GÜNDEM - 15 Ekim 2024 Salı 11:19

Atatürk Üniversitesi öğretim üyelerinin editörlüğünde hazırlanan kitap, springer yayınevi tarafından yayımlandı

A
A
A
Atatürk Üniversitesi öğretim üyelerinin editörlüğünde hazırlanan kitap, springer yayınevi tarafından yayımlandı

Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyelerinin editörlüğünü yaptığı ve iç sulardaki aquatic toksikoloji alanında yeni gelişmeleri ele alan önemli bir bilimsel çalışma, uluslararası arenada saygın bir yeri olan Springer Yayınevi tarafından yayınlandı.


Prof. Dr. Muhammed Atamanalp, Prof. Dr. Gonca Alak, Doç. Dr. Arzu Uçar ve Doç. Dr. Veysel Parlak’ın editörlüğünü üstlendiği kitap, çoklu çevresel kirlilik etkenlerinin detaylı bir şekilde irdelendiği güncel araştırmaları içeriyor.


Kitap, çevresel kirleticiler sucul ekosistemler üzerindeki etkilerini bilimsel bir perspektifle ele alırken, su ürünleri sektöründe faaliyet gösteren bilim insanlarına, çevre mühendislerine ve ekoloji alanında araştırma yapanlara önemli katkılar sunmayı hedefliyor. Aquatic toksikoloji konusundaki son gelişmeleri kapsayan bu kapsamlı çalışma, sucul çevrelerdeki kirleticilerin ekosistem ve canlılar üzerindeki olumsuz etkilerini çok boyutlu bir yaklaşımla değerlendiriyor.


Uluslararası düzeyde önemli bir yayınevi olan Springer tarafından yayınlanan bu eser, sucul ekosistemlerdeki çevresel kirleticiler üzerine çalışan araştırmacılar için kritik bir başvuru kaynağı olarak kabul ediliyor. Kitap, su kaynakları yönetimi, çevresel sürdürülebilirlik ve toksikoloji alanında çalışan bilim insanlarına ışık tutarken, küresel anlamda çevresel kirleticiler sucul yaşam üzerindeki etkilerini anlamak ve çözüm üretmek için kapsamlı bir bilimsel kaynak sunuyor.


Rektör Hacımüftüoğlu: “Yayımlanan Eserin Referans Bir Kaynak Olacağına İnanıyorum”


Atatürk Üniversitesinin, gerçekleştirdiği bu tür prestijli çalışmalarla bilim dünyasına katkı sunmaya devam ettiğini belirten Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, üniversitenin bilimsel üretkenliği ve uluslararası alanda giderek güçlenen konumuna dikkat çekerek, bu kitabın bilim dünyasına ve çevre sağlığına sunacağı katkıların heyecan verici olduğunu belirtti. Hacımüftüoğlu: “Su ürünleri ve çevre sağlığı alanında böylesine kapsamlı bir çalışmanın üniversitemizden çıkmış olması hem bilim camiasında hem de çevresel sorunlara çözüm arayan kesimlerde büyük yankı bulacaktır. Bu değerli katkıları için öğretim üyelerimizi tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.


Hacımüftüoğlu ayrıca bu tür çalışmaların Atatürk Üniversitesinin akademik anlamda uluslararası düzeydeki itibarını güçlendirdiğini ve üniversitenin çevre sorunlarına yönelik çözümler geliştirme misyonunu daha da pekiştirdiğini vurguladı. Kitabın, su ürünleri ve çevre bilimi alanında referans bir kaynak olacağını dile getirerek, editörler başta olmak üzere tüm katkı sağlayan öğretim üyelerine teşekkür etti.



