ASAYİŞ - 10 Ekim 2024 Perşembe 13:37

Acılı annenin sözleri yürekleri dağladı: "Sahip çıkamadım oğluma"

A
A
A
Acılı annenin sözleri yürekleri dağladı: "Sahip çıkamadım oğluma"

Antalya’da bir hafta önce evden ayrılan ve ailesinin AMATEM’de tedavi edilmesi yönünde karar çıkarttığı genç, yol ortasında silahla vurularak hayatını kaybetti. Annenin “Oğluma sahip çıkamadım” sözleri yürekleri burktu.


Olay, dün gece saatlerinde Antalya’nın Yeşildere Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 112 Acil Çağrı Merkezine gelen, bir kişinin sokak ortasında çıkan tartışma sonucu ateşli silahla vurulduğu ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri isminin Ahmet Yusuf Kaçarlar (22) olduğu öğrenilen şahsın hayatını kaybettiğini belirledi. Bunun üzerine belirtilen adrese Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve Olay Yeri İnceleme ekipleri sevk edildi. Ekiplerin incelemesinin ardından gencin cansız bedeni Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Ekipler olay yerinden kaçan kimliği belirsiz kişinin yakalanması için çalışma başlattı.



"Nasıl dayanacağım bu acıya"


Ahmet Yusuf Kaçarlar’ın ölüm haberini alan aile, sabah saatlerinde Adli Tıp Kurumuna geldi. Yapılan savcılık ve otopsi işlemlerinin ardından gencin cansız bedeni ailesine teslim edildi. Cenazenin teslim alınması sırasında Ahmet Yusuf Kaçarlar’ın annesinin bir hayli üzgün olduğu görüldü. Anne, “Allah’ım ben nasıl dayanacağım bu acıya, sahip çıkamadım oğluma” diyerek gözyaşlarına hakim olamadı. Öte yandan Kaçarlar’ın ailesi tarafından yaklaşık 6 aydır madde kullanmadığının bilindiği, bir hafta önce evden ayrılmasının ardından bulunduğu zaman AMATEM’de tedavi edilmesi için mahkeme kararı çıkartıldığı öğrenildi.



