KÜLTÜR SANAT - 24 Kasım 2023 Cuma 14:35

Üstün başarılı genç bilim adamı ödülü BARÜ’den Prof. Dr. Yılmaz’a

A
A
A
Üstün başarılı genç bilim adamı ödülü BARÜ’den Prof. Dr. Yılmaz’a

Bartın Üniversitesi (BARÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Yılmaz, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü almaya hak kazandı.


Cumhurbaşkanlığı himayelerinde yürütülen; TÜBA-GEBİP (Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı) ve TÜBA-TESEP (Bilimsel Telif Eser) Ödüllerini alacak isimler belli oldu. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenecek törenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sahiplerine tevdi edilecek ödüller kapsamında Bartın Üniversitesi (BARÜ) Fen Fakültesi Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ramazan Yılmaz, TÜBA-GEBİP ödülüne layık görüldü. Stanford Üniversitesinin her yıl gerçekleştirdiği “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde BARÜ’den yer alan 11 isimden de biri olan Yılmaz, “Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü”nü Sosyal Bilimler’de Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri alanında yaptığı çalışmalarla almaya hak kazandı.


Uzun ve emek dolu bir yolculuğun sonunda elde ettiği başarıdan dolayı duyduğu mutluluğu dile getiren Yılmaz “Türkiye Bilimler Akademisi tarafından ‘Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü’ne layık görülmemin heyecan ve gururunu yaşıyorum. Bu büyük başarıda yanımda olan başta eşim Doç. Dr. Fatma Gizem Karaoğlan Yılmaz, biricik kızım Defne, ailelerimiz, araştırma ekibim ve üzerimde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bartın Üniversitesindeki AR-GE atmosferi, benim gibi genç araştırmacıları destekleyerek bu ödülü kazanmamda katkı sağladı. Bu doğrultuda bizi her zaman cesaretlendiren ve bilimsel keşiflere teşvik eden liderliğiyle bu başarıda önemli bir rol oynayan Rektörümüz Prof. Dr. Sayın Orhan Uzun’a teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.


Yaptığı çalışmalarla geleceğe iz bırakma noktasında önemli gayret gösteren ve ödüle layık görülen Prof. Dr. Yılmaz’ı tebrik eden BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, “Bartın Üniversitesi olarak bilimsel çalışmalarımız, nitelikli yayın ve teknolojik etki değeri yüksek araştırmalarımızla ortaya koyduğumuz yenilikçi bilgiyi insanlığın hizmetine sunuyoruz. ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonuna inanarak çıktığımız bu yolculukta alanında önemli isimlerle geleceğimize değer katmaya devam ediyoruz. Kurumsal olarak ilerleyişimize katkı sunan bu vizyon aynı zamanda ulusal ve uluslararası alanda görünürlüğümüzü de artırıyor. İnanıyorum ki tüm bileşenlerimizle birlikte gelecekte çok daha büyük başarılara imza atacağız. Bu düşüncelerle elde ettiği başarıdan dolayı Prof. Dr. Ramazan Yılmaz’a ve daha iyiye ulaşma konusundaki gayretleri için Fen Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Bülent Karakaş’a teşekkür ediyorum. Yarınlarımıza değer katma yolculuğunda bizlere destek veren YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Erol Özvar’a, YÖK üyelerimize ve bilim insanlığını ile araştırıcılığı özendirmek hedefiyle öncü çalışmalar yapan TÜBA’nın değerli başkanı Prof. Dr. Sayın Muzzaffer Şeker hocamıza da teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.


TÜBA GEBİP Ödülleri


TÜBA-GEBİP Ödülleri; doğa, mühendislik, sağlık bilimleri ile sosyal bilimler alanlarında çalışan üstün başarılı genç bilim insanlarını, bilimsel çalışmalarını Türkiye’de sürdürmeleri, kendi çalışma gruplarını oluşturmaları, Türkiye kaynaklı uluslararası düzeyde nitelikli proje ve yayınlarını ödüllendirmek ve teşvik etmek amacıyla 2001’den bu yana veriliyor. TÜBA-GEBİP kapsamında ödül sahibi genç bilim insanlarına 3 yıl boyunca, her yıl 50 bin TL destek verilmektedir. Ayrıca, tez aşamasındaki doktora öğrencileri için yine her yıl 15 bin TL ek destek sağlanmaktadır. Ödüller, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenecek törenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sahiplerine veriliyor.



Üstün başarılı genç bilim adamı ödülü BARÜ’den Prof. Dr. Yılmaz’a

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.