Yerel Haberler
Bayburt
Kış ayları öncesinde saç dökülmesine dikkat 18 Kasım 2024 Pazartesi - 00:22:27 Soğuk kış aylarında takılan bere ve şapkalar ile saçlar daha fazla yıpranırken, uzmanlar saç dökülmelerine karşı saç kökünü havalandırmanın ve bakımın önemine dikkat çekiyor. Doğu Karadeniz’de gece ve sabah saatlerinde soğuk hava etkisini gösterirken uzmanlar az bir süre kalan kış ayları öncesinde saç bakımına dikkat çekti. Özellikle şapka ve bere gibi aksesuarlar soğuktan korumak için önem taşırken, kafada uzun süre bulundurulması durumunda saç köklerine ve saçlara zarar verebiliyor. Bu nedenlerle saç dökülmeleri kış aylarında ciddi oranlara ulaşırken, uzmanlar soğuk havalarda saç bakımının önemine dikkat çekiyor. “Mevsim geçişlerinde daha çok artıyor” Saçların kuruyup nemsiz kaldığını ifade eden uzmanlar şu bilgilere yer verdi: “Saç dökülmesi genetik olan, hormon bozukluğundan ve vitamin eksikliğinden olan bir şey. Tabi ki mevsim geçişlerinde bunlar daha çok artıyor. Bunun sebeplerin arasında; bere takılması, saçların kuruması, yıpranması ve insanların saçlarına bakım yaptırmaması yer alıyor. Normalde bir insanın saçı yüzde 50 dökülecekse, mevsim geçişlerinde bu oran yüzde 80’e ulaşabiliyor. Bu da özellikle saçların kuru ve nemsiz olmasından kaynaklanıyor. Saçın bir ‘ph’ oranı var. Bu saçın asitlik oranı. Burada ph cetveline göre rakamın 4,5 ila 5,5 arası olması lazım. Bu oran 7,5 ila 8,5 oranlarına çıktığında saçlar, yıpranmalara ve kopmalara maruz kalıyor. Bu oranın bu kadar yükselmemesi için saçlara keratin bakımı, keratin botoks bakımı, nem bakımı uygulanabilir ve bu sorunlar engellenebilir. Vatandaşlar, mevsim geçişlerinde bere kullandıkları için de saçlarının yıpranmasına ve kopmasına sebep olabiliyorlar. İnsanlarımız saç kestirmeyi, saçı yıkatmayı saç bakımı sanıyorlar. Aslında böyle bir şey yok. Gün içinde 3 öğün nasıl karnımız acıkıyorsa saçımızın da karnı acıkıyor. Bunun protein bakımı, nem bakımı, yıkaması gibi birçok kısmı var. Genellikle vatandaşlar evlerinde sülfatlı, silikonlu, parabenli şampuanlar kullandıkları için bu konuda sorun yaşayabiliyorlar. Genellikle her şampuanın içinde sülfat ve paraben var. Bu da saçın kurumasına sebep oluyor. Vatandaşlarımız sülfatsız ve parabensiz şampuanlar kullandıklarında saçlarının daha az kurumasını sağlarlar dökülmesini azaltabilirler.”
