GÜNDEM - 03 Temmuz 2024 Çarşamba 10:14

(ÖZEL) Yargıtay’dan internet bağımlısı eşlere kötü haber

A
A
A
(ÖZEL) Yargıtay’dan internet bağımlısı eşlere kötü haber

Yargıtay, internet bağımlısı eşleri ilgilendiren emsal bir karara imza attı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, ’internet bağımlısı eşin evine, eşine ve çocuğuna yeterli ilgiyi göstermemesi boşanma sebebidir’ dedi.


İçtihat Bülteni Uygulaması’ndan edinilen bilgiye göre, Gebze’de karşılıklı açılan boşanma davasında, eşlerden birinin internet bağımlısı olması nedeniyle eşine, evine ve çocuğuna yeterli ilgiyi göstermemesini Gebze Aile Mahkemesi, kusurlu davranış olarak değerlendirdi. Taraf vekillerinin istinaf başvurularını, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ni ayrı ayrı esastan reddine karar verdi. Taraf vekilleri bu kez temyiz başvurusunda bulundu ve dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne gönderildi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen onama ilâmında, "Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir" diyerek kusur incelemesi yönünden her iki eşin temyiz itirazlarını reddetti. Böylelikle, internet bağımlısı eşin; evine, eşine ve çocuğuna yeterli ilgiyi göstermemesi boşanma sebebi olduğu Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından da kabul edilmiş oldu.


Sosyal medya uygulamalarının kapatılması veya sınırlandırılması gerektiğini savunan Ekrem Öztürk, "Evde bulunduğumuz zaman sosyal medyada biraz vakit geçiriyoruz. Eşim de benimle birlikte sosyal medyada zaman geçiriyor. Gençler ve ebeveynler ağırlıklı olarak TikTok’ta vakit geçiriyor. Çocuklar, ebeveynlerinin sosyal medyada çok vakit harcadığını görünce onlar da alışıyor. Sosyal medya uygulamaları kapatılmalı veya sınırlandırılması gerekiyor" dedi.


Telefonla oynamanın boşanma sebebi olmaması gerektiğini söyleyen Gülben Öztürk, "Sosyal medya kısıtlanmalı veya kapatılmalı. Sosyal medya kapatıldıktan sonra eğer kişi eşiyle vakit geçirmiyorsa o zaman boşanma sebebi olabilir. Telefonla oynamak boşanma sebebi olmamalı" diye konuştu.


Telefon bağımlılığının aileyi çok fazla etkilediğini söyleyen Melis Uzun, "Biz de telefonda vakit geçiriyoruz ama kararlı kullanıyoruz. Çünkü bakmamız gereken 2 çocuğumuz var. Hem onlarla ilgilenip hem telefonda vakit geçirebiliyoruz" şeklinde konuştu.


Turan Uzun ise "Telefon bağımlılığı çok artış gösterdi. Teknoloji bağımlılığı insanları obeziteye kadar sürüklüyor. İnsanlar eskiden dışarı çıkıp, sağlıklı yaşardı. Şimdi evde oturup telefonda vakit geçirmeye başladığı için sağlık sorunları artmaya başladı. Ben de sosyal medya bağımlısı olmaya başladım" dedi.


Sosyal medyaya karşı olduğunu söyleyen Kamil Küçük, "4 tane çocuğum var. Onlara kötü örnek olmamak için telefonda çok fazla vakit geçirmiyorum. Şimdiki çocuklar elektronik eşyalara çok değer veriyorlar. Keşke mümkün olsa da engellesek. Eşlerin boşanması biraz abartı olmuş. Telefonda oynadığı için boşanmak bence pek uygun değil. Bence sosyal medya kısıtlanmalı. Ben kendi adıma karşıyım" şeklinde konuştu.



