EKONOMİ - 21 Kasım 2024 Perşembe 14:04

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir” dedi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TOBB ETÜ Üniversitesi’nin düzenlediği “Türkiye’nin Kuantum Çağı Başlıyor: Türkiye’nin İlk Kuantum Bilgisayarı" açılış törenine katıldı. Konuşmasında teknolojinin insanlığın ufkunu genişleten ve medeniyet yarışında fark oluşturan en hayati olgu olduğunu belirten Yılmaz, “Günümüzde dijital devrim ve çığır açan teknolojiler, ülkelerin kaderini şekillendiren başlıca unsurlar haline gelmiştir. Cumhurbaşkanımız liderliğinde ortaya koyduğu vizyoner yaklaşımlarla Milli Teknoloji Hamlesi’ni bir devlet politikası olarak benimsemiş durumdayız. Böylece savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji üreten bir ülke olma yolunda güçlü bir irade gösterilmiştir. Hukuki anlamda bağımsız olsa da ülkeler gerçek anlamda bağımsızlık, güçlü bir ekonomik yapı olmaktan geçiyor. Güçlü ekonomik yapının ise temeli bilim ise teknolojide sağladığınız ilerlemedir. Bu hamle, sadece bir kalkınma projesi değil, aynı zamanda bağımsızlık ve geleceğin teminatı olarak görülmesi gereken bir projedir” ifadelerini kullandı.



“Savunma sanayii, uzay, yapay zekâ, biyoteknoloji ve kuantum teknolojilerinde yerli üretimi artırmak, milletimizin refahını ve küresel rekabet gücünü oluşturmanın başlıca şartlarıdır”


Savunma sanayii, uzay, yapay zekâ, biyoteknoloji ve kuantum teknolojilerinde yerli üretimi artırmanın milletin refahını ve küresel rekabet gücünü oluşturmanın başlıca şartları olduğunu söyleyen Yılmaz, “Teknolojik ilerleme, sadece yenilik üretmek değil; aynı zamanda toplumun tüm kesimlerini bu dönüşüme dâhil ederek bir kalkınma mekanizması inşa etmektir. Milli Teknoloji Hamlesi işte bu yapıyı kurarak, yalnızca bugünü değil, yarınlarımızı da güvence altına almayı hedeflemektedir. Bu çerçevede atılan her adım, ülkemizin sadece teknolojiyi tüketen değil, üreten, geliştiren ve dünyaya yön veren bir ülke olma yolunda kararlılıkla ilerlediğini göstermektedir. TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nde ülkemize kazandırılan 5 kubit kuantum bilgisayar QuanT, bu yöndeki çabalarımızın önemli bir meyvesidir. Böylece kuantum bilgisayar teknolojisine sahip az sayıda ülke arasına girmiş durumdayız. Ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu sayede akademisyenlerimizin, sanayi temsilcilerimizin, girişimcilerimizin ve genç araştırmacılarımızın geleceğin teknolojileri alanında çalışma ve katkı sağlama imkânı bulacak olmalarından son derece memnun olduğumu da ifade etmek istiyorum. Ayrıca ülkemiz bu sayede kuantum teknolojisi ekosisteminin gelişmesine katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.


Yılmaz, UNESCO tarafından ilan edilen 2025 Uluslararası Kuantum Bilimi ve Teknolojisi Yılı’na büyük bir inanç ve güçlü adımlarla hazırlandıklarını, bu dönemde uluslararası iş birliği fırsatlarının artacağına ve Türkiye’nin bilimsel liderliğini güçlendireceğine inandığını söyledi.



“TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nin çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum”


Kalkınma Bakanı olduğu dönemde TOBB ETÜ Hidro Merkezi’nin kuruluşuna destek verdiklerini hatırlatan Yılmaz, “Böylelikle dünyanın en büyük Su Türbin Test ve Tasarım Merkezi’ni ülkemize kazandırdık. Ardından şu an içinde bulunduğumuz teknoloji merkezi kuruldu. 13-14 yıl evvelden bugünlere gelinen aşamayı takdir ediyor, TOBB ETÜ Teknoloji Merkezi’nin çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum” dedi.