Acılı annenin sözleri yürekleri dağladı: "Sahip çıkamadım oğluma"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: "İsrail’in şımarıklığının Orta Doğu’yu ateşe atma ihtimalini değerlendiriyoruz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, "İsrail’in şımarıklığının Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta Doğu coğrafyasını ateşe atma ihtimalini değerlendiriyoruz. Türkiye olarak özgüvenliyiz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, AK Parti Genel Merkezi’nde basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı görevinde 1. yılını geride bıraktığını ve bu zamana kadar önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Yalçın, hazırladıkları "Hazırlık ve Katılım Süreci Açısından Yeni Anayasa" raporunda anayasanın içeriğine ilişkin bir değerlendirmenin olmadığını vurguladı. Demokratik bir olgunluk içinde anayasa hazırlık sürecinin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğine dair bir rapor oluşturduklarını bildiren Yalçın, "Türkiye’de sivil ve demokratik bir anayasayı yazma ve kabul etme olgunluğu gösterebilirsek, partimizin insan hakları başkanlığı olarak topluma söylemek istediğimiz siyasi pozisyonumuzu bu raporda ortaya koyduk” dedi. Dijital dünyanın insan hakları ve siyasete etkisine ilişkin bir rapor hazırladıklarına dikkati çeken Yalçın, raporu en kısa sürede açıklayacaklarını söyledi. Yalçın, "Sosyal medya mecraları ve dijital dünyada yaşanan gelişmelerin Türkiye’deki insan hakları meselesini nasıl etkilediği ve bu meseleye dair nasıl bir pozisyon alınması, siyaset ve hukuki düzen üretilmesi gerektiğini ele alan bir raporumuz var” ifadelerini kullandı. İsrail’in Filistin’deki soykırımı Filistin’de yaşananların insanlığın son yıllarda gördüğü en büyük katliamlardan birine dönüştüğünü söyleyen Yalçın, "İnsan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan Batılı iktidarlar, Gazze konusunda İsrail’e karşı bırakın herhangi bir tutum almayı, sonuna kadar onları destekleyen bir tavır içine girdiler. AK Parti olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Batılı devletlerin veya İslam dünyasının tutumu ne olursa olsun son derece ilkeli bir duruş sergiledik. İsrail meselesinin maalesef daha da büyüme ihtimali hepimizin malumu. İsrail’in şımarıklığının Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta Doğu coğrafyasını ateşe atma ihtimalini değerlendiriyoruz. Türkiye olarak özgüvenliyiz, her türlü hazırlığımızı yapıyoruz. İsrail’in oluşturduğu kaosun sonuçlarına savunma bakımından hazırlıklı olmak ayrı şey ama toplumsal bilinçlenmeyi artırma ve siyasetin dilinin ülkenin ulusal çıkarını önceleyen zemine gelmesini her fırsatta dile getirmek istiyoruz. Siyasetteki yumuşama, el sıkışma ve benzeri meseleleri hep bu çerçevede okumak gerektiği kanaatine sahibim” ifadelerini kullandı. Kadın cinayetleri ve cinsel istismar olayları Yalçın, son günlerde meydana gelen kadın cinayetleri ve cinsel istismar olaylarının da birim olarak öncelikli çalıştıkları konular olduğunu belirtti. Arka arkaya bazı olaylarla karşı karşıya kalındığını ve toplumun korktuğunu ifade eden Yalçın, "Bu olayların nasıl önleneceğiyle ilgili tartışma yapılıyor ama bu tartışmalar ne kadar sağlıklı yapılıyor? Mesela Türkiye’de suç oranlarının arttığı söyleniyor. Bu gerçekten öyle mi? Hırsızlık olaylarında yüzde 30 azalma var ama dolandırıcılıkta yüzde 11 artış var. Bunları bilmeden tekil olaylar üzerinden yapılacak değerlendirmeler bizi yanlış yerlere götürebilir. Dolandırıcılık kısmında dijital dünya, dünyanın ve teknolojinin gelişmesiyle yeni suç türleri ortaya çıkıyor. Türkiye’de seri katil hikayeleri çıkmaz. Türkiye’de asayiş olaylarında bilinen suç tipleri var. İnsanlar artık sanal dünyanın etkisiyle yeni bir öğrenme biçimi ediniyor. Başka dünyaların, başka suç türlerinin ithal edilme riskleri var. Bu sosyal gerçekliği algılamadan güncel olaylar üzerinden yapılan değerlendirmelerin eksik kalacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu. Bu olayları en aza indirmek için yapılması gereken çok şeyin olduğunu herkesin öngörebildiğini anlatan Yalçın, "Mahkemelerimizin bu tür konularda karar alma biçimleri toplumu doyurucu nitelikte mi, bunu gerçek bir zeminde konuşmamız gerekiyor" dedi. Sosyal medya mecraları Erişim engeli getirilen iletişim platformu Discord’a değinen Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu: "İçerisinde bir gencin, çocuğun kişisel gelişimini bozabilecek, satanist örgütlenmelere üye olmasını sağlayabilecek, nasıl katliam yapabileceğine dair uygulamalı dersler alabileceği yayın mecraları var. Çocuklarımız bu mecralara sınırsızca erişebilmeli mi başta bunu konuşmalıyız. 18 yaşına kadar ehliyet vermediğimiz çocukları sosyal medya trafiğinin içine sınırsızca atabilmeli miyiz? Özgürlük alanları nerede başlıyor, nerede kapanıyor? Bu yayın mecralarının birçoğunun ülkemizde merkezi yok. Devlet bunu bir şekilde düzenleyebilir. Toplumsal olarak mutabakat üreterek gerçek dünyayı nasıl bir hukuk düzeni haline getirdiysek sanal dünyayı da hukuk düzeni haline getirme şansına sahibiz ama bu mesele tartışmaya açıldığında nedense tartışmaya açılamaz bir özgürlük alanı gibi konuşuluyor."