Yerel Haberler
Ankara
Denizli Saraköy Jeotermal Kaynaklı Sera Organize Tarım Bölgesi’nde 7 sera parselinde üretim başladı
19 Kasım 2024 Salı - 14:56 Denizli Saraköy Jeotermal Kaynaklı Sera Organize Tarım Bölgesi’nde 7 sera parselinde üretim başladı Türkiye’nin önemli sanayi şehirlerinden Denizli’nin Sarayköy ilçesinde Türkiye’nin ilk jeotermal kaynaklı bölgesi olarak planlanan Sera Organize Tarım Bölgesi’nde yatırımlar devam ederken üretim de artıyor. 12 sera parseli ile 2 sanayi parselinin yer aldığı bölgede 7 serada domates üretiliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, yüksek teknolojinin kullanılacağı, kesintisiz üretim ve yüksek verimin hedeflendiği organize tarım bölgeleri kurmayı sürdürüyor. Denizli Sarayköy Jeotermal Isıtmalı Sera Organize Tarım Bölgesi’nde sebze-meyve üretimi artarak devam ediyor. Denizli Sarayköy Jeotermal Isıtmalı Sera Organize Tarım Bölgesi Denizli Valiliği, Ticaret Borsası ve Ticaret Odası ortaklığında kuruldu. Tarım ve Orman Bakanlığının günümüz fiyatlarıyla 200 milyon TL’lik kredi desteğiyle alt yapı inşaatları tamamlanan bölge 729 dekar alan üzerine kuruldu. Toplam 12 sera parseli ve 2 sanayi parseli bulunan Jeotermal Isıtmalı Sera Organize Tarım Bölgesi’nde 7 sera parselinde domates üretimine başlandı. Diğer parsellerin tamamı ise yatırımcılara tahsis edildi. Bu alanlarda sera kurulum çalışmaları sürüyor. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, jeotermal enerji ile yüksek teknolojinin kullanılacağı, kesintisiz üretim ve yüksek verimin hedeflendiği, çevreye uyumlu, yeterli büyüklükte ve güçlü altyapısı olan Denizli Sarayköy Jeotermal Isıtmalı Sera Organize Tarım Bölgesi’nin sıfır atık ilkesine dayalı üretim yapacağını belirtti. OTB’nin aynı zamanda sanayi bölümündeki tesislerde tarım ürünlerine değer kazandırarak ülke tarımına büyük katkı sağlayacağına dikkati çeken Yumaklı, bölgenin kurulduğunda Türkiye’nin ilk jeotermal ısıtmalı OTB’si olduğunu hatırlattı. Yumaklı, yılda 15 bin ton sebze-meyve üretimi yapılması planlanan OTB’de yüzde 75’i kadın olmak üzere bin kişiye istihdam sağlanacağı bilgisini verdi. OTB ‘nin tamamen faaliyete geçtiğinde ülke ekonomisine yılda 1 milyar TL katkı sağlayacağının altını çizen Bakan Yumaklı, şunları kaydetti: “Güncel fiyatlarla 200 milyon TL’lik altyapı desteğiyle faaliyete geçen Denizli Sarayköy Jeotermal Isıtmalı Sera Organize Tarım Bölgesi, modern tarımsal üretim yöntemlerinin uygulandığı ve jeotermal enerjiyle ısıtılan seralarda, yüksek kalite ve verimlilikte yaş meyve sebze üreten bir tarım üssü olarak hizmet veriyor. Bu bölge, hem Denizli’nin hem de çevre illerin yaş meyve ve sebze ihtiyacını karşılamayı hedefleyerek, tarımsal arz güvenliğini güçlendirmekte ve yerel ekonomiye de önemli katkılar sağlamaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak ‘üretimin ve üreticinin yüzyılında’ şehirlerimizin ve ülkemizin kalkınmasında öncü rol oynayacak Organize Tarım Bölgelerine yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Güçlü ülkenin güçlü tarımdan geçtiği bilinciyle üreticilerimizin daima yanlarında olacağız. Bölgemiz başta Denizli olmak üzere tüm ülkemize hayırlı olsun.”
