EKONOMİ
Manisa’nın 2025 yılı bütçesi 11 milyar 871 milyon 725 bin TL 26 Kasım 2024 Salı - 20:24:21 Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin 2025 yılı tahmini bütçesi 11 milyar 871 milyon 725 bin lira olarak belirlendi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, ‘Kendine yeten Manisa, kendine yeten belediye’ vizyonuyla hareket ettiklerini belirtti. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin Kasım ayı Olağan Meclis Toplantısı 2. oturumu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek başkanlığında gerçekleştirildi. Meclis toplantısında Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin 2025 yılı performans programı tasarısı ile 2025 mali yılı bütçe tasarısı görüşüldü. Bütçe ile ilgili değerlendirmede bulunan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, 31 Mart Mahalli İdare seçimlerinin ardından yeni bir dönemin inşası için çalışmalara başladıklarını ifade etti. Başkan Ferdi Zeyrek, “Kendine yeten Manisa, Kendine yeten Belediye’ olma vizyonuyla hazırladığımız planımızı bir önceki ay meclisimizin de onayını alarak icraata koyduk. Yeni plan döneminin ilk bütçesini de bugün oylayacağız. Manisa’ma ve Manisalılara ait kaynakların etkin, ekonomik ve verimli kullanılması tek derdim. İhtiyacı olanlara ihtiyaç duydukları anda en kaliteli hizmeti sunmak, kentsel sorunlara sürdürülebilir çözümler üretmek için çaba sarf ediyoruz” dedi. Geride kalan yıllarda eğrisi ile doğrusu ile yapılan işler ve kullanılan bütçelerin olduğunu söyleyen Başkan Zeyrek, “Biz göreve geldiğimizde 6 milyar 849 bin 880 lira gelir, 7 milyar 900 milyon lira gider tahmini yapılan bütçeyi devraldık. Bütçe demişken; gelirlerimizin yaklaşık yüzde 85’i merkezi idarenin topladığı vergi gelirlerinden Manisa Büyükşehir Belediyesine aktardığı paylardan oluşuyor. Bu gelir de Türkiye’nin genel ekonomik seyrinden doğrudan etkilenen bir gelir ve artış oranı çok yüksek değil. Gelir tarafında hal böyle iken harcamalar ise maalesef çok yüksek oranlarda artıyor. Bu da belediyemizi çok büyük bir finansal baskı altında çalışmak zorunda bırakıyor. Biz bu şartlarda hizmetin kalitesini artırmaya, ihmal edilmiş altyapımızı yenilemeye, bütçemizi yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Yapılan çalışmaları anlattı Bugüne kadar yapılanları anlatan Başkan Zeyrek, “İhale süreçleri tamamlanmış ve devam eden işlerin en sağlıklı şekilde yürütülmesi için önlemlerimizi aldık. Özellikle dezavantajlı, sosyal dışlanma, yoksulluk içinde olan hemşerilerim için sosyal destek programlarına ağırlık verdik. Su teknik altyapısından sonra, en önemli kentsel teknik altyapı yatırımı olarak gördüğüm ulaşım için planlama çalışmalarını başlattık. Toplu taşımada mevcut darboğazların önüne geçmek için hem kooperatiflere hem vatandaşlarıma destek olacak mali destekleri başlattık. Kırsal kalkınmada çiftçimize üretim destekleri verdik. Vermeye devam ediyoruz” diye konuştu. “2 milyar 500 milyon lirayı ilçelerimize hakkaniyetli bir şekilde bölüştürdük” 2025 yılının program ve bütçesini oluştururken katılımcı ve ortak akıl anlayışıyla hareket edildiğini kaydeden Başkan Zeyrek, “17 belediye başkanımla birebir görüştük. Manisa’mızın sorunlarını ve ihtiyaçlarını birlikte masaya yatırdık. Öngördüğümüz yatırım bütçemizin çevre, katı atık ve kırsal kalkınma destekleri haricinde yaklaşık 2 milyar 500 milyon lirasını ilçe belediye başkanlarımızla birlikte ilçelerimize hakkaniyetli şekilde bölüştürdük” dedi. “Kılı kırk yaracağız, ince eleyip sık dokuyacağız” Manisa’ya ait her bir kuruşun kıymetli olduğunu vurgulayan Başkan Zeyrek, “Bu nedenle kılı kırk yaracağız, ince eleyip sık dokuyacağız. Dirençli, sağlıklı, sürdürülebilir bir Manisa ve Manisa’da yaşamaktan mutlu olan hemşerilerim için yeni finansman yöntemleri geliştireceğiz. Önümüzdeki dönem bütçemizde de altyapı yatırımları, sosyal hizmetler ile destek programları ve özellikle çiftçi destekleri artarak devam edecek. Yatırım önceliklerimiz tamamıyla insan odaklı olacak. Çocuk, kadın, yaşlı, engelli ve gençlerimizi merkeze aldığımız projeleri hayata geçireceğiz. İsraftan, çatışmadan uzak Manisa’m için daha iyisi için çalışacağız, üreteceğiz. Bu noktada; 2025 yılı gelirimizi 11 milyar 871 milyon 725 bin lira olacaktır. 2025 yılı giderimiz ise 14 milyar 524 milyon 898 bin lira olacaktır. 2025 yılı finansmanını ise 2 milyar 653 milyon 173 bin lira olarak takdirlerinize sunduk. Manisa’ma hayırlı uğurlu olsun” ifadelerini kullandı. Başkan Ferdi Zeyrek’in konuşmasının ardından gündem maddelerinin oylanmasına geçildi. 2025 yılı performans programı tasarısı oy birliği ile kabul edilirken, 2025 mali yılı bütçe tasarısı oy çokluğu ile kabul edildi.
