Yerel Haberler
Çankırı
Bahar yağmurları tarlalara can suyu oldu
23 Mayıs 2024 Perşembe - 09:29 Bahar yağmurları tarlalara can suyu oldu Çankırı’da kurak geçen kış mevsiminin ardından etkili olan mayıs yağmurları tarlalarda verimi arttırdı. Çankırı’da kış mevsiminin kurak geçmesi sebebiyle tedirgin olan çiftçilerin yüzünü Mayıs ayındaki yağışlar güldürdü. Kentte etkili olan soğuk sebebiyle bazı meyve ağaçları zarar görürken, yağışlar ise tarlalara can suyu oldu. Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden birisi olan Çankırı’da etkili olan yağışlar, tarlalarda verimi arttırdı. Konu ile ilgili açıklama yapan Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, yağışların devam etmesi ile verimli bir sezon yaşanmasını beklediklerini söyledi. “Günümüzde yağan yağışlar sebebiyle çiftçilerimizin yüzü gülüyor” Yağan yağışların çiftçileri mutlu ettiğini ifade eden Düzgün, “Çiftçilerimizin yoğun çalıştığı yaz sezonu başladı. Günümüzde yağan yağışlar sebebiyle çiftçilerimizin yüzü gülüyor. İlimiz açısından verimli bir yıl olacağını tahmin edebiliyoruz. Çiftçilerimizi meteorolojik olaylara karşı hemen uyarıyoruz. Yağan her yağmurun tarla bitkilerine faydası var, ilimizde de yağan yağmurlar ekinleri canlandırdı. Bu hafta da yağış bekliyoruz, inşallah böyle devam ederse verimli bir geçeceğini tahmin etmekteyiz” dedi. “İnşallah daha verimli bir yıl olur” Çankırı’da çiftçilik yapan Fahri Çalışkan da, “Yağmurlardan yana bir problemimiz olmadı ama soğuk etkiledi. Toprak biraz daha yağış istiyor. İnşallah daha da verimli bir yıl olur” dedi.
İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: "Obeziteden korunma çocukluk çağında başlamalıdır"
22 Mayıs 2024 Çarşamba - 12:36 İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: "Obeziteden korunma çocukluk çağında başlamalıdır" Avrupa Obezite Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, “Obeziteden korunma çocukluk çağında başlamalıdır” dedi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, ‘Avrupa Obezite Günü’ çerçevesinde açıklamalarda bulundu. Aşırı ve yanlış beslenme ve fiziksel aktivite yetersizliği obezitenin en önemli nedeni olduğunu belirten Dr. Sarıkaya, “Obeziteden korunma çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adolesan döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır” dedi. Obeziteden korunmanın çocukluk çağında başlaması gerektiğini söyleyen Dr. Sarıkaya, “Aşırı ve yanlış beslenme ve fiziksel aktivite yetersizliği obezitenin en önemli nedenleri olarak kabul edilmektedir. Bu faktörlerin yanı sıra genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyo-kültürel ve psikolojik pek çok faktör birbiri ile ilişkili olarak obezite oluşumuna neden olmaktadır. Obezite oluşmadan korunma büyük önem taşımaktadır. Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adölesan döneminde oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile, okul ve çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidir. Obezite tedavisi, bireyin kararlılığı ve etkin olarak katılımını gerektiren, tedavisi zorunlu, uzun ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Obezite tedavisinde hekim, diyetisyen, psikolog, fizyoterapistten oluşan bir ekip gerekmektedir. Obezite tedavisinde amaç, gerçekçi bir vücut ağırlığı kaybı hedeflenerek, obeziteye ilişkin morbidite ve mortalite risklerini azaltmak, bireye yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmak ve yaşam kalitesini yükseltmektir” diye konuştu.
