EĞİTİM - 25 Kasım 2023 Cumartesi 14:11

Stratejik başarıları ve vizyon projeleri anlattı

A
A
A
Stratejik başarıları ve vizyon projeleri anlattı

Bartın Üniversitesinin (BARÜ) bölgesel kalkınma odaklı gelişim stratejisiyle elde ettiği başarılarla birlikte vizyon projeleri Zonguldak’tan gelen medya temsilcilerine anlatıldı.


Bartın Üniversitesi (BARÜ) Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Zonguldak’ta görev yapan medya temsilcileriyle bir araya geldi. Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti tarafından gerçekleştirilen ziyarette, Başkan Derya Akbıyık ve beraberindekiler ilk olarak rektörlük makamına geçti. Bölge basını olarak BARÜ’de bulunmaktan duydukları mutluluğu dile getiren Başkan Akbıyık, BARÜ’nün ulusal ve uluslararası alanda elde ettiği başarıları ilgiyle takip ettiklerini belirtti.


BARÜ’nün genç bir üniversite olarak elde ettiği başarılar konuşuldu


BARÜ’nün 2008 yılında kurulan genç bir üniversite olmasına rağmen önemli başarılar elde ettiğine değinen Akbıyık, “Genç bir üniversite olarak ülke genelinde ses getiren çalışmalar yapıyorsunuz. Bizler de bölge basını olarak bu başarıları yakından takip ediyor ve gurur duyuyoruz. Şehirle bütünleşik bir üniversite halinde hem Bartın’a hem de bölgemize değer katıyorsunuz” ifadelerini kullandı.


Rektör Uzun, üniversitenin gelişimini veriler üzerinden aktardı


Ziyaret, Rektörlük Senato Toplantı Salonunda Rektör Uzun’un 2017-2023 yılları arasında eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve toplumsal fayda noktasında yapılan çalışmaları aktardığı sunum ile devam etti. Rektör Uzun sunumunda, ‘Kaliteyi önceleyen Üniversite’ anlayışıyla sürdürülebilirlik ekseninde nitelikli eğitim, girişimcilik, proje tabanlı öğrenme modeli ile gerçekleştirilen uygulamalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu.


“Bilim temelli bir kalkınma anlayışına inanıyoruz”


Rektör Uzun, BARÜ’nün geride bırakılan yıllarda sürdürülebilir bir yükseliş kaydettiğinin altını çizerek “Ülkemizin öz potansiyelini kullanarak bilim ve teknoloji temelli bir kalkınma anlayışına katkı sunmak amacıyla var gücümüzle çalışıyoruz. Her geçen gün bilimsel kabiliyetimizi geliştiriyor, bu alandaki başarılarımızla ulusal ve uluslararası derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerinde üst sıralara tırmanmaya devam ediyoruz. Elde ettiğimiz başarılar bölgesel odaklı bir kalkınma stratejisiyle ülkemizin geleceğine katkı sunduğumuz bu yolculukta geleceğe dair umutlarımızı daha da artırmaktadır” dedi.


“Başarımızın en önemli etkeni yüksek motivasyonla çalışmaktır”


Ortaya konan performans ve buna bağlı sonuçların yüksek motivasyonla çalışmak olduğunu vurgulayan Rektör Uzun, “Üniversitemizin tüm bileşenleriyle gösterdiğimiz gayretler uluslararası sıralama kuruluşlarının göstergelerine de pozitif olarak yansıdı. Web of Science verilerine (SCI, SSCI, AHCI) göre 2017 yılında 92 uluslararası yayını bulunan Üniversitemiz, 2022’de 352 makale sayısına ulaşmayı başardı. Scopus verilerine göre 2017 yılında 127 yayınımız var iken 2022 yılında 468 yayına ulaştık. Dünyadaki yükseköğretim kurumlarını görünürlük, açıklık ve mükemmeliyet göstergeleri üzerinden değerlendiren Webometrics’de 2017’den itibaren 7 yılda 4 bin 590 üniversiteyi geride bıraktık. Dünyanın saygın sıralama kuruluşlarından Times Higher Education (THE) 2023 Impact Ranking (Etki Sıralaması) listesine ise bu yıl başarılı bir giriş yaparak ‘Bilinçli Üretim ve Tüketim’ alanında ilk 200’de, genel değerlendirmede ise 801+ bandında yer aldık. Ayrıca her geçen dönem hayata geçirdiğimiz yeni projelerimizle ülkemizin bilim temelli kalkınma hedeflerine katkılar sunduk” diye konuştu.


