EKONOMİ - 15 Ekim 2024 Salı 14:29

Eğitim ve sanayi güçlerini birleştirdi

A
A
A
Eğitim ve sanayi güçlerini birleştirdi

DOSABSİAD ve Beykoz Üniversitesi sanayi-akademi iş birliği için yeni adım atarak ’İş Birliği İyi Niyet Protokolü’ imzaladı. DOSABSİAD’a özel sertifika programı müjdesini veren Prof. Dr. Küntay, “DOSABSİAD üyelerinin faydalanabileceği 10 haftalık ücretsiz sertifika programını başlatıyoruz” dedi.


Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) ile İstanbul Beykoz Üniversitesi arasında ’İş Birliği İyi Niyet Protokolü’ imzalandı. Sanayi ve akademiyi bir araya getirerek eğitim ve istihdam alanında önemli fırsatlar sunmayı hedefleyen protokol, DOSABSİAD üyesi sanayi kuruluşlarıyla üniversite öğrencileri arasındaki etkileşimi artırarak, nitelikli iş gücü yetiştirilmesine katkı sağlayacak projeleri içeriyor. DOSAB Bölge Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda gerçekleşen protokol imza törenine, DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Güzeldağ, Beykoz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burak Küntay, Genel Sekreter Yardımcısı Göktuğ Özmen, Yaşam Boyu Öğrenme Merkezi ve Kurumsal İşbirlikleri Koordinatörü İsmail Şakcı da katılım gösterdi.


"Yeni bir yolculuğa çıkıyoruz"


Sanayi ve eğitim kurumları arasında sinerji oluşturmanın önemini vurgulayan Çevikel, “DOSABSİAD olarak, üyelerimiz ve gençlerimizin yeteneklerini en iyi şekilde geliştirmek her zaman önceliğimiz oldu. Beykoz Üniversitesi ile yaptığımız bu iş birliği, sanayimizin nitelikli iş gücüne ulaşmasını sağlayacak önemli bir adım. Üniversitenin yenilikçi ve uygulamaya dayalı eğitim anlayışı, iş dünyamızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde donanımlı bireyler yetiştirilmesine katkı sağlayacak. Bu sayede hem öğrenciler hem de sanayi kuruluşları kazanacak” ifadelerini kullandı.


Çevikel, protokol kapsamında staj imkanlarının artırılacağını ve sanayi ile akademi arasındaki etkileşimin güçlendirileceğini belirterek, “Üniversite ve sanayi arasında kurduğumuz bu köprü, sadece bugünün değil, geleceğin iş gücünü yetiştirmek için önemli bir fırsat sunuyor. Nitelikli iş gücü, sürdürülebilir kalkınmanın anahtarıdır ve bu iş birliği, sanayimizin rekabet gücünü artıracak projelerle desteklenecek” dedi.


"Bilgi dört duvarla sınırlı değildir"


Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nin üretim ve istihdam gücü ile Beykoz Üniversitesi’nin uygulamalı akademik birikimini bir araya getirecek protokolün sanayi ve akademi arasındaki ilişkileri daha da güçlendireceğine inandığını belirten Beykoz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burak Küntay, “Bu iş birliği, üniversitelerin sanayiyle daha yakın ilişkiler kurması gerektiğine dair inancımızın bir yansımasıdır. Çünkü bilgi dört duvarla sınırlı değildir; bilginin gerçek dünyadaki uygulama alanları vardır. Sanayinin ihtiyaçlarına cevap verebilecek donanımlı bireyler yetiştirmek bizim sorumluluğumuzdur” dedi.


Küntay, protokol kapsamında başlatılacak 10 haftalık ücretsiz sertifika programının da önemli bir adım olduğunu belirtti. Bu programda bizzat ders vereceğini ve farklı disiplinlerden konuların ele alınacağını ifade ederek, “Ocak ayında başlayacak 10 haftalık bir sertifika programı düzenleyeceğiz. Program tamamen ücretsiz olacak ve ben de ders vereceğim. Bu programda, öğrencilerimize bilim felsefesinden tarihe uzanan geniş bir perspektif sunacağız. Bursa’nın çağrısına her zaman olumlu yanıt verdik; bu iş birliği çerçevesinde de Bursa için her türlü katkıyı sunmaya hazırız. Online Master programlarımız var, bilhassa Bursa basını başta olmak üzere onlara yönelik DOSABSİAD ile organize edeceğimiz programı başlatmak istiyoruz. İş yönetimi girişimcilik konularında eğitimler de vermek istiyoruz. Ayrıca bu önemli işbirliğine verdiği destekten dolayı DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel’e teşekkür ederiz” dedi.



Eğitim ve sanayi güçlerini birleştirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya "Edebiyat ve Modernleşme" SUBÜ’de konuşuldu "Edebiyat ve Modernleşme" konulu söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 82’inci konuşmacısı olan Prof. Dr. Yılmaz Daşcıoğlu, "Toplumla kaynaşmamış bir edebiyatın çok yapay, çok sentetik olacağını öngörebiliriz" dedi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 82’inci konuşmacısı, Edebiyat ve Modernleşme konulu söyleşiyle Akademisyen Prof. Dr. Yılmaz Daşcıoğlu oldu. Moderatörlüğünü Sakarya Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SAKUM) Müdürü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Alper Cantimer’in üstlendiği söyleşide; modernleşme ve Batılılaşma kavramları etrafında Türk edebiyatında modernleşme ve değişim konuşuldu. "Batı dışı toplumlardan biri olarak bizim toplumumuz da buna maruz kalıyor Modernleşme kavramının eski bir kavram olmadığını belirten Şair-Akademisyen Prof. Dr. Yılmaz Daşcıoğlu, "Modernleşme yeni bir kavram olmasına rağmen tarihini çok net bir biçimde vurgulayan, demokrasiyi, teknolojiyi içinden çıkarttığını söyleyen ve eski dünya düzeninin bütünüyle yenilendiği varsayılan bir düzen kuruyor. Aslında Batı dışı toplumlardan biri olarak bizim toplumumuz da buna maruz kalıyor. Bunun sonrasında ise günümüze doğru geldiğimizde edebiyatçılarımızın önemli bir kanaat önderi olarak toplumun içine çıktığını, muhtemeldir ki toplumla beraber aynı sancıları yaşadıklarını ifade edebiliriz" dedi. “Toplumla kaynaşmamış bir edebiyatın çok yapay, çok sentetik olacağını öngörebiliriz” Türk edebi hayatının son iki asrının Batı’ya karşı ne yapabiliriz sorusuna cevap aramakla geçtiğini vurgulayan Daşçıoğlu "İki nokta önümüze çıkıyor. İlki geleneksel edebiyatla bir ilişki kuracak mıyız? ‘Geçmiş kötüdür. Şimdi ondan iyidir. Gelecek şimdiden iyidir.’ anlayışı 19. Yüzyıl modernleşmesinin temel mantıklarından birisi. Bunun doğal bir sonucu olarak, geçmişin kötü olması, değersiz olması gibi bir durum ortaya çıktı. Bu görüşlerin antitezi diyeceğimiz bir zıt ise geçmişi abartılı bir şekilde yüceltti. Böylece iki aşırı uç arasında gelenek ile moderni nasıl kaynaştıracağımız sorusu bir temel sorun olarak bugünde gündemimizi meşgul ediyor. Edebiyatçılar bunun çarelerini aramışlar. Modern edebiyatın artık bugünün, bugünün bireyinin ve toplumunun edebiyatı olduğunu söyleyebiliriz. Edebiyat zaten toplumun anası gibidir ve onu yansıtır. Biraz değiştirerek, mecazlaştırarak veya dönüştürerek yansıtır. Zaten toplumla kaynaşmamış bir edebiyatın çok yapay, çok sentetik olacağını öngörebiliriz” diye konuştu.
Manisa Alaşehir MHP’de yeni başkan Atılgan oldu Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Alaşehir İlçe Başkanlığı görevine Tahsin Atılgan atandı. Manisa’nın Alaşehir ilçesinde görevinden affını isteyen MHP İlçe Başkanı Alperen Altıoğlu’nun yerine MHP Genel Merkezi tarafından Tahsin Atılgan atandı. MHP İlçe Lokali’nde yapılan görev değişimine; MHP MYK Üyesi Ali Uçak, MHP Manisa İl Başkanı Cüneyt Tosuner ve partililer katıldı. Yeni başkan Atılgan, Türk bayrağına sarılı Kur’an-ı Kerim’i öperek görevi Altıoğlu’ndan devraldı. MHP’de görev yapmanın kendisi için büyük bir onur olduğunu dile getiren eski başkan Atılgan, makam ve mevkilerin gelip geçici olduğunu, geçmişte olduğu gibi gelecekte de teşkilatın emrinde olmaya devam edeceğini söyledi. Yeni başkan Tahsin Atılgan ise bıkmadan yorulmadan çalışmaya devam edeceklerini ifade ederek, "Bilge liderimiz Devlet Bahçeli’nin de söylediği gibi önce devletim ve milletim, sonra partim ve ben diyen bir zihniyetin neferleriyiz. Biz hepimiz Türkiye’yiz biz hepimiz, Türk milletiyiz. Dökülen şehit kanlarının ve dalgalanan Türk Bayrağı’nın güvencesiyiz. Bu günden itibaren bu giydiğimiz, ateşten gömleğin verdiği sorumluluğun farkındayız. Yönetim kurulu arkadaşlarımızla birlikte yorulmadan, bıkmadan birlikte çalışmaktan onur duyacağız. iç kimsenin şüphesi olmasın, biz bu şanlı bayrağı inşallah layık olduğu göndere çekeceğiz" diye konuştu. MHP’de görev almanın büyük bir gurur ve onur olduğunu belirten MHP MYK üyesi Ali Uçak, "Bu bir bayrak yarışı. Geçmiş dönemde parti ayrımı yapmaksızın 25 meclis üyesinin oy birliği ile belediye başkanı oldum. Biz o görevi namusumuz olarak bildik. Milliyetçi Hareket Partisi’nde bize ne görevi verilirse verilsin bizim için onundur. Bu gün genel başkanımız, ’Genel merkezimizde çaycılık yapacaksın’ dese şerefle onurla o görevi yapar namusum gibi de sahip çıkarım. Çok kutsal bir davada görev yapıyoruz. Ne mutlu ki bize önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben diyen bir genel başkanımızın izindeyiz. Alperen başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimiz, partililerimiz, seçim sürecinde bizlere verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ederiz. Ben hırslı bir insanım. Seçim sürecinde bir işin çok çabuk ve en iyi bir şekilde yapılmasını isteyen bir kişiliğim var. Ben işimde de evimde aileme karşı da öyleyimdir. Farkına varmadan üzdüğüm kırdığım varsa bana haklarını helal etsinler. Benim hakkım varsa da sizlere sonuna kadar helal olsun ama şunu iyi biliniz ki o gün için kırdığım üzdüğüm varsa biliniz ki şahsım için değil, partimiz içindir. Şimdi belediyeyi kaybettik. Bir çok kardeşimiz, arkadaşımız işsiz kaldı. Hangimiz üzülmüyor, hepimiz üzülüyoruz. Benim mücadelem partimizi bir adım daha öne geçirmektir. Ben bayrak değişiminde Alper başkanımıza ve yönetimine teşekkür, Tahsin başkanımız ve ekibine başarılar diliyorum" dedi.