Her 8 saniyede 1 kişi KOAH nedeniyle hayatını kaybediyor
19 Kasım 2024 Salı - 13:40 Her 8 saniyede 1 kişi KOAH nedeniyle hayatını kaybediyor Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre ortalama her 8 saniyede 1 kişi KOAH’a bağlı hayatını kaybediyor. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), milyonlarca insanın yaşamını etkileyen ve giderek artan bir küresel sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Dünya genelinde yaklaşık 400 milyon KOAH hastası bulunduğunu ve her yıl 3 milyondan fazla kişinin bu hastalık nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Medicana Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gazi Gülbaş, özellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkan bu hastalığın teşhisi için nefes darlığı hissedilmese dahi 10 yıldan uzun süre sigara kullananların ve özellikle kış aylarında 3 ay veya daha uzun süre öksürük ile balgam şikayeti olanların, KOAH şüphesiyle mutlaka göğüs hastalıkları uzmanına başvurması gerektiğini söyledi. DSÖ verilerine göre, tüm ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer alan KOAH, kadın ve erkeklerde eşit oranlarda görülüyor. KOAH’ın ortaya çıkmasında genetik ve sigara içiciliği gibi çevresel faktörlerin önemli rol oynadığına dikkat çeken Medicana International Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gazi Gülbaş, 20 Kasım Dünya KOAH Günü’nde KOAH’ın sebepleri ve risk faktörleriyle ilgili bilgi verirken, KOAH hastalarına da önerilerde bulundu. “Her 8 saniyede 1 kişi KOAH nedeniyle hayatını kaybediyor” KOAH’ın kalıcı ve sıklıkla hava yollarında tıkanıklık veya akciğer dokusundaki harabiyetin sebep olduğu “nefes darlığı, öksürük, balgam” şikayetleriyle karakterize bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gazi Gülbaş, “Dünya genelinde 400 milyona yakın KOAH hastası olduğu tahmin edilmektedir. Her yıl 3 milyondan fazla kişi KOAH nedeniyle hayatını kaybetmektedir. DSÖ verilerine göre ölüm nedenleri arasında KOAH 3. sırada yer almaktadır. Yani ortalama her 8 saniyede 1 kişi KOAH’a bağlı hayatını kaybetmektedir” dedi. KOAH’ın her iki cinsiyette de görüldüğünü kaydeden Gülbaş, 1980’li yıllardan itibaren kadınlardaki sigara içme alışkanlığıyla birlikte hastalığın da görülme sıklığının arttığını vurguladı. KOAH’ın 40 yaşından sonra ortaya çıktığını ve ilerlediğini söyleyen Gülbaş, bu durumun erken ölüm ve maluliyetlere neden olduğunu, önemli iş gücü kaybı ile yüksek tedavi giderlerine sebebiyet verdiğini söyledi. “Hastaların yüzde 90’ı KOAH olduğunun farkında değil” KOAH’ın teşhisinin kolay olmadığına dikkat çeken Gülbaş, konuşmasına şöyle devam etti: “Gelişmiş ülkelerde dahi her 4 hastadan 3’ü hastalığının farkında olmayıp, bir doktor tarafından teşhis alamamaktadır. Ülkemizde yapılmış çok önemli saha taraması, KOAH hastalarının yüzde 90’ının teşhisinin olmadığını ve tedavisiz hayatlarına devam ettiklerini göstermiştir. Bu durumun sebepleri arasında; hastalığın oluşum sürecinin çok uzun olması ve hastaların şikayetlerinin farkına varamaması, hastalığın belirtilerinin yaşlanmanın doğal sonucu olarak algılanması, öksürük ve balgam çıkarma şikayetlerinin sigara içme alışkanlığının bir parçası olarak düşünülmesi ve yaşlanmayla birlikte daha sedanter