26 Kasım 2024 Salı - 19:33 Bakan Işıkhan, KPDK Toplantısı’na başkanlık etti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan Başkanlığı’nda Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Toplantısı düzenlendi. Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın başkanlığında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde Reşat Moralı Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Toplantıda konuşma yapan Bakan Işıkhan, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu görevlileri sendikaları arasındaki sosyal diyaloğun geliştirilmesi amacıyla KPDK’nın toplandığını hatırlatarak, “Bu toplantıda sizlerin de görüşleri çerçevesinde önemli adımlar atacağımıza, önemli istişarelerde bulunacağımıza inancım tamdır. Tüm sendikalarımız gibi memur sendikalarımız da çalışma hayatımızın en önemli mekanizmalarından birisidir. Bu nedenle, sosyal paydaşlarımızla bir araya geliyor, istişare ve diyalog mekanizmalarımıza ayrı bir önem veriyoruz” ifadesini kullandı. Geçmiş dönemde Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Üçlü Danışma Kurulu’nu topladıklarını anımsatan Işıkhan, "Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle Çalışma Meclisi’ni gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında ise 2024 ve 2025 yıllarını kapsayan kamu görevlilerimizin mali ve sosyal haklarını içeren Toplu Sözleşme müzakerelerini gerçekleştirdik. 7. Dönem Toplu Sözleşme müzakerelerinde hizmet kollarına ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarıyla kamu görevlilerinin geneline yönelik çok sayıda kazanım elde edildi” diye konuştu. “Sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlilerinin yaklaşık yüzde 75’i sendikalıdır” Bakan Işıkhan, 12. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program çerçevesinde, Türkiye Yüzyılında çalışanların refahının artmasının ana amaçları olduğuna vurgulayarak, “Çalışma hayatındaki değişliklere uyum sağlanabilmesi bakımından sendikal örgütlenmenin önemini de bir kez daha hatırlatmak isterim. Kamu görevlileri sendikalarımız bugün milyonlarca kamu çalışanı üyeye sahipler. Son yayımlanan Tebliğ incelendiğinde, toplam kamu görevlisi sayısı 2 milyon 994 bin 550, toplam sendikalı memur sayısı 2 milyon 251 bin 330 olmakla birlikte, oransal olarak sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlilerinin yaklaşık yüzde 75’i sendikalı olarak görünmektedir. Kamu görevlileri sendikalarımız çalışanlarının yaşam koşullarını en iyi seviyeye getirme gayretini, toplu sözleşmeler ve istişare mekanizması olan Kamu Personeli Danışma Kurulu aracılığıyla dile getirmektedirler” ifadelerine yer verdi. “Çeşitli yasal düzenlemelerle sendikal mevzuatlarda iyileştirmeler yaptık” Bu anlayışın, devletin ve sosyal tarafların karşılıklı etkileşimiyle mümkün olduğunu kaydeden Işıkhan, “Anayasamızda ve diğer alt düzenlemelerde, sendika kurma, bunlara üye olma, toplu sözleşme yapma ve çeşitli sosyal diyalog mekanizmalarıyla görüşmeler yapılması gibi haklar oldukça önemli kazanımlara vesile olmaktadır. Kamu çalışanlarımıza sendika kurma hakkı 1995 yılında Anayasa değişikliği ile tanındı. Kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlarının kuruluşundan tutun da bu sendikalara üye olabilecek kamu görevlilerinin hak ve sorumluluklarına kadar çok sayıda düzenlemeye yer veren 4688 sayılı Kanun ise 2001’de yürürlüğe girdi. İlk kez hükümetlerimiz döneminde 2010 Anayasa değişikliği ile de kamu görevlilerimize toplu sözleşme yapma hakkı tanındı. Öte yandan, çeşitli yasal düzenlemelerle sendikal mevzuatlarda iyileştirmeler Hükümetlerimiz döneminde yapılmış ve yenilikçi politikalarımızın göstergesi olan bu değişiklikler her zaman yapılmaya da devam edecektir” açıklamasında bulundu. “Kamu personel yönetiminde çözülemeyeceği düşünülen çok sayıda konu çözüme kavuşturulmuştur” Bakan Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2002 yılından bu yana özellikle kamu görevlileri sendikacılığında son derece önemli değişikliklerin hayata geçirildiğine dikkati çekerek, şunları aktardı: “Bakanlığımızın sosyal devlet anlayışını temsil eden bir kurum olması ve çalışma hayatının en önemli paydaşları olarak gördüğümüz sendikalarımıza verdiğimiz önem doğrultusunda laf değil icraat üretme anlayışımızla her zaman olduğu gibi çalışmalarımıza kaldığı yerden devam edeceğiz. Hükümetlerimizce, kamu personel mevzuatında başta 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu olmak üzere, diğer alt mevzuatlarda ve ilgili diğer mevzuatlarda kamu personelimizin lehine çok sayıda değişikliklere imza atıldı. Geçmiş dönemlerde, kamu personel yönetiminde çözülemeyeceği düşünülen çok sayıda konu çözüme kavuşturulmuştur.” Memurların hafta sonu şehir dışına çıkış yasağı, toplu sözleşme yapamaması, kamuda başörtüsü yasağı gibi demokrasiyle bağdaşmayan çok sayıda uygulamanın ortadan kaldırıldığına vurgu yapan Işıkhan, “Cumhuriyetimizin 101. Yılını kutladığımız bu zamanlarda yukarıda saydığım reformları yerine getirmenin gururunu yaşadığımızı belirtmek isterim. Elbette, 22 yılı geride bırakan hükümetimizin kamu görevlilerimize ve kamu görevlileri içerisinde özellikle değinilmesi gereken dezavantajlı gruplara yönelik sağladığı ‘Engelli personel çalıştırma yükümlülüğü’ gibi kolaylıklara, imkanlara sizler her zaman şahit oldunuz” dedi. Bakan Işıkhan, çok sayıda hizmet ve sosyal diyalog mekanizmasının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yerinde ve zamanında uygulandığını belirterek, “Söz üreten değil, icraat üreten, vatandaş odaklı, demokratik ve sosyal devleti esas alan yönetim anlayışının temsilcisi olarak kamu çalışanlarımız için gelecekte yapacağımız hizmetlerin en sağlam teminatı başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükümetlerimizin geçmişte yapmış olduğu dönüşümlerdir” şeklinde konuştu. Toplantının ana çerçevesini oluşturan sosyal diyaloğun geliştirilmesi konusu, kamu görevlilerinin karşılaştığı genel nitelikli sorunlar bağlamında ele alındı. Işıkhan, ‘Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği’ temasıyla gerçekleştirilen KPDK Kasım ayı toplantısının hayırlı olmasını dileyerek, konuşmasının sonunda her zaman emeğin ve emekçinin sesi olmaya devam edeceklerini söyledi. Bakan Işıkhan’ın konuşmasının ardından, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen) Genel Başkanı Önder Kahveci ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Sekreteri Özgür Aras da söz alarak birer konuşma yaptı.
