GÜNDEM - 06 Kasım 2021 Cumartesi 19:41

Alanya'nın fethinin 800. yılı coşkuyla kutlandı

A
A
A
Alanya'nın fethinin 800. yılı coşkuyla kutlandı

Alanya’nın Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından fethinin 800. yıldönümü Alanya Belediyesinin Alanya Kalesi’nde düzenlediği bir dizi etkinlik ile kutlandı.

 Törene Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Antalya milletvekilleri Atay Uslu, Mustafa Köse, İbrahim Aydın, Kemal Çelik, MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan, ilçe protokolü ve çok sayıda davetli katıldı. ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan, katılımcılara Alanya’nın tarihi hakkında bilgi verdi.


“Medeniyetimizi tuğla tuğla inşa ettiler; nakış nakış ördüler”

Törende konuşan Bakan Çavuşoğlu, “Anadolu’yu bize yurt yapan ve bu cennet vatanı korumak için şehadet şerbetini içen şanlı ecdadımızı rahmetle, minnetle yad ediyoruz. Malazgirt’le başlayan, Yassıçemen’le, Alanya’yla devam eden Selçuklu fütuhatı, Anadolu’ya Türk mayasını çaldı. Bu topraklardan dünya hakimiyetini tesis edecek maddi ve manevi temeli Selçuklu attı. Fetihten sonra Alaiyye’yi ihya eden atalarımız, ona Barış Yurdu anlamına gelen Darül Eman dediler. Akdeniz’de barışın ve refahın hakim olması için gerektiğinde seferden geri durmadılar. Medeniyetimizi tuğla tuğla inşa ettiler; nakış nakış ördüler. Bakın ünlü seyyah İbni Battuta 7 asır önce 1330’da ziyaret ettiği Alanya'mız hakkında ne diyor: “Dünyanın en güzel insanları, en temiz kıyafetli halkı burada yaşar ve en leziz yemekler burada pişer. Allah Teala’nın kullar içinde en şefkatli olanlar buranın halkıdır” sözlerine yer verdi.

“KKTC’nin hakkını ve hukukunu da korumaya devam edeceğiz”

Her yıl milyonlarca insanın Alanya’yı görmeye geldiğini hatırlatan Bakan Çavuşoğlu, “Sultan Alaaddin bu topraklardan muhteşem bir imparatorluk iklimi meydana getirdi. Bu büyük medeniyetin çocukları olmak bizim için iftihar vesilesidir. 8 asır sonra bugün, işte bu şanlı mirastan aldığımız ilhamla dış politikamızı şekillendiriyoruz. Geçmişimize ve geleceğimize rengini veren bu adı gibi ak denizde barışın önünü açmak için sahada ve masada etkin varlık gösteriyoruz. Akdeniz’de kalıcı barış ve refahın tesisi için çalışıyor, hakkımızı savunmaktan geri durmuyoruz. Herkesin hakkına hukukuna saygılıyız. Ama hakkımızı da sonuna kadar savunmaya kararlıyız. Biz denizci bir milletiz. Bizi Kızılkule’nin ötesine geçemeyecek hale getirmeyi hedefleyen hain planları bozduk; bozmaya devam edeceğiz. Masaysa masa, sahaysa saha. Hamdolsun hepsine hazırız. Aynı anlayışımız KKTC ve Kıbrıs Türkleri için de geçerli. Kaderlerimizin bu kadar bağlı olduğu KKTC’nin hakkını ve hukukunu da korumaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

“Her sorunu siyasi alanı çeken kirli bir ittifak ile karşı karşıyayız”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz ise, “Ayak bastığı her coğrafyada fetih ettiği her yerde önce adaleti tesis edip, insanlığın onurunu gözeten ecdadımız her toprağı adeta hayat götürmüş. Devleti yaşatmanın insanı yaşatmaktan geçtiğini bilerek insanın refahı ve huzuru için çalışmış, hanlar hamamlar yapmış nice eserler inşa etmiştir. İlhamını 5 bin yıllık Türk kültür ve medeniyetinden alan MHP tam 53 yıldır dik baş, tok karın, mutlu yarın için çalışmaktadır. Siyasetini bu anlayış içerisinde oluşturmaktadır. Bu konuda Alanya göğsümüzü kabartmıştır. Hedefimiz çağın şartlarına uygun yatırımların ve çalışmaların yaygınlaşmasıdır. Türk kültür ve medeniyetini kapsayıcılığını idrak edemeyenler Türkün tarihinden bi haber olanlar ve bunun bilincinde olarak Türk düşmanlığı yapanlar bugün maalesef bugün bir araya gelmiş durumdalar. Ülkemizin 2023 lider ülke Türkiye vizyonuna engel olmak, kabuğunu kırıp bölgesel ve küresel güç olma yolunda ilerleyişini durdurmak enerjisini tüketmek için her yolu deneyen her fırsatı kullanan, her sorunu siyasi alanı çeken kirli bir ittifak ile karşı karşıyayız” açıklamasını yaptı.

“PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile hayır diyerek namussuzlukta sınır tanımadıklarını cümle aleme anlatacağız”

“Siyasi hesap çıkar ve menfaat uğruna çiğnenmedik değer bırakmayanlar, senaryosu okyanus ötesinde yazılan oyunları ülkemizde sergileyenler, Cumhur İttifakı'nın yerli ve milli duruşundan rahatsız olanlar sizi ve akıl hocalarınızı rahatsız etmeye devam edeceğiz” diyen Durmaz, “Vitrinde Atatürk maskesi kullanıp, içeride bölücüler ile hesap yapanlar işine gelince milliyetçi kesilip, Kürdistan diyenlere tek kelime edemeyenler, ahlaksızca şehit yakınına hakaret edenler, vatanımızın birliğine ve dirliğine kast eden terör uzantıları hepsi bir araya gelmiş Cumhur İttifakı'nın düşmesini bekliyorlar. Bunun için her yolu mubah görerek koltuk uğruna devletin düşmesine rıza göstermektedir. Bunları milletimize anlatmaya devam edeceğiz. Parti binalarına sınır namustur yazıp, sınırlarımızı koruyacak askeri tezkereye PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile hayır diyerek namussuzlukta sınır tanımadıklarını cümle aleme anlatacağız. Kandili yerle yeksan edeceğim diyenlere asker göndermeden kandili nasıl yerle yeksan edeceklerini milletimiz ile birlikte soracağız. Bunlara memleket emanet edilmeyeceğini anlatacağız” sözlerine yer verdi.

“Alanya’yı, Türk-İslam medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri yapmıştır”

Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel ise konuşmasında, “1221 yılından bugüne Alanya’nın fethinin 800. yılını kutluyoruz. Fethimiz mübarek olsun. Bu şehri, Türklükle, Müslümanlıkla, ezanla, iyilik ve güzelliklerle buluşturan karaların ve denizlerin sultanı Alaaddin Keykubat'tır. Türkiye ve dünya literatürünün en ünlü Selçuklu Sultanı unvanına sahip olan 1. Alaaddin Keykubat, rüyalarında kendisine ilham olunan Alanya’yı fethettikten sonra büyük bir yapılaşma ve imar hamlesi başlatmıştır. Sanata, bilime, eğitim ve kültüre çok büyük önem veren Keykubat, ortaya koyduğu sayısız eserlerle Alanya’yı, Türk-İslam medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri yapmıştır. Konya Kalesi büyüklüğünde yapılmasını istediği surlar, döneminin ilk ve tek örneği olan Kızıl Kule, deniz ticaretini geliştirmek için inşa ettiği tersane, Alaaddin Keykubat’ın vizyonunu, ileri görüşlülüğünü, ferasetini ortaya koyan en önemli Selçuklu yapıtlarıdır” dedi.

“Türk- İslam bayrağını ilelebet dalgalandırmak”

