Yerel Haberler
Antalya
ATSO Başkanı Hacısüleyman: "Gelir vergisi kanununda düzenleme şart" 26 Kasım 2024 Salı - 22:36:45 Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Toplantısı’nda açıklamalarda bulunan ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, gelir vergisi kanununda düzenleme beklediklerini kaydetti. ATSO Kasım ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATSO Meclis Salonu’nda yapıldı. ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, ABD seçimi, kültürel gelişmeler, asgari ücret ve ekonomiye yönelik açıklamalarda bulundu. Tüm dünyanın; 20 Ocak’ta göreve başlaması beklenen, ABD seçimlerini kazanan Donald Trump’ın piyasalara ve dış politikaya etkisi üzerine odaklanmış durumda olduğunu kaydeden Hacısüleyman, yeni dönemde ABD’nin dış ticaret politikasındaki değişikliklerin yakından takip edilmesi gerektiğini ifade etti. Hacısüleyman, “Trump 2017’de ilk dönemine başladığında başta Çin ve Almanya olmak üzere, aralarında bizim de olduğumuz pek çok ülkeye uyguladıkları gümrük vergisi oranlarını artırmıştı. Bu defaki seçim çalışmasında da aynı şeyleri yapacağını sık sık tekrarladı. Bunun Türkiye’ye hem doğrudan hem dolaylı etkileri olacağını beklemekteyiz. ABD, Avrupa’nın en büyük ihracat pazarı. 2023’te Avrupa’nın ABD’ye ihracatı 600 milyar dolara yakın. ABD’ye en çok ihracat yapan ülkeler Almanya, İtalya, İrlanda, Fransa. Avrupa’dan gelen mallara vergi konulması, Avrupa’nın ihracatını ve dolayısıyla büyümesini olumsuz etkileyecek. Bu, Avrupa’nın Türkiye’den yaptığı ithalatı da aşağı çekecek bir faktör olacaktır. Yaklaşık 60-70 yıldır küresel ticarette eğilim, engellerin ortadan kaldırılması, vergilerin azaltılması yönünde idi. Ama artık bu eğilimin sonlarına gelinmiş gibi bir durumla karşı karşıyayız. Vergilerde ve ticaret engellerinde artış, sadece sanayi sektörlerini değil, dolaylı olarak tüm sektörleri etkileme potansiyeline sahip. Bu nedenle yeni dönemde ABD’nin dış ticaret politikasındaki değişiklikleri yakından takip etmemiz gerekiyor” diye konuştu. “Gündem kirliliğinden kurtulmamız gerekiyor” ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, küresel dünyada ve ülkede yaşanan gelişmelerin, ekonomiye etkisini değerlendirerek, "Gündemin bu kadar sık değiştiği ve ekonomik verilerin pek de iç açıcı olmadığı bu ortamda Türk iş dünyası nasıl yatırım yapacak, nasıl katma değerli üretime geçecek, dijitalleşme ve yapay zeka konularına nasıl uyum sağlayacak?” Bu soruların kısa bir cevabı yok. Birincisi bu gündem kirliliğinden kurtulmamız gerekiyor. Konsantre olabilmemiz için, zihnimizi meşgul eden bizi rahatsız eden odaklanmamızı engelleyen faktörleri azaltmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. “Gelecek yıl sonuna kadar politika faizinde 20 puana yakın bir indirim ön görebiliriz” Yıllık enflasyon oranının 2023 yılı Temmuz ayından bu yana en düşük seviyeye indiğine de dikkat çeken Hacısüleyman, "Ciddi bir düşüş yakalanmış olsa da, henüz beklediğimiz umduğunuz yavaşlamanın gerisindeyiz. Nitekim Ekim’de TÜFE aylık bazda yüzde 2,88 ile piyasa beklentilerinin üzerinde arttı. Enflasyondaki bu inatçılık şu ana dek, faizin yüksek seyretmesine, faiz indirimlerinin ertelenmesine, büyüme üzerindeki baskının devam etmesine neden oldu. Bununla birlikte geçen haftaki son Para Politikası Kararında Merkez Bankası, enflasyonun ana eğiliminde Ekim ayında iyileşmenin başladığını açıkladı. Bu artık faiz indirimlerinin kapıda olduğuna işaret ediyor. Mevcut para ve maliye politikası ile uluslararası konjonktürde ciddi bir bozulma olmaz ise, gelecek yıl sonuna kadar politika faizinde 20 puana yakın bir indirim ön görebiliriz.” “Çalışanın eline geçen net para aylar ilerledikçe azalıyor” ATSO olarak; gelir vergisi kanununda da düzenleme yapılmasını beklediklerini sözlerine ekleyen Hacısüleyman, konuşmasını şöyle tamamladı: “Asgari ücretli çalışanların alım gücünün korunmasını, eğitim, sağlık ve barınma maliyetlerinin aşağı çekilmesini, işverenin rekabet gücünün zayıflamaması için gelir vergisi kanununda düzenlemeler yapılmasını bekliyoruz. Mevzuatta gelir vergisi dilimleri birbirine çok yakın, ücretler yılın başında henüz nisan mayıs gibi ikinci vergi dilimine yaz aylarında ise üçüncü vergi dilimine giriyor. Yani vergi kesintileri artıyor. İşveren için maliyeti yüksek ama çalışan için de eline geçen net para aylar ilerledikçe azalıyor. O yüzden iş dünyasında vergi dilimlerini yeniden düzenlenmesine ihtiyaç var.”