yaşama geçilmesi yer alır.” “En önemli risk faktörü sigara” Tütün ve ürünlerinin kullanımı en önemli çevresel risk faktörü oluğunu ve KOAH hastalarının yüzde 85 ila yüzde 90’ının sigara içicilerinden oluştuğunu aktaran Gülbaş, diğer faktörlerle karşılaştırıldığında sigara içen KOAH hastalarının şikayetlerinin daha fazla olduğunu, solunum kapasitelerinin hızlı düştüğünü ve ölüm riskinin sigara içmeyen KOAH’lı bireylere göre artış gösterdiğini vurguladı. “10 yıldan uzun süre sigara kullananlar mutlaka hekime başvurmalı” Hastalık belirtileri arasında özellikle kış aylarında daha da artan nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmanın yer aldığını belirten Gülbaş, “Erken tanı konmadığı, önlem ve tedavi alınmadığı zaman şikayetler giderek artmakta ve hastalık ilerlemektedir. Hasta günlük işlerini ve hatta öz bakımını dahi yapmakta zorlanmakta, evine hapsolmaktadır. Hastalar nefes darlığı hissetmese dahi 10 yıldan uzun süre sigara içiyorsa ve özellikle kış aylarında 3 ay veya daha uzun süre öksürük ve balgam şikayeti varsa, KOAH şüphesiyle mutlaka göğüs hastalıkları uzmanına başvurmalıdır” diye konuştu. “Ailesinde KOAH olanlarda risk daha yüksek” Hastalığın ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığına dikkat çeken Gülbaş, “Genetik faktörler, çevresel faktörlere duyarlılığın artmasına, havayollarının daralmasına ve akciğerlerin hasar görmesine sebep olur. Yakın akrabalarında KOAH hastalığı olanların genetik risk faktörlerine sahip olma oranının yaklaşık yüzde 50 olabileceği düşünülmektedir” ifadesini kullandı. Genetik faktörlerin yanı sıra diğer KOAH nedenlerini de anlatan Prof. Dr. Gülbaş, şöyle devam etti: “Astım hastalığı da KOAH gelişimi için bir risk faktörüdür. Astımı olmayan bireylerle karşılaştırıldığında, astımlı bireyler çevresel risk faktörlerine sahipse (sigara, biyoyakıt dumanı maruziyeti, mesleksel maruziyet gibi) KOAH gelişme riski 12 kat artmaktadır. Ayrıca tozlu ve dumanlı işlerde çalışıyor olmak, hava kirliliği ve bireyin anne karnındaki dönemi de dahil çocukluk çağında geçirilen solunum yolu enfeksiyonları, ebeveynlerin sigara içiciliği, çocukluk çağı astımı, yetersiz beslenme gibi nedenlerle akciğerin büyüme ve gelişiminin geri kalması neticesinde KOAH gelişme riski artar.” “Uzmanından KOAH hastalarına öneriler” Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gazi Gülbaş, KOAH tanısı alan hastalar için şu önerilerde bulundu: Hastalığın oluşumuna sebep olan risk faktörlerine (sigara, biyoyakıt ve mesleksel maruziyet gibi) yönelik hekimlerle iş birliği yapılmalıdır. Hastalık hakkında tedaviler ve yaşam tarzı değişikliklerine yönelik eğitim alınmalıdır. Her yıl kış mevsimine girmeden (Ekim ayının son haftası ile Kasım ayının ilk haftası arasında) grip (influenza) aşısı, hekimlerin uygun gördüğü hastalara da zatürre (pnömokok) aşısı yaptırılmalıdır. Hastalar daha aktif bir yaşam sürmeli ve haftada 5 gün, 45 dk-1 saat düzenli yürüyüş yapmalıdır. Dengeli ve düzenli beslenilmelidir. Pulmoner Rehabilitasyon tedavileri açısından değerlendirilmek için göğüs hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır. İlaç tedavileri doğru bir şekilde ve düzenli olarak alınmalıdır. Yılda en az bir defa doktor kontrolünden geçilmelidir.