“Adaleti, hoşgörüsü, çalışkanlığı, vizyonu, ileri görüşlülüğü, cesareti ve tüm ferasetiyle Alaaddin Keykubat, hala bir meşale gibi bizlerin yolunu aydınlatmaktadır” diyen Yücel, “Türk milleti olarak şanlı tarihimizde Alanya’nın fethi gibi nice fetihlerle adımızı dünya tarihine yazdırmışızdır. Bizim yolumuz; Anadolu’nun kapılarını Malazgirt’te Türklere açan Sultan Alparslan’ın yoludur. Bizim yolumuz; Kurduğu küçük bir beylikten, dünyaya hakim olan Büyük Osmanlı İmparatorluğu’nu var eden Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin yoludur. Ötüken’den Orta Asya’ya, Orta Asya'dan Anadolu'ya, Anadolu’dan tüm dünyaya yayılan, büyük devletler kuran, Turan ülküsünü ve İslam medeniyetini kıtalara hakim kılan, bugün yolumuzu aydınlatacak anlayış ve manevi değerleri bizlere miras bırakan, atalarımıza, ecdadımıza hepimizin çok büyük bir vefa borcu var. Artık bizim için en büyük fetih; Türk- İslam bayrağını ilelebet dalgalandırmak. Bizim için fetih; Keykubat’ın mirasına sahip çıkmak, onu yaşamak ve yaşatmak” dedi.

“Alanya’nın 37 yıllık hayali olan teleferiği hayata geçirerek Alanya Kalesi’nde büyük bir dönüşüm başlattık”

Yücel konuşmasına şöyle devam etti: “Alanya’nın değerine değer katan bu kültür hazinelerini koruyup gelecek nesillere aktarmak gayesiyle; birçok tarihi yapıyı restore ederek şehrimizin belleğine kazandırdık. Bedesten, Alanya Mutfak Evi, Alanya Kalesi Alan Yönetim Merkezi, Sedre Av Köşkü ve Oba Medresesi’nin onarımını yaptık. İnşallah bugün birçoğunun açılışlarını hep birlikte gerçekleştireceğiz. Restorasyon çalışmalarımız; geleneksel 2 Alanya evi ile Alanya Kalesi’nde yer alan Arasta ve Akşebe Türbesi çalışmaları ile devam etmektedir. Alanya’nın 37 yıllık hayali olan Teleferiği hayata geçirerek Alanya Kalesi’nde büyük bir dönüşüm başlattık. Kale’mizin ziyaretçi sayısı Teleferiği hayata geçirdikten sonra 5-6 kat artmıştır. İnşallah pandemi sonrası gelecek yıllardaki hedefimiz 2 Milyon ziyaretçidir. Teleferik ile bağlantılı olarak hayata geçirdiğimiz yürüyüş güzergahları ve yaya yolları projemizle, ziyaretçilerin Kale’nin her noktasını yürüyerek keşfetmeleri sağlanmıştır. Önümüzdeki günlerdeki Alanya Kalesi ile ilgili en önemli projemiz Alanya Kalesi’ni yayalaştırmak. Bu eşsiz güzellikteki tarihi dokuyu korumak için taşıt trafiğini kısıtlayacağız. Böylelikle hem Alanya Kalesi’ni korumuş olacağız, hem de Unesco Dünya Mirası Listesi’ne girme yolunda önemli bir mesafe kaydedeceğiz.”

Alanya'nın fethinin 800. yılı coşkuyla kutlandı

“38 bin yerleşik yabancıyla hoşgörüyle, birlik ve beraberlik içinde yaşamaktayız”

Alanya’nın geçmişteki gibi barışın, huzurun ve güvenin başkenti olmaya devam ettiğini sözlerine ekleyen Yücel, “Farklı din ve dilden, 123’ün üzerinde milletten yaklaşık 38 bin yerleşik yabancıyla hoşgörüyle, birlik ve beraberlik içinde yaşamaktayız. 334 bine yakın nüfusuyla 24 ili geride bırakan Alanya, artık il olmayı çoktan hak etmiştir. Antik çağlarda korsanlara, Bizans döneminde derebeylerine ev sahipliği yapmış, Selçuklu’nun kışlık kenti, Osmanlı’nın gözde Liman Şehri Alanya’mızın, Cumhuriyetimizin 100. yılına vilayet olarak gireceğine inancımız tamdır” açıklamasını yaptı.

Konuşmaların ardından Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel tarafından Bakan Çavuşoğlu ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz’a hediye taktim edildi. Tören Türk halk müziği sanatçılarının konseri ile devam etti. Ardından ise Sandık Emini Kayhanlar Evi’nde Herbaryum, Mutfak Kültür Evi, Bedesten, Demirtaş-Sedre Av Köşkü gibi restore edilen yapılar hizmete açıldı.

Alanya'nın fethinin 800. yılı coşkuyla kutlandı

Ertuğrul Gün - Gazi Taş - Akif Yılmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.