26 Kasım 2024 Salı - 19:19 Çocuk parkında dehşet saçtılar: 2 çocuk pompalı tüfekten çıkan saçmalar ile yaralandı Antalya’da husumetli olduğu kişiye bir grubun çocuk parkında silahlı saldırısı sonucu, pompalı tüfekten çıkan saçmalar oyun oynayan 6 ve 12 yaşındaki çocuğa isabet etti. Yaralanan çocuklar hastanede tedavi altına alındı. Olay saat 16.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Yenigün mahallesi 1070 sokak üzerinde bulunan bir çocuk parkında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, yeğenlerini oyun oynamaları için sokak üzerinde bulunan parka getiren Yiğit A. (18) bankta otururken bir süredir ailevi nedenlerden dolayı husumetli olduğu eşinin ailesi tarafından pompalı tüfek ve tabanca ile kurşun yağmuruna tutuldu. İsimleri öğrenilemeyen şahıslar geldikleri araç ile olay yerinden hızla uzaklaşırken, park içerisinde oyun oynayan Ecrin A. (6) ve Berat A. (12) saçmaların hedefi oldu. Oyun oynayan iki kardeş yaralandı Pompalı tüfekten çıkan saçlar ile hafif yaralanan iki kardeş çevredeki vatandaşların olayı 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirmeleri üzerine olay yerine gelen ambulans ile hastaneye kaldırıldı. İhbarla olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve Olay Yeri İnceleme ekipleri çocuk parkında inceleme yaparken çevredeki güvenlik kameraları incelemeye alındı. Polis ekiplerinin şüpheli ya da şüphelileri yakalamak için çalışmaları sürüyor. “Annesi feryat figan ağlıyordu” Olayın yaşandığı parkın karşısında ikamet eden ve evde otururken silah seslerini duyduğunu belirten Mustafa Şengül isimli vatandaş “İlk başka 2-3 el pompalı tüfekle silah sesi geldi. Ardından parkta oturan karşı taraf 3-4 el silahla ateş etti. Olayda bir tane kız çocuğu vurulmuş, çocuğu direk hastaneye götürdüler. Annesi feryat figan ağlıyordu. Diğer taraf bir tane Peugeot marka araç ile kaçmışlar” dedi.
Antalya’da deniz suyu sıcaklığı, hava sıcaklığını yakaladı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 13:45 Antalya’da deniz suyu sıcaklığı, hava sıcaklığını yakaladı Türkiye’nin birçok noktasında hava sıcaklığı hissedilir derecede düşerken, Antalya’da yazdan kalma günler devam ediyor. Hava sıcaklığının 25 derece olarak ölçüldüğü Antalya’da deniz suyu sıcaklığı ise 24 dereceyi gösterdi. Türkiye yeni haftaya yağışlı hava uyarısı ve hava sıcaklığında hissedilir derecede düşüş ile başlarken Antalya’da yazdan kalma günler devam ediyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uyarısı ile Türkiye’nin kuzey ve doğu kesimlerinde parçalı, yer yer çok bulutlu, Akdeniz’in doğusu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun güneydoğusu hafta boyunca aralıklı yağışlı geçeceği belirtildi. İstanbul’da hava sıcaklığı 14 derece ve Ankara’da ise 12 derece dolaylarında ölçülürken, Antalya’da sıcaklık 25 derece olarak ölçüldü. Hava ile deniz suyu sıcaklığı eşit Deniz suyu sıcaklığının ise 24 derece olarak ölçüldüğü kentte vatandaşlar ve yabancı turistler güneşli havanın tadını çıkardı. Kimi vatandaşlar Konyaaltı Sahili manzarası eşliğinde kahvaltılarını yaparken, bazı vatandaşlar balık tutmayı, kimileri ise denize girmeyi tercih etti. Kasım ayı olmasına rağmen sıcak havayı gören yabancı turistler ise boy bol fotoğraf çekindi. “Hava da şaşırdı, balıklar da” Konyaaltı sahilinde vaktini balık tutarak değerlendiren vatandaşlardan Bülent Didik, deniz suyu sıcaklığının düşmemesi nedeniyle balık tutamadığını belirterek, “Havalar sıcak, balık tutmaya geldik. Herkes daha denizde, deniz suyu da sıcak soğumadı. Maalesef balık da yok, bekliyoruz. Bu sene sıcaklık normalin üzerinde seyrediyor. Havalar da şaşırdı, balıklar da şaşırdı” dedi. Bir başka vatandaş Kerim Göncü ise, yağışların henüz başlamaması nedeniyle çiftçilerin olumsuz etkilendiğini söyleyerek, “Çiftçiyiz biz, narlarımız kalmıştı. Onları pazara bıraktık. Bende moral olsun diye kıyıya geldim. Hayat devam ediyor, yağmur henüz yağmadı. Aynı sıcaklar devam ediyor. En kötüsü de o çiftçiler için” ifadelerini kullandı.