Kazı çalışmasında çıkan göktaşı olabileceği düşünülen kalp şeklindeki taş merak uyandırdı
07 Ocak 2024 Pazar - 09:13 Kazı çalışmasında çıkan göktaşı olabileceği düşünülen kalp şeklindeki taş merak uyandırdı Bayburt’ta su kanalı çalışması sırasında ortaya çıkan ve göktaşı olabileceği düşünülen kalp şeklindeki taş merak uyandırdı. Bayburt merkez’de yaşayan Mustafa Yazıcıoğlu, kendi arazisinde su arama çalışmaları sırasında kepçeyle kazı yaptığı esnada, toprağın içinden ağır ve renkli bir taş benzeri cisim fark etti. Taşı temizlediğinde, insana kalbine benzeyen ilginç bir taş olduğunu ve yapısıyla bozulmamış bir göktaşı olabileceğini düşündü. Yazıcıoğlu, “Şantiyemizde su kanalı çalışmaları yaparken, kepçe kullanırken enteresan bir taş fark ettik. Bu taşın tam bir kalbe benzeyen bir şekli vardı ve bizi oldukça meraklandırdı. Doğal mı yoksa yapay mı olduğunu anlamak için inceleme fırsatı bulduk ve uzmanlardan görüş aldık. Mıknatıs testi sonucunda, taşın damar kısımlarında mıknatısın tuttuğunu gözlemledik. Uzmanlar, taşın dökülmüş sıcak demire benzer insan kalbiyle aynı olduğunu belirttiler.” dedi. Yazıcıoğlu, uzmanların taşın detaylı incelemesi gerektiğini, kesilmemesi gerektiğini belirterek özel görüntülenme yöntemleriyle uluslararası destekle yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr Nafiz Maden’in konuyla ilgili açıklamalarına başvurduk. Maden, yaptığı açıklamada taşın yapısının kıymetli olabileceğini ve kesilmemesi gerektiğini belirterek, ileri tetkik ve inceleme için özel görüntüleme yöntemlerinin yapılması gerekliliğini önemle vurguladı. Ayrıca, Maden, taşın göktaşı yada fosil olma ihtimaline işaret ederek, bölgenin madenler açısından geçmişe yönelik önemli bir keşif olabileceğini ifade etti.” diye konuştu. Yazıcıoğlu ve uzmanlar, taşın incelenmesi için devletten ve ilgili uzmanlardan destek beklediklerini belirtirken, taşın formunun korunması ve içeriğinin ortaya çıkarılması sürecinin hassasiyet gerektirdiğini kaydettiler.
Tekerlekli sandalyeyle okula giden arkadaşlarının en büyük destekçileri oldular
05 Ocak 2024 Cuma - 09:15 Tekerlekli sandalyeyle okula giden arkadaşlarının en büyük destekçileri oldular Doğuştan bedensel engeli bulunan Şehit Üsteğmen Cem Nuri Başgül İlkokulu öğrencisi 10 yaşındaki Efe Ziypak, fiziksel engeli nedeniyle okula her gün tekerlekli sandalyeyle gidip geliyor. Ziypak’ı okula götüren sınıf arkadaşları Tunahan Ensar Karatosun, Yusuf Emir Kacır ve Yiğit Akif Uzuner kurdukları dostluk sayesinde engelleri ortadan kaldırarak Efe’yi bir an olsun yalnız bırakmıyorlar. Hem sıkı dost, hem de kapı komşusu olan 3 arkadaş Efe’nin hem umudu, hem de en büyük destekçisi oldular. İlkokul 1’inci sınıftayken oğlunu okula getirip götüren aileden görevi bu sefer 3 arkadaş devralarak, 2 yıldır Efe’yi her gün okula getirip götürmenin mutluluğunu yaşıyorlar. Sabah derse, öğlen yemeğe, çıkışta da arkadaşlarını güle oynaya eve götüren 3 arkadaş kurdukları iletişimle çevresindekilere örnek oluyorlar. Okul yönetiminin, öğretmenlerin takdirini toplayan kendileri küçük yürekleri büyük çocuklar, boş vakitlerinde de hep birlikte zaman geçirerek Efe’nin yanından bir an olsun ayrılmıyorlar. "Efe ile birlikte güzel vakit geçiriyoruz, çok mutluyuz, arkadaşımızı çok seviyoruz" Arkadaşlarını çok sevdiğini söyleyen Efe Ziypak, günlerinin çoğunun bu şekilde hep birlikte