Atatürk Üniversitesi öğretim üyelerinin editörlüğünde hazırlanan kitap, springer yayınevi tarafından yayımlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Fatih’te 1.5 yıl boyunca iş yerinden yaklaşık 7 kilo altını böyle çaldılar Fatih’te bir kuyumcu, çalışanlarının 1 buçuk yıl boyunca iş yerinden yaklaşık 7 kilo 300 gram altın çaldığını tespit ettiği iddiasıyla Savcılığa suç duyurusunda bulundu. Hırsızlık anı kameraya yansırken, suç duyurusunun ardından açıklama yapan kuyumcu, ‘’’Çok güvendiğimden dolayı hepsine, kimseye böyle bir şey için toz konduramadım. Ben paramın gelmesini, bunların ceza almasını ve yargılanmasını istiyorum’’ dedi. İstanbul Fatih’te kuyumcu olan Murat Yetim, yaptığı hesaplarda açık çıktığını fark ederek kamera kayıtlarını incelemesiyle birlikte 2 çalışanının 1 buçuk yıl boyunca 7 kilo 300 gram altını iş yerinden çaldığını tespit ettiği iddiasıyla Savcılığa suç duyurusunda bulundu. ‘’Toplamda 7 bin 300 gram altın çaldıklarını tespit ettim’’ Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan suç duyurusu dilekçesinde, ‘’Yaklaşık 1 buçuk yıldır hesaplarımda açıklar çıkmaktaydı. Son zamanlarda iş çığırından çıkınca muhasebecimize kamera kayıtlarını incelemesini söyledim. Diğer çalışanımıza ise şüphelilere dikkat etmesini söyledim. Kamera kayıtlarına baktığımda gerçekten altın çaldıklarını tespit ettim. Toplamda 7 bin 300 gram altın çaldıklarını tespit ettim. Önce uzlaşma babında şikayete gelmedik, sürekli oyaladılar. Tapu getirdiler üzerime aldım, parayı getirirlerse tapuyu vereceğimizi bildirdik. Güvenimi kötüye kullanan kişilerden şikayetçiyim’’ ifadelerine yer verildi. ‘’Elemanlarımın dükkandan yavaş yavaş, az az ve hissettirmeden altın çaldığını son dönemlerde daha çok hissetmeye başladım’’ Suç duyurusunun ardından adliyenin meydanında açıklama yapan Murat Yetim, ‘’Bulunduğum firmada çalışanlarım tarafından dükkanımdan altın çalındığıyla alakalı şikayette bulunmaktayım. Yaklaşık 1 buçuk yıldır elemanlarımın dükkandan yavaş yavaş, az az ve hissettirmeden altın çaldığını son dönemlerde daha çok hissetmeye başladım. Aile ortamında olduğumuz için çok güvendiğimden dolayı hepsine, böyle bir şey için toz konduramadım kimseye. Son zamanlarda elimdeki altının azalmasıyla alakalı bir şüphede bulunmaya başladım belli kişilerle alakalı. Açık çıkıyordu sürekli, son zamanlarda daha da çoğalmıştı bu açıklar. Dükkanımda 1 buçuk yıl içerisinde 7 bin 300 gram has altın çalınmıştır. Bunu anladıktan sonra kendi aramızda konuştuk, kendileri borçlarını ödeyeceklerini söylediler. Borçları belli bir süre içerisinde bitirip normal hayatlarına devam edeceklerini söylemişlerdi ancak tehdit ve hakaret almaya başladık. Bizi gasp etmekle tehdit ettiler. Finalde de çok saçma bir rakamla karşımıza çıkıp ‘bizim bundan sonra borcumuz yoktur’ diye aradılar. Benim hakkımda da ‘tehdit’ ve ‘hakaret’ suçlarından suç duyurusunda bulunmuşlar. Ben paramın gelmesini, bunların ceza almasını ve yargılanmasını istiyorum’’ dedi. Murat Yetim’in kız kardeşi ise mağdur olduklarını belirterek, ‘’Mağdur olmamızla birlikte tehdit ve gasp edilmekle itham ediliyoruz. En kısa şekilde ve hızlı bir şekilde onların adalet önünde yargılanmasını ve ceza almasını istiyoruz’’ ifadelerini kullandı. Hırsızlık anı ise kameraya yansıdı Öte yandan hırsızlık anı ise kameraya yansıdı. Masada oturan çalışan şahsın işlediği altının bir kısmını eline sakladığı, bir süre sonra da oradan uzaklaştığı görülüyor. Ayrıca şüphelinin yanındaki kişinin de suç ortağı olduğu iddia edildi.
