Yerel Haberler
Çankırı
28 Eylül 2024 Cumartesi - 14:14 İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: “Kahvaltıda kahve tüketilmemeli” Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, sağlıklı kahvaltı yapımı ile ilgili bilgilendirmelerde bulunarak sağlıklı bir kahvaltı için kahve tüketilmemesi gerektiğini söyledi. Çankırı İl sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, temel üç öğünün birinci öğünü olan kahvaltı yapımı ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Sağlıklı bir kahvaltı için kafein içeren kahve gibi içeceklerin tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Dr. Sarıkaya, çay, bitki çayları, su ve meyve suyunun daha sağlıklı olacağını belirtti. İdeal ve sağlıklı bir kahvaltı için mutlaka karbonhidrat ve protein tüketilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Sarıkaya, kahvaltının atlanılacak bir öğün olmadığını belirtti. “Günün ilk öğünü olan kahvaltıda mutlaka protein ve karbonhidrat tüketilmesi gerekir” Kahvaltıda karbonhidrat ve protein tüketiminin önemine değinen Dr. Sarıkaya, “İdeal bir kahvaltı, tam tahıllı karbonhidrat içermeli, bir protein kaynağı sunmalı ve de meyve veya sebzeler ile desteklenmelidir. Bu kahvaltının yoğunluğu, yaş, cinsiyet ve aktivite seviyelerine bağlı olmalıdır. Günün ilk öğünü olan kahvaltıda mutlaka protein ve karbonhidrat tüketilmesi gerekir. Beslenme uzmanlarının tavsiye ettiği miktarlarda yumurta, yoğurt, peynir, fındık ezmesi veya farklı bir protein kaynağı tüketilebilir. Protein sizi daha uzun süre tok tutar ve kas gelişimi için önemlidir. Tam tahıllı gıdalar da beslenme menünüzde güne başlarken bulunabilir. Tam tahıllı ekmek, yulaf ezmesi veya çavdar ekmeği gibi tam tahıllı bir kahvaltılık seçebilirsiniz” dedi. “Kafein içeren kahve gibi içecekler tüketilmemeli” Sağlıklı bir kahvaltı için yüksek şekerli ve kafein içeren gıdalardan uzak durulması gerektiğini söyleyen Dr. Sarıkaya, “Güne başlarken sıvı alımı oldukça önemlidir. Kafein içeren kahve gibi içecekler tüketilmemeli. Onun yerine çay, bitki çayları, su veya meyve suyu tüketilmelidir. Sağlıklı kahvaltılarda yüksek şekerli ve kafein içeren gıdalardan uzak durmak gerekir. Hazır meyve suları, şekerli gevrekler veya yüksek karbonhidrat kaynakları gibi rafine şeker içeren yiyecekler yerine, doğal olarak tatlı olan meyve, bal ve pekmez gibi tatlıları tercih edebilirsiniz. Unutmayın ki, kahvaltı en önemli öğünlerden biridir ve sağlıklı bir yaşam tarzı için gereklidir” dedi.
28 Eylül 2024 Cumartesi - 12:42 Çankırı’nın meşhur tuzu, astım ve KOAH hastalarına nefes oluyor Türkiye’nin dört bir yanından Çankırı’ya gelen KOAH ve astım hastaları Hititler’den kalan tuz mağarasında ve tuzla dolu odalarda terapi görerek şifa arıyor. Çankırı’da, Çankırı Valiliği, Çankırı Belediyesi, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Çankırı İl Sağlık Müdürlüğü, Çankırı Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Çankırı Özel Karatekin Hastanesi, Tuz Rehabilitasyon ve Sağlık Turizmi Derneği ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti Çankırı Şubesinin iş birliği ile hayata geçirilen ’Daha Güçlü Bir Nefes Projesi’, KOAH ve astım hastalarına umut oluyor. Hititler döneminden kalan ve "Yer Altı Tuz Şehri" olarak adlandırılan tuz mağarasında, KOAH hastalarına yönelik farklı sosyal, kültürel ve sağlık etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Yerin 150 metre altındaki mağara içerisinde, hastaların 4 ila 6 saat tuz ortamındaki havaya maruz kalmaları ve etkin zaman geçirmeleri sağlanıyor. Tuz mağarasında hastalara yönelik, seramik atölyesi, ebru sanatları atölyesi, müzikal, drama, sinema ve şiir, sağlıklı spor, fiziksel egzersiz etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Daha sonra özel bir hastanede hastalar tuz terapisi ile tedaviye devam ediyor. 