Osmanlı’nın sağlıklı mutfak sırları, Alanya Üniversitesi’nde paylaşıldı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 13:15 Osmanlı’nın sağlıklı mutfak sırları, Alanya Üniversitesi’nde paylaşıldı Alanya Üniversitesi, Osmanlı mutfağının zengin mirasını keşfetmek isteyen öğrenciler ve gastronomi meraklıları için anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Gastronomi dünyasının önde gelen isimlerinden Şef Yunus Emre Akkor, “Bir İmparatorluğun Mutfak Hikayeleri” başlıklı sunumunda Osmanlı saray mutfağının inceliklerini ve halk mutfağının derinliklerini öğrenci ve akademisyenlerle paylaştı. “Geleneksel tarifler, günümüz gastronomisiyle buluştu” Alanya Üniversitesi Şebnem Köseoğlu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sunuma, öğrenciler ve akademisyenler yoğun ilgi gösterdi. Sunumunda Türk ve Osmanlı mutfak kültürünün tarihsel yolculuğunu detaylandıran Şef Yunus Emre Akkor, öğrencilere Osmanlı Cihan Devleti’nin çok kültürlü yapısını ve bunun mutfak üzerindeki etkilerini anlattı. Şef Akkor, Osmanlı mutfağına dair tarihi tarifler ve pişirme tekniklerini anlattı, bu değerli mirasın modern mutfaklarda nasıl yeniden yorumlanabileceğine dair ilham verici ipuçları verdi. Şef Akkor, Osmanlı mutfağının sağlıklı yönlerine dair ilginç bilgiler de paylaştı. “Öğrenciler için ilham kaynağı” Ünlü Şef Akkor, söyleşi sonunda genç gastronomi öğrencilerinin sorularını yanıtlayarak, sektöre dair deneyimlerinden yola çıkarak yol gösterici tavsiyelerde bulundu. Genç şef adaylarına mesleğin dinamikleri ve zorlukları hakkında kapsamlı bilgiler aktaran Akkor, geleneksel mutfak kültüründen ilham alarak özgün tarifler geliştirmelerinin önemine dikkat çekti. Alanya Üniversitesi’nin gastronomi bölümüne ait mutfak ve gıda laboratuvarlarını da ziyaret eden Akkor, bölümün eğitim imkanlarını oldukça başarılı bulduğunu ifade etti. Ünlü şef, üniversitenin genç gastronomi öğrencilerine sağladığı modern imkanların etkileyici olduğunu belirterek, bu tür eğitim desteklerinin sektördeki nitelikli iş gücüne önemli katkılar sağladığını vurguladı. “Eğitime kültürel perspektif kazandırıyoruz” Alanya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yazıcı, etkinlikle ilgili görüşlerini dile getirdi. Üniversitede düzenlenen gastronomi etkinliklerinin öğrencilerin eğitimine ve kültürel gelişimlerine katkı sağladığını ifade eden Prof. Dr. Yazıcı, “Üniversitemiz, eğitim anlayışını yalnızca teorik bilgilerle sınırlamayıp öğrencilerimizin alanında önde gelen isimlerle birebir etkileşime geçmesini sağlayan etkinliklere büyük önem veriyor. Yunus Emre Akkor’un katılımıyla gerçekleştirdiğimiz ‘Bir İmparatorluğun Mutfak Hikayeleri’ etkinliği sayesinde öğrencilerimiz, Osmanlı mutfağının köklü geleneklerini tanıma fırsatı buldu. Bu, hem yerel değerlerimizi sahiplenme hem de bu zenginliği geleceğe taşıma adına onlara ilham verdi” dedi.
En iyi patlıcan yemeği yarışmasının kazananı ‘karnıyarık’ oldu
04 Kasım 2024 Pazartesi - 13:05 En iyi patlıcan yemeği yarışmasının kazananı ‘karnıyarık’ oldu Konyaaltı Belediyesi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen “Doyran Patlıcan Şenliği büyük bir katılımla gerçekleşti. Şenlikte, doyran patlıcanından üretilen yemeklerden oluşan yemek yarışmasında birincilik, karnıyarık yemeğine verildi. Konyaaltı Belediyesi tarafından düzenlenen, yerel lezzetleri tanıtmak ve bölge halkını bir araya getirmek amacıyla yapılan Doyran Patlıcan Şenliği, halkın yoğun ilgisi ve renkli görüntülerle gerçekleşti. Şenlikte, doyran patlıcanından üretilen yemeklerden oluşan yemek yarışması düzenlendi. Birbirinden farklı tarif ve sunumların tadımını protokolden oluşan jüri üyeleri değerlendirdi ve her yemeğe ayrı ayrı puan verdi. Yarışma sonunda, yaptığı karnıyarık yemeğiyle jüriden en yüksek puanı alan Saniye Demirkıran yarışmanın birincisi oldu. Şenlikte Konyaaltı Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu sergilediği yöresel oyunlarla Doyran halkının beğenisini toplarken, ilerleyen saatlerde sahne alan Neslihan Yılmaz Ören’in seslendirdiği yöresel türküler de bölge halkına coşku dolu bir şenlik yaşattı. “Ulusal pazarda olmasını sağlayacağız” Doyran Yaylası’nda yetişen, hem ülkemizde hem de ulusal anlamda ekonomik değeri olan doyran patlıcanın tanıtımı için bir araya gelindiğini vurgulayan Başkan Kotan, “Konyaaltı’nın ve Antalya’nın güçlü bir yapısı, tarımsal potansiyeli var. Doyran patlıcanı da bunlardan bir tanesi. Soframıza geliyor ve ülke sınırını aşıyor. Bu ürün hem yerel ekonomide hem de ulusal ekonomide değer haline geliyor. Bundan dolayıda çok gurur duyuyoruz” dedi. Başkan Kotan, Antalya’nın güçlü bir tarımsal potansiyeli olduğunu, doyran patlıcanında bunlardan bir tanesi olduğunu söyledi. Kotan, “Bizler bu tarımsal üretimde çiftçilerimize her zaman destek çıkmaya devam edeceğiz’’ diye konuştu. “Doyran patlıcanı gibi tarımsal değerlerimizin yanında olacağız” Tarımsal alanlarının korunması gerektiğini kaydeden Başkan Kotan, “Geçen günlerde HES projesiyle ilgili muhtarlarımız beni ziyarete geldi. Belediye başkanı olarak destek vermemi istediler. Ben de onların yanında yer aldım. Bir dayanışma içinde içinde süreç geçirdik. Bu başarı hepimizin. Bu mücadeleyi hep birlikte kazandık. Bu topraklarımızı korumakla sorumluyuz. Tüm bu değerleri yaşatmaya devam edeceğiz. Atatürk’ün dediği gibi , Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi gerçek üretici olan köylüdür.” Biz de bu bilinçle köylülerimize destek olmaya devam edeceğiz. Emek en yüce değerdir. Konyaaltı Belediyesi olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Doyran patlıcanı gibi tarımsal değerlerimizin yanında olacağız. Onları destekleyeceğiz. Ulusal pazarda olmasını sağlayacağız ve hak ettiği değeri görmesini sağlayacağız” ifadelerini kullandı. "Eve yaptığım gibi yaptım" Doyran Patlıcan Şenliği yemek yarışmasında birinci olan Saniye Demirkıran ise “Öncelikle böyle bir etkinlik düzenleyip doyran halkının yanında olan Konyaaltı Belediye Başkanımız Cem Kotan’a ve muhtarlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. İlk defa böyle bir şenlik düzenledi. 12 kişinin katıldığı yarışmada birinci oldum. Evde yaptığım gibi yaptım ve yemeği tadanlar çok beğendi. Bizim doyran patlıcanımız çok ünlü. Yurtdışına ihracat yapılıyor. Doyran patlıcanımız üretimde Antalya’da birinci sırada. Bundan dolayı çok gurur duyuyorum” diye konuştu.