(ÖZEL) Yargıtay’dan internet bağımlısı eşlere kötü haber

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun merkezli dolandırıcılık operasyonunda 5 tutuklama Samsun merkezli İstanbul’da düzenlenen dolandırıcılık şebekesine yönelik eş zamanlı operasyonda gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 8 kişiden 5’i çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, 1 kişi savcıya ifade verdikten sonra, 2 kişi de mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Edinilen bilgiye göre, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince Samsun ve İstanbul’da Salı sabahı 05.30 sıralarında eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyon kapsamında, internet siteleri üzerinden bungalov ev, prefabrik ev, konteyner ve motosiklet satma vaadiyle farklı tarihlerde ve farklı illerde 22 şahsı toplam 1 milyon 870 bin 159 TL dolandıran ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve sahte isim ve hesap kullanarak nitelikli dolandırıcılık" suçlarını işledikleri tespit edilen A.K. (28), M.K. (24), H.G. (29), U.İ. (22), A.A. (21), H.B. (23) ve U.T.Y. (22) Samsun’da, M.Ç. (31), Y.E. (25) ve F.Ö. ise İstanbul’da gözaltına alındı. Şahısların ikametlerinde ve üst aramalarında 1 adet ruhsatsız tabanca, 2 adet kurusıkı tabanca, 2 adet ruhsatsız tüfek, 41 adet fişek, 78 adet kurusıkı fişek, 32 adet kartuş ve çok sayıda dijital materyal ele geçirildi. Polisteki sorguları tamamlanan A.A. ve H.G. sağlık sorunlarından dolayı serbest bırakılırken, A.K., M.K., U.İ., H.B., U.T.Y., M.Ç., Y.E.ve F.Ö. ise bugün Samsun Adliyesine sevk edildi. H.B. savcıya ifade verdikten sonra serbest bırakıldı. Nöbetçi mahkemece sevk edilen A.K., U.İ., U.T.Y., M.K. ve M.Ç. tutuklanırken, Y.E. ve F.Ö. ise mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Bilecik Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: "Gıda milliyetçiliği diye bir kavram ortaya çıktı" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ülkelerin artık kendi pozisyonlarını gıdalarını güvence altına almak için bir strateji üzerinden yürütmeye başladıklarını belirterek, "Belki duydunuz, gıda milliyetçiliği diye bir kavram ortaya çıktı. Önce kendisini düşünen, ihtiyaçlarının tamamını bir şekilde garanti altına alacak politikalarla devam ediyor. Bu sadece gıda tarafında bu şekilde ama bununla da yetinilmiyor" dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, birtakım ziyaret ve açılış için geldiği Bilecik’te İl Genel Meclis Salonu’nda tarım sektöründe faaliyet gösteren işletmeler ve yatırımcılar ile buluştu. Bakan Yumaklı yaptığı açıklamada, "Bizler Türkiye’nin dört bir tarafında en geniş teşkilata sahip bakanlıklardan bir tanesiyiz. Bizler gittiğimiz illerde, Türkiye’nin üretiminin ve üreticinin yüzyılı olma vizyonunu ortaya koyduğumuz bir dönemde bunları birlikte gerçekleştirdiğimiz sektör paydaşlarımızla mutlaka bir araya geliyoruz. Dünyaya hükmeden bir imparatorluğun filizlendiği Bilecik’ten tekrar saha programlarımıza başlamış olduk. Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz büyük, çünkü biz iddiası olan bir ülkeyiz. Üretim ve üreticinin yüzyılı olması vizyonuyla çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye’nin ikinci yüzyılına dair ortaya koyduğu vizyona biz de Tarım ve Orman Bakanlığı olarak kendi sorumluluklarımız ve görev alanlarımız itibariyle katkıda bulunmak durumundayız. Ülkenin dört bir tarafını il il, ilçe ilçe geziyoruz. Üreticilerimizle bir araya geliyoruz. Kimi zaman bir salonda oluyor kimi zaman herhangi bir sivil toplum kuruluşu bize burada yapalım dediği bir alanda oluyor mutlaka bir araya geliyoruz. Bizler çok geniş bir teşkilatın mensupları olarak sahadan aldığımız bütün bilgileri değerlendirme kabiliyetine sahibiz " dedi. "Gıda milliyetçiliği diye bir kavram ortaya çıktı" Bakan Yumaklı açıklamasının devamında, "Bakanlığımızın çok önem ve