Yerel Haberler
Elazığ
25 Kasım 2024 Pazartesi - 16:23 Elazığ’da Beyaz Ev Aile Merkezi hizmete girdi Elazığ’da Beyaz Ev Aile Merkezi, düzenlenen törenle açıldı. Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu ve eşi Ayfer Hatipoğlu’nun girişimleriyle Kurulan Beyaz Ev Aile Merkezi’nin açılışı yapıldı. ‘Aileye Umut Topluma Hayat’ sloganıyla aile içi şiddetle mücadele hedefiyle kurulan Beyaz Ev Aile Merkezi’nde sadece mağdurlara ve çocuklara değil aynı zamanda şiddet uygulayanlara da psikososyal destek verilecek. Bu çerçevede merkezin etkin şekilde faaliyet verebilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı, Elazığ Barosu, Fırat Üniversitesi, Elazığ Belediyesi ve Yeşilay ile işbirliği protokolleri imzalandı. Merkez ve proje hakkında bilgi veren Vali Numan Hatipoğlu, “ Bugün 25 Kasım aynı zamanda Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Biz bu anlamlı günde aynı zamanda bir farkındalık oluşturmak anlamında Elazığ’da çok önemli bir merkezin hizmete girmesi adına bir araya geldik. 2019’da Kırıkkale’de bir kadına şiddet vakası üzerine Gaziosmanpaşa’da faillere dönük bir çalışma yapılmadıkça bu işin tam olarak çözülemeyeceğini düşündük. Bundan hareketle faillere dönük olarak bir çalışmaya başladık. Önce Yeniden Aile Olalım ismi ile başladı, sonra ismi değişti ve Beyaz Ev oldu. Bu süreçte İstanbul’da çok önemli destekler almıştık. Elazığ’a gelince biraz daha hızlı davranmak istedik. Bir de Elazığ’da, Fırat Üniversitesi ve kamuoyu bu anlamda teşvik eden bir unsur oldu. Burayı İl Özel İdaresi ve Elazığ Belediyesi katkılarıyla şu anda hizmete hazır hale getirdik. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. Ayfer Hatipoğlu ise “ Özellikle son dönemlerde siber zorbalık dediğimiz bir kavram var. Bu artık daha çok etki etmeye başladı. Şiddetin bir çok boyutu var. Psikososyal ve ekonomik şiddet ile bunların dışında fiziksel şiddet gibi bir çok şiddet türünü maalesef görüyoruz. Bugün sabah yine İstanbul’da 8 kişinin katli ile sonuçlanan bir şiddet öyküsüne maalesef tanıklık ettik. Biz bunları izlerken bir yandan ikinci travmaya da maruz kalıyoruz. Ben mesleğim gereği vali beyin de öncülüğünde böyle bir şeyin uzman ayağını tamamlamış oldum. Uzman kimliğimle oraya entegre oldum” diye konuştu. Önce gönüllülük ilkesiyle hareket ettiğini aktaran Ayfer Hatipoğlu, “Bu projenin varlığını duyduktan sonra grup terapilerini yapabilirim şeklinde çıktığım yolculuğun bugün buraya kadar evrileceğini hiç düşünmemiştim. Beyaz Ev Projesi yaklaşık 5 yıl önce hayata geçti. 4 döne odamız var. Turuncu, sarı, mavi ve yeşil odalarımız var. Mavi oda, kamuoyu farkındalık çalışmalarını yapıldığı oda. Sarı oda da hem faillere hem de mağdurlara dönük psikososyal müdahale çalışmaları yapılıyor. Yeşil oda da ise hukuki bilgilendirme çalışmaları yapılacak. Son olarak turuncu oda da, hem faillerin hem de mağdurların çocuklarına dönük yine psikososyal süreci tamamlanıyor” şeklinde konuştu. Merkezin açılışına Vali Numan Hatipoğlu ve eşi Ayfer Hatipoğlu’nun yanı sıra, AK Parti Elazığ Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğluları, Fırat Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Doğru, İl Jandarma Alay Komutanı J. Kd. Alb. Alpaslan Doğan, İl Emniyet Müdür Vekili Seydi Ertekin, Elazığ Baro Başkanı Av. Melih Efe, siyasi parti temsilcileri, kurum müdürleri ve vatandaşlar katıldı.