Antalya Kitap Fuarı’nı 1 milyon 56 bin kişi ziyaret etti
04 Kasım 2024 Pazartesi - 12:41 Antalya Kitap Fuarı’nı 1 milyon 56 bin kişi ziyaret etti Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen Antalya Kitap Fuarı, rekor ziyaretçi sayısıyla tamamlandı. Başkan Muhittin Böcek, 14. Antalya Kitap Fuarı’nı 10 gün boyunca 1 milyon 56 bin kitapseverin ziyaret ettiğini söyledi. Başkan Böcek, 15’inci Antalya Kitap Fuarı’nın ise 3-12 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleneceğini açıkladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen Antalya Kitap Fuarı, son gününde ziyaretçi akınına uğradı. Kültür şöleninin yaşandığı fuarın 10’uncu gününde de ziyaretçiler, sevdikleri yazarları görmek ve kitaplarını imzalatmak için Cam Piramit’i doldurdu. Kitapseverler fuarda gün boyu söyleşiler ve imza günleriyle keyifli bir zaman geçirdi. Kitapseverler takip ettiği yazarlar ile tanışma fırsatı bularak, bol bol sohbet etti. Başkan böcek fuarda okurlarıyla buluştu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de Antalya Kitap Fuarı’nda hem okurlarıyla hem de vatandaşlarla buluştu. Başkan Böcek, ‘Ben Bu Şehre Aşığım’ ve ‘İkinci Yaşam Siyaset ve İhanet’ kitaplarını imzalayarak, çocuklara ‘Nutuk’ kitabı hediye etti. Fuar alanındaki stantları da ziyaret eden Başkan Muhittin Böcek, yazarlara katılımlarından dolayı teşekkür etti. Gün boyu imza ve söyleşiler 14. Antalya Kitap Fuarı’nın son gününde Türkiye’nin tanınmış yazarları okurlarıyla buluştu. Kitap fuarında, ‘Bugünün Edebiyatı’ konulu söyleşisiyle Tuna Kiremitçi okurlarıyla keyifli bir edebiyat söyleşisi gerçekleştirdi. Sinan Yağmur ‘Neyzen Tevfik’le Hiçlik Anlayışı’, İlkay Buharalı ‘Uyanış ve Tuzakları’, Ayşegül Harputlu ise ‘Misal Alemi ve Rüya’ söyleşisiyle sevenleriyle bir araya geldi. Fuarda İclal Aydın, Sadık Usta, Fatih Tuncay, Anooshirvan Miandji, Mustafa Balbay, Bekir Ödemiş, Erdal Atıcı, Güven Baykan, Saygı Öztürk, Ahmet Telli, Meral Saklıyan, Emel Aslan, Burcu Bahar ve Nilüfer Gülerman gün boyu kitaplarını imzaladı. 15. Kitap Fuarı 3-12 ekim 2025’te Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de fuarın kapanış saatlerine doğru fuar katılımcılarına geleneksel tatlı ikramı yaptı. Başkan Böcek, 14. Antalya Kitap Fuarı’nın 10 günlük serüvenini çok keyifli bir şekilde tamamladıklarını belirterek, “Antalyalı vatandaşlarımız 10 gün boyunca fuarımızı ziyaret ederek, bizleri her zaman olduğu gibi yalnız bırakmadı. Fuarımıza 271 yazar, 225 ulusal ve uluslararası yayınevi ile Antalyalı yerel yazarlarımız katıldı. Bu yıl fuarımızı 1 milyon 56 bin vatandaşımızı ziyaret etti. Cumhuriyeti’mizin 102. yılında 15’inci Antalya Kitap Fuarını 3-12 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştireceğiz. Kitap fuarına destek olan yazar, yayınevi ve Antalyalı hemşehrilerime ve çalışma arkadaşlarıma desteklerinden dolayı teşekkür ederim” dedi.