15 gün boyunca devam edecek projenin beşinci gününde Türkiye’nin dört bir yanından gelen hastalar, sağlık problemlerinde olumlu sonuçlar görmeye başladığını söyledi. “Hastalardan herhangi olumsuz bir yanıt almazken olumlu geri dönüşler almaya başladık” Hastaların tedavisinin olumlu yönde ilerlediğini belirten Dr. Tuba Öztürk Haliloğlu, “Hastalardan herhangi olumsuz bir yanıt almazken olumlu geri dönüşler almaya başladık. Tuz terapisinin bronş salgısını, mukus salgısını inceltici ve hareketlendirici etkisi olduğu için aynı zamanda farklı maddelerin mukusla birlikte atılması nedeniyle bronşlarda gevşeme ve akciğer damarlarında genişleme sağlıyor. Başlangıçta mukus salgısını attırıcı etkisi nedeniyle öksürüğe sebep olabiliyor ama bu tolere edilemeyecek bir durum değil, sadece mukusun çıkışı kolaylaşıyor. Hastalarımızda gördüğümüz kötü bir yan etki olmadı. Özellikle daha ağır seyreden KOAH ve astım hastalarında daha iyi yanıt aldığımızı gördük” dedi. “Koyu balgamlar çıkarttığımı gördüm” Tedavi olmak için Bilecik’ten Çankırı’ya gelen Yaşar Yılmaz ise olumlu yöndeki değişiklikleri hissetmeye başladığını belirterek, “Tedavimiz güzel gidiyor. Koyu balgamlar çıkarttığımı gördüm, hala da devam ediyor. İlaçlarımı da düzenli olarak kullanıyorum. Her şeyden memnunum” diye konuştu. “Bu uygulamanın faydasını görüyorum” Tedavisinin olumlu ilerlediğini söyleyen Nevzat Doğrusöz de, “Sabah uyandığımda boğazımda hırıltı olurdu. O hırıltı şu an kayboldu. Acayip bir koyu renkte balgam çıkarışı oluyor. Bu uygulamanın faydasını görüyorum. Çok memnun ve mutluyum” şeklinde konuştu.
Selçuklu yadigarı Anadolu’nun ilk darülhadisi eğitime hizmet veriyor
13 Ağustos 2023 Pazar - 11:21 Selçuklu yadigarı Anadolu’nun ilk darülhadisi eğitime hizmet veriyor Selçuklu döneminden günümüze kadar ayakta kalan ve tarihe ışık turdan Anadolu’nun ilk darülhadisi ve ilk şifahanesi olarak bilinen Taş Mescit’te üniversite öğrencileri eğitim görüyor. Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Alâeddin Keykubat döneminde Çankırı Atabeyi (Valisi) Cemalettin Ferruh tarafından 1235 yılında yaptırılan halk tarafından Taş Mescit olarak bilinen yapı, ilk şifahane olarak hizmet verdi. Anadolu’daki ilk 1242 yılında Cemalettin Ferruh tarafından büyütülen Taş Mescit’e darülhadis ve semahane de eklendi. Restorasyonu 10 yıldan fazla süren Anadolu’nun ilk hadis okulunda şimdi Karatekin Üniversitesi öğrencileri eğitim görüyor. Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, 1074 yılında Emir Karatekin tarafından fethedilen, Çankırı bölgesinin İslamlaşması süreçlerinin devam ettiği dönemde, özellikle 1200’lü yıllarda bir medrese oluşturulduğunu ifade ederek, özellikle Anadolu coğrafyasında ilk yükseköğretim kurumu temelinin atıldığını söyledi. "Tasavvufi boyutta da apayrı bir ilim ve irfan hizmetleri verilmiş" 1235’li yıllarda ilk darüşşifanın Çankırı’da yapıldığını ve 1242 yılında da Anadolu’nun ilk darulhadisi olarak faaliyete geçtiğini ifade eden Çiftçi, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "Tabii darülhadis, hadis öğretiminin yapıldığı yer ve İslam dünyası için ilk darülhadis Şam’da oluşmuş, Şam’ın akabinde 700’lü yıllarda Anadolu’nun fethinden sonra ilk darülhadis, Çankırı sınırları içerisinde yapılmış. Böylesi eğitim ve kültürel bir potansiyele sahip Çankırı’da tarih boyunca çok önemli merkezlerde yer almış. O zamandan beri Çankırı bir ilim merkezi ve irfan merkezi olacak şekilde Anadolu’yu ve bölge coğrafyasını aydınlatmaya devam etmiş. Özellikle 1400’lü yıllarda Çankırı Mevlevihane’sinin de burada açılması neticesinde tasavvufi boyutta da apayrı bir ilim ve irfan hizmetleri verilmiş. Çankırı Mevlevihane’sinin önemli bir özelliği de özellikle balkan savaşlarında Mevlevi alayları neticesinde balkan coğrafyasının savunmasında çok önemli birliklerin gittiği yerdir. Dolayısıyla Çankırı Mevlevihane’si, Osmanlı topraklarında da şehit verecek kadar, şuurlu ve inançlı insanlarında yoğun olduğu bir yerdir." "Çankırı’nın dinamikleri