altını çizdiği bir husus var. O da gıda arz güvenliğidir. Ülkeler artık kendi pozisyonlarını gıdalarını güvence altına almak üzerine kurup bir strateji üzerinden yürütmeye başladılar. Belki duydunuz, gıda milliyetçiliği diye bir kavram ortaya çıktı. Önce kendisini düşünen, ihtiyaçlarının tamamını bir şekilde garanti altına alacak politikalarla devam ediyor. Bu sadece gıda tarafında bu şekilde ama bununla da yetinilmiyor. Çünkü tarımsal üretim aynı zamanda sanayinin de ham maddesini veren istihdama katkıda bulunan çok geniş bir alan. Neden ülkeler bu derece katı bir şekilde gıda arz güvenliklerine temin etmeye teşkil etmeye çalışıyorlar? Çünkü iklim değişikliği denen kavram başta olmak üzere; göçler, konjonktürel değişiklikler, ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar bu dönemde artık bizim hayatımızın tam da göbeğine giren değişiklikler oldu" dedi. "Son 22 yılda Bilecik’te de tarım ve orman alanında çok ciddi bir altyapı oluşturulmuş durumda" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Bilecik’te bugün bir ayda yağacak yağmurun birkaç saatte yağması ile çok yoğun taşkınlar tarım alanları gördüğü zararlarla uğraştığını, ülkenin başka bir tarafında orman yangınları başta olmak üzere çok farklı konularla yüz yüze kaldığını söyledi. Yumaklı, "Biz yaptığımız her işte yeni normalde dediğimiz bizi etkileyecek hususlara bundan sonra gözetmek durumundayız. Çünkü başta tarım sektörü olmak üzere sektörler bundan çok hızlı ve çabuk etkilenir durumdalar. Biz de burada illerin tek tek özelliklerine göre onların altyapılarını güçlendirmek üzere yatırımlarımızı bunlara göre planlıyoruz. Son 22 yılda Bilecik’te de tarım ve orman alanında çok ciddi bir altyapı oluşturulmuş durumda. Yeterli mi? Hiçbir şey yeterli olmaz. Çünkü sürekli gelişen, değişen, büyüyen bir ülkeyiz. İhtiyaçlarımız farklılaşıyor, ulaşmak istediğimiz hedefler farklılaşıyor. Bugünün fiyatlarıyla 10.2 Milyar TL Bilecik’teki tarım orman altyapısı için yapılan yatırımın bedelidir. Su alanında 6.6 milyar TL bunun su alanıyla alakalı sulama tesisleri var 80’in üzerindedir. Kırsal kalkınma yatırımları var. Özellikle yüzde 57’si orman olan bu şehrin ormanla ilgili altyapısı ve bundan elde edeceği kazançlar var. 4 tarımsal ovası var. Tüm bunları yaparken yine en başta söylediklerime referans vereceğim, gıda arz güvenliğimizi teminat altına almak bizim temel hedefimiz" ifadelerine yer verdi. "Sektör paydaşları ile omuz omuza yapmadığınız hiçbir şey başarılı olma şansı yok" Bakan Yumaklı açıklamasının devamında, "2023 yılında tarım kanununda yapmış olduğumuz değişikliklerle hatta devrim niteliğinde bu hususları ortaya koyduk. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kaydolunamamasından tutun da sözleşmeli üretimin problemlerinin çözülerek bunun daha aktif hale getirilmesi üretim planlaması hususları artık bundan sonra bizim en çok konuşacağımız hususlar. Dünyada tarımsal üretim açısından büyükler olarak kabul edilen üretim hacimleri itibariyle büyük ülkelerin gündemi diye baktığımızda bizim gündemimizden hiçbir farkı yok. Dolayısıyla onlar da sürdürülebilir bir üretim istiyorlar. Onlar da sularını yönetmek istiyorlar, topraklarını korumak istiyorlar. Onlar da her halükarda tarımsal sanayiyi geliştirmek istiyorlar. Bizlerle onların gündemleri arasında bir fark yok. Bizleri ayıracak tek husus 2023’ten bu yana gelen ve artık bizim gündemimizde üst sıralarda olan hususları ne kadar yapıp ne kadar yapamayacağımızla alakalı. Bakanlık olarak, siz çok iyi kanunlar, yönetmelikler çıkartabilirsiniz. Ama bu tek başına hiçbir zaman yetmez. Sektör paydaşları ile omuz omuza yapmadığınız hiçbir şey başarılı olma şansı yok. Ben buna her zaman için inanan birisiyim. Dolayısıyla bu zamana kadar yapmış olduğumuz ve bundan sonra da yapacağımız bütün değişikliklerin yeniliklerin mutlaka ve mutlaka sektör paydaşlarıyla birlikte olmasına özen gösteriyoruz" dedi. "Hayvan hastalıkları ile mücadele konusu ıslah konusu ve diğer konular bunun en önemli maddeleridir" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, geçtiğimiz hafta Türkiye’deki 9 ürün konseyi ile Mersin’de bir toplantı yaptıklarını anlatarak, "Bunların arasında hububat, çay, fındık vardı. Aklınıza gelebilecek Türkiye için önemli olan ürünlerin konseyleri buradaydı. En son 2001 yılında yapılmış olan tarım sayımıyla biz inşallah bunu programa aldık. 2026 yılı içerisinde tamamlayacağız. Yine hayvancılık yol haritası açıkladık. Özellikle bu da ülkemizde tartışma konusudur. Ama bütün onlara kulağınızı tıkayarak sektördeki bütün arkadaşlarımızla birlikte bundan sonra Türkiye’de kendimiz üretimimizi nasıl daha sürdürülebilir nasıl daha verimli nasıl daha kaliteli kayıtlı bir şekilde ve tekraren sektöre yatırım yapılır şekilde olabilecek bunların üzerinde çalışıyoruz. Bundan sonraki 5 yılda uygulayacağımız hayvancılık yol haritamızı da açıklamış olduk. Çok kritik iki konuyu söyleyeyim. Hayvan hastalıkları ile mücadele konusu ıslah konusu ve diğer konular bunun en önemli maddeleridir. Kadınların ve gençlerin daha pozitif ayrımcılığı olacak bir destekleme modelini de şu ana kadar mevcut modelin dışına çıkarmış olduk. Yani bunları ayrıştırdık. Artık eskisi gibi sizin bakanlık olarak vermiş olduğunuz destekler çok fazla biz bazen bunları yönetmek de zorluk çekiyoruz. Anlamakta zorluk çekiyoruz diye üreticilerimizin bizzat kendilerinden gelen hususu biz bundan sonra üretim planlamasına yönlendirecek şekilde söylediğim ana unsurları içerisine barındıracak şekilde İnşallah uygulamış olacağız. Bunları uygularken bu üretimin içerisinde yer alacak olan gençlerin ve kadınların bunlardan fazla faydalanacağına söylemek istiyorum. Bilecik gibi büyük metropollere son derece yakın bir şehrin de bu anlamda ciddi bir avantajı olduğunu buradan söylemek istiyorum" ifadelerine yer verdi. "Gıda güvenilirliği konuda da farklı uygulamalar geliştirdik" Bakan Yumaklı son olarak, "IPARD programları vardı. Bunu 81 ile yaygınlaştırdık. Eminim Bilecik’te burada yatırımlarla alakalı çok iyi projeler çıkaracak. Ama peşinen söyleyeyim burada projeler yarışacak. İllerin arasında projeler yarışacak. Sadece proje yapmış olmak için değil, biraz önce söylediğim ana unsurları içinde barındıran projelere biz öncelik vermiş olacağız. Biz genelde bazı şeylerde mesafeliyiz. Bunlardan bir tanesi de tarımsal sigortalar. Biraz bunu gereksiz gibi görüyoruz açıkçası. Önümüzdeki dönemde benim bütün ekip arkadaşlarımın sizlerle en çok konuşacağı konulardan bir tanesi de bu olacak. 1 aylık yağmurun birkaç saat içerisinde hatta belli bir yere yağması söz konusu. Bizlerin hiç tahmin etmediğimiz hasarları yaşaması ve neredeyse bir sene beklediğimiz ürünün o alın terimizin birkaç saat içerisinde yok olması söz konusu. Bunları engelleyecek tek şey tarımsal sigortalardır. Bu konuda da özellikle sizler ileri gelenlersiniz. Bulunduğunuz yerlerde mutlaka ama mutlaka diğer üreticilerimizi de bu konuda cesaretlendirmenizi özellikle istirham ediyorum. Bizim bakanlığımız birçok disiplinle çalışıyor. Gıda güvenilirliği konuda da farklı uygulamalar geliştirdik. Uygulamalarımızı da her geçen gün vatandaşımızın uygulaması için ya da beğenisi için sunuyoruz. Bunlardan bir tanesi de özellikle bizim denetimlerimizin yapıldığı işletmelerin karekod yöntemi ile sizlerin kullanmış olduğu mobil telefonlarınızdan anlaşılabilmesi yani herhangi bir gıda satan üreten bir yeri gittiğinizde oradaki karekodu okutarak siz bu işletmenin ne zaman denetlendiği ile alakalı bütün bilgileri orada görebileceksiniz. Burada biz hiçbir zorlama yapmıyoruz. Neden zorlama yapmıyoruz? Çünkü eğer kendisine güvenen işletmeler varsa bu karekodu kullanarak o tüketicilere kendilerini anlatmalarını istiyoruz" dedi.