25 Kasım 2024 Pazartesi - 15:09 Karagöl: “Mücadelemiz şiddet durana kadar sürecek” Elazığ Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Derneği Başkanı Gülnar Karagöl, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününün 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kararı ile ilan edildiğini hatırlatan Karagöl, bu çerçevede tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak organize edildiğini söyledi. Özellikle son günlerde artan şiddet olayları nedeniyle günün ayrı önem kazandığını belirten Karagöl, ’’Kadınlarımız, dünyamızın umut ışığı, yarınlarımızın teminatı ve insanoğlunun varoluş mücadelesinin en net özetleridir. İnsanoğlu var olduğu süreden günümüze kadar kendi hayatlarının zorluğu yanında farklı şekillerde şiddete maruz kalan kadınlarımız her geçen gün güçlense de günümüzde bazı talihsiz olaylar yaşandığını ve bu olayların artışını üzülerek takip ediyoruz. Özellikle tüm ülkemizin yüreğini yakan Narin Güran olayı başta olmak üzere kadın ve çocuklarımıza yönelik şiddeti lanetliyoruz. Kadınlarımızın her zaman yanında olacağımızı ve mücadelemizi sadece bugüne özel olarak değil, bir ömür boyu sürdüreceğimizi bildirmek istiyorum. Kadına yönelik her türlü şiddetin tam karşısında duruyoruz. Bu doğrultuda çaba gösteriyoruz. Sesimizi yükseltiyoruz. Bu mücadelenin sadece yasalarla, kolluk gücüyle ve sivil toplum faaliyetleriyle başarıya ulaşmayacağını günümüzde geldiğimiz nokta bize gösterdi. Burada toplumun tüm kesimlerinden tüm kadınlarımızın bu mücadeleye destek olması, sorumluluk olması en çok da biz kadınların bu mücadeleye öncülük etmesi çok önemli. Bizler de bu doğrultuda yola çıktık. Tüm kadınlarımız mücadeleye ortak olana ve bilinçlenene kadar da bu yolumuzdan dönmeyeceğiz. Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü. Buradaki uluslararası kavramına dikkat çekmeden önce bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. 25 Kasımın bu önemi kazanmasının temel dayanağı BM’dir. 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla BM tarafından karar ilan edilmiştir. Ancak bugün hem BM’nin bugünkü yaklaşımları hem de günün uluslararası önemi rafa kaldırılmıştır. Sebebi ise Filistin’de, Lübnan’da kadınların ve çocukların canice katledilmesi karşısında İsrail zulmüne sessiz kalınmasıdır. Uluslararası sivil toplum kuruluşları ve kadın örgütleri başını kuma görüp samimiyetlerini yitirirken, başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türkiye’de bizler bu zulme hiçbir zaman sessiz kalmadık kalmayacağız. Şiddet kimden gelirse gelsin, sebebi ne olursa olsun lanetliyoruz. Ve tüm dünyada kadınların ve çocukların şiddetin tüm boyutlarından arındığı bir gelecek dileyerek başta ilimizde sonra ülkemiz ve tüm dünyadaki kadınların Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününü kutlayarak mücadele çağrısı yapıyoruz’’ dedi.