26 Kasım 2024 Salı - 18:59 Balıkesir Büyükşehir’in 2025 yılı bütçesi 20 milyar 500 milyon TL. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin 2025 bütçesi oy birliğiyle geçti. Bütçe, 20 milyar 500 milyon TL olarak onaylandı. Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi Kasım Ayı Olağan Toplantısının ikinci birleşimi gerçekleştirildi. 2025 yılı bütçesini sunan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, hedefledikleri proje ve yatırımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yönetimi devraldıktan sonra gerçekleşen ilk bütçe görüşmesinin hayırlı olması temennisinde bulunan Akın, bütçe hakkının halkın seçtiği temsilciler aracılığıyla kamu gider ve gelirlerini belirleme hakkı olduğunu söyledi. Belediyelerin halka en yakın kuruluşlar olmasından dolayı bütçe hakkının en net uygulandığı kamu kuruluşları arasında geldiğini ifade eden Akın, halkın parasını, yine halk için en doğru ve en adil şekilde kullanma sorumluluğunu üzerinde hisseden bir Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu söyledi. "Balıkesir halkının bütçesidir" Bütçenin sadece rakamlardan oluşan bir belge olmadığını belirten Akın, 2025 yılı için hazırlanan bütçenin rakamların ötesinde aynı zamanda ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunlarını yansıtan, bu sorunlara demokratik, adil, kapsayıcı ve güvenli icraatları yansıtan bir politika belgesi olduğunu ifade etti. Hazırladıkları 2025 yılı bütçesinin ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz, derin yoksulluk ve eşitsizlik sorunlarına karşı halkçı, haktan ve halktan yana bir tutum alınarak hazırlandığını söyleyen Akın, “2025 Yılı Büyükşehir Bütçesi, Balıkesir halkının bütçesidir. 2025 yılı bütçesi, yoksulun, emekçinin, dışlanmışın ve hükümetin yıllardır uyguladığı politikalardan olumsuz etkilenen Balıkesirlinin bütçesidir. Uzun süredir çok derin bir ekonomik kriz ile boğuşan ülkemizde bu derin kriz, yoksulu daha yoksul, orta gelirliyi ise yoksul haline getirdi. 2025 yılı bütçemiz, işte bu olumsuz tabloyu bilerek ve dikkate alarak yoksulları, emeklileri ve işsizleri de gözeterek hazırlanmış bir bütçedir” diye konuştu. Sosyal yardımlar 5 kat artacak 2024 yılı bütçesinde sosyal yardıma ihtiyacı olanlara verilen sosyal yardım miktarı 60 Milyon TL iken hazırladıkları 2025 bütçesinde bu oranı 5 kat arttırdıklarını açıklayan Akın, “2025 yılında bu miktarı tam 5 kat artırarak 300 milyon TL’nin üzerine çıkardık. Benzer bir hamleyi kırsal kalkınmaya ayırdığımız bütçede de yaptık. Çünkü bir tarım ve hayvancılık kenti olan Balıkesir’de kırsal kalkınmaya öncelik vereceğiz ve “Balıkesir Modeli” dediğimiz modeli hayata geçireceğiz. Bundan dolayı kırsala ayırdığımız ödeneği 300 Milyon TL’den 500 Milyon TL’ye çıkardık. Bu ödeneğin 400 milyon TL’sini de doğrudan çiftçimize destek olarak aktaracağız. Bütçede değişiklik yaptığımız bir başka örnek de Özel Kalem Müdürlüğü bütçesidir. Sosyal yardımları beş kat artırırken, kırsala ayırdığımız bütçeyi 500 milyon TL’ye çıkarırken, Özel Kalem Müdürlüğü Bütçesinde de tam tersini yaptık. Daha önce Özel Kalem için belirlenen “Temsil ve Ağırlama Giderleri Ödeneğini” 21 milyon TL’den 8,5 milyon TL’ye düşürdük” diye konuştu. Bütçede şeffaflık dönemi 2025 yılı bütçesini 20 milyar 500 milyon TL olarak belirlediklerini belirten Akın, “Bilmenizi isterim ki, yaşadığımız yüksek enflasyon, geçmiş dönemden aldığımız ağır borç yükü ve üzerimizdeki ağır faiz ödeme baskısı, kaçınılmaz olarak iş yapma biçimimizi ve hareket kabiliyetimizi olumsuz etkiliyor. Bütçemizi de bu bakış açısıyla şekillendirirken, 2025 yılı bütçesinde de temel önceliği bütçe disiplinine ve buna bağlı olan finansal sürdürülebilirliğe verdik. Bu bakışa uygun olarak bütçede şeffaflığa ve denetlenebilirliğe büyük önem veriyoruz. Mali açıdan ne durumda olduğumuzu halkımızın bilmesinin, hem onların en temel demokratik hakkı olduğuna, hem de şeffaflık ilkesi açısından da zorunlu olduğuna inanıyoruz. Yaşanan ciddi ekonomik krizi de dikkate alarak 2025 yılı için tasarrufu öncelediğimiz, belediye gelirlerini artırdığımız ve faiz baskısını azalttığımız bir yılı hedefliyoruz. Eğer bunu gerçekleştirebilir, faiz baskısını azaltabilirsek, önümüzdeki yıl hedeflediğimiz yatırımlarımıza daha fazla kaynak ayıracağız” şeklinde konuştu. Kul hakkı yenmeyecek Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak en öncelikli hedefinin Balıkesirlinin sofrasındaki ekmeği büyütmek, kenti tarımda, hayvancılıkta, turizmde, akıllı kent anlamında teknolojinin ve üretimin öne çıktığı bir Büyükşehir haline getirmek olduğunu söyleyen Akın, "Biz, yoksulluğu yönetmek değil, refahı artırarak refahtan ve zenginlikten herkesin adil olarak yararlanmasını istiyoruz. Çünkü biz, bir tarım ve hayvancılık cenneti olan kentimizde ne yatağa aç giren bir çocuk olsun, ne de deniz görmeyen bir çocuk kalsın istiyoruz. Kul hakkı da yenmeyecek, yenmiyor” dedi. Başkan Akın’dan tüm partilere teşekkür Meclisteki tüm partilere teşekkür eden Akın, "Başta partim CHP’ye, İYİ Parti’ye, AK Parti’ye, MHP’ye teşekkür ediyorum. Kuvayi Milliye ruhuyla, o inanç ve birliktelikle hep birlikte Balıkesir’i kalkındırmak için mücadele ediyoruz. Elimizdeki potansiyeli en yukarıya çıkarmak için çalışıyoruz. Bunun da yolu Balıkesir ekonomisini büyütmekten geçiyor. Siyasi tercihlerimizden bağımsız olarak Balıkesir için bir olursak hep beraber tüm üretim kollarında ortak çalışmayı, şeffaflığı ve dayanışmayı öne çıkarırsak Balıkesir, tüm Türkiye’ye örnek olacaktır. Çünkü Balıkesir coğrafyasıyla, Türkiye’nin tam bir modellemesidir. Burada uygulanan modeller herkese örnek olacaktır” şeklinde konuştu. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi 2025 Yılı Bütçesinin meclisten oy birliğiyle geçmesinin ardından Başkan Akın, bütçenin hayırlı olması temennisinde bulunurken tüm meclis üyelerine teşekkür etti.
Tarımda "Balıkesir" modeli hayata geçiyor
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:43 Tarımda "Balıkesir" modeli hayata geçiyor Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, tarım ve hayvancılığı geliştirecek projelerle çiftçilere desteklerini sürdürüyor. Balıkesir’de çiftçinin omuzlarındaki yükü hafifletecek “Balıkesir modelini” hayata geçireceklerini söyleyen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Bu, bir tarımsal kalkınma modelidir. Balıkesir tarımsal kalkınma modeli, iddia ediyoruz Türkiye’nin en önemli modellerinden bir tanesi olacak. Ve bu şekilde çiftçimiz, köylümüz kazanacak. Köyünde çiftçilik yapan tarlasını terk etmeyecek” dedi. Kültürel, doğal zenginlikleri ve tarımsal, hayvansal üretimi ile ülkenin en önemli kentlerinden olan Balıkesir’de çiftçilere yönelik “Balıkesir modeli” hayata geçiyor. Üreticilerin ihtiyaç duyduğu ekipman desteğinin yanı sıra tohum dağıtımı ile sürdürülebilir tarımı güçlendiren Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, alım garantili projelerle de ürünlerin katma değerini artırıyor. Yerel çeşitliliği korumak ve ata tohumlarını yaygınlaştırmak için “Üreten Çiftçiye Destek Programı” kapsamında ilçelerde faaliyet gösteren toplam 9 ziraat odası, kooperatif ve derneğe tohum temizleme makinesi dağıtıldı. Balıkesir Hayvan Pazarı’nda düzenlenen