ASAYİŞ - 22 Ekim 2024 Salı 10:43

Aydın’da 6,5 ton sahte zeytinyağı ele geçirildi

A
A
A
Aydın’da 6,5 ton sahte zeytinyağı ele geçirildi

Aydın’ın Efeler ilçesinde jandarma ekipleri tarafından gerçekleştirilen operasyon kapsamında piyasa değeri yaklaşık 2 milyon 600 bin TL değerinde 6,5 ton sahte zeytinyağı ele geçirildi.



Edinilen bilgiye göre, Aydın İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile Efeler İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından sahte zeytinyağı ticaretine yönelik gerçekleştirilen koordineli çalışmalar sonucunda operasyon için düğmeye basıldı. Efeler ilçesinde 2 şüphelinin içerisinde bulunduğu araçta yapılan aramada satışa hazır vaziyette piyasa değeri yaklaşık 2 milyon 600 bin TL olan 6 bin 500 litre sahte zeytinyağı ele geçirildi. Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından şüphelilere 780 bin TL TL tutarında ceza uygulanırken, şüpheliler hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MHP Lideri Bahçeli: "Terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun" dedi. MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bebeklere, çocuklara, kadınlara, masum ve mazlum her insana kast edenlerin esfel-i sâfilîn olduğunu belirten Bahçeli, "Yeni doğan bebekleri, SGK’dan günlük 8 bin lira alabilmek için yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan, pasif ötenaziye başvuran, insanın aklına getiremeyeceği, havsalasının alamayacağı, kalbinin kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar, emin olunuz sadece sağlık çalışanlarımızın değil insanlığın yüz karalarıdır. Yeni doğan çetesi denilerek dünyaya gelen her bebeğe aslında haksızlık yapılıyor, bunlar olsa olsa tıbbi artık, ölüm ve soygun çetesi, kana susamış katiller güruhudur. Bu ölüm çetesinin failleri arasında geçen konuşmaların gün yüzüne çıkmasından sonra şöyle düşündüm; bir insan daha fazla nasıl alçalabilir, nasıl bu kadar yerin dibine geçebilir. Para için bebekleri ölüme mahkum eden, üstelik bunu güle oynaya, karşılıklı mavralarla yapan namussuzlara verilecek hangi ceza vicdanların fırın gibi sıcaklığını soğutabilir, hangi ceza adaletin tecellisini sağlayabilir, hangi ceza yüreklere su serpebilir" diye konuştu. "Sağlık Bakanımızın istifasını istemek hangi akla hizmettir" "Suçun önlenmesi ve suçluların yakasından tutulması milletin en haklı talebidir" diyen Bahçeli, "Toplumsal dokumuzu sarsacak, devlet-millet uyumunu sakatlayacak, insan hak ve onurunu ayağa düşürecek kahredici olayların zincirleme halinde sosyal ve ulusal medyadan ifşa edilmesi ve bunların da provokasyon iklimini canlı tutması son derece kuşku vericidir. Sağlık Bakanımızın da temas ettiği üzere, ölüm ve soygun çetesinin işlediği suç ve cinayetler aylar öncesinde tespit edilmiş fakat bugünkü gibi konuşulmamış ve gündeme gelmemiştir. Nitekim 26 Nisan 2024 tarihinde bebek ticareti yapan soysuz çeteye operasyon yapılmıştır. 47 kişi gözaltına alınmış ve 22 kişi tutuklanmıştır. 