"İGEF’25" Fuarı için hazırlıklar başladı
19 Kasım 2024 Salı - 13:29 "İGEF’25" Fuarı için hazırlıklar başladı İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen ve 2025 yılında ikincisi yapılacak olan İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nın (İGEF) tanıtım toplantısı yapıldı. İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nın (İGEF) tanıtım toplantısı ATO Congreisum’da düzenlendi. Toplantıya Türk Polis Teşkilatı Güçlendirme Vakfı (TPTGV) Genel Müdürü İzzet Tuna, Jandarma Asayiş Vakfı (JAV) Genel Müdürü Hakan Saraç, Silah Sanayicileri ve Patlayıcı Maddeler İş Adamları Derneği (SİSİAD) Başkanı Mehmet Cafer Sayılır ve Expolink Furacılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Erdoğan katıldı. “Fuar organizasyonu İçişleri Bakanlığı için bir ihtiyaçtı” İçişleri Bakanlığı himayesinde yapılan İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı hakkında bilgi veren Zeki Erdoğan, “Savunma Sanayi’nin dış tehditlere karşı Milli Savunma Bakanlığı’nın ihtiyaçları var, iç tehditlere karşı da İçişleri Bakanlığı’nın ihtiyaçları var. Emniyeti ve güvenliği sağlamak için ihtiyaç duyulan ürünlerin gerek üretimini yapan gerekse tedariğini yapan firmaların alım heyetleriyle yani ihtiyaç duyan sadece ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesindeki emniyet genel müdürlüklerinin, jandarma genel komutanlıklarının ve içişleri bakanlıklarının yetkililerin bizzat gelmek suretiyle ürünleri gördüğü ve bağlantılar yaptığı bir fuar organizasyonu İçişleri Bakanlığı için bir ihtiyaçtı” diye konuştu. “Biz şimdiden çalışmalarımıza başladık” Erdoğan, Türkiye’de düzenlenen fuarların kamu içinse Ankara’da diğerlerinin ise İstanbul’da yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Fuarlarımızı a firmasının, b firmasının, a şahsının, b şahsının fuarı gibi algılamamak lazım. Fuarlar milli projelerimizi ve sanayimizi gösterebilmekte, geliştirebilmekte son derece önemli. 2024 fuarımızda hem sanayicimizi memnun ettik çünkü katılan firmaların tamamı tekrar katılıyorlar. Bu sene takvimden dolayı katılamayanlar da 2025 fuarı için katılmaya başladılar. Biz şimdiden çalışmalarımıza başladık” açıklamasında bulundu. “3 gün sürecek fuarın ikincisini ATO Kongre Merkezi’nde yapacağız” Türkiye’de ilklerin yapılmasının zor olduğunu belirten TPTGV Genel Müdürü İzzet Tuna ise, “Biraz fazla gayret göstererek tüm paydaşlarımızın da destekleriyle bu fuarı Ankara’da gerçekleştirdik. Tabii tecrübelerimiz de artmış oldu. Seneye 18 Eylül 2025 tarihinde 3 gün sürecek fuarın ikincisini ATO Kongre Merkezi’nde yapacağız” ifadelerini kullandı.