Kan kanserlerinde genetiğe göre farklı tedaviler uygulanabiliyor
04 Kasım 2024 Pazartesi - 12:32 Kan kanserlerinde genetiğe göre farklı tedaviler uygulanabiliyor Hematolojik kanserlerde daha hedefe yönelik, kişiye özgü tedavilerin geliştiğini aktaran THD Başkanı Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, “Kan kanserinin yeni sınıflamaları var, genetik temelli sınıflamalar. Daha hedefe yönelik, kişiye özgü tedaviler dönemine giriliyor” dedi. 50’inci Ulusal Hematoloji Kongresi için Antalya’da bulunan Türk Hematoloji Derneği (THD) Başkanı Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, 1967 yılında kurulan derneğin 50’inci kongresini gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, kongre hakkında bilgi verdi. Ar, “Türk Hematoloji Derneği 57 yaşında, bu yıl 50. kongresini kutluyor. Bizim için önemli bir dönüm noktası, özenle hazırladığımız bir kongre oldu. Hem uluslararası hem de ulusal arenadan hocalarımız, konuşmacılar ve araştırmacılar katıldı. Çok verimli geçen, iyi tartışmaların olduğu, bilimin en güncel halinin hematoloji alanında tartışıldığı bir kongre oldu” ifadelerini kullandı. “Hareket, pıhtılaşma riskini azaltıyor” Kongrede; damar tıkanıklığı ve pıhtılaşmayı ele aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, hareketsizliğin pıhtılaşmayı artıran ve kolaylaştıran en temel nedenlerden biri olduğunu söyledi. Ar, şöyle devam etti: “Damar tıkanıklığı önemli bir halk sorunu, kanın pıhtılaşması, pıhtılaşma sonucu oluşan kalp krizi, felç, akciğer embolisi gibi hastalıklar dünyada en önemli ölüm nedenlerinden biri. Kongremizde de damar tıkanıklığıyla, pıhtılaşmayla ilgili oturumlar vardı, burada da tartışıldı. Tabii olanı tedavi etmenin dışında olmasını engellemek lazım. Bunun için yaşam tarzı değişiklikleri, doğru beslenme ve hareket önemli. Çünkü, hareketsizliğin pıhtılaşma riskini çok arttırdığını biliyoruz. Bunu çalışan bir karikatür, bir görsel çalışma vardı. Orada hangisi en fazla ölüme neden olur diye sormuşlardı. Şıklardan bir tanesi sigara, bir tanesinde görsel olarak koyulmuş resim hamburger, diğerinde de sandalye var. Oturmak yani hareketsiz kalmak en fazla pıhtılaşma nedeni ya da pıhtılaşmayı kolaylaştıran nedenlerden biri. Onu özellikle vurgulamak lazım. Yani günde en azından 5-6 bin adım atmak lazım. Eğer oturarak çalışıyorsanız, 2-3 saatte bir kalkıp hareket etmek lazım. Hareket bu pıhtılaşma riskini çok belirgin olarak azaltıyor.” “Kişiye özgü tedavi dönemine giriliyor” Programın uluslararası kısmında Avrupa Hematoloji Derneği ile ortak oturum gerçekleştirdiklerini de aktaran Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, kan kanserinin genetik temelli sınıflamalarının revaçta olan konulardan bir tanesi olduğunu dile getirdi. Ar, “Kongrede Avrupa Hematoloji Derneği ile ortak oturum yaptık. Hematoloji alanında, tedavi alanında birçok şey değişiyor artık. Hem immunoterapiler işin içine giriyor, immün sistemi kullanarak kullanılan tedaviler. Ama bir taraftan da tanıyla ilgili çok şey değişiyor. Eskiden hastalıkları mikroskop altında bakıp şekillerine göre ayırt ederken artık çok daha ince, moleküler düzeyde hangi genetik mutasyona bağlı olarak o kanser oluşmuş onu bulmak mümkün. Hem Dünya Sağlık Örgütü’nün hem de başka uzman kuruluşların 2022’de yaptığı bir çalışmayla artık, kan kanseri türü Akut Miyeloid Lösemide yeni bir sınıflamaya gidildi. Tamamen genetik bazlı bir sınıflama bu. O genetik mutasyonları taramanız gerekiyor ve hangi genetik mutasyon varsa o mutasyona uygun bir tedavi rejimi seçmeniz gerekiyor. Böylece hem başarıyı arttırıyorsunuz hem de hedefe yönelik tedavilerle çok daha az yan etkiyle hastayı kısa sürede tedavi etme şansına sahip oluyorsunuz. Burada en önemli sorun, genetik tetkiklerin tüm dünyada çok pahalı olması. Sırf ülkemizde değil birçok ülkede kolaylıkla uygulanabilir ya da yapılabilir tetkikler değil. Yakın zamanda Sağlık Bakanlığı ile ortak bir algoritma üzerinde çalışmıştık, muhtemelen onun da sonucuyla en azından standart olan tarama ile ulaşabileceğimiz genetik tetkikler daha kolay geri ödenebilir ve yapılabilir hale geldi. Bu da hastaların tedavi hizmeti alma standardını çok arttıracak, tedavi başarılarına önemli katkı sağlayacak diye düşünüyoruz. Eskiden olduğu gibi tek tip, tek bir tanı ve tek bir tedavi gibi davranmıyoruz. Genetik sınıflamalara göre farklı bir ilaç önerisi oluyor. Daha hedefe yönelik, kişiye özgü tedavi dönemine giriliyor gözüküyor. Bu bağlamda Avrupa Hematoloji Derneği ile yaptığımız oturumu da Akut Miyeloid Lösemi ve Miyelodisplastik Sendrom (MDS)’ye ayırdık ve bu konuları tartıştık. Son derece verimli bir toplantı oldu” şeklinde konuştu.