“Yapılan örtülü ve açıktan engellemeleri biliyoruz”


Kuantum bilgisayarların klasik bilgisayarların işlem gücünü kat kat aşarak karmaşık problemleri çözme kapasitesiyle teknoloji dünyasında devrim olarak nitelendirildiğini belirten Yılmaz, “Kuantum devriminin insanlığın teknolojiye bakışını kökten değiştireceği ve önümüzdeki yıllarda bilim ve endüstri dünyasını derinden şekillendireceği öngörülüyor. Kuantum bilgisayarlar, stratejik alanların yanı sıra sağlık, finans, sensör teknolojileri ve ileri malzeme geliştirme gibi sektörlerde de oyunu değiştirecek bir etkiye özelliğe sahip. Bu sebeple her ülke kendi yerli kuantum teknolojileri yol haritasını oluşturmaya başlamış, aşama kaydeden ülkeler bu teknolojide tekeli ellerinde tutmak amacıyla kritik bileşenlere ticari kısıt uygulamaya yönelmiştir. Bu da bizi çığır açan kuantum teknolojisinde kendi altyapımızı oluşturmaya motive etmiştir. Yapılan örtülü ve açıktan engellemeleri biliyoruz. Dolasıyla bu konuda kendi ayaklarımız üstünde durmak, dost ülkelerle birlikte kendi çözümlerimizi üretmek durumdayız” şeklinde konuştu.



“Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir”


Gençlere seslenen Yılmaz, sözlerini şu şekilde sürdürdü:


“Kuantum bilgisayarların dünyası, sizler için yeni nesil teknolojilerin öncüsü olma fırsatı sunuyor. Sizlerin bu alanda yer alması, ülkemizin bilimsel geleceğine katkıda bulunmakla kalmayacak, aynı zamanda küresel ölçekte fark oluşturmamızı sağlayacaktır. QuanT, sizlere kuantum teknolojisi hakkında uygulamalı bilgi edinme ve bu alanda ilk adımlarını atma imkânı sunacaktır. Sizler, bugünün üniversite öğrencileri olarak, yarının bilim insanları, girişimcileri ve liderlerisiniz. Birtakım çevreler karamsar hava oluşturmaya çalışıyor olabilir. Özellikle beyin göçünü tahrik etmek için gençlerimizi dış ülkelere yönlendirmiş olanlar olabilir. Ancak şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Gençler nitelikli insan gücümüz bizim en büyük sermayemizdir. Ne finansal güç ne yer altı madenler, bugünün dünyasında fark oluşturacaklar sizlersiniz. İnsanımızı ülkemizin geleceği için milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir. “


Kuantum bilgisayarın sürekli geliştirilmeye devam edilerek moleküler simülasyonlardan yapay zekaya, optimizasyondan kriptografiye kadar birçok alanda klasik bilgisayarların çözmekte zorlandığı karmaşık problemleri çok daha hızlı çözebilecek kapasiteye ulaştırılacağını aktaran Yılmaz, “Böylece bilim, sağlık, finans ve güvenlik gibi kritik sektörlerde yenilikler sunarak küresel rekabette ülkemize stratejik bir avantaj sağlayacaktır. Savunma Sanayii Başkanlığımızın desteğiyle ASELSAN ve TOBB ETÜ tarafından kurulacak olan süperiletken çip üretimevi ile ilerleyen zamanda yüksek kapasiteli kuantum bilgisayarımızı da yapacağımıza gönülden inanıyorum. Kuantum konusunda çalışan gençlerimizi, akademisyenleri ve startupları, TOBB ETÜ’de kurulacak olan kuantum ekosisteminde yer almaya, birlikte çalışmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.