“BARÜ 15’inci yılında dünyanın en iyileri arasında yer aldı”


Rektör Uzun, Dünyanın en bilinen yükseköğretim derecelendirme kuruluşlarından biri olan Times Higher Education (THE) sıralamasındaki başarıya da değinerek elde edilen kazanımları ‘Üreten Üniversite’ misyonuyla geleceğe taşımak istediklerini kaydetti. Rektör Uzun, “Üniversitemiz, her yıl değerlendirilen üniversite sayısındaki artışa rağmen 1001-1200 bandında sıralamaya girerek büyük bir başarı gösterdi. Genel sıralamada Türkiye’de 12’nci olduk. ‘Araştırma Kalitesi’ kategorisinde dünyanın en iyi ilk 1000 üniversitesi arasında 563. sıraya yerleşen Üniversitemiz, ilk defa girdiği sıralamada benzeri görülmemiş bir performans gösterdi. ‘Araştırma Kalitesi’ kategorisinde ise Türkiye’de en iyi 2’nci yükseköğretim kurumuyuz” şeklinde konuştu.


“Türkiye Yüzyılında öğrencilerimiz önemli roller alacak”


BARÜ’de proje kültürünün tabana yayılması için gösterilen gayrete vurgu yapan Rektör Uzun, sunumuna TÜBİTAK 2209-A kapsamında 4 yılda üretilen 685 projeye atıf yaparak devam etti.


Rektör Uzun, Türkiye’nin en çok öğrenci projesi üreten yükseköğretim kurumlarından biri olduklarını hatırlatarak “Bilgi üretim sürecinde Türkiye’nin milli teknoloji hamlesine ve dönüşümüne liderlik edecek nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi önceliklerimiz arasında yer alıyor. Türkiye Yüzyılında gençlerimizin üstleneceği misyonun farkındayız ve onlara inanıyoruz. Bu doğrultuda yarınlara olan yolculuğumuzun en önemli bileşeni olan öğrencilerimizle gurur duyuyoruz. 4 yılda 685 proje üreten, 2023/1 döneminde Türkiye 3’üncüsü olmayı başaran ‘Bende Varım’ diyen öğrencilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.


“Bölgemizden başlayarak ülkemizin kalkınmasına değer katıyoruz”


BARÜ’nün bölgesinden başlayarak ülkemizin kalkınmasına katkı sunduğunun da altını çizen Rektör Uzun, “Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından ‘Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi’ kapsamında ‘Akıllı Lojistik ve Bütünleşik Bölge Uygulamaları’ alanında önemli projeleri hayata geçiriyoruz. Filyos Vadisi Projesi odağında bölgede gelişebilecek muhtemel sektörler üzerinde yetkin akademik kadromuzla oldukça verimli çalışmalar ortaya koymaya devam ediyoruz. Ülkemizin gelecek hedeflerine uygun olarak kalite ve uluslararasılaşmayı önemsiyor, ihtisaslaşma kapsamında bölgeyi önceleyen bir anlayışla tüm paydaşlarımızla birlikte gayret gösteriyoruz” dedi.


“Elde ettiğimiz başarılar tercih edilebilirliğimizi de artırıyor”


Rektör Uzun, sürdürülebilir gelişimin en önemli hedeflerinden biri olduğunu da belirterek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:


“Nitelikli çalışmalarla geleceğin güçlü nesillerini yetiştirmeyi gaye edindiğimiz Üniversitemizde, ‘kalite’ anlayışını tüm çalışmalarımızın merkezine alıyoruz. Sürdürülebilir kalkınma odağında hem ülkemizde hem de uluslararası alanda her geçen dönem daha görünür olmayı başarıyoruz. Farklı göstergeler üzerinden yapılan sıralamalarda sürdürülebilir bir yükseliş gösteren Üniversitemizde; önlisans, lisans ve lisansüstü kontenjanlarında yaklaşık yüzde 100’lük bir doluluk oranına ulaşılırken üniversite yerleştirme başarı puanları ve sıralamaları da her geçen yıl yükseliyor. Başarılar göstergelere, göstergeler tercih edilebilirliğe yansıyor. Bugün Üniversitemiz Türkiye’nin 81 ilinden olduğu gibi 67 farklı ülkeden de öğrencileri olan büyük bir aile oldu.”