Wushu Kung Fu Cumhuriyet Kupası’nda Elazığ’a 10 madalya
28 Ekim 2024 Pazartesi - 11:48 Wushu Kung Fu Cumhuriyet Kupası’nda Elazığ’a 10 madalya Wushu Kung Fu Cumhuriyet Kupası Malatya’da düzenlendi. Şampiyonada Kovancılar Keban Fırat Spor Kulübü sporcuları Elazığ’ı temsil etti. Malatya’da düzenlenen Wushu Kung Fu Cumhuriyet Kupası’nda Elazığ’ı temsil eden Keban Fırat Spor Kulübü sporcuları Elazığ’a önemli dereceler kazandırdı. Şampiyonaya katılan sporculardan Muhammed Aras Yavuz 28, Yusuf Mirza Eker 62, Sena Nur Erdem 48, Ahmet Selçuk Yılmaz 45, Mehmet Cem Ökke 65, Habib Kerem Er 52, Eyüp Murat Aktepe +70 kiloda 1.’lik, Hurşit Emir Karaoğlu 25, Muhammed Ömer Turan, Gülsima Ökke 45 kiloda 2.’lik elde etti. Malatya’da Wushu Kung Fu Cumhuriyet Kupasına katılan 10 sporcu 10 adet madalya kazanarak Elazığ’ı ve Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünü gururlandırdı. Müsabaka 27 Ekim Pazar günü madalya töreni ile sona erdi. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Malatya’da düzenlenen Wushu Kung Fu Cumhuriyet Kupasında Elazığ’ımızı temsil etmek üzere katılan Keban Fırat Spor Kulübü sporcuları şehrimize güzel dereceler kazandırdılar. Sporculardan Muhammed Aras Yavuz 28, Yusuf Mirza Eker 62, Sena Nur Erdem 48, Ahmet Selçuk Yılmaz 45, Mehmet Cem Ökke 65, Habib Kerem Er 52, Eyüp Murat Aktepe +70 kiloda 1.’lik, Hurşit Emir Karaoğlu 25, Muhammed Ömer Turan, Gülsima Ökke kiloda 2. olmayı başardılar. Bizler Gençlik Spor ailesi olarak dereceye giren sporcularımızı ve antrenörümüzü tebrik ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
Osmanlı’nın gizemli mirası: ’Tılsımlı padişah gömleğini’
28 Ekim 2024 Pazartesi - 09:44 Osmanlı’nın gizemli mirası: ’Tılsımlı padişah gömleğini’ Munzur Üniversitesinde görevli Doç. Dr. İlyas Kayaokay, bir müzayedede Osmanlı dönemine ait nadir bir ’Tılsımlı padişah gömleği’ satın aldı. Gömleğin, giyen kişiyi kötülüklerden ve hastalıklardan koruduğuna inanılan önemli bir Osmanlı mirası olduğunu belirten Kayaokay, bu tarihi eseri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a takdim etmek istiyor. Munzur Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. İlyas Kayaokay, bir müzayedede Osmanlı dönemine ait ’Tılsımlı padişah gömleği’ olarak bilinen nadir bir eseri satın aldı. El yazması tarihi eserler üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Kayaokay, Osmanlı Cihan Devletinin en gizemli ve merak uyandıran objelerinden biri olarak kabul edilen padişahlar ve devlet büyükleri tarafından giyildiği düşünülen bu tılsımlı gömleği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a takdim etmek istediğini açıkladı. Gömleği giyen kişiyi kötülüklerden ve hastalıklardan koruduğuna, ona manevi güç verdiğine inanılan bu eserlerden çok azının günümüze ulaştığını ifade eden Kayaokay, yalnızca Topkapı Sarayı gibi bazı müzelerde görülebilen bu gömleği alarak Osmanlı kültürünün manevi mirasını yaşatmayı hedeflediğini ifade etti. ’’Osmanlı’dan kalma objelere karşı ilgim vardı’’ Tılsımlı gömleğin kişiyi koruduğuna inanıldığını ifade eden Doç. Dr. İlyas Kayaokay, ’’Yıllardır el yazması eserler üzerinde çalışmalar yürütmekteyim. Sahaflar, müzayedeler ve el yazması eserleri topluyordum. Ayrıca Osmanlı’dan kalma objelere karşı ilgim vardı. Çeşitli, tılsımlı ve şifalı eserler topluyorum. Bir müzayede de denk geldiğim bir gömlek