Yılmaz, daha sonra yetkililerden bilgi aldı.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Milletimizin güçlü yarınlara yürüyebilmesi için her türlü imkanla buluşturmakta bizim görevimizdir”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında örgüt lideri Fırat Sarı savunma yapıyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine 6. gününde devam ediliyor. Duruşmada örgüt lideri Fırat Sarı savunma yapıyor. Sarı savunmasında, “Ben 1 aydır haber izlemiyorum. Bütün algı yönetimi bizim üzerimize. Benim ölüm oranım Türkiye’deki hekimlerin ölüm oranının altında. Cani olsam, vahşi olsam oranlardan çıkar” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava beşinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, Medisens şirketinin sahibi olan, doktor olarak anlaşma yaptığı hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarını işleten, bebeklerin ihmalden ölmesine neden olan örgüt lideri Fırat Sarı savunma yapıyor. “Bütün algı yönetimi bizim üzerimize” Yoğun bakım servislerinde usulsüz epikriz yazımı, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK’ya fatura ettirme gibi eylemler ile nitelikli dolandırıcılık suçunu da işlediği tespit edilen ve hakkında 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezası istenen Fırat Sarı savunmasında, “Bu tapelerden kamuoyu laçka işler oluyor gibi düşündü ama hastane ciddi bir kurum. Toplumda infial oluşturuldu. Doktorlar ateşe atıldı. 10’a yakın hastane kapatıldı. Oradaki insanlar işsiz kaldı. Sağlık Bakanlığı yetkilileri buradaysa operasyondan önceki dönem ile sonraki dönemi karşılaştırsınlar. Biz kötü bir şey yapıyorsak operasyon sonrası hastanelerin bulunduğu ilçelerde ölüm oranları artmaz. Ama ben böyle olacağını düşünmüyorum. Hastalar için de kötü. Ben 1 aydır haber izlemiyorum. Bütün algı yönetimi bizim üzerimize. Kadan bebek ölüyor, 1 gün sonra İlker ile konuşuyoruz. Mesleki bir tartışma yapıyoruz. Bu bebek doğmuş ve 1 saat içinde ölmüş. Hasta doğduktan sonra hemen ölmüş. Nasıl durumunu kötüleştirebiliriz? Bu raporda yazıyordu. Bu durum bile raporun kötü niyetli olduğunu ortaya koyuyor. İstanbul’da çocuk yoğun bakımı çok az. Allah korusun birimizin çocuğunun başına bir şey gelse yer bulma sıkıntısı var. Ben gece boyu hastanelere uğrardım bir sorun çıkarsa. Halime bebek doğduğunda 1 saat canlandırma işlemi yapılmış. Ben bu bebeğin yaşayamayacağını, yaşasa da engelli kalacağını biliyordum. Hastanın kötü gittiğini söylüyorlar zaten. Bebek eks oluyor bana haber veriyorlar. Ben babaya ölüm haberini vermek istedim. ‘Bekletin ben geleyim ben kendi sistemimden ölümü gireyim ve babaya haber vereyim’ dedim” şeklinde konuştu. “Benim ölüm oranım Türkiye’deki hekimlerin ölüm oranının altında” Sarı savunmasının devamında, “Burada hak gasp edildi. Kendimi katmıyorum da, bu durum çok incitici. Hekim, hakim aynı kökenden geliyor. Ben bir hekime nasıl hastanı daha erken taburcu et diyeyim? Ben nasıl düzey yükselt diyeyim? Bunu talep bile edemezsiniz, meslek etiği gereği söyleyemem. Hemşire arkadaşlar gençler, ben merkezli bir konuşmaları var. Ama sistem hekimin kontrolünde. Kesinlikle epikrizler hekimler tarafından yazıldı. Hastaların yatış süreleri de uzun değil. Olayda infial olunca, toplumsal kıyamet olunca herkes aynı bakış açısı ile baktı olaya. Benim ölüm oranım Türkiye’deki hekimlerin ölüm oranının altında. Cani olsam, vahşi olsam oranlardan çıkar. Anneler için bebeğini yoğun bakıma yatırmak bir travma. Ve bu haberler ile travma tekrarlanıyor” dedi.
Rize Rize’de parkomat tepkisi Rize’nin Pazar ilçesinde belediyenin parkomat uygulamasında kişiye özel ayırımcılık yapıldığını iddia eden esnaf, protesto amacıyla aracını sokağa yan çekerek sokağı trafiğe kapattı. 10 Mart Caddesi Şehit Mürsel Basa Sokak’ta belediyenin parkomat uygulamasında haksızlık yapıldığı gerekçesiyle ilginç bir protesto gerçekleşti. Aracıyla sokağı trafiğe kapatan Kadir Atacan isimli esnaf, aracın üzerine, “Pazar Belediyesinin parkomat uygulaması kişiye özel uygulanıp, dürüst vatandaşın hakkını çıkar gruplarına yedirmektedir. Bu yüzden sokak trafiğe kapalıdır. Düzgün, dürüst vatandaşlardan özür diliyorum” yazdı. Caddede esnaflık yapan Kadir Atacan, konuyla ilgili defalarca belediyeye görsellerle, kanıtlarla müracaat etmesine rağmen kişiye özel uygulamalar yapıldığını iddia ederek böyle bir protesto yapmak zorunda kaldığını ifade etti. Atacan, “Belediyeye defalarca giderek usulsüzlükleri bildirmeme rağmen kişiye özel muameleler devam etti. Adam kayırma, adamının adamı, bir şekilde birilerine iltimas geçtiler. Doğrulukla, dürüstlükle bunu çokça belgeli, kanıtlı olarak kendilerine göstermeme rağmen sonuç elde edemedik. Bu nedenle bugün böyle bir boykot içerisine girmek zorunda kaldık. Düzgün, dürüst vatandaşlardan özür diliyorum bu boykot için. Trafiği kapatmak sorunun çözümü değil ancak başka da bir çare kalmadığı için bu eylemi gerçekleştiriyorum. Düzgün, dürüst vatandaşların hakkını yandaşlarına bir şekilde yediriyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum, herkese eşit muamele yapılmasını bekliyoruz. Konunun siyasi bir boyutu yoktur, tamamen etik ve uygulamayla ilgili bir tepkidir bu” ifadelerini kullandı. Atacan ses getirmek amacıyla yaptığı eylemini, araç kendisine lazım olana kadar sürdürüp sonlandıracağını söyledi.