geçtiğini ifade ederek, "Arkadaşlarımı seviyorum, hepsini çok çok seviyorum. Çok iyiler, onlara teşekkür ederim" dedi. "Efe’yi severek getirip götürüyoruz, mutluyuz" diyerek konuşan arkadaşlar, "Her gün böyle Efe’yi okula getirip, eve götürüyoruz. Çok mutluyuz, severek getirip götürüyoruz, hiç yorulmuyoruz" ifadelerini kullandılar. Efe’yi evine kadar getiren çocuklar daha sonrasında annesine, babasına teslim ettikten sonra Efe’nin yanından ayrılarak kendi evlerine gitmek üzere yola koyuluyorlar. "Okulumuzda matematik, fen bilgisi, Türkçe gibi derslerin yanında ahlaki eğitime de çok önem veriyoruz" Okul müdürü Murat Aydın, okulda verilen teorik bilgilerin, eğitimin yanı sıra ahlak eğitimini de önemsediklerinin altını çizerek, öğretmenler olarak dayanışma ve birliktelik duygusunu çocuklara aşılama gayreti içerisinde olacaklarını bildirdi. Öğrencilerinin göstermiş olduğu davranıştan ötürü kendilerine ve ailelerine teşekkürlerini ileten Aydın, "Efe Ziypak özel bir öğrencimiz, birinci sınıftan itibaren 3 senedir okulumuzda eğitim görüyor. İlk yıl Efe, ailesiyle birlikte okula gelip gitmekteydi. İkinci ve üçüncü sınıfta tamamen gönüllük esasına dayanarak Tunahan Ensar Karatosun, Yusuf Emir Kacır ve Yiğit Akif Uzuner arkadaşlar Efe’yi götürüp getirmeye başladılar. Bu durumdan gerek Efe olsun, gerek diğer öğrencilerimiz olsun son derece memnunlar. Biz okulumuzda matematik, fen bilgisi, Türkçe gibi akademik eğitimlerin yanı sıra ahlaki eğitime de çok önem veriyoruz. Dayanışma ve birliktelik bu ahlaki eğitimin bir örneği olarak karşımıza çıkıyor. Elimizden geldiği kadar çocuklarımıza merhamet, yardımseverlik, dayanışma ve birliktelik duygularını aşılamaya çalışıyoruz. Vermiş olduğumuz eğitimlerin, emeklerin karşılığını bu şekilde görünce biz öğretmenler olarak çok mutlu oluyoruz" şeklinde konuştu.
Müftü Şahin gençlere ailenin önemini anlattı
04 Ocak 2024 Perşembe - 09:16 Müftü Şahin gençlere ailenin önemini anlattı İl Müftüsü Abdurrahman Şahin, üniversiteli gençlerle bir araya gelerek, ’Günümüzde Ailenin Önemi’ konulu konferansta konuştu. Kadın ve Aile Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Bilgi ve Değerler Öğrenci Topluluğunca düzenlenen konferansta Bayburt İl Müftüsü Abdurrahman Şahin ailenin önemini anlattı. Ailenin, tabii ve fıtri bir ihtiyaç olarak varlığında birçok faydalar barındıran önemli bir müessese olduğuna dikkat çeken Müftü Şahin, şunları kaydetti : “Dünyaya gelen her insanın ilk eğitimini aldığı, yetişmeye başladığı yer onun ailesidir. Aile, sorumluluk, erdem ve geleneklerin kazanılmasındaki rolü ve toplumsal huzurun; inanç, milli kimlik ve bilincin edinilmesindeki etkisi nedeniyle geleceğin teminatıdır. Bu sebeple ideal aile yapısı olmadan ideal bir toplumdan ve aydınlık bir gelecekten bahsetmek mümkün değildir. Güçlü toplum ancak güçlü aile bağları üzerine inşa edilir.” Günümüz dünyasında değerlerine bağlı milletlerin değerlerinden uzaklaştırılmaya çalışıldığını hatırlatan Müftü Şahin, “Aile değerlerini korumak, güçlendirilmek ve aileye yönelik tehlikeleri bertaraf etmek için Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ortaya koyduğu aile değerlerini örnek almamız gerekmektedir. Ancak bu şekilde daha iyi bir hayat için muhtaç olduğumuz temel değerler öncelikle ailede hayat bulacak, oradan da topluma huzur katacaktır" ifadelerini kullandı.