Başkan Kocagöz: “Kepez, Antalya’nın vitrini olmalıdır”
04 Kasım 2024 Pazartesi - 12:31 Başkan Kocagöz: “Kepez, Antalya’nın vitrini olmalıdır” Antalya’nın berber esnafı ile sabah kahvaltısında bir araya gelen Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Kepez’in ortak akılla birlikte yönetileceğini vurgulayarak, “Kepez, Antalya’nın vitrini olmalıdır” dedi. Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Antalya Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın sabah kahvaltısına katılarak, oda üyeleri ile bir araya geldi. Bi’ Dilim Kafe’de düzenlenen kahvaltıya, Kepez Vakfı Başkanı Erdal Öner, Antalya Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Yüksel Uzun ve çok sayıda berber esnafı katıldı. Birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği kahvaltıda Başkan Kocagöz, 31 Mart Yerel seçimlerde ve cezaevi sürecinde kendisini yalnız bırakmayan berber esnafına teşekkür etti. “Birlik ve beraberlik içinde olacağız” Bu milletin mensubu olmaktan bir kez daha gurur duyduğunu dile getiren Başkan Kocagöz, “Bu millet adaletsizliğe tahammülü olmayan bir millet. Adalet hepimize lazım. Adalete güvenmek lazım. Biz siyaseti vatanımız, milletimiz, bayrağımız için yapıyoruz. İnsanlarımızın hayatını nasıl kolaylaştırabiliriz, nasıl faydalı olabiliriz diye yapıyoruz. Güzel bayrağımız için hepimiz birlik ve beraberlik içinde olacağız. Bizler nefreti büyütmek için değil, bizler sevgiyi büyütmek için geldik. Kepez’de ne Mesut Kocagöz, ne Cumhuriyet Halk Partisi kazandı. Kepez’de sevgi kazandı. Kepez’de vicdan kazandı. Bu vicdanı sevgiyi kamuoyuna en iyi anlatacak insanlarda sizlersiniz. Esnafımızın kamuoyu üzerindeki etkisini çok iyi biliyorum” dedi. “Esnaf siyasetçinin eli gözü kulağıdır” Görev süreci boyunca esnaf kardeşlerinin dükkânlarını tek tek ziyaret edeceğini belirten Başkan Kocagöz, “Bir mahallenin sorunlarını en iyi siz bilirsiniz. İnsanlar, berber koltuğuna oturdu mu anlatırlar. Sizler aslında bir siyasetçinin eli gözü kulağısınız. Biz doğru işler yapmak istiyoruz” diye konuştu. “Ben halkın başkanıyım” Korumalarla dolaşmayı, çakarlı arabaları sevmediğini dile getiren Başkan Kocagöz, “Ben, halkın başkanı olmak için geldim. Tek derdim var, insanlara nasıl güzel hizmetler edebilirim. Bunun için ben sizlerin fikirlerine çok önem veriyorum. Bunun için hepiniz kendinizi bir belediye başkanı olarak görün. Kepez, Antalya’nın arka bahçesi olmamalıdır. Kepez, Antalya’nın vitrini olmalıdır. Bu nasıl olur? Ortak akılla olur. Bizim akçeli işlerle işimiz olmaz. Bizde ego olmaz. Ben sizlerden biriyim, ben halkın çocuğuyum. İşin ekmeğin siyaseti olmaz. Biz insanız. Bizim olduğumuz yerde bir Allah’ın kulu yatağa aç girmeyecek. Mahallenizde çevrenizde, aç insan, garip insan olursa bize bildirin. Ben 10 kilometre asfalt yapacağıma, bir park yapacağıma bir canı tercih ederim. Biz insansız. Önce insan diyoruz. İnsanların dini dili, ırkı düşüncesi hiç önemli değil. Bizim için iyi insan önemli. Bizler topluma örnek olacağız. Biz iyi insan olursak, toplum iyi olur” dedi. “Sevgilere yüreklere talibiz “ ‘Kepez’i birlikte yönetmeye var mısınız?’ sorusuna berber esnafından ‘evet’ cevabını alan Başkan Kocagöz, “Gelin Kepez’de birlikte çağ atlatalım. Kepez deyince akla varoşlar gelmeyecek. Ayakları yalınayak çocuklar gelmeyecek. Biz yoksulluğu yönetmeyeceğiz. Biz yoksulluğu yok edeceğiz. Bunun için yürekten çalışacağız. Bütün iktidarlar, özellikle az gelişmiş ülkelerde yoksulluğu yönetirler. Çünkü yoksul varsa onlara pirinç, bulgur verirsin, kömür verirsin oyunu alırsın. Biz insanların oylarına talip değiliz. Sevgilerine yüreklerine talibiz” dedi.