var" Özellikle 1924’lü yıllardan sonra tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra Çankırı Mevlevihanesi de dahil olmak üzere bir akamete uğraya bir sürecin olduğunu belirten Çiftçi, "Arşiv kayıtlarından çıkan belgelere göre burasının uygun bir şekilde tekrar faaliyete geçirilmesiyle ilgili bir süreç var. Bu sürece ciddi anlamda katkı yapan, Çankırı’nın dinamikleri var. 2016 yılında restore edildikten sonra özellikle tarihi ve kültürel geçmişine uygun bir şekilde eğitim-öğretim faaliyetlerini devam ettirecek, o ruhu insanlara aşılayacak bir merkez aranmış ve en sonunda bu merkez de Emir Karatekin ismini alıp Karatekin Üniversitesine verilmiş" dedi. "2 yıl önce Çankırı Mevlevihanesi’ni de açmış bulunuyoruz" Çiftçi, "Karatekin Üniversitesi, hızlı bir şekilde kendisine emanet edilen bu yerde, İslam Araştırma Merkezini kurmuş. Ardından Darülhadis İslam Araştırma Merkeziyle hem akademik boyutta hem de kültürel boyutta da hizmet vermeye devam etmiş. Bu gün geldiğimiz durumda özellikle 2 yıl önce Çankırı Mevlevihanesi’ni de açmış bulunuyoruz. Aynı zamanda ilk hadis derslerimizi de başlatmış bulunmaktayız" ifadesini kullandı. "Kültür haznesine aslına uygun bir şekilde ifa etmek için çaba sarf ediyoruz" İslam Araştırma Merkezi adı altında hizmet verilen bölgede akademik araştırmalarında yapıldığının altını çizen Çiftçi, "O süreçten beri İslam kültür coğrafyasının tüm temel unsurlarını ifade edecek şekilde de derslerimiz ve eğitim programlarımız devam etmekte. Hafta içleri hadis, tefsir, fıkı, kelam, yabancı dil hafta sonları ise halka hadis derslerinin verildiği bir medrese. Çankırı Karatekin Üniversitesi olarak bize emanet edilen her bir kültür haznesine aslına uygun bir şekilde ifa etmek için çaba sarf ediyoruz. Geldiğimiz nokta itibariyle İslam Araştırmaları Merkezi adı altında hizmet verdiğimiz bu bölgede akademik araştırmaların yapıldığı, seminerlerin ve konferansların düzenlendiği bir kültür merkezi" diye konuştu. Özellikle fıkıh ve tefsir alanında yoğun bir şekilde taleplerin karşılandığı bir mektep olarak da hizmete devam ettiğini aktaran Çiftçi, tarihin almış olduğu her bir emaneti en iyi şekilde değerlendirmenin gururu ve mutluğu içerisinde olduklarını sözlerine ekledi.
Şap hastalığından telef olan buzağıyı yol kenarına terk ettiler
11 Ağustos 2023 Cuma - 11:08 Şap hastalığından telef olan buzağıyı yol kenarına terk ettiler Çankırı’nın Çerkeş ilçesinde şap sebebiyle telef olan buzağıyı, yol kenarına attılar. Vatandaşlar duruma tepki gösterirken, uzmanlar ise çevre ve insan sağlığı için bu hayvanların imha edilmesi gerektiğini belirtti. Çankırı’nın Çerkeş ilçesine bağlı Saçak beldesinde vatandaşlar tarafından yol kenarında, hastalığı sebebiyle telef olmuş bir buzağı bulundu. İlk belirlemelere göre şap hastalığı sebebiyle telef olduğu değerlendirilen buzağıyı gören vatandaşlar, duruma tepki gösterdi. Hayvanı yol kenarına atarak insan ve çevre sağlığını hiçe sayan kişi ya da kişilerin bulunması için soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Uzmanlar ise hastalığı sebebiyle telef olan hayvanların insan ve çevre sağlığı için tehdit oluşturabileceğini belirtti. “Erken tedavi edilse zaten yüzde 90-95’i ölümle karşılaşmayacaktır” Çevreye atılan hayvanların insan ve çevre sağlığına da zararlı olduğunu belirten Veteriner Hekim Bilal Sevinç, “Son zamanlarda büyük hayvan ve kedi, köpek gibi ölü hayvanları çok fazla bir şekilde arazilere ve dere kenarlarına atmaktalar. En azından yaşanırken tedavi edilip ya da bir veteriner hekime gösterilmesi gerekli. Belediyelerinde imha alanları var, onlarla da irtibat haline geçilerek en azından çevre sağlığı ve insan sağlığı adına fayda sağlanabilir. Erken tedavi edilse zaten yüzde 90-95’i ölümle karşılaşmayacaktır. Böylelikle hayvanlar hem sağlığına kavuşacak, hem de çevrede kirlenmeyecek. İnsan sağlığına da bir problem oluşturmayacaktır” diye konuştu.