“Turistik Tuz Ekspresi” ilk seferinde yolculardan tam not aldı,
21 Mayıs 2024 Salı - 08:58 “Turistik Tuz Ekspresi” ilk seferinde yolculardan tam not aldı, Ankara’dan Çankırı’ya günübirlik düzenlenen "Turistik Tuz Ekspresi" ilk seferini gerçekleştirdi. 1934 yılındaki Tenezzüh Treni’nin devamı niteliğindeki “Turistik Tuz Ekspresi” ile Çankırı’ya ilk seyahatlerini gerçekleştiren yolcular, tarihi ve kültürel turun keyfini yaşadı. Çankırı Valiliği, Çankırı Belediyesi, TCDD ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) işbirliğiyle yürütülen çalışmalar sonucunda başlatılan günübirlik Turistik Tuz Ekspresi, Ankara’dan 7.50’de başladığı ilk seferini yaklaşık 3 saatte Çankırı’da tamamladı. 18 Mayıs Cumartesi günü, Çankırı’ya gerçekleştirilen tarihi yolculuğu şarkılar, türküler eşliğinde tamamlayan yolcular, 90 yıl aradan sonra ilk trenle seyahatin heyecanını yaşadı. Çankırı’da yıllar önce yaşamış kılıç dişli kaplan olarak bilinen “Tuzi” maskotlarının eşlik ettiği seyahatte, yolcular hep birlikte dans edip eğlendi. Oldukça keyifli süren yolculuğun ardından Çankırı’ya ulaşan yolcular, garda düzenlenen törenle Vali Mustafa Taşolar tarafından karşılandı. Yaran gösterisinin sunulmasının ardından Turistik Tuz Ekspresi’nin ilk yolcuları, program kapsamında Çankırı’nın tarihi ve kültürel mekânlarını ziyaret ederek yöresel lezzetlerini tatma imkanı elde etti. İlk olarak Yer Altı Tuz Şehri ile ziyaretlerine başlayan “Turistik Tuz Ekspresi” yolcuları, yerin 150 metre altında bulunan devasa büyüklüğü ile büyüleyici bir atmosfere sahip tuz mağarasını gezdi. Yer Altı Tuz Şehri’ne hayran kalan yolcular, daha sonra Çankırı’nın önemli tarihi eserlerinden olan tıbbın ve eczacılığın sembollerinin doğduğu mekân olan Taş Mescit ve Çankırı Mevlevihanesi, Buğday Pazarı Medresesi, Çivitçioğlu Medresesi, Sultan Süleyman Cami (Ulu Cami) ziyaret ederek Tarihi Çankırı Sokaklarında zamanda tarihe bir yolculuk yaptı. Şehrin ilgi çekici mekanlarından olan Ferit Akalın Radyo ve İletişim Müzesinde iletişim tarihini keşfeden ziyaretçiler, 8 milyon yıllık fosillere ev sahipliği yapan Çankırı Müzesini ve imece kültürünün sergilendiği Tarihi Çamaşırhane Müzesini gezdi. Çankırı’nın coğrafi işaretli geleneksel lezzetlerini de deneyimleme imkânı bulan ziyaretçiler, daha sonra Yöresel Mutfak ve Kültür Evi’nde Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar ile bir araya geldi. Çankırı Valiliği ve diğer kurumlarla birlikte Ankara’dan Çankırı’ya, 4 sefer olarak Turistik Tuz Ekspresi planladıklarını belirten Vali Taşolar, ikinci trenin ise yüzde 80 doluluğa ulaştığını ifade etti. ket etti. İlk seferinde yoğun talep gören Turistik Tuz Ekspresi, Ankara-Çankırı-Ankara güzergahında 25 Mayıs, 1 Haziran ve 8 Haziran tarihlerinde günübirlik olarak turlarına devam edecek. Tirenle günübirlik Çankırı’yı ziyaret eden vatandaşlar, şehrin tarihi yapılarına, Yer Altı Tuz Şehri’ne hayran kaldıklarını söyledi.