Burun estetiğinde ’kişiye özel yaklaşım’ önemi
04 Kasım 2024 Pazartesi - 12:30 Burun estetiğinde ’kişiye özel yaklaşım’ önemi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Zekiye Kabaş burun estetiği hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Zekiye Kabaş, burun estetiğinde burun fonksiyonu ihmal edilmeden, kişinin cilt ve burun yapısına uygun bir cerrahi uygulamanın büyük önem taşıdığını söyledi. Her insanın gözleri, çenesi, elmacık kemikleri, yüz genişliği, yüz boyu, boynu birbirinden farklı olduğuna dikkati çeken Kabaş, “Dolayısıyla burun da kişinin yüz ölçülerine uygun olarak yapılmalıdır. Burun estetiği ameliyatlarından sonra “burnum düştü, burnum kaydı, sağa-sola eğrildi, burnumdan rahat nefes alamaz oldum” gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Bunun olmaması için ileride oluşabilecek burun şeklini düşünülerek burun cerrahisi planlanmalı ve yapılmalıdır. Burun ucu düşme diye adlandırılan bölge yani septum yapısı sağlam bırakılmadığı takdirde ameliyat sonrası talihsizlikler olabilir. Bu nedenle burun estetiği konusunda deneyimli uzmanlara başvurmak çok önemlidir” dedi. “Hastanın ihtiyacına göre karar veriliyor” Rinoplasti’nin burun dış şeklini (görünümünü) değiştirmeye yönelik yapılan estetik ameliyatlar, Septoplasti’nin ise burun orta duvarını, septum denilen yapıdaki eğrilikleri düzeltmeye yönelik uygulanan cerrahi olduğunu belirten Kabaş, hastanın ihtiyacına göre bu iki ameliyat birleştirilerek, septorinoplasti ameliyatı yapıldığını aktardı. Kabaş, burun estetiği ameliyatının yapılması gereken hastalarla ilgili, “Burun şeklinden memnuniyetsizliği olanlara, burun iç ve dış bozukluğa bağlı burun tıkanıklıkları yaşayanlara, doğumsal anomalilerin burunla ilgili olan kısımlarının düzeltilmesi gerekenlere, daha önce geçirilmiş septoplasti ya da rinoplasti ameliyatları veya yüze alınan travma sonrası oluşan burun şekli ve fonksiyonundaki bozuklukların düzeltilmesi gerekenlere yapılmaktadır. Rinoplastiyi yapacak cerrah ve hasta arasında hastanın beklentileri, istekleri konuşulup, cerrahi seçenekler değerlendirilir. Hasta ameliyatın riskleri ve sonuçları hakkında bilgilendirilir” ifadelerine yer verdi. “Kişiye özgü olmalı” Kabaş, burun estetiğinde kişiye özel yaklaşım olması gerektiğinin altını çizerek, “Estetik ile beraber burun fonksiyonunu ihmal etmeden, kişinin cilt ve burun yapısına göre burun ameliyatı yapmak gereklidir. Her insanın gözleri, çenesi, elmacık kemikleri, yüz genişliği, yüz boyu, boynu birbirinden farklıdır. Burun da kişiye özgü olmalıdır. Yani rinoplasti ameliyatında; yüz hatlarına uyumlu, daha rahat nefes alma imkanı sağlayan, doğal ve estetik bir burun yapmak amaçlanmalıdır. Estetik ameliyatlarında hastanın doktor ile aynı görüşte olması, doktorunun kendi isteklerini tamamen anladığından emin olarak ameliyata girmesi çok önemlidir. Ameliyat öncesi hastanın burun iç-dış muayenesi yapılır. Burun fotoğrafları çekilir, ek hastalıkları olup olmadığı, önceki burun ameliyatları, sigara alkol gibi alışkanlıkları ve kullandığı ilaçlar öğrenilir. Kan sulandırıcı, bazı ağrı kesicilerin ameliyattan 1 hafta önce kesilmesi gereklidir” açıklamasında bulundu. “Her mevsimde yapılabilir” Burun estetiğinin kapalı ve açık olarak 2 yöntemle yapıldığını kaydeden Op. Dr. Zekiye Kabaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kapalı teknik burun deliklerinden girilerek gerçekleştirilir. Burun ucunda iz kalmaz, burun his duyusu korunmuş olur. Açık teknik rinoplastide, burun ucundan küçük bir kesi yapılır ve burnu kaplayan cilt kaldırılır. Burun içindeki kemik ve kıkırdak dokular yeniden şekillendirilerek burun yeni estetik görünümüne kavuşmuş olur. Rinoplasti ortalama 3 saat sürer ve genel anestezi altında yapılır. Çoğunlukla hastalar aynı gün veya 1 gün sonra taburcu edilir. Bu ameliyat her mevsim yapılabilir. Yazın güneşe çıkmak konusunda dikkatli olunmalı ve mutlaka güneş kremi kullanılmalıdır.” "2 hafta içinde hızla iyileşir" Kabaş, ameliyattan sonraki ilk günler göz çevrelerinde şişme, morluk şiddeti cilt rengi ve kalınlığına göre değiştiğini belirterek, “Ertesi gün morlukla birlikte özellikle alt göz kapakları ve orta yüze yayılan şişlik ve ödem gelişebilir. Bunlar tampon çıktıktan sonra 2 hafta içinde hızla iyileşmektedir. Burun tamponları çıkarıldıktan sonraki 8-10 gün içinde koku alma hissi geri gelmektedir. Morluk ve şişlikler iyileşmeden burundan nefes alınabilmektedir. Hastanın durumuna göre 7 ila 10 gün arasında burun sırtındaki alçı alınır” dedi. “Sigara iyileşme sürecine zarar verir” Sigara kullanımının iyileşme sürecine olumsuz etki yaptığına da vurgu yapan Kabaş, “Ameliyattan sonra sigara kullanılıyorsa olabildiğince azaltılması ve bırakılması istenir. Çünkü sigara burun damarlarını daraltır, ödemi artırır ve sonuç olarak iyileşme sürecine zarar verir. En az 3 ay içilmemesini önerilir. Ameliyat sonrası değerlendirmeler 1.ay, 3.ay 6.ay ve 1. yılda yapılmaktadır. İlk 1 ay hatta bazı hastalarda 2. ay burun cildinin yerine oturması zaman alabilir. Bu nedenle kan dolaşımı ve lenfatik dolaşımın düzene girmesi devam edeceğinden, ödemli görüntü devam edebilir. Burnun tam şeklinin oturması kişiden kişiye değişiklik gösterse de 1. yıl sonucunun değerlendirmesi objektif bir değerlendirme için uygundur” diye konuştu.