Programda BARÜ’nün büyüme stratejisi kapsamında yaptığı çalışmalarla birlikte eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve sosyal sorumluluk alanlarındaki hedeflerine de değinildi.


Öğrencilere sunulan imkânlar yerinde görüldü


Program kapsamında Rektör Uzun ve medya temsilcileri Kutlubey Yerleşkesinde kısa bir tanıtım gezisi yaptı. Burada 100 bini aşan basılı kitap, 8 milyondan fazla elektronik yayın ile her ay binlerce kişinin çalışmaları için kullandığı bölgenin en büyük kütüphanesi görüldü. Yerleşkede, “Daha yeşil, çevreci ve sürdürülebilir bir kampüs hayatı” çalışmaları kapsamında yağmur suları biriktirilerek oluşturulan doğal gölet ile birlikte oluşturulan yaşam alanını yerinde gören medya temsilcileri, 17 farklı branşa ait uluslararası standartlardaki spor alanlarıyla ülkenin en büyük spor komplekslerinden biri olan BARÜ Spor Bilimleri Fakültesi ziyaretiyle birlikte programlarını tamamladı.



Stratejik başarıları ve vizyon projeleri anlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 2025 Merkezi Yönetim bütçe görüşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” Bayraktar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bayraktar, Türkiye’nin enerji talebi artan, büyüyen bir ülke olduğunu söyleyerek, “Son yirmi yılda hem doğal gazla hem elektrikle talep neredeyse üç katına çıktı. Yıllık yaklaşık yüzde dört buçuğun üzerinde bir elektrik talebi artışı var. Dolayısıyla bizim öncelikli görevimiz bu artan talebi karşılayabilmek. Arz güvenliği bizim birinci öncelikli noktamız. İkinci husus elbette ki dışa bağımlılığımız. Burada rakamları ifade etmeme müsaade edin daha detaylı olarak. Türkiye 2022 yılında doğal gaza yaklaşık 44.6 milyar dolar ödedi. Petrol ve petrol ürünlerine 2022 yılında 40.4 milyar dolar para ödedi. Toplamda 2022 yılında LPG, kömür ithalatımızda bu rakam 96.5 milyar dolar oldu. Dolayısıyla bütün stratejimizi aslında ta 2002 yılından beri Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığını düşürme üzerine kurgulamış durumdayız. Onun için Türkiye artan enerji talebini karşılarken aynı zamanda enerjide bu dışa bağımlılığını mutlaka bitirmesi gerekiyor. Politikalarımız bunun etrafında şekilleniyor. Elbette ki bir üçüncü zorluk hatta belki bütün bu ikisinin daha ilerisinde bir zorluk 2053 yılında üç net sıfır emisyon edip Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Meclisimizin 2021 yılında Türkiye’yi iklim anlaşmasına taraf yaparak ortaya koyduğum Türkiye’nin iklim değişikliğine mücadele hedefleri” ifadelerini kullandı. Yeniköy Kemerköy termik santrallerinin katkısına ilişkin soruya Bayraktar, “Bunlar 7.9 terawat saat elektrik üretiyor. Ürettiler. Yılda üretiyorlar. Toplam Türkiye’deki üretimin yüzde iki buçuğunu biz bu iki santralden karşılıyoruz. Akbelen ormanları kapsamında sorulan bir soruydu bu. Bu enerjiyi biz doğal gazdan üretsek, ithal kaynaktan üretsek yaklaşık 1.6 milyar metreküplük bir doğal gaz ithal etmemiz gerekiyor. Yerli kaynak yerine işte size bir cari açık kaynağı daha oluşmuş oluyor. Bunun yaklaşık bedeli yıllık 700 milyon dolar oluyor. Dolayısıyla bizim mutlaka yerli kaynaklarımızı çevreyle uyumlu bir şekilde devreye almamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yenilenebilir kaynaklar bizim göz bebeğimiz, en çok ehemmiyet verdiğimiz ve özellikle vurgulamak istediğim nokta bugünün bence çok çok önemli çıktılarından bir tanesi. Türkiye bugün konutlarında kullandığı elektriğin tamamının sadece