Çiftçinin yüzü kuraklığa dayanıklı buğdayla gülecek
09 Ağustos 2023 Çarşamba - 11:40 Çiftçinin yüzü kuraklığa dayanıklı buğdayla gülecek Çankırı’da, hayata geçirilen ‘Kuraklığa Dayanıklı Buğday’ projesiyle çiftçiler, kuraklıktan daha az etkilenen buğdayla verimi koruyacak. Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce, Türkiye’de farklılık gösteren iklim değişiklikleri sebebiyle tarımsal üretimde ara vermeme adına hem kaliteli hem de çiftçinin daha çok kazanacağı ürünleri elde etmek amacıyla "Kuraklığa Dayanıklı Buğday" projesini hayata geçirildi. Bu yıl başlatılan proje çerçevesinde Çankırı’da faaliyet gösteren çiftçilerin kurak iklim şartlarında dahi iyi verim elde edilmesi amacıyla kuraklığa dayanıklı buğday ekildi. İlk aşamada deneme amacıyla belli alanlarda uygulamaya konulan projenin ilerleyen süreçte daha çok çiftçinin yararlanması için yaygınlaştırılması hedefleniyor. Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, değişen ilkim çeşitlerinde çiftçilerin bu projeyle istediği verimi elde edeceğini söyledi. "Üretime kazandırılmasına dönük bir çalışma yaptık" Kuraklığa dayanıklı çeşidin yaygınlaştırılmasına dönük projeyi hayata geçirdiklerini belirten Düzgün, "Tarla Bitkileri Merkezi Araştırma Enstitümüzün ıslah etmiş olduğu, başta ’ayten abla’ çeşidi olmak üzere, ’kışla’ çeşidi ile beraber çiftçilerimizin yoğun olarak ilimizde kullandığı ’bayraktar’ çeşidini de kontrol grubu yaparak ilimizin iki farklı noktasında deneme grubu oluşturup, bu çeşidin bölgemizde üretime kazandırılmasına dönük bir çalışma yaptık" dedi. "Her ikisini de karşılaştıracağız" İki katı verim aldıklarını anlatan Düzgün, "Bu çalışmalar sonrasında sayın valimizin de katılımıyla bu çalışmanın hasadını yaptık. Allaha şükür, beklediğimizin iki katına yakın bir verim elde ettik. Şu anda ’Ayten abla’ çeşidinin, bölgemize uyumlu olduğu, kurak iklim şartlarında dahi iyi bir verim elde edebileceği yönünde araştırmacılarımızın, ilk hasatta bu şekilde bir düşünceleri vardı. Tabii diğer bölgemizde de hasat yaptıktan sonra her ikisini de karşılaştıracağız. Şu anki bize verdiği görüntü, kuraklığa dayanıklı, yüksem verim elde edebilecek bir çeşit olarak bölgemizde kullanabileceğimiz bir çeşit olduğunu gördük" diye konuştu. "Islah edilen bu çeşidi ilimize kazandırıp, yaygınlaştıracağız" Çiftçilere tohum desteği sağlayacaklarını ifade eden Düzgün, "İnşallah önümüzdeki yıllarda bu çeşidi gerekirse, her ilçemizde, hatta yetiştirebildiğimiz ölçüde her köyümüzde gerek bakanlığımız kaynaklarından, gerekse de yerel kaynakları kullanarak hibe şeklinde çiftçilerimize tohum vererek tamamen bölgemizde yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Buradaki hedefimiz, değişen iklim şartları. Ülkemizde bir bölgede sel olurken, bir başka bölgede ise susuzluk meydana geliyor. Bu sebepten dolayı her türlü iklim şartlarına uygun, hem de kuraklığa dayanıklı, enstitümüzün geliştirmiş olduğu, ıslah edilen bu çeşidi ilimize kazandırıp, yaygınlaştırarak yetiştiricilerimizin, bu bölgede de ektiği üründen yeterince kazanması için çalışmalar yapacağız" şeklinde konuştu.
ÇAKÜ 4 bin uluslararası öğrenci ile Türkiye’de ikinci oldu
08 Ağustos 2023 Salı - 16:35 ÇAKÜ 4 bin uluslararası öğrenci ile Türkiye’de ikinci oldu Çankırı Karatekin Üniversitesi, devlet üniversiteleri arasında en fazla yabancı öğrenci bulunan ikinci üniversite oldu. Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ), uluslararasılaşma çalışmaları çerçevesinde toplam öğrenci sayısına oranla uluslararası öğrenci sayısında, devlet üniversiteleri arasında ikinci sıraya yerleşti. 20 bine yakın öğrencisiyle Anadolu’nun kavşak noktasında her kültürden öğrencinin bir arada eğitim ve öğretim gördüğü ÇAKÜ, elde edilen son verilere göre Asya, Avrupa ve Afrika’dan gelen 4 bin 260 uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapıyor. “55 ülkeden 250’ye varan üniversiteyle yaptığımız anlaşmalar var” Üniversitenin yüksek imkanlarından uluslararası öğrencilerin de yararlanabildiğin belirten Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, “Yükseköğretimde niteliğe önem veriyor ve kalitemizi her geçen gün artırıyoruz. Karatekin Üniversitesi’ndeki bu değişimin uluslararası boyutta da bilinir hale gelmesi için çaba sarf ediyoruz. Biz yalnız uluslararası öğrenci sayımızla değil, Erasmus hareketliliğinde de derece sahibiyiz. Bu konudaki Türkiye birinciliğimiz takdir ediliyor. 55 ülkeden 250’ye varan üniversiteyle yaptığımız anlaşmalar var. Laboratuvarlarımız, dersliklerimiz, sergi ve spor salonlarımız, yeni yeşil alanlarımızla kampüsümüz daha modern bir görünüme kavuşuyor. Bu imkanlardan uluslararası öğrencilerimizin de faydalanabilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Biz, bize verilen emanete gözümüz gibi bakıyoruz” diye konuştu.
Bu seralarda üretim üniversite öğrencilerinden soruluyor
07 Ağustos 2023 Pazartesi - 12:07 Bu seralarda üretim üniversite öğrencilerinden soruluyor Çankırı Karatekin Üniversitesi öğrencileri, kampüsün bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem üreticiliği öğreniyor hem de az su ile daha fazla verim elde ederek ekonomiye katkı sağlıyor.Çankırı Karatekin Üniversitesi öğrencileri, kampüs içerisinde bulunan Araştırma ve Uygulama Serası’nda çeşitli biber ve domates yetiştirerek üreticiliği öğreniyor. Üreticilikte kendini geliştiren öğrenciler, serada ekolojik tarım imkanlarına uygun ürün yetiştiriyor hem mesleki anlamda kaliteli eğitim alma imkanı bulurken hem de küresel iklim değişikliklerinin sebep olduğu su kısıntısı için az suyla daha fazla verim elde ederek hem ekonomiye katkı sağlıyor hem de su kullanımında tasarruf sağlıyor.“Daha az su ile daha fazla verim elde etmeyi hedefleyen bir çalışma çerçevesin ilerliyoruz”Daha az suyla daha az verim elde etmeyi hedeflediklerini belirten Çankırı Karatekin Üniversitesi Gıda ve Tarım Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Şebnem Kuşvuran, “Bu dönem itibariyle biber ve domateste, topraksız yetiştiricilikle ilgili olarak ilk araştırmalarımızı ürün ve verim anlamındaki denemelerimize başlamış bulunmaktayız. Topraksız tarımın en önemli avantajlarından bir tanesi, hastalık ve zararlarla ilgili olarak kontrollerimizin daha sağlıklı gerçekleştirilmesi, verimin daha yüksek olması, gübre ve su kullanımında tasarrufun sağlanması gibi avantajlar topraksız yetiştiricilikteki ürün ve kalitenin artırılmasındaki en önemli parametreler arasında yer alıyor. Bizde bu yıl biber ve domates ile yetiştiriciliğimize başladık. Şu an seramızda bulunan farklı biber çeşitleri ve domateste topraksız yetiştiricilik yapıyoruz. En önemli avantajlarımızdan bir tanesi, küresel iklim değişikliğinin sebep olduğu su kısıntısı, Bizim uygulamamız ise, daha az su ile daha fazla verim elde etmeyi hedefleyen bir çalışma çerçevesin ilerliyoruz” diye konuştu.