El emeği göz nuru ürünlerden 10 ayda 2 milyon TL üzerinde kazanç
04 Kasım 2024 Pazartesi - 11:43 El emeği göz nuru ürünlerden 10 ayda 2 milyon TL üzerinde kazanç Antalya’da Muratpaşa Belediyesi bünyesindeki kadın kooperatiflerinde yılın 10 aylık döneminde 16 bin 485 adet ürün satışı gerçekleştirdi, 2 milyon 275 bin 514 TL kazanç elde edildi. Muratpaşa Belediyesi, kadınların el emeği göz nuru ürünlerinin tüketiciye doğrudan ulaştırılmasını sağlayan ‘Kadın Kooperatifleri Ürün Satış Mağazası’nı Prof. Dr. Erdal İnönü Kent Parkı’nda Eylül 2022’de açtı. İlk etapta 20 kooperatifle başlayan mağaza 32 kooperatife ulaştı. Mağazalarda yılın 10 aylık döneminde satışı yapılan 16 bin 485 adet üründen 2 milyon 275 bin 514 TL kazanç sağlandı. Erişteden reçele, pekmezden sirkeye birbirinden lezzetli ürünler ve rengarenk hediyelik eşyaların rafları süslediği mağazada en çok tercih edilen ise gıda ürünleri oldu. Ayrıca Kaleiçi Old Town Festivali’nde de kente gelen ziyaretçiler belediyenin açtığı mağazayı ziyaret ederek 20 bin 229 liralık ürün satın aldı. Belediye Başkanı Ümit Uysal, mağazayı oluştururken öncelikle kolay ulaşılabilir olmasına önem verdiklerini dile getirdi. Mağazada kooperatiflere konsinye satış modelinin uygulandığını dile getiren Başkan Uysal, “Şimdi yeni hizmete açtığımız Antalya lokantamız da menüsünde bulunan erişte, tarhana, zeytin gibi yöresel lezzetlerimiz buradan temin ediyor. Artık, isteyen komşularımız Antalya lokantamızda, coğrafi işaretli tavşan yüreği zeytinin tadına bakıp Kadın Kooperatifleri Ürün Satış Mağaza’mızdan bu özel zeytini alabilir” diye konuştu.
Türkiye güzellikleri Antalya’da sergileniyor
04 Kasım 2024 Pazartesi - 11:21 Türkiye güzellikleri Antalya’da sergileniyor Kültür Yolu Festivalleri kapsamında, 15 farklı şehirde sergilenen Türkiye Güzellikleri Sergisi’nin son durağı, Antalya’nın önemli noktalarından Cumhuriyet Meydanında açıldı. 2 Kasım açılan serginin ilk gününde Antalyalı yerli ve yabancı misafirler büyük ilgi gösterdi. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) tarafından düzenlenen sergi 10 Kasım tarihine kadar açık kalacak. Türkiye Güzellikleri Sergisi’nde, Türkiye’nin dört bir yanındaki güzellikleri yansıtan 30 usta fotoğrafçının çektiği 39 fotoğraf yer alıyor. Daha önce Almanya, ABD, Rusya, Güney Afrika, Hindistan ve Arjantin gibi 20’den fazla ülkede sergilenen bu seçki, Antalya’nın yanı sıra Türkiye’nin farklı şehirlerinde de gösterime sunulmaya devam edecek. TFMD’nin Yılın Basın Fotoğrafları yarışmasına 2018’den beri eklenen Türkiye Güzellikleri kategorisine her yıl 5 binden fazla fotoğraf katıldı. Ödül alan bu fotoğraflar, Türkiye’nin kültürel ve doğal güzelliklerini yansıtarak uluslararası platformlarda büyük beğeni topluyor. Sergi, Türkiye’nin yedi bölgesine taşınarak, ülkenin çeşitli şehirlerinde sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel, “Türkiye Güzellikleri Sergisi bugüne kadar 20 ülkede beğeniye sunuldu, ülkemizin farklı şehirlerinde vatandaşlarımızla 15 şehirde buluştu. Türkiye’nin birçok ilinde ve Dünya’da 20 ülkede sergilenen bu sergiyi şimdi de Antalya’da da açarak Antalyalı vatandaşlarımıza ülkemizin eşsiz güzelliklerini sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi. Türkiye’nin kültürel ve doğal güzelliklerini tanıtan Türkiye Güzellikleri Sergisi, 10 Kasım’a kadar Cumhuriyet Meydanında ziyaret edilebilecek. Sergide fotoğrafı olan isimler Ahmet Faruk Sarıkoç, Ahmet Aslan, Ahmet Turan Kural, Ali Mermertaş, Beytullah Eles, Cem Öksüz, Gülin Yiğiter, Erdem Şahin, Ekrem Kalkan, Emrah Gürel, Emrullah Akgün, Ercan Arslan, Esengül Alıcı, Hasan İçel, İsa Cıda, İsmail Serhat Şahin, Levent Kulu, Mehmet Aslan, Meriç Aktar, Metin Öztürk, Ozan Güzelce, Rıza Özel, Selahattin Sönmez, Selçuk Şamiloğlu, Seymen Bozarslan, Sinan Çakmak, Soner Kılınç, Ufuk Turpcan, Ünal Çam, Tolga Adanalı.