rüzgar ve güneş enerjisinden üretilir hale gelmiş durumda. Bunu sadece geçtiğimiz 14-15 yılda yaptı. Sıfır olan rüzgar neredeyse sıfır olan rüzgarı tamamen sıfır olan güneşi 2012 güneş kurulu gücümüz sıfır. Geçtiğimiz 10-14 yıl içerisinde 31 bin megavatın üzerine çıkardık. Bu yılda yaklaşık 2 bin 500-2 bin 700 megavatlık bir kurulu güçler. Biz bunu yaparken diyoruz ki mutlaka bu otuz bin megavatı 2035’te 120 bin megavatı götürmeliyiz ki Türkiye iklim hedeflerine, Türkiye dışa bağımlılığını mutlaka bu şekilde azalsın.” Nükleer enerjinin Türkiye’nin 70 yıllık rüyası olduğunu söyleyen Bayraktar, “1955 yılında Türkiye Cumhuriyeti ilk aslında nükleerle ilgili adım atıyor ve Amerika Birleşik Devletleri’yle bir sivil sahada nükleerin kurulmasıyla alakalı bir anlaşma imzalıyor. Resmi gazetede 1956’da bu yayınlanıyor. Türkiye 1956 Atom Enerjisi Komisyonunu kuruyor. Türkiye’de 1957 yılında da Uluslararası Atom Enerjisi üye oluyor. Aynı tarihte Güney Kore’de üye oluyor. 1962 ilk araştırma reaktörü işletmeye alınıyor. 1965 enerji ilk kez beş yıllık kalkınma planımızda yer alıyor. 1976’da Akkuyu nükleer saha olarak tespit ediliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından. Biz Akkuyu’yu nükleer saha tespit ettiğimiz yıl Güney Kore ilk nükleer reaktörünü devreye alıyor. 2015’te uçak krizi, ondan sonraki yaşanan süreçler darbe gelişimleri. 2018 yılına geldiğimizde Akkuyu’ya biz ilk lisansı verdik ve orada çalışmalar başladı. Şu anda ilk reaktörün çalışmaları da devam ediyor. Birinci üretenin kubbesi de kapatılmış durumda. Ama nükleersiz Türkiye’nin kalıcı uzun soluklu temiz enerjiye erişme şansı yok. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Biraz önce ifade ettiğimiz o 31 ülke yani Birleşmiş Milletler iklim değişikliğiyle mücadele anlamındaki en önemli toplantıda ortaya konan deklarasyon geçen sene Dubai, bu sene Bakü’de. Bakın bunların arasında öyle çok kaydedilen ülkeler yok diye ifade edildi. Ben size ifade edeyim. Kanada, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Japonya, Kore, Hollanda, Polonya, Slovakya, İsveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri. Bu ülkelerden bazıları. Dolayısıyla bütün bu ülkeler ülke mutlaka küresel ısınmayla mücadelede bizim nükleersiz bu işi başaramayacağımızı ifade ediyorlar. Dolayısıyla biz de Türkiye olarak diyoruz ki biz Akkuyu’nun yanında Sinop’ta, Trakya’da üç tane konvansiyonel büyük santrale ihtiyacımız var. Yaklaşık on iki reaktöre ihtiyacımız var. Küçük modüle reaktörleri, SMR’lara da ihtiyaç var. Bugün özellikle dünyada gelişen trendler, yapay zeka, büyük data, büyük bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bakın son dönemdeki gelişmeler. Google, SMR geliştirici bir şirkette elektrik satın alma anlaşması yaptığına çıkıyor. Microsoft yine bir anlaşma yapıyor Amerika’da. Three Mile Island ki burada 1979 beri kapalı olan bir kaza nedeniyle kapalı olan bir reaktördeki nükleer santral tekrar devriye alınıyor ve oradan yirmi yıllık bir alım anlaşması yapılıyor. Dolayısıyla biz nükleersiz bu dönüşümü Türkiye’nin arz güvenliğini, Türkiye’nin dışa bağımlılık hikayesini yazma şansımız yok. Elbette ki Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması lazım. Enerjisini sanayiden, tarıma, ulaştırmaya, bütün sektörlerde verimli halde kullanması gerekiyor.” BOTAŞ’ın ödenmemiş faturası olmadığını belirten Bakan Bayraktar, “BOTAŞ’ı özelleştirmeyi düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.