EĞİTİM - 07 Aralık 2023 Perşembe 16:49

"Yeşil Ölçüm"de BARÜ farkı

A
A
A
"Yeşil Ölçüm"de BARÜ farkı

Bartın Üniversitesi (BARÜ), 85 ülkeden 1.183 üniversiteyi sürdürülebilirlik açısından değerlendiren UI Green Metric (Yeşil Ölçüm) sıralamasında dünyanın en iyi yükseköğretim kurumları arasında yer aldı.


Sürdürülebilirlik ve çevre bilinci konusunda uluslararası bir platform olan UI Green Metric (Yeşil Ölçüm) Dünya Üniversiteler Sıralaması 2023 açıklandı. BARÜ, bu yıl, 85 farklı ülkeden toplam bin 183 üniversitenin değerlendirmeye alındığı listede 187’nci sırada yer almayı başardı. 2019 yılında dünya genelinde 780 üniversite arasında 348’inci sırada gösterilen BARÜ’de hayata geçirilen ve yeni fikirlerle zenginleşen sürdürülebilirlik çalışmalarıyla başarısını sürdürdü.


"BARÜ sürdürülebilir bir gelişim hedefliyor


Altyapı, enerji, iklim değişikliği, atık yönetimi, ulaşım ve eğitim alanları başta olmak üzere sürdürülebilirlik kapsamında önemli çalışmaların devam ettiği BARÜ, Türkiye’den sıralamaya giren 98 yükseköğretim kurumu arasından ise 13’üncü oldu. Dünyada ve Türkiye’de sıralanan yükseköğretim kurumları sayısındaki artışa rağmen en iyi üniversiteler arasında yer almayı başaran BARÜ’de, yapılan çalışmalarla ekolojik, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla önemli çalışmalar yapıldı.


Devam eden çevre dostu çalışmalar fark oluşturdu


Sürdürülebilir, doğayla uyumlu ve çevre dostu bir üniversite olma yolunda yürüttükleri çalışmaların devam edildiğini altını çizen BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, “Üniversitemizde sürdürülebilirlik yolunda önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. ‘Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ ile son beş yılda bin 209 ağaç kesilmekten kurtarılırken toplamda 134 ton 480 kilogram atık geri dönüşüme gönderildi. Yağmur sularını hasat ederek oluşturduğumuz doğal gölet ile birçok boyutta önemli kazanımlara sahip olan örnek bir projeyi hayata geçirdik. ‘Engelsiz Üniversite’ çalışmalarıyla yerleşkelerimizi her yaştaki engelli kullanıcılar için rahat ve yaşanabilir olmasına gayret gösterdik. Devam eden birçok projemizle dünyanın saygın, sürdürülebilir ve çevreci üniversiteleri arasında ilk sıralarda yer almak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.


“Türkiye’deki 11 yükseköğretim kurumundan biriyiz”


Rektör Uzun, BARÜ’nün “Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs Oluşturulması Alanında İş Birliği Protokolü” kapsamındaki 11 üniversiteden biri olduğunu da hatırlatarak “Üniversite kampüslerinde enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, sürdürülebilirlik ve doğayla uyumlu faaliyetleri içeren protokol kapsamındaki pilot üniversitelerden biri olarak geri kazanımı ve çevre bilincini kültür haline getirdik. Etkin ve verimli sonuçlara ulaşmayı amaçladığımız bu süreçte ülkemizin küresel iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli aktörlerinden biri olmasına katkı sunuyoruz. Bu düşüncelerle geleceğe nefes olacak uygulamaların hayata geçirilmesi konusundaki yakın ilgileri ve teşvikleri için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Mehmet Özhaseki ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Dr. Alparslan Bayraktar’a teşekkürlerimi sunuyorum. Daha yeşil ve temiz bir dünya bırakmak adına destekleri için YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar’a ve YÖK üyelerimize teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca daha iyiye ulaşma noktasındaki ilgileri ve yoğun gayretleri dolayısıyla BARÜ ailesinin tüm bileşenlerine de teşekkür ediyorum” diye konuştu.


UI GreenMetric Dünya Üniversite Sıralamaları


UI GreenMetric, Endonezya Üniversitesinin 2010’da başlattığı bir girişimdir. İklim değişikliği, enerji, su tasarrufu ve atık geri dönüşümü başta olmak üzere yeşil dönüşüm konularına odaklanarak sürdürülebilir bir çevreye vurgu yapılmaktadır. Her yıl dünya genelinde yüzlerce üniversiteden sayısal veri toplayarak, çevre dostu ve sürdürülebilir politika uygulamalarını değerlendirir ve tek bir puana dönüştürür. UI GreenMetric, sürdürülebilirlikle ilgili ekonomik ve sosyal sorunlara dikkat çekmeyi hedeflemektedir.



"Yeşil Ölçüm"de BARÜ farkı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.