makinelerin dağıtım törenine Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, genel sekreter yardımcıları, daire başkanları, üreticiler ve davetliler katıldı. Saatte 2 ton tohum işleme gücüne sahip makineleri çiftçilere dağıtan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, memleketin kalkınmasının topraktan geçtiğini belirterek, tarımın ve hayvancılığın şehri Balıkesir’de hem üretenin hem de tüketenin kazanacağı “Balıkesir modelini” hayata geçireceklerini söyledi. "Köylü toprağını terk etmeyecek" Balıkesir’in tarımsal potansiyelinin çok büyük olduğunu ve bu potansiyeli ileriye taşımak için gece gündüz çalıştıklarını belirten Başkan Akın, “Balıkesir modeli adı altında bir çalışma başlattık. Bu bir tarımsal kalkınma modelidir. Balıkesir tarımsal kalkınma modeli, iddia ediyoruz Türkiye’nin en önemli modellerinden bir tanesi olacaktır. Ve bu şekilde çiftçimiz, köylümüz kazanacak. Köyünde çiftçilik yapan tarlasını terk etmeyecek. Amacımız üreten vatandaşlarımın gönül rahatlığıyla hak ettiğini aldığını hissetmesi” diye konuştu. Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi Balıkesir’de de köyde yaşayan vatandaşların topraklarını terk ettiğini ifade eden Akın, “Biz, tarımın ve hayvancılığın cenneti olan Balıkesir’de toprağa küsen, zarar eden çiftçimizi kalkındırıp, ona her türlü desteği vermemiz gerektiğini söyledik. Bu geniş coğrafyanın çok önemli imkanları ve büyük potansiyeli var. Bu potansiyeli hep birlikte açığa çıkartalım istedik. Balıkesir’imizin etiyle, sütüyle büyük bir marka değeri var. Ama bizim hayvancılıkta üretimimize baktığımız zaman onlara bir artısı olmuyor. Sadece etimiz, sütümüz değil, zeytinimiz, balımız da var. Bunlar sadece Türkiye’de de değil dünya üzerinde de kendini kanıtlamış. Zengin topraklarımız var ancak maalesef zengin toprakların fakirleşen çiftçileri var. Buna izin vermeyeceğiz“ diye konuştu. Tarımsal alanda ortaya çıkan acı gerçeği tersine çevirmek için büyük bir çalışma içerisinde olduklarını ifade eden Akın, “Üreticimizin alın terini sokakta, tarlada bırakmamak için çalışıyoruz. Göreve geldiğimizden itibaren öncelik verdiğimiz konulardan bir tanesi tarımsal kalkınma. Türkiye’nin her yerine bakıldığı zaman planlanmayan bir tarım politikası var. Planlanmadığı zaman domatesler tarlada kalır, ürünlerimiz hak ettiği fiyatını bulamaz. Ama planlaması gerekenler, bunu yapmadığı için yine biz Türkiye’de Balıkesir örneğiyle ortaya çıkarak Planlama Ajansımızı tarımsal kalkınma modeliyle birleştirdik. Onun için planlıyoruz. Planladığımız her ürüne de satın alma garantisi veriyoruz” şeklinde konuştu. Gömeç’te 60’TL’ye alıcı bulamayan bamyaları 90’TL’ye üreticiden satın alıp katma değerini arttırarak 41 dolara ABD’ye sattıklarını söyleyen Akın, “Susamı da aldık. Onu da katma değeri yüksek hale getirip hem yurt dışına hem de diğer pazarlara satacağız. Bu destekler artacak” dedi. Kooperatif ağı büyüyecek Balıkesir’de büyük bir kooperatif ağı kurmak için çalışma içerisinde olduklarını söyleyen Akın, "Türkiye genelinde Balıkesir kalkınma modeli adı altında kooperatifçiliği de arttırmak için tüm sektör temsilcileriyle birlikte çalışacağız. Kooperatiflerimizin ürettiği ürünleri de planlayarak, ürettikleri ürünleri satın alacağız. Ayrıca 6 noktada ürünleri satmak, pazarlamak için ’Balıkesir Molası’ tesislerimizi de yapmaya başlıyoruz. Dayanışmayla ilerliyoruz. Asla particilik yapmıyoruz. Çünkü ben söz verdim. Balıkesir, Kuvayi Milliye’nin baş şehri. Bu memleket milli birliğin, milli beraberliğin merkezi. Türkiye’nin en çok ihtiyacı olan milli birliğin, beraberliğin en güzel örneği Balıkesir’dir” diye konuştu. “Bu topraklar için üreten üreticilerimizden asla vazgeçmeyeceğiz” diyen Akın, konuşmasına şöyle devam etti: “Hep yanlarında olacağız. Desteklerimiz de artacak. Çünkü bizim bir mottomuz var, bizim bir anlayışımız var. O da şu; çiftçimiz üretecek, Balıkesir’imiz kazanacak. Üreticimiz kalkınacak ve hep birlikte geleceğimizi kurtaracağız diyorum.”
MASKİ, 2017’den bu yana çözülmeyen sorunu çözüyor
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:35 MASKİ, 2017’den bu yana çözülmeyen sorunu çözüyor MASKİ Genel Müdürlüğü tarafından, Soma Devlet Hastanesi’nin 2017 yılından beri yapılmayan kanalizasyon hattı bağlantısı için çalışmalara başladı. Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü, il genelinde vatandaşlara daha sağlıklı altyapı sistemleri sunmak adına yoğun çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, Yatırım ve İnşaat Dairesi Başkanlığı tarafından Soma ilçesinde 2017 yılından bu yana kanalizasyon atıksularının Bakırçay Deresine dökülen Soma Devlet Hastanesinin kanalizasyon hattı döşeme çalışmasına başlandı. Söz konusu çalışmalar ile ilgili teknik bilgiler veren Yatırım ve İnşaat Dairesi Jeoloji Mühendisi Eray Kantaner, “2017 yılında yapımı tamamlanarak faaliyete alınan Soma Devlet Hastanesinin Bakırçay Deresine deşarjı yapılan kanalizasyon atıkları, MASKİ Genel Müdürlüğümüzün 500 metrelik hat döşeme çalışmasıyla atıksu arıtma tesisine taşınacak” dedi. “Emeği geçenlere yürekten teşekkür ediyorum” Soma Devlet Hastanesinin kanalizasyon hattı çalışmalarını yerinde inceleyen Soma Belediye Başkanı Sercan Okur, “Soma Devlet Hastanesi 2017 tarihinde hizmete açılmıştı ve hizmete açıldığı günden bu yana hastanenin kanalizasyon atıkları maalesef Bakırçay’a deşarj oluyordu. Bu nedenle vatandaşlarımız geçtiğimiz yıllarda şikayetlerini hem devlet hastanesine hem de Büyükşehir Belediyesine defalarca iletmiş olmasına rağmen bu güne kadar çözüm bulunamamıştı. Ancak bugün MASKİ ekiplerinin çalışmasıyla nihayet kanalizasyon atıklarının Bakırçay’a değil de arıtma tesisine deşarj edilmesi için hat döşeme çalışmaları başlamış oldu. Bu nedenle Soma Belediye Başkanı olarak Somalı vatandaşlarım ve hemşerilerim adına başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek olmak üzere büyükşehir çalışanlarına ve MASKİ çalışanlarına yürekten teşekkür ediyorum. Artık hastanemizin kanalizasyon atıkları tarımsal sulama amacıyla kullanılan Bakırçay’a değil MASKİ’nin Atıksu Arıtma Tesisine deşarj edilecek. Herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
Tarımda Balıkesir Modeli hayata geçiyor