Balıkesir Balıkesir’de üretilen fıstıkçamı fidanları İstanbul’un havasını değiştirecek Burhaniye ilçesinde, 74 yaşındaki emekli banka müdürü Yunus Göç 16 yıl önce fıstık çamı yetiştiriciliğine başlarken, ürettiği fidanlar da İstanbul’a göndermeye devam ediyor. İstanbul’dan gelerek Burhaniye’ye yerleşen Yunus Göç, yıllık üretimi ile Orman idaresinden sonra en büyük fıstıkçamı üreticisi oldu. 16 yıl boyunca işini büyüten Göç, üretim kapasitesini yıllık 80 bin çam fidanına ulaştırdı. Lübnan ve Irak’a da ihracat yapan Göç, üretiminin çoğunu da İstanbul’a gönderiyor. Göç, bankacılık, altın, döviz ve borsa işinden sonra böyle bir işe girdiğini için mutlu olduğunu söyledi. Yunus Göç, dün de saksılarda yer alan bin 500 fıstıkçamı fidanını İstanbul’a gönderdi. İşini severek yaptığını anlatan Yunus Göç, “ Bu gün hayatımın en önemli günlerinden birisini yaşıyorum. Şöyle ki, bankacılık, altın, döviz ve borsa işlerinden sonra böyle bir işe atıldığım için çok mutluyum. Bunları üreterek hem sağlığımı sıhhatimi koruyorum. Hem de ülkeme çok büyük katkı sunduğuma inanıyorum. Şu gördüğümüz çamlar İstanbul’a gidiyor. Bu ağaçlar, İstanbul da taş ocaklarında yıkılan bozulan doğayı yeniden yeşillendirecek. İstanbul’un hava kalitesini değiştirecek kadar önemli bu ağaçlar. O yüzden, gerçekten çok emek çekmeme rağmen bu işi yaptığım için çok mutluyum. Herkese de tavsiye ederim” dedi.
Balıkesir BBKT yeni sezona perdelerini açıyor Burhaniye Belediyesi Kent Tiyatrosu (BBKT), 25. yılında iki yeni oyunla sahne alıyor. Yeni sezonun oyun takvimi açıklandı. İlk olarak, Muzaffer İzgü’nün kaleme aldığı ve yönetmenliğini Ender Kurt’un üstlendiği “Sınır” adlı oyun, 19 Ekim 2024 Cumartesi günü saat 20.00’de Reha Yurdakul Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak. Ücretsiz olarak sahnelenecek oyunlar, tiyatro severleri bekliyor. “Sınır” adlı oyun, 8 Kasım 2024 Cuma ve 7 Aralık 2024 Cumartesi tarihlerinde saat 20.00’de Reha Yurdakul Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. Diğer oyun ise, Nikolay Gogol’un öyküsünden esinlenerek Ahmet Önel’in uyarlayıp yazdığı ve yönetmenliğini Ender Kurt’un üstlendiği “Eğlenceli Bir Burun Öyküsü” , 17 Kasım 2024 Pazar ve 21 Aralık 2024 Cumartesi tarihlerinde saat 20.00’de Reha Yurdakul Kültür Merkezi’nde tiyatro severlerle buluşacak. Burhaniye Belediyesi Kent Tiyatrosu’nun (BBKT) 25 yıllık başarılarıyla gurur duyduklarını belirten Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, “Burhaniye Belediyesi Kent Tiyatrosu, sadece ilçemizin değil, bölgemizin kültür ve sanat hayatına büyük katkı sağlayan bir kurumdur. Tiyatromuz, her yıl olduğu gibi bu yıl da sanatseverlere yeni ve başarılı oyunlar sunuyor. Burhaniye Belediyesi olarak, sanatın toplumun gelişimindeki yerini ve etkisini önemsiyoruz. Yeni sezonda sahnelenecek oyunların tiyatro severleri etkileyeceğine inanıyorum. Tiyatromuzun sanata olan katkılarıyla gurur duyuyoruz” dedi.Burhaniye Belediyesi Kent Tiyatrosu, 25. yılında sanatseverlere tiyatro şöleni sunmak için çalışmalarını sürdürüyor.