“KUYU-40” operasyonlarında 130 şüpheli yakalandı
19 Kasım 2024 Salı - 13:29 “KUYU-40” operasyonlarında 130 şüpheli yakalandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İl Jandarma Müdürlükleri tarafından 9 ilde 5 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen “Kuyu-40” operasyonlarında 130 şüphelinin yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İl Jandarma Müdürlükleri tarafından 9 ilde 5 farklı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen “KUYU-40” operasyonlarında 130 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Bakan Yerlikaya, yakalanan şüphelilerden 99’unun tutuklandığını, 31’inin ise hakkında adli kontrol kararı verildiğini ifade etti. Yerlikaya, yapılan operasyon kapsamında 40 ruhsatsız tabanca, 23 ruhsatsız av tüfeği, 1 makineli tabanca ve çok sayıda çek ve senet ele geçirildiğini ayrıca suçtan elde edildiği değerlendirilen yaklaşık 100 milyon lira değerindeki; 7 daire, 18 arsa ve 10 otomobile el konulduğunu açıkladı. Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi: “9 ilde Jandarma tarafından 5 ayrı Organize Suç Örgütüne yönelik düzenlenen “KUYU-40” operasyonlarında 130 şüpheli yakalandı. 99’u tutuklandı, 31’i hakkında adli kontrol kararı verildi. Suçta kibirlenen, kendini hukukun üstünde gören suç örgütlerine asla tahammülümüz yok! Organize suç örgütleriyle mücadelemizi azim ve kararlılıkla sürdürüyoruz. nde ve Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı desteğiyle İl Jandarma Komutanlıklarınca İstanbul, Konya, Kahramanmaraş, Bursa, Yalova, Mersin, Ankara, Gaziantep ve Ordu’da düzenlenen operasyonlarda organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs, cinsel istismar, insan ticareti, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, uyuşturucu madde imal ve ticareti, resmi belgede sahtecilik, silah ve mühimmat kaçakçılığı, bilişim yolu ile nitelikli dolandırıcılık, 6136 Sayılı kanuna muhalefet, tefecilik ve tehdit suçlarından haklarında soruşturma başlatıldı.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Lesotho Krallığı, ülkemizin Güney Afrika bölgesinde önem verdiği, ilişkilerimizin olumlu seyrettiği ortaklardan biridir"
19 Kasım 2024 Salı - 13:21 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Lesotho Krallığı, ülkemizin Güney Afrika bölgesinde önem verdiği, ilişkilerimizin olumlu seyrettiği ortaklardan biridir" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Lesotho Krallığı, ülkemizin Güney Afrika bölgesinde önem verdiği, ilişkilerimizin olumlu seyrettiği ortaklardan biridir” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Lesotho Başbakanı Samuel Ntsokoane Matekane’nin ikili görüşmelerinin ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ortak basın toplantısı düzenlendi. Yılmaz, Lesotho Krallığı Başbakanı Samuel Matekane’yi Ankara’da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti. Yılmaz, bu ziyaretin Lesotho Krallığı’ndan Türkiye’ye bu zamana kadar gerçekleştirilen en üst düzey ziyaret olarak tarihi bir nitelikte olduğunu ve Lesotho’yla ikili ilişkilerin geliştirilmesine ve üst düzey temasların önümüzdeki dönemde sıklaştırılmasına vesile olacağına inandığını söyledi. Lesotho’yla uyumlu iş birliği içerisinde olmaktan yine büyük bir memnuniyet duyduklarını aktaran Yılmaz, "Lesotho Krallığı, ülkemizin Güney Afrika bölgesinde önem verdiği, ilişkilerimizin olumlu seyrettiği ortaklardan biridir. Gerek bölgesel gerek çok taraflı platformlarda Lesotho’yla uyumlu iş birliği içerisinde olmaktan yine büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Afrika ülkeleri ile ticari ilişkilerimiz, bölgeye sömürgeci zihniyetlerle yaklaşanların aksine, karşılıklı anlayış ve kazan-kazan ilkeleri temelinde geliştirilmektedir” ifadelerini kullandı. Türkiye, Afrika kıtasının her alanda gelişmesine ve ilerlemesine kardeşlik temelinde katkıda bulunmaya devam ettiğini