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:35 Tarımda Balıkesir Modeli hayata geçiyor Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, tarım ve hayvancılığı geliştirecek projelerle çiftçilere desteklerini sürdürüyor. Balıkesir’de çiftçinin omuzlarındaki yükü hafifletecek “Balıkesir Modelini” hayata geçireceklerini söyleyen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Bu, bir Tarımsal Kalkınma Modelidir. Balıkesir Tarımsal Kalkınma Modeli, iddia ediyoruz, Türkiye’nin en önemli modellerinden bir tanesi olacak. Ve bu şekilde çiftçimiz, köylümüz kazanacak. Köyünde çiftçilik yapan tarlasını terk etmeyecek” dedi. Etiyle, sütüyle, balıyla, kültürel zenginliğiyle, doğa zenginlikleriyle tarımsal çeşitliliği ve hayvancılığıyla ülkenin en önemli kentlerinden olan Balıkesir’de çiftçinin omuzlarındaki yükü hafifletecek “Balıkesir Modelini” hayata geçirmeye hazırlanıyor. Üreticilerin ihtiyaç duyduğu ekipman desteğinin yanı sıra tohum dağıtımlarıyla da sürdürülebilir tarımı güçlendiren BBB Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, alım garantili projelerle de ürünlerin katma değerini artırıyor. Yerel çeşitliliği korumak ve ata tohumlarını yaygınlaştırmak için “Üreten Çiftçiye Destek Programı” kapsamında ilçelerde faaliyet gösteren toplam 9 ziraat odası, kooperatif ve derneğe tohum temizleme makinesi (Selektör) dağıttı. Balıkesir Hayvan Pazarı’nda düzenlenen Tohum Temizleme Makinesi (Selektör) Dağıtım Töreni’ne Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, genel sekreter yardımcıları, daire başkanları, üreticiler ve davetliler katıldı. Saatte 2 ton tohum işleme gücüne sahip makineleri çiftçilere dağıtan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, memleketin kalkınmasının topraktan geçtiğini belirtirken tarımın ve hayvancılığın şehri Balıkesir’de hem üretenin hem de tüketenin kazanacağı “Balıkesir Modelini” hayata geçireceklerini söyledi. Bu model kapsamında üreticilere destekler daha da artacak. Üretilen ürünlerin katma değeri arttırılarak hem iç hem de dış pazarda rekabet edebilir bir konuma ulaştırılması hedefleniyor. Köylü, toprağını terk etmeyecek Balıkesir’de tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliğini arttırmak için yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını söyleyen Akın, Balıkesir’in tarımsal potansiyelinin çok büyük olduğunu söyledi. Kentin sahip olduğu bu potansiyeli daha da ileriye taşımak için gece gündüz çalıştıklarını belirten Akın, “Bu çok büyük geniş coğrafyanın üzerinde çalışan, toprağını işleyen, hayvanıyla uğraşan, üretmeye çalışan çiftçimizin her daim yanında olacağımıza söz veriyoruz. Çünkü bu memleketin kalkınması topraktan geçiyor. Balıkesir Modeli adı altında bir çalışma başlattık. Balıkesir modelini ilk defa söylüyorum. Bundan sonra çok sık duyacaksınız. Bu bir Tarımsal Kalkınma Modelidir. Balıkesir Tarımsal Kalkınma Modeli iddia ediyoruz Türkiye’nin en önemli modellerinden bir tanesi olacaktır. Ve bu şekilde çiftçimiz, köylümüz kazanacak. Köyünde çiftçilik yapan tarlasını terk etmeyecek. Amacımız üreten vatandaşlarımın gönül rahatlığıyla hak ettiğini aldığını hissetmesi. Bunun için de açık net söylüyorum. Size en yakın Ahmet Akın değerli çiftçilerim” diye konuştu. Çiftçilik, gelecek nesillerle aktarılamıyor Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi Balıkesir’de de köyde yaşayan vatandaşların topraklarını terk ettiğini ifade eden Akın, bununda en büyük nedenin tarımsal girdi maliyetlerindeki yüksek artışların olduğunu söyledi. Çiftçilikle uğraşan anne ve babaların çocuklarını köyde tutamadığını söyleyen Akın, çiftçilik mesleğinin gelecek nesillere aktarılmasında sorunlar yaşandığını dile getirdi. Gençlerin köylerini terk ettiğini belirten Akın, “Biz, tarımın ve hayvancılığın cenneti olan Balıkesir’de toprağa küsen, zarar eden çiftçimizi kalkındırıp ona her türlü desteği vermemiz gerektiğini söyledik. Bu geniş coğrafyanın çok önemli imkanları ve büyük potansiyeli var. Bu potansiyeli hep birlikte açığa çıkartalım istedik. Balıkesir’imizin etiyle, sütüyle büyük bir marka değeri var. Ama bizim hayvancılıkta üretimimize baktığımız zaman onlara bir artısı olmuyor. Sadece etimiz, sütümüz değil. Zeytinimiz, balımız da var. Bunlar sadece Türkiye’de de değil dünya üzerinde de kendini kanıtlamış. Bunlar memleketimizin gerçekleri. Ancak yaşanan bir gerçek daha var. O da ekonomik kriz. Bu krizin de en büyük nedeni girdi maliyetleri. Plansız ekonomi politikaları. Tarım politikalarının vatandaşa hizmet etmemesi. Zengin topraklarımız var ancak maalesef zengin toprakların fakirleşen çiftçileri var. Bu doğru değil. Buna izin vermeyeceğiz“ diye konuştu. Ülke, ithal pazarına döndü Planlanmayan politikalar olduğu zaman çiftçinin bedel ödediğini belirten Akın, “İşte ben o bedeli çiftçimize ödetmeyeceğim. Bunun sözünü veriyorum. Bu topraklarda 10 bin yıldır tarım yapılıyor. Buğdayın tarihi burada başlıyor ve binlerce ata tohumumuz var. Ancak gelinen noktaya baktığımız zaman kendi kendine yetemeyen ve ithal pazarına dönmüş bir ülke durumundayız. Biz bunu Balıkesir’de cesur, yürekli, çalışkan ziraat odamız, kooperatiflerimiz, belediyelerimiz ve çiftçilerimizle birlikte başaracağız” dedi. Öncelliğimiz tarımsal kalkınma Tarımsal alanda ortaya çıkan acı gerçeği tersine çevirmek için büyük bir çalışma içerisinde olduklarını ifade eden Akın, “Üreticimizin alın terini sokakta, tarlada bırakmamak için çalışıyoruz. Göreve geldiğimizden itibaren öncelik verdiğimiz konulardan bir tanesi tarımsal kalkınma. Türkiye’nin her yerine bakıldığı zaman planlanmayan bir tarım politikası var. Planlanmadığı zaman domatesler tarlada kalır. Ürünlerimiz hak ettiği fiyatını bulamaz. Ama planlaması gerekenler, bunu yapmadığı için yine biz Türkiye’de Balıkesir örneğiyle ortaya çıkarak Planlama Ajansımızı, Tarımsal Kalkınma modeliyle birleştirdik. Onun için planlıyoruz. Planladığımız her ürüne de satın alma garantisi veriyoruz” şeklinde konuştu. Destekler artacak Gömeç’te 60’TL’ye alıcı bulamayan bamyaları 90’TL’ye üreticiden satın alıp katma değerini arttırarak 41 Dolara ABD’ye sattıklarını söyleyen Akın, “Demek ki isteyince oluyormuş. Susamı da aldık. Onu da katma değeri yüksek hale getirip hem yurt dışına hem de diğer pazarlara satacağız. Bu destekler artacak.” dedi. Kooperatif ağı büyüyecek Balıkesir’de büyük bir kooperatif ağını kurmak için büyük bir çalışma içerisinde olduklarının bilgisini veren Akın, Türkiye genelinde Balıkesir Kalkınma Modeli adı altında kooperatifçiliği de arttırmak için tüm sektör temsilcileriyle birlikte çalışacağız. Kooperatiflerimizin ürettiği ürünleri de planlayarak ürettikleri ürünleri satın alacağız. Ayrıca 6 noktada ürünleri satmak, pazarlamak için Balıkesir Molası tesislerimizi de yapmaya başlıyoruz. Dayanışmayla ilerliyoruz. Asla particilik yapmıyoruz. Çünkü ben söz verdim. Balıkesir, Kuvayi Milliye’nin baş şehri. Bu memleket milli birliğin, milli beraberliğin merkezi. Türkiye’nin en çok ihtiyacı olan milli birliğe, beraberliğin en güzel örneği Balıkesir’dir. Bunu da buradan ilan ediyorum” diye konuştu. “Bu topraklar için üreten üreticilerimizden asla vazgeçmeyeceğiz” diyen Akın, konuşmasına şöyle devam etti: “ Hep yanlarında olacağız. Desteklerimiz de artacak. Çünkü bizim bir mottomuz var, bizim bir anlayışımız var. O da şu. “Çiftçimiz üretecek, Balıkesir’imiz kazanacak.” Üreticimiz kalkınacak ve hep birlikte geleceğimizi kurtaracağız diyorum.”