gördüm ve bu gömlek ilgimi çekti. Bunun başta orijinal olamayacağını düşündüm, alırken de böyle bir niyetle almadım. Eser geldiği zaman gördüm ki, bazı karineler mevcut. Boyalarından, fırça izlerinden, Osmanlı döneminde yapılmış tılsımlı, padişah gömleklerini incelediğimde bunun orijinal olabileceği yönünde bir ihtimal oldu. Bilirkişinin incelemesi gerekiyor. Fakat Osmanlı’da padişah gömleklerinin varlığını biliyoruz. Biz, Cem Sultan, 3. Murat, 2. Selim ve 3. Mehmet adına tılsımlı gömleklerin var olduğunu biliyoruz. Tılsımlı gömleklerin, kişiyi koruduğuna inanılan, şifa veren, savaşlarda onu muzaffer kılan hizmet taşıdığı amacı var. Bu gömlekler tek bir kişini kaleminden çıkmaz. Bunlar aynı zamanda sanat eseri. Bu yapılırken, ilk başta sarayın müneccimleri padişahın eşref saatini tayin etikten sonra gömlek yazılmaya başlanıyor. Cem Sultan için yapılan tılsımlı gömlekte 30 Mart 1477 yılında başlıyor, yine 29 Mart 1480 yılında yapımı tamamlanıyor. Yine Atatürk için yapılan gömleğin varlığı söz konusu’’ dedi. Gömleği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek istediğini dile getiren Kayaokay, ’’Bunlar böyle dervişler, şeyhler, hattatlar, nakkaşlar ve müneccimlerin iş birliği ile hazırlanan eserler. Ayetler seçilir, vefkler yapılır ve gömleğe nakşedilir. Çeşitli kabalistik işaretler yine gördüğümüz şekil ve motifler. Bu çok canlı bir tılsımlı gömlek. Kağıt gibi bir kumaştan (aharlanmış) yapılmış. Bu tür gömlekler tek bir defa giyilir, şifa verdiğine inanılır. Ben bu gömleğin yükünün ağır olduğunu düşünüyorum. Orijinal ise paha biçilemez bir şey. Çünkü örneklerine, Topkapı Sarayı Müzesinde anca rastlayabiliyoruz. Böyle şahısların elinde çok az mevcut. Ben naçizane kendime layık görmüyorum, muhafaza edemem çünkü benim için çok kıymetli. Yapımı ve kesimine de bakıldığında devletimizin tepesindeki Cumhurbaşkanımıza layıktır diye düşünüyorum. Eğer tensip buyururlarsa kendilerine takdim etmek isterim. Aynı zamanda en az 300 senelik olan Kur’an-ı Kerim ile tılsımlı gömleği cumhurbaşkanımıza takdim etmek isterim” diye konuştu.
Engelli kedinin bakımı için 60 kilometre yol gidiyor
28 Ekim 2024 Pazartesi - 09:25 Engelli kedinin bakımı için 60 kilometre yol gidiyor Elazığ’da duyarlı bir vatandaş, bir arkadaşının evinin inşaatı sırasında yavru kedi ile karşılaştı. Ön patisinden engeli bulunan kedi ile aralarında bağ gelişen hayvansever, iki günde bir 60 kilometre yol giderek kediyi hem sevip hem de kendi elleri ile beslemeye başladı. Bununla da yetinmeyen vatandaş, kedinin patisini tedavi ettirmek için veterinerin yolunu tuttu. Duyarlı vatandaşın bu hareketi, takdir topladı. Elazığ’da yaklaşık 5 ay önce bir arkadaşının evinin inşaatına yardım etmek için şehir merkezinden yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan inşaat alanına giden Çağlar Karataş isimli vatandaş, burada yavru bir kedi ile karşılaştı. Birkaç defa gelip gittiği inşaat alanında karşılaştığı yavru kedi ile yakından ilgilenen Karataş ile hayvan arasında duygusal bir bağ gelişti. Karataş, evin odunluk bölümüne yerleşen yavru kediyi iki günde bir 60 kilometre yol giderek görmeye başladı. Kedi ile yakından ilgilenen Karataş, ziyaret günlerini iple çekmeye başladı. Sık sık kedinin yanına giden Karataş, yanında getirdiği kuru ve yaş mamalarla kediyi kendi elleriyle besliyor. Evin bahçesine girdikten sonra