vurgulayan Yılmaz, "Kıtada 60’ın üzerinde noktaya uçan Türk Hava Yollarımız; TİKA’mız, Maarif Vakfımız ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarımız eliyle kardeş kıtayla daima beraberiz. Kıtayla ilişkilerimizin güçlendirilmesini teminen 2002 yılında 12 adet olan Büyükelçilik sayımız bugün 44’e yükselmiştir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı dönemi dahil olmak üzere, bugüne kadar 31 Afrika ülkesini ziyaret etmişlerdir ve Afrika Ortaklık Politikamızın başarıyla icrasını yakından takip etmektedirler. Önümüzdeki dönemde Afrika’daki diplomatik ağımızı genişletme hedefimiz Maseru’yu da kapsıyor" şeklinde konuştu. Yılmaz, Lesotho makamlarının da ilerleyen dönemde Ankara’da bir büyükelçilik açma niyetlerinden haberdar olmaktan memnuniyet duyduklarını bildirdi. "2003 yılında Afrika kıtası ile 5,4 milyar dolar seviyesinde olan ticaret hacmi 2023 yılında 7 kat artarak 37 milyar dolara ulaştı" 2003 yılında Afrika kıtası ile 5,4 milyar dolar seviyesinde olan ticaret hacminin 2023 yılında 7 kat artarak 37 milyar dolara ulaştığını ifade eden Yılmaz, "Hedefimiz Kıta’yla en kısa sürede ticaret hacmimizi 50 milyar dolara ulaştırmaktır. Afrika’daki Türk yatırımlarının sermaye pozisyonu, 2023 yılı itibarıyla 2,3 milyar dolara yükselmiştir. Türk yatırımlarının toplam değerinin ise 10 milyar dolar seviyesine ulaştığı tahmin edilmektedir. Türk müteahhitlik firmaları Afrika kıtasında bugüne kadar 91,6 milyar dolar değerinde bin 977 proje üstlenmiştir. Sahraaltı Afrika ülkeleriyle ise 2003 yılında 1,35 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2023 yılında 12,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Türk yükleniciler tarafından bu bölgede toplam tutarı 26,7 milyar doları bulan 445 taahhüt projesi üstlenilmiştir" dedi. Yılmaz, ikili ticaret ve yatırımlarının gerçek potansiyeline ulaştırılmasının öncelikli hedefler arasında yer aldığını ve çalışmaları bu yönde sıklaştırma kararı aldıklarını açıkladı. Yılmaz, ziyareti vesilesiyle Başbakan ile baş başa ve heyetler arası yaptıkları görüşmelerde; ilişkileri ticaret, tarım, eğitim, turizm ve çevre alanlarında geliştirme ve karşılıklı ticaretin ve yatırımın artırılmasına yönelik yeni adımlar atılması hususlarında mutabık kaldıklarını söyledi. Lesotho’yla Türkiye arasında 2016 yılında imzalanan Ticari ve Ekonomik İşbirliği (TEİ) Anlaşması’nın ilişkilerin ahdi zeminini oluşturduğunu bildiren Yılmaz, "Anlaşmanın iç onay süreçlerinin kısa sürede tamamlanmasını, anlaşma yürürlüğe girdikten sonra Karma Ekonomik Komisyon mekanizmasını da en kısa sürede oluşturmayı öngörüyoruz. Ayrıca müzakere aşamasında olan Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması’nı da en kısa zamanda neticelendirerek imzaya hazır hale getirmek istiyoruz. Başbakan Sayın Matekane yatırımlar alanındaki ilişkilerimize ivme vermek üzere 5 Bakan ve ilgili Lesotho kurumlarından ve şirketlerinden üst düzey yetkililerin yer aldığı geniş bir heyetle buradalar" şeklinde konuştu. Kıta’da hâlihazırda 22 temsilciliğiyle faaliyet gösteren TİKA’nın, Lesotho Krallığı’nda sosyal kalkınmaya yönelik önemli projeler yürüttüğünü belirten Yılmaz, "Bu projelerin ve Lesotho’ya kalkınma alanındaki desteğimizin önümüzdeki dönemde de sürdürülmesini öngörüyoruz. 2009 yılından bu yana 46 Lesotolu öğrenci Türkiye bursları ile ülkemizde öğrenim görmüştür. Türkiye burslusu Lesotho öğrenci sayısını artırmayı arzu ediyoruz. Lesoto hükümetinin, ülkelerinde herhangi bir FETÖ yapılanmasına izin vermemiş olması ve ülkemizle bu konuda iş birliğine açık bir tutum sergilemeleri bizleri ziyadesiyle mutlu etmektedir. Kendilerine bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyorum. Türkiye Maarif Vakfımızın başkent Maseru’da bir devlet okulunu devralmasına yönelik çalışmaları da en kısa zamanda neticelendirilmek niyetindeyiz” ifadelerini kullandı.