10 özel hastanenin faaliyeti durdurulmuş, çalışma ruhsatları iptal edilmiştir. Sağlık Bakanlığı vaziyete zamanında müdahil olmuştur. Görevi suiistimal, savsaklama, kötüye kullanma diye bir şey de söz konusu değildir. Teftiş mekanizması gecikmeksizin çalıştırılmıştır. Adli süreç zamanında işletilmiş, polis ve jandarmamız eşgüdüm halinde suçluların peşine düşmüştür. Sağlık Bakanımızın istifasını istemek hangi akla hizmettir?" ifadelerine yer verdi. Konuşmasında "Yenidoğan Çetesi"ni çökerten savcı Yavuz Engin’i tebrik eden Bahçeli, "MHP’yi karalayan, Ülkücüleri kötüleyen şerefsiz bir suçlunun tehditleri karşısında üstlendiği görevin itibarını sabır, sebat ve cesaretle koruyan Cumhuriyet Savcımız Yavuz Engin’i gönülden kutluyor, tertemiz alnından öpüyor, Allah sayılarını artırsın diyorum. Unutulmasın ki, kurt inine giren çakalın akıbeti parçalanmaktır. Önsözü çakal söylese de, son söz her zaman bozkurdun olacaktır. Türkiye’nin içine çekilmek istendiği, günbegün tahrik edilen sosyal, ekonomik ve manevi girdaplara karşı azami dikkat ve uyanıklık şarttır. Kalemizi içten düşürme hesapları sertleşmektedir. Zalim ve zillet bir akıl işbaşındadır. Özgüvenimizi yaralamak, öz değerlerimizi yağmalamak, milli ve manevi dengemizi yıkmak maksadıyla organize ve çok aktörlü bir operasyon süreci derinden derine faaliyet halindedir” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Lübnan’da yaşayan Türkmenlere kapıların açık olduğunu duyurmasını, bu kapsamda irade göstermesini soydaşlık hukukunun takdir edilecek bir tezahürü olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Bundan rahatsız olanların, eleştiri çıtasını yükseltenlerin, yeni göç dalgası geliyor diyerek yaygara koparanların Türk’ün Türk’ten başka dostunun ve sığınacağı bir sıcak kucağın olmayacağını bilmelerini elbette beklemiyoruz. Ancak asgari seviyede insan olmalarını, saygı göstermelerini, empati yapmalarını, hoşgörülü ve vicdanlı davranmalarını beklemenin de en doğal hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Türk, Türk’e yardır, candır, kandır, gardaştır, yurttur, yuvadır, sonuna kadar emanettir. Bir zamanlar hakimiyetimiz altındaki mücavir topraklara kafileler halinde gidip yerleşen, oraları Türklük ve İslamlıkla ilmik ilmik dokuyan ecdadımızın bugünkü torunlarına ihtiyaç olduğunda kapılarımızı açmak, gönlümüzü açmak, sofralarımızı açmak milli ve tarihi bir vefanın şaşmaz gereğidir. Türk milleti; hem bekleyen hem beklenen hem de belaları def eden kudret timsalidir" şeklinde konuştu. “Seçimler zamanında yapılacaktır” Türkiye’de güven bunalımının olmadığını belirten Bahçeli, "Buna karşılık bunayan ve Türkiye’ye cephe alan bulaşık tipler vardır, alayının hüviyetleri ise bellidir, bilinmektedir. Seçimler zamanında yapılacaktır ve herkes siyasi hesabını buna muvafık yapmak durumundadır. 20 Ekim 2024 tarihinde İstanbul 1 Nolu Baro Başkanlığı seçimlerinde İstiklal Marşımızı hazmedemeyenlerin ortalıkta cirit atması, KHK ile ihraç edilmiş, ne idüğü belirsiz eski bir CHP milletvekilinin başkan seçilmesi, yaptığı konuşmasında Anayasa’nın ilk dört maddesine olumlu manada dokunmayı telaffuz etmesi skandal olmasının ötesinde, yeni bir tuzağın kurulduğunu göstermektedir" dedi. “Bu teröristin Türkiye’de gömüleceği bir toprak yoktur” Yapılan hiçbir ihanetin, kötülüğün kimsenin yanına kalmayacağını söyleyen Bahçeli, "FETÖ elebaşına bile dünya kalmadı, kendi topraklarında, casusluk eğitim aldığı ülkesinde Allah’a hesap vermek üzere öldü gitti. Dileğim Allah’ın azabıyla kahrolması, hıyanetini, müşrik ve münafık emellere hizmetinin bedellerini tek tek ödemesi, cehennemde ebediyyen yanmasıdır. Bu teröristin Türkiye’de gömüleceği bir toprak yoktur. Nerede