1 Aralıkta zorunluluk başlıyor
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:34 1 Aralıkta zorunluluk başlıyor Yurt genelinde hava sıcaklığının düşmesiyle birlikte lastikçilerde kış lastiği yoğunluğu başladı. Ticari araçlarda 1 Aralık itibari ile zorunlu kış lastiği döneminin başlamasına sayılı günler kala, sürücüler lastikçilerin yolunu tuttu. Yoğunluğun başladığı lastikçiler diğer araç sürücülerine de uyarılarda bulunarak 7 derecenin altında ki havalarda güvenli sürüş için kış lastiği takılmasının avantajlı olduğunu vurgulayan Lastik Bakım servisi Müdürü Ümit Sel, “Kış şartları yaz şartlarına göre biraz daha zorlu. Sadece lastik olarak bakmamak lazım. Araçlarımızı kışa hazırlamamı gerekiyor. Motor sularımız kesinlikle antifrizli sular ile değiştirilmesi gerekiyor. Kışa girerken antifriz ölçümü yapılması gerekiyor. Aracın bakım zamanı geldiyse filtreleri değiştirilmesi gerekiyor. Cam sularının donmayacak şekilde olması gerekiyor. Cam sileceklerinin değiştirilmesi iyi olur. Kış aylarında araçların ön takımlarının ve frenlerinin de kontrol edilmesi gerekiyor. Kış lastikleri de güvenli sürüş için en önemli madde. Avrupa’nın bir çok ülkesinde kış aylarında kış lastiği takmak zorunlu. Bu can güvenliği için önemli. Türkiye’de sadece ticari araçlar için kış lastiği zorunlu ama otomobillerde zorunlu değil. Bölgesel olarak değişkenlik gösterebiliyor. Bazı bölgelerde zorunlu. Kış lastiğine geçilmesi için yavaş yavaş başlamak lazım. Resmi tarih 1 aralık ama son güne bırakmadan hazırlık yapmak lazım. Hep söylüyoruz hava sıcaklığı 7 derecenin altına düştüğü zaman yaz lastiğinin hiç bir hükmü kalmıyor. Yol tutuş özelliği kayboluyor. Buda sürücülerin kaza yapmasına sebebiyet verebiliyor. O yüzden kış lastiğine geçmekte fayda var” ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, “Hindistanlı yatırımcıları, Denizli’mize bekliyoruz”
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:20 Başkan Erdoğan, “Hindistanlı yatırımcıları, Denizli’mize bekliyoruz” Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Uğur Erdoğan, Hindistan’ın İstanbul Başkonsolosu Shiri Mijito Vinito’yu ağırladı. İş birliği konularının istişare edildiği ziyarette, Başkan Erdoğan Denizli’nin uluslararası iş birliklerine ve yeni yatırımlara her zaman açık olduğunu vurguladı. Hindistan’ın İstanbul Başkonsolosu Shiri Mijito Vinito, Denizli Ticaret Odası (DTO)’yu ziyaret etti. Başkan Uğur Erdoğan; DTO Yönetim Kurulu Üyeleri, Meclis Üyeleri ve Meslek Komitesi Başkanlarının da olduğu bir heyet ile karşıladığı Başkonsolos Vinito’ya, Denizli ve sektörlerine dair bilgilendirmelerde bulundu. “Hindistanlı yatırımcıları, Denizli’mize bekliyoruz” Başkan Erdoğan, Denizli’nin gelişmiş sanayisi ile yabancı sermaye yatırımlarına da ev sahipliği yaptığını belirterek, 57 farklı ülkeden 406 yabancı sermayeli firmanın kentte faaliyet gösterdiğini, bunların 2’sinin de Hindistan ortaklı olduğunu ifade etti. Erdoğan, konuğuyla Hindistan ile iki ülke arasındaki ticaret verilerini de paylaştı. Başkan Erdoğan, “Türkiye olarak 2023’te Hindistan’a ihracatımız 1,65 milyar dolara yakın, ithalatımız ise 7,9 milyar dolardan fazlaydı. Yılbaşından bu yana yaptığımız ihracatımız 1,1 milyar doları aştı; ithalatımız ise 5,3 milyar dolara yaklaştı. İhracat kalemlerimiz madencilik ürünleri, kimyevi maddeler ve mamulleri, makine ve aksamları, çelik, elektrik ve elektronik ile yaş meyve ve sebzedir. Denizli’den de geçen yıl 19,1 milyon dolar ihracat yaptık. Bu yıl da 9,9 milyon dolarlık ihracatı aştık. İthalatımız ise geçen yıl yaklaşık 54 milyon dolardı. Bu yıl da ilk 9 ayda 41,8 milyon dolara yaklaştı. Denizli’den Hindistan’a özellikle mermer traverten ile yaş sebze meyve gönderiyoruz” dedi. Erdoğan, Hindistan’dan iş birliğine açık yatırımcıları Denizli’ye davet ederek, kentin ekonomik potansiyelinden faydalanmaları çağrısında da bulundu. “Yeni pazarlar edinmeniz için ülkemizdeki fuarlara davet ediyoruz” Hindistan’ın İstanbul Başkonsolosu Shiri Mijito Vinito ise kendisini ağırlaması dolayısıyla Başkan Erdoğan’a teşekkür etti. Ülkelerinin ekonomisiyle ilgili bilgi verip, Denizli ile çeşitli sektörlerde iş birliği yapabileceklerini söyledi. Vinito, “Ticaret ve iş birliğimizi artırmak amacıyla geldim. Denizli, özellikle tekstil sektöründe gelişmiş durumda. Ülkemizde, önümüzdeki günlerde, tekstil ve gıda üzerine fuarlar düzenlenecek. Hindistan, büyüyen bir pazar ve üyelerinize yeni pazarlar sunmak için sizi de ülkemize davet ediyoruz. Aynı zamanda Hindistan’dan gelecek ticari heyetlerimizle üyelerinizi Denizli’de ve İstanbul’da bir araya getirmek istiyoruz. Amacımız birçok sektörde iş birlikleri sağlayıp ticaret hacmimizi arttırmak” diye konuştu. Başkan Erdoğan, ziyaret sonunda Vinito’ya şehrin simgesi olan Denizli horozunun biblosunu takdim etti.
Merkez Bankası faizi değiştirmedi
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:16 Merkez Bankası faizi değiştirmedi Para Politikası Kurulu, politika faizinin yüzde 50 seviyesinde sabit tutulmasına karar verdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz kararını açıkladı. Para Politikası Kurulu (PPK) , politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi. Karar metninde, ekim ayında enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlendiği, son çeyreğe ilişkin göstergelerin yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldiğini ima ettiği belirtildi. Karar metninde şu ifadelere yer verildi: ’’Temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonunda iyileşmeye dair sinyaller belirginleşmiştir. Geçici arz koşullarına bağlı olarak işlenmemiş gıda enflasyonu yüksek seyrini sürdürmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizinin seviyesi, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.’’