Denizli Kuryenin ölümüne neden olan alkollü sürücü 5 yıl hapis cezası aldı Denizli’de alkollü sürücünün şerit ihlali yaparak motokuryenin ölümüne sebep olduğu kazada karar açıklandı. Olay yerinden de kaçan otomobil sürücüsünün bilirkişi raporunda asli kusurlu sayılmasını da göz önünde bulunduran mahkeme heyeti sanık hakkında 5 yıl 4 ay hapis cezasına karar verdi. Kazada hayatını kaybeden motokuryenin avukatı kararın emsal niteliği taşıdığını kaydetti. Denizli’nin Pamukkale ilçesine bağlı Kınıklı Mahallesi Üniversite Caddesi’nde 29 Mart tarihinde meydana gelen kazada; bir dönercide çalışan 25 yaşındaki motokurye Aziz Soysaç, gece gelen paket siparişini yerine ulaştırmak için 20 ALJ 110 plakalı motosikletiyle yola çıktı. Aziz Soysaç, kullandığı motosikletle seyir halindeyken Müftü Ahmet Hulusi Efendi Külliye Camisi yakınlarında karşı yönden gelen ve hatalı sollama yaptığı ileri sürülen 34 CNM 885 plakalı otomobille kafa kafaya çarpıştı. Çarpmanın şiddetiyle savrularak otomobilin ön camını parçalayan Aziz Soysaç ağır yaralanırken; paramparça olan motosikletinin parçaları ise 50 metrelik bir bölgeye saçıldı. Durumu ağır olan Aziz Soysaç, sağlık ekiplerinin yaptığı ilk müdahalenin ardından Pamukkale Üniversite Hastanesi’ne kaldırıldı. Motokurye, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Çarptığı motosikletliyi ölüme terk ederek kaçan ve alkollü olduğu iddia edilen sürücü İ.A., saatler sonra teslim oldu. Ekmek parası için kuryelik yapan motosiklet sürücüsü Aziz Soysaç’ın ölümü neden olduğu iddiasıyla tutuklanan otomobil sürücüsü İ.A.’nın yargılanması devam ediyor. İkinci kez hakim karşısına çıktığı duruşmaya avukatları katıldı. İ.A.’nın ölüme neden olma suçundan fiiline uyan TCK’nun 85/1 maddesine bağlı sanığın olay nedeniyle alınan kusur raporlarındaki asli kusurlu olması, hayatını kaybedenin kusurunun olmaması yine kendi beyanı ile alkollü şekilde araç kullandığını kabul etmesi ve tanık anlatımlarıyla da bu hususun sabit olması, ayrıca kazanın meydana gelmesinden sonra olay yerinden kaçması nedeniyle 4 yıl hapis cezası ile çarptırılırken Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2020/7189 esas 2024/346 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere bölünmüş yola ters istikametten seyir halindeyken kazaya sebep vermesi nedeniyle 1/3 oranın da artırım yapılmasına 5 yıl 4 ay cezası ile cezalandırıldı. Trafik kazası sonucunda alkollü sürücünün olay yerini terk etmesi ve ardından yaşanan gelişmeler sonucunda mahkeme, sürücüye 5 yıl 4 ay hapis cezası verildi. Olayın ardından yapılan incelemeler ve mahkeme sürecini anlatan Avukat Kürşat Akyol şunları kaydetti; “Sürücü şahıs olay olduktan sonra olay yerini terk etmişti. Bunu da mahkeme