Türkiye düşmanlığı yapmışsa orada çürüyüp gitmelidir. Kulun hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. O hesabı soracak Türkiye sevdalısı yüreklerdir" ifadelerini kullandı. "Terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun" TBMM’de her meselenin ele alınıp milli ve müşterek akılla çözümünün mümkün ve hatta mecburi olduğunu söyleyen Bahçeli, “Eğer terörsüz bir siyaset, terörsüz bir ülke, terörsüz bir gelecek hususunda herkes ittifak halindeyse o halde değil elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi koymaya varız ve buradayız. Terörist başı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘Umut Hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın" şeklinde konuştu. Diyarbakır annelerinin sessiz çığlığının duyulmasının gerekliliğinden bahseden Bahçeli, “Evlatlarıyla buluşmaları sağlanmalı, hepsinin yüzü güldürülmeli, sorunun kaynağı olanlar harekete geçmelidir. Bilinmelidir ki, uzattığım elin bir mesajı da budur. Terör yöntemleriyle herhangi bir yakın veya uzak hedefe ulaşıldığı bugüne kadar görülmüş, duyulmuş şey değildir. Barışçıl yollar varken teröre müracaat melanettir, ihanettir, cinayettir, canavarlıktır. Türk milleti bölücü terörle yaşamaya mecbur değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bölücü terör örgütünü emelleriyle birlikte imha etmeye muktedirdir. Kürt kardeşlerim, gelin bir olalım, beraber olalım, aramıza girmek isteyenleri, bozgunculuk yapanları tarihin çöplüğüne gönderelim” diye konuştu.
Ankara Prof. Dr. Uğur Coşkun: “Sağlıklı beslenme prostat kanserinin ilerlemesini önleyebilir” Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, sağlıklı beslenme ile prostat kanserinin ilerlemesinin önleyebileceğini söyledi. Prof. Dr. Uğur Coşkun, prostat kanseri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen kanserlerden birisi olduğunun altını çizen Coşkun, her 8 erkekten 1’inin hayatı boyunca prostat kanserine yakalandığının söylenebileceğini belirtti. İleri yaşlarda birçok prostat kanserinin sessiz ve yavaş seyretmekte olduğunu ifade eden Coşkun, “Birkaç gün önce JAMA Oncology Dergisi’nde yayımlanan çalışmada, Bruce Trock ve arkadaşları düşük gradeli 886 prostat kanserli hastayı araştırmaya dahil etmişler. Çalışma sürecinde hastaların beslenme alışkanlıklarına yönelik kayıtları detaylı olarak toplamışlar. Yaklaşık 6,5 yıllık ortalama takip sonrasında inflamatuar özellikleri olmayan sağlıklı diyet ile beslenen hastalarda düşük gradeli prostat kanserinin hızlı ilerleyen prostat kanserine dönüşme ihtimalini daha düşük olarak tespit etmişler” dedi. “Sağlıklı beslenme hastalığın ilerlemesinde olumlu katkıda bulunabilir” Sağlıklı diyet için yağlı diyetin sınırlanması, meyve ve sebze porsiyonlarının artırılması ve yine tahıl ve baklagillerin tüketiminin artırılması gerektiğine işaret eden Coşkun, “Bunun yanında düşük gradeli prostat kanserli hastalardan enflamasyonu artıran fast food ve kızarmış gıdalar, yüksek oranda rafine yağlar ve trans yağlar, şeker, hamur işleri veya beyaz ekmek gibi rafine karbonhidratları fazla tüketenlerde hızlı seyirli prostat kanserine ilerlemenin daha fazla olduğu bulunmuş. Bu çalışmaya bakarak prostat kanseri tanısı olan hastaların sağlıklı beslenmelerinin hastalığın ilerlemesinde olumlu katkıda bulunabileceği söylenebilir” diye konuştu.