlu, acılı, soslu, portakallı, kahveli, kapuçinolu isteğe bağlı çeşitler de yapılabilir. İmalatını yaptığımız ürünlerin kalitesini kendimiz de bakarak anlayabiliyoruz. Tüketici alacağı ürünü tatması gerekir" dedi.

Leblebiye adanmış bir ömür: 66 yıldır babasından öğrendiği yöntemle kavuruyor

"Sanatımı yaşatmak istiyorum"

Mesleğini oğluna devretmek istediğini ifade eden Bodur, "Babam, ’kardeşin leblebicilik yapsın, sen de başka bir sanat öğren’ diyerek terziliğe gönderdi. Yaklaşık 3 buçuk ay terzi çıraklığı yaptım. Esnaflık adabı, esnaflık terbiyesi ve ahlakını orada görmüş oldum. Daha sonra leblebi imalatını yapabilmek için eve ocak kurdum ve aynı sene içinde okula gidiyordum. Babama yardımcı olarak adeta sanatın içinde doğmuş gibi oldum. Sanat benim bahtıma doğdu, ben sanatın içine doğdum. Leblebinin ülkemize ait olması, tarihi yapısının olması ve tüketilir olması sebebiyle sanatımı çok seviyorum. Büyük bir hedefim yok, ben sanatımı yaşatmak istiyorum. Gerçek bir leblebi ustasının 2 ya da 3 tane sanatı vardır. Benim de icra etmiş olduğum 2 tane sanatım var. Yapmış olduğum bu işi babamdan bağımsız olarak askerden geldikten sonra nohudu leblebiye dönüştürebildim. Leblebi kilo aldırmaz, tokluk hissi verir ve şişkinlik yapmadığı için en çok sade leblebi tercih edilir. İnsan sağlığına çok faydası olan bu sanatı bizlere armağan eden geçmişlerimize şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.

Mehmet Can Kör

Leblebiye adanmış bir ömür: 66 yıldır babasından öğrendiği yöntemle kavuruyor

Leblebiye adanmış bir ömür: 66 yıldır babasından öğrendiği yöntemle kavuruyor

Leblebiye adanmış bir ömür: 66 yıldır babasından öğrendiği yöntemle kavuruyor

Leblebiye adanmış bir ömür: 66 yıldır babasından öğrendiği yöntemle kavuruyor

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta yeni atlı cirit sahasının temeli atılarak yapımına başlandı Ata sporu ciridin yaşatıldığı Bayburt’ta, ciride büyük katkı sağlayacak yeni atlı cirit sahasının temeli, düzenlenen törenle atıldı. Temel atma töreninin ardından davul zurnalı cirit müsabakası düzenlendi. Yaklaşık 38 milyon lira ihale bedelli cirit sahasının yapımına başlandı. 500 kişilik çelik konstrüksiyon tribünün, 40 adet at barınağının, 2 adet ikili soyunma odasının yer aldığı yeni cirit sahası, 2026 yılının Ocak ayında tamamlanarak, hizmete girecek. Aydınlatma ve sulama sistemlerinin de tamamlanmasıyla Bayburt Atlı Cirit Sahası, farklı organizasyonlara ev sahipliği yapacak. Törende konuşan Bayburt Valisi Mustafa Eldivan, cirit sporuna gönül veren vatandaşlara, ata sporu ciridi yaşatma gayretinde bulunan kulüp başkanlarına ve Bayburt’u müsabakalarda başarıyla temsil eden bütün sporculara teşekkürlerini ileterek, yeni sahanın hayırlı olmasını temenni etti. Bayburt Atlı Spor Kulübü Başkanı Arif Köprücü, Bayburt’ta tarihi bir ana şahitlik ettiklerini belirterek, yeni saha için çalışmaların başladığını dile getirdi. Köprücü, 2026 yılının Ocak ayında tamamlanacak olan sahanın yapımında emeği geçenlere teşekkür etti. Konuşmaların ardından programa katılan il protokol üyelerinin inşaat başlangıç butonuna basmasıyla, inşaat çalışmaları başlatıldı. Daha sonra atlı spor kulüplerinin organizasyonu ile cirit maçı oynandı. Öte yandan, Bayburt’ta faaliyet gösteren 11 cirit kulübünde toplam 137 cirit sporcu ve 112 lisanslı at bulunuyor. Yeni yılda tamamlanması planlanan bu çalışma sayesinde sporculara daha uygun antrenman ve müsabaka imkanı sunulacak.
İstanbul İstanbul’da bazı vatandaşlar deprem endişesiyle geceyi dışarıda geçirmeye devam etti İstanbul’da geçtiğimiz Çarşamba günü Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından önceki günlerde olduğu gibi bu gün de evlerinde kalmak istemeyen vatandaşlar geceyi dışarıda geçirdi. İstanbul’da geçtiğimiz Çarşamba günü meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem ve sonrasında yaşanan artçı depremler, İstanbul’da bazı vatandaşların sokakta yatmasına neden oldu. Son olarak dün akşam saatlerinde yaşanan 4.3 büyüklüğündeki artçı sarsıntının da meydana getirdiği panik sonrası, önceki iki geceyi sokakta geçiren bazı vatandaşlar gibi bu geceyi de dışarıda geçirmeyi tercih edenler oldu. Bahçelievler’de bulunan Sanayi Caddesi yanındaki boş arazi ve Kuleli Parkı geceyi dışarıda geçirmek isteyen insanlarca dolduruldu. Ailelerin bir kısmı çadır kurarken, bazıları ise arabalarında uyumayı tercih etti. Bazı aileler soğuğa önlem almak amacıyla ateş de yaktı. Geceyi dışarıda geçiren vatandaşlardan Muhammet Bilgin, "2 gecedir dışarıdayız. Korkuyoruz, artçılar devam ediyor. Evimizde ve binada çatlaklar var." dedi. Mehmet Ecer ise, "Evde hafif bir çatlaklık oldu. Yan binayla ayrışma söz konusu oldu. Bu sebeple bir tereddüt yaşadık." derken, akşamüzeri olan 4.3 depreminden sonra gelen artçı depremlerden endişe duydukları için kendilerini dışarı attıklarını belirtti. Müsait alan olarak burayı gördüklerini ve İstanbul’da park alanları yetersiz olduğu için boş alan bulmanın çok zor olduğunu söyledi. "Burada şu anda 25 kişi var. 3 aileden oluşuyor. Vatandaşların yaşayabileceği park tarzı, ihtiyaçlarını rahat giderebileceği alanların mevcut olması tabi ki talebimiz olacaktır" dedi. Yabancı uyruklu olan Naif El Abesan ise, 12 yıldır Türkiye’de olmaktan memnun olduğunu dile getirdi. Deprem olduktan sonra çocuklarının korkup eve gitmek istemediğini söyleyen Abesan, 10 yaşındaki kızının korktuğu için okula da gidemediğini söyledi. Çadır ve odunla oraya geldiğini ifade etti. Ailesiyle beraber araçta sabahlayacaklarını söyleyen Ferdi Göçer ise, "Şu anda eski binalarda oturduğumuzdan, artçı depremlerden ve çocuklarım korktuğu için boş araziye gelmek zorunda kaldık. Şu anda soğuk, çadırımız da yok. Arabada ve yerde yatıyoruz. Hava şartlarına bağlı olarak yağmur yağarsa eve gideriz, yağmazsa da çoluk çocuk mecburen buradayız. Çadır yok, bir şey yok" şeklinde konuştu. Kuleli Parkı’nda kalan vatandaşlara İBB yardım araçları tarafından sandviç ve meyve suyu ikram edildi.