kararında hakim göz önüne aldı. Şahsın kendisi de sonradan araştırılan görüntülerin incelemesi sonucunda şahsın alkollü olduğu anlaşıldı. Kolluk kuvvetlerinin araştırmasıyla alkollü yerdeki kişilerle görüşüldüğünde çalışan arkadaşlarla görüşüldüğünde onlar da sürücünün masaya alkol sipariş ettiğini iki defa masaya alkol gittiğini söylediler. Genelde ölümlü trafik kazalarında bir kişi vefat ettiyse ve kusur durumu tartışmalı ya da asli tarih şeklinde olduysa çok büyük ihtimalle yine bir tutukluluk süreci oluyor dosyalarda. Ancak genelde ilk celse hakimler artık tutukluluk sürecini sonlandırıyor, tutuksuz olarak yargılamanın devamına karar veriyorlar. Çünkü Türk Ceza Kanunu 85. Maddesinde bir kişinin ölümünün taksirle ölüme neden olması sonucu ilk cezası 2 yıl ile 6 yıl arası düzenleniyor. Dolayısıyla şahıs ceza aldığında cezaevinde geçireceği süre hesaplandığında infaz kanunu gereğince ilk celseden sonra genellikle tahliye karar veriliyor. Bu dosyada iç celse dediğim gibi şahsın tutuklu oluşunun kuvvetli ihtimalde olması bu konuda tanıkların görüşmesi, daha sonra şahsında olay anında aslında karşı şeride geçmesi ve vefat eden rahmetlinin hiçbir kusurunun olmadığı kabul edilmişti. Dolayısıyla hakim ilk celse tutukluk halinin devamına karar verdi. İkinci celsede eksik olan tanık ifadeleri dinlendi. Taraf ifadeleri dinlendi. Burada hakim suçun bilinçli taksir ile işlendiğini kabul etti.” “Kararın emsal niteliği taşıdığını düşünüyoruz” Mahkeme heyetinin verdiği kararın sonraki dosyalar bakımından emsal karar niteliği taşıdığını ifade eden avukat Kürşat Akyol, “Şahsın alkollü olması, tanıkların ifadeleri, şahsın alkollü olarak bir kazaya sebebiyet verdiğine kabulle olay yerini terk ettiği ve karşı şeride geçtiği göz önüne alarak bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verdiği ve ceza verilirken alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildi. Netice olarak 5 yıl 4 ay hapis cezası da cezalandırılmasına karar verildi. Ayrıca şahsın sürücü belgesine de el koyuldu. Bu kararın biz bu hukukçular olarak önümüzdeki dosyalarda bundan sonraki olaylarda emsal niteliğinde olabileceğini düşünüyoruz. En azından vefat olan dosyalarda ilk celsede genellikle tahliye eğilimi olabiliyor ama ailelerin acısı bir celse tutuklukla dinmiyor maalesef. Burada yirmi beş yaşında bir kardeşimiz vefat etmişti. İstinaf aşamasında da kararın kesinleşerek ondan sonraki dosyalarda emsal hale gelmesini istiyoruz” dedi. Kaza ile ilgili açıklamalarda bulunan ve mahkeme kararı sonucunda mutlu olduklarını ifade eden Deniz Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Emin Başaran, “Bu kazanın sonrasındaki alandan karar mutlaka ve mutlaka trafikte bir caydırıcılığı olacaktır diye düşünüyorum. Ama yeterli mi diye bir soru olacak olursa ki tabii ki yeterli değil ama alınan kararların hepsine saygımız vardır ki Denizli mahkemesine de zaten buradan kendime sonsuz teşekkür ediyorum. Avukatımıza ve ayrıca bizlere yardımcı olan arkadaşlarımıza buralardan çok teşekkür ediyorum. Alınan karardan gerçekten bizlere mutlu etti” şeklinde konuştu. (Bİ-MB-