Anne ve kız yanarak can vermişti: Geriye sadece oksijen tüpü kaldı
20 Mayıs 2024 Pazartesi - 09:55 Anne ve kız yanarak can vermişti: Geriye sadece oksijen tüpü kaldı Çankırı’nın Yapraklı ilçesinde çıkan yangında anne ve kızı yanarak can verdi. Küle dönen evden geriye ise sadece KOAH hastası yaşlı kadının oksijen tüpü kaldı. Olay, Yapraklı ilçesi Yenice köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, köyde bulunan bir evde bilinmeyen bir sebeple yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangın yanındaki eve de sıçradı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, AFAD, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yangının ekipler tarafından söndürülmesi sonrası olay yerinde yapılan incelemenin Ümmühan Kütük’ün (78) ve kızı Gülden Kütük’ün (40) cansız bedenine ulaşıldı. Yapılan otopsi incelemesinin ardından anne ve kızı, Yenice köyünde dün toprağa verildi. KOAH hastası yaşlı kadından geriye sadece oksijen tüpü kaldı Yangında yanarak can veren anne Ümmühan Kütük’ün KOAH hastası olduğu öğrenildi. Yaşlı kadından geriye ise sadece oksijen tüpü kaldı. “Halamın cesedini balkonda bulduk” Halasının yanmış cesedini balkonda bulunduğunu söyleyen yeğeni Yakup Karaman,“Burada halam ve kızı kalıyordu. Halam KOAH hastalığından dolayı tüp kullanıyordu. Gece nefes daralmasıyla uyanıp yangını görüyorlar ve balkondan kaçmaya çalışıyorlar. Halamın cesedini balkonda bulduk. Kızının cesedini ise odada bulduk. Köylülerimizle birlikte gece kalkıp ciddi anlamda çaba sarf ettik. Ne yazık ki çaresiz kaldığımız bir olaydı. Halam yaşlıydı ama kızı çok gençti, gariban bir aileydi. Yanarak can vermeleri bizi çok derinden üzdü” diye konuştu. "Tüm müdahalelere rağmen anne ve kızı kurtaramadık" Çıkan yangında çok mücadele gösterdiklerini belirten Yenice köyü muhtarı Ahmet Oytukkaya da, “Büyük bir acı yaşadık. Devletimiz, itfaiyesi, jandarması, sağlık birimleriyle en kısa sürede buraya ulaştı. Köylüler ile biz de çok mücadele ettik ama tüm müdahalelere rağmen anne ve kızı kurtaramadık. Büyük bir acımız var çok üzgünüz” dedi.
Ilgaz Dağı’nın kar suyuyla beslenen tarlalarda çeltik ekimi başladı
19 Mayıs 2024 Pazar - 09:47 Ilgaz Dağı’nın kar suyuyla beslenen tarlalarda çeltik ekimi başladı Türkiye’nin önemli çeltik üretim merkezlerinden olan Çankırı’nın Ilgaz ilçesinde, Ilgaz Dağı’nın kar suları ile beslenen tarlalarda çeltik ekimine başlandı. Dizlerine kadar suyun içinde ter döken çiftçiler, Türkiye’nin en kaliteli pirinci olduğunu iddia ettikleri sarıkılçık pirinci için yoğun mesai harcıyor. Yılda ortalama 30 bin ton pirincin üretildiği ve Türkiye’nin önemli pirinç üretim merkezleri arasında yer alan Çankırı’da, çiftçilerin çeltik mesaisi başladı. Havaların ısınması ile birlikte Ilgaz ilçesindeki pirinç üreticileri, bölümlere ayırdıkları tarlalara Ilgaz Dağı’ndan gelen kar sularını verdi. Devrez Çayı çevresindeki köylerdeki tarlalar, su verilmesinin ardından “sarıkılçık” çeltiği ile buluşturulmaya başlandı. Çiftçiler, dizlerine kadar suyun içine girerek, Türkiye’nin en iyi pirincini yetiştirmek için ter döküyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren mesaiye başlayan çiftçiler, elleri ile tohumları çeltik tarlalarına serpiyor. Mayıs ayının sonuna kadar ekimi tamamlanacak olan çeltiğin hasadının ise Eylül ve Ekim ayları içerisinde yapılması planlanıyor. Ilgaz ilçesinde yaşayan çiftçiler, şeker oranı diğer pirinçlere göre daha düşük olan ve lezzetinden vazgeçilmeyen sarıkılçık pirincinin ana üretim merkezinin Ilgaz ilçesi olduğunu belirterek, diğer illerde yetiştirilen sarıkılçık pirincinin daha kaliteli olamayacağını söyledi. “Geni ile oynanmayan tek pirinç, sarıkılçık pirinci” Ilgaz ilçesinde çocukluğundan beri pirinç üretimi yapan Hüseyin Çelik, “Doğduğumdan beri bu işi yapıyorum. Bizim geçim kaynağımız çeltik. Eskiden hayvancılık yapardık, onu da bıraktılar. Biz de pirinç üretiyoruz. Bu yetiştirdiğimiz pirinç, sarıkılçık pirincidir. Biz bunun Ilgaz sarıkılçık pirinci olarak tanınmasını istiyoruz. Sarıkılçık pirinci atadan, deden gelen tohumumuz. Sürekli olarak her yıl yetiştirdiğimiz ürünle tohumluk yaparız. Geni ile oynanmayan tek pirinç, sarıkılçık pirinci. Bunun şeker oranı çok düşük. Farklı yerlerde de sarıkılçık pirinci olarak satılıyor. Ama bunu almak isteyenler üreticiden almaya çalışsınlar. Toptancılarda yüzde 100 orijinali olmuyor. Alıcılar Ilgaz sarıkılçık pirincini tercih etsin. Kastamonu’nun Ilgaz ilçesi de sarıkılçık pirincini benimsedi. Ama kesinlikle Ilgaz’ın dört köyünde yetişir. Onun haricinde hiçbir yerde yetişmez. Biz burada 21 çeşit çeltik denedik ama hiçbirinden verim alamadık. Ama bizim dededen kalan bu pirincimizin özelliği Ilgaz Dağı’ndan gelen suyla oluyor. 1 kilo sarıkılçık pirinci ile 10 kişi doyurursunuz. Diğer normal pirinçle 5 kişi doyuramazsınız. Bu pirincin bir diğer adı da tencere patlatandır. Bunun piştiği tencere geniş olacak. Artışı çok fazla” dedi. “Biz Ilgaz’ın sarıkılçık pirincini tüm dünyaya duyuracağız” Ilgaz sarıkılçık pirincini tüm dünyaya duyurmak istediklerini belirten Çelik, “Ilgaz Belediye Başkanımız gerekli girişimlerde bulundu. İnşallah burada bir çeltik fabrikası kuracağız. Onu kurduktan sonra bizim pazarla işimiz olmayacak. Biz Ilgaz’ın sarıkılçık pirincini tüm dünyaya duyuracağız. Biz sadece Ilgaz ile kalmasın istiyoruz. Vatandaşlar bunu Tosya pirinci olarak biliyor, çünkü biz bunu tanıtamadık. Bu pirinç sadece Ilgaz’daki dört köyde yetişir. Başka yerde yetişmez. Tosya’da yetişse dahi burası daha çok tercih ediliyor. Türkiye’nin en kaliteli sarıkılçık pirinci Ilgaz’da yetiştirilir. Diğer yerlerde sarıkılçık olarak satılan pirinç Ilgaz pirinci değildir. Alıcılarımızdan direkt üreticiden alsınlar” diye konuştu.
Turistik Tuz Ekspresi yolcuları Çankırı’ya hayran kaldı
18 Mayıs 2024 Cumartesi - 20:46 Turistik Tuz Ekspresi yolcuları Çankırı’ya hayran kaldı Çankırı’da 1934 yılındaki Tenezzüh Treni’nin 90 yıl sonraki devamı niteliğinde olarak başlatılan “Turistik Tuz Ekspresi” ile Çankırı’yı ziyaret eden günübirlik turistler, şehre hayran kaldı. Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, turistik tuz ekspresine yönelik gösterilen yoğun talebin kendilerini çok memnun ettiğini söyledi. Çankırı’da 1934 yılında başlatılan ve 4 yıl sefer düzenledikten sonra kaldırılan “Tenezzüh (Gezinti) Treni” seferleri, Çankırı Valiliği koordinasyonunda Çankırı Belediyesi, TCDD, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA), Çankırı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çankırı Konfederasyonu ve TÜRSAB Orta Anadolu Bölge Temsil Kuruluna bağlı seyahat acentelerinin iş birliğiyle “Turistik Tuz Ekspresi” olarak 90 yılın ardından yeniden başlatıldı. Çankırı Milletvekili Muhammed Emin Akbaşoğlu’nun işaretiyle Ankara Garı’ndan saat 07.50’de hareket eden ilk “Turistik Tuz Ekspresi”, 3 saatlik bir yolculuğun ardından Çankırı’ya ulaştı. “Turistik Tuz Ekspresi” yolcuları, "kaya tuzunun başkenti" olarak nitelendirilen Çankırı’da, büyüleyici yer altı tuz şehrini ziyaret etti. 250 yolcunun bulunduğu trende seyahat edenler, dünyanın en büyük tuz mağarası olması özelliğini taşıyan ve yerin 150 metre altında bulunan, Türkiye’nin endüstriyel mirasları arasındaki yer altı tuz şehrini gezdi. Yer altı tuz şehrine hayran kalan turistik tren ekspresi yolcuları, daha sonra Çankırı’nın önemli tarihi eserleri arasında yer alan tıbbın ve eczacılığın sembollerinin doğduğu mekan olan Taş Mescit ve Çankırı Mevlevihanesi, Buğday Pazarı Medresesi, Çivitçioğlu Medresesi, Sultan Süleyman Camii (Ulu Cami) ile tarihi Çankırı sokaklarında zamanda tarihi bir yolculuk yapma fırsatı buldu. Şehrin ilgi çekici mekanlarından olan Ferit Akalın Radyo ve İletişim Müzesinde iletişim tarihini keşfeden ziyaretçiler, 8 milyon yıllık fosillere ev sahipliği yapan Çankırı Müzesini ve imece kültürünün sergilendiği Tarihi Çamaşırhane Müzesini de gezdi. Çankırı’nın coğrafi işaretli geleneksel lezzetlerini de deneyimleme imkanı bulan ziyaretçiler, Yöresel Mutfak ve Kültür Evi’nde Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar ile bir araya geldi. Vali Taşolur ile bir süre sohbet eden ziyaretçiler, Çankırı gezisini tamamladıktan sonra Çankırı Tren Garı’ndan saat 19.40’da Ankara’ya dönüş yapmak üzere hareket etti. İlk seferinde yoğun talep gören Turistik Tuz Ekspresi, Ankara-Çankırı-Ankara güzergahında 25 Mayıs, 1 Haziran ve 8 Haziran tarihlerinde günübirlik olarak ziyaret gerçekleştirebilecek. "İkinci tren seferinde de yüzde 80 doluluğa ulaşmış bulunuyoruz” Düzenlenen turdan duyduğu memnuniyeti dile getiren Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, “Turistik Tuz Ekspresinin yolcularını ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Herkes adına bu projenin hayata geçirilmesinden dolayı teşekkür ediyorum. Ben, 12 yıl Ankara’da yaşamış birisi olarak hep günübirlik Safranbolu’ya, Beypazarı’na ve Amasya’ya geçerek kendi adıma bunu turist olarak yaşamıştım. Bundan sonra Çankırı’nın, Ankaralıların iç turizmi olarak günübirlik ziyaret edebilecekleri bir merkez olabileceğini gördükten sonra bu anlamda hep beraber çalışmalara başladık. Bugün de bunun ilk meyvesini topluyoruz. İnşallah bundan sonrası için özellikle Ankara’da yaşayan misafirlerimiz için Çankırı’nın güzel bir turizm merkezi olmasını ümit ediyoruz” dedi. "İlk trenimiz tamamen doldu, ikinci trenimizde yüzde 80 doluluğa ulaştı" Çankırı Valiliği olarak Ankara’dan Çankırı’ya 4 sefer yapılması üzerine turistik tuz treni seferi planladıklarını belirten Vali Taşolar, “Bu seferler birer hafta ara ile Cumartesi günleri olacak. İlk trenimiz tamamen doldu, ikinci trenimizde yüzde 80 doluluğa ulaştı. Diğer tren seferlerinde de doluluk oranına ulaşacağımıza inanıyorum. Seferlerin duyurulmasında da basının bizlere desteği oldu. Ümit ediyoruz ki Çankırı, iç turizm anlamında hak ettiği yerlere gelecektir” diye konuştu. “Hititlerden günümüze kadar gelen yer altı tuz mağarasının turizme açılmasından mutluluk duydum” Ankara’dan Çankırı’yı gezmek için gelen Şirin Doğan ise, “Turistik trenle geldik. Çankırı’nın tarihi ve turistik yerlerinin tanıtılması için iyi bir fırsat olmuş. Aslında geç kalınmış bir proje. İnşallah bundan sonrası için Çankırı’nın gelişmesine ivme kazandıracaktır. Şehir de çok güzel, çok beğendim, tuz mağarasını da çok beğendim. Hititlerden bu yana bir mağaranın turizme açılmasını destekliyorum. Tuz mağarasının ambiyansı çok güzel, verilen bilgiler oldukça faydalı, hem sağlık hem kültür turizmi açısından oldukça verimli buldum” şeklinde konuştu. Ziyaretçilerden Ahmet Mahmut Şen de, “Bu bir gezinti treniydi. Ankara’dan Çankırı’ya 90 yıl sonra aynı tren ile yolculuk yaparak Çankırı’yı keşfetmek güzeldi. Çankırı’nın güzelliklerini tüm Türkiye’ye tanıtmamız gerekiyor. Öncelikle en yakınımızdaki başkent Ankara’ya tanıtmamız lazım. Ben bu kadar büyük ve devasa bir tuz mağarası olduğunu tahmin etmiyordum. Devasa kamyonların buradan geçebileceğini gördüm. Hititler döneminden itibaren kullanılan bir tuz mağarası olduğundan bahsettiler. Şu anda yerin 150 metre altındayız. Dünyanın en büyük tuz mağarasının içerisinde bulunuyoruz. Heyecanlanmamak elde değil gerçekten” şeklinde konuştu.