arabadan inmeden seslenmesinin hemen ardından barındığı odunluk kapısının önünde biten kedi, hemen Karataş’ın yanına koşuyor. Bir süre kendini sevdiren kedi, daha sonra getirilen yiyecekleri afiyetle yiyor. Patisinin tedavisi için veterinere götürdü Doğuştan sağ ön patisi eğri olan kedinin durumuna dayanamayan Karataş, hayvanı tedavi ettirmek için kafese koyarak veterinerin yolunu tuttu. Burada muayenesi yapılan kedinin bacağında herhangi bir kırık, çıkık veya çatlama olmadığı, eğriliğin doğuştan olduğu belirlendi. Kedinin ayağının düzeltilmesi için de tedavilere başlandı. 60 kilometrelik yolu üşenmeden gidip geliyor Arkadaşı ile inşaat yaptıklarını ve kediyle burada tanıştıklarını belirten Karataş, "Arkadaşımız ile burada bir inşaat yapıyorduk. Arkadaşımın kızı görmüştü. Duvarların arkasından miyavlamaya başladı. O gün süt ile su verdik. Ertesi gün ufak işler vardı, geldiğimde kedinin burada olduğunu fark ettim, sanki bizi bekliyor gibiydi. Kendisiyle ilgilendim, sütünü suyunu verdim. Sonraki günlerde birer yaş mama alarak gelmeye başladım. Yaş mamayı çok seviyor kediler. Sonrasında aramızda bir bağ gelişti. Küçüktü biraz, ayağında bir problem varmış gibi hissettik ama tam detaylandıramadık. Büyüdükçe daha da fark edilir oldu. Bugün de bir veteriner hekim arkadaşımıza muayeneye götüreceğiz. Bizim için de bir değişiklik oluyor. İki üç günde bir sırf kedi için de olsa 30 geliş 30 gidiş 60 kilometrelik bir yol yapıyorum ve bu durumdan da çok memnunun açıkçası" dedi. Veterinere teslim edildi Veteriner Ahmet Özçelik de sokakta yaşayan bu minik kedinin duyarlı vatandaşlar tarafından kliniğe getirildini söyleyerek, "Yapmış olduğumuz X-Ray görüntüleme sisteminde doğmasal bir anomali olduğunu düşünüyoruz. Çünkü herhangi bir kırık ya da çatlak saptanmadı. Destekli bandaj ile bir süre tedavi altına alacağız" diye konuştu.
Taraftar arası dostluk ve kardeşlik rüzgarı esti
27 Ekim 2024 Pazar - 14:06 Taraftar arası dostluk ve kardeşlik rüzgarı esti Erbaa İlçe Stadyumu’nda oynanan müsabaka öncesi ev sahibi takımın taraftarları, Elazığsporlu taraftarları çiçekle karşıladı. Karşılaşmanın ardından Elazığ Gençlik 23 Taraftar Derneği Tribün Lideri Ferhat Çiçek, Erbaalı taraftarlara teşekkür etti. Hafta sonu oynanan Merkür Jet Erbaaspor ile Çimentaş Elazığspor maçı öncesi ev sahibi takımın taraftar grubu Elazığ Gençlik 23 Taraftarlar Derneği Tribün Lideri Ferhat Çiçek’e takdim ederek dostluk örneği gösterdi. Çiçek, sporun dostluk ve kardeşlik olduğunu gösteren bu davranış karşısında çok mutlu olduklarını ifade etti. Ferhat Çiçek, "Tokat’ta gerçekten çok misafirperver şekilde karşılandık maç öncesinde bize gösterilen sevgi gösterileri maç sonunda da rakip takım taraftarları tarafından devam etmesi bizleri son derece memnun etti. Gerek maç öncesi gerekse maç sonunda her şey fair-play çerçevesinde çok güzeldi çok dostane şekilde burada ağırlandık ve tek olumsuzluk son dakikada galibiyeti kaçırmamız oldu ama skorlar gelip geçici önemli olan böyle dostlukların baki kalması. Erbaa taraftarlarına bizlere gösterdikleri gösterdikleri misafirperverlikten ve çiçekli karşılamadan dolayı kendilerine tüm Elazığspor taraftarı adına teşekkür ediyorum. Futbol dostluk ve kardeşliktir. Kendilerini burada aynı şekilde karşılayarak uğurlayacağız. Erbaaspor’a da bundan sonraki lig maçlarında başarılar dilerim" dedi.