DİSİDER’den fırsatçılara tepki
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:11 DİSİDER’den fırsatçılara tepki Diyarbakır Sanayici ve İş Dünyası Derneği (DİSİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Şeyhmus Akbaş, fırsatçıların asgari ücrete yapılacak artışın ertesi günü ürün ve hizmetlerde artış yaptığını belirterek, bu duruma karşı sıkı denetim yapılması gerektiğini kaydetti. DİSİDER Yönetim Kurulu Başkanı Akbaş, dünyada ve Türkiye’de daralan ticaret ile yaklaşık 3 ay süren asgari ücret tartışmalarının hem işvereni hem de çalışanı meşgul etmekte olduğunu söyledi. Süren bu tartışmanın olumsuz etki oluşturduğu gibi piyasanın güven ortamını ve iş barışını da bozduğunu belirten Akbaş, “Bu bağlamda asıl olan asgari ücretin artışı değil, piyasada fiyatlamanın denetimsizliğidir. Çünkü fırsatçılar asgari ücrete yapılacak artışın ertesi günü ürün ve hizmetlerde yapılan artışlarla kaşıkla verileni kepçeyle geri alacaklardır. Ahlak ve vicdan ile bağdaşmayan bu tutumun göz önüne alınarak sıkı bir denetime tabi tutulmasının asgari ücret artışından daha önemli olduğu hususunun altını çizmek isteriz” dedi. Türkiye’de devam eden yüksek enflasyonun asgari ücretle çalışanları, bankalardaki yüksek faizin de işletmeleri ekonomik olarak daha kırılgan hale getirdiğini ve yaşam standartlarını ciddi ölçüde düşürdüğünü kaydeden Akbaş, “Bunları da göz önünde bulundurarak, gerek çalışan, gerek işverenleri yormayan iki tarafın da fedakârlık yaparak asgari ücret artışı üzerinde uzlaşma sağlanmasını bekliyoruz. Siyasi partilerimizin asgari ücret artışıyla ilgili makul açıklama yapmaları önem arz etmektedir. Aksi taktirde bu popülist söylemler iş barışını bozar, işletmelerimizi zor duruma düşürür. Çalışanları da işsiz bırakır. Unutulmamalı gemi batarsa limanın bir önemi kalmaz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir”
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:04 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TOBB ETÜ Üniversitesi’nin düzenlediği “Türkiye’nin Kuantum Çağı Başlıyor: Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı" açılış törenine katıldı. Konuşmasında teknolojinin insanlığın ufkunu genişleten ve medeniyet yarışında fark oluşturan en hayati olgu olduğunu belirten Yılmaz, “Günümüzde dijital devrim ve çığır açan teknolojiler, ülkelerin kaderini şekillendiren başlıca unsurlar haline gelmiştir. Cumhurbaşkanımız liderliğinde ortaya koyduğu vizyoner yaklaşımlarla Milli Teknoloji Hamlesi’ni bir devlet politikası olarak benimsemiş durumdayız. Böylece savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji üreten bir ülke olma yolunda güçlü bir irade gösterilmiştir. Hukuki anlamda bağımsız olsa da ülkeler gerçek anlamda bağımsızlık, güçlü bir ekonomik yapı olmaktan geçiyor. Güçlü ekonomik yapının ise temeli bilim ise teknolojide sağladığınız ilerlemedir. Bu hamle, sadece bir kalkınma projesi değil, aynı zamanda bağımsızlık ve geleceğin teminatı olarak görülmesi gereken bir projedir” ifadelerini kullandı. “Savunma sanayii, uzay, yapay zekâ, biyoteknoloji ve kuantum teknolojilerinde yerli üretimi artırmak, milletimizin refahını ve küresel rekabet gücünü oluşturmanın başlıca şartlarıdır” Savunma sanayii, uzay, yapay zekâ, biyoteknoloji ve kuantum teknolojilerinde yerli üretimi artırmanın milletin refahını ve küresel rekabet gücünü oluşturmanın başlıca şartları olduğunu söyleyen Yılmaz, “Teknolojik ilerleme, sadece yenilik üretmek değil; aynı zamanda toplumun tüm kesimlerini bu dönüşüme dâhil ederek bir kalkınma mekanizması inşa etmektir. Milli Teknoloji Hamlesi işte bu yapıyı kurarak, yalnızca bugünü değil, yarınlarımızı da güvence altına almayı hedeflemektedir. Bu çerçevede atılan her adım, ülkemizin sadece teknolojiyi tüketen değil, üreten, geliştiren ve dünyaya yön veren bir ülke olma yolunda kararlılıkla ilerlediğini göstermektedir. TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nde ülkemize kazandırılan 5 kubit kuantum bilgisayar QuanT, bu yöndeki çabalarımızın önemli bir meyvesidir. Böylece kuantum bilgisayar teknolojisine sahip az sayıda ülke arasına girmiş durumdayız. Ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu sayede akademisyenlerimizin, sanayi temsilcilerimizin, girişimcilerimizin ve genç araştırmacılarımızın geleceğin teknolojileri alanında çalışma ve katkı sağlama imkânı bulacak olmalarından son derece memnun olduğumu da ifade etmek istiyorum. Ayrıca ülkemiz bu sayede kuantum teknolojisi ekosisteminin gelişmesine katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu. Yılmaz, UNESCO tarafından ilan edilen 2025 Uluslararası Kuantum Bilimi ve Teknolojisi Yılı’na büyük bir inanç ve güçlü adımlarla hazırlandıklarını, bu dönemde uluslararası iş birliği fırsatlarının artacağına ve Türkiye’nin bilimsel liderliğini güçlendireceğine inandığını söyledi. “TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nin çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum” Kalkınma Bakanı olduğu dönemde TOBB ETÜ Hidro Merkezi’nin kuruluşuna destek verdiklerini hatırlatan Yılmaz, “Böylelikle dünyanın en büyük Su Türbin Test ve Tasarım Merkezi’ni ülkemize kazandırdık. Ardından şu an içinde bulunduğumuz teknoloji merkezi kuruldu. 13-14 yıl evvelden bugünlere gelinen aşamayı takdir ediyor, TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nin çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum” dedi. “Yapılan örtülü ve açıktan engellemeleri biliyoruz” Kuantum bilgisayarların klasik bilgisayarların işlem gücünü kat kat aşarak karmaşık problemleri çözme kapasitesiyle teknoloji dünyasında devrim olarak nitelendirildiğini belirten Yılmaz, “Kuantum devriminin insanlığın teknolojiye bakışını kökten değiştireceği ve önümüzdeki yıllarda bilim ve endüstri dünyasını derinden şekillendireceği öngörülüyor. Kuantum bilgisayarlar, stratejik alanların yanı sıra sağlık, finans, sensör teknolojileri ve ileri malzeme geliştirme gibi sektörlerde de oyunu değiştirecek bir etkiye özelliğe sahip. Bu sebeple her ülke kendi yerli kuantum teknolojileri yol haritasını oluşturmaya başlamış, aşama kaydeden ülkeler bu teknolojide tekeli ellerinde tutmak amacıyla kritik bileşenlere ticari kısıt uygulamaya yönelmiştir. Bu da bizi çığır açan kuantum teknolojisinde kendi altyapımızı oluşturmaya motive etmiştir. Yapılan örtülü ve açıktan engellemeleri biliyoruz. Dolasıyla bu konuda kendi ayaklarımız üstünde durmak, dost ülkelerle birlikte kendi çözümlerimizi üretmek durumdayız” şeklinde konuştu. “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir” Gençlere seslenen Yılmaz, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Kuantum bilgisayarların dünyası, sizler için yeni nesil teknolojilerin öncüsü olma fırsatı sunuyor. Sizlerin bu alanda yer alması, ülkemizin bilimsel geleceğine katkıda bulunmakla kalmayacak, aynı zamanda küresel ölçekte fark oluşturmamızı sağlayacaktır. QuanT, sizlere kuantum teknolojisi hakkında uygulamalı bilgi edinme ve bu alanda ilk adımlarını atma imkânı sunacaktır. Sizler, bugünün üniversite öğrencileri olarak, yarının bilim insanları, girişimcileri ve liderlerisiniz. Birtakım çevreler karamsar hava oluşturmaya çalışıyor olabilir. Özellikle beyin göçünü tahrik etmek için gençlerimizi dış ülkelere yönlendirmiş olanlar olabilir. Ancak şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Gençler nitelikli insan gücümüz bizim en büyük sermayemizdir. Ne finansal güç ne yer altı madenler, bugünün dünyasında fark oluşturacaklar sizlersiniz. İnsanımızı ülkemizin geleceği için milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir. “ Kuantum bilgisayarın sürekli geliştirilmeye devam edilerek moleküler simülasyonlardan yapay zekaya, optimizasyondan kriptografiye kadar birçok alanda klasik bilgisayarların çözmekte zorlandığı karmaşık problemleri çok daha hızlı çözebilecek kapasiteye ulaştırılacağını aktaran Yılmaz, “Böylece bilim, sağlık, finans ve güvenlik gibi kritik sektörlerde yenilikler sunarak küresel rekabette ülkemize stratejik bir avantaj sağlayacaktır. Savunma Sanayii Başkanlığımızın desteğiyle ASELSAN ve TOBB ETÜ tarafından kurulacak olan süperiletken çip üretimevi ile ilerleyen zamanda yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarımızı da yapacağımıza gönülden inanıyorum. Kuantum konusunda çalışan gençlerimizi, akademisyenleri ve startupları, TOBB ETÜ’de kurulacak olan kuantum ekosisteminde yer almaya, birlikte çalışmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı. Yılmaz, daha sonra yetkililerden bilgi aldı.
Bakan Bolat: "Hizmetler ihracatında geçen yıl 56,7 milyar dolar fazla verdik"
21 Kasım 2024 Perşembe - 14:01 Bakan Bolat: "Hizmetler ihracatında geçen yıl 56,7 milyar dolar fazla verdik" Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2023 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 5,1 oranında büyüme ile güçlü bir ilerleme kaydettiğini, kişi başına düşen milli gelirin ise yüzde 24,2 artışla 13 bin 243 dolara ulaştığını söyledi. Bolat, "Bu yıl kişi başına düşen milli gelirimizin 15 bin dolar sınırına yükseleceğini öngörüyoruz. Türkiye olarak bu yıl ilk yarı itibarıyla 1,2 trilyon dolarlık milli gelire ulaştık. Hizmetler ihracatında ise geçen yıl 56,7 milyar dolar fazla verdik" dedi. ’Hizmet İhracatının Şampiyonları’ altıncı kez düzenlenen törenle ödüllendirildi. Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB) Başkanı Şekib Avdagiç’in ev sahipliğinde düzenlenen ödül törenine Ticaret Bakanı Ömer Bolat katıldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde gerçekleştirilen ödül töreninin açılış konuşmasını yapan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2023 yılında hizmetler ihracatında 106 milyar dolarlık rekor kırdıklarını hatırlatarak, aynı zamanda yine 2023’te 255,6 milyar dolar ihracatla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdıklarının altını çizdi. Hizmetler sektörünün ülkeler için stratejik bir öneme sahip bir sektör olduğunu vurgulayan Bakan Bolat, "2023 yılında dünya hizmet ihracatı yüzde 8,3’lük bir artışla 7,9 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında 6,4 trilyon dolar olan dünya hizmet ihracatı, 2020 yılında pandemi nedeniyle bir önceki yıla göre azalarak 5,3 trilyon dolar olarak gerçekleşmişti. Ancak 2023 yılında ise dünya hizmet ihracatı artarak 7,9 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir" diye konuştu. "Türkiye olarak bu yıl ilk yarı itibarıyla 1,2 trilyon dolarlık milli gelire ulaştık" Bakan Bolat, 2023 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 5,1 oranında büyüme ile güçlü bir ilerleme kaydettiğini, kişi başına düşen milli gelirin ise yüzde 24,2 artışla 13 bin 243 dolara ulaştığını söyledi. Bolat, "Bu yıl kişi başına düşen milli gelirimizin 15 bin dolar sınırına yükseleceğini öngörüyoruz. Türkiye olarak bu yıl ilk yarı itibarıyla 1,2 trilyon dolarlık milli gelire ulaştık" ifadelerini kullandı. "Yılın ilk 10 ayında mal ihracatımız 216,4 milyar dolar olarak gerçekleşti" Bakan Bolat, sözlerine şöyle devam etti: "İhracatımızda içinde bulunduğumuz yılın genel performansını değerlendirdiğimizde, yılın ilk 10 ayında mal ihracatımız 216,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yüzde 3,2’lik bir artışımız oldu ve son 16 ayın 12’sinde aylık ihracat rekorları kırdık. Bu yılın ilk 10 ayında mal ihracatımızı 6,7 milyar dolar artırmış bulunmaktayız. İthalatımızda ise 22 milyar dolarlık bir tasarruf sağladık. Böylece dış ticaret açığımız 28,7 milyar dolar azaldı." Son 15 aylık dönemde ise yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 55,6 milyar dolardan, 2024 Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 9,7 milyar dolara gerilediğini söyleyen Bakan Bolat, "Bu yılın ilk 9 ayında 86,4 milyar dolarlık hizmetler ihracatı gerçekleştirdik" dedi. Hizmetler ihracatında geçen yıl 56,7 milyar dolar fazla verdiklerinin altını çizen Bolat, "Bu yıl da ilk 9 ayda 47,7 milyar dolar fazla vermiş durumdayız. Bu nedenle şunu açıklıkla söylemek istiyorum, destek bizden başarılar sizden. Birlikte daha fazlasını başaracağız" ifadelerini kullandı. Bakan Bolat, "Bu yıl sonu itibariyle 60 milyar dolarlık bir turizm geliri bekliyoruz. Uluslararası taşımacılık ve lojistik sektörümüzde hizmet ihracatı gelirimiz; 2002 yılında 2,7 milyar dolar seviyesindeyken 2023 yılında 39 milyar dolar oldu. Fuarcılık, yönetim danışmanlığı, yeşil hizmetler gibi sektörlerimizin dahil olduğu diğer iş hizmetleri sektörümüzde ihracatımız; 2002 yılında 268 milyon dolarken 2023 yılında 5,5 milyar dolara yükselmiştir. Bilişim ve yazılım hizmetleri; 2003 yılında sadece 224 milyon dolar ihracat gelirine sahipken 2023 yılında 4,3 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Bilişim yazılım hizmetlerinde bu yıl 5 milyar dolara ulaşmayı hedefliyoruz" diyerek sözlerini tamamladı. Sözlerine hizmet ihracatçılarının 2023 yılını 106 milyar dolarlık bir ihracat ile kapattıklarını hatırlatarak başlayan Hizmet İhracatçıları Birliği Başkanı Şekib Avdagiç, “Yılın başında hükümetimiz tarafından 110 milyar dolarlık bir hizmet ihracatı hedefi konmuştu. Biz hizmet ihracatçıları olarak bu hedefi yine yılın ilk aylarında 120 milyar dolara yükselttik. Sayın Bakanım, size buradan bir müjde vermek istiyorum ki; şu ana kadar istatistiklere yansıyan ihracat rakamları 2024 yılı için belirlediğimiz 120 milyar dolarlık hedefimize sizin destekleriniz ve tüm hizmet ihracatçılarımızın gayretiyle ulaşacağımızı gösteriyor” dedi. Hizmet ihracatı içinde yer alan sektörünün çoğunluğunun emek yoğun sektörler olduğuna dikkat çeken Avdagiç, “Neredeyse tüm ihracatçı sektörler cari açık verirken, hizmet ihracatçıları net cari fazlaya olan katkısını sürdürüyor. 2023 yılında hizmet ihracatçıları 56,7 milyar dolar cari fazla verdi. Yani sektör yaptığı ithalatın iki katından fazlasını ihraç etti. Yılın ilk 9 ayında da benzer rakamları görmek mümkün. 86,3 milyar dolarlık ihracata karşılık yapılan ithalat sadece 38,6 milyar dolar” ifadelerini kullandı. Küresel ekonominin içinde bulunduğu duruma da dikkat çeken Avdagiç, “Küresel ekonomiyi en çok etkileyecek gelişme, hiç kuşkusuz Donald Trump’ın ikinci kez ABD Başkanı seçilmesi. Dünya ekonomisi pandeminin etkilerini ortadan kaldırmaya çalışırken iki önemli gelişme yaşadı. Önce hemen kuzeyimizde Ukrayna-Rusya Savaşı çıktı. Bu savaş sürerken, güneyimizde de bir yıldır devam eden işgalci İsrail’in Gazze ile başlattığı ve tüm bölgeye yayma eğilimine girdiği saldırganlıkları ortaya çıktı. Türk iş dünyası olarak her zaman mazlumun yanında olduk. Şimdi de Gazze ve Filistin’deki mazlumların yanındayız. Dünyaya savaşların